Sabahattin ÖNKİBAR
sonkibar@gmail.com[Sabahattin ÖNKİBAR]
CIA Başkanından şantaj ve "İsrail seçim öncesi özür dileyecek" garantisi!
CIA Başkanı Leon Panetta Ankara’da 5 gün kaldı niçin acaba?Bir CIA Başkanının başka bir ülkede bu şekilde günlerce kamp kurması ilk kez oluyor.
Birkaç gündür bu esrarengiz ziyaretin kodlarını çözmeye çalışıyorum.
İşte ulaştığım bilgiler:
Birinci boyut bu ziyaretin seçim öncesi olması büyük önem taşıyor!
Niçin mi?
Bankalardaki gizli hesaplar
Bütün pazarlıklar böylesi hassas süreçlerde olur da ondan!
İsviçre, Katar, Dubai bankalarındaki şifreli hesaplar dahil dünya liderlerinin her türlü özel sırlarına vâkıf olan CIA, demokrasi ile yönetilen ülkelerde bu tür bilgileri pazarlık konusu ya da şantaj malzemesi yapar!
Daha açık anlatımla CIA ilgi alanındaki ülke ve liderine şu taleplerimiz yerine gelmezse bunları afişe eder, siyasi geleceğini bitiririm der ve istediklerini alır.
Duyumlarıma göre CIA Patronu Panetta Ankara’ya bir dizi belge ve dokümanla gelmiş ve bunları masaya sürmüş!
Peki karşılığında neler mi istemiş?
Talepleri birden fazla ve tamamı hayati konular!
Kürdistan ve Kerkük
İlk isteminin ilanı artık an meselesi olan Barzani Kürdistan’ının tanınması garantisi!
Peşi sıra Kerkük’ün Türkiye’nin ilgi ve söylem alanından tamamen çıkarılması!
Irak bağlamında dramatik bir başka istek de Barzani Kürdistan’ına Türkiye’nin korumalık ya da kibar ifade ile hâmilik yapması.
Görüyorsunuz Irak bağlamındaki bu taleplerin kabul edilir yanı yok, lakin CIA Başkanı Panetta ısrarlı, zira malum Paxamericana 2011sonu itibarı ile Irak’tan çekileceğini açıklamış durumda, dolayısı ile son adımlar atılıyor.
Hayır, istenenler sadece Irak’la sınırlı değil!
İran bağlamında da keskin talepler var!
Birincisi, İran bankalarına Türkiye’nin açıktan tavır koyması, yani faaliyetlerine yasak getirmesi isteniyor.
Bitmedi...
Beşar Esat’ın halli
Yine İran’la başlatılan enerji ortaklığı da aşamalı olarak sonlandırılsın isteniyor.
Bir başka konu başlığı ise Suriye!
CIA Başkanı Panetta, Beşar Esad’ın kaleminin kırıldığını açık ve net sözcüklerle Ankara’ya iletiyor ve bu doğrultuda pozisyon almasını istiyor.
Dahası, Esad’ın gidişini hızlandırmak için Türkiye’den bazı somut katkılar istiyor ve yeni Suriye yönetiminin inşası için Ankara’ya önerilerde bulunuyor.
Görüyorsunuz tablo adeta yıllardır BOP Eşbaşkanıyım diyen Tayyip Erdoğan’a yeni görev tebligatlarının yapılmasını çağrıştırıyor.
Tabii CIA talep edilen bu hizmetin karşılığı olarak da seçim öncesi bir jest yapacağını AKP zirvelerine fısıldıyor!
Ne midir bu jest?
Seçim öncesi özür jesti
Asla özür dilemeyiz diyen İsrail’in seçime birkaç gün kala özür dilemesi!
Bu şekilde yani böyle bir özürle Tayyip Erdoğan güya İsrail’e diz çöktüren lider olacak ve bunun karşılığını da seçimde oy olarak alacak!
Panetta bu özür için söz veriyor ve İsrail’e baskı kuracağını söylüyor ancak bunun için Türkiye’den somut ve acil adımlar istiyor!
Peki Ankara ne tür bir tepki verdi?
İşte size ilk işaretler:
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la DPT Müsteşarı Suriye’de!
Tam bu noktada mini bir sorgulama:
Neden diplomatlar değil de MİT Müsteşarı Şam’a gönderildi?
MİT Müsteşarı Fidan malum CIA Başkanı ile yapılan görüşmelerde konumu itibarı ile en çok yer alan isimdi.
Hakan Fidan’a dikkat!
Görüldüğü gibi hadise normal bir zeminde değil, istihbarat çerçevesinde yürüyor ki sadece bu fotoğraf bile hadisedeki olağan dışılığı gözler önüne sermiyor mu?
İlginçtir aynı Hakan Fidan hem Abdullah Öcalan hem de Barzani ile kurulan malum temaslarda da baş rolde olan isimdir.
Bir ülkede eğer Dışişleri Bakanlığı ya da diplomatların yerini İstihbarat Başkanları alıyorsa orada sadece tuhaf şeyler olmuyor aynı zamanda rejim de fiilen değişmiş demektir.
Devletin temel kurumları ile değil de İstihbarat Başkanlarıyla iş görme metodu diktatörlüklere has bir şeydir ve Orta Doğu’da bunun çok sayıda örneği vardır.
Buradan bakınca Türkiye’nin fiili olarak nasıl yönetildiği de ortaya çıkmış oluyor!
Hülasa AKP iktidarının sadece Panetta’nın bu ziyareti ile de anlaşılacağı gibi CIA’nın ardına fena halde takıldığı ve hatta onun uydusu olduğu artık âşikâr haldedir.