AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP | |
|
+5INSAN keyfiyet turbix GÖLGE AZYA 9 posters | |
Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: AKP’ye CIA'sal balans Ptsi Nis. 05, 2010 8:26 pm | |
| Konunun ilk mesajı :
AKP’ye CIA'sal balans 03 Nisan 2010 Cumartesi Necdet PEKMEZCİ’nin Haberi avaztürk
AKP’ye hiç ummadığı yerden ciddi bir uyarı geldi.
ABD, AKP’yi demokrasiyi tehlikeye atmakla itham ederek, uyardı.
Edinilen bilgilere göre Washington, uyarıyı ABD’nin Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz aracılığıyla gönderdi.
Abramowitz, 17-22 Mart tarihleri arasında Ankara ve İstanbul’da çeşitli görüşmeler yaptı. Abramowitz , başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere çok sayıda AKP’li milletvekili ile birebir ve guruplar halinde bir araya geldi.
Morton Abramowitz’in yaptığı görüşmelerde hem Cumhurbaşkanı Gül’ü hem de AKP’li vekilleri uyardığı ortaya çıktı.
İddialara göre, Morton Abramowitz en ciddi çıkışını milletvekilleri ile yaptığı baş başa görüşmelerde yaptı.
Türkiye’de demokrasinin kırılma sınırında dolaştığı uyarısını yapan Abramowitz’in, yaşanan sıkıntıdan AKP’yi sorumlu tuttuğu kaydedildi.
Hükümetin demokrasi ve özgürlükler adına hareket ettiği iddialarının inandırıcı olmadığını ifade eden Abramowitz, başta anayasa değişikliği çalışmaları konusu olmak üzere AKP’ye ciddi uyarılar yönelttiği bildirildi.
Abramowitz, en ciddi uyarıyı ise “demokrasi” konusunda yaptı:
“Demokrasi aslında elitler rejimidir. Siz zannediyorsunuz ki eliti zayıflatırsanız demokrasi güçlenecek. Sadece ayak takımı güçlenir.
Özgürlükler adına ayak takımını güçlendirirseniz orta vadede özgürlüklere en büyük zararı verirsiniz…” | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Ptsi Mart 21, 2011 5:35 pm | |
| 21 Mart 2011 Diyarbakır'a indirilen İran uçağındaki sır kargo
A.A.
Türk hava sahasını kullanırken Diyarbakır'a indirilen ve arama yapılan İran uçağından bazı malzemeler indirildi.
İran'ın başkenti Tahran'dan Suriye'nin Halep kentine gitmek üzere havalanan ve askeri malzeme taşıdığı ileri sürülerek, 19 Mart saat 23.00 sıralarında Diyarbakır Havaalanı'na indirilen İran kargo uçağında arama sürüyor. Uçaktaki bazı malzemelerin indirilerek taşıyıcı araçlara yüklendiği görüldü.
İndirilen malzeme ve uçakla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Ptsi Mart 21, 2011 5:44 pm | |
| Putin bile Libya saldırısnı Haçlı Seferleri'ne benzetirken, AKP ve Davutoğlu cenahından yapılan açıklamda, "kararın niyeti bu değildi" filan diye kıvırmalardan başka bir şey yok.
AKP'den, bu Haçlı saldırısına, haçlılara karşı temelde, esasta bir itiraz yok. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Ptsi Mart 21, 2011 5:45 pm | |
| Tayyip Bey Libya'ya müdahaleyi savundu +++++++++++++++++++++++++++++++++++ Ali Serdar Bolat 20 Mart 2011 Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'da düzenlenen Cidde Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, Libya'ya müdahaleyi savundu: "Libya gözyaşı dökerken biz elimiz kolumuz bağlı seyredemeyiz" ’Libya’da hiç kimsenin burnu kanamasın’ dedik, ’Libya’da yere düşen her can bizim canımızdır’ dedik. Halka bombalarla yapılan saldırıları tasvip etmediğimizi gerekli olan lidere söyledik. Tavsiyelerimizi, uyarılarımızı ortaya koyduk, hiç kan akmadan, kimse mağdur olmadan Libya istikametini belirlesin istedik. Keşke Libya, Mısır ve Tunus gibi değişim sürecini bu tür bedeller ödemeden tamamlasaydı. Tabii ki askeri müdahalenin, bu operasyonun bir an önce sonuçlandırılmasını, Libya’nın bir an önce istikrara kavuşmasını arzuluyoruz” Tayyip Bey'in "Askeri müdahaleyi, bu operasyonu bir an önce sonuçlandırın" isteği "Elinizi çabuk tutun, tepkiler artmadan Kaddafi'nin işini bir an önce bitirin" isteğinin diplomatik dilde söyleniş biçimidir. Tayyip Bey'in "Libya'nın bir an önce istikrara kavuşması" isteği de "Libya'da Batı emperyalizmine bağımlı bir yönetim kurulması" isteğinin şekerle kaplanmış olarak kamuoyuna sunulmasından başka bir şey değil. Yani Libya'da yönetime kendisi gibi birisinin gelmesini istiyor Tayyip Bey. "İstikrar" dediği bu... BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararın amacı da bu zaten. "Kan akmasın" safsatası bahane. Batılı emperyalist devletler Libyalıları çok sevdikleri için "kan akmasın" diye mi müdahale ediyorlar? Onların amacı "katliamı önleme" bahanesi ile Libya'nın içişlerine karışmak, mümkünse işgal etmek, işgal edemezlerse bölmek, isyancıların elinde bulunan yerlerde kukla bir devlet kurmak, petrolü yağmalamak. Sonra kukla devleti zamanla genişletip Libya'nın tümünü ele geçirmek... Bu plan kansız yürür mü? +++++++++++++++++++++++++
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Salı Mart 22, 2011 3:16 pm | |
| 2 İran uçağını Amerika'nın isteği üzerine peşpeşe indirip arayan AKP'nin bu tutumu yüzünden diğer uçaklarıın da aranacağını gören İran uçuşları iptal etti.
AKP, efendisinin emir ve direktiflerini harfiyyen yerine getiriyor.
İşin garip tarafı, bu konuda açıklama yapmaya cesaretlerinin olmayışı. Milletin karşısına çıkıp: "Amerika istediği için İran uçaklarını arıyoruz!" diyebilir mi Kasımpaşalı? | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Salı Mart 22, 2011 3:22 pm | |
| [table:901d width="605" border="0" cellpadding="0" cellspacing="0"][tr][td:901d class="haberbaslik"]İran Uçağında Flaş Gelişme TÜRKİYE hava sahası üzerinden Suriye'ye giderken, Cumartesi gecesi Diyarbakır'a indirilen İran'a ait kargo uçağında sandıklar içerisinde bulunan silah ve mühimatlar dün uçaktan indirildikten sonra uçağın mürettabatı bugün gözaltına alındı. [/td][/tr][tr][td]<table width="100%" border="0" cellpadding="0" cellspacing="0"> <tr> <td id="haberesim" valign="top" width="290">[img(281,211)] http://rsm.haber365.com/H/1300807068_19_hava_ucak_iran.jpg[/img]</td><td valign="top">22.03.2011 </td></tr></table>[/td][/tr][tr][td:901d class="haberozet"] [/td][/tr][tr][td:901d class="habericerik"]Türkiye hava sahası üzerinden Suriye’ye giderken, önceki gece Diyarbakır’a indirilen İran’a ait kargo uçağında sandıkların içerisinde bulunan silah ve mühimatların uçaktan indirildiği belirtildi. Başkent Tahran’dan havalananan ve Suriye’ye askeri malzeme taşıdığı belirtilen ’Ilyushin Il-76TD’ tipi kargo uçağı, nükleer silah taşıdığı ihbarı üzerine BM kararları doğrultusunda cumartesi gece yarısı Diyarbakır’daki 2’nci Hava Kuvveti 8’inci Ana Jet Üssü’ne indirilelerek arandı. Diyarbakır havaalanında halen bekletilen İran’a ait kargo uçağının ana kapağı açılarak uçakta bulunan sandıklar indirildi Sandıklarda, roketatar, havan, biksi ve Kalaşnikof gibi silah ve mühimatların bulunduğu belirtildi. Söz konusu silahların bulunduğu sandıklar uçaktan indirilirken, silahların bildiriminin yapılıp yapılmadığı konusunda bilgi alınamadı. Diyarbakır’a 2006 yılından bu yana BM kararları doğrultusunda arama yapmak için indirilen İran kargo uçaklarından ilk kez bir uçağın bu kadar uzun süre havaalanında bekletildiği ifade edildi. [/td][/tr][/table] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 12:34 am | |
| [size=24]
Türkiye Libya'da ABD'nin koruyucu gücü [/size]
Türkiye'nin Libya'da ABD'nin "koruyucu gücü" olması ABD makamlarınca resmen açıklandı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, günlük basın toplantısında bir soru üzerine, Türkiye'nin ABD'nin "koruyucu güç/hami devleti" olmayı kabul ettiğini söyledi.
Bu rolü kabul ettiği için Türkiye'ye "çok müteşekkir" olduklarını belirten Toner, bunun yanında Türkiye'nin New York Times gazetecilerinin serbest bırakılması ve güvenli şekilde ülkeden ayrılmasındaki çabalarından dolayı da "son derece minnettar" olduklarını kaydetti.
"Koruyucu güç/hami devlet" rolü kapsamında, Türkiye'nin Trablus Büyükelçiliği, ülkedeki ABD vatandaşlarını temsilen "konsolosluk ofisi" olarak hareket etmeyi de içerecek şekilde Libya'da ABD'yi "temsil edecek". | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 9:32 am | |
| <h1 class="title">Sizin de içiniz fesat canım!</h1> <div id="content-content"> <div id="node-40527" class="node odd full-node node-type-postal"> <div class="meta"><span class="submitted">Pzt, 21/03/2011 - 13:44</span> </div> <div class="content"> <div class="makale-resim"><img class="imagecache imagecache-makale_genel imagecache-default imagecache-makale_genel_default" title="" alt="" src="http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/imagecache/makale_genel/postal/photos/nato.jpg" width="220" height="147"> <span class="makale-resim-alti"></span></div> <p class="spot"><strong>NATO 1949 yılında kuruldu. Geride kalan 62 senede kimse NATO'nun amacını Erdoğan gibi tarif etme başarısına ulaşamadı. </strong></p> <p>NATO, yani North Atlantic Treaty Organization, yani Kuzey Atlantik Paktı...</p> <p>1949 yılında "Sovyetler Birliği'nin Avrupa ülkelerini işgal etme tehlikesi" gerekçe gösterilerek kuruldu. "Komünizme karşı demokrasiyi" koruyacaktı. </p> <p>Soğuk Savaş döneminde özellikle Avrupa ülkelerinde kurduğu Gladio örgütlenmesi ile sola karşı savaş verdi. Türkiye'de de aynı örgütlenme ile sola karşı savaşı yönetti. </p> <p>90'larda Yugoslavya'nın parçalanmasında başrolde yer aldı. Yugoslavya günlerce NATO bombardımanına tutuldu. </p> <p>2001 yılından bu yana Afganistan'da işgalci olarak yer alıyor. </p> <p>Kasım 2010'daki Lizbon Zirvesi'nde Türkiye'de İran'a karşı füze sistemi kurulması kararı verdi. </p> <p>Şimdi bütün bu bildiklerinizi unutun; </p> <p>Gladio örgütlenmesi Avrupa'nın Avrupalılara ait olduğunu tespit ve tescil etmek için kuruldu. Türkiye'deki Gladio örgütlenmesi, örneğin 16 Mart Beyazıt katliamı, Türkiye'nin Türkiyelilere ait olduğunu tespit ve tescil etmek içindi. </p> <p>Yugoslavya'nın günlerce bombalanması ve parçalanışı da yine Yuguslavya'nın Yugoslavyalılara ait olduğunu tespit ve tescil etmek içindi. </p> <p>Afganistan'daki tespit ve tescil çalışmaları 2001'den bu yana devam ediyor. </p> <p>Türkiye'de yerleştirilecek füzeler de İran'ın İranlılara ait olduğunu tespit ve tescil etmek için yerleştirilecek. </p> <p>Hatta NATO'nun İsrail ile yaptığı tatbikatlar da Filistin'in Filistinlilere ait olduğunu tespit ve tescil etmek için yapılıyor. </p> <p>NATO Libya'da da aynısını yapacak. Vallahi biz Erdoğan'ın yalancısıyız:</p> <p>"Libya halkının kendi geleceğini belirlemesi bizim en büyük arzumuzdur. Şu anda NATO'nun devreye girmesi söz konusudur. NATO devreye girecekse bizim bazı şartlarımız var. Biz, NATO Libya'nın Libyalılara ait olduğunu tespit ve tescil için oraya girmelidir... Yeraltı kaynaklarının, zenginliklerinin birilerine dağıtımı için değil..."</p> <p>(soL)</p></div></div></div> | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 10:19 am | |
| Libya ve halkımız 23.03.2011 - 09:04 Yazdır Arkadaşına gönder Türkiye toplumu geleneksel olarak Batıya benzemek anlamında bir yolculuğa angajedir. İslam dahi bu anlamda modernleşmenin karşıtı değil, tamamlayıcısı olabildiği ölçüde içine itildiği dar sınırların ötesine geçip iktidara ulaşabildi.
Ancak öte yandan Türkiye toplumu için bu bitmemiş ve çok umutlu olunmayan bir yolculuk. Halen parçası olunan, politik olarak değilse de duygusal olarak dayanışma hissedilen bir doğu vardır çünkü ve o doğu daha gerçektir.
Devlet Türkiye'yi yola itekler, halk buna itiraz etmemekle birlikte, somut olarak ne Amerikancı, ne İsrailci, ne Avrupacı olur. Çevrede ne olup bittiğini titiz biçimde izleyen bir meraklı çekirdek nüfusu olmasa da, toplum komşu ülkelerdeki Amerikancı, batıcı, uzlaşmacı liderlere değil tersi tutum alanlara sempati duyar.
Sadece birkaç ögesine değindiğim bu ideolojik-psikolojik tablo, AKP iktidarında bir yandan sömürülmek bir yandan da değiştirilmek durumunda. İslamcı, yayılmacı, büyük görünmeci söylemler durumu kendisi için nasıl bir avantaja çevirdiğinin delili, AKP açısından. İsrail'le rekabet tam bu zemine oturtulmuştur.
Ancak toplumun bu tür Batıya dönük rezervlerinden anti-emperyalist siyasete bir geçiş kanalı apaçık ortada duruyor. AKP'nin bu kapıyı kesinkes kapatmak için bu alanda da toplum mühendisliğinde yol alması gerekiyor. Başka şeylerin yanı sıra Libya Erdoğan ve arkadaşları için bir şans. Irak'a saldırı günlerinde ne acılar çektiğini bildiğimiz bir AKP vardı. İktidar 1 Mart tezkeresinin günahını silebilmek için az uğraşmadı. 2003'te Irak'a saldırıya “tamam” diyemeyen AKP'yi, düpedüz karşı çıkan CHP bütünlüyordu. ABD nezdinde ******'ın siyasi yaşamının o günlerde sonlandığı yorumları çok yapılmıştır...
2011'de, Libya gündeminde operasyonun fazla ölüme yol açmaması ve işgale dönüşmemesi türünden kayıtlar Arap Birliği'nden Türkiye'ye, oradan Rusya ve Çin'e uzanan ortak paydayı oluşturuyor. İçerik itibariyle saçmadır. Herkes bir ülkenin hava sahasını kapatmanın ancak askeri müdahaleyle temin edilebileceğini bilir. Herkes hava saldırısı yoluyla iktidar değişikliği sağlanamayacağını da bilir...
Ancak bu içi boş tutum bütün işbirlikçi rejimlere ve iki yüzlü kurumlara sığınak oldu. Bu çevreler operasyonun NATO tarafından mı yoksa BM eliyle mi yürütülmesi gerektiğini tartışmaya devam edecekler ve burada emperyalistler arası rekabetin kaderi belirlenecek. Yeri gelmişken, Türkiye bu rekabette bağımsız bir aktör olamayacağı için ABD ile aynı konumda pozisyon almak durumundadır. Bu sayede kendisi bağımsız aktör olmayan Amerikancı Türkiye'nin kimi emperyalistlerden çok daha avantajlı olacağını da eklemeliyiz.
Esas konumuza dönersek, Libya savaşında Türkiye toplumunun ne yapacağı bir egzersiz anlamı taşıyor. Doğu dayanışması diyebileceğimiz ve AKP'nin istismar ettiği verili toplumsal havanın dönüştürülmesi için de bir laboratuvar sunuyor Libya. Zira ilk olmayan Libya son da değildir ve emperyalizm, özellikle de ABD emperyalizmi hegemonyasını derinleştirmek zorundadır. Hep böyleydi ve 2008 krizinden sonra çok daha fazla böyledir...
Türkiye halkı Libya'da terbiye edilmek istenecek. AKP'nin bu işleme girerken avantajları olduğunu kabul edebiliriz.
Nedir bu avantajlar?
Bir kere Libya uzaktır. İkincisi Türkiye'de Kaddafi sempatisi 1970'li yıllarda çok sınırlı bir süre için söz konusu olmuştur. Üçüncüsü Libya bir dizi açıdan sermaye ve emekçiler için önem kazanmış olsa da, alternatifsiz değildir. Dördüncüsü, Libya'nın doğal kaynaklar açısından dünyada taşıdığı önem zaten sınırlıdır.
“Libyalılara silah doğrultmayan” bir Türkiye'nin, bu ülkenin emperyalist sisteme tam boy entegre edilmesinde rol üstlenmesi... Böyle bir dengenin kurulması pekala mümkün. Bu konumun bütün işbirlikçi Ortadoğu rejimlerini pek rahatlacağı kesin. İçerde ise Türkiye toplumu Afganistan ve Irak'tan sonra bir de Libya üstünden terbiye edilmiş olacak. Tanımlı gelecekte önümüze gelecek olan asıl büyük lokma ise İran.
Asıl önemli olan İran'dır. Ancak bugün Libya gündeminde anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmeyen ve “uluslararası toplum”, BM kararları, barış gücü tipi palavraları uğraşmaya değmez bulanlar, yarın öbür gün İran sayfası açıldığında kendilerini bir sandalyeye bağlanmış hissedeceklerdir. Kaldı ki anti-emperyalizm ve barış yanlılığı bir taktik değil, kimlik özelliği olmak durumundadır.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 10:31 am | |
| Allah RTE'nin önüne kahraman olabilmesi için bir çok fırsat verdi.
Irak, Afganistan, İsrail derken şimdi de Libya...Ama her defasında onlar reelpoltikten yana tavır aldılar.
Biraz önce açıklama yapan Gül, yaptıkları işin ne kadar doğru olduğunun uzun vadede ortaya çıkacağını iddia ediyor.
Nedir uzun vadede bekledikleri?
Emperyalist çakallarla beraber bir olup Kaddafi'yi devirdikten sonra yerine bir işbirlikçiyi yerleştirecekler. Belki de Libya'yı Batı ve Doğu olmak üzere ikiye bölecekler. Ve AKP, tıpkı Irak'ta olduğu gibi, bu defa Libya pastasından pay almak üzere masaya oturacak, bu defa Libya'da katledilen müslümanların kanına ekmek banacaklar. Ve kan dolu kadaahlerini kafaya dikip, dudakalrından kardeşlerimizn kanı sızarken, bak işte karnıımızı yine doyurduk diyecekler. Yatırımlar yapılacak Libya'ya, para akacak. Türkiye'den çakalları da bu pastadan artan kırıntılarla besleyip, ses çıkarmamalarını sağlayacaklar. Buradan giden gazeteciler, Libya'dak muhaliflerle konuşup, onların ne kadar iyi bir müslüman olduğunu anlatacaklar. Amerikayla işbirliği yapsalar, vatanlarına ihanet etseler ve başlarındaki işbirlikçiden memnun ama Kaddafi'den nefrete etseler de, aslında Türkiye'ye ne kadar yakın olduklarını, Türkleri ne kadar çok sevdiklerini ikna etmeye çalışacaklar bizi.
Türkiye'yi mi, AKP işbirlikçiliğini, ihanetini mi?
(İlkesiz pragmatistlik... Hadi br halt yiyorsun, tamam, ama onu meşrulaştırmaya çalışmak niye? Tamam, belki de niyetin de iyi, ama bu meşrulaştırıcı tavrın iizahı yok, işbirlikçilikle damgalanmaya yol açacak şekilde yaptığın haltı müdafaa etmeye kalkmanın.) | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 11:10 am | |
| [b]ABD: Erdoğan Libya müdahalesinde bizimle görüş birliğinde[/b] 22.03.2011 - 18:12 [img(220,163)] http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/imagecache/makale_genel/images/obama-erdogan_1.jpg[/img] [b]Barack Obama, telefonla Başbakan Erdoğan'ı aradı. İkilinin telefon görüşmesine dair Beyaz Saray'dan açıklama geldi. ABD, görüşmede iki liderin Libya'ya müdahale konusunda görüş birliği içinde olduklarını yinelediklerini söyledi. Erdoğan, NATO'nun rolü konusunda da Obama'yla aynı düşündüğünü iletti.[/b] Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Libya'ya saldırı olasılığının gündeme geldiği günlerce "NATO'nun ne işi var Libya'da?" çıkışı yapmıştı. Başbakan, son üç gündür yaptığı açıklamalarda da özünde saldırıyı desteklediğini dile getirmesine rağmen arada kullandığı demagojik cümlelerle "savaş karşıtı" bir görüntü vermeyi ihmal etmiyordu. Ancak ABD Başkanı Barack Obama'yla yaptığı telefon görüşmesinde Erdoğan, ABD'yle görüş birliği içinde olduklarını tekrarladı. Beyaz Saray tarafından iki liderin görüşmesine dair yapılan açıklamada, "Obama ve Erdoğan, Libya halkının korunması için BM Güvenlik Konseyi’nin 1970 ve 1973 sayılı kararlarının tam şekilde uygulanmasına olan desteklerini yeniden teyit ettiler. Liderler, bunun, BM kararlarını hayata geçirmek ve uygulamak için, en üst düzeyde etkinliğin sağlanması amacıyla NATO’nun eşsiz çok uluslu komuta ve kontrol kapasiteleriyle olanak sağlanan ve ulusal katkıları temel alan, Arap ülkeleri de dahil olmak üzere geniş çaplı uluslararası çabayı gerektireceği yönünde görüş birliğine vardılar" denildi. Böylece Erdoğan, "NATO'nun ne işi var?" sözlerini de kendi ağzından yalanlamış oldu. (soL - Dış Haberler) | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 11:14 am | |
| [b]Hava sahası yalnızca işkenceciye serbest[/b] 23.03.2011 - 08:00 [img(220,164)] http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/imagecache/makale_genel/images/iran-kargo-ucagi-diyarbakira-indirildi.jpg[/img] [b]Türkiye, İran’dan Suriye’ye giden iki kargo uçağını gelen ”istihbarat” üzerine Diyarbakır’a indirip arama yaptı. Medyaya yansımasa da bu durdurulan ilk İran uçağı değil. İran uçaklarını durduran Türkiye, tüm dünyanın bildiği ABD’nin işkence uçaklarına hava sahasını açmada zorluk çıkarmıyor.[/b] Bir haftada iki İran kargo uçağının gelen istihbarat üzerine Diyarbakır’a indirilerek uçaklarda arama yapılmasının yankıları sürüyor. Yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda, uçakların BM’nin İran’a yaptırım kararları çerçevesinde “yasaklı malzeme” taşıdığı gerekçesi ile arandığı belirtilirken, bazı çevreler uçakta “nükleer silah” taşındığını bile iddia ettiler. Arama talebinin ise ABD'den geldiği sanılıyor. İran uçakları daha önce de bu çerçevede aranmıştı. İran uçaklarına bu uygulama yapılırken, ABD’nin işkence uçakları Türkiye’nin hava sahasını yıllardır istedikleri gibi kullanıyorlar. [b]İran uçağı ABD’nin talebi doğrultusunda indirildi[/b] Akşam Gazetesinin haberine göre 15 ve 20 Mart'ta Diyarbakır'a indirilen kargo uçaklarının aranması kararının altında, ABD'nin talebi yatıyor. Uçakların, ABD'nin 'nükleer yük ve silah taşındığı' yönündeki istihbaratı ve NATO aracılığıyla ilettiği 'arama yapılması' talebi çerçevesinde Diyarbakır'a indirildiği belirtiliyor. 15 Mart akşamı Tahran'dan Halep'e gitmek isteyen İran askeri kargo uçağına 'Diyarbakır inişli olarak üst uçuş izni' verilmiş ve uçak bu kapsamda Diyarbakır havalimanına indirilerek nükleer silah araması yapılmıştı. Çalışmaya Diyarbakır Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürlüğü'nün Kimyasal Biyolojik Radyolojik ve Nükleer ekibi de katılmıştı. Uçakta herhangi bir suç unsuru bulunmaması üzerine, uçuşun rota dâhilinde sürdürülmesine izin verilmişti. Dün akşam yapılan son açıklamalarda ise 20 Martta Diyarbakır’a indirilen uçakta "İran'a uygulanan BM yaptırımları kapsamına giren yasaklı malzeme bulunduğunun tespit edildiği ve söz konusu malzemeye el konulduğu" belirtildi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü konu ile ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı: "İran YAS hava taşımacılık şirketine ait, İran'dan Suriye'ye gitmek isteyen bir kargo uçağına Diyarbakır inişli olarak üst uçuş izni verilmiş ve anılan uçak bu çerçevede Diyarbakır havalimanımıza 19 Mart 2011 akşamı iniş yapmıştır. Uçağın kargosunun bu tür inişli uçuş izinlerinde her zaman uygulanan mutad kontrollerinin yapılması sırasında uçakta İran'a uygulanan BM yaptırımları kapsamına giren yasaklı malzeme bulunduğu tespit edilmiş ve söz konusu malzemeye el konulmuştur. Uçağın yasak kapsamına giren malzeme olmaksızın İran'a dönmek üzere bugün Türkiye'den ayrılmasına izin verilmiştir." İran kargo uçağındaki 7 kişi gözaltına alınırken, indirilen malzeme ve uçakla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’da konu ile ilgili açılamasında bu uygulamanın rutin bir işlem olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanı’nın bu açıklamasında doğruluk payı var çünkü Türkiye daha önce medyaya pek yansımasa da birçok İran uçağını aynı gerekçelerle durdurmuş ve arama yapmıştı. [b]İran uçakları daha önce de aranmıştı[/b] Daha önce de benzer sebeplerle İran uçaklarının Türkiye’den geçişi sırasında sorunlar yaşandı, fakat bunlar komuoyuna çok sınırlı olarak yansıdı. Örneğin 2006 yılında Venezuela ziyareti sırasında İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinejad'a eşlik eden dışişleri yetkilileri, sanayi bakanlığı uzmanları ile gazetecilerden oluşan 90 kişilik ekibi taşıyan Boeing 707 tipi yolcu uçağı İstanbul ****** Havalimanı'na indirildi ve uçağın Türkiye’nin hava sahasını kullanmasına izin verilmedi. Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Hüsnü Gürcan Türkoğlu, İran Dışişleri Bakanlığı'na çağırıldı ve bu davranış protesto edildi. Yine geçtiğimiz yaz 19 Temmuz'da İran’ın Mahrabat Havaalanı uydudan kontrol altına alındı, 20 Temmuz'da Şam'a gitmek üzere havalanan kargo uçağına Türkiye ABD'nin baskısıyla hava sahası kapatıldı ve uçak Tahran'a geri gönderildi. 2 gün sonra 22 Temmuz'da ise iki İran uçağı Türkiye'ye indirilerek arandı. BM'nin İran'a yönelik yaptırım kararının alındığı 9 Haziran 2010'dan bu yana birçok İran uçağının, NATO aracılığıyla ABD'den gelen talepler üzerine Diyarbakır'a indirildiği belirtildi. [b]İşkencecilere uçuş serbest[/b] Türkiye, ABD tarafından iletilen uyarılarla İran uçaklarını indirip arama yaparken, hava sahasını işkence uçaklarına açmakta sakınca görmedi. Geçtiğimiz aylarda yayınlanan Wikileaks belgelerinde Türkiye'nin tüm dünya tarafında insanlık suçu işlediği bilinen CIA’nin işkence uçaklarına uçuş izni verdiği ortaya çıkmıştı. Wikileaks'in sızdırdığı 2006 tarihli yazışmada, Amerikan istihbarat örgütü CIA’in "terör şüphelilerini" yasadışı şekilde sorguladığı uçuşlara Türkiye'nin 2002'de izin verdiği yazıyordu. Dışişleri daha önce ortaya atılan benzer iddiaları kesin şekilde yalanlamıştı. Büyükelçi Wilson'un 8 Haziran 2006 tarihinde bugün ABD Hava Kuvvetleri Komutanı olan Norton A. Schwartz'a gönderdiği tahmin edilen raporda, "Türk Silahlı Kuvvetleri bize İncirlik'i, 2002 yılından itibaren 'Fundamental Justice' operasyonu çerçevesinde tutuklu nakillerinde yakıt ikmali için kullanmamıza izin veriyordu. Ancak bu izni 2006 yılının Şubat ayında kaldırdı" şeklinde ifadeler kullandı. Uluslararası Af Örgütü, 2006'da yayınladığı raporda 14 Avrupa ülkesinin yanı sıra Türkiye'nin de CIA tarafından kullanıldığını açıklamıştı. Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi raportörü Dick Marty de aynı tarihlerde açıkladığı raporda İncirlik'in hazırlık noktalarından biri olduğunu belirtmişti. [b]İncirlik Libya saldırında kullanılıyor mu?[/b] Libya'ya yapılan hava saldırında İncirlik Üssü'nün kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyorsa ne amaçla kullanıldığına dair henüz ne Türkiye'den ne de ABD'den bir açıklama yapıldı. ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon) üst düzey yetkilisi Bill Gortney İncirlik Üssü'nün kullanılıp kullanılmadığına dair sorulan soruya: ''Üs ve hava sahası gibi konularda hangi ülkeleri kullandıklarına dair bir açıklama yapmayacaklarını, bu konularda açıklama yapma takdirini ülkelerin kendisine bırakacakları'' yanıtını verdi. (soL -Haber Merkezi) | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 12:15 pm | |
| [size=24][color:0e5c=blue]Fransa Haçlı Seferine Önderlik Ediyor![/color][/size] [color:0e5c=#000000][font:0e5c=Verdana][font:0e5c=Verdana] [img(250px,200px)] http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/12992703.JPG[/img][color:0e5c=#303030]Libya lideri Muammer Kaddafi ve Rusya Başbakanı Vladimir Putin'den sonra Fransız İçişleri Bakanı da koalisyon güçlerinin Libya operasyonunu "Haçlı seferi" olarak adlandırdı. [/color] [font:0e5c=Verdana] 22 Mart 2011, 21:06 [img] http://anadoluhaberim.com/img/icon/kullanici.png[/img] Anadolu Haber [/font] [table:0e5c id="table1" width="100%" border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" height="20"][tr][td:0e5c style="font-size: 8pt; font-family: Verdana; vertical-align: top;"] [/td][/tr][/table]Fransız basının bildirdiğine göre, Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant, dün akşam katıldığı bir televizyon programında, Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Libya'da bir "Haçlı Seferi"ne önderlik ettiğini söyledi. Programda, ilk hava taarruzunu Fransa'nın gerçekleştirdiği Şafak Yolculuğu Operasyonu'nda Sarkozy'nin doğru bir politika izlediğini savunan Gueant, "Cumhurbaşkanımızla ilgili yapılan eleştirilerle ilgili olarak şunu söylemek istiyorum. Şu an herkes, Sarkozy'nin orada olduğuna şükrediyor. Herkes televizyonlardan Kaddafi'nin yaptığı katliamı izlemeye hazırlanıyordu. [color:0e5c=blue]Tanrıya şükür ki Cumhurbaşkanımız, Haçlı Seferi'nin önderliğini yaparak [/color]önce BM'yi, ardından da Arap Birliği ve Afrika Birliği'ni harekete geçirdi" dedi. BM Güvenlik Konseyi'nin Libya ile ilgili kararı doğrultusunda bu ülkeye başlatılan çok uluslu askeri operasyonu "Haçlı Seferi" olarak tanımlayan ilk lider Muammer Kaddafi olmuştu. Rusya Başbakanı Putin de dün yaptığı açıklamada, Güvenlik Konseyi’nin söz konusu kararının "eksik ve hatalı" olduğunu ifade ederek, "Her şeye izin veren bu karar, Ortaçağ'daki Haçlı Seferi çağrılarını anımsatıyor" demişti. Putin'in bu sözleri, Rusya Cumhurbaşkanı Dimitri Medvedev'in tepkisine neden olmuştu. [/font][/font][/color] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 12:21 pm | |
| Medeniyetler İttifakı!..
Hulki CEVİZOĞLU - 23 Mart 2011
AKP’nin “tam üye” olmak için her türlü tavizi verdiği Avrupa Birliği (ve ABD) Libya’yı bombalıyor. AB’nin “baş üyesi” (kurucusu) Fransa, saldırının önde gideni.
Kendilerini ABD karşıtı gibi, mazlumların yandaşı gibi, Müslümanların temsilcisi gibi, adalet ve demokrasinin sahibi gibi gösteren enteller ise seviniyor:
“Yaşasın, Libya Irak olmayacak!.. Müttefik askerleri Libya’ya ayak basmayacak, sadece havadan bombalayacak!..”
Tecavüze ses çıkarma, “dur” deme; ama “Ben tecavüze karışmıyorum” diyerek tecavüze uğrayana akıl ver, vicdanını rahatlat!
Ama Allah’ı kandırmak mümkün değil tabii...
Efendim, “Kaddafi diktatörmüş!”
E, doğru.
Doğru da, Sarkozy (Fransa lideri) ve Berlusconi (İtalya lideri) dün Kaddafi’nin orasını burasını öperken, “diktatör bilmem nesi” demiyordu!.. (Fotoğrafları dünkü basında yayınlandı.)
O zamanki aşk mıydı?
Diktatöre silah satarken, diktatörün halktan kaçırdığı paralara kendi bankalarında yataklık yaparken ne aşkıydı bu?..
Hukuka bakalım. Avrupa güya idamı kaldırdı! Ama başka ülkelere bomba yağdırarak, hem sivilleri hem liderlerini öldürebiliyor. Avrupa’da “giyotin kültürü” devam ediyor. Bu kez giyotinin altına Müslümanların başı yatırıldı!..
Diktatörlükleri yok etmenin yolu, başka diktatörlükler yaratmak mıdır?
FİRAVUNLAR YIKILIRKEN, FİRAVUNUN DOSTLARI VE İŞBİRLİKÇİLERİ NİÇİN KENDİSİNİ HZ.MUSA KONUMUNA YÜKSELTİYOR?
One minute!
Başbakan Erdoğan’ın Davos’taki “One minute!” çıkışına inanan (inanmış gözükerek, kendisini rahatlatan) çok olmuştu.
“Siz adam öldürmeyi çok iyi bilirsiniz!” demişti Başbakanımız Erdoğan.
Şimdi, Mehmet Akif’in “tek dişi kalmış canavar” dediği “medeniyet”in temsilcisi(!) Batı; tüm dişleriyle Libya’ya bomba yağdırıp, “adam öldürmeyi çok iyi bildiklerini” gösteriyor.
Bizimkilerden çıt yok.
Nerede kaldı, “one minute” ?
Nerede kaldı, “adam öldürmeyi bilenlere posta koymak” ?
Kartaca yıkılırken!
Türkiye, İspanya ile birlikte “Medeniyetler ittifakına” önderlik yapmıştı! Bizim Başbakan ile İspanya Başbakanı sürekli görüşüyor, “Medeniyetler Çatışması” tezini sözde çürütmek için bir propaganda bulmuşlardı:
Medeniyetler İttifakı. Al sana medeniyet! Al sana ittifak! ABD ve Batı (İspanya, Fransa, İngiltere) Müslüman bir ülkeyi bombalamak konusunda ittifak yaptılar. Bizimkiler ise seyrediyor.
Bir an önce bombalama bitse de, biz de duruma göre vaziyet alıp, seçim öncesi biraz bağırsak diye. İş bittikten sonra, yorum yapan futbol otoriteleri gibi. Tüm dünya medeniyeti, Hıristiyan Medeniyeti; Müslüman Medeniyeti(!) üzerine Libya’da bomba yağdırıyor, Medeniyetler İttifakı devam ediyor..
*** Yıl, M.Ö. 149.
Romalı Senatör Cato, her konuşmasını “Kartaca Yıkılmalıdır!” diye bitiriyor, Roma Kartaca’yı yok etmek için Kartaca’nın Kuzey Afrika’daki özerk krallıklarını isyana kışkırtıyordu.
Romalılar Numidya Kralı ile “ittifak” kurarak Kartaca’ya isyan ettirip, Kartaca silahla karşılık verince, Roma aradığı saldırı gerekçesini bulmuştu. Yıl, M.S. 2011. 2160 yıl sonra, Kartaca yeniden yıkılıyor. Medeniyetler İttifakı devam ediyor!..
HAYAT DEĞİRMENİ
1-Demokrasi, dünyanın hiçbir yerine emperyalizmin bombaları ile gelmemiştir.
2- BDP’li milletvekillerinden Bengi Yıldız polise taş, Sabahat Tuncel ise tokat atmış. AKP, daha önce “Taş atan çocuklar” yasası çıkarmıştı.
Bakalım “Taş ve tokat atan büyükler” için ne yapacak?
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 12:39 pm | |
| Türkiye denetleme için 5 gemi ve 1 denizaltı veriyormuş.
Yani?
Yanisi şu, Haçlılar Libya'ya saldırırken, AKP Libya'nın elini-kolunu tutacak ki Libya haçlı sürüsüne cevap veremesin.
Böylece mürted RTE, "Biz Libya halkına mermei atan olmayız!" sözünü tutmuş olacak. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 1:11 pm | |
| [b]Türkiye Libya'da "koruyucu güç" olacak[/b] [b]Türkiye'nin Libya'da ABD'nin "koruyucu gücü" olması ABD makamlarınca resmen açıklandı.[/b] 23 Mart 2011 [img] http://i.milliyet.com.tr/YeniAnaResim/2011/03/23/turkiye-libya-da-koruyucu-guc-olacak-1223679.Jpeg[/img][url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/abd/359/index.html]ABD[/url] [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Disisleri%20Bakanligi]Dışişleri Bakanlığı[/url] Sözcüsü Mark Toner, günlük basın toplantısında bir [b]soru[/b] üzerine, [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Turkiye]Türkiye[/url]'nin [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/abd/359/index.html]ABD[/url]'nin "koruyucu [b]güç[/b]/hami devleti" olmayı kabul ettiğini söyledi. Bu rolü kabul ettiği için Türkiye'ye "[b]çok[/b] müteşekkir" olduklarını belirten Toner, bunun yanında Türkiye'nin [url=http://www.milliyet.com.tr/index/New%20York%20Times]New York Times[/url] gazetecilerinin serbest bırakılması [b]ve[/b] güvenli şekilde ülkeden ayrılmasındaki çabalarından dolayı da "son derece minnettar" olduklarını kaydetti. "Koruyucu güç/hami devlet" rolü kapsamında, [b]Türkiye[/b]'nin Trablus Büyükelçiliği, ülkedeki [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/abd/359/index.html]ABD[/url] vatandaşlarını temsilen "konsolosluk ofisi" olarak hareket etmeyi de içerecek şekilde [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/libya/659/index.html]Libya[/url]'da [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/abd/359/index.html]ABD[/url]'yi "temsil edecek". [b]Davutoğlu'ndan açıklama[/b] Bu arada [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Ankara]Ankara[/url]'da [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Bahreyn]Bahreyn[/url] Dışişleri Bakanı Şeyh Halid Bin Ahmed Bin Muhammed el Halife ile görüşen Dışişleri Bakanı [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Ahmet%20Davutoglu]Ahmet Davutoğlu[/url] Başbakan [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Recep%20Tayyip%20Erdogan]Recep Tayyip Erdoğan[/url] ile [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/abd/359/index.html]ABD[/url] Başkanı [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Barack%20Obama]Barack Obama[/url]'nın yaptığı telefon görüşmesiyle ilgili bir soru üzerine, "Erdoğan ve Obama arasında yapıcı ve kapsamlı bir görüşme yapıldığını" kaydetti. Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/libya/659/index.html]Libya[/url]'da biran önce ateşkesin sağlanması ve BM [url=http://www.milliyet.com.tr/index/Guvenlik%20Konseyi]Güvenlik Konseyi[/url] kararlarının fiilen hayata geçirilmesi yönündeki çabalara destek verdiğini vurguladı. Davutoğlu, Türkiye ile [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/abd/359/index.html]ABD[/url] arasında [url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/libya/659/index.html]Libya[/url] konusunda mutabakat sağlanmasıyla ilgili olarak da, "[url=http://www.cnnturk.com/guncel.konular/nato/223/index.html]NATO[/url]'nun, zaten tüm ülkelerin mutabakatıyla karar alınabilen bir yapı olduğunu" kaydetti. Türkiye'nin bu çerçevede yapacağı katkıların mahiyeti konusunda gerekli açıklamaları yaptıklarını hatırlatan Davutoğlu, istişarelerin süreceğini, [url=http://www.milliyet.com.tr/index/TBMM]TBMM[/url]'ye bu konuyla ilgili bilgi vereceklerini ve muhalefet partileriyle de görüşeceklerini söyledi. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 4:55 pm | |
| DAVUTOĞLU:<br><br>NATO Genel Sekreteri ile görüştüm, Libya'da siyasi değişim şart. <br><br>Kaddafi güçleri saldırıları durdurmalı, sivil halk zarar görmemeli.<br><br><br><br>Kim o görüştüğü?<br><br>Rasmussen değil mi?<br><br>Rasmussen kim?<br><br>Danimarka eski Başbakanı, hani şu Allah resulü'ne karikatürle hakaret edildiğinde, Allah Resulüne sövüldüğünde, "Bu bizim fikir hürriyetimiz!" diyen adam. Hani şu AKP'nin de bu adam NATO Başına gelsin diye pazarlık yaptığı ama yine 3'ün birini ellerine vermelerine sebep olan adam.<br><br>Sonra?<br><br>"Kaddafi güçleri"...<br><br>Vay, vay, vay...<br><br>Kaddafi o ülkenin meşru lideri, Kaddafi güçleri dediği de, sanki bir örgüt, meşru Libya Silahlı Kuvvetleri.<br><br><br> | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 5:02 pm | |
| 'Haçlı Seferi Sorumluluğunu Kabul Edemeyiz' 23.03.2011 Çarşamba 19:00Gündem Bu Habere 0 Yorum YapıldıBu Haber 63 Defa Okunmuştur 12P 14P 16P 18P Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu 'Haçlı seferi denilen bir operasyonun sorumluluğunu paylaşamayız' dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı'nın yaptığı Haçlı Seferi gafına Davutoğlu'ndan yanıt geldi. Ahmet Davutoğlu, 'Haçlı seferi denilen bir operasyonun sorumluluğunu paylaşamayız' açıklamasında bulundu.
[color:bd70=red] O halde NATO'dan çıkacaksın.[/color]
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Çarş. Mart 23, 2011 9:16 pm | |
| KILIÇ-KALKAN OYUNU
Haçlılar Libya’ya kılıcı çekti! Kuşkusuz olayı salt Haçlı-Müslüman olgusu gibi algılamak çok doğru değil! Ancak, hemen her şeye dinsel kisve giydirilince bu konuya da bu doğrultuda bakmak kaçınılmazlaşıyor!
İktidar adayı partinin genel başkanı bile “emperyalizm” olgusunu göz ardı edince bizlere de “bir bildiği vardır” deyip “dinsel savaş” olgusuna sarılmak kalıyor.
Kılıç haçlının elinde! İstediğini alana dek doğramaya kararlı. Kılıcın olduğu yer kalkansız olur mu? Bir çelişki var! Kılıcı elinde tutan haçlının diğer elindeki kalkan Müslüman!
Müslüman, haçlıya kalkan! Yaşamın olağan akışıyla örtüşmeyen bir durum!
Bu çelişkinin farkına varılması kurgucuların önde gelen korkusu!
Bu nedenle kafalar karıştırılıyor! Böyle olmalı ki, Afrika’da kılıç-kalkan oyunu toz kaldırmadan oynansın!
Kılıcı elinde tutanın canı çok kıymetli! En küçük riske yer yok onun yaşamında!
Paylaşım masasına çağırma zahmetine katlanmadığı birilerinin kalkan olmasıyla canını korumayı tasarlıyor!
Meclis’te 1 Mart’ın yinelenmesi söz konusu olabilir mi?
Mucize gibi görünse de olanaksız değil!
Kılıç-kalkan oyununu bozmak için başka seçenek yok
Ceyhun BALCI, 23.03.2011 | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 2:09 pm | |
| Ambargo yalanıyla tezkere 24.03.2011 - 07:30 Yazdır Arkadaşına gönder Yıllara göre AB üyesi ülkelerden Libya'ya silah satış rakamları Türkiye dahil birçok ülke, Libya'ya "silah ambargosunu" uygulamak için çok sayıda savaş gemisi gönderdi. Oysa bu ülkeye en çok silah satan 5 ülkeden 4'ü, zaten şu an Libya'ya saldıran ülkeler. Bu tabloda gemiler, ancak Rusya'yla savaşmak için orada olabilir. Oysa hedef elbette Libya.
Türkiye, henüz TBMM'de tezkereyi kabul etmeden savaş gemilerini Libya'ya yolladı. Sadece Türkiye değil, birçok ülkenin Libya'ya gemi yollamasının sebebi olarak, "silah ambargosunun uygulanması" gösteriliyor. Oysa ortada tuhaf bir durum var. Zira Libya'ya en fazla silah satan ülkelerin çoğu, şu an "ambargo" uygulayan ülkeler: İtalya, Fransa, Almanya ve İngiltere. Bunların dışındaki tek ülke ise, Rusya. Türk donanması ambargocuların gemilerini mi engelleyecek, yoksa Rusya'yla savaşacak mı bilinmiyor.
Türkiye’nin karşısına alması(!) gereken ülkeler Libya’nın en büyük silah satışçısı olarak bilinen Rusya bu tavrını 1973 no'lu BM Güvenlik Kararı'nın oylamasına girmeyerek de gözler önüne sermişti. Rus devlet yetkililerinden gelen “Birleşmiş Milletler ambargoyu uygularsa, Rusya 4 milyar dolar zarar eder” açıklaması iki ülke arasındaki silah ticaretinin hacmine ışık tutuyor. 1,8 milyar dolarlık kısmı henüz masada olan bu silah anlaşmalarında, Rusya’nın Libya’ya savaş uçakları ve sahil güvenlik botları satması planlanıyordu. Bu rakamlar Libya’nın Avrupalı tüm silah tedarikçilerinin toplamda Libya ile yaptıkları silah ticaret rakamlarının yaklaşık on katına denk geliyor.
Deniz gücü nereden çıktı?17 Mart’ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde 10 üyenin onay verdiği, 5 üyenin ise çekimser kaldığı 1973 no’lu güvenlik kararı, karar açıklandıktan sonra yaklaşık bir hafta boyunca Libya üzerinde “uçuşa yasak bölge” oluşturma maddesiyle tartışıldı. İlk günden bu yana hazırlıkları devam eden ve dün NATO sözcüleri tarafından gündeme getirilen NATO deniz gücü de kendi varlığını bu karara dayandırarak meşrulaştırmaya çalışıyor. Uluslararası hukuk gereği Libya sularına girmeyecek olan deniz gücünün Libya’ya gidecek gemileri durdurma ve “yasak yük” taşıyıp taşımadığını araştırma yetkisine sahip olması da yine 1973 no’lu karara dayandırılıyor. Libya’ya dönük askeri ambargonun 2004 yılında kalkmasından bu yana, bu ülkeye en büyük silah satışını gerçekleştiren Avrupa Birliği üyesi ülke ise İtalya. Sadece 2009 yılında 111 milyon avroyu bulan silah satış rakamları, 2005-2009 yılları arasında toplamda 277 milyon avroluk bir meblağ oluşturuyor. İtalya’nın bu direk satışları dışında, uluslararası raporlarda Malta tarafından yapıldığı belirtilen 80 milyon avroluk silah satışının da yine İtalyan şirketleri aracılığıyla yapıldığı Corriere della Sera isimli İtalyan gazetesi aracılığıyla ortaya çıkartılmıştı.
Fransa’da cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin ve Savunma Bakanı Michèle Alliot-Marie’nin Libya için yapılan silah pazarlıklarında birinci dereceden görev üstlendikleri biliniyor. Fransa anti-tank füzeleri ve Mirage jetlerinin modernizasyonu başlıklarında kaydettiği satış rakamlarıyla Libya’nın ikinci büyük silah ihracatçısı olarak sıralamalarda yer alıyor.
Libya’ya yapılan silah satışlarında üçüncü sırada yer alan İngiltere’nin bu ülkeye dönük ihraç maddeleri göz yaşartıcı gaz ve kitle denetleme silahları olarak öne çıkıyor. Libya, İngiltere hükümeti tarafından silah satışlarında “öncelikli pazar” olarak tanımlanıyor.
Dördüncü sırada ise Almanya yer alıyor. Almanya'nın toplam satış sıralamasında dördüncü olmakla beraber geçtiğimiz yıl baz alınarak yapılan sıralamada ise 53 milyon avroluk silah satışı ile İtalya’nın arkasından ikinci olduğu görünüyor. Almanya’dan yapılan satışların yarıdan fazlasını jamming adı verilen sinyal bozucu elektronik ekipmanlar oluşturuyor ve bu cihazların birincil olarak mobil telefon iletişimini engellemede kullanıldığı belirtiliyor. 2008 yılına ait açıklanan bir rapor, Almanya’nın silah satışı dışında Libya güvenlik kuvvetlerini eğitmek için de bir anlaşma yaptığını ortaya koymakta.
Emperyalist saldırının merkezinde duran ABD’nin de 2009 yılından geçtiğimiz Şubat ayına kadar Kongre’de Libya’ya uçak başta olamak üzere silah satma konusunu görüştüğü düşünüldüğünde, Türkiye’nin “Libya’ya dönük silah ambargosunu sağlamak” olarak tarif ettiği görevinin boşa çıkacağı tahmin ediliyor.
(soL - Haber Merkezi)
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 2:11 pm | |
| [b]"Libya'daki saldırıya dünya kamuoyu hazırlandı"[/b] 24.03.2011 [u] [/u] [img(220,142)] http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/imagecache/makale_genel/images/bp16.jpg[/img] [b]Araştırmacı-yazar Michel Chossudovsky, Global Research sitesinde yer alan yazısında Libya saldırısının Irak'tan sonraki en büyük askeri operasyon olduğuna ve dünya kamuoyunun bu saldırıya "hazırlandığına" dikkat çekti. [/b] "[b]Libya: Irak işgalinden beri en büyük askeri girişim. Sürüncemeli bir askeri operasyona doğru [/b] Uluslararası medya büsbütün yalan söylüyor: Bombalar ve füzeler barış ve demokratikleşme araçlarıdır... Bu insancıl bir operasyon değildir. Libya'ya açılan savaş yeni bir bölgesel savaşı sahneye getiriyor. Ortadoğu ve Orta Asya'da belirgin üç savaş alanı vardır: Filistin, Afganistan ve Irak. Bugün açığa çıkan da Kuzey Afrika'da sahne bulan dördüncü bir ABD-NATO savaş alanıdır. Bu dört savaş alanı işlevsel açıdan, ABD ve NATO'nun ortak askeri gündeminin bir parçası olarak, birbirleriyle ilişkilidir. Libya'yı bombalamanın son birkaç yıldır Pentagon'un hedef tahtasında olduğu eski NATO komutanı General Wesley Clark tarafından doğrulanmıştı. Odyssey Dawn operasyonu “sekiz yıl önce başlayan Irak işgalinden beri Batı askeri gücünün Arap dünyasına en büyük işgali” olarak kabul ediliyor. (Rusya: Libya'yı rasgele bombalamayı durdurun – Taiwan Haber Online, 19 Mart 2011). Bu savaş petrol savaşının bir parçasıdır. Dünya petrol rezervinin yaklaşık %3.5'una sahip olan Libya (Bu oran ABD'nin iki katına denk düşüyor) dünyanın en büyük petrol ekonomileri arasında yer almakta. İnsani yardım amaçlı olduğu iddia edilen bu operasyonun altında yatan asıl amaç, Libya'nın petrol ve doğalgaz rezervleri üzerinde kontrol sahibi olmaktır. Libya'ya karşı gerçekleştirilen ABD-NATO kaynaklı askeri işgalin jeopolitik ve ekonomik içeriklerinin çapı ve etki çevresi çok geniştir. Odyssey Dawn operasyonu, Ortadoğu ve Orta Asya'da, petrol ve benzin boru güzergâhları da dahil, dünyanın petrol ve benzin rezervlerinin % 60'ı üzerinde hakimiyet ve şirket mülkiyeti elde etme amaçlı geniş kapsamlı askeri gündemin bir parçasıdır. NATO üyesi ve ortağı birkaç ülkenin aralarında aktif bir iştirak içine girdiği bu çapta bir askeri operasyonun irticalen gerçekleştiği söylenemez. Odyssey Dawn operasyonu, Mısır ve Tunus'ta yaşanan ayaklanmalardan önce hazırlanmış olan ileri düzey bir askeri plandır. Toplum Mısır ve Tunus'ta yaşanan ayaklanmaların kendiliğinden bir biçimde Libya'ya da sıçradığına inandırıldı. Doğu Libya'daki silahlı isyan doğrudan dış güçler tarafından desteklenmekte. Bingazi'deki isyancı güçler hiç vakit kaybetmeden Kral İdris'in monarşi bayrağı olan ve eski sömürgeci güçleri de temsil eden, ay yıldızlı kırmızı, siyah ve yeşil bayrağı havaya kaldırdılar. (Manlio Dinucci, Tarihi Hafıza Silinirken Libya, Global Research, 28 Şubat 2011) ABD ve İngiltere özel güçleri başından beri “muhalefete destek olmak” için hazırlanmak üzere haberdar edilmişti. Bombardıman saldırısı bugüne kadar sayısız sivilin canına mal oldu, bu kayıplarsa medya tarafından “ikincil zarar” olarak nitelendiriliyor ve suç Libya silahlı kuvvetlerine atılıyor. Durumun acı ve ironik tarafı ise, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 1973 kararlarının NATO'ya “sivilleri koruma” görevi vermiş olması... BM kararları koalisyon güçlerine, uluslararası hukukun ve BM sözleşmesinin ihlali durumunda ihlalin başındaki ülkeye karşı topyekûn savaş açmak için tam yetki veriyor. Bu ayrıca baskın mali çıkarları da sınıyor: koalisyon ülkelerine yalnızca söz konusu ülkeyi bombalama değil aktif mal varlığını dondurma yetkisi de veriyor, ki bu da şu an Libya ekonomisini tehlikeye atmakta... [b]Sürüncemeli askeri operasyon? [/b]Kavramlar tersyüz olmuş durumda. Mantık tamamen çarpıtıldı. Libya halkının barış, güvenlik ve koruması füze saldırıları ve hava bombardımanıyla sağlanacakmış... Askeri operasyonun amacı sivillerin korunması değil, rejimin değişip Libya'nın parçalanmasıdır, tıpkı Yugoslavya örneğinde olduğu gibi... Doğu Libya'da petrol üretilen bölgenin ayrı bir eyalet olması aslında Washington'un yıllardır tasarladığı bir formdu. Bombardıman başlamadan bir hafta önce, Ulusal İstihbarat yöneticisi James Clapper, ABD Senatosu Silahlı Hizmetler Komitesi'nin tanıklığında, Libya'nın kayda değer hava savunma sığası olduğunu ve bu yüzden uçuşa yasak bölge ilanının sürüncemeli bir askeri operasyonla sonuçlanma potansiyeli barındırdığını vurgulamıştı. Ulusal güvenlik danışmanı Obama'nın politikasının amacı “Kaddafi'nin istifa etmesi” olduğunu yineliyor. Ancak Clapper'ın tanıklığı bunun ne kadar zor olabileceğinin altını çiziyor. Senato Komitesi'ne belirttiği üzere Clapper Mısır'dan sonra Ortadoğu'nun en gelişmiş hava savunma sistemini kumanda eden Kaddafi'nin “büyük bir çekişmeyi göze aldığı”nı ve “istifa etmeye hiç de niyeti olmadığını” düşünüyor. Savunma İstihbarat Teşkilatı yöneticisi ve Ordu Generali Ronald Burgess, itkinin ilk başta muhalefetle birlikte olup sonradan Kaddafi'nin güçlerine yöneldiğini söyleyerek Clapper'ın değerlendirmesine arka çıktı. Clapper'ın konuşmasından saatler sonra Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Thomas Donilon Beyaz Saray ve ABD istihbarat teşkilatı arasındaki keskin görüş ayrılığını belli eden farklı bir görüş bildirdi. Donilon, istihbarat şeflerinin gücün askeri dengesini temel alan ve Kaddafi'nin büyüyen izolasyonu ve muhaliflerine cesaret veren uluslararası hareketleri hesaba katamayan analizlerinin “durgun” ve “sığ” olduğunu söyledi. (Beyaz Saray, İstihbarat şefi Libya üzerine görüşleri ispiyonladı | McClatchy, 11 Mart 2011) NATO'nun yaşadığı askeri aksaklıklar hava savaşının daha başından beri Libyalı kaynaklarca rapor ediliyordu. Bombardımanın başlamasından sonra birkaç saat içinde, Libyalı kaynaklar üç Fransız jetini düşürdüklerini belirttiler. (Mahdi Darius Nazemroaya, son dakika: Libya hastanelerine saldırı. Libyalı kaynak: Üç Fransız Jeti Düşürüldü, Global Research, 19 Mart 2011) Libya ulusal Kanalı bir Fransız savaş uçağının Trablus yakınlarında vurulduğunu duyurdu. Fransız ordusu ise bu haberleri yalanlıyor. Libyalı kaynaklar ayrıca Pazar günü iki Katar askeri jetinin de düşürüldüğünü rapor etti. Libya'dan gelen raporlara göre, toplam beş Fransız jeti düşürüldü, bunlardan üç tanesi de Trablus yakınlarındaydı. Diğer iki jet ise Sirt'e saldırdığı sırada düşürüldü. (Mahdi Darius Nazemroaya, Libyalı Kaynaklar İtalyan savaş esirlerinin yakalandığını bildirdi. Ek: Koalisyon jetleri düşürüldü, Global Research, 20 Mart 2011)" [b]Çeviri: Çisem Soylu[/b] [b]Bu makale globalresearch internet sitesinde 20 Mart'ta yayımlanmış, kısaltılarak Türkçe'ye çevrilmiştir.[/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 2:24 pm | |
| [b]Libya tezkeresinin sonucu belli[/b] 23.03.2011 - 21:51 [img(220,165)] http://haber.sol.org.tr/sites/default/files/imagecache/makale_genel/images/nato_logo.jpg[/img] Egemenlik milletin mi NATO'nun mu? [b]Libya’ya dönük emperyalist saldırılar devam ederken, Türkiye’nin yarın Meclis’e getirilecek tezkere için henüz oylama yapılmamışken gemilerini Libya’ya doğru yola çıkardığı en yetkili ağızlardan açıklandı. [/b] Gün içinde AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından duyurulan, “Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetleyecek NATO deniz gücünde TSK unsurlarının da görev almasını öngören” tezkerenin bir formalite olduğu ortaya çıktı. Akşam saatlerinde yabancı haber ajanslarına düşen haberler ve daha önemlisi Deniz Kuvvetleri Komutanı Uğur Yiğit’in açıklamaları, gemilerin bir kısmının zaten Libya’da olduğunu, bir kısmının ise yola çıktığını ortaya çıkardı. Bozdağ gazetecilere yaptığı açıklamada hükümete “TSK unsurlarının görev alması konusunda” yetki vermeyi amaçlayan tezkerenin Genel Kurul’da yarın ele alınacağını iddia etmişti. [b]Bu acele neden? [/b]Pakistan Milli Günü kutlamaları çerçevesinde katıldığı bir davette Libya’ya dönük operasyonla ilgili konuşan Deniz Kuvvetleri Komutanı Uğur Yiğit, "2 gemimiz zaten Libya'da, diğer iki gemi ve denizaltı da hazırlıklarını tamamlayarak yola çıktı" dedi. Yiğit, bunu basın mensuplarına “tezkere çıktığında göreve başlamak için gerekli önlemleri almak” olarak yorumlarken, bu gelişme NATO’nun tezkere sonucundan emin olduğu şeklinde değerlendirildi. [b]Biliyor da konuşuyor [/b]Gözler yarın Meclis’te yapılacak tezkereye çevrilmişken, AFP'ye konuşan NATO sözcüsü General Pierre St-Amand Türkiye'nin Libya'ya 4 fırkateyn, 1 yardımcı gemi ve 1 denizaltı göndereceğini akşam saatlerinde duyurdu. NATO sözcüsü, düzenlediği basın toplantısında “silah ambargosunu denetlemek için Libya açıklarındaki deniz operasyonuna altı ülkeden toplam 16 savaş gemisi ve denizaltının katılacağını” söyledi. [b]Kılıçdaroğlu ve Davutoğlu ne görüştü? [/b]Gün içinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yetkilileriyle CHP Genel Merkezi’nde bir araya gelen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bakanlıklarını elindeki tüm bilgileri paylaştıklarını dile getirmişti. Davutoğlu açıklamasında görüşmenin amacını "Öylesine önemli günlerden geçiyoruz ki burada atacağımız adımlar, vereceğimiz mesajlar, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin bölgesel ve küresel etkinliği bağlamında büyük önem taşıyor. Bunun kamuoyumuzca başta muhalefet partilerimiz olmak üzere bütün kamuoyumuzca paylaşılması bizim için önem taşıyor” sözleriyle açıklamıştı. Henüz tezkere çıkmadan TSK’ya ait gemilerin Libya’ya doğru yola çıkmış olması, Davutoğlu-Kılıçdaroğlu görüşmesinde "yarın yapılacağı açıklanan tezkere oylaması öncesinde CHP'nin onayı alındı mı" sorusunu akıllara getirdi. (soL - Haber Merkezi) | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 3:11 pm | |
| [b]GÖREV BU AHLAKSIZ TEKLİFİ GERİ ÇEVİRMEKTİR![/b]
[b]Türk milletiyle yakın bağları olan Libya kurtlar sofrasına yatırılmıştır.[/b]
[b]Uluslar arası meşruiyet adı altında uluslar arası camia YANİ dünyayı ele geçirme ve kana boğma hevesindeki emperyalistler Libya’yı paylaşma yarışındadır. İşleri Mısır ve Tunus’daki gibi kolay olmamıştır.[/b]
[b]NATO Libya’ya saldırıyı yönetecektir. Uluslar arası kan emiciler bunun bir HAÇLI seferi olduğunu ilan etmişlerdir. Hedef Müslüman coğrafya ve halklardır.[/b]
[b]Böyle bir taarruzda Türk milletini temsil edenlerin yeralması düşünülemez.[/b]
[b]Türk ordusunun denizaltı ve savaş gemileri NATO’nun manevralarına alet edilemez![/b]
[b]Dün Amerikan yetkililerinin açıkladığı gelişme tüyler ürperticidir.[/b]
[b]‘Türkiye ile Libya’da ABD, İtalya ve İngiltere vatandaşlarının konsolosluk hizmetleri konuşunda’ anlaştıkları belirtilmiştir…[/b]
[b]Türkiye ekmeğini yediği suyunu içtiği, batılı emperyalistlere karşı savaş verdiği, kurtuluş savaşını başlattığı Şeyh Senusi’lerin Ömer Muhtar’ların yaşayıp şehit olduğu bir kardeş ülkede kan emicilerimi temsil edecek, onların ön bürosu mu olacaktır![/b]
[b]Bu ahlaksız teklifler geri cevrilmelidir. Millet iradesi bu yöndedir.[/b]
[b] [/b]
[b]24 martta Amerikanın emirleri Tezkere almak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelecek!.[/b]
[b]Yedi Düvel 1 mart tezkeresinin rövanşını istiyor…[/b]
[b]‘Sınırı açmadınız. Tezkere vermediniz…Sizin yüzünüzden Irak’da çamura battık! 4 trilyon dolar kaybettik!’ Bedelini ödeyin!’ diyor.[/b]
[b]Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu kana bularken Türkiye’yi yanına alıyor. Mısır ordusunu doğudan Libya halkının üzerine sürüyor…[/b]
[b]Ve bu yaptıkları sadece yapacağı korkunç girişimlerin başlangıcıymış gibi görünüyor.[/b]
[b]Umarız bu ahlaksız teklif meclis üyelerinin genetik sağduyusu ile milletin iradesi[/b]
[b] doğrultusunda REDDEDİLECEKTİR![/b]
[b]Hepimiz milletin vekili olanlara telefonla, iletiyle faxla ulaşarak bu son derece hassas konuda üzerimize düşeni yapmalıyız…[/b]
[b]Hangi partiden olursa olsun bu vekillere ‘CELLADINI SEVEREK İPTEN KURTULAMAYACAKLARINI’ anlatmalıyız…[/b]
[b]İşte celladını seven Mübarek, Zeynel Abidin bin Ali, son 20 yılda Kaddafi’nin durumu ortada.. Cellat ipi boğazına geçirdi mi sandalyeyi tekmeler… Şimdi ya da az sonra![/b]
[b]Banu AVAR[/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 3:38 pm | |
| Haçlı Tezkeresi Rusya Başbakanı Putin ile Fransız Bakan'ın "Haçlı Seferi" dediği Libya'yı işgal girişimine Türkiye'nin de katılması bugün Meclis'te "onay" görüşmesi yapılacak
24 Mart 2011, 17:32 Anadolu Haber Tezkere bugün Meclis'te
Bosna, Raunda ve Gazze'de soykırım boyutuna varan katliamları senelerce seyreden Batılı güçlerin, Libya söz konusu olduğunda 24 saat geçmeden bombardımanı girişmesi tartışılırken, Türkiye'nin de işgalci güçlere katkı sunması için bugün Meclis'te tezkere oturumu yapılacak. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetleyecek NATO deniz gücünde TSK unsurlarının da görev almasını öngören tezkerenin TBMM'ye sunulmasının ardından bugün Genel Kurul'da görüşülmesinin planlandığını bildirdi. 'Haçlı Seferi'ni itiraf etmişlerdi
İşgal girişimin başladığı gün, operasyonu "Haçlı Seferi" olarak niteleyen Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in ardından önceki gün de Fransa İçişleri Bakanı Claude Gueant, katıldığı bir TV programında şu cümleyi ağzından kaçırmıştı: "Tanrıya şükür ki Cumhurbaşkanımız Libya konusunda, Haçlı Seferi'nin önderliğini yaparak önce BM'yi, ardından da Arap Birliği ve Afrika Birliği'ni harekete geçirdi!" Türkiye'den 5 gemi bir denizaltı
NATO, BM'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunu denetleme görevine Türkiye'nin 5 gemi ve bir denizaltı ile katılmasını planladı. NATO sözcüleri, Libya açıklarındaki deniz operasyonunda 16 savaş gemisi ve denizaltının bulunacağını bildirdiler. Sözcüler, bunlardan 5 gemi ve bir denizaltının Türkiye'den geleceğini ifade etti | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 4:52 pm | |
| Tezkere Meclis'te kabul edildi.
Tarihe kara bir sayfa daha.
Haçlı işbirlikçileri tarih önünde mesuller.
Libya'lı Nur'ların yazmak zorunda kalacakları, "bizi de karnımızdaki piçlerle beraber burada öldürün" mektuplarından mesuller.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP Perş. Mart 24, 2011 5:23 pm | |
| 24 Mart 2011 Olmak ya da Olmamak Mehmet Bedri Gültekin Bin yılın utancı! Türkiye Büyük Millet Meclisi bugün Libya’ya asker gönderme tezkeresini görüşecek. Bin yılın utancıdır bu… Tarih kitapları, bundan bin yıl önce İslam dünyasına karşı gerçekleştirilen ve tam 250 yıl süren Haçlı seferlerinde, işgalcilerle işbirliği yapan bir Müslüman halk veya yönetimden bahsetmiyor. Tayip Erdoğan bugün Meclis’ten tezkereyi geçirecek olursa bir ilki başarmış olacak. Bin yıl içinde Haçlı zihniyeti ile işbirliği yaparak Müslüman kardeşlerinin arkadan vurulmasını sağlayan ilk Müslüman ülke yöneticisi olacak!.. Libya’ya karşı gerçekleştirilen saldırının bir Haçlı seferi olduğunu söyleyen biz değiliz. Fransız İçişleri Bakanı katıldığı bir televizyon programında “yapılanın bir Haçlı Seferi olduğunu ve Başbakanları Sarkozy’nin büyük bir başarıyla bu haçlı Seferinin liderliğini yaptığını” açıkladı. Rusya Başbakanı Putin saldırıya karşı. Ama o da gerçekleştirilenin bir Haçlı Seferi olduğu konusunda hem fikir. Her şeyi bir yana bırakalım. Son on yıldır yaşadığımız olay nedir? Amerika, ikibinli yılların başında meşhur “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”ni ilan etti. Buna göre Fas ve Moritanya’dan Orta Asya’ya kadar 24 Müslüman ülkenin sınırlarının değiştirilecekti. Dikkat ediniz. Hedef alınan Müslüman dünyanın tamamıdır. Tıpkı bin yıl öncesinde olduğu gibi. O günden bu yana Afganistan ve Irak işgal edildi. İran ve Suriye’ye yönelik kuşatma ve tecrit operasyonları yürütüldü. İsrail aynı proje çerçevesinde Filistin halkına boyun eğdirme ve teslim alma saldırılarında bulundu. Türk Ordusu’na ve Türkiye’nin yurtseverlerine yönelik tarihimizin en büyük psikolojik savaş ve tasfiye operasyonu yürütüldü ve halen yürütülüyor. Son aylarda Arap ülkelerinde gerçekleşen halk ayaklanmalarından sonra, Amerika bütün olanaklarını kullanarak bu ülkelerin kendi yörüngesinden çıkmaması için uluslar arası hukuku alenen çiğneyerek sürece müdahil oldu. Elbette bütün bu saldırılarda Amerika yalnız olmadı. Bütün Batı Dünyası bu kapsamlı saldırıda Amerika’nın yanında oldu. Kısacası saldıran Hristiyan Batı emperyalizmi. Saldırıya uğrayan mazlum Müslüman Dünyası. Onun için bizzat saldıranların da itiraf ettiği üzere, bu bir haçlı seferidir. Tayip Erdoğanlar, hangi yalana başvururlarsa başvursunlar, yaptıkları iş Müslüman Dünyasına karşı gerçekleştirilen Haçlı Seferine katılmaktır. Hiçbir iktidar sahibi bu zilletin altından kalkamaz. Türkiye bundan elli küsur yıl önce Birleşmiş Milletlerde yapılan Cezayir oylamasında, Cezayir Ulusal Kurtuluşçularından yana değil, sömürgeci Fransızlardan yana oy kullanmıştı. Elli yıl boyunca ülke ve millet olarak bunun utancını taşıdık. Kaldı ki o zaman yapılan sadece bir oylama idi. Tayip Erdoğanların Arap dünyasında son aylarda yaşanan önemli gelişmelerde hep Amerika’nın parmağına bakarak konuşmasını, hareket etmesini, Amerikan çıkarları doğrultusunda bu ülkelerin iç işlerine burnunu sokmasını bir yana bırakıyoruz. Ya şimdi Libya’ya; Amerika, İngiltere ve Fransa ile birlikte Mehmetçiği de göndermek isteyenlerin tavrına ne diyeceğiz. O tezkere TBMM’den çıkarsa sorumlu hepimiz olacağız. Bütün bir millet… Değil on yıllar, torunlarımıza karşı boynumuz eğik olacak. Sorumluluğu Tayiplerin üzerine atmak bizi kurtarmayacak. Her şeyi bir yana bırakalım. Kendi vicdanlarımıza nasıl hesap vereceğiz. Demek ki yeteri kadar mücadele etmedik. İktidarın bu hain tutumunu engelleyemedik. Bu da bir sorumluluktur. mbgultekin@ip.org.tr | |
| | | | HAÇLILARIN UÇ KOLU AKP | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|