Emperyalist ABD nin Katil Ordusu,...BLACKWATER

[img]http://www.dunyabulteni.net/images/news/83306.jpg[/img]

[color:cd3a=orange][size=24]
Blackwater patronundan şok açıklamalar
[/size]

[/color]
[size=18]
[color:cd3a=yellow]Adı katliamlarla anılan özel güvenlik şirketi Blackwater'ın patronu, Yemen'den Afganistan'a uzanan "faaliyetlerini" anlattı[/color]



Blackwater imparatorluğun münzevi sahibi Erik Prince, nadiren kamuya açık konuşmalar yapıyor, bu konuşmaların gazeteciler tarafından izlenmesine ya da kaydedilmesine ise izin vermiyor.

Öte yandan, Prince'in 14 Ocak günü, Michigan Üniversitesi'nde yaptığı bir konuşma gizlice kaydedildi. Amerikan 'The Nation' dergisinde yayımlanan konuşma metni, adı katliamlarla anılan Blackwater'ın patronunun mantalitesine ve faaliyetlerine ışık tutuyor.
[color:cd3a=orange]
"BLACKWATER NİJERYA, SOMALİ VE YEMEN'DE İRAN'A KARŞI SAVAŞIYOR"[/color]

14 Ocak'ta Michigan Üniversitesi'nde, girişimciler, komutanlar ve askeri öğrenciler ve iş adamlarının katıldığı toplantıda Prince, ABD hükümetinin, "İran etkisine hedef olan Nijerya, Yemen, Somali ve Suudi Arabistan'daki teröristlerle mücadele için" Blackwater çalışanlarını görevlendirdiğini anlattı.

İran'ı "mutlak kötülüğün merkezi" olarak niteleyen Prince, Tahran'ın "tüm bölgede bir Şii isyanı çıkarmayıo planlayan master planı" olduğunu iddia etti. Prince, Blackwater gibi şirketlerin silahlı özel askerlerinin bölgede İran etkisi altındaki Yemen, Somali ve Suudi Arabistan'a dağıtıldığını söyledi. Blackwater başkanına göre, Afrika'nın petrol zengini ülkesi Nijerya'da da özel silahlı kuvvetler kullanılmalı.


[color:cd3a=orange]
"CENEVRE SÖZLEŞMESİ BİZİ BAĞLAMAZ"
[/color]


Silahlı adamlarının karıştığı katliamlar nedeniyle Uluslararası Cenevre Sözleşmesi hükümlerini çiğnemekle suçlanan Blackwater patronu Prince, öldürdükleri insanların yasalarla korunmaya değmeyeceğini iddia etti. Irak veya Afganistan veya Pakistan'da yaşayanları "kanalizasyonda sürünen, barbarlar" olarak niteleyen Prince, "Onlar, Sözleşme bir yana, Cenevre'nin nerede olduğunu bile bilmiyor" dedi.

Öte yandan, Blackwater patronu konuşmasında, ABD ve Pakistan hükümetinin tüm yalanlamalarına rağmen, Blackwater'ın Pakistan'da faaliyet gösterdiğini de ilk ağızdan doğrulamış oldu.

Blackwater paralı askerlerinin Afganistan "bir çok hava saldırısı" koordine ettiğini anlatan Prince, ABD eski başkanı George W. Bush'a Bağdat'ta ayakkabılarını fırlatan gazeteciyi de kendi adamlarının yakaladığını söyledi.


[img]http://www.dunyabulteni.net/images_1/other/blackwater-mamba-team.jpg[/img]

[color:cd3a=orange]
"AFGANLARA TUVALET KULLANMAYI ÖĞRETİYORUZ"[/color]

Blackwater patronu, konuşması sırasında defalarca şirketinin "eğitim verdiği" Afganlar'a yönelik hakaret içeren ifadeler de kullandı. Şirketinin çalışanlarının Afgan kuvvetlerine "Tuvalet kullanmaya giriş" ve "sıçrama" dersi verdiklerini söyleyen Prince, bir yandan da "eğittikleri" Afgan güçlerinin en iyileri olduğunu iddia etti.

Altı hafta içinde Afgan güçlerinin "radikal bir dönüşüm" geçirdiğini söyleyen Prince, "kabile zihniyetini alıp Deniz Kuvvetleri haline getiriyoruz. Adamlarım çok sert davranıyor, bazen ortaya komik görüntüler çıkıyor. Ama programın sonunda çok gurur duyuyoruz" dedi.


[color:cd3a=orange]
"KARANLIK" BLACKWATER
[/color]


Katliam, cinayet, şiddet, provokasyon, silah kaçakçılığı ve fuhuşla suçlanan, hakkındaki davalardan "parayla" kurtulan Blackwater, Bush Yönetimi’nin Irak’ın işgalinden sonra görev verdiği, paralı askerler kullanan özel şirketlerinden biri.
2007 yılında Bağdat’ta 17 Iraklı'yı katleden Blackwater çalışanları, ABD'deki mahkemede bir bir bu katliamdan "aklanmıştı."

Eski bir Amerikan deniz piyadesi olan Erik Prince’in kurduğu şirket, Irak‘a kaçak silah getirmek suçlamasıyla hala yargılanıyor. Daha önce adamlarını "Tapınak Şövalyeleri" gibi eğittiğini, müslüman öldürmeyi ‘onur’ kabul ettiğini itiraf eden Prince, ancak ABD'nin milyarla dolarlık sözleşmelerini iptal etmesi üzerine konuşunca Washington'un tepkisini çekmişti.[/size]

[size=24]
[color:6c56=orange]
Blakwater Afganistan'da yeni ihale aldı[/color]

[/size]

[size=18][color:6c56=yellow]
CIA, gerçekleştirdiği sivil katliamlar sebebiyle Irak'taki faaliyetleri yasaklanan ABD'li özel güvenlik şirketine Afganistan'da yeni iş verdi[/color]


[img]https://2img.net/r/ihimizer/img812/6416/blackwater3video.jpg[/img]


Şirkete verilen büyük ihaleyi savunan CIA Başkanı Leon Panetta, verdikleri teklifin en yakın rakibinden 26 milyon dolar daha düşük olduğunu söyledi.

100 milyon dolarlık ihale Afganistan'ın Herat ve Mezar-ı Şerif kentlerindeki Amerikan konsolosluklarının koruması için açıldı.

Blackwater çalışanları 2007'de Irak'ın başkenti Bağdat'ta sivillerin üzerine ateş açarak 17 kişinin ölümüne neden olmakla suçlanmıştı.

Irak hükümetinin yasak kararının ardından şirket ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Amerika Birleşik Devletleri hükümeti de Ocak 2009'da yaptığı açıklamada şirketin sözleşmelerini yenilemeyeceğini duyurdu.

Blackwater bunun üzerine isim değiştirerek Xe Services adını aldı.

Amerika Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA de yeni ihaleyi bu şirkete verdi.

İmzalanan sözleşmenin bir yıllık olduğu ancak 18 aya uzatılabileceği belirtiliyor.[/size]

[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/imagespakistani.JPG[/img]

[size=24]
[color:6636=red]
Pakistan Black Waterin çemberinde[/color]

[/size]

[size=18]
Blackcwater'a bağlı 180 ABD 'Kobra' ajanının sessizce Pakistan'ın büyük şehirlerine girdikleri ortaya çıktı.
Pakistan bir tarafta tedhiş sıkıntısıyla baş etmeye çalışırken bir yandan da ülkenin büyük kentlerinde bulunan önemli siyasi ve dini şahıslara yönelik suikast saldırılarıyla mücadele veriyor. Ülkedeki en önemli gelişme dünyada kötü bir şöhret kazanan t kuruluş Black Water’a bağlı ‘Kobra’ adı verilen 180 Amerikan ajanın sessizce Pakistan’ın büyük şehirlerinden Lahor, Karaçi, İslamabad ve Koetta’da faaliyet göstermesi olarak görlüyor.


Ülke basında çıkan haberlere göre, ABD’de bulunan Pakistan elçiliği tarafından çoğu ABD savunma ve güvenlik kurumlara bağlı 650 ABD vatandaşına bir yıllık süresiz giriş-çıkışl vizeler verildiği ortaya çıktı. Haberlerde ülkeye girmesi için verilen vizelerin kanuna gereken işlemleri göz ardı edilip verilmesi eleştiriliyor.


Kaynaklara göre, İstihbarat ajanlarına bu vizeleri ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton ve ABD özel temsilcisi Richard Holbrook’un Pakistan’a ziyareti ardından verilmiş.

Kaynaklar ayrıca Cumhurbaşkanı Asif Zerdari tarafından özel iznin çıkmasının ardından ABD’deki Pakistan elçisi Hüseyin Hakkani tarafından aralarında 200 askerin de bulunduğu 600 ABD gizli ajanına hemen vize verilmişti.

Güvenilir kaynaklardan aldığımız bilgilere göre ABD’li bu ajanların bir kaç gün önce bahsedilen şehirlere giriş yapmaya başlamışlardı. Ve bir kaç gün içinde daha çok ‘Kobra’ istihbarat ajanlarının Pakistan’a geleceği bekleniyor.

Kaynaklara göre, görünürde ABD istihbarat ajanların Lahor’daki evliya türbesinde suikast saldırısının ardından ABD’nin kurumları koruma amacı için Lahor’a geldikleri bildirilse bile istihbarat ajanlarının çok sayıda ülkeye intikal etmesi ve Black Water’in büyük şehirlerde serbestçe faaliyet göstermesi uzmanlar tarafından ülkede daha büyük olayların başlamasının fitilini ateşleyecek.
[/size]
dünya bülteni

[size=24]
[color:51db=orange]
Köpek mamasıyla PKK’ya silah
[/color]
[/size]
[size=18]
Irak ve Afganistan’daki sicili kabarık olan Amerikan özel güvenlik firması Blackwater International (yeni adıyla Xe Services), Irak ve Afganistan’a yasadışı yollardan silah sokmak da dahil bir dizi yeni suçlamayla karşılaşınca, 42 milyon dolar para cezası ödemeyi kabul etti.

New York Times Gazetesi’nin haberine göre, Kuzey Carolina merkezli şirket, Irak ve Afganistan’daki personeline gönderdiği otomatik silahları ve diğer askeri ekipmanı sınırdan gizlice sokuyor. Bir defasında Irak’a götürülen silahların köpek maması konteynerlerine saklandığı bildirildi. ABD federal soruşturmasına göre bu durum şirketin iki yetkilisine dava açılması ve onların da suçlarını kabul etmesiyle sonuçlandı. Gazete, Amerikalı soruşturmacıların Irak’a gönderilen Blackwater silahlarının karaborsaya düşüp PKK’nın eline geçtiği iddialarını da araştırdığını belirtti. Türk yetkililerin ABD’ye, PKK’nın elindeki Amerikan silahlarından şikayet ettiği hatırlatıldı. Afganistan’daki sivil katliamları ve Irak hükümet görevlilerine rüşvet verilmesi gibi suçlamalarla Blackwater çalışanlarına açılan davalar sürecek.[/size]

[img]http://www.pressmedya.com/resimler/haber/kalkınma%20ajans.jpg[/img]


[size=24][color:4ea0=red]
Kalkınma ajansı mı, askeri şirket mi?
[/color]


[/size][size=18]
Afganistan'daki kalkınma ajansları Blakwater gibi şirketler görev yapmazsaAfganistan'dan çekileceklerini söylediler



ABD tarafından desteklenen kalkınma ajansları Afganistan'dan çekilebilir.

Kabil'deki ABD yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre, özel güvenlik şirketlerini kullanmalarına izin verilmezse, ajanslar ülkeyi terk edebilir.

Böyle bir durumda etkilenecek projelerin değerinin yaklaşık 1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Afganistan Cumhurbaşkanı Hamid Karzai, özel güvenlik şirketlerinin Aralık ortasından itibaren yasaklanacağını duyurmuştu.

Karzai, bu şirketlerin yetkili makamlara karşı sorumlu tutulamamasının kaygı verici olduğunu söylüyor.

İstenen, bu şirketlerin yerini Afgan güvenlik güçlerinin alması.

Ancak bazı kalkınma ajansları bunun gerçekçi bir alternatif olmadığını belirtiyor.[/size]

[img]http://www.pressmedya.com/resimler/haber/pakistanda%20cami%20saldırısı.jpg[/img]


[size=24]

Taliban camilere yönelik saldırıları kınadı

[/size]

Pakistan Taliban'ı ülkede camilere yönelik yapılan saldırıları yaptığı bir açıklamayla sert bir dille kınadı ve olayların Blakwater tarafından yapıldığını iddia etti



Pakistan'da faaliyet gösteren Pakistan Talibanı sözcüsü Azzam Tarık Pakistan'daki Taliban üyeleri tarafından hazırlanan theunjustmedia.com sitesinde yayınlan açıklamasında geçtiğimiz günlerde Darra Adamkhel bölgesinde bir camiye düzenlenen saldırıyı kınayarak: "Mücahidler asla sivillere hele hele mabedlere asla saldırmaz"dedi.

Sözcü Blackwater şirketinin son yıllarda Pakistanda kök saldığını ve Sünni ve şii camilere bombalı saldırılar düzenleyerek bunu Talibanın üzerine attığını belirtti.

Taliban'ın üst düzey ikinci komutanı Veliurrahman Mesud ise yaptığı başka bir açıklamada bu tür saldırılarla direnişçilerin asla bir alakasının olmadığını CIA tarafından işlenen bu cinayetlerin medyada "Taliban saldırıları üstlendi" olarak lanse edildiğini açıkladı.

Pakistan medyasının büyük bir kısmının satılık olduğunu belirten Rahman: "Bazen bir saldırı oluyor ve biz bile medyadan Taliban saldırıyı üstlendi diye duyuyoruz. Aktif bir savaşın içindeyiz ve bir olayı onaylamak ya da reddetmek zaman alıyor." diye konuştu.

Medyaya da eleştiride bulunan Taliban lideri Blackwater suç şebekesinin işlediği cinayetleri Taliban yapmış gibi göstermemeleri çağrısında bulundu.

[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/blackwater.jpg[/img]
[size=24]

Blackwater, BAE'de gizli ordu kurdu
[/size]

Irak'ta gerçekleştirdiği katliamlarla tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Amerikan Blackwater güvenlik şirketi BAE'de 800 kişilik gizli bir ordu kurdu



ABD'nin Irak'taki işgali sırasında operasyonların perde arkasındaki güç olarak bilinen ve yaptığı sivil katliamların tüm dünyanın dikkatlerini üzerine çeken Amerikan Blackwater güvenlik şirketinin Körfez'de gizli bir ordu kurduğu ortaya çıktı.

Ortadoğu'da meydana gelen protesto olaylarının giderek yayılması ve etkisini göstermesi üzerine Blackwater güvenlik şirketinin Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) gizli bir ordu kurdu. Amerikan New York Times gazetesinde yeralan haberde, ABD'de yasal problemlerle karşılaşmaya başlayan Blackwater'ın BAE'yi oluşturan emirliklerden Abu Dabi'nin Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed el Nahyan tarafından 800 kişilik bir ordu kurması için ülkeye davet edildiği bildirildi. Gazete tarafından ele geçirilen belgelere dayandırılan habere göre, paralı askerlerden oluşan 800 kişilik ordunun BAE'ye maliyeti 529 milyon dolar.

Tamamen yabancı askerlerden oluşacak gizli ordu, ülke içi ve dışı özel operasyonlarda, petrol boru hatlarının korunmasında ve muhtemel terörist eylemlere karşı kullanılacak. Geçtiğimiz kasımda inşaat işçileri olarak ülkeye giren paralı askerlerin ayrıca tüm Ortadoğu'yu etkisi altına alan muhtemel demokrasi yanlısı gösterilerin bastırılmasında da kullanılacağı ifade ediliyor. Ancak bu tür bir yapılanmanın temel hedefinin ise İran olduğu öne sürülüyor. BAE'ye ait üç adayı kontrol altında tutan İran, bölge için en büyük tehdit olarak algılanıyor. Gazeteye göre çöldeki bir kampta eğitim gören paralı askerlerin önemli bir kısmı Kolombiyalı ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nden.

Amerikan hükümetinden milyarlarca dolarlık ihale ve sipariş alan Blackwater, özellikle Ortadoğu'daki faaliyetleriyle sık sık gündeme gelmiş, artan tepkiler üzerine ismini Xe Services olarak değiştirmişti. Şirket Ürdün ve başka ülkelerde yabancı paralı askerleri eğitmek suçlamasıyla geçtiğimiz yıl 42 milyon dolar cezaya çarptırılmıştı. Blackwater şirketine mensup 4 paralı asker, 2007'de 17 Iraklı askerin öldürülmesi suçlamasıyla halen yargılanıyor. Başında Erik Prince'in (41) bulunduğu şirketin hedefinin bu ve benzeri siparişleri alarak milyarlarca dolar kazanmak olduğu belirtiliyor. Şirketin faaliyetleri arasında nükleer tesisleri korumak ve siber güvenlik de bulunuyor. Ancak Prince'in en büyük hedefi, dünyadaki tüm kriz bölgelerine anında müdahale edebilecek bir mobil güç oluşturmak. Ancak şirketin yüz milyarlarca dolar kaynağı bulunan ve askerî yönden zayıf Körfez ülkelerinde çok daha fazla sipariş alma peşinde olduğu da ifade ediliyor.

Habere göre, şirketin başında bulunan Prince'in hiçbir anlaşmada imzası bulunmuyor. Ancak personeli onu Kingfish (Büyük Uskumru) takma adıyla biliyor. Ve Prince'in en önemli kuralı ise kiraladıkları paralı askerler dünyanın neresinden olursa olsun, ama yeter ki Müslüman olmasın. Çünkü bu askerler Müslümanları öldürmüyor. 800 kişilik ordu için kurulan ve kısaca R2 olarak adlandırılan şirketin yüzde 51 hissesi BAE'ye ait. Ve faaliyetin başlangıcı olarak da ilk ödemeler geçtiğimiz günlerde 21 milyon dolar olarak yapıldı.

Blackwater'ın İsmi Tekrar Değişti.



Irak'ın başkenti Bağdat'ta 2007 yılında 17 Iraklı sivili öldürmekle suçlanan Amerikan güvenlik şirketi Blackwater yine ismini değiştirdi.






Nisur Meydanı'nda 17 sivilin öldürülmesinden sonra ismini Xe hizmetleri olarak değiştiren ve Irak'ın ülkede çalışmasını yasakladığı şirketin yeni ismi Academi oldu. Yunan filozofu Eflatun'un eseri Akademi'den esinlenildiği belirtildi.

Şirketin üst yöneticisi Ted Wright, bir grup yatırımcının, firmayı kurucusu Erik Prince'ten satın aldığı 2010 Aralık ayından bu yana firmanın geçirdiği değişimleri yansıtacak bir ismi tercih ettiklerini söyledi.

Wright, bunun tamamen yeni sahipleri ve yönetim kuruluyla yeni bir şirket olduğunu söylese de işlenen sivil katliamlardan dolayı gelen eleştirileri bertaraf etmek için böyle bir karar aldıklarından hiç kuşku yok.

Blackwater görevlilerinin 2007'de Nisur Meydanı'nda 17 Iraklı sivili öldürmesinden sonra Irak, şirketi yasaklamıştı. Şirket, Blackwater isminin lekelendiği gerekçesiyle 2009 yılında adını Xe olarak değiştirmişti.

ABD Irak'ta 'özel katliamcıları' bıraktı



ABD askerinin Irak'tan çekilmesinin ardından özel güvenlik şirketleri ülkede milyarlarca doları bulan 'özel güvenlik' pastasından pay kapma yarışına girdi.



ABD ordusu, 2003'te Saddam Hüseyin'in daha sonra hiç bulunamayan kitle imha silahlarını bahane ederek işgal ettiği Irak'tan hafta içinde 'savaş' bayrağını indirerek resmen çekildi. Ancak ABD'nin çekilmesinin ardından Irak'ın kime teslim edildiği yeni tartışma konusu odu. Irak'taki 170 bin ABD askerinden geriye kalan 4 bin asker de ay sonuna kadar ülkeyi terk edecek. Ama yine de kendi sokaklarında yürürken kimliklerini, üzerinde ABD bayrağı dikili kamuflaj giyen askerlere göstermek zorunda kalan Iraklılar için durum 9 yıldır olduğundan pek de farklı olmayacak. Irak'taki 2 bin 700 özel güvenlik şirketi görevlisinin sayısı ocaktan itibaren iki katına yani 5 bin 500'e çıkarılacak. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın özel lisansı ile çalışan bu birliklerin görevi, yalnızca ABD diplomatik yetkilileri ile ticari şirketleri korumak değil; aynı zamanda Irak ordusunu, güvenlik güçlerini de eğitmek olacak.
Irak sıcak bakıyor
Kirli geçmişlerine rağmen Bağdat, bu şirketlere kapısını kapatmıyor. Başbakan Nuri el Maliki'nin danışmanları, ordunun eğitimi için 'askeri geçmişi olan 3 bin özel timin' Irak'ta görev almalarına yeşil ışık yakmıştı. Maliki, hafta içinde Washington'a yaptığı ziyarette de daha fazla ABD şirketinin yatırıma gelmesi yönündeki temennilerini bizzat ABD Başkanı Barack Obama'ya iletti. Bu da, bu şirketleri koruyacak yeni özel güvenlik güçleri anlamına geliyor.
Irak için şimdiden sıradalar
ABD Dışişleri Bakanlığı lisansı ile Irak'ta büyük kazanç hedefleyen çok sayıda özel güvenlik şirketi şimdiden kolları sıvadı. Ülkedeki 17 bin Amerikalı sivilin korunması için ABD Dışişleri Bakanlığı 11 milyar dolarlık güvenlik ihalesi açtı. 2010 yılı ekiminde bakanlığın açtığı Dünya Çapında Güvenlik Hizmetleri (Worldwide Protective Services) ihalesine giren 8 şirketin 3'ü Irak'ta göreve başladı. Bakanlıkla uzun süredir çalışan DynCorp ve Triple Canopy'nin dışında, güvenlik ihalesini kazanan diğer şirketler, EOD Technology, SOC Incorporated, Aegis Defense Services, Global Strategies Group, Torres International Services ve International Development Solutions.
Söz konusu 8 şirket Irak'ta hayati önemi bulunan ABD merkezlerinin güvenliğinden 5 yıl boyunca sorumlu olacak. Blackwater'ın 2009'da Irak'tan ayrılmasıyla yerine geçen Triple Canopy, Amerikalı diplomatları korumak için 1.53 milyar dolar alırken İngiliz Global Strategies Group şirketi ise Basra'daki ABD Konsolosluğu'nu korumak için 401 milyon dolarlık anlaşma yaptı. ABD'nin Bağdat Büyükelçiliği'nin güvenliği ise 974 milyon dolara SOC Incorporated'a teslim edildi.
Paralı askerler, diplomatların zırhlı araçlarla ve helikopterlerle ulaşımından sorumlu olacak. ABD Dışişleri Bakanlığı, petrol zengini Musul, Kerkük ve Erbil için de güvenliği teslim almaya niyetli şirketlerle masaya oturacak.
Blackwater'a yeni isim
Dünya kamuoyu, Irak'taki paralı askerlere ve icraatlarına yabancı değil. Blackwater adlı Amerikan özel güvenlik şirketi, 4 yıl önce Bağdat'ta diplomatların konvoyunu koruduğu sırada, Nisur Meydanı'nda 17 sivili öldürmüştü. Olayın ardından Irak'taki faaliyetleri hükümet tarafından durdurulan Blackwater, Xe Services adını alarak Irak'taki varlığını sürdürdü. İmajını tazeleyen Xe Services şimdilerde yeni sahibi ile Academi adı altında Irak'tan yeni ganimetler toplama hedefinde. Şirket'in CEO'su Ted Wright, ABD'li askerlerin arkalarında bırakacağı güvenlik boşluğunu doldurmak için harekete geçti. Wright, yapılan değişikliklerle amaçlarının 'Irak ve ABD hükümetini Irak'ta görev yapmaya ikna etmek' olduğunu söylüyor.
Tüm dünyada operasyonlar var
Paralı askerler her ne kadar yalnızca Irak'taki faaliyetleriyle gündemi meşgul etseler de, Afganistan'dan Pakistan'a, Somali'den Kosova'ya değin birçok ülkede görev alıyorlar. Genellikle ABD ve Avrupa merkezli bu şirketler, 'ticari kaygılar' nedeniyle 'ucuz eleman' peşinde Latin Amerika'ya kadar gidiyor. Blackwater, bir İngiliz veya Amerikalı askere günlük 1000 dolara kadar para öderken, Latin Amerika'dan işe aldıkları askerlere aylık 3000 dolar, Güney Afrikalı askerlere de aylık 12 bin dolar ücret ödendiği söyleniyor. Triple Canopy Güney Amerika'da, DynCorp Somali, Kolombiya, Afganistan'da, ITT Corporation Kosova'da görev yapıyor.
'Bu, savaşların özelleştirilmesi'
İhsan Bal: USAK Bilim Kurulu Başkanı Güvenlik Uzmanı
ABD ordusunun Irak'tan ayrılması bir kısım güvenlik zafiyetini de arkasında getirecek. Bunlardan birincisi Irak'taki iç hesaplaşma. Siyasi bütünlük sağlanamadığı için güvenlikte de sorun yaşanacak. Ulusal ordu inşa edildiği söylenemez. İç hareketi, polis mantığını da kanun hükmünde etkin bir teşkilat haline getiremediler. Bu teşkilatlara alınan personellerin etnisiteleri, bağlı bulundukları mezhepsel yapıları de dengeli dağıtılmış değil. Göreceli güvenlik alanı oluşturulmuş olması daha fazla çatışmaya sürükleyebilir. Bu, savaşların özelleştirilmesidir. Özel ordular konsepti geliştirildi. Bir kısım firmaların güvenliğini, ABD yatırımlarının, petrol boru hatlarının güvenliğini sağlıyorlar. En profesyonel güvenlik güçleri dahil eğer denetim yoksa yasaların dışına çıkmaya temayüllü oluyorlar.
Kim denetleyecek?
Peki onları kim denetleyecek? Bu özel ordu tipi güvenlik şirketlerinin denetimi hukuk dışına çıkmaları halinde ciddi anlamda tartışılacak. Bunlardaki en büyük sorun kime hesap verecekleri, kime karşı sorumlu oldukları. Irak'ta bu soruların cevabı henüz saydam bir zemine oturtulmadı. ABD görev alanlarını Irak yetkililerine devretmiş olsa dahi politik bir sorun var. Hükümetin otorite kurması zor. Bu riskin üstüne 'daha başı bozuk' ve ABD işgalinden, cinayetlerden sorumlu olan şirketler geldi. Gözetime alınması gerekir. Irak'ın geleceğinde çok önemli riskler oluşturabilir.
'Rehine durumuna düşebilirler'
Ümit Özdağ: 21'inci Yy. Türkiye Enstitüsü Başkanı
Savaş hukuku açısından tanımlanmamış bir alandan bahsediyoruz. Savaşın, belirli kodları var, hukuki zeminleri, belirli rütbeleri var. Bu unsurlar, hukuk içinde değiller. Bu çok sakat bir durum. ABD değil, Türkiye, İran ve Rusya yapmış olsaydı şu an kamuoyu ayağa kalkmıştı. Ama bu adamlar senelerden beri savaşıyorlar. Savaşmanın ötesinde ABD ordusunun yapamayacağı ve yaptığı zaman öne çıkan konvansiyonun da işleri daha rahat yapıyorlar. Koruma şirketi deniyor, ama aktif operasyona giriyorlar. Diğer yandan İran'a karşı 'uzatılmış bir savaş' başlamış durumda. Bu paralı askerler bir anlamda şimdi ABD'nin burada bıraktığı rehineler durumuna düşebilir. İran kendisi vurmasa da Irak'taki müttefiklerine buradaki askerleri hedef aldırabilir. Irak'ta bundan sonra olacak her şeyin İran ayağı olacak. Ayrıca, bunların PKK ile bağlantısı olduğu ve PKK'yı eğittiği iddiaları var. Bunlar daha sık gündeme gelecek. Bu paralı askerler Irak'ta 'ahlaksızlık' yaptı. Bunlara yönelik intikam eylemleri artabilir.
Özel güvenlik timlerinin sicili kabarık
Gawker adlı internet sitesinin ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan elde ettiği bilgilere göre özel güvenlik şirketleri denetimsiz güç kullanımında kabarık bir sicile sahip. Bunlardan bazıları şöyle:
19 Şubat 2007: Blackwater konvoyu görev sırasında 'elinde patlayıcı olduğundan' şüphelendiği bir şoförün aracına ateş etti. Arabayı aniden durduran sürücü ellerini havaya kaldırınca, elindekinin bir bomba değil yalnızca bir cep telefonu olduğu anlaşıldı.
16 Temmuz 2007: DynCorp konvoyu Erbil'de yalnızca 'çok hızlı gittiği' gerekçesiyle bir araca 5 kez ateş etti. Aracın sahibinin bir hâkim olduğu ve ateş edildikten sonra yapılan incelemede 'temiz ve sağlıklı olduğu' belirtildi. Halbuki, doktor raporunda hâkimin bacağından vurulduğu kaydedilmişti. Olay sonrası, DynCorp şirketi hâkime aracına verilen hasarın bedeli olarak 2500 dolar ödedi.
16 Eylül 2007: Blackwater, Bağdat'ın Nisur Meydanı'nda Amerikalı diplomatların konvoyunu korurken, şüphelendikleri Iraklı sivillere düzenledikleri silahlı saldırıda 17 kişiyi öldürdü. Bu, Blackwater'ın da bölgedeki faaliyetlerinin sonunu getirdi.
2003-2004: CACI ve Titan Corp. şirketlerine bağlı 6 paralı asker, Ebu Garip Hapishanesi'nde meydana gelen şiddet olaylarının yüzde 36'sından sorumlu tutuldu. Ordunun askerlerinden farklı olarak yasal bir soruşturmadan geçirilmediler.
Radikal