07 Aralık 2010 Arslan
BULUTarslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr Bu görüşme pek hayra alâmet değil!
Düğün değil, bayram değil Adalet Bakanı Sadullah Ergin aniden ABD’ye gitti ve döndü. Ergin, Washington’da Amerikan Adalet Bakanı Eric Holder ile görüştü. Türkiye ile ABD arasında var olan adli işbirliği anlaşmalarını gözden geçirdiklerini bildiren Ergin, “Ocak ya da Şubat ayı içerisinde her iki bakanlığın yetkilileri bir araya gelerek, mevcut mekanizmaları daha seri hale getirecek tedbirler noktasında çalışacaklar” dedi.
Konu adli işbirliği ise bu acelenin sebebi nedir? Öyle ya ABD seyahati yaklaşık 22 saat!
Adalet Bakanı’nın ABD Adalet Bakanı ile kısa bir görüşme yapmak için, 22 saat yolculuk yapması manidar değil mi? Telefonla da görüşebilirlerdi!
WikiLeaks’i de ele almamışlar.. Adli işbirliği anlaşmaları, bir iki saat içinde gözden geçirilebilir mi?
* * *
Bu görüşme pek hayra alâmet değil ama biz “mevcut mekanizmalar”ın neler olduğunu hatırlatalım.
Gazeteci Yılmaz Polat’ın, Ulus Dağı Yayınları arasında çıkan “CIA Pençesinde Açılım” kitabının 163 ve 164’üncü sayfalarında şu bilgiler yer alıyor:
“Abdullah Gül, 8 Ocak 2008’de Bush’a konuk oldu. Görüşmede, Kürt sorunu üzerinde durularak siyasi çözüm tartışıldı. Görüşmeden sonra Abdullah Gül, Bush’un bu konuyla ilgili bir isteğinin olmadığını açıkladı. Beyaz Saray ise Türk tarafını yalanlarcasına görüşmede PKK ve siyasi çözüm yöntemlerinin ele alındığını bildirdi.
Siyasi çözümün şifresi, Erdoğan’ın 5 Kasım’da Bush ile baş başa görüşmesinde saklıydı. Gül-Bush görüşmesi, Erdoğan-Bush görüşmesinin devamı niteliğindeydi.
Abdullah Gül, Ankara’ya döndükten bir ay sonra ABD Adalet Bakanı, Türkiye Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile görüştü. ABD ve Türk Adalet Bakanlıkları, uzun süredir işbirliği içindeydiler. 2006’da kamuoyuna yansımayan bir anlaşma da yapılmıştı ve o tarihten beri Kaliforniya Eyaleti Sacramento bölgesinden atanan bir Amerikalı savcı, Türkiye’de danışman olarak çalışıyordu.”
* * *
Amerikan Büyükelçiliği’nin İnternet sitesinde, “ABD Adalet Dairesi Yurtdışı Savcılık Geliştirme, Yardımlaşma ve Eğitim Kurumu’na bağlı olarak bir hukuk müşaviri, 2006 yılında ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nde konuşlanmıştır” ifadesi var.
Odatv’den Barış Terkoğlu da ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi İnternet sitesinde söz konusu savcı ile birlikte İstanbul’da PKK ile mücadele kapsamında özel yetkili cumhuriyet savcıları ve yargı temsilcilerine yönelik bir program düzenlendiğini haber verdi.
Amerikan Adalet Bakanlığı sitesinde belirtilen OPDAT Türkiye Genel Hukuk Danışmanı, yani Amerikalı savcı, terör suçları ve organize suçlarla ilgilenen mahkemeleri bulunan sekiz Türk kentinden cumhuriyet başsavcı vekilleri ve dört yargı temsilcisi ile görüşmüştü.
Aydınlık dergisinden Mehmet Bozkurt ve Umut Albayrak, 25-26 Ocak 2007’de İstanbul’daki hakimevinde, sekiz ilin özel yetkili Başsavcı vekili ve Adalet Bakanlığı’ndan üç yetkili ile çalıştay düzenleyen Amerikalı danışman savcının Susanne Hayden olduğunu ortaya çıkardı. CHP Zonguldak milletvekili Ali İhsan Köktürk’ün soru önergesine cevap veren Sadullah Ergin, toplantıları doğruladı.
Ayrıca Anayasa reformu denilen ve Türk yargı sistemini altüst eden çalışmaların da uzun süreden beri Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yönlendirildiği de anlaşıldı.
Amerikan Büyükelçiliği’ndeki Amerikalı danışman savcı ve UNDP yetmemiş olacak ki artık mesele doğrudan bakanlar düzeyinde ele alınıyor!
Acil bir durum var demek ki! BDP de “özerklik anayasası” nı hazırlamış durumda!
Amerikan Adalet Bakanlığı’nda Türkiye’nin geleceği mi tartışılıyor?