AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP

Aşağa gitmek 
+5
INSAN
keyfiyet
turbix
GÖLGE
AZYA
9 posters
Sayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: AKP’ye CIA'sal balans   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyPtsi Nis. 05, 2010 8:26 pm

Konunun ilk mesajı :

AKP’ye CIA'sal balans
03 Nisan 2010 Cumartesi

Necdet PEKMEZCİ’nin Haberi avaztürk

AKP’ye hiç ummadığı yerden ciddi bir uyarı geldi.



ABD, AKP’yi demokrasiyi tehlikeye atmakla itham ederek, uyardı.


Edinilen bilgilere göre Washington, uyarıyı ABD’nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz aracılığıyla gönderdi.


Abramowitz, 17-22 Mart tarihleri arasında Ankara ve İstanbul’da çeşitli görüşmeler yaptı. Abramowitz , başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere çok sayıda AKP’li milletvekili ile birebir ve guruplar halinde bir araya geldi.


Morton Abramowitz’in yaptığı görüşmelerde hem Cumhurbaşkanı Gül’ü hem de AKP’li vekilleri uyardığı ortaya çıktı.


İddialara göre, Morton Abramowitz en ciddi çıkışını milletvekilleri ile yaptığı baş başa görüşmelerde yaptı.


Türkiye’de demokrasinin kırılma sınırında dolaştığı uyarısını yapan Abramowitz’in, yaşanan sıkıntıdan AKP’yi sorumlu tuttuğu kaydedildi.


Hükümetin demokrasi ve özgürlükler adına hareket ettiği iddialarının inandırıcı olmadığını ifade eden Abramowitz, başta anayasa değişikliği çalışmaları konusu olmak üzere AKP’ye ciddi uyarılar yönelttiği bildirildi.


Abramowitz, en ciddi uyarıyı ise “demokrasi” konusunda yaptı:


“Demokrasi aslında elitler rejimidir. Siz zannediyorsunuz ki eliti zayıflatırsanız demokrasi güçlenecek. Sadece ayak takımı güçlenir.


Özgürlükler adına ayak takımını güçlendirirseniz orta vadede özgürlüklere en büyük zararı verirsiniz…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Mart 29, 2011 4:00 pm

[quote:fe12="AZYA"][quote]El-Cezire televizyonu Türkiye'nin Libya'ya uçak ve gemi gönderme haberini 'acil' başlığı ile izleyicilerine duyurursa bunun çok anlamı vardır. Çünkü Başbakan Erdoğan bölge halklarına hep doğru şeyler söylemiş Türkiye ise bölgesel politikalarında hiç yanlış bir adım atmamış ve bundan dolayı büyük saygınlık ve prestij kazanmıştır. [/quote]

Bu satırlar stratejik önemi haiz.

AKP'nin sonunun gelidğine, getirilebileceğine işaret eden satırlar.

Kaçırılmayacak bir fırsata işaret ediyor. İhtilali kopartacak bir fırsat. Allahyolunu Kesen Parti'nin bir hamlede berhava edilip, yol üzerindeki bütün engellerin bir anda ortadan kaldırılabileceği bir fırsat. Yeter ki, bütün gücümüzle düşman "Şah"ına yüklenelim. AKP'yi deşifre etmek ve engel olmaktan çıkarmak, aynı zamanda Anadolu ahalisni de bu uykudan, rüyadan uyandırmak, kendine getirmek, şuurlarda ihtliale yol açmak, bunun tabi neticesi olarak da iktidarı ele geçirmekle neticelenecek bir sürece işaret etmekte. Yapabiliriz. Yeter ki isteyelim. Bir el uzatımı mesafede. AKP tarafından uyutulan, uyutulması hoşuna gidenleri uykularından silkindirmek için elimize tarihi bir fırsat geçti.

Kesin tavırlı olacağız, onu bunu şunu, uzakta olan Amerika veya bir başkasını değil, veya mücerret emperyalizm mefhumunu da değil, direk bu düşman unsurların önümüze diktiği müşahhas unsur AKP ve lideri ile hesaplaşıcı bir tavır ve duruş. Kitleler nazarında hedefi müşahhaslaştırıp, basite indirgeyici bir duruş ve tavır. Unutulmasın, biir insan ne kadar sevilirse, ihaneti deşifre olduğu vakit nefret de o ölçüde fazla olur, bu meyanda kitlelerin yıkıcılığı da o derece... Yani şu an için RTE'nin seviliyor olması ve aldığı oy oranının yüksek oluşu, bir handikap olduğu kadar gemiyi hızla hedefine götürücü çok kıymetli bir rüzgara dönüşebilir de. Dönüştürebilirsek...

Ya Allah, vira bismillah![/quote]




İhtilal, bir bünyenin içinde vuku bulan yeni kıvamarayışı değil mi? Bir kıvamdan diğerine geçiş...

Türkiye'deki bu kıvam değişiminin önündeki mania AKP değil mi? Bir ihtilalden bahsediyorsak, önce onu iç bünyede, şuurlarda gerçekleştirmek gerekmez mi? AKP'yi yıkma şuuru ve vasıtalarını gözetmeden, halkın şuuruna AKP'nin zehrinin tesirini göstermeden, katılımını sağlayabilir miyiz? AKP orda durdukça ihtilale giden yolların da kapalı olduğu bedahet değil mi O halde?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Mart 29, 2011 4:03 pm

Mahalli, AKP'nin yıkılışının ne kadar olabileceğini işaret ediyor. El Cezire yayına geçse, biter. Gemileri yolladığını duyursa, biter. BU ihanet AKP'yi bitirecek olan şey. İhaneti görür diyor Arap halkı ve RTE'ye olan teveccüh de biter. Aslında bu kadar basit. Şimdi AKP'nin bu ihanetini her vesile ile ortaya dökmeli, deşifre etmeli, sistematik bir şekilde hakikatleri göstermeli ki bitsin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Mart 29, 2011 5:40 pm

<div><font color="#ff0000" face="Arial"><strong>ABD Büyükelçisinin Türk Ordusu
tahlili</strong></font></div>
<div><font color="#ff0000" face="Arial"><strong>+++++++++++++++++++++++++++++++++</strong></font></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial" size="2">Ali Serdar Bolat     28 Mart 2011</font></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial">Wiki sızıntılarını yayımlamaya başlayan Taraf, belgelerde
değişiklikler yapıyor, bazı yerleri sansür ediyordu.</font></div>
<div><font face="Arial">Son olarak ABD Büyükelçisinin AKP ile ilgili
değerlendirmesini sansür edince, Aydınlık belgenin aslını yayımladı. (24 Mart
2011)</font></div>
<div><font face="Arial">Bozguna uğrayan Taraf gaz tenekesi, ertesi gün, 25
Mart'ta, başka bir belgedeki AKP değerlendirmesini vermeye mecbur
oldu.</font></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial">İşte Taraf'ın "Cümleten şoktayız" başlığı altında verdiği
bölüm::</font></div>
<div> </div>
<div><img src="http://64.4.56.119/att/GetInline.aspx?messageid=ab299d2b-59b0-11e0-87af-002264c28076&attindex=0&cp=-1&attdepth=0&imgsrc=cid%3aEBB295411E5641FE93819565265CB5F3%40Aydn&hm__login=buyukasya&hm__domain=hotmail.com&ip=10.25.156.8&d=d5685&mf=0&hm__ts=Tue%2c%2029%20Mar%202011%2012%3a50%3a06%20GMT&st=buyukasya&hm__ha=01_a72ed4203ee0b8a2c9f97c1c3d585ecf50d2916f7e420292c402c3ab8f53fad3&oneredir=1"></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial">
<div><font color="#800000" face="Arial"><strong>1 Mart 2003'deki asker tezkeresinin
reddini yorumlayan ABD Büyükelçisi merkeze
yazdı:</strong></font></div></font></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial"><strong>"Erdoğan ve Gül ciddi bir risk alarak ABD'nin
desteklenmesi için çaba gösterdiler,</strong></font></div>
<div><font face="Arial"><strong>                                                                                                 
sonunda da kamuoyu önünde küçük düştüler.</strong></font></div>
<div><font color="#0000ff" face="Teen" size="4"><strong>En iyi dostumuz olduğunu iddia
eden</strong> <strong><font size="5">generallerle bürokratlar ise
</font></strong></font></div>
<div><font color="#0000ff" face="Teen" size="4"><strong><font size="5">                                                             hem AKP'ye
hem de bize karşıydı</font>."</strong></font></div>
<div> </div>
<div><font face="Teen" size="5">********</font></div>
<div> </div>
<div> </div>
<div><font face="Arial" size="2">"Nasılsa foyamız meydana çıktı, bozuntuya vermeden
birkaç belgeyi daha sansürsüz verelim" kararı veren Taraf gaz tenekesi, 28 Mart
günlü sayısında bir belgeyi sansürsüz verdi:</font></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial" size="2">ABD Ankara Büyükelçisi Pearson'ın 18 Nisan 2003'de
Vaşington'a gönderdiği telgrafta </font><font face="Arial" size="2">Türk
Genelkurmayı "Dik kafalı ve kasvetli bir siyasi koalisyon" olarak
değerlendiriliyor.</font></div>
<div><font face="Arial" size="2">"İrtibatta olduğumuz şu XXX kişilerden aldığımız
bilgilerdir, bu kişilerin kimliklerini kesinlikle koruyun" deniyor.</font></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial"><strong>Telgraftaki önemli bölümler
şöyle:</strong></font></div>
<div><strong><font face="Arial">+++++++++++++++++++++++++++++</font></strong></div>
<div> </div>
<div><font face="Arial"><strong>"<font color="#ff0000">Bilgi aldığımız bu kişiler,
</font></strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><strong>               
<font color="#800080">"ABD'ye karşı daha önce görülmedik derecede abartılı bir
şüphe hissi besleyen" </font></strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><strong>                                                                                                              
bir Türk Genekurmayı tarif ediyorlar.</strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2">Türk Genelkurmayını birbirine bağlayan temel
kurumsal içgüdüler:</font></div>
<div>---Kemalizme olan sarsılmaz bir bağlılık (******'e tapınma ve  </div>
<div>                                    ordunun, <font color="#008000">Devlet'in
sivil denetimden muaf, yüce ve korkutucu muhafızı olma</font> görevine duyulan
inanç); </div>
<div>---"Laikliğe" katı bir bağlılık ve Türkiye'nin İslam'la kültürel olarak
özdeşleştirilmesinin ötesine geçen her şeyden duyulan korku; </div>
<div>---Kürtlerden duyulan derin şüphe;</div>
<div>---Kıbrıs'ta her türlü pratik çözüme karşı direniş; </div>
<div> </div>
<div><font face="Arial"><strong>Genelkurmayda üç ana gurup
var</strong></font></div>
<div><strong><font face="Arial">++++++++++++++++++++++++++++</font></strong></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font face="Times New Roman" size="3"><font face="Arial" size="2">Türk Genelkurmayı'nın kendi içinde görüş birliğine sahip olduğu
yönündeki iddiasına karşın, bizim irtibatta olduğumuz kişilere göre, şu
anda<font size="3"><strong> </strong><font size="2">birbirine rakip üç ana grup
var.<br><br></font><strong>Birincisi,</strong></font>
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font face="Times New Roman" size="3"><font face="Arial" size="2"><strong><font color="#800000">Türkiye'nin stratejik çıkarının, ABD ve
NATO ile sıkı bağlar sürdürmekte olduğunu,
</font></strong></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font face="Times New Roman" size="3"><font face="Arial" size="2"><strong><font color="#800000">                                                                 
coşkulu biçimde olsa da olmasa da, kabul eden <font face="Comic Sans MS" size="4">"Atlantikçiler."</font></font></strong></font><font face="Comic Sans MS" size="4"> </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong></strong> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong><font size="3">İkincisi, </font></strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong><font color="#0000ff">---ABD ile bağları sürdürme ihtiyacına
öfkelenen,</font></strong> <strong><font color="#ff0000">Türkiye'nin AB üyeliğine
karşı çıkan,</font></strong> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong>---hiç kimseye güvenmemeyi</strong> <strong><font color="#008000">(lrak topraklarında kurulacak bağımsız bir Kürt Devteti'ni
</font></strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong><font color="#008000">                                                           
destekleme niyetinden emin oldukları ABD de buna dahil)</font></strong>
<strong>yeğleyen</strong> ve </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong><font color="#800080">---Kemalist devletin tavizsiz biçimde
korunmasında ısrar eden katı <font face="Comic Sans MS" size="4">"Milliyetçiler."
</font></font></strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong></strong> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3"><strong>Üçüncüsü,</strong></font> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong>Rusya'yla <font color="#ff00ff">ya da Rusya ile İran'ı</font> <font color="#0000ff">veya Rusya ile Çin'i içine alan</font> </strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong>                                       bir gruplaşma île daha yakın
ilişkiler kurmayı düşünen <font face="Comic Sans MS" size="4">"Avrasyacılar."</font></strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong></strong> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3"> Türk Genelkurmayı'nın kendi içindeki siyasi yarışta,
"Avrasyacılar" ile "Milliyetçiler" geçici müttefiklerdir.</font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3"><strong>Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi
Özkök</strong></font><font color="#ff0000" size="3"><strong> </strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><strong><font size="3">+++++++++++++++++++++++++++++++++</font></strong></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><strong>Yakın geçmişteki seleflerinin hepsinden
daha demokrat eğilimli ve daha Atlantikçi.</strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">Ancak o, büyük ölçüde izole edilmiş durumda, kurmay
kademelerde gerçek müttefikleri varsa bile, sayıları pek az. </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">Özkök, daha inatçı ve katı tutumlu meslektaşlarıyla
çatışmaktan uzak durmak adına, kendi görüşlerini söylemiyor; </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">irtibatta olduğumuz kişilerden biri, Özkök'ün "Hamletvari" bir
kararsızlıkla davrandığını söyledi. </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">Özkök, 1 Mart tezkeresi oylanmadan önce, halka, Türkiye'nin
ABD'yi desteklemesinden yana bir açıklama yapmak konusunda izin istedi ama
Cumhurbaşkanı Sezer, ona bunu yapmamasını söyledi.</font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">Özkök, oylamadan 5 gün sonra Türk Genelkurmayı'nın ABD'nin
talebini desteklediğini açıkladı. </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">Ama biz bu arada 6 milyar dolar kaybetmiştik.</font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3"><strong>Miliyetçi ve Avrasyacı
generaller</strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3"><strong>+++++++++++++++++++++++++++</strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--Genelkurmay ikinci Başkanı
General Yaşar Büyükanıt, </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--Kara Kuvvetleri Komutanı
General Aytaç Yalman, </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--Birinci Ordu Komutanı
General Çetin Doğan; </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--İkinci Ordu Komutanı
General Fevzi Türkeri, </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">           <font color="#ff0000"><font color="#000000">(ki XXX'e
göre, Amerikan-karşıtı, hakaretamiz haberler sızdırmak için
</font></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3"><font color="#ff0000"><font color="#000000">                                       milliyetçi sosyalist
haftalık dergi <strong><font color="#800080">Aydınlık</font></strong>'ı uzun
zamandır kullanıyor)</font></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">                                                   (mesela,
ABD'nin PKK/KADEK'e malzeme desteği sağladığı yönündeki ithamlar)
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--MGK Genel Sekreteri
General Tuncer Kılınç </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">                
(Türkiye'nin Rusya ve İran'la daha güçlü bağlar kurmasının avukatlığını açıkça
yapıyor)</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--Jandarma Genel Komutanı
General Şener Eruygur</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">              (kaynaklarımız, Jandarma'nın Türk Genelkurmayı
tarafından rutin biçimde araştırmacı ve "polislik" amaçlar için kullanıldığını
söylüyorlar.)</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">-- Aynı zamanda, muhtemel
Genelkurmay Başkanı olabileceği yönünde tüyo verilen J-3 (Genelkurmay Harekât
Başkanı) Korgeneral Köksal Karabay'ın da bu grupla ilişkili olduğunu öğrendik.
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--<font color="#800000">Özkök'ün en ateşli ve liberal destekçileri</font> (J-5
-Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Reşat Turgut bunların
tipik bir örneği) <font color="#800000">ise, </font><font color="#800080">milliyetçilere ve Avrasyacılara kıyasla daha az mücadeleci olma
eğilimindeler.<br><br></font><strong>AKTULGA, KOMAN VE
KIVRIKOĞLU</strong></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><strong>+++++++++++++++++++++++++++++++<br></strong>Katı
muhafazakâr generaller, </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--General Doğu Aktulga
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">        (dönemin İslamcılar
liderliğindeki hükümetine karşı yapılan 1997 post-modern darbesine katılmıştı);
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--General Teoman Koman
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">         (bir zamanlar Milli
İstihbarat Teşkilatı'nın başındaydı) </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Özkök'ün selefi Hüseyin
Kıvrıkoğlu dahil, nüfuz sahibi üst rütbeden emekli subaylarca da dışarıdan
destekleniyorlar.<br><br>Bu katı muhafazakâr çizgi, aynı zamanda İstanbul'daki
Harp Akademileri  tarafından da titizlikle korunuyor.<br>Harp
Akademileri'nde</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">--Mart 2002 yıllık ulusal
güvenlik konferansında Tuncer Kılınç Rusya-İran yanlısı değerlendirmeler
yaptı</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font size="3">--Mart 2003'deki konferansta Kıvrıkoğlu, Doğan ve bir düzine
üst rütbeli subay, ABD Genelkurmayı'na bağlı Harp Okulu Dekanı'nın
sunumuna sıradışı bir sertlikle tepki gösterdiler ve bir dizi ABD karşıtı
yorumda bulundular.</font><font color="#ff0000"><font color="#000000"><br></font></font></font></div><font face="Arial" size="2">
</font><div><font face="Arial" size="2"> </font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><strong>TÜRK GENELKURMAYI VE
ABD'NİN
ÇIKARLARI<br>+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++</strong></font></font></font></div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3">
</font></font><div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#800000">Türk Genelkurmayı'nın, </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><strong><font color="#008000">--ABD'nin lrak stratejisine karşı uzatmalı
muhalefeti, </font></strong></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><strong><font color="#0000ff">--operasyonel konularda
ayak sürümesi</font></strong> ve </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><strong><font color="#ff0000">--ABD'nin Irak'ta Türk
karşıtı bir gündemi olduğuna dair devam eden suçlamaları,</font></strong>
</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">daha çok sayıda Türk'ün, Genelkurmay'ın ABD ile
ilişkilere ne kadar bağlı olduğu konusunda daha çok soru sormasına yol
açtı.<br><br>Dahası, kamuoyu, generalleri daha fazla mercek altına aldıkça,
diğer kaynaklarımızın yaptığı çıkarsamayı, </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Türk Genelkurmayı'nda irtibatta olduğumuz kişiler de
bize itiraf etmeye başladılar: </font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Bu da:</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"> <font color="#800080" face="Comic Sans MS" size="4"><strong>(askeriyenin) üst yönetimındeki "bazı" kişilerin,
</strong></font></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><font color="#800080" face="Comic Sans MS" size="4"><strong>             ABD ile stratejik ortaklığı devam
ettirmekten çok, </strong></font></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><font color="#800080" face="Comic Sans MS" size="4"><strong>                         AK Parti'nin ve Kürtler'in
altını oymakla ilgilendiğidir.<br><br></strong></font>Mevcut siyasi ortam
düşünüldüğünde, <strong><font color="#800000">Türk Genelkurmayı içindeki sürtüşme,
Türk Devleti'nin ABD'ye olan kızgınlığını ve önümüzdeki istikrarsız dönemde
bizim için merkezi önem taşıyan meselelerde yardımı dokunacak kararlar alma
konusundaki isteksizliğini pekiştirmeyi sürdürecektir.</font></strong> Dahası,
askeriyenin en üst kademeleri ile emir-komuta zincirinin daha alt
kademelerindeki ateşli unsurlar arasındaki gerginlikler, geçmişte defalarca
olduğu gibi (en son 1997'de) liderlik açısından siyasi bir sorun
oluşturabilir.<br><br><strong>İleri görüşlü subaylar lazım</strong></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000"><strong>+++++++++++++++++++++++<br></strong>Özkök'ün
ABD ile yeniden sağlam bir işbirliği inşa etmek için, Türk Genelkurmayı'ndaki
muhaliflerinin emekli olmasını bekleyerek fırsat kolladığı yönünde bazı
ipuçlarına sahibiz. Ancak, Türkiye'de sıkça olan şey, dışarıdaki olaylar kendi
hızlı tempolarında sürüp giderken, doğru zaman bekleyerek fırsat kollamanın
kendi içinde bir amaca dönüşmesidir. Bu nedenle, irtibatta olduğumuz kişiler,
Türk Devlet sistemi üzerindekı mevcut askerî hâkimiyette köklü değişiklikler
olması kadar, </font><font color="#ff0000"><strong>ABD-Türk ilişkisinin yeniden
dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakârların istifasını hem de özellikle
modern, ileri görüşlü yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini
tahmin ediyorlar."</strong></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><strong></strong> </font></font></div>
<div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font face="Teen" size="5"><strong>********</strong></font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"> </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">"Katı muhafazakarların istifası" gerçekleşmeyince, ABD
tarafından kara listeye alınan komutanlar Ergenekon, Balyoz vesaire tertipleri
ile etkisiz hale getirilmeye çalışıldı.</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Hem niye istifa etsinler ki? Büyükelçi de istifa
etmeyeceklerini biliyor, istfa demekle tasfiye edelim demek
istiyor.</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"> </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Gelgelelim "ileri görüşlü" yani Hilmi Özkök benzeri
Amerikancı subay kadrosu nasıl yetiştirilecektir?</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Bu hiç de kolay bir şey değildir. Özkök gibi birkaç
istisna ile iktifa etmek zorunda kalacaklardır korkarım (!)</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"> </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Taraf gaz tenekesi kurşunu ayağına sıkmıştır. Wiki
sızıntıları Taraf'ın tüm iddialarını yerle bir etmektedir.</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Darbecilikle suçlanan komutanların Amerika karşıtı
oldukları, bir ABD-NATO örgütlenmesi olan gladyo-kontrgerilla ile bir
illişkilerinin olmadığı apaçık ortaya çıkmıştır.</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Taraf okuyucuları (tabii Amerikancı olmayanları) bir
yol ayrımına gelmişlerdir.</font></font></font></div></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"> </font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">+++++++++++++</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><font color="#000000">Habertürk sitesi Taraf'ın verdiği telgrafı tam metin
olarak yayımladı.</font></font></font></div>
<div><font face="Arial" size="2"><font color="#ff0000" size="3"><a href="http://www.haberturk.com/gundem/haber/615002-genelkurmayi-uce-ayirmislar" target="_blank"><font color="#0066cc"><strong>http://www.haberturk.com/gundem/haber/615002-genelkurmayi</strong></font></a></font></font></div>
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Mart 29, 2011 5:41 pm

Genelkurmay'ı üçe ayırmışlar!
ABD Dışişleri yetkilileri TSK'yı analiz ediyor. Wikileaks belgelerinden...
28 Mart 2011 Pazartesi, 15:18:26

..Yeni ortaya çıkan Wikileaks belgelerinde, ABD Dışişleri'nin ve ABD'nin Ankara Büyükelçiliği yetkililerinin Türk ordusuna ilişkin ilginç değerlendirmeleri yer alıyor.

Bugün Taraf Gazetesi'nin yayınladığı 'Wikileaks Türkiye Belgeleri'nde, ABD'nin 2003 yılına ait kriptosunda Türk Genelkurmayı'nın kendi içinde üçe bölündüğü iddia ediliyor.

"TÜRK GENELKURMAYI: DİK KAFALI VE KASVETLİ BİR SİYASİ KOALİSYON"
18 Nisan 2OO3'te, ABD'nin Ankara Büyükelçisi W. Robert Pearson'ın Washington'a gönderdiği "GİZLİ" ibareli telgraf bu başlığı taşıyor. Zamanlamasına ve içeriğine bakınca, Pearson'ın bu telgrafı, 1 Mart 2OO3'te TBMM'nin lrak tezkeresini reddetmesi ışığında, Türk Genelkurmayı'nın bu süreçte nasıl bir rol oynadığının ve daha genel olarak, Genelkurmay'ın ve ordunun bünyesindeki çeşitli kesimlerin ABD'ye nasıl baktığının anlaşılmasına yardımcı olmak üzere yazdığı düşünülebilir.

İşte o telgrafın tam metni:

Hiç bu kadar bölünmemişti
(1) ÖZET: Referans A-E belgelerlnde kaydedildiği üzere (Bu belgeler telgraf metninde yer almıyor), iç ve dış politika konularında birçok üst rütbeli askerî lider arasında gerilimler mevcutken, Türk Genelkurmayı, siyasi hayata ve siyaset üretimine günbegün derinlemesine karışmayı sürdürüyor. (Generaller arasındaki) bu bölünmeler, bugün, geçmişte herhangi bir dönemde olduğundan daha görünür bir halde ve irtibatta olduğumuz kişilere göre, ABD için önem taşıyan operasyonel siyasi ve diplomatik konulardaki işbirliğinde ilave sürtüşme ve gecikmeler yaratacak.
ÖZETİN SONU.

"İrtibatta olduklarımız XXX..."
Geniş bir siyasi yelpazeden, uzun süredir irtibatta olduğumuz çok sayıda kişi, Türk Genelkurmayı'ndaki karar alma sürecini etkileyen çekişmeler ve istikrarsızlık ile bu bölünmelerin, Türkiye'nin ABD'yle işbirliği yapma iradesine yaptığı zararlı etkiye ilişkin endişelerini yakın bir geçmişte bizimle paylaştılar. İrtibatta olduklarımız (kimliklerini kesinlikle koruyun), şu kişileri kapsamaktadır ama bunlardan ibaret değildir: (1) Eski MGK personeli ve daha önce askeri istihbarattaki kariyeri esnasında, Türk Genelkurmayı'nın şimdiki üst rütbeli generalleriyle önemli ölçüde zaman geçiren XXX; (2) XXX'in Başkan Yardımcısı XXX; (3) XXX'in (İslamî yönelimli ama müesses nizamla bağlantılı) XXX grubunun yöneticileri; (4-7) XXX muhabiri XXX, XXX yazarı XXX, XXX yazarı XXX ve Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Gül dahil üst düzey Türk hükümeti yetkilerine mükemmel erişimi olan XXX; (8) büyük bir medya grubunun sahibi ve CEO'su; (9) Önde gelen bir 'müesses nizam'cı STK olan XXX'in yöneticisi XXX ve (10) Parlamenter Kürt ve İslamcı çevrelere mükemmel erişimi olan eski bir parlamento üyesi. Bu şahıslar, istikrarlı şekilde, hizipçikle parçalanmış ve ABD'ye karşı daha önce görülmedik derecelerde abartılı bir şüphe hissi besleyen bir Türk Genelkurmayı tarif ediyorlar.

KORPORATİST KÜLTÜR
(2) İrtibatta olduğumuz şahıslar bize, kişisel çekişmelere karşın, Türk Genelkurmayı'nı birbirine bağlayan belli kurumsal içgüdülerin de kuşkusuz mevcut olduğunu hatırlatıyorlar. Bu içgüdüler şunları kapsıyor:
(1) Kemalizme olan sarsılmaz bir bağlılık (******'e tapınma ve ordunun, Devlet'in sivil denetimden muaf, yüce ve korkutucu muhafızı olma görevine duyulan inanç); (2) Alt rütbelerde bireysel inisiyatifi hoş görmeyen katı bir şirket (corporate) kültürü; (3) "Laikliğe" katı bir bağlılık ve Türkiye'nin İslam'la kültürel olarak özdeşleştirilmesinin ötesine geçen her şeyden duyulan korku; (4) Sahip olduğu bol teşvikler, bütçe dışı fonlar, yüklü emeklilik fonları, maaşlı rahat işler (burada "arpalık" diye de tercümesi mümkün olan "sinecure" kelimesi kullanılıyor) ve diğer imtiyazlar konusunda kuvvetle korumacı olan içe dönük bir kültür (XXX bize somut örnekler verdi); (5) Kürtlerden duyulan derin şüphe; (6) Kıbrıs'ta her türlü pratik çözüme karşı direniş; (7) Askeriyedeki yolsuzluk kanseri ve Türk Genelkurmayı'nın kendini temizlemek konusundaki ortak gönülsüzlüğü:

—(Askerî) alım skandalları (irtibatta olduğumuz birçok kişi İsrail'e verilen M-60 tankları ve F-4 savaş uçağı modernizasyon ihalelerinde rüşvet döndüğüne ilişkin ısrarlı haberleri gündeme getiriyor; savunma alanında önde gelen bir Batılı müteahhitlik şirketinin Türkiye'de yaşayan yabancı uyruklu üst düzey temsilcisi de bize, Bell helikopterlerinin rakibi olan Kamov'un ve diğer Rus şirketlerinin Türkiye temsilcisi olan Rusya yanlısı meşhur işadamı Ali Şen tarafından, 2002 Ağustosu'nda, deniz kıyısındaki tatil beldesi Bodrum'da Türk subayları için verilen ve çok sayıda Rus tele-kızın katıldığı partinin ayrıntılarını anlattı)

—Kuzey Kıbns'taki Türk askerî mülkleriyle ilgili çıkar çatışmaları ve Türkiye'nin güneydoğusundaki uyuşturucu kaçakçılığı ile bağlantılar; XXX ayrıca, askerî istihbaratta çalıştığı dönemde, PKK'ya ilaç satmak üzere Türk ordusunun bünyesinde kotarılan bir anlaşmanın istemeyerek parçası olduğunu bize anlattı.

(3) Türk Genelkurmayı, aynı zamanda fikren bir bütün olmadığının ima edilmesine şiddetle öfkeleniyor: Türk Genelkurmayı'nın yönetimindeki çekişmeleri konu alan bir Washington Post haberine tepki olarak, Genelkurmay Başkanı Özkök, 10 Nisan'da resmi bir kuruluş olan TRT'den yayınladığı açıklamayla, özellikle de "Irak'taki gelişmeler nedeniyle ülkenin çok ciddi bir dönemden geçtiği şu sırada" bu haberin yersiz olduğu eleştirisinde bulundu. İrtibatta olduğumuz şahıslar istisnasız bir şekilde, Özkök'ün bu açıklamasını, benzer değerlendirmelere karşı Türklere yapılmış genel bir uyarı olarak değerlendirdiler.

Ancak daha sonra, önde gelen üç gazeteci (Akif Beki, dış politika yazarı Murat Yetkin ve CNN-Türk dış politika muhabiri Barçın Yinanç), Büyükelçilik basın ataşesine ayrı ayrı, Post'un haberine hayran olduklarını belirttiler; her birinin fîkrince, hiçbir Türk gazetecisinin bu haberi yazmaya cesaret edemeyecek olması bu hayranlığı arttırıyordu. Askeriyenin gazetecilere gözdağı vermesi konusuna gelince, hem Jane's Defence Weekly'den Lale Sarıibrahimoğlu hem de Hürriyet'ten Cüneyt Ülsever kısa süre önce bize, askeriyeyi açıkça eleştirmelerinin bir sonucu olarak hayatlarından endişe duyduklarını söyledi.

GENELKURMAY'DA ÜÇ ANA GRUP VAR
...Ve fakat kişisel çekişmeler
(4) Türk Genelkurmayı'nın kendi içinde görüş birliğine sahip olduğu yönündeki bu iddiasına karşın, bizim irtibatta olduğumuz kişilere göre, şu anda birbirine rakip üç ana grup var.

Birincisi, Türkiye'nin stratejik çıkarımı, ABD ve NATO ile sıkı bağlar sürdürmekte olduğunu, coşkulu biçimde olsa da olmasa da, kabul eden "Atlantikçiler." İkincisi ABD ile bağları sürdürme ihtiyacına öfkelenen, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan, hiç kimseye güvenmemeyi (lrak topraklarında kurulacak bağımsız bir Kürt Devteti'ni destekleme niyetinden emin oldukları ABD de buna dahil) yeğleyen ve Kemalist devletin tavizsiz biçimde korunmasında ısrar eden katı "Milliyetçiler." Üçüncüsü de, "Avrasya" konseptinin, Rusya'nın hâkimiyetindeki tabiatını kavramaksızın, uzun zamandır ABD'ye bir alternatif arayan ve Rusya'yla ya da Rusya ile İran'ı veya Rusya ile Çin'i içine alan iyi tanımlanmamış bir gruplaşma île daha yakın ilişkiler kurmayı düşünen "Avrasyacılar."

Demokrasi diye tutturmazlar da
Buradaki motivasyon gücü, kısmen "Rapallo Sendromu," yani Türkiye ve Rusya'nın yalnız olduğu, saldırgan bir Batı'nın kötü muamelesinin ve saygı yoksunluğunun eşit mağdurları olduğu duygusudur. Buna ilaveten, XXX'in bize söylediği gibi, Rusya'ya daha canlı bir ilgi gösterilmesinin ardındaki diğer bir motivasyon da "Avrasya" tezinin savunuculanın, Türk Genelkurmayı ile Rusya'nın aynı "istikrar" tercihini paylaşmaları ve Türk Devletini demokratikleşmeyi sürdürmeye zorlamayacak olmalarıdır. Türk Genelkurmayı'nın kendi içindeki siyasi yarışta, "Avrasyacılar" ile "Milliyetçiler" geçici müttefiklerdir.

ATLANTİKÇİ HİLMİ ÖZKÖK HEPSİNDEN DAHA DEMOKRAT
(5) İrtibatta olduğumuz kaynaklar, esas aktörleri şöyle görüyorlar: Genelkurmay Başkanı General Hilmi Özkök, yakın geçmişteki seleflerinin hepsinden daha demokrat eğilimli ve daha Atlantikçi. Prensiplerine bağlı kalarak insanları rahatsız eden ilkeli bir adam olan Özkök, siyasi kararların sorumluluğunun demokratik yoldan seçilmiş bir hükümete ait olduğuna inanıyor. Ancak o, büyük ölçüde izole edilmiş durumda, kurmay kademelerde gerçek müttefikleri varsa bile, sayıları pek az. Özkök, daha inatçı ve katı tutumlu meslektaşlarıyla çatışmaktan uzak durmak adına, kendi görüşlerini söylemiyor; irtibatta olduğumuz kişilerden biri, Özkök'ün "Hamletvari" bir kararsızlıkla davrandığını söyledi. Özkök'ün başarısızlıkları, bunu örnekliyordu: (1) Türk Genelkurmayı'nın ABD'nin operasyon planları konusundaki geciktirme taktiklerinin üstesinden gelememişti; (2) Parlamentonun, 1 Mart'taki ABD ve Türk askerlerinin konuşlandırılmasına ilişkin tezkereyi (başarısızlığa uğrayan) oylaması öncesindeki kritik dönemde, Türk Genelkurmayı'ndaki meslektaşlarını, askeriyenin kendi planlaması ya da ABD'nin stratejisive planları konusunda hükümeti bilgilendirmeye zorlayamamıştı. Özkök, oylamadan önce, halka, Türkiye'nin ABD'yi desteklemesinden yana bir açıklama yapmak konusunda izin istedi ama Cumhurbaşkanı Sezer, ona bunu yapmamasını söyledi. Sadece basın, sonradan, hiç de tipik olmayan bir şekilde, onu eleştirmeye başladığında, Özkök, Türk Genelkurmayı'nın ABD'nin talebini desteklediğini açıkladı. Ancak nihai olarak, Özkök'ün ABD'nin Kuzey Opsiyonu'na verdiği bu destek beş gün geç ve altı milyar dolar eksik kalmıştı.

"KATI MİLLİYETÇİ MUHALEFETLE KARŞI KARŞIYA"
Özkök, katı-milliyetçi ve Avrasyacı cephelerden bir grup üst rütbeli karacı generalin muhalefetiyle karşı karşıya; bunlardan en dikkat çekenler:

(1) Genelkurmay ikinci Başkanı General Yaşar Büyükanıt, (2) Kara Kuvvetleri Komutanı General Aytaç Yalman, ki genellikle bu görevdekiler daha sonra Genelkurmay Başkanı oluyor ama Yalman'ın emekli edilmesi bekleniyor; (3) Birinci Ordu Komutanı General Çetin Doğan; (4) İkinci Ordu Komutanı General Fevzi Türkeri, ki XXX'e göre, uzun zamandır Amerikan-karşıtı, hakaretamiz haberler (mesela, ABD'nin PKK/KADEK'e malzeme desteği sağladığı yönündeki ithamlar) sızdırmak için milliyetçi sosyalist haftalık dergi Aydınlık'ı kullanıyor; (5) Kudretli MGK'nın Genel Sekreteri ve Türkiye'nin Rusya ve İran'la daha güçlü bağlar kurmasının avukatlığını açıkça yapan General Tuncer Kılınç; (6) Jandarma Genel Komutanı General Şener Eruygur -kaynaklarımız, Jandarma'nın Türk Genelkurmayı tarafından rutin biçimde araştırmacı ve "polislik" amaçlar için kullanıldığını söylüyorlar. Aynı zamanda, muhtemel Genelkurmay Başkanı olabileceği yönünde tüyo verilen J-3 (Genelkurmay Harekât Başkanı) Korgeneral Köksal Karabay'ın da bu grupla ilişkili olduğunu öğrendik. Özkök'ün en ateşli ve liberal destekçileri (J-5 -Genelkurmay Genel Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Reşat Turgut bunların tipik bir örneği) ise, milliyetçilere ve Avrasyacılara kıyasla daha az mücadeleci olma eğilimindeler.

AKTULGA, KOMAN VE KIVRIKOĞLU
Katı muhafazakâr generaller, General Doğu Aktulga (dönemin İslamcılar liderliğindeki hükümetine karşı yapılan 1997 post-modern darbesine katılmıştı); General Teoman Koman (bir zamanlar Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başındaydı) ve Özkök'ün selefi Hüseyin Kıvrıkoğlu dahil, nüfuz sahibi üst rütbeden emekli subaylarca da dışarıdan destekleniyorlar.

Bu katı muhafazakâr çizgi, aynı zamanda İstanbul'daki Harp Akademileri (Mart 2002'deki yıllık ulusal güvenlik konferansında, Kılınç'ın Rusya/İran yanlısı değerlendirmeler yaptığı ve Mart 2003'teki konferansta NDU - merkez kampusu Washington'daki bir askerî üste bulunan, ABD Genelkurmayı'na bağlı Ulusal Savunma Üniversitesi-Harp Okulu'nun Dekanı'nın sunumuna tepki gösteren Kıvrıkoğlu, Doğan ve diğer bir düzine üst rütbeli Türk subayının sıradışı sertlikte bir dizi ABD-karşıtı yorumda bulundukları yer), tarafından da titizlikle korunuyor.

TÜRK GENELKURMAYI VE ABD'NİN ÇIKARLARI
(6) Türk Genelkurmayı'nın, ABD'nin lrak stratejisine karşı uzatmalı muhalefeti, operasyonel konularda ayak sürümesi ve ABD'nin Irak'ta Türk karşıtı bir gündemi olduğuna dair devam eden suçlamaları, daha çok sayıda Türk'ün, Genelkurmay'ın ABD ile ilişkilere ne kadar bağlı olduğu konusunda daha çok soru sormasına yol açtı.

AKP ve Kürtler'in altını oymak için
Dahası, kamuoyu, generalleri daha fazla mercek altına aldıkça, diğer kaynaklarımızın yaptığı çıkarsamayı, Türk Genelkurmayı'nda irtibatta olduğumuz kişiler de bize itiraf etmeye başladılar: Bu da, (askeriyenin) üst yönetimındeki "bazı" kişilerin, ABD ile stratejik ortaklığı devam ettirmekten çok, AK Parti'nin ve Kürtler'in altını oymakla ilgilendiğidir.

Mevcut siyasi ortam düşünüldüğünde, Türk Genelkurmayı içindeki sürtüşme, Türk Devleti'nin ABD'ye olan kızgınlığını ve önümüzdeki istikrarsız dönemde bizim için merkezi önem taşıyan meselelerde yardımı dokunacak kararlar alma konusundaki isteksizliğini pekiştirmeyi sürdürecektir. Dahası, askeriyenin en üst kademeleri ile emir-komuta zincirinin daha alt kademelerindeki ateşli unsurlar arasındaki gerginlikler, geçmişte defalarca olduğu gibi (en son 1997'de) liderlik açısından siyasi bir sorun oluşturabilir.

İleri görüşlü subaylar lazım
Özkök'ün ABD ile yeniden sağlam bir işbirliği inşa etmek için, Türk Genelkurmayı'ndaki muhaliflerinin emekli olmasını bekleyerek fırsat kolladığı yönünde bazı ipuçlarına sahibiz. Ancak, Türkiye'de sıkça olan şey, dışarıdaki olaylar kendi hızlı tempolarında sürüp giderken, doğru zaman bekleyerek fırsat kollamanın kendi içinde bir amaca dönüşmesidir. Bu nedenle, irtibatta olduğumuz kişiler, Türk Devlet sistemi üzerindekı mevcut askerî hâkimiyette köklü değişiklikler olması kadar, ABD-Türk ilişkisinin yeniden dinamizm kazanmasının da, hem katı muhafazakârların istifasını hem de özellikle modern, ileri görüşlü yeni bir subay kadrosunun yetişmesini gerektireceğini tahmin ediyorlar.
.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 2:41 pm

Dolmabahçe Dosyası - 2 :
Şantaj dosyasında neler var
++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 31 Mart 2011

Aydınlık'ın 29 Mart günlü yayınını özetliyorum:

Tayyip Erdoğan tarafından Büyükanıt'ın önüne konulan dosyaların tamamı elimizde bulunuyor.
Bugün sadece konu başlıklarını ve kısmi ayrıntıları veriyoruz.
Önümüzdeki günlerde önemli bulduğumuz bazı dosyaların ayrıntılarını açıklayacağız

Dolmabahçe buluşmasında neler olduğunu halkımız bilmiyor, ama Amerikan devleti maalesef tüm ayrıntıları ile biliyor.
ABD Büyükelçisi Ross Wilson, buluşmanın olduğu akşam Amerika'ya bütün ayrıntıları telgrafla bildirmiş.
Bu bilgileri kimden aldığını herhalde anladınız, söylemeye gerek yok... :)))

*****

İşte telgrafın özeti:

Buluşmaya iki taraf da dosyalarla geliyor. İki taraf da gergin.
Konuşmaya önce Büyükanıt başlıyor. Tepkilerini anlatıyor. Elindeki dosyaların satırbaşlarını okuyor.
"Ordunun talebi, eşinin başı açık olan birinin Cumhurbaşkanı olmasıdır" diyor.
Bunun üzerine Tayyip Erdoğan şantaj dosyalarını masanın üzerine koyuyor.
Büyükanıt şaşkınlık yaşıyor. Geri adım atma ruh haline giriyor.
Erdoğan fırsatı kaçırmıyor. Ortamı yumuşatan bir tavıra giriyor. Büyükanıt bundan memnun oluyor.
Görüşme karşılıklı iltifatlarla devam ediyor. Gerginlik konularına bir daha dönülmüyor.
Hatta spor ve Fenerbahçe bile konuşuluyor.

*****

Bu olaydan sonra Genelkurmay hep güçsüz ve sessiz kaldı.
Orduya karşı Ergenekon ve Balyoz gibi davalarla etkisizleştirme operasyonu başlatıldı.
Büyükanıt kendi döneminde bu operasyona karşı ciddi bir refleks göster(e)medi.

*****

Şantaj dosyasında Amerikalılardan alınanların yanında AKP tarafından eklenen konular da var.

* Yaşar Büyükanıt'ın eşi Filiz Büyükanıt'ın Genelkurmay ödeneğinden yaptığı
ve usulsüz olduğu iddia edilen harcamaların makbuz ve belgeleri (Toplam tutarı yaklaşık 400 bin lira)

* Büyükanıt'ın Rusya'dan alınması düşünülen bazı silah sistemleri ve helikopter ihalesi öncesinde
3 Rus kadınla birlikte olduğu iddiası.
Büyükanıt hakkında bu tür özel hayatına ilişkin ses, video ve belgelerden oluşan 8 dosya var.

* Diyarbakır Söz gazetesi ve televizyonu sahibi Mehmet Ali Altındağ'ın ifadeleri.
Bu ifadeler 3 yıl sonra Van Savcısı Ferhat Sarıkaya tarafından Şemdinli iddianamesine konuldu.

* Uyuşturucu suçundan halen Hollanda'da cezaevinde yatan Hüseyin Baybaşin'in
Ferhat Sarıkaya ve diğer bazı savcılara gönderdiği Büyükanıt'ı suçlayan ifadeler.

* Büyükanıt'ın Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı dönemine ait yolsuzluk ve faili meçhul iddiaları.

* Büyükanıt'ın 1. Ordu Komutanlığı dönemine ait 5 dosya
Kara Kuvvetleri Komutanlığı dönemine ilişkin 7 dosya
Genelkurmay Başkanlığı dönemine ilişkin 9 dosya
Bunlarda hem ihalelerle ilgili iddialar, hem de dinleme kayıtlarına ait dökümler yer almakta.

* Org. Hilmi Özkök tarafından Amerikalılara hitaben kaleme alınan,
Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olmasını tavsiye eden yazı.

* Büyükanıt NATO karargahında istihbarat bölümünde görev yaparken Amerikalılar tarafından hakkında toplanan özel bilgiler.

* Büyükanıt'ın aile seceresi hakkında Amerikalıların hazırladığı bir dosya.

* Büyükanıt dönemine ilişkin İsrail'e verilen tank ve uçak modrnizasyonu ihaleleriyle ilgili yolsuzluk iddiaları

*****

3 Rus kadın CIA ajanı çıktı

Amerikanın hazırladığı dosyaya göre, ünlü bir işadamı Büyükanıt'a 3 Rus kadın gönderiyor.
Konu, Rusya'dan alınması düşünülen silah sistemleri ve helikopterler.

İddiaya göre işadamının amacı Büyükanıt'a bu kınuda etki yapmak.
Ancak, Amerikan Büyükelçisinin telgrafında önemli bir not var:
"Kadınların adları Vera, Eva ve Petra, ama bunların ismini koruyun, çünkü bunlar bizim yardımcı haber elemanlarımız"
Bu, kripto dilinde "bizim adamımızdır" yani "istihbaratçıdır, ismi duyulmasın" anlamına geliyor.
Bir not daha: CD kayıtları ellerindeymiş.

*****

Bu konu hakkında kişisel yorumum şudur:

Bir ülkenin Başbakanı, o ülkenin Genelkurmay Başkanına şantaj yapmıştır.
Eğer ortada gerçekten bir suç varsa, suçu ve suçluyu gizlemiştir.
Hem de yabancı bir ülke ile işbirliği yaparak...
Hem şantaj yapmak, hem de suçu ve suçluyu gizlemek kanunlara göre suçtur.
Bu suçun hesabı sorulmayacak mıdır?

Diğer önemli olay ise:
Bir ülkenin Genelkurmay Başkanı, başka bir ülkenin yöneticilerine, "Benden sonra yerime falancayı tavsiye ediyorum" diye mektup yazmıştır.
Bu olay, dünya çapında bir rezalettir.
Amerika bağımlılığı ve NATO kıskacında ülkemizin düştüğü korkunç durumu açığa vuran bir ibret belgesidir.
Böyle bir rezaletin olabileceği hiçbir faninin aklına gelmediği için, kanunlarda böyle bir suç tarifi yapılmamış olabilir.
Ama bu, büyük bir suçtur. Bu suçun hesabı sorulmayacak mıdır?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 2:44 pm

Teknoloji Yabancılaştırmaz, İngilizce Yabancılaştırır

Bülent ESİNOĞLU

Ajanlaşma, mafyalaşama ile yürüyen bir süreçtir.

Diyeceksiniz ki, teknoloji, Libya, ajanlaşma, mafyalaşma bunların birbirleri ile ne alakası var?

Tanzimat’tan bu yana Batılılaşma adına neler yapmadık ki, Teknoloji ve bilim alsın da gelsin diye Batıya gönderdiklerimiz, ülkeye Batının etki ajanı olarak geldiler. Daha sonra siyasi ajan oldular.

Bu kişiler bir taraftan Batıya karşı aşağılık duygusu içinde yaşarken, öte yandan kendi halkını küçümsediler.

Tabi, yönetenler de onlar olduğu için sömürge düzenini derinleştirmek gerekti. Bunun içinde, daha fazla işbirlikçi ihtiyacı duyar oldular.

Benliğini yitirmiş işbirlikçilerin Batıya bağlılık kalitesini yeterli görmeyen emperyalizm, bunu kökünden çözme kararı aldı.

Kırk bin yabancı İngilizce öğretmeni getirmeyi planlandı.

Bu sayı, Amerika’nın Türkiye topraklarında yaşayan Amerikan ajanı sayısının ve kalitesinin yeterli olmadığı sonucuna vardığını gösteriyor.

Türk insanına söylenen gerekçe de, Türk öğretmenlerin iyi İngilizce öğretememeleri gösteriliyor. Tercüme ederek söylersek, iyi ajanlaşmıyorlar, ajanlaştıramıyorlar demek istiyorlar.

Kırk bin ajan getirecekler.

Siz ister etki ajanı deyin, ister doğrudan ajan deyin, ister ülke insanını yabancılaştırmaya hazırlayacak kişiler deyin, ne derseniz deyin kabul edilemez bir durumdur.

Ama şu bir gerçek ki, AKP sadece orduyu ortadan kaldırmak niyetinde değil, milleti birbirine bağlayan tüm bağların kopartarak, milleti ortadan kaldırmak niyetindedir.

Fizik, matematik, tarih ve Türkçenin iyi öğretilmesinin peşinde değiller de, İngilizcenin iyi öğretilmesinin peşindeler.

Halbuki üretmek, bilgi üretmek, teknoloji üretmek fizik, matematik ve Türkçeden geçmektedir.

Emperyalizmin buradaki acil ihtiyacı, Irak, Afganistan, Libya işgaline karşı çıkmayacak insandır. Bunu da fizik öğreterek yapamaz. İngilizce öğreterek, İngilizceyi araç gibi kullanarak ajan yetiştirmek ile yapabilir.

Amerika’nın Amerika’ya kayıtsız şartsız bağlı insanlara ihtiyacı var. Şimdi bu ihtiyacın peşinde.

Onun için eğitimi bu esaslar içinde yönlendiriyorlar.

Talim Terbiye Kurulunu Amerikalı uzmanlara ve yetkililere terk edersek, başka sonuç çıkmayacağı baştan bellidir.

Sorun bağımsızlık sorunudur.

Müfredat programlarına etki ederek, ülke sorunlarından uzak nesiller yetiştirmenin yeterli olmadığına karar vermiş olacaklar ki, şimdide doğrudan kendilerinin istediği gibi bir insan yetiştirme yoluna gidiyorlar.

Demek ki, Amerika artık Türk ordusunun, Amerika’nın müdahale ettiği ülkelerde, müdahil güç olarak kullanılması ile yetinmemektedir.

Önümüzdeki yıllarda, dışarıdan gelecek öğretmenler elinde yetişen kişiler vasıtasıyla, dolaylı olarak yönettiği Türkiye’yi, doğrudan yönetmeyi planlamaktadır.

Tabi bu orta vadeli bir program ve plandır. Buna Amerika’nın emperyal ömrü yeter mi, bilinmez.

Bildiğimiz bir şey varsa, her geçen günün Amerika’nın aleyhine işlediğidir.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 3:17 pm

İSHAK ALATON’DAN ŞOK MÜSİAD KARARI
31 Mart 2011 Perşembe, 17:11:02 / HABERTÜRK


TÜSİAD’ın Anayasa paketi çarkından sonra yazdığım yazılar üzerine işadamı İshak Alaton bir mail gönderdi… Sizlerle paylaşıyorum. Bu arada İshak Alaton, Taksim’deki sivil itaatsizlik eylemi çadırını ziyaret eden belki de ilk işadamı olacak. Onu da farklı kılan budur işte!
“Sevgili Kızım,
Herşeye rağmen, mücadeleye devam etmeli...
Aynı tornistan olayını, 14 yıl ara ile iki defa yaşamak, hüzün verse de, çok şaşırtmıyor beni...
Aslında bu olayın bir yan faydası oldu... Tüsiad artık güven vermeyen bir arkaik dernek olarak tozlanacak ve tarihteki yerini alacak...
Müsiad, Tuskon ve benzeri dinamik STK' lar, yeni Türk burjuvazisini dünya ile bütünleştirecek...
Ben, onlarla yola devam edeceğim.
Sevgilerimle,”
İshak Alaton
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 3:24 pm

Oh, oh, oh...

Ne demiş çıfıt?

Sevgili Kızım

TÜSİAD artık Anadolu'yu emperyalizme peşkeş çekmede eskisi gibi liderlik yapacak kapasitede değil. Artık Hrıistiyan-Yahudi Batı emperyalizmiyle en ileri derecede işbirliği, Anadolu'yu peşkeş çekme görevini MÜSİAD ve TUSKON'un devraldığını görüyorum. Ben de işini bilen, kök ve kültür olarak baplı olduğum medeniyetin, dininin, dindaşlarının menfaatlerini gözeten bir çıfıt olarak, onlarla yola devam edeceğim, Anadolu'yu onlarla beraber peşkeş çekcek, pardon, dünya ile bütünleştireceğiz.

Davul ve sivrisinek modellemesi, daha ne desin?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 4:56 pm

Dolmabahçe Dosyası - 3 :
Ergenekon operasyonunu başlatan kripto
++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 1 Nisan 2011

Aydınlık'ın 30 Nisan günlü yayınını özetliyorum:

Tayyip Erdoğan - Büyükanıt arasında 5 Mayıs 2003 günü gerçekleşen Dolmabahçe buluşmasının akşamı Amerikan Büyükelçisi Ross Wilson, "acil ve gizli" kodu ile Amnerika'ya bir kripto geçiyor.
Özetini geçen yazımda vermiştim. Tekrar etmiyorum
Şu çarpıcı cümlelere dikkatinizi çekiyorum sadece...

*****

"Tayyip Erdoğan ile Org. Büyükanıt anlaştı. Operasyon başlayabilir.
Erdoğan'ın bu özelliğinden faydalanılırsa, Amerikan çıkarlarının devamı çok kolay olacaktır.
Bu fırsat elimizde bulunmaktadır."



Büyükelçi Wilson Amerika'ya "Operasyon başlayabilir" müjdesini verdikten kısa süre sonra operasyon başladı.

Gerçekten de, 39 gün sonra, Ümraniye'de bir gecekonduya operasyon düzenlendi.
Çatı katında bir sandık dolusu el bombası bulunduğu iddia edildi.
Bu, Ergenekon soruşturmasının ilk adımıydı.

Büyükelçi Wilson'ın şifreli yazısındaki "başlaması istenen operasyon"un
Ergenekon olduğu anlaşıldı.

5 Kasım 2007'de de Tayyip Erdoğan, Beyaz Saray'da Bush ile görüştü.
Tayyip-Bush görüşmesinde, Ergenekon operasyonları konusunda tam mutabakat sağlandı.
Erdoğan'ın yakını Fehmi Koru, Ergenekon'un düğmesine bu toplantıda basıldığını Yeni Şafak'ta yazdı.

21 Ocak 2008 tarihinde de ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, saatler 23.00'ü gösterirken Başbakanlık Resmi Konutu'nda Erdoğan ile sürpriz görüşme yaptı.
Bu buluşmadan 4 saat sonra Ergenekon operasyonunda "ilk gözaltı dalgası" hayata geçirildi.

Böylece, "Cumhuriyeti tasfiye etme ve Türk Silahlı Kuvvetlerini etkisizleştirme" operasyonlarının ABD planı olduğu kanıtlandı.
Yani Ergenekon tertibinin, sanıldığı gibi "AKP ve Fethullah Gülen tarafından planlanmadığı" bir kez daha gözler önüne serildi.

Senaryoyu yazan da, yöneten de Amerika'dır.
AKP ve Fethullahçılar, bu planın uygulayıcılarıdır sadece...

*****

Amerika, 1 Mart 2003 Irak Tezkeresinin Meclis'te reddedilmesini TSK'nın tavrına bağladı.
Bu yüzden TSK'yı tasfiye etmeye karar verdi. Direneceği belli olan komutanlar hakkındaki dosyalar işleme konuldu.
Ergenekon Balyoz vesaire tertip sürecinin her aşamasında Amerika'nın eli vardır.
Planlamayı, zamanlamayı ve yönlendirmeyi Amerika yapmaktadır.

Yıllardır "Ergenekon yalanı Amerikan planı" diye bağırıyoruz.
Bu sloganın gerçekleri yansıttığı bir kere daha anlaşılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 4:56 pm

Türkiye, NATO'nun Libya politikasında öncü rol oynuyor
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 2 Nisan 2011

ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone:
"Türkiye, NATO'nun Libya politikasında öncü rol oynuyor"
"Türkiye, NATO'nun Libya planlarının şekillendiği müzakerelerde öncü rol oynuyor, bu herkes için yeni bir fenomendir.
Libya, Mısır, Suriye, İran ve Bahreyn'de insan hakları ve insan onuruna saygı risk altındadır.
ABD ve Türkiye bu konularda görüş ayrılığı yaşamıyor"
(31 Mart'ta Uluslararası Stratejik Araştırmalar kurumu USAK'ı ziyaretinde yaptığı konuşmadan)

*****

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül:
"İzmir'deki hava kontrol merkezi üs değildir, bir karar mekanizmasıdır.
İzmir herhangi bir ülkenin veya NATO'nun hava üssü durumunda değildir.
Libya konusunda alınan üç karardan insani yardım ve silah ambargosuna dahiliz, hava uçuşlarının yasaklanması kararına dahil değiliz"

Bu açıklamadan sonra Türk Genelkurmay Başkanı'na ait Doğan 46 kodlu uçak Libya semalarında görüldü.

Tayyip Bey de "Ne işi var NATO'nun Libya'da" demişti.
Hep aynı hikaye...

Bir de "karar mekanizması" ne demek? Maksat millet bir şey anlamasın.
Operasyonu yönetmekle görevli NATO Komutanı Stavridis İzmir'de bulunuyor ve saldırıyı İzmir'den yürütüyor.
Vecdi Bey saldırının yönetildiği üsse "karar mekanizması" gibi tuhaf ve anlaşılmaz bir ad takmış.
Yani "Libya saldırısının yönetim merkezi" değil de, "karar mekanizması" imiş İzmir'deki bu "şey"!!! :)))

Demirel de, zamanında, İncirlik ve diğer Amerikan üsleri eleştirildiğinde "Üs yok tesis vardır" demişti.
Hep aynı Amerikancı mantık...

*****

Aydınlık gazetesi, Libya'ya yapılması planlanan kara harekatının ilk evresiyle ilgili bilgilere ulaştı.
NATO ilk adımda 6800 Amerikalı askerle 870 Türk askerinin Libya'ya girmesini planlıyor.

İzmir'de Libya'ya yönelik operasyonu yönetmekle görevli NATO Komutanı Yunan asıllı Amiral Stavridis
kara harekatının gündemde olduğunu açıkladı.
Rhode Island Senatörü Reed'in sorusuna verdiği cevapta:
"Balkanlar'a gönderdiğimiz Barış Gücü benzerini Libya'ya da gönderebiliriz" dedi.
Amerikalı askerlerin 1200'ü Libya'nın doğu sahillerindeki bir bölgeyi denetime alacak
geri kalanı bu sahilin etrafında hilal şeklinde konuşlanacak.
Bunlara şimdiden "Sahra Birlikleri" ve "Çöl Komandoları" adı takılmış...

870 Türk askerinin 250'si SAT komandosu ve Özel Kuvvetler gücü olarak düşünülüyor.
Geri kalanı ise istihkam, muhabere ve teknik hizmetler görevlileri olacak.


870 kişilik Türk gücü hava, deniz ve kara güçlerinden oluşacak.
Türk ordusuna ait denizaltı, fırkateyn, uçak ve helşikopterle de harekata hazırlanıyor.

*****

Muhterem Bakanımız Davutoğlu:
"Haçlı Seferi dediniz, sorumluluk almayız" diye Fransa'yı fırçalamıştı. :)))
Bu fırça, Yeni Şafak gaz tenekesinde nal gibi harflerle manşet olmuştu.

Davutoğlu daha sonra:
"Libya halkına silah doğrultan taraf olmayacağız" demişti.
Tüm gaz tenekeleri teneke çalarak ilan etmişlerdi.

Ne oldu?
Sayn Davutoğlu, "Ne işi var Türk Ordusunun Libya'ya saldıran Haçlı ordusunun saflarında"??
Ne işi var NATO'nun Libya'da?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyC.tesi Nis. 02, 2011 5:02 pm

Fidel Kastro: "NATO faşist ve utanmaz"
Hügo Çavez: "Kaddafi emperyalist saldırıya direniyor"
Tayyip Erdoğan: "İsyancıların silahlandırılmasına karşıyız."
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Küba'nın efsanevi lideri Fidel Castro "NATO'nun Faşist savaşı" başlıklı makalesinde şunları yazdı:
"5 milyon nüfuslu Libya'ya yüzlerce bombardıman uçağı, denizaltı, nükleer uçak gemileri ve gezegenimizi birkaç defa yok edecek miktarda cephane ile insanlık dışı bir saldırı yapılıyor.
Cani ve itibarsız NATO, "insani bombalamaları" hakkında hikaye anlatıyor.
Eğer Kaddafi söz verdiği gibi halkını n geleneklerini onurlandırır ve son nefesine kadar Libyalılar ile birlikte savaşırsa, NATO ve cani projeleri utanç çamuruna batacaktır.
halklar görevlerini layıkıyla yapan insanlara saygı duyar ve inanırlar."


Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez, basın toplantısında şunları söyledi:
"Kaddafi yapmak zorunda olduğu her şeyi yaparak emperyalist saldırıya karşı direniyor.
Kaddafi'nin yaptıklarını ya da düşüncelerini paylaşsak da paylaşmasak da, bir ülkenin lideri en kötü bir despot olsa bile, bir gurup ülkenin bu ülkeyi bombalaması ve barış adına sivilleri öldürmeye başlaması haklı görülemez.
Amerika ve diğer Avrupa ülkeleri petrol almak ve rezervleri çalmak için harekete geçmiştir.
Irak ve Afganistan'dan sonra sıra Libya'ya gelmiştir.
Ben kesinlikle, Kaddafi'yi ülkesini terk eden, kısmen ya da tamamen yanlış olsun veya olmasın kendisine verilen sorumluluklardan kaöarken hayal edemiyorum"

Reuters Haber Ajansı: (Royters okunuyor)
Obama Libya'daki isyancılara örgütlü desteğe izin veren gizli bir kararı 2 - 3 hafta önce imzaladı.

New York Times ve Washington Post
CIA ajanları hava saldırıları için istihbarat toplamak ve isyancılarla temasa geçmek için Libya'ya geldi.
ABD yetkilileri isyancılara silah yardımı yapılabileceğini söylediler.
CIA ajanlarının küçük guruplar halinde batılıların gölge gücünün bir parçası olması düşünülüyor

Tayyip Erdoğan: (31 Mart 2011 demeci)
"İsyancıların silahlandırılmasına karşıyız."

Tayyip Erdoğan (Bundan tam bir ay önce 1 Mart 2011'de):
"Ne işi var NATO'nun Libya'da"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyPaz Nis. 03, 2011 7:08 pm

Libyay’yı bombalayan uçaklar İncirlik’te
03.04.2011 - 11:02 Yazdır Arkadaşına gönder Libya'yı bombalayan Katar savaş uçaklarının 25 Mart'ta İncirlik Üssü'ne indiği ortaya çıktı.

NATO'nun Libya'ya yönelik operasyonunda Dalaman Havaalanı'nın insani yardım için kullanıldığının öğrenilmesinin ardından, Libya harekatına destek veren Katar Emirliği Hava Kuvvetleri'ne ait 4 Mirage F-1 savaş uçağı ile C-17 Globemaster nakliye uçağının, ABD'nin kullandığı İncirlik Üssü'ne iniş yaptığı ortaya çıktı.

ABD Hava Kuvvetleri'nin resmi internet sitesinde de yer alan bilgiye göre, Şafak Yolculuğu operasyonuna destek veren Katar Emirliği Haa Kuvvetleri'nin savaş uçakları ile nakliye uçağına 25 Mart tarihinde yakıt ikmali yapıldı ve lojistik destek verildi.

Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, uçakların İncirlik'e iniş yaptıkları gün yeniden havalandıkları öğrenildi.

İncirlik'te bulunan ABD Komutanlığı, uçakların üste çekilmiş fotoğraflarını internet sitesinden yayımladı.

Bu gelişme Libya operasyonunda İncirlik'in de kullanıldığı yönündeki iddiaları güçlendirdi.

ABD Adana Konsolosluğu, konuyla ilgili açıklama yapmadı. Adana Valisi İlhan Atış ise, "Ben hiçbir şey gizlemem. Bu konuyla ilgili hiçbir bilgim bulunmamaktadır" dedi.

Libya harekatı başlamadan önce 24 Şubat'ta Adana'ya gelen ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone'nin İncirlik Üssü'nü denetlediği öğrenilmişti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyPaz Nis. 03, 2011 7:22 pm

Amiral G. Stavridis

Bülent ESİNOĞLU

Bu ismi önümüzdeki günlerde sıkça işiteceğiz.

NATO’nun Libya saldırısını yönetecek komutan. Biraz daha açarak söylersek, Türk subayına ve askerine kumanda edecek komutan.

İncirlik, Dalaman ve Urla Üslerinin yöneticisi bu komutan olacak.

Daha net söylersek, Yunanlı komutan Türk askeri Libya’ da savaşırken, bundan emir alarak Libyalı sivilleri ve askerleri öldürecek.

Kadere bak… Düşmanımız ile birleşip, dost Libya halkının canına kıyacağız.

Şimdi emperyalist mahfillerde, Libya’ya kara harekâtı planlanıyor. Türk ve Arap askerlerinden kurulu, kara ordusunu Libya’ya sokmaya çalışıyorlar.

Türkiye’deki seçimlerin hemen ardından kara harekâtı başlayacak.

Muhteremler kara harekâtında da, kendi askeri yerine gene Müslüman-ı Müslüman-a kırdırmayı planlıyorlar. Türkiye’den ağırlıklı olmak üzere, Mısırdan bin asker, elli altmış asker de diğer Arap ülkelerinden devşirip, uluslar arası güç deyip, Libya’ya kara harekâtı yapacaklar.

Ortodoksların katılmadığı tam bir Hıristiyan harekâtı.

Gurkalar Müslüman, komutanları Hıristiyan.

Gülen Harekâtının başardığı dinler arası diyalog, olsa olsa böyle olur.

Operasyon medyası kara harekâtının da, bir demokrasi harekâtı olduğu konusunda elbette Türk halkını ikna eder. Ve Mehmetçiğin Kurtuluş Savaşında kazandığı itibardan da yeterince yararlanırlar.

Sivil toplum kuruluşları Libya halkının üzerine düşen her bombayı büyük mutluluk ve demokrasi başarısı olarak üyelerine anlatır.

Yalnız Kurtuluş Savaşında ve öncesinde şöyle bir durum vardı.

O zaman ki sivil toplum kuruluşları, vatanı savunmak ve düşmanı def etmek üzere kuruluyor ve bu yönde çalışıyorlardı. Kuvva-i Milliler, Müdafaa-i Hukuklar hep bu maksatla vardılar.

Şimdi ise, milleti dağıtmak, devleti yıkmak, emperyalizmi uluslar arası ilişki gibi göstermek için varlar. Hele hele partileri birer sivil toplum örgütü olarak sayarsak, onlar da Meclisten Libya’ya Hıristiyanlar ile birlikte çıkarma yaptılar.

Kendisinin Müdafaa-i hukuk geleneğinden geldiğini savunan Cumhuriyet Halk Partisine Haçlı ile beraber hareket etmek ne kadar yakışıyor, onu önümüzdeki seçimlerde, seçmenine anlatacaktır.

CHP sadece bu son haçlı seferine iştirak etmeseydi, önümüzdeki seçimlerde AKP’nin oylarını en az %5 azaltabilirdi. Hani diyor ya, “AKP’den kurtulmak” için oyları bölmeyelim diye… Libya konusunda dik durmuş olsaydı, başkalarına muhtaç olmadan bunu sağlayabilirdi.

Demek ki, aslında bizim “CHP’den kurtulmak” gibi bir sorunla karşı karşıya olduğumuz ortaya çıkmaktadır.

Böyle deyince CHP’li dostlarımız bize, bari gidip AKP’ye oy verin diyorlar. Sanki mevcut partilerden başka ülkenin çıkış yolu yokmuş gibi. Sanki CHP’nin AKP’den bir farkı varmış gibi.

Zaten bu ülke şimdiye kadar bu Amerikancı partilere kendini mahkûm sandığından dolayı bu günlere geldi.

Türk halkı seçimlerden sonra kendi kaderine el koyması gerektiğini daha yakıcı bir şekilde hissedecektir.

Cumhuriyet Güçbirliği’nin bağımsız üyelerinin Meclise girmesi bu durumu hızlandıracak bir olgudur.

3.4.2011,bulentesinglu@gmail.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Nis. 05, 2011 12:00 am

Çiçek: Gelişmelerle İlgili Hazırlıkları Yapıyoruz
04.04.2011 Pazartesi 23:22Gündem Bu Habere 1 Yorum YapıldıBu Haber 424 Defa Okunmuştur 12P 14P 16P 18P

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Biz Libya dahil olmak üzere bu bölgede meydana gelen gelişmeler ne istikamete gidebilecekse en kötü senaryosundan en iyisine varıncaya kadar hazırlıkları yaptık, yapıyoruz" dedi.

Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, "Biz Libya dahil olmak üzere bu bölgede meydana gelen gelişmeler ne istikamete gidebilecekse en kötü senaryosundan en iyisine varıncaya kadar hazırlıkları yaptık, yapıyoruz" dedi.

Çiçek, Bakanlar Kurulu Toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmeler konusunda hem Türkiye'ye gelecek heyetler olduğunu hem de Türkiye'den bu ülkelere gidecek heyetler bulunduğunu ifade eden Çiçek,

"Libya'dan da gelecek olanlar var, başka ülkelerden de gelecek olanlar var. Bizden de gidenler, gidecek olanlar var. Dışişleri Bakanımız Bahreyn'e gidecek, muhtemelen belki Suriye'ye de gidecektir" dedi.

Konuyu çok ciddi bir şekilde takip ettiklerini dile getiren Çiçek, şöyle konuştu:

"İşler iyice çığırından çıkmadan belli bir noktada barışın, istikrarın ve mümkünse her ülkenin kendi sorunlarını herhangi bir dış müdahaleye gerek kalmadan, tarafların oturarak, konuşarak, anlaşarak bir çözüme kavuşturmaları noktasındadır. bizim bu konudaki yaklaşımımız belli. Sayın Başbakanımızın grup toplantısında ifade ettiği gibi; bu ülkelerde yaşan halkların, kendi yönetimlerinden demokrasi, özgürlük talepleri var, reform talepleri var. Bunların artık ötelenmesi, geciktirilmesi mümkün değil. inandırıcı adımların atılması gerekmektedir. Bunu dost ve kardeş ülke olarak bütün muhataplarımıza ve onların yetkililerine ifade etmeye çalışıyoruz."

Çiçek, "NATO Genel Sekreteri Anders Forg Rasmussen'in ziyaretiyle NATO'nun operasyonu çerçevesi konusunda bizden bir talebi var mı?" şeklindeki soruyu yanıtlarken şunları söyledi:

"Sayın Genel Sekreter ile ilgili henüz biz toplantıdayken görüşmeler bitmiş değildi. Bir açıklama gerekirse onu Dışişleri Bakanlığımız yapacaktır, içeriyle ilgili şu safhada bir şey diyemem.

Ama NATO ile ilişkimiz şu anda Libya ile doğrudan ilgili... İnsani yardım ve silah ambargosunun denetim altına alınması ve bu insani yardımların koordinasyonu ile ilgili zaten aktif rolümüz var ama öbür taraftan da NATO'nun üyesi olarak ilişkilerimiz açısından tek bir konu değil, ağırlıklı iki alanda görüşmeler oluyor. Bununla ilgili görüşmeler bitince gerekiyorsa Dışişleri bir açıklama yapar."

-HALKIN TALEPLERİ-

"Suriye'den bir göç kaygısı söz konusu mu, toplantıda buna ilişkin tedbirler görüşüldü mü?" sorusunu yanıtlarken de Çiçek, Suriye'nin Libya gibi olmadığını, Türkiye'nin yakın komşusu olduğunu ifade etti. Geçmişte Irak'ta meydana gelen gelişmelerden en çok etkilenen ülkelerden birini Türkiye olduğunu anımsatan Çiçek, şöyle devam etti:

"Ortadoğu'daki her ülkedeki gelişme bizi ilgilendiriyor ama Suriye'deki konu biraz daha fazla ilgilendiriyor. Onun için Türkiye, bu konuda işler o sizin söylediğiniz 'kaygı boyutuna ulaşmasın' diye dostça kardeşçe bir kısım tavsiyelerde bulunuyoruz. Genel yaklaşımımız Suriye başta olmak üzere herkese, halk toplu halde bu kadar geniş talepleri gündeme getiriyorsa bazı konular toplumsal talep haline geldiyse, ülkeleri yönetenlerin de bunları görmezlikten gelmesi, savsaklaması doğru olmaz, işi sizin dediğiniz kaygı boyutuna çıkarabilir. Oraya gelmesin diye biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Türkiye olarak her türlü gelişmeyi, her türlü alternatifi, sadece Suriye için değil, Libya için de başka taraf için de her ülkenin kendine özel şartları var yani Bahreyn'deki şartlarla Libya'daki şartlar aynı değil, bunları hesaba katarak da hazırlıklarımızı yaptık ve yapıyoruz."

Antalya'daki sel ile ilgili oluşan hasarla ilgili soruyu da yanıtlayan Çiçek, olay nedeniyle bir kadının hayatını kaybettiğini anımsatarak, başsağlığı dileğinde bulundu. Oluşan hasarla ilgili zaten kurulmuş bir mekanizmanın bulunduğunu anlatan Çiçek, vatandaşın yaralarının sarılacağını söyledi. Hasar tespitleri yapıldıktan sonra mevzuat çerçevesinde ne yapılması gerekiyorsa onun yapılacağını belirten Çiçek, bahar ile beraber yağışların zaman zaman bu durumların yaşanmasına neden olduğunu söyledi.

Suriye'den Türkiye'ye bir göç olasılığıyla ilgili soru üzerine Çiçek, şöyle konuştu:

"Bakınız, tekrar ifade edeyim; bazı gelişmeleri somut olarak yazarsanız, durup dururken ortalığı telaşa verirsiniz, başka türlü sıkıntılar çıkarırsınız, bir devlet bir konuyu değerlendirirken her yönüyle değerlendirir. Şimdi 'göç için biz hazırlık yapıyoruz' derseniz, yarın sabah göç var binler, onbinler, yüzbinler Türkiye sınırından içeri giriyor gibi ortalığı velveleye verirsiniz. Bence gerek yok bu tür şeylere. Biz, Libya dahil olmak üzere bu bölgede meydana gelen gelişmeler ne istikamete gidebilecekse, en kötü senaryosundan en iyisine varıncaya kadar hazırlıkları yaptık, yapıyoruz. O çerçevede ifade ediyorum. Yoksa yarın sabah Suriye'den göç oluyor gibi, olacak gibi bir endişeyi gündeme taşımak çok doğru olmaz."

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Nis. 05, 2011 7:41 pm


SİVİLLERİ VURMAYIN, HALKI VURUN

05.04.2011
Bunlar vururlar ama vurmadıklarını söylerler.
NATO’nun İzmir’deki, Hava Kuvvetleri komutanı, Ralph J. Jodice “ Libya’ya bomba yağdırırken, “Sivillerin ölmemesi için azami gayret gösterilecek” dedi. Ekledi, Türkiye NATO’nun ruhudur.
Tabi anlıyorsunuz, bunların sivil deyince neyi kast ettiklerini. Kendilerine yardım ve yataklık eden kurum, kuruluş ve kişilere sivil diyorlar.
Tercüme edersek; ülkesinde kendi devletine kaşı savaş veren insanları kast ediyorlar. Onlar için insan, kendilerine uşaklık eden kimselerdir. Jodise, öldürürken bu kişilerin öldürülmemesi için azami dikkat sarf edeceğiz diyor.
Sivil kelimesine acayip düşkünlükleri vardır. Bir ülke içinde kargaşa çıkaracaklar ise, hep bu sivilleri kullanırlar.
Bunlar için sivil anayasa isterler. Sanki anayasanın sivili olurmuş gibi. Onlar da gavur gibi bilirler, Anayasa sivil olmaz. Anayasa devlete ait yazılı metindir.
Bunlar devleti de, sivil toplum gibi düşündüklerinden Sivil Anayasa diye bağırırlar.
Özgürlükçü ve eşitlikçi anayasa istiyoruz deseler anlayacağız. Böyle derlerse, ayaklarını bu topraklara ve bu coğrafyaya basmış olacaklar. Ama ille de, ithal malı kavram kullanacaklar. Sivil sözcüğünü bölücü bir araç gibi kullanacaklar.
Neyse tekrar Libya’ya ve Suriye’ye yapılacak kara saldırısına dönelim.
Amerika bu kez biraz geri planda kalmayı ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlıyı parçalamakta gösterdikleri başarıyı tekrarlamaları için İngiltere ve Fransa’yı öne sürmektedir.
Bu iki ülke de, Birinci dünya Savaşında olduğu gibi İslam ülkelerinin rejimlerini ve sınırlarını, kendi emperyalist çıkarlarına göre tanzim edecekler.
Eğer güçleri yeterse…
Bu gün(6 Nisan 2011) öğreniyoruz ki, İngiliz Maslahatgüzarı, Antakya’da incelemelerde bulunmuş. Suriye’de çıkacak muhtemel iç çatışmada, Suriye’deki Hıristiyanları Yayladağ’dan nasıl tahliye edeceklerini incelemişler.Neden Akdeniz’deki daha uygun limanları düşünmezler?
Aklıma Sykes-Picot anlaşması geldi.16 Mayıs 1916 yılında yapılan bu anlaşma gereğince, İngiltere ve Fransa Osmanlı’nın güneydeki topraklarını aralarında paylaşıyorlardı.
Tıpkı, Birinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında olduğu gibi, siyasi iktidar gene NATO adı atında bizi parçalayacak ülkeler ile işbirliği içinde hareket ediyor. Majestelerin muhalefeti de öyle…
Onun için olsa gerek, NATO Komutanı “Türkiye NATO’nun ruhudur” diyor.
Mecliste böyle partiler ve iktidarda başka ülkelerin projelerinde Eşbaşkanlık yapan bir başbakan olduğu sürece, biz olsak olsak NATO’nun ruhu olabiliriz. Yani emperyalistlerin kullandığı koçbaşı.
Kendi kaderini Batının kaderine bağlayanlar, eninde sonunda, Batının bozgununu paylaşacaklardır.


Bülent ESİNOĞLU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptyPtsi Nis. 18, 2011 9:13 pm





[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/53234057.jpg[/img]

[size=24]

Herkes fırçaya odaklanmışken...

[/size]
Başbakan Tayyip Erdoğan, Avrupa Konseyi binasında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu'na hitap etti.




Hıristiyan dünyası ile İslam dünyasının birbirine bakışının, tarihsel süreçte büyük oranda Haçlı Seferleri ile şekillendiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, yaklaşık bin yıl önceki bu karşılaşmaların, bin yıl boyunca önyargılara, yanlış anlamalara, bloklaşma ve kutuplaşmalara bir bahane ve bir gerekçe olarak görüldüğünü ifade etti.

Bugün, Haçlı Seferlerinin bir başka boyutunu da görmenin ve Haçlı Seferlerini artık farklı şekilde değerlendirmenin önemine dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

''Haçlı Seferleri, iki kültürün, iki medeniyetin, iki dinin karşı karşıya gelmesinden ziyade, birbirini tanıması, birbirini anlaması ve birbirinden etkilenmesi sonucunu da doğurmuştur. Bilimde, sanatta, mimaride, dilde, musikide, günlük yaşam alışkanlıklarında, hatta yeme-içme kültürlerinin transferinde Haçlı Seferleri son derece etkili olmuştur. Bugün, Batı medeniyetinin temellerinde de Doğu medeniyetinin temellerinde de bu karşılaşmanın etkisini hiç kimse inkar edemez.

Haçlı Seferleri tarihi, sadece savaşlar, çatışmalar tarihi değil, aynı zamanda bir kültürel etkileşim, yakınlaşma, birbirini doğrudan tanıma tarihidir. Nitekim, birbiriyle savaşan ordular, savaşın hemen ardından ticari faaliyetlere başlamışlar, malların mübadelesi süreciyle birlikte kültürlerin mübadelesi sürecini de başlatmışlardır. Avrupa tarihi bundan hiç farklı değildir. Tarihi, artık savaşlar, çatışmalar, kamplaşma ve kutuplaşmalar üzerinden okuyamayız. Tarihi savaşlar üzerinden okuyanlar, geleceği barış üzerine inşa edemezler. Haçlı Seferlerini derin hafızasından silemeyenler, kendi toplumlarına da bölgelerine de dünyaya da barış ve hoşgörü vaat edemezler.

[color:27f6=red]Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği, bizatihi, tarihin kutuplaşmalar üzerine okunamayacağının en somut göstergesidir. Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği, bugün dünyanın özlemini duyduğu evrensel barış ve evrensel değerlerin iyi bir örneğidir. Tüm dünyanın gıpta ile izlediği bu oluşum, ortak değerleri, barışı ve evrensel değerleri daha da yücelterek, dünyaya ve insanlığa yol gösterici olmaya devam etmek zorundadır.
[/color]
Son dönemde, Avrupa içinde yükselen ırkçılığın, ayrımcılığın, hoşgörüsüzlüğün, Avrupa halklarını tedirgin ettiğinden çok daha fazla, çevre coğrafyalardaki halkları tedirgin ettiğini ve kaygılandırdığını vurgulayan Erdoğan, ''Üzülerek gözlemliyorum ki, Avrupa içinde kutuplaşma giderek şiddetlenmektedir. Bu durumun bazı ülkelerde artık devlet kademelerinde bile görülmesi, siyasi partilerin bu temelde prim yaparak oy kazanmaya çalışıyor olmaları, olayın vehametini artırmaktadır. Siyasetçinin mesuliyeti, bu tehlikeli gidişata engel olacak liderliği ve basireti göstermektir. Popülizm uğruna, oy alabilmek ve seçilebilmek hırsıyla, en temel insani değerlerin, en temel hakların, özgürlüklerin baskı altına alınması, sadece o ülkenin halkına değil, tüm bir Avrupa'ya, bu geniş coğrafyaya yapılmış en büyük haksızlık ve kötülük olacaktır'' ifadelerini kullandı.
milli gazete


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 Empty
MesajKonu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP   HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP - Sayfa 9 EmptySalı Mayıs 10, 2011 10:27 pm




[img]http://www.pressmedya.com/resimler/haber/bulent.jpg[/img]

[size=24]
Arınç'tan Obama güzellemesi
[/size]
Bülent Arınç seçim çalışmaları sebebiyle gittiği Bursa'da ABD Başkanı Barak Obama ile Bursa'nın Barak Fakih'i arasında bağlantı kurdu. Obama'ya sıcak meajlar gönderdi


Bursa'nın Osmanlı döneminde yaşayan ve Orhan Gazi'nin hocası Fıkıh alimi Barak Fakih ile Barak Obama arasında ilişki kurmaya çalışan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ABD Başkanına övgüler düzdü.

Bülent Arınç, ABD Başkanı Barack Obama'nın ismine gönderme yaparak şunları söyledi: "Barak Fakih Hazretleri hakkında çok fazla bilgi yok. Ama Barak ismi Türkiye’ye yabancı değil. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde Barak aşireti veya Barak boyu diye önemli bölgeler var. Sonra biz Barak ismini başka yerden de hatırlıyoruz. Doğrusu benim aklıma gelmemişti ama, Türkiye’de yaşayan Baraklılar Amerika Başkanı’nın ismini duyunca, ’bu olsa olsa bu bizdendir’ demeye başladılar. Biliyorsunuz Obama’nın birinci ismi Barak’tır. O Barak Hüseyin’dir. Biz de Barak Fakih’in önündeyiz. Yani olur mu olmaz mı, ben size bırakıyorum. Allah’ın takdiridir. Hazreti Adem babamız, anamız da hazreti Havva olduktan sonra şu kadar yüzyıl, bin yıllardan bu yana Amerika’ya başkan seçilenle Kestel’in Barakfakih’i arasında nasıl bir irtibat var derseniz. Siz olmaz olmaz demeyin. Çünkü burası Barakfakih, o adamcağız da Barak Hüseyin. İkisi de güzel isimler. Allah ona da bize de hayırlı eylesin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP
Sayfa başına dön 
9 sayfadaki 9 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: AKP-
Buraya geçin: