[b][url=http://millibirlikruhu.blogspot.com/2010/04/odatvnin-islam-ve-muslumanlarla-ilgili.html]Odatv’nin İslâm ve Müslümanlarla ilgili hazımsızlığı[/url] [/b]
[center][url=http://www.haber10.com/images/library/1964.jpg][img(200,150)]
http://www.haber10.com/images/library/1964.jpg[/img][/url][/center][font:a840=Verdana][b][b][color:a840=#3d85c6]Odatv’nin İslâm ve Müslümanlarla ilgili hazımsızlığının gerçek sebebi nedir-2-[/color][/b]
Ertuğrul Horasanlı
Evet...
[b]“Odatv’nin kuyuya attığı son taş olan "BABANZADELER" başlıklı yazı[/b]”nın yazarı: [b]“Araştırmacı Salim MERİÇ”[/b]...
Salim Meriç hakkında internette herhangi bir bilgi yok...
Büyük ihtimalle müstear bir isim...
Bu konuda iki olağan şüpheli var; biri Yalçın Küçük, diğeri Soner Yalçın...
Üslûba bakıldığında Yalçın Küçük’ü listeden çıkarabiliriz...
Zira Yalçın Küçük, eşşek yükünden fazla malûmatını taşıyamadığı için bir paragraftaki cümleleri arasında bile tam bir insicam sağlayamıyor... Konudan konuya hoplayıp zıplarken başladığı konuyla bitirdiği konu arasında ne bir bağ ne de bir bağlantı kalıyor ve ortaya “ne ararsan bulunur derde devadan gayri” misali karışık bir salata çıkıyor... Yiyebilene aşkolsun...
Bu yazıdaki üslûp , Soner Yalçın’ınkine daha uygun...
Sinsi, yalan söylerken, sahte bağ ve bağlantılar kurarken ve bütün bu yazdıklarının kocaman bir yalan olduğunu bile bile soğukkanlılığını asla yitirmiyor... Profesyonel bir tetikçi gibi çok rahat dezenformasyon yapıyor... Gerçeği çarpıtıyor, bozuyor, tanınmaz hale getiriyor ve bundan özel bir zevk alıyor.. Kendisine verilen görevi başarmış bir profesyonelin tatmin duygusu gibi bir haz...
Yalçın Küçük...
Soner Yalçın...
Veya onların rahle-i tedrisinden geçmiş bir çömez...
İsimler o kadar da önemli değil...
Önemli olan yapılan iş: Yazılan yazı...
Ve bunun hangi amaçla yapıldığı...
Neydi Yazının başlığı: "BABANZADELER"...
İyi...
Dezenformasyon amacıyla yazılmamış -içinde yanlışlar olsa bile bizi kandırmak amacı taşımadığı için rahatlıkla içimize sindirebileceğimiz- bir kaç kaynağa gözatalım:
[i][Baban Aşiretleri ve Beyleri
Baban adının çeşitli beylikler için kullanıldığına dikkat çeken Minorsky’nin açıklamasına göre Babanlar’ın esas yerleri Küçük Zap’ın güneyinde, Şar-i Bazer merkezli bölgeydi. 18’inci yüzyıl sonunda başkentlerini Süleymaniye’ye taşıdılar. “Baban vilayeti” ve beyliğinden sözeden Şerefname, bu adın doğrusunun “Babani” olduğunu yazar. Bir yerde “Baban aşireti” diyerek bu adı bir aşiret veya aşiret grubunun adı gibi kullanır. Rozkan ve Hakkari aşiretlerinin de aslen Baban soyundan olduklarını söyleyen bir rivayetten sözeder. Baban beylerinden “Pir Budak Babani”/“Pir Budak bin Mir Ebdal” döneminde Larcan (İran’daki Lahican?), Şehrbazar, Kerkük gibi bugün İran ve Irak hudutları içine düşen çok sayıda yerin çevre aşiret veya beyliklerden ilhak edilip Baban Beyliği’ne dahil edildiğini kayddeder. Buna, bir rivayete göre Şehrezol’da oturan Mekri aşiretinin beylerinin de “Baban soyundan” olduklarını ekler. Şerefname’ye göre Baban beylerinin veya evinin soyu Pir Budak Babai’ye kadar gelmiş, bu tarihten sonra soyları kesilmiştir.
Bazı kaynaklarda “Kurmanclar” ve “Baba Kürdiler” (“Kurt Baba”) tarzında bir ayrımla karşılaşıyoruz. Bu kaynaklarda Asıl Kürtler’e “Baba Kürdiler” olarak referans verildiği anlaşılmaktadır. “Baba Kürdi” olarak referans verilenlerin Şerefname’nin Baban/Babani dediği grup veya topluluk olduğunu sanıyorum.][/i](*)
[i][BABAN AŞİRETLERİ
Şeref Han, “Baban aşireti”nden sözeder. “Baban” adının çeşitli beylikler için kullanıldığı uyarısında bulunan Minorsky, Babanlar’ın esas yerlerinin Küçük Zap’ın güneyindeki Şar-i Bazer başkentli bölge olduğuna işaret eder. Ama 1784’te Babanlar, yeni başkentleri olarak Süleymaniye’yi inşa etmişlerdir (Bkz. Minorsky, Kürtler, EI). Şerefname’ye göre Baban adının doğru şekli “Babani”dir. Şerefname’nin bu bölümündeki bilgilerden “Larcan vilayeti”nin daha önce Zerza aşiretine ait olup, sonraları Babanlar tarafından ele geçirildiğini öğreniyoruz. Arapça çevirmen Larcan’ın İran’da daha sonraları Lahican diye bilinen Eşnu ile Urmiye arasındaki bölge olduğunu tahmin eder. Babanlar, kendi beylerinden Pir Budak zamanında Mekri ve Bane aşiretlerine de boyun eğdirmiştir. Onların Erdelan, Sohran bölgesi ve Kerkük’te de ilhaklar yaptığı kayddediliyor.][/i] (**)
[i][BABANLAR veya BABANZADELER
BABANLAR veya BABANZADELER, XVII. yüzyıl ikinci yarısında Baba Süley man ile başlayan ünlü aile.Uzun yıllar ken di kurdukları ocağın mutasarrıflığını yaptı lar, ilk hükümet merkezleri Kala Çuvalan’dı. Baban ocağını ilk defa Fatih Ahmed adında birinin kurduğu, daha sonra zaptedilen civar kazaların idaresinin Süleyman Be ye verildiği söylenir (1669 ?). Daha sonra sırayle kardeşleri ve onların oğulları ocağın mutasarrıflığını yaptılar. Baban büyükleri arasındaki rekabet ve geçimsizlik, sonunda ocağın kaldırılmasına sebep oldu. Aile fert leri etrafa dağıldı.
XVIII. yüzyılda Abdurrahman Paşanın oğlu ibrahim Paşa Süleymaniye adiyle yeni bir şehir kurdu (1783). Fakat daha sonraları hanedanın başında bulunan Ahmed Paşa nın Koi yakınlarında Bağdatlı Necip Paşa ya yenilmesiyle bağımsızlıklarını kaybettiler (1830-1847). Süleymaniye’de eski Baban ha¬nedanından birçok torun bulunmaktaysa da sadece Süleyman Paşanın ve ibrahim Paşa nın torunlarına değerli topraklar miras kal dı.
Babanlardan birçoğu avukatlık mesleğinde ün yaptı, ayrıca yüksek mevkilerde bulu nan ve Irak hükümetinde bakanlık yapanlar da vardır, (M)][/i] (***)
Demekki neymiş?
“Babanzadeler” denildiğinde anlaşılması gereken ilk doğru bir Sünnî Müslüman Kürt aşiretinden sözedildiğiymiş...
Osmanlı topraklarındaki Süleymaniye şehrini kuran, Osmanlı’nın TC’nin ve Irak’ın entellektüel ve bürokratik, siyasî ve askerî alanlarında temayüz etmiş bir çok kıymetli insanın kökeni olan bir Kürt aşiretinden...
Bir Türk veya Kürt aşiret hem Sünnî müslüman olacak hem İslâm dünyasına seçkin insanlar yetiştirmiş olacak da bu dezenformatör takımın elinden yakasını kurtaracak ha?
İşte bu mümkün değil...
Onu buna ekleyip, bunu şundan çıkarıp, eğriyi düzleştirip, düzü eğriltip iila ki bir kulp takacaklar: [b]"Yahudi, gizli Yahudi, Ermeni, Mason..."[/b]
Maksat içimizdeki kan ve doku uyuşmazlığı içinde bulunduğumuz bizden görünen yabancıları teşhirse; bu kalıba rahatlıkla oturtulabşlecek binlerce [b]"yüce şahıs" [/b]ortada durur ve bunların hayranlık ve bağlılıklarına mazhar olurlarken...
Sıra Sünnî Müslüman seçkinlere gelince:[b] “Kesin Yahudidir... Muhakkak dönmedir...İllâki masondur.”[/b] Bunlar uymazsa “[b]besbelliki Ermenidir”[/b]...
Niçin?
Sünnî Müslümanlık seçkin insanlar üretmekten aciz, eblehlere, ayaktakımına, geri zekâlılara mahsus bir inanç sistemi midir?
Bunlara göre öyle olmalı ki; Emevîler, Abbas’iler, Selçuklular, Osmanlılar’la 4 büyük İmparatorluk kurmuş, bunun yanında sayısız devlet organizasyonunun altına imza atmış bu inaç sisteminin ileri gelenlerini karalamayı kendilerine iş edinmişler...
Şimdi Salim Meriç’in şu satırlarına bakalım:
[i][Kuzey Irak’ın Kürdistan bölgesinde 1160- ? yıllarında yaşayan Kabalist ve Talmudist, David Alroy, Selçuklu sultanına karşı isyan başlatarak, mesihliğini ilan etti. Alroy, İsrail mabedi (Süleyman Tapınağını) yeniden inşa edeceğini, Yahudileri sürgünden bir arada toplayacağını ve İsrail'i yeniden kuracağını ilan ediyordu.(Encyclopedia Judaica, David Alroy, Vol.2. Keter: Jerusalem 1972, p.5)][/i]
Bugünkü kuzey Irak’ın Kürdistan bölgesinde David Alroy isimli bir haham Selçuklu sultanına karşı isyan başlatarak kendini Meşiyah ilan ediyor...
Tarih: 1160...
Peki Yahudiler bu bölgeye ne zaman geliyorlar?
[i][İnanışa göre, M.Ö. 8.yy'da Asurlular'ın İsrail Krallığı'nı fethetmesiyle Kürdistan bölgesine yerleşen İsrailoğulları bir süre sonra Asur'un başkentine yerleştirildiler.][/i] Encyclopedia Judaica'da Roth C s. 1296-1299 (Keter: Jerusalem 1972)
Yani Kuzey Irak’taki Yahudi nüfus o bölgenin yerlisi değil...
Asurlulardan kaçan bir grup mülteci..
Yahudi kaynakları bunlardan[b] “Kürdistanlı Yahudiler” [/b](הדות כורדיסתאן; Yehudot Kurdistan) olarak bahsediyor. Kürtler de aynı anlamda [b]“Kurdên cû”[/b] diyor...
Burada altını çizmemiz gereken şey ne?
Demek ki, bugün [b]“Irak Kürdistanı”[/b]ın denilen coğrafyada, o gün baskın demografik unsur Kürtlermiş. İşte bu yüzden de Yahudi kaynaklar bile -bu dezenformatör takımının uydurduğu [b]“Kürt Yahudisi”[/b] tabirini değil- [b]“Kürtdistanlı Yahudi”[/b] tabiri kullanılıyor. Zaten onlardan bugüne gelenlerin tamamına yakını da İsrail kurulduktan sonra (250 bin kişi) oraaya göç etmiş bulunuyor.
O bölgede Hazreti Musa’nın davetini benimsemiş Kürtrlerin bulunması ihtimalinden bahsetmiştik, ancak buna dair herhangibir bilgi veya belge de ortaya konulmuş değil.
Kürt kaynakları ise Kürtlerin Musevîlikten değil, Yezidilikten İslâma geçtiklerinden bahsediyor.
Zaten [b]“Kürt Yahudi”[/b] tabiri, Yahudilerin ırklarını dinlerinin ayrılmaz bir parçası olarak görmeleri, dinlerini [b]“seçilmiş ırk”[/b]larına mahsus bir din telakki etmelerine de aykırıdır ama...
Bütün Kürtleri, kökenlerinin Yahudi olduğuna ikna etmekle [b]“görevli”[/b] bu dezenformatörler -bunu da biliyor da söylemek “işleri”ne engel olduğu için- söylemiyorlar...
[b]“Kripto Yahudi”l[/b]ik mevzuuna gelince; Selanik Dönmelerini takiyye yaptkları için Yahudi saymayan Hahambaşılıklar [b]“Kürt görünümlü Yahudiler”[/b]e niçin ayrı bir prosedür uygulasınlar ki.?.
Ama dezenformtör takımı bütün bunları da bilmiyor değil...
Kuzey Irak’ın üç büyük Kürt aşireti Barzaniler, Bedirhanlar ve Babanzadelerler Yahudi olunca ...
Geriye ne kalıyor?
Kuzey Irakta’ki [b]"ikinci İsrail"[/b], vatana millete hayırlı olsun...
İşte onların asıl görevi buna yardımcı olmak...
Barzani aşiretinin başında bulunan Mesut Barzani ve saz arkadaşlarının ABD ve İsrail ile yakın işbirliğine kızdıkları için [b]“meğerse Yahudiymiş P...ler” [/b]diye bu uydurma iddialardan kendilerine sahte teselli üreten müslüman-milliyetçi-muhafazakâr kesim bakalım bu tutumlarıyla ikinci İsrail’in temellerine harç döktüklerini ne zaman anlayacaklar?..
Barzaniler de , Bedirhanlar da, Babanzadeler de bin küsur yıldır Sünnî Müslümandırlar...
İçlerindeki hainlere rağmen öyle kalmaya da devam edecekler...
Mesut Barzani ve adamları ABD ve İsrail ile işbirliği yapıyor da Recep Tayyip Erdoğan ve adamları yapmıyor mu?
Bu sakat mantıkla onlara da [b]“kripto Yahudi”[/b] demeleri gerek miyor mu?
Ama demiyorlar...
Niye ki?
Önce [b]“Yahudi Kürdistan”[/b] sonra [b]“Yahudi TC”[/b] mi?
Yoksa TC mevzuuna zaten halledilmiş gözüyle mi bakıyorlar?..
Aslında TC’de her şeyi [b]“hallettiler”[/b] de...
Sünnî Müslümanlığı bir türlü halledemediler...
Daha doğrusu Sünnî Müslümanlık Büyük Doğu-İbda Fikriyatı ile dimdik ayakta durmaya devam ediyor...
Teslim alamadıkları son Sünnî kale bu...
Bu yüzden de [b]“davadan dönenlere”[/b] devletin en üst makamlarını bonkörce ikram ediyorlar...
Aynı sebeple [b]“BABANZADELER"[/b] başlıklı yazılarında resim olarak Müslüman ve Türk olduğunu düşmanlarının bile kabul ettiği Enver Paşa ve Necip Fazıl Kısakürek’i kullanıyorlar ve lâfı döndürüp dolaştırıp Neslihan Hanım yoluyla merhum Üstad’a getiriyorlar...
[i]Dipnotlar:
* [url=http://www.desmalasure.de/09/1229740808/index_html?dateiname=1229741532]
http://www.desmalasure.de/09/1229740808/index_html?dateiname=1229741532[/url]** [url=http://www.karakocan.info/tr/index.php?option=com_content&task=view&id=2123&Itemid=1]
http://www.karakocan.info/tr/index.php?option=com_content&task=view&id=2123&Itemid=1[/url]*** [url=http://www.vik2.com/babanlar-veya-babanzadeler/]
http://www.vik2.com/babanlar-veya-babanzadeler/[/url][/i](Devam edecek) [/b][/font]
[font:a840=Verdana][b]
[/b][/font]
[font:a840=Verdana][b]Kaynak: [font:a840='Times New Roman'][url=http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=2606&mforum=entellektuel][color:a840=#6699cc]
http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=2606&mforum=entellektuel[/color][/url][/font][/b][/font]