AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| Sosyal adalet kavramı ..... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Sosyal adalet kavramı ..... C.tesi Mayıs 22, 2010 8:40 pm | |
| [size=24] [color:8ce1=yellow] Sosyal adalet kavramı Müslümanlara ait olmaktan çıkıyor[/color] [/size] [size=18] [color:8ce1=orange]
Ali Haydar Haksal
Toplumların istikametlerini değiştiren ve onlara yön veren yönetici kadro bir milleti kendine benzetmeye, kendisi de başkasına benzemeye başlıyor. [/color]
Sosyal adalet, hak ve hukuk kavramları Müslümanların öz halini yansıtır. Doğru olanı da budur. Yabancı ruhlu kavramlar bu topraklara gelmeye başladığından beri kendisini Müslümanlaştırmak için büyük bir çırpınış içindeydiler.
Sağ kavramına giydirilen şemsiye bunların başında gelir. Sağcılık ile İslâm özdeşliği yıllar yılı başını aldı gitti. Batı ruhlu olan sağcılık bütün hâlleriyle İslâm dışıydı. Ona yakıştırılan bu kılıfın içindeki gerçek ruhun tanımlanması çok zaman aldı.
Sol kavramı ise soğuk ve iticiydi. Rusya ve komünizm özdeşliği ona pek de bir şans vermedi. Onlar, zaman içinde Anadolu solu, sosyal adalet ve İslâm özdeşliği yakınlığı bir yere kadar tuttu.
Türkiye de ne sağ, ne sol kavramları hakiki anlamlarıyle tanınabildi.
Sağı yöneten burjuva tek merkezde ve büyük sermaye egemenliğini yıllar yılı sürdü. TÜSİAD bu anlayışın öz karşılığıydı. Sol, yönetim kadrosuyla sendikalar ve onların arka planındaki sermaye gücünün belirginliği söz konusuydu.
Anadolu insanının devre dışı kalması ve sadece yönetilen ve kendisinden yararlanılan bir alt insandı.
Buna karşı bir Anadolu gerçeğinin ayaklanması ve direnişi zaman içinde büyük bir mesafe kaydetti. Kendi sivil toplum örgütlerini kurma girişimi iyi bir sonuç verdi. Bütün kurumlar bu büyük kesimi temsilde önemli bir hamlede bulundu.
TÜSİAD'ın toplam üye sayısı beş yüzü geçmezken, onun karşısına kurulan ve Anadolu Sermayesini temsil eden MÜSİAD binleri bulan üye sayısı ile bir devrim gerçekleştirme amacındaydı. Buna işçi ve memur sivil örgütlerini de ekleyebiliriz.
Ne yazık ki, Müslümanlar zaman içinde burjuvalaştı, biraz daha geniş bir çevreye yayıldı. Onlar sosyal adaleti toplumun hemen bütün katmanlarına yaymak, adil bir bölüşüm ve dağılımı savunmaları gerekirken, büyük pastaya sahip olmak, TÜSİAD'ın bir özdeşi olmak durumuna dönüştü.
Müslümanlar kazandıkların bölüşmek yerine salt kendilerine ait hâle getirmeye yöneldiler. Onların fabrikalarında çalışanlar ile diğerlerin fabrikalarında çalışanlar arasında zerre fark yok.
Siyasal anlamda Müslümanları temsil eden iktidar partisi, eski sağ bir partinin yerine, merkeze geçerek ondan farklı olmadığının yarışına girdi. Bunda da başarılı oldu. Müslümanlar adına kavga etmek sadece işin rol tarafı.
Fakirlik ve sefalet eskisinden daha büyük boyutlarda. Varışlar Müslümanların çıkış noktasıyken, varoşlar bugün başkalarının eline teslim ediliyor.
Türkiye'de bir sol hareketten söz etmek imkânsız. Fakat görüntüde bir sol hareket var. Geçmiş zamana bir gönderme yapılırsa Süleyman Demirel'in biraz daha Müslümanca bir iktidar örneği. Onun karşısında biraz daha sosyal demokrat görünen sol burjuva.
Müslümanlar burjuvalaştırılıp sekülerleştirilmiş durumda. Müslümanlar da bunu içselleştirmiş durumdadırlar.
Türkiye'de düşüncelerin kavgası yoktur. Çıkar ve pasta paylaşma kavgası vardır.
Sakallı burjuvalar, ki onlar da zamanla sakallarını yoldular matruş hale geldiler, onlardan bir farkları yok. Biraz namaz kılarlar, biraz oruç tutarlar, biraz Müslüman gibi görünürler.
Müslümanların sosyete kadınları var artık. İkindi partileri, konkenler, hizmetçiler ve nargile Safaları... Boğazda ve lüks yerlerde fink atarlar. Onlardan ayrı alkol almazlar.
Müslümanca başlayıp burjuvalaşan bu kesim bir başka şeye kalbolurlarken, Müslümanların iddialarını ve ideallerini yerle bir ettiler. Cemaatleri de kendilerine benzettiler. Hem bir tarikat mensubudurlar, hem şalvarlı ve cübbelidirler, hem de en lüks araçlarla fink atarlar.
Bu büyük vebal kimlere aittir dersiniz [/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Sosyal adalet kavramı ..... Çarş. Ara. 15, 2010 12:17 am | |
| Hic utanmadan Jest diyebiliyorlar. Yüzde 65 vergi altinda sömürdüklerini alenen hakli olarak anlatmanin utanmazligi böyle olur.Iktidarin Sömürü ve Emperyalizme hizmet anlayisina bakiniz.... .......Birde Adinda Adalet olan parti.
............ .................
[size=24] Jest mesajı Twitterla geldi [/size]
Hürriyet.com.tr, ekonomi yönetiminin akaryakıtla ilgili kritik toplantısının ardından, akaryakıt firmalarından ‘indirim jesti’ beklediğini yazdı. Bu mesajın ise EPDK’nin akaryakıt dağıtıcısı, ithalatçısı ve bayi temsilcileriyle yapılacak toplantıda iletileceğini belirttik.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, beklenen jeste ilişkin ipucunu twitterda verdi. Şimşek, kısa süre önce twitterda kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Benzin fiyatlarına ilişkin üst üste gelen sorulara verdiği yanıt, akaryakıt firmalarına mesaj niteliğindeydi.
Vergi yükü 5 puan azaldı!
Şimşek, bir yıldır hiçbir akaryakıt ürününde bir kuruşluk vergi artışı olmadığını, bu ürünlerdeki artışın uluslar arası petrol ve gaz fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığını yazdı. Ayrıca Ak Parti hükümetleri döneminde akaryakıt ürünleri üzerindeki vergi yükünün artmadığını aksine azaldığını belirtti. 2002 yılında 100 liralık benzinin 70 lirası vergiyken, bugün yaklaşık [color:7ce2=red]65 lirasının vergi olduğunu vurguladı. [/color]
KİME NE MESAJ VERDİ?
İki gündür ekonomi yönetiminin yaptığı çalışmalarda akaryakıttaki fiyat artışının nedenleri sorgulandı. Bugünkü toplantıda akaryakıt firmalarının indirim için marjlarının olduğu sonucuna varıldı.
İşte Mehmet Şimşek, jest bekledileri üç grubu twitterdan açıkladı:
1- TÜPRAŞ’a ve İthalatçılara: “Bizim yaptığımız çalışmalara göre Türkiye’de rafineri çıkış fiyatı komşu piyasalara göre daha yüksek.”
2- Dağıtıcılara:
“Akaryakıtdağıtım şirketlerinin karı yüzde 9 ile 9.5 arasında. Oysa Avrupa ülkelerinde ortalama yüzde 6.”
3- Bayilere:
“Türkiye’deki bayilerin kar marjını da unutmamak lazım”
Şimşek’in, mesajında akaryakıt üzerindeki vergi yükünün 2002’de yüzde 70 iken; şimdi yüzde 65 olduğunu vurgulaması ise, akaryakıtta şimdilik vergi indirimi olmayacağı şeklinde yorumlandı | |
| | | Erhan Eren
Mesaj Sayısı : 76 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Sosyal adalet kavramı ..... Çarş. Ara. 15, 2010 11:28 am | |
| [quote="INSAN"]Hic utanmadan Jest diyebiliyorlar. Yüzde 65 vergi altinda sömürdüklerini alenen hakli olarak anlatmanin utanmazligi böyle olur.Iktidarin Sömürü ve Emperyalizme hizmet anlayisina bakiniz.... .......Birde Adinda Adalet olan parti.
............ .................
Bu da HABERVAKTİM isimli iktidar meddahı "dinci" sitenin haber veriş tarzı,
Aşağıdaki haberde "müjde"yi bir türlü bulamadım bakalım siz bulabilecekmisiniz..
Hem akaryakıtta hem de doğalgazda müjde! Rekor düzeydeki akaryakıt fiyatlarını değerlendiren Enerji Bakanı Yıldız, "Rafine merkezi ve dağıtıcıların akaryakıt fiyatlarında indirime gideceğine inanıyorum" dedi.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, NTV'de yayınlanan Banu Güven'le Artı'da akaryakıt fiyatlarını değerlendirdi.
Yıldız'ın açıklamaları şöyle: "Babacan'ın başkanlığında bugün geniş bir toplantı yaptık. Bizim iktidarın başıyla bugüne kadar nasıl bir gelişme gösterdi, rafine edilmiş petrol ürünleri arasında nasıl bir korelasyon var, serbest piyasa olabildiğince serbest midir, bunları konuştuk. Fiyatlara müdahalemiz söz konusu değil. Tavan fiyat EPDK'nın vereceği bir karar. Ham petrol girişi, döviz fiyatları, rafine fiyatları, dağıtıcılar ve bayiler. Böyle bir zincir var. Basında çok ciddi bir abartı gördüm. Sekiz yılda enflasyon yüzde 107 oldu. Konan ÖTV ve vergiler sekiz yılda yüzde 107'yi geçmedi.
BİR İNDİRİM GELECEKTİR Topladığımız vergilerin GSMH'ye oranı batılı ülkelerin çok altında. Bu ülkeyi idare eden irade hangi kalemden vergi alacağına karar veriyor. Verginin aleyhine enerji bakanı olarak konuşamam. İthalat da serbest. Dağıtım lisansı almış firma gelip satabilir. Ham petrol ve vergi yanı fiyatın yüzde 90'ını alıyor. Herhangi bir enerji düzenlemesine gerek kalmaksızın rafine ve dağıtıcı arasındaki düzenlemenin tabii olarak çözüleceğine inanıyorum. Rafine merkezi ve dağıtıcılarından bir indirim geleceği kanaatine sahibim. Sekiz yılda ham petrolü 22 dolarla aldık, şu anda 4.38 katına çıktı fiyat. Rafine edilmiş benzin fiyatı ise 2.95 kat arttı.
Direkt toplanan vergi miktarı AB ülkeleriyle karşılaştırılamayacak kadar düşük. Babacan önemli bir açıklama yaptı. 2010 ve 2011'de akaryakıtın, petrol ürünlerinin ÖTV'sinin sabit kalacağını söyledi. Büyüme hızını ve enflasyonu katarsanız iki yıla karşılık gelen ÖTV rakamı yüzde 17 geri gidecek demektir. Bu vergi artırılmayacak haberini vermiş oldu. Ben inanıyorum benzin fiyatlarını rafine merkezi ve dağıtıcılar geriye doğru çekecektir.
DOĞALGAZDA ZAMSIZ BİR KIŞ OLACAK Doğalgazda zamsız bir kış geçireceğimiz kanaatindeyim. Bu konuda çok rahatım.
80 YIL SONRA NÜKLEER SANTRAL SÖKÜLECEK Nükleer santralde hükümetimizin kararlılığı önemli. Türkiye öncelikle yerli kaynaklarını kullanacak. Suyu, rüzgarı, jeotermali... Nükleer, sanayide sınıf atlama işidir. Biz bir projenin kurulma aşamasına geldik, uzun bir yola giriyoruz. Toplam 60 yıllık bir işletmeden bahsediyoruz. Biz 80 yıl sonra bu santralin söküldüğünü göreceğiz.
JAPONYA'DA GÖRÜŞMELER YAPACAĞIZ (Güney Kore'yle niye anlaşmazlık çıktı?) Türkiye eski Türkiye değil. Enerjide alım garantisi verdiğimiz bir ortamda ayrıca Hazine garantisi veremeyiz. Kamu borç yükünün milli gelire oranı yüzde 42 civarında. Bir çifte garanti oluyor, bu doğru değil. Japonya'da başbakan ve başbakan yardımcılarıyla randevularımız olacak. Karadeniz'de Japonya'yla çalışmak isteriz. Bu işin kendine has bir kültürü var. Bir üniversite kurulması lazım. Hacettepe ve İTÜ'de bu tür programlar var, bunları zenginleştireceğiz.
(Bu kadar HES gerekli mi?) Çevreyle çok ayrı düşen, özel sektör tarafından hoyratça yapılan projelerin desteklenmesi bizim için de söz konusu değil. Böyle bir ayıklama yapılıyor. Çevre bakanımızla o hususu görüştük. Türkiye rezerv itibariyle su kaynaklarının üçte birini kullanıyor. Yaklaşık 300 megavatlık bir HES'in kurulması demek 80 milyon dolarlık doğalgaz almamak demek. Yerli kaynaklar tarafından karşılanan bir enerji portföyü olsun. Çok güzel bir şey. O zaman HES'lerin üçte biri işletmede, üçte biri lisanslandı yapım aşamasında, üçte biri de proje aşamasında. 45 bin megavat civarında HES olacak.
(Nabucco projesi) Bizim inandığımız bir proje. Avrupa Birliği ülkelerinin doğalgaz sorununu çözebilcek bir proje. Sabırlı olmak lazım. Bunlar orta ve uzun vadeli proje.
KARADENİZ'DE PETROL VAR MI? Karadeniz'de petrol bulamayabiliriz. Biz arıyoruz ama bulamayabiliriz."
| |
| | | | Sosyal adalet kavramı ..... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|