AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Cuma Ağus. 20, 2010 12:42 pm | |
| Konunun ilk mesajı :
HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ
AVCI, YAZDIĞI KİTAPLA FETULLAHÎ CEMAATE SAVAŞ AÇTI
20 Ağustos 2010
Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, kaleme aldığı kitabında çok çarpıcı iddialarda bulundu. Avcı, Gülen cemaatinin devleti ele geçirdiğini, birçok komplonun arkasında cemaatin olduğunu, kendisinin de komploya hedef olduğunu ve çare bulamayınca kitabı yazmaya karar verdiğini belirtti.
Ünlü istihbaratçı, Eskişehir Emniyet Genel Müdürü Hanefi Avcı, yazdığı kitapla gündeme bomba gibi düştü. Avcı'nın Fethullah Gülen Cemaati'ni devleti ele geçirmekle, komplolar kurmakla suçladığı kitabı cemaati de ters köşe yapmış olmalı. Zira cemaatin yayın organlarında Avcı'yı öve öve bitirememişlerdi.
Emniyet teşkilatında teknik-elektronik istihbaratın kurucusu olarak bilinen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fethullah Gülen cemaatinin başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet kurumları içindeki yapılanmasıyla ilgili kitap yazdı...
Avcı, piyasaya yeni çıkan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında “Aslında herkes biliyor ama kimse dillendirmiyor. Ben açıkça ifade ediyorum ki, son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir” diyor...
“Büyük illerin emniyet müdürleri ve valileri bilsinler ki, emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerini değil, cemaatin imamını amir olarak kabul ediyor” iddiasını dile getiriyor, ancak somut kanıt ve belgelere değil ‘tecrübelerine ve duyumlarına’ dayanıyor...
Bir dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Eskişehir İl Emniyet Müdürü olan Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabının ilgi çekici bölümleri özetle şöyle:
DANIŞTAY OLAYI... O gün Alpaslan Arslan’ın telefonlarını hızla inceleyen Ankara polisi, ilk bakışta görüştüğü kişiler arasında Muzaffer Tekin’i görünce hemen olayın failinin Ergenekon örgütü olduğunu açıkladı. Aslında olayın çok iyi tahlil edilmesi ve araştırılması gerekiyordu ama bunun için zaman yoktu... Polisin istihbarat birimlerindeki Ergenekon’u ortaya çıkarma çabasına, tüm büyük ve vahim olayları Ergenekon’a bağlama şeklindeki cemaatten gelme anlayış eklenince bir anda Danıştay olayı ciddi hiçbir delile dayanmadan Ergenekon’a bağlandı... İstanbul polisi failin arkasında Şeyh Salih Kurter olduğunu ileri sürünce Ankara artık gerçeği bulmak yerine, olayın Ergenekon’la bağlantısını kurmak için herşeyi ve her yöntemi denemeye başladı. Her şeyi çarpıtarak kullanmak normal kabul edilir hale geldi.
İddialarımın ispatı için istihbari dinleme kayıtlarına bakılması yeterli olacaktır. Muzaffer Tekin başta olmak üzere Alparslan Aslan ile irtibatlı olduğu iddia edileren herkesin Danıştay olayından en az bir yıl önce dinlendiği ortaya çıkacaktır. Bu dinleme kayıtları ortaya konulursa, bu kişilerin olaydaki rolleri net olarak anlaşılır. Benim aldığım bilgiye göre, bu kişilerin konuşmalarında onların garip ilişkiler içerisinde olduğunu gösteren emareler vardı ama Danıştay olayı ile ilgili hiçbir şey yoktu.
ERGENEKON ... Ergenekon davasında ortaya konan iki konu çok kesin ve net olarak yanlış ve mantıksızdır: PKK, Dev-Sol, Hizbullah gibi örgütleri Ergenekon’un yönettiği iddiası yanlıştır. Böyle birşeyin gerçek olamayacağını aklı ve mantığı olan herkese ben iki kere iki dört eder kesinliğinde ispatlayabilirim.
Danıştay saldırısı, Hrant Dink’in öldürülmesi, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların görünen faillerinden başka Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul birini ikna edemez. Bu iddialar zorlamadır.
****** KASETİ: ******’ın gizli kamera görüntülerini içeren kaseti kim yaptı, niçin yaptı? İnternetteki görüntülere bakılırsa bu işi yapanlar ellerindeki görüntülerden en az incitici olacak bir klip hazırlamışlar. Sadece ******’ın mı böyle görüntüleri var? “Kim yaptı” sorusuna cevap ararsak: Bu olayın ilk benzeri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’e yönelik hazırlanmıştı, bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak şüphem yok...
Korgeneral Metin Yavuz Yalçın’ın bir kadınla telefon konuşmalarının basına sızdırılması, Tümgeneral Levent Türkmen’in otelde bir kadınla uyuşturucu ihbarı iddiası ile basılması ve istifası, İzmir’de bir Albay’ın, eşinin kendisini aldattığı iddiaları ile fotoğrafların basına sızdırılması, Ergenekon v.b adlarla yapılan tahkikatlarda bulunan özel hayata ait bilgiler, hakim ve savcılar hakkında uygunsuz görüntü iddialarının yayılması ve daha pek çok benzer olay aslında hep aynı adresi göstermektedir. Bu işleri yapabilecek yegane grubun cemaatin Emniyet İstihbarat birimi içerisindeki unsurları olduğu ortaya çıkar. Bu işi profesyonelce yapabilecek tek grup cemaattir.
ERZİNCAN OLAYI... (Hanefi Avcı, 13 sayfa Erzincan’daki cemaat soruşturmasını tüm detaylarıyla anlattıktan sonra şu sonuca varıyor:)... Hükümet ve cemaati dehşet senaryoları ile ürkütüp Savcı İlhan Cihaner ve 3.Ordu Komutanı Saldıray Berk’e karşı yöneltilen ve hakka hukuka uymayan tahkikatlar hükümet, cemaat ve polis açısından bakıldığında doğruydu. Maddi deliller gerçek bir irtica eylem planına işaret ediyordu. Varlığına yüzde yüz inanılıyor, gizli tanıklarla ve doğruluğu tartışmalı delillerle iddialar güçlendiriliyordu. İnandırıcı gözüken bu delillerin iyi bakıldığında göründüğü gibi olmadığı anlaşılacaktır. Bu davadaki gariplikler bir kitapa sığmayacak kadar karışık ve kapsamlıdır.
REKTÖR VE BÜYÜKANIT... Türkiye’de adli işlemlerdeki ilk anormallik Van Rektörü Yücel Aşkın hakkındaki dava ve Şemdinli İddianamesi ile başladı. Ama o gün farkedilmedi, temiz bir savcının yaptığı aşırılıklar gibi gözüktü. Aldığım bilgiler ve değerlendirmeler ışığında bugün anlıyorum ki olay sıradan bir savcının işi değildi. Cemaatin adli sistemi kullandığı ilk operasyondu.
BALYOZ... Şu açık olarak görülmektedir ki ordu başta olmak üzere her kurum bünyesindeki gizli oluşumlar içinde cemaatin casusları var. Bu casuslar buralarda edindikleri her bilgiyi ve dökümanı taşıyorlar.. Bu belgelerin kullanılmasını hukuki hale getirmek için cemaat elemanları tarafından bir yerlere konulup aramalarda bulunduğu süsü verildiğine dair ciddi emareler var. Kimi zaman da amaca yönelik belge üretiliyor. Bazen ele geçen belgeleri yanlış yorumluyorlar, cami bombalama timi gibi saçma konularda uydurma belgeler ortaya çıkıyor...
CEMAAT OPERASYONU: ... Hedef seçilen kişilerin önce telefon detayları analiz edilecek, gizli ve özel görüştüğü kişiler belirlenecek, gerekiyorsa eşleri, çocukları veya yakınlarının telefon görüşmeleri aynı şekilde analiz edilecek, özel ilişkileri belirlenecek. Daha sonra başka isimlerle veya IMEI numarası üzerinden dinleme yapılacak, buluşmaları v.s varsa fotoğraflanıp videoya alınacak, ardından elde edilen bu sesler veya fotoğraflar internet sitelerinde profesyonelce yayınlatılacak. Maalesef bütün internet sitelerinde yayınlanan sesler ve fotoğraflar, aynı grup tarafından yöntemler kullanılarak hazırlanmıştır.. Eğer hedef seçilen kişiler çok özel üst düzeyde yetkili kişiler ise o zaman çok daha özel devletin istihbarat amacıyla aldığı alet ve sistemler kullanılacaktır. Bu yapılanların sınırının ne olduğunu tahmin bile etmek zordur.
ARAMA YAPILSA ... Cemaatin İstihbarat Dairesi’ndeki teknik personelinin bir süre önce yurtdışına giderek gizli ses ve görüntü kayıt eden çok miktarda saat, kalem görünümündeki teknik cihazlar aldığı, küçük dinleme sistemleri alıp askeri ve belli kurumlardaki adamlarına verdiği, bu yöntemle her yerde ortam dinlemesi, gizli kayıtlar yaparak bilgi toplandığını duymuştum. Bugün sık sık kaynağı belirsiz şekilde internete düşen bu ses ve görüntülerin kaynağı çoğunlukla bu tür bilgilerdir. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddütüm yoktur.
Cemaat haricindeki herkes bu görüntüleri internete yayarken iz bırakır ve yakalanır, bir tek onlar bu sistemin başında olduklarından iz bırakmadan bilgileri yayabilirler.
İTTİHAT TERAKKİ... Osmanlı’nın yıkılışı İttihat ve Terakki ile Jön Türk hareketinin, devlet kurumları ve ordu içerisinde örgüt kurması, ordunun ve devletin sistemini bozmasına bağlanır. Bugün cemaatin yaptığının bundan farkı yoktur. Polis, ordu, MİT, jandarma, yargı ve diğer devlet kurumları içerisinde ayrı bir hiyerarşik örgütlenme kurarak ve bu teşkilatların sistemlerini bozarak çalışmalarını engelliyorlar. Üstüne üstük bu teşkilatların personeli arasında ayrım, güvensizlik ve düşmanlık yaratarak kurumları içerden ve tamir olunmaz biçimde yaralıyorlar. İşler nasıl yürüyor? Genelde her kurumun imamı işleri yürütüyor. Emniyet, ordu, MİT, basın, yargı, maliye gibi tüm buyuk kurumlardan sorumlu olan bir imam var. Her imamın altında o kurumun her biriminde sorumlular mevcut. Tüm illerde örgütlüler.
‘Hayatım zehir zindan olacak’
Öğrenciliği sırasında beş vakit namaz kıldığını, başka öğrencilerle kaldığı bir evde Fethullah Gülen’le de karşılaştığını anlatan Hanefi Avcı, bu kitabı neden yazdığını şöyle anlatıyor: Genel kanaat bürokratların emekli olunca yazmaları gerektiği yönündedir. Herşeyin bayatı tatsız olduğu gibi bilginin bayatı bir işe yaramayacağı, zamanında yapılmayan uyarıların anlamını yitireceği için kitabı bir an önce yazmaya karar verdim... Bunun bedelinin ne demek olduğunu biliyorum. Kimsenin anlamayacağı kadar ağır olacağının, hayatımın zorlaşacağının, cehennemin bu dünyada tattırılmaya kalkılacağının farkındayım. Bu daha önce bilinenlere benzemeyecek, onu da biliyorum. Fakat bedeli ne olursa olsun buna karşı çıkacağım, iki yüzlü olmayacağım, yanlışı kim yapıyorsa yapsın yanlıştır anlayışıyla bu yapılanların karşısında duracağım...
Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum: Herhangi bir tahkikat yapılabileceğine inanmıyorum ama cemaatin yönetici imamları hakkındaki gizli bilgileri Ankara ve İstanbul Başsavcılıkları ve bazı başka makamlara yazılı şikayet/ihbar dilekçesi olarak vereceğim... Tıpkı bu kitabı yazmaktaki amacımda olduğu gibi, dilekçe vermekte ısrar etmemin nedeni, ülkeme karşı sorumluluğumu yerine getirmiş olma duygusundan başka bir şey değildir...”
NELER YAPILMALI
MAALESEF bu gruba karşı çıkmak çok kolay değil. Öncelikle istihbari dinlemeler ciddi olarak araştırılmalı, kişileri tehdit ve şantaj amaçlı kanunsuz olarak dinleyenler tespit edilmeli. Bugün tahminlerin üzerinde pervasızca insanlar dinleniyor ve bu dinlemeler tamaman cemaatin kontrolünde kullanılıyor.
DENETİM: Polis, Jandarma ve MİT’in vatandaşlara yönelik dinleme işlemleri mutlaka denetlenmelidir. Bir defaya mahsus denetim değil, sürekli denetim mekanizması kurulmalıdır.
HAKİM VE SAVCILAR: Özel yetkili mahkemelerin son 6-7 yılda atanan tüm hakim ve savcıları emsali hakim ve savcılarla değiştirilmelidir. Bu sağlanmadan cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlüğü ve hayatı güvencede olamaz. Mevcut kadro ile adalet mümkün değil.
MÜFETTİŞLER: Adalet Bakanlığı’nda başta il savcılarını ve diğer savcı ve hakimleri hiçbir hukuki şüpheye dayanmadan dinlettiren cemaat yanlısı müfettişler bu görevlerden uzaklaştırılmalıdır.
HESAP SORULMALI: Cemaat adına yapılan, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Emin Aslan, Mustafa Gülcü, Celal Uzunkaya ve Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın haklarındaki davaların, Savcı Cihaner ve arkadaşları hakkındaki tahkikatların yapılış biçimleri tarafsız savcılar tarafından tahkik edilmeli, bu olayda iftira eden polis, savcı ve hakimler yargılanmalı, kurdukları tuzakların, uydurulan delillerin hesabını vermeleri sağlanmalıdır.
BAĞLANTIYA DİKKAT: İstanbul, Ankara, Erzurum ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkca gözükmektedir.
DEVLET SAHİP ÇIKSIN: Cemaatin dört koldan başlattığı propaganda karşısında hedef olan hakim, savcı, polis müdürü, muvazzaf veya emekli askerlerin tek tek kendilerini koruma ve savunma imkanları yoktur. Devlet bu kişileri korumalı, kendilerini savunmaları için imkan vermelidir.
HANEFİ AVCI: HALİÇ`TE YAŞAYAN SİMONLAR: DÜN DEVLET, BUGÜN CEMAAT
Kitabın adı nerden geliyor?
Hanefi Avcı, kitabına koyduğu “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adının anlamını kitabında şöyle açıklıyor:
Simonlar... Onlara empoze edilmiş, beyinlerine işlenmiş örgüt gerçekleri uğruna savaşıyorlar, bu gerçekler uğruna ölümü göze alıyorlar, bunun dışındaki haksızlıklara ses çıkarmıyorlar... İtaat kültürünün hakim olduğu, grup menfaati için itaatin istendiği her yerde Simonlar var. Haliç... Haliç bir zamanlar inanılmaz kötü kokuyordu. Midem bulanıyordu, Haliç’ten geçmek benim için ölümdü... Fakat Haliç’in etrafında yaşayanlara bakıyordum, onlar parklarda geziyor, yemek yiyor, hatta piknik yapıyordu. Bu durum bana çok tuhaf gelmişti. Demek ki insanlar uzun süre kaldıkları ortamda yanlışlıklara, hatalara ve bütün anormalliklere alışıyor, uyum sağlıyor. Türkiye için de aynı şey sözkonusu...
‘POLİSTE OLMAZ SANDIM, YANILMIŞIM’
Bir örgüte ideolojik bir gruba ya da bir cemaate bağlandın mı, kişisel iradeni ve özgürlüğünü kaybedip, o grubun liderliğinin iradesine kendini teslim ediyorsun. Yanlış ya da doğru diye birşey kalmıyor, grubun amaçları her şeyi belirliyor, hak da adalet de izafi hale geliyor. Tıpkı Simon’daki gibi... Şunu artık bilmeliyiz ki, karşımızda arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye, bir gruba bağlanmış, o grubun disiplinine tabi olmuş örgüt mensupları var. Artık bunu kabullenmeliyiz... | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Perş. Ekim 21, 2010 12:31 am | |
| BDP İÇİNDE DERİN DEVLET Mİ VAR
20.10.2010 12:00
Karakter boyutu :
--------------------------------------------------------------------------------
Hanefi Avcı'nın yazdığı kitabın ardından aleyhinde devam eden kampanya tüm hızıyla sürüyor. Sevgilisiyle ilişkisinin basına sızdırılmasının ardından, Hanefi Avcı Devrimci Karargah Operasyonu kapsamında tutuklandı. Son olarak 28 gün önce boşalttığı ofisinde telefon dinleme kayıtları bulunduğu iddia edildi. Kayıtlarda Ertuğrul Özkök'ten Çevik Bir'e kadar pekçok ismin görüşmeleri vardı.
Hemen herkes bu kayıtları şüphe ile karşılarken, Avcı'ya operasyon yapanların yardımına ilginç bir isim yetişti: "BDP Muş Milletvekili Nuri Yaman".
"DİKKATLİ OL" DEDİ
Nuri Yaman, Taraf Gazetesi'nden Mehmet Baransu'ya geçtiğimiz hafta verdiği röportajda; Hanefi Avcı ile dört yıl önce yaptığı görüşmede Avcı'nın kendisine elindeki yasadışı dinleme arşivini anlattığını, söyledi.
Nuri Yaman, Avcı'nın kendi ağzından dinlediği arşiv itirafının ardından ona şöyle söylemiş: "Avcı’yı tekrar dostça uyardım. Bu arşivin ortaya çıkması halinde kendi aleyhine kullanılabileceğini söyledim. ‘Bu olay Bumerang gibi sana dönebilir, arşivini çok sağlıklı, güvenli yerde sakla, dikkatli ol’ dedim.” (Taraf Gazetesi, 13 Ekim) Kısacası Yaman, dinlemeleri iyi saklaması konusunda Avcı'yı dostça uyardığını iddia ediyor. Nuri Yaman doğru mu söylüyor, yoksa Avcı'ya dair kampanyanın inandırıcılığını artırmak için gerçek dışı beyanda mı bulunuyor bilemiyoruz. Ancak Nuri Yaman'ın sözleri kolayca geçiştirilebilir mi?
Neden mi? İsterseniz önce Nuri Yaman'ın kim olduğunu anlatalım.
MÜLKİYE MÜFETTİŞİ
Nuri Yaman, Mülkiye Eski Başmüfettişi. 39 yıl İçişleri Bakanlığı'nda çalıştı. Bunun son 20 yılında ise Müfettiş idi. Bilmeyenler için söyleyelim, Mülkiye Müfettişliği demek bizzat devletin kendisi demek. Valileri, emniyet müdürlerini, jandarmayı deneyleyen mülkiye müfettişleri, devletin önemli sırlarına doğal olarak vakıf oluyor. Yaptıkları denetlemelerde ise devlet işleyişinin dışına çıkan uygulamaları rapor ediyor, bu sayede devlet içinde usulsüz uygulamalar engelleniyor. İşte 2007 yılına kadar bu görevi sürdüren ve son seçimlerde BDP ile parlamentoya giren Yaman'ın görevi bu.
Peki Yaman, Hanefi Avcı ile nerede karşılaştı?
Edirne'de. Yaman Edirne'ye teftiş için gitti. 3 buçuk ay boyunca Edirne'de polisevinde kaldı.
Peki, devlet adına Edirne'ye Emniyet Müdürlüğü'nü teftişe giden Yaman, Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın "yasadışı dinleme arşivi" olduğunu öğrenince konuyu rapor etti mi? Avcı'nın bu nedenle yargılanmasını istedi mi? Hayır. Kendi iddiasına göre Nuri Yaman, Avcı'ya "aman iyi sakla" dedi.
Peki şimdi soralım...
DERİN DEVLET BU DEĞİL Mİ
Derin devlet tam olarak bu değil mi? Anayasası, tüzüğü, kuralları olmayan derin devleti anlatmak istesek bundan iyi örnek bulabilir miyiz? Bazı devlet görevlileri yasadışı işler yapar, bunu gören diğerleri sırtını sıvazlar. PKK ile mücadele adına pek çok faili meçhul cinayet bu şekilde gerçekleşmedi mi? Bunu en iyi BDP'liler bilmiyor mu?
Nuri Yaman, 2006 yılında muhafazakar bir portre çizen Emniyetçi Avcı'nın "arşivini" öğreniyor, ancak bunu raporlamak yerine "iyi saklaması" tavsiyesinde bulunuyor. Ne zaman Avcı hükümetle ve cemaatle ters düşüyor, Yaman Taraf Gazetesi'ne Avcı'yı ihbar ediyor. Biraz garip değil mi?
Devam edelim. Yaman'ın açıklamalarında bir ayrıntı daha göze çarpıyor. Yaman, Avcı'nın kendi uyarılarına şöyle cevap verdiğini söylüyor: "Sayın müfettişim ben bunların örneğini bir tek yerde tutmuyorum. Çok sağlam, güvendiğim bir yerde tutuyorum. Bir örneği de çok güvendiğim bir arkadaşta.” Avcı'nın "çok sağlam" dediği yer kasetlerin bulunduğu iddia edilen kendi ofisi mi? Yoksa bu dinlemeleri terkettiği ofisine Avcı'nın "o arkadaşı" mı koydu? Önemli bir soru da elinde dinleme arşivi olduğunu bir emniyet müdürünün kendisini denetleyecek mülkiye müfettişine bunları neden anlattığı.
SDP'NİN ONURSAL GENEL BAŞKANI
Dikkat çekici bir başka nokta daha var. Hanefi Avcı SDP'ye yapılan Devrimci Karargah Operasyonu kapsamında tutuklandı. Savcıların ve polisin iddiasına göre; yasal bir parti olan SDP, PKK'nın eğittiği Devrimci Karargah Örgütü'nün paravan örgütlenmesi. Hanefi Avcı da SDP'li arkadaşı Necdet Kılıç'a verdiği bilgiler ile örgüte yardım ediyor. Bu iddianın çelişkileri bu sayfalarda defalarca anlatıldı, polisin yaptığı Devrimci Karargah Operasyonu pek çok haberde sorgulandı.
Peki Genel Başkanı tutuklanan SDP'nin onursal genel başkanı kim dersiniz? BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal. Ancak SDP'nin parlamentodaki temsilcisi Birdal, hem SDP Operasyonu'na hem Avcı'ya yapılanlara sessiz kalıyor. Üstelik beraber politika yaptığı Yaman, açıklamaları ile operasyona dolaylı destek veriyor.
Demokratik bir ülkede eski mülkiye müfettişi Yaman'ın itirafları nedeniyle yargılanması gerektiği açık. Ancak günümüz şartlarında bunun gündeme bile gelmeyeceği herkesin malumu. Taraf Gazetesi'ne konuşmayı seven Yaman'ın Neşe Düzel'e verdiği röportajın başlığı ile bitirelim: "Her mahallede iki ajan var". 40 yılık devlet müfettişi Yaman'dan daha iyi bilecek değiliz ya...
Barış Terkoğlu
Odatv.com
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Perş. Ekim 21, 2010 12:53 am | |
| CEMAAT ÇEVİK BİR’İ BAŞTACI ETTİ
18.10.2010 10:44
Karakter boyutu :
--------------------------------------------------------------------------------
Milliyet yazarı Mehmet Tezkan, cemaatin sırf Hanefi Avcı’yı itibarsızlaştırmak için, 28 Şubatçılarla bile ittifak yaptığını yazdı.
Mehmet Tezkan’ın bugünkü yazısının ilk bölümü şöyleydi:
“Öyle günlerden geçiyoruz ki, bu dönemi bırakın seyircilerini, oyuncuları bile kolay kolay izah edemez.. Başrolünde yer alanlar bile.. Senaryoyu yazanlar bile.. Senaryoyu sahneye koyanlar bile.. İşin ucu kaçtı gitti.. Allah ileride bu dönemi yazacak tarihçilere zihin açıklığı versin.. Bu dönemde olan biteni Bizans entrikalarında bulamazsınız.. Meşhur Osmanlı saray oyunları solda sıfır kalır.. Yok Kösem Sultanmış.. Yok Hürrem Sultanmış.. Yok Banu Sultanmış.. Bu dönem olan bitenlerin yanında onlar sadece ‘mış’.. Mış..
* * * Benim kafam basmıyor.. Kafası bastığını iddia edenler de izah edemiyor.. * * * Şöyle bilgilerimizi tazeleyelim.. Polis müdürü Hanefi Avcı’yı cemaatçi bilirdik.. 28 Şubat’ta başlatılan İslamcı avına direnmiş, askerlere resmen kafa tutmuştu.. Karargahlarına casus bile sokmuştu.. Bu yüzden başı belaya girse de cemaatte efsaneleşmiş, acayip takdir toplamıştı.. Doğru mu? Doğru.. * * * En büyük silah ‘dinlemeydi’.. Sonradan öğrendik ki, 28 Şubat’ın en kudretli komutanı Çevik Bir’i bile o günlerde dinlemiş.. 1. Ordu Karargahı’nı da, komutanını da, dönemin Başbakanı’nı da, ünlü gazetecilerini de yasadışı dinlemiş.. Dinlemiş de ne yapmış!.. Cemaatler zarar görmesin diye mi uğraşmış.. Cemaati kollama güdüsüyle mi çabalamış.. Cemaat liderine tezgâh kurulmasın diye mi çaba sarf etmiş!.. Her neyse!.. Askerlerin yumruğunu masaya vurduğu günlerde zevk için dinleme yapmış olamaz herhalde.. O riski mutlaka ulvi bir amaç için yapmıştır!.. (Tabii iddia edildiği gibi dinlemeler ona aitse! ) * * * Dün bu işleri yaptı diye takdir toplayan, cemaat içinde saygı duyulan Avcı cemaatle ters düşünce.. Cemaati itham edince.. Ağır ifadelerle suçlayınca.. Bakın neler oldu.. * * * Bir takım kasetler ortaya çıktı ve Avcı ‘İslamcı avı’ yaptığı ileri sürülen, cemaatin şimşeklerini üzerine çeken 28 Şubat’ın bir numaralı ismi Orgeneral Çevik Bir’i dinlediği için tu kaka oldu.. Anında çarmıha gerildi.. * * * Harp Akademisi’ni de dinlemiş.. Birinci Ordu Komutanı’nı da izlemiş.. Çevik Bir mağdur sıfatıyla şikâyetçi oldu.. Başbakan Yılmaz’ı da yasadışı dinlemiş.. Başlıklı haberlerden geçilmez oldu.. Vay terbiyesiz vay!.. * * * Yani.. Düşmanımın düşmanı benim dostumdur durumu.. * * * Tarihçilerin işi zor demem bundan.. 28 Şubat’ın gazabına uğradıklarını iddia eden cemaat üyeleri, eski kahramanları yeni hasımları Avcı’yı itibarsızlaştırmak için.. Suçlamak için.. Hapse tıkmak için.. 28 Şubatçıları ‘mağdur’ yaptı.. Çevik Bir’i baş tacı etti!.. * * * Manzara budur.. Bu dönemi yazacakların işi zordur..”
Odatv.com
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Paz Ekim 24, 2010 10:26 pm | |
| Emniyet İstihbarat Dairesi'nde Denetim 24.10.2010 Pazar İçişleri Bakanlığı, tutuklu Emniyet Müdürü Hanefi Avcının iddialarını araştırmak üzere harekete geçti. Avcı'nın iddialarını araştırmak üzere 4 müfettiş görevlendirildi.
Bakanlığın emriyle Emniyet İstihbarat Dairesi’nde inceleme başlatıldı.
"Haliç’teki Simonlar" adlı kitabın yazarı Hanefi Avcı, kitabında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nda bir takım illegal dinlemelerin yapıldığını öne sürmüştü.
İçişleri Bakanlığı, Avcı’nın iddialarını araştırmak üzere harekete geçti. Bakanlık, iddiaları araştımak üzere üçü mülkiye ve biri polis başmüfettişi olmak üzere dört müfettişi görevlendirdi. Müfettişlerin İstihbarat Dairesi’nde inceleme yaptığı ve iddiaların gerçek olup olmadığını araştırdığı öğrenildi.
Öte yandan, Emniyet’in söz konusu biriminde bugüne dek 14 ayrı olaydan dolayı toplam 21 denetim yapıldığı biliniyor. Söz konusu denetimlerde, dairede yapılan herhangi bir hukuk dışı eyleme rastlanmadığı tespit edilmişti.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Paz Ekim 24, 2010 10:29 pm | |
| Komedi gibi, nerdeyse davulla-zurnayla gidecekler.
Adam orda bir terör örgütü var diye ihbarda bulunuyor.
İstanbul Terörle Mücadele Şubesi'nde terör var diyor.
Hangi terör örgütünün üzerine böyle gididi ki bu ihbar karşısında böyle davranmaktalar?
İşyapmaya niyetli olan adam, daha Avcı kitap yazmadan önce dilekçelerini verdiği vakit operasyonlara başlardı. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Paz Ekim 31, 2010 11:22 pm | |
| Hani devrimci karargah çakmaydı? 31 Ekim 2010 Pazar, 14:39 Bugün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Erhan Başyurt, Hanefi Avcı'nın 'çakma' olarak adlandırdığı Devrimci Karargah Örgütü'nü yazdı... İŞTE O YAZI...
PKK terör örgütünün askeri kanat lideri Murat Karayılan, Radikal gazetesinde yayınlanan röportajında ilginç bir ayrıntıya yer veriyor.
Devrimci Karargâh örgütü üyelerine Kandil'de birkaç ay eğitim verdiklerini ifade ediyor.
Ertuğrul Mavioğlu'nun "medyada karanlık bir örgüt olabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı" sözlerine de şu cevabı veriyor Karayılan;
"Belki sızmış olabilir ama ben sanmıyorum. Burada kefil olacak değilim elbette. Ama bizim de gözlemlerimiz var. Bu arkadaşları Ergenekon saymak pek akılcı değil"
Karayılan'ın sözleri, "böyle bir örgüt yok" diyenleri açıkça yalanlıyor.
PKK'dan eğitim aldıklarını teyit ediyor.
Devrimci Karargâh'ın ortaya çıkışı ile ilgili Aktüel dergisinin son sayısında da kapsamlı bir haber yer alıyor.
Orada da örgütün sol örgütlerle yapısal bağlantısı ve ikinci liderinin Çeçenistan'da savaşmış birisi olduğu bilgilerine yer veriliyor.
Devrimci Karargâh karmaşık bir örgüt ama Hanefi Avcı'nın iddia ettiği gibi asla "çakma" değil.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Paz Ekim 31, 2010 11:25 pm | |
| Devrimci Krargah'ın çakma olmadığını istinat ettiği kaynağa göre, örgütün Ergenekon'la da irtibatı da yok ama...
DK'ın özelliği, Türkiye'deki İsrail hedeflerine saldırmış olması ki, asıl bundan sonra hedefe kondu.
ABD-İsrail'in maşası AKP-FEtullah nazarında Boyun eğmeyen herkes Ergenekon...
Asıl boyun eğdirilmesi gereken kim?
| |
| | | MECER
Mesaj Sayısı : 93 Reputation : 10 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Paz Ekim 31, 2010 11:39 pm | |
| [font:c4da=Georgia]Meselelerin icinde ,Insan kendi yerini belirleyince,hersey yerli yerine oturuyor.Gercek olani dezonformasyona ugratarak,meselelerin rengini farkli kilma cabasi sürekli olarak,Güdümlü,yazar-cizer takimindan geliyor. Biz kendimizi nerde gördügümüze bagli olarak, bu meselenin cizgisinde gelisen olaylari, asagi-yukari tahmin etmek mümkün.
Emperyalizmin cikarlari,Israil Siyonizminin, katliamlari, hadiselerin karsi tarafina konulunca , Hangi siyasi görüs olursa olsun,ayni akibete ugratilmak uzere operasyona maruz kalir.Burada Fetulahin meshur sözü akla geliyor"Israilden izin almaliydilar" Yapilan herseyde Emperyalizm ve isbirlikcilerinden izin alinmasi ögütleniyor.
Hanefi Avcinin ortaya serdigi Fetulaha ait yapi,Emperyalizme önemli hizmetleri sunmasi acisindan,Üstü örtülmeye calisiliyor.Mesele büyük bir bilgi kirliligine maruz birakilmak isteniyor.
Görülmesi ve bilinmesi gereken iliskiler yumaginin üstü örtülüyor.
[/font] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ C.tesi Nis. 02, 2011 2:20 pm | |
| Emniyet Başmüfettişi: Dink cinayeti önlenebilirdi
01.04.2011 - 09:16 Yazdır Arkadaşına gönder Trabzon savcılığınca yeniden başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren Emniyet Başmüfettişi Levent Yarımel, tüm Türkiye'nin polis tarafından dinlendiğini itiraf etti ve Dink cinayetinin engellenebileceğini ama engellenmediğini söyledi.
Vatan gazetesi muhabiri Kemal Göktaş'ın haberine göre, Hrant Dink’in öldürülmesinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlilerinin ihmali olup olmadığına ilişkin soruşturma raporu düzenleyen Emniyet Başmüfettişi Levent Yarımel, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yeniden açılan soruşturma kapsamında ifade verdi. Savcıya polisin telefon detay kayıtlarına ilişkin sistemini anlatan Yarımel, tüm Türkiye'nin dinlendiğini söyledi:
“İstihbarat Daire Başkanlığında bulunan bilgisayar sistemleri üzerinde ülkemizde bulunan tüm telefon şirketlerine ait (Telekom, Turkcell, Avea, Vodafone, araç telefonu vb) telefon adres kayıtlarının, telefon görüşme detaylarının, telefonun bulunduğu yer, (HTS) bilgileri tutuluyor. Başkanlıkta ve (81) ilde görev yapan istihbarat personelinden başkanlıkça şifre verilenler, şifresi ile istihbarat dairesi başkanlığındaki bilgisayar sistemine bağlanarak bir telefon numarasının, adresini, kimleri aramış, kimler aramış, telefonun nerede (HTS) olduğunun sorgulanmasını, Telefon Detayı Sorgulaması denir. Güvenlik amacıyla kimin, hangi numarayı, hangi tarih ve saatte incelediğinin tutulmasına “(LOG) kayıtları” denir. Bu sistemlere şifresi ile bağlanan personel, tutulan (LOG) kayıtlarının tarihini, kimin hangi numarayı sorguladığını değiştiremez ve değiştirmesi de mümkün değildir.”
"İstihbarat Dairesi Başkanlığı personelinin kayıt değiştirme ve silme yetkisi var" Levent Yarımel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örneğin Emniyet Genel Müdürlüğü Bilgi İşlem Dairesi bünyesinde bulunan POLNET VE EGMİNTERNET ağına görev yaptığı hizmet birimlerinde bulunan bilgisayarlarla şifresi ile bağlantı kuran personelin kullandığı bilgisayarın sistem tarihi ve saatini değiştirme yetkisi yoktur. İstihbarat Dairesi Başkanlığı’ndaki bilgisayar sistemlerine bağlanan istihbarat personelinin de örnekte izah edildiği gibi tarih ve saati değiştirme yetkisi yoktur. Çünkü böyle bir yetki tüm personele verilmiş olsaydı kayıtların tarih ve saatinde değişiklikler olduğunda bir telefon numarasını birden çok personel sorguladığında hata yapan personelin tespiti zor olacak ve kayıtların tutulmasının da bir amacı olmayacaktı. Ancak İstihbarat Dairesi Başkanlığında bilgisayar sistemlerinde görevli olan personel, bu kayıtları değiştirebilir ve silebilir.”
Levent Yarımel, Trabzon Başsavcılığı’nın Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararıyla yeniden açtığı soruşturmada verdiği ifadede Dink cinayetine ilişkin iddialarda bulundu. İfadesinde Trabzon ve İstanbul Emniyeti ile İstihbarat Daire Başkanlığı yetkililerinin kusur ve ihmallerini sıralayan Yarımel, ayrıca polis ekipleri arasındaki çekişmeye ilişkin de önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Başmüfettiş, istihbarat hizmetlerinde çalıştığı dönemmlerde yardımcı istihbarat elemanlarından şahıslara yönelik yüzlerce eylem istihbaratı aldıklarını ve istihbarat metot ve tekniklerini kullanarak bu eylemlerin gerçekleşmesinin “tamamını” önlediklerini de söyledi.
"Yasin Hayal’in kayıtları silindi" Yarımel, İstihbarat Daire Başkanlığı’nın, İstanbul Emniyeti’nin cinayetten bir yıl önce Yasin Hayal’in eylem yapacağına ilişkin istihbarat üzerine telefon sorgulaması yaptığını gösteren LOG kayıtlarını sildiğini iddia etti:
“Bana, İstanbul İstihbarat Şubesi’nin cinayetin azmettiricisi olarak yargılanan Yasin Hayal’e ait telefon numarasının kardeşi Osman Hayal’e ait telefon numarası ile irtibatlı olduğu, bu telefonun da Ümraniye’de bir fırını adres gösterdiği, ancak bu fırında yapılan aramada Osman Hayal’in tespit edilemediğine ilişkin çalışmalar yapıldığı anlatıldı. Buna rağmen başmüfettiş Şükrü Yıldız’ın 11 Mart 2008 tarihli raporunda, İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 6 Mart 2008 tarihli yazısına dayanarak Osman Hayal’in telefon numarası hakkında Trabzon’dan yazı gönderildiği, 17 Şubat 2006 ile cinayet tarihleri arasında herhangi bir sorgulama yapılmadığı, ilk sorgunun cinayetten 3 gün sonra yani 22 Ocak 2007’de yapıldığı belirtildi.”
"Müfettişi yanıltmak için..." Yarımel iddialarını şöyle sürdürdü:
“Ancak Yasin Hayal’e ait telefonun sorgusunun yapıldığına dair benim ve daha sonra da itiraz üzerine atanan bilirkişi Prof. Dr. Nizamettin Erduran’ın tespitleri var. Bu rapora göre İstanbul İstihbarat Şubesi’nin Yasin Hayal’e ait telefonu 20 Şubat 2006’da sorgulanmış. Hangi polisin, hangi telefon numarası hakkında, ne zaman sorgulama yaptığına ilişkin bilgilerin tutulduğu LOG kayıtlarını sadece Ankara İstihbarat Daire Başkanlığı’nda silinip değiştirilebilir. Bu durum İstihbarat Daire Başkanlığı’nın Yasin Hayal’in telefonunun telefon sorgusu (LOG) kayıtlarını sildiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Bu kayıtların müfettiş soruşturmalarını veya bilirkişi raporlarının hazırlandığı dönemde bilindiği kanaatindeyim. İstihbarat Daire Başkanlığındaki sıralı amirler emir vermedikçe bilgisayar sistemlerindeki LOG kayıtları silinemez. Bu kayıtların kim tarafından neden silindiği araştırılması gereken bir husustur. Şahsi kanaatim, İstihbarat Daire Başkanlığı’nun böyle bir bilgi vermesinin müfettişi yanıltmak için olduğu yönünde.”
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ C.tesi Nis. 02, 2011 3:03 pm | |
| Mahkeme Başkanı'ndan hukuk dersi gibi gerekçe Avcı’nın tutuklanması hem mantıken hem hukuken yanlış! Damla GÜLER / VATAN İSTİHBARAT Devrimci Karargah’tan tutukluyken Ergenekon’dan da tutuklanan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı’nın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Ret kararına Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, bu sözlerle muhalefet etti. Ergenekon soruşturması kapsamında Oda TV’de yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerin ardından savcı Zekeriya Öz tarafından sorgulanan eski emniyet müdürü Hanefi Avcı, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi hakimince tutuklanmıştı. “Ergenekon terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklanan Avcı ’nın avukatları bu karara itiraz etmişti. Talebi değerlendiren İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, tutukluluğa yapılan itirazı reddetti. Oy çokluğu ile alınan kararda Avcı ’nın üzerine atılı suçun niteliği ve atılı suçlama ile ilgili ileri sürülen deliller göz önüne alınarak tutuklanması kararında isabetsizlik olmadığı belirtildi. Tahliye talebinin reddine karar verilen karara Mahkeme Başkanı Şeref Akçay muhalefet etti. Savcılık dosya göndermedi Hanefi Avcı’nın Devrimci Karargah davası kapsamında “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabındaki beyanları nedeniyle tutuklu olduğunu hatırlatan Mahkeme Başkanı Şeref Akçay, daha sağlıklı bir inceleme yapılabilmesi için soruşturma dosyasının tüm eklerinin gönderilmesinin istendiğini, ancak savcılık tarafından bu yazıya cevap verilmediğini vurguladı. Şerh gerekçesinde Hanefi Avcı’nın yakın zamana kadar devletin istihbaratı da dahil çok önemli görevlerde bulunduğunu belirten Başkan Akçay, “Önemli görevlerde bulunan Hanefi Avcı’nın her nasılsa terör örgütü ile irtibatlı olduğu, yazdığı kitaptan sonra ortaya çıkarılmıştır” dedi Hangi örgütün üyesi? “Pekala şüpheli hangi örgütün üyesidir?” diye soran Akçay, Hanefi Avcı’nın kitap nedeniyle hem Devrimci Karargah örgütüne yardımdan hem de Ergenekon terör örgütüne üye olmaktan tutuklandığını belirtti. Başkan Akçay, muhalefet şerhini şöyle sürdürdü: “Bu konumdaki bir insanın bu şekilde tutuklanması mantıken mümkün müdür? değildir. Hukuken mümkün müdür, değildir. Yazılan kitabın içeriğini beğenmeyebilirsiniz. Doğru değildir. Abartılıdır. Yalandır, diye düşünülebilir. Ama sonuçta şüphelinin kendi fikir ve düşünceleridir. İnsanlar bir kitabı yazarken başkalarından da yardım alabilirler. Bu kitapta alınmış mıdır? Alınmamış mıdır? Şu anda bir şey söylemek mümkün değildir. Bir an için yardım alındığını kabul etsek sonuç değişir mi? değişmez. Çünkü bir insanın bir kitabı yazarken araştırma yapması, başka insanlardan yardım alması doğaldır ve herhangi bir suç oluşturmaz. Kaldı ki şüpheli kitabın kendisinin yazdığını açık ve net olarak belirtmekte, yardım ettiği belirtilen Nedim Şener de yardım etmediğini belirtmektedir. Bunun aksine de dosyada herhangi bir şey yoktur. Kaldı ki yardım ettiğini kabul etsek bile ne Nedim Şener ne de Hanefi Avcı’nın bir terör örgütünün üyesi olduğuna dair mahkemelerden verilmiş herhangi bir mahkumiyet kararı da bulunmamaktadır.” Kitaptaki iddialar... “Günümüzde Ergenekon soruşturması ve diğer kamuoyuna mal olan soruşturmalarda pek çok isimsiz ihbar mektupları, e-mailler ve CD’lere dayanılarak işlem yapılmaktadır. Ancak soruşturmalarda bu kadar hassas davranan savcılık ve emniyet birimleri bu kitapta yazılan sayfalarca iddiaların doğru olup olmadığı konusunda herhangi bir araştırma ve soruşturma yapmamıştır.” http://haber.gazetevatan.com/mahkeme-baskanindan-hukuk-dersi-gibi-gerekce/368475/1/Gundem | |
| | | | HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|