AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ

Aşağa gitmek 
+3
GÖLGE
turbix
AZYA
7 posters
Sayfaya git : 1, 2, 3  Sonraki
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Ağus. 20, 2010 12:42 pm


HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ


AVCI, YAZDIĞI KİTAPLA FETULLAHÎ CEMAATE SAVAŞ AÇTI

20 Ağustos 2010

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, kaleme aldığı kitabında çok çarpıcı iddialarda bulundu. Avcı, Gülen cemaatinin devleti ele geçirdiğini, birçok komplonun arkasında cemaatin olduğunu, kendisinin de komploya hedef olduğunu ve çare bulamayınca kitabı yazmaya karar verdiğini belirtti.

Ünlü istihbaratçı, Eskişehir Emniyet Genel Müdürü Hanefi Avcı, yazdığı kitapla gündeme bomba gibi düştü. Avcı'nın Fethullah Gülen Cemaati'ni devleti ele geçirmekle, komplolar kurmakla suçladığı kitabı cemaati de ters köşe yapmış olmalı. Zira cemaatin yayın organlarında Avcı'yı öve öve bitirememişlerdi.

Emniyet teşkilatında teknik-elektronik istihbaratın kurucusu olarak bilinen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fethullah Gülen cemaatinin başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet kurumları içindeki yapılanmasıyla ilgili kitap yazdı...

Avcı, piyasaya yeni çıkan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında “Aslında herkes biliyor ama kimse dillendirmiyor. Ben açıkça ifade ediyorum ki, son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir” diyor...

“Büyük illerin emniyet müdürleri ve valileri bilsinler ki, emirlerindeki polislerin bir kısmı kendilerini değil, cemaatin imamını amir olarak kabul ediyor” iddiasını dile getiriyor, ancak somut kanıt ve belgelere değil ‘tecrübelerine ve duyumlarına’ dayanıyor...

Bir dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Eskişehir İl Emniyet Müdürü olan Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabının ilgi çekici bölümleri özetle şöyle:

DANIŞTAY OLAYI... O gün Alpaslan Arslan’ın telefonlarını hızla inceleyen Ankara polisi, ilk bakışta görüştüğü kişiler arasında Muzaffer Tekin’i görünce hemen olayın failinin Ergenekon örgütü olduğunu açıkladı. Aslında olayın çok iyi tahlil edilmesi ve araştırılması gerekiyordu ama bunun için zaman yoktu... Polisin istihbarat birimlerindeki Ergenekon’u ortaya çıkarma çabasına, tüm büyük ve vahim olayları Ergenekon’a bağlama şeklindeki cemaatten gelme anlayış eklenince bir anda Danıştay olayı ciddi hiçbir delile dayanmadan Ergenekon’a bağlandı... İstanbul polisi failin arkasında Şeyh Salih Kurter olduğunu ileri sürünce Ankara artık gerçeği bulmak yerine, olayın Ergenekon’la bağlantısını kurmak için herşeyi ve her yöntemi denemeye başladı. Her şeyi çarpıtarak kullanmak normal kabul edilir hale geldi.

İddialarımın ispatı için istihbari dinleme kayıtlarına bakılması yeterli olacaktır. Muzaffer Tekin başta olmak üzere Alparslan Aslan ile irtibatlı olduğu iddia edileren herkesin Danıştay olayından en az bir yıl önce dinlendiği ortaya çıkacaktır. Bu dinleme kayıtları ortaya konulursa, bu kişilerin olaydaki rolleri net olarak anlaşılır. Benim aldığım bilgiye göre, bu kişilerin konuşmalarında onların garip ilişkiler içerisinde olduğunu gösteren emareler vardı ama Danıştay olayı ile ilgili hiçbir şey yoktu.

ERGENEKON ... Ergenekon davasında ortaya konan iki konu çok kesin ve net olarak yanlış ve mantıksızdır: PKK, Dev-Sol, Hizbullah gibi örgütleri Ergenekon’un yönettiği iddiası yanlıştır. Böyle birşeyin gerçek olamayacağını aklı ve mantığı olan herkese ben iki kere iki dört eder kesinliğinde ispatlayabilirim.

Danıştay saldırısı, Hrant Dink’in öldürülmesi, Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamı gibi olayların görünen faillerinden başka Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul birini ikna edemez. Bu iddialar zorlamadır.

****** KASETİ: ******’ın gizli kamera görüntülerini içeren kaseti kim yaptı, niçin yaptı? İnternetteki görüntülere bakılırsa bu işi yapanlar ellerindeki görüntülerden en az incitici olacak bir klip hazırlamışlar. Sadece ******’ın mı böyle görüntüleri var? “Kim yaptı” sorusuna cevap ararsak: Bu olayın ilk benzeri Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel’e yönelik hazırlanmıştı, bugün bu olayı cemaatin yaptığından en ufak şüphem yok...

Korgeneral Metin Yavuz Yalçın’ın bir kadınla telefon konuşmalarının basına sızdırılması, Tümgeneral Levent Türkmen’in otelde bir kadınla uyuşturucu ihbarı iddiası ile basılması ve istifası, İzmir’de bir Albay’ın, eşinin kendisini aldattığı iddiaları ile fotoğrafların basına sızdırılması, Ergenekon v.b adlarla yapılan tahkikatlarda bulunan özel hayata ait bilgiler, hakim ve savcılar hakkında uygunsuz görüntü iddialarının yayılması ve daha pek çok benzer olay aslında hep aynı adresi göstermektedir. Bu işleri yapabilecek yegane grubun cemaatin Emniyet İstihbarat birimi içerisindeki unsurları olduğu ortaya çıkar. Bu işi profesyonelce yapabilecek tek grup cemaattir.

ERZİNCAN OLAYI... (Hanefi Avcı, 13 sayfa Erzincan’daki cemaat soruşturmasını tüm detaylarıyla anlattıktan sonra şu sonuca varıyor:)... Hükümet ve cemaati dehşet senaryoları ile ürkütüp Savcı İlhan Cihaner ve 3.Ordu Komutanı Saldıray Berk’e karşı yöneltilen ve hakka hukuka uymayan tahkikatlar hükümet, cemaat ve polis açısından bakıldığında doğruydu. Maddi deliller gerçek bir irtica eylem planına işaret ediyordu. Varlığına yüzde yüz inanılıyor, gizli tanıklarla ve doğruluğu tartışmalı delillerle iddialar güçlendiriliyordu. İnandırıcı gözüken bu delillerin iyi bakıldığında göründüğü gibi olmadığı anlaşılacaktır. Bu davadaki gariplikler bir kitapa sığmayacak kadar karışık ve kapsamlıdır.

REKTÖR VE BÜYÜKANIT... Türkiye’de adli işlemlerdeki ilk anormallik Van Rektörü Yücel Aşkın hakkındaki dava ve Şemdinli İddianamesi ile başladı. Ama o gün farkedilmedi, temiz bir savcının yaptığı aşırılıklar gibi gözüktü. Aldığım bilgiler ve değerlendirmeler ışığında bugün anlıyorum ki olay sıradan bir savcının işi değildi. Cemaatin adli sistemi kullandığı ilk operasyondu.

BALYOZ... Şu açık olarak görülmektedir ki ordu başta olmak üzere her kurum bünyesindeki gizli oluşumlar içinde cemaatin casusları var. Bu casuslar buralarda edindikleri her bilgiyi ve dökümanı taşıyorlar.. Bu belgelerin kullanılmasını hukuki hale getirmek için cemaat elemanları tarafından bir yerlere konulup aramalarda bulunduğu süsü verildiğine dair ciddi emareler var. Kimi zaman da amaca yönelik belge üretiliyor. Bazen ele geçen belgeleri yanlış yorumluyorlar, cami bombalama timi gibi saçma konularda uydurma belgeler ortaya çıkıyor...

CEMAAT OPERASYONU: ... Hedef seçilen kişilerin önce telefon detayları analiz edilecek, gizli ve özel görüştüğü kişiler belirlenecek, gerekiyorsa eşleri, çocukları veya yakınlarının telefon görüşmeleri aynı şekilde analiz edilecek, özel ilişkileri belirlenecek. Daha sonra başka isimlerle veya IMEI numarası üzerinden dinleme yapılacak, buluşmaları v.s varsa fotoğraflanıp videoya alınacak, ardından elde edilen bu sesler veya fotoğraflar internet sitelerinde profesyonelce yayınlatılacak. Maalesef bütün internet sitelerinde yayınlanan sesler ve fotoğraflar, aynı grup tarafından yöntemler kullanılarak hazırlanmıştır.. Eğer hedef seçilen kişiler çok özel üst düzeyde yetkili kişiler ise o zaman çok daha özel devletin istihbarat amacıyla aldığı alet ve sistemler kullanılacaktır. Bu yapılanların sınırının ne olduğunu tahmin bile etmek zordur.

ARAMA YAPILSA ... Cemaatin İstihbarat Dairesi’ndeki teknik personelinin bir süre önce yurtdışına giderek gizli ses ve görüntü kayıt eden çok miktarda saat, kalem görünümündeki teknik cihazlar aldığı, küçük dinleme sistemleri alıp askeri ve belli kurumlardaki adamlarına verdiği, bu yöntemle her yerde ortam dinlemesi, gizli kayıtlar yaparak bilgi toplandığını duymuştum. Bugün sık sık kaynağı belirsiz şekilde internete düşen bu ses ve görüntülerin kaynağı çoğunlukla bu tür bilgilerdir. İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddütüm yoktur.

Cemaat haricindeki herkes bu görüntüleri internete yayarken iz bırakır ve yakalanır, bir tek onlar bu sistemin başında olduklarından iz bırakmadan bilgileri yayabilirler.

İTTİHAT TERAKKİ... Osmanlı’nın yıkılışı İttihat ve Terakki ile Jön Türk hareketinin, devlet kurumları ve ordu içerisinde örgüt kurması, ordunun ve devletin sistemini bozmasına bağlanır. Bugün cemaatin yaptığının bundan farkı yoktur. Polis, ordu, MİT, jandarma, yargı ve diğer devlet kurumları içerisinde ayrı bir hiyerarşik örgütlenme kurarak ve bu teşkilatların sistemlerini bozarak çalışmalarını engelliyorlar. Üstüne üstük bu teşkilatların personeli arasında ayrım, güvensizlik ve düşmanlık yaratarak kurumları içerden ve tamir olunmaz biçimde yaralıyorlar.
İşler nasıl yürüyor? Genelde her kurumun imamı işleri yürütüyor. Emniyet, ordu, MİT, basın, yargı, maliye gibi tüm buyuk kurumlardan sorumlu olan bir imam var. Her imamın altında o kurumun her biriminde sorumlular mevcut. Tüm illerde örgütlüler.

‘Hayatım zehir zindan olacak’

Öğrenciliği sırasında beş vakit namaz kıldığını, başka öğrencilerle kaldığı bir evde Fethullah Gülen’le de karşılaştığını anlatan Hanefi Avcı, bu kitabı neden yazdığını şöyle anlatıyor: Genel kanaat bürokratların emekli olunca yazmaları gerektiği yönündedir. Herşeyin bayatı tatsız olduğu gibi bilginin bayatı bir işe yaramayacağı, zamanında yapılmayan uyarıların anlamını yitireceği için kitabı bir an önce yazmaya karar verdim...
Bunun bedelinin ne demek olduğunu biliyorum. Kimsenin anlamayacağı kadar ağır olacağının, hayatımın zorlaşacağının, cehennemin bu dünyada tattırılmaya kalkılacağının farkındayım. Bu daha önce bilinenlere benzemeyecek, onu da biliyorum. Fakat bedeli ne olursa olsun buna karşı çıkacağım, iki yüzlü olmayacağım, yanlışı kim yapıyorsa yapsın yanlıştır anlayışıyla bu yapılanların karşısında duracağım...

Son söz olarak şunu ifade etmek istiyorum: Herhangi bir tahkikat yapılabileceğine inanmıyorum ama cemaatin yönetici imamları hakkındaki gizli bilgileri Ankara ve İstanbul Başsavcılıkları ve bazı başka makamlara yazılı şikayet/ihbar dilekçesi olarak vereceğim... Tıpkı bu kitabı yazmaktaki amacımda olduğu gibi, dilekçe vermekte ısrar etmemin nedeni, ülkeme karşı sorumluluğumu yerine getirmiş olma duygusundan başka bir şey değildir...”

NELER YAPILMALI

MAALESEF bu gruba karşı çıkmak çok kolay değil. Öncelikle istihbari dinlemeler ciddi olarak araştırılmalı, kişileri tehdit ve şantaj amaçlı kanunsuz olarak dinleyenler tespit edilmeli. Bugün tahminlerin üzerinde pervasızca insanlar dinleniyor ve bu dinlemeler tamaman cemaatin kontrolünde kullanılıyor.

DENETİM: Polis, Jandarma ve MİT’in vatandaşlara yönelik dinleme işlemleri mutlaka denetlenmelidir. Bir defaya mahsus denetim değil, sürekli denetim mekanizması kurulmalıdır.

HAKİM VE SAVCILAR: Özel yetkili mahkemelerin son 6-7 yılda atanan tüm hakim ve savcıları emsali hakim ve savcılarla değiştirilmelidir. Bu sağlanmadan cemaate muhalif olan hiç kimsenin özgürlüğü ve hayatı güvencede olamaz. Mevcut kadro ile adalet mümkün değil.

MÜFETTİŞLER: Adalet Bakanlığı’nda başta il savcılarını ve diğer savcı ve hakimleri hiçbir hukuki şüpheye dayanmadan dinlettiren cemaat yanlısı müfettişler bu görevlerden uzaklaştırılmalıdır.

HESAP SORULMALI: Cemaat adına yapılan, Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Emin Aslan, Mustafa Gülcü, Celal Uzunkaya ve Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal’ın haklarındaki davaların, Savcı Cihaner ve arkadaşları hakkındaki tahkikatların yapılış biçimleri tarafsız savcılar tarafından tahkik edilmeli, bu olayda iftira eden polis, savcı ve hakimler yargılanmalı, kurdukları tuzakların, uydurulan delillerin hesabını vermeleri sağlanmalıdır.

BAĞLANTIYA DİKKAT: İstanbul, Ankara, Erzurum ve İzmir’deki bazı özel yetkili savcılar ile bu iller dışındaki bazı polis birimleri arasında illegal bir ilişkinin varlığı açıkca gözükmektedir.

DEVLET SAHİP ÇIKSIN: Cemaatin dört koldan başlattığı propaganda karşısında hedef olan hakim, savcı, polis müdürü, muvazzaf veya emekli askerlerin tek tek kendilerini koruma ve savunma imkanları yoktur. Devlet bu kişileri korumalı, kendilerini savunmaları için imkan vermelidir.

HANEFİ AVCI: HALİÇ`TE YAŞAYAN SİMONLAR: DÜN DEVLET, BUGÜN CEMAAT

Kitabın adı nerden geliyor?

Hanefi Avcı, kitabına koyduğu “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adının anlamını kitabında şöyle açıklıyor:

Simonlar... Onlara empoze edilmiş, beyinlerine işlenmiş örgüt gerçekleri uğruna savaşıyorlar, bu gerçekler uğruna ölümü göze alıyorlar, bunun dışındaki haksızlıklara ses çıkarmıyorlar... İtaat kültürünün hakim olduğu, grup menfaati için itaatin istendiği her yerde Simonlar var.
Haliç... Haliç bir zamanlar inanılmaz kötü kokuyordu. Midem bulanıyordu, Haliç’ten geçmek benim için ölümdü... Fakat Haliç’in etrafında yaşayanlara bakıyordum, onlar parklarda geziyor, yemek yiyor, hatta piknik yapıyordu. Bu durum bana çok tuhaf gelmişti. Demek ki insanlar uzun süre kaldıkları ortamda yanlışlıklara, hatalara ve bütün anormalliklere alışıyor, uyum sağlıyor. Türkiye için de aynı şey sözkonusu...

‘POLİSTE OLMAZ SANDIM, YANILMIŞIM’

Bir örgüte ideolojik bir gruba ya da bir cemaate bağlandın mı, kişisel iradeni ve özgürlüğünü kaybedip, o grubun liderliğinin iradesine kendini teslim ediyorsun. Yanlış ya da doğru diye birşey kalmıyor, grubun amaçları her şeyi belirliyor, hak da adalet de izafi hale geliyor. Tıpkı Simon’daki gibi... Şunu artık bilmeliyiz ki, karşımızda arkadaşlarımız, meslektaşlarımız yok, bir ideolojiye, bir gruba bağlanmış, o grubun disiplinine tabi olmuş örgüt mensupları var. Artık bunu kabullenmeliyiz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Ağus. 20, 2010 12:43 pm

MHP'li Paçacı: Suçlamalar doğru ise savcılar araştırmalı

ANKA

MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, siyasette bomba etkisi yaratan Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Haliç’te yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabında yer alan iddialar konusunda savcıları harekete geçmeye ve iddiaları araştırmaya çağırdı. Paçacı “Aslında bunlar bilinen gerçekler ancak bu gerçekler bilindiği halde maalesef devletin denetim mekanizması yok edildi” dedi.

Paçacı, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Haliç’te yaşayan Simonlar: Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabında yer alan iddiaları değerlendirdi. Paçacı, “Kitapta yer alan bilgiler, iddialar bir belgeye dayanıyor mu yoksa bir görüşten mi ibaret. Bunun tespiti gerekir. İkincisi eğer bir takım suçlamalar söz konusu ise bunun savcılıklar vasıtasıyla araştırılması gerekir” dedi.

AK Parti döneminde devletin tüm organlarının, bütün değerlerin tahrip edildiğini, devletin kuruluş ilkeleri ve milletin değerlerinin zaafa uğratıldığını da kaydeden Paçacı, “AKP’den sonra gelecek hükümetin ilk işi devletin çıkan çivisini tekrar yerine oturtmak olacaktır. Tahrip edilen bu değerleri yeniden düzeltmek gerekecektir. Aslında bunlar bilinen gerçekler ama bu gerçekler bilindiği halde maalesef devletin denetim mekanizması yok edildi. Yasama yürütmeyi denetleyemiyor. Yargı büyük bir baskı altında, görevini tam icra edemiyor. Devletin memuru, devletin valisi, devletin kaymakamının büyük bir bölümü parti mensubiyeti içinde görev yapıyor. Sivil toplum örgütleri korkutulup sindiriliyor. Vatandaş korkuyor. İş dünyası tehdit altında. Bütün bu yazılanların büyük bölümü bilinmesine rağmen denetim mekanizması işlemediği için tahribat bütün hızıyla devam ediyor. Çözüm millettir. Çözüm sandıktır. İnanıyorum ki milletimiz sandıkta çözümü ortaya koyacaktır” diye konuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Ağus. 20, 2010 12:43 pm

Abdüllatif Şener'den Avcı'ya destek

ANKA

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın, “Haliç’te yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat” adlı kitabına Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener’den destek geldi. Şener, “Yazmış olduklarından devlet kurgumuzla ilgili, devlet yapımızla ilgili önemli bilgiler ve şifreler içermiş olacağını düşünüyorum” dedi.

Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Hanefi Avcı’nın kitabını şöyle değerlendirdi:

“Hanefi Avcı, Emniyet’te tecrübeli, değişik zor dönemleri yaşamış, o günün koşullarını görmüş, Türkiye’de bürokrasi, devletin işleyişini yakından izlemiş ve yaşamış bir kişidir. Yazmış olduklarından devlet kurgumuzla ilgili, devlet yapımızla ilgili önemli bilgiler ve şifreler içermiş olacağını düşünüyorum. Önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum, bir kazanımdır.”



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Ağus. 20, 2010 1:05 pm

Hanefi Avcı hakkında inceleme kararı

20 Ağustos 2010


İçişleri Bakanlığının, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı hakkında inceleme başlattığı bildirildi.

Bakanlık, Hanefi Avcı'nın yazdığı bir kitaptaki iddialarına ilişkin, iki mülkiye, bir polis başmüfettişini görevlendirerek inceleme başlattı.

ESKİŞEHİR EMNİYET MÜDÜRÜ AVCI: SORUŞTURMA AÇILABİLİR, BEKLİYORDUM

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, İçişleri Bakanlığınca hakkında başlatılan incelemeye ilişkin, ''Soruşturma açılabilir, bekliyordum'' dedi.

Avcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şu anda kent dışında bulunduğunu ve Eskişehir'e gelmek üzere yola çıktığını belirtti.

İçişleri Bakanlığının, hakkında inceleme başlatmasıyla ilgili Avcı, ''Soruşturma açılabilir, bekliyordum'' dedi.

AVCI'NIN KİTABINDAKİ İDDİALAR

Emniyet teşkilatında teknik-elektronik istihbaratın kurucusu olarak bilinen Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, Fethullah Gülen cemaatinin başta emniyet ve yargı olmak üzere devlet kurumları içindeki yapılandığını iddia eden ve ceşitli suçlamalar barındıran bir kitap yazdı.

Avcı, piyasaya yeni çıkan “Haliç’te Yaşayan Simonlar” adlı kitabında “Aslında herkes biliyor ama kimse dillendirmiyor. Ben açıkça ifade ediyorum ki, son zamanlarda gündemi meşgul eden tüm iddiaları yayan cemaattir” iddiasında bulunuyor.

HABER 7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Ağus. 20, 2010 2:03 pm

HANEFİ AVCI GÖREVDEN ALINACAK MI


20.08.2010

Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın "Haliç’te yaşayan Simonlar; Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitabı yayınlandı.
Kitap şüphesiz ki son günlerin en önemli gündem maddelerinden biri olmaya aday. Avcı’nın yazdıkları, iddiaları, perde arkası bilgileri önemli.
Ama bu kitabın bizce daha büyük bir anlamı var.
Kritik soru şu:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Avcı’yı görevden alacak mı? (Erdoğan’ın Avcı benzeri kadrolarla özel olarak ilgilendiğini ifade etmemize gerek yok zannediyoruz.)
****
Bilgi ve değerlendirmelerini aldığımız Emniyet yetkililerine göre Hanefi Avcı “olağan şartlar altında” ya görevden alınır ya da emekliliğe ayrılır.
Avcı’nın iddiasına bakar mısınız…
“Kozmik odanın aranmasında kimliği belli olmayan bir ihbarcı vardı, burada da ben açıkça ihbar ediyorum. Bulunacak yerleri de söylüyorum. İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi neden denetlenemez? İstihbarat Daire Başkanlığı’nda arama yapılsa, demirbaşa kayıtlı olmayan cemaatin kendine ait özel dinleme ve izleme aletleri bulunacağından hiç tereddüdüm yoktur.”
****
Peki, Başbakan Avcı’yı görevden alacak mı?
Değişik görüş ve analizlere göre Avcı görevinde kalabilir.
Bunun nedeni Fethullah Gülen cemaatinin Emniyet içinde dengesiz biçimde büyümesi.
Hanefi Avcı, Emin Aslan ve Sabri Uzun gibi Emniyet’teki bazı üst düzey müdürlerin – daha doğrusu bu isimlerin sembolize ettiği ekolün - Gülen cemaatine karşı denge unsuru olduğu ifade ediliyor.
****
Gelelim en kritik bilgiye…
İddialara göre Gülen grubu ikiye bölündü. Bölünmüşlük hali uzun zamandır devam ediyor. Bir kanatta devlet içindeki kadrolar, diğer kanatta ise geleneksel kadrolar yer alıyor. Yine iddialara göre bizzat Fethullah Gülen de devlet içindeki kadroların faaliyetlerinden de rahatsız. Çünkü memur ve adli kadronun “iktidar müptelası” olduğunu düşünüyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bölünmeden haberdar olduğu, hatta bu süreci desteklediği söyleniyor. Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in hakim – savcı atamalarındaki katı tutumunun da buradan kaynaklandığı belirtiliyor.
Poliste ve teknik takiple ve istihbaratla görevli kamu kurumlarındaki cemaatçilere dokunulmuyor. Bu kurumlardaki cemaatçilerinde daha çok “ikinci adam” pozisyonlarını tuttuğu iddia ediliyor.
Öte yandan…
Gülen Cemaati’nden isimlerin özellikle İçişleri Bakanlığı bünyesine alınmadığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü üst kadrosuna sokulmadığı, bunun da Başbakan’ın özel politikasından kaynaklandığı belirtiliyor.
Başbakan’ın cemaatçi kadrolara daha çok “faydacı” anlayışla baktığı, her önemli kadro için kullanım süresine göre durum değerlendirmesi yaptığı belirtiliyor. Bu noktada Ramazan Akyürek’in İstihbarat Genel Müdürlüğü’ne döndürülmemesine ilişkin karar son derece dikkat çekicidir.
Diğer taraftan garip iddialara dayanılarak hapse tıkılan Emniyet eski Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan’ın da Başbakan için “uyarıcı olay” olduğu belirtiliyor.
****
Kritik soruyu tekrar edelim:
Hanefi Avcı görevden alınır mı?
Yukarıdaki bilgiler alt alta konulduğunda Başbakan’ın hareketsiz kalmayı tercih edebileceği yönündeki görüşler ağırlık kazanıyor.
Meraklısına özel not: Haber boyunca sürekli iddialardan söz etmek zorunda kaldık. Çünkü elimizdeki örnek isimler için henüz yeterli delil bulunmuyor. Ancak buraya kadar okuduğunuz bilgiler İçişleri Bakanlığı, Emniyet Müdürlüğü’nün her odasında konuşulan konulardır.

Odatv.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Ağus. 20, 2010 2:33 pm

Cemaate Hanefi sürprizi

20.08.2010

Ünlü istihbaratçı, Eskişehir Emniyet Genel Müdürü Hanefi Avcı, yazdığı kitapla gündeme bomba gibi düştü. Avcı'nın Fethullah Gülen Cemaati'ni devleti ele geçirmekle, komplolar kurmakla suçladığı kitabı cemaati de ters köşe yapmış olmalı. Zira cemaatin yayın organlarında Avcı'yı öve öve bitirememişlerdi...

Fethullah Gülen Cemaati'ni ağır bir şekilde eleştiren, cemaatin karıştığı komplolar ve karanlık işler hakkında pek çok iddia ortaya atan Hanefi Avcı, daha önce cemaat yayınlarından övgüler alan biriydi.

Türköne: 'Hanefi Avcı modeli'
Mümtaz’er Türköne, 26 Temmuz 2009 tarihli Hanefi Avcı modeli başlıklı yazısında "at izinin it izine karıştığı dönemlerde doğru olanı, haklı olanı bu pusalaya göre tayin etmeliyiz" diyerek kendisinin ‚"Hanefi Avcı modeli"ni önerdiğini söylüyor.

Türköne, Avcı’ya övgüler yağdırdığı yazısında şöyle diyor:
"Türkiye'nin son çeyrek asrında olup bitenleri anlamak isteyenler Hanefi Avcı'nın durduğu yeri pergelin sivri ucu gibi meşrû sabit nokta olarak görmeli ve söylediklerini bu gözle değerlendirmeli.

Ellerine alacakları silahla bu ülkenin güvenliğini sağlama görevi üstlenecek Polis Akademisi ve Harp Okulu öğrencileri, aradıkları "kahraman" modeli için Hanefi Avcı'nın kişiliğine ve hayatına eğilmeli. Bu ülkede onurlu ve güvenli bir hayat arayan Kürt vatandaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Hanefi Avcı gibi görmeli. Suç işlemeyi aklından geçirenler Hanefi Avcı'nın yer aldığı kâbuslarla uyanmalı.

(...)

Hanefi Avcı'nın Diyarbakır'da devam eden dava için geçen ay tanık sıfatıyla verdiği ifadeyi, pergelin sabit ucu olarak görmek lâzım. 1984'ten 1992'ye kadar tam sekiz yıl Diyarbakır'da istihbarat şube müdürü olarak görev yapan Avcı, sadece birkaç olayı ve faili meçhul cinayeti değil kirli bir dönemi aydınlatıyor. Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadeyi tekrarlıyor. Cinayetlerin kimin emriyle ve kimler tarafından işlendiğini, en önemlisi resmen saklanan JİTEM'i anlatıyor. JİTEM'in kurulması ile birlikte Güneydoğu'da cinayet ve bombalama olaylarında artış olduğunu ve bu işlerin de komutanların bilgisi dahilinde yapıldığını söylüyor."

Aksiyon: Hanefi Avcı yolsuzluk operasyonları ile AKP'yi rahatlattı
Fethullahçı Aksiyon dergisinde Faruk Mercan tarafından kaleme alınan ve 6 Mart 2006 tarihinde yayınlanan "Emniyet'i sarsan ihbar mektubu" başlıklı yazıda, aralarında Hanefi Avcı’nın da bulunduğu bazı emniyet görevlilerinin hedef alındığı belirtiliyor, Avcı’ya övgüler yağdırılıyordu.
Yazının bir bölümü şöyle:

"Hanefi Avcı'yı Kaçakçılık ve Organize Suçlar Dairesi'nin başına, Sabri Uzun'u İstihbarat Dairesi'nin başına atayan Başbakan Tayyip Erdoğan, Celalettin Cerrah'ı da İstanbul Emniyet Müdürü yaptı. Bu süreçte Hanefi Avcı, Sabri Uzun'un da desteği ile enerji yolsuzluğu, mazot kaçakçılığı, Uzanlar, Kentbank operasyonlarını yaparken; bu operasyonların İstanbul ayağında Celalettin Cerrah tam bir işbirliği sergiledi. Operasyon alanlarının giderek yayılması, ilk olarak Hanefi Avcı'nın görevden alınıp Edirne Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilmesine yol açtı.
(...)
Hanefi Avcı, Ankara'dan uzaklaştırılmış olmasına rağmen; Edirne'de yaptığı Kapıkule operasyonu ile; Muhalefet tarafından yolsuzluk silahıyla vurulmak istenen hükümete adeta nefes aldıran kişi."

Timetürk: 'Sıra dışı' polis müdürü
Timetürk ise Sezai Şengönül’ün 2009 yılında Hanefi Avcı ile yaptığı röportajı, Bir 'sıra dışı' polis müdürü; Hanefi Avcı başlığı ile yayınlıyor. Röportajın spotu şöyle:

"Hanefi Avcı kültür sanat edebiyat düşünce dünyasından kimleri okur, hangi filmleri sever, hayat felsefesi nedir, Polisiye roman, çocukluğu, memleketi, karapara, uyuşturucu ve daha bilinmeyen bir çok yönüyle..."

Röportajda, Hanefi Avcıya yöneltilen "Gençler Kurtlar vadisi vb... dizilerden Türkiye gerçeklerine ilişkin sağlıklı bilgiler edinebilirler mi bu vb... benzeri diziler hakkındaki düşünceleriniz?" sorusuna Avcı'nın yanıtı ise hayli ilginç. Avcı soruyu şöyle diyor:

"Maalesef 'Kurtlar Vadisi' vb.. dizi ve TV programları Türk halkının içinde bulunduğu edebiyat, kültür, sanat durumunu ortaya koyuyor. Yıllarca tek açıdan kitlelerin yönlendirilmeye kalkışılması, asıl toplumsal sorunların kitlelerden uzak tutulması, ve yasaklanmasının verdiği kitlelerin asıl sorunları yerine yüzeysel, hiçbir estetik değeri ve derinliği olmayan ülke gerçeklerinden uzak hayal aleminde yaşam arayışı başka bir açıdan ise toplumun beklediği ama bir türlü olmayan özlem ve istemlerine karşı gerçeği yerine hayal ile idare etmesi denebilir. Vietnam da kayıp eden Amerikanın hep Vietnam kahramanları filmi çevirmesi gibi."

"Mösyö Hanefi Avcı"
Timetürk 26 Temmuz 2008 tarihinde yayınlanan “Önce Susurluk’tu; şimdi Ergenekon ‘Avcı’sı” başlıklı haberinde “Susurluk skandalında yaptığı şok açıklamalarla gündeme gelen Edirne Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın Ergenekon Operasyonu'nda da tanık olduğu ortaya çıktı” diyerek Avcı’nın gerçekleştirdiği operasyonları tek tek anlatıyor.

Emniyet müdürünün başarılı bir karnesinin verildiği haberde Avcı için, “Emniyet Teşkilatındaki bazı arkadaşlarının ‘Mösyö’ diye hitap ettiği Hanefi Avcı tamamen devlete aidiyet duygusu içinde olan ve ‘devletin polisi’ anlayışını temsil edenlerin başında geliyor” ifadesi kullanılıyor.

(soL-Haber Merkezi)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
turbix




Mesaj Sayısı : 161
Reputation : 7
Kayıt tarihi : 15/04/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyC.tesi Ağus. 21, 2010 11:32 am

[size=18]Taraf muhabiri Mehmet Baransu, "Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" kitabıyla gündeme gelen tartışmaların perde arkasını sorguladı. İşte yazısı:


BİR EFSANENİN SONU MU?
Hiç kuşkusuz dünün en flash haberi Hanefi Avcı'nın yazdığı kitapta iddia ettiği olaylardı. "Haliç'te Yaşayan Simonlar- Dün Devlet Bugün Cemaat" adlı kitapta, devleti Fethullah Gülen cemaatinin ele geçirmeye çalıştığını söylüyordu Avcı. Ergenekon, Balyoz, Kafes, Erzincan iddianamesi, Danıştay saldırısı başta olmak üzere yargıya yansımış olayların birçoğunun içi boştu ona göre.
Kamuoyu bu iddialar karşısında ne düşündü bilmem ama ben kendi adıma "bir efsanenin sonunun" böyle olmaması gerektiğini düşündüm. Bu olayların bir bölümünün kamuoyuna yansımasını sağlayan kişi bendim. Haber kaynaklarımı çok iyi tanıyordum. Tanıdığım askerlerin hiçbiri kendisinin iddia ettiği gibi isimler değildi. Üstelik bu isimler cuntacı komutanlarının yanı sıra cemaat hakkında da kendisinden daha ağır ifadeler kullanıyorlardı.
Darbe planlarını bilen ilk kişiydi
Kitaptaki iddiaları doğrusu şaşkınlıkla karşıladım. Şaşkındım çünkü yüzlerce nedenim vardı. Avcı'nın 2000 sonrası görev aldığı faaliyetleri, kendisine yakın olan isimler başta olmak üzere, askerlerden dinlemiştim. 2003-2005 yılları aralığında Türkiye'nin geçtiği süreci, Karargâh ve 1. Ordu'da yapılan planları gün gün bilen isimlerden biriydi Avcı.
Bugün inkâr ettiği Balyoz'u, 'Sarıkız'ı, 'Ayışığı'nı, 'Eldiven'i, Ergenekon'u kamuoyundan yıllar önce biliyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı 2003'te uyaran isimdi kendisi. Gazetecilere, Ergenekon yapılanmasını, Balyoz'u, darbe planlarını Sabri Uzun'la birlikte nasıl önlediğini yıllar önce yüzlerce kez anlatmıştı. Hatta Hürriyet gazetesinden bir isme bazı belgeleri veren de kendisiydi.
Kitabı dün hızlı bir şekilde gözden geçirdim. Ergenekon ve Balyoz darbe planlarının içinin boş olduğunu kitabının kimi yerlerinde iddia eden Avcı, kitabın bazı bölümlerinde ise bu operasyonları önemsediğini vurguluyordu. Kendi içinde bu çelişki acaba nasıl açıklanabilirdi? Avcı, özellikle darbe planlarıyla ilgili bir takım iddialarda bulunuyordu ama isim, yer, zaman vermekten nedense kaçınıyordu.
Ergenekon savcılarına bilgiyi veren kimdi?
Kitabı okudukça geçmişe yolculuk yaptım. Kafamda yüzlerce olay ve soru işareti belirmeye başladı. Avcı bugün söylediklerinin tam tersini geçmişte dile getirmiş, üstelik Erdoğan'a bu olaylarla ilgili belgeler sunmuştu. Bununla da yetinmemiş, siyasetçiler, bürokratlar ve özellikle de gazetecilerle yüzlerce toplantı yapmış, belge bilgi paylaşmıştı. Bugün içi boş dediği Ergenekon soruşturmasındaki Karargâh Evleri soruşturmasını ilk kez gündeme getiren kişi kendisi değil miydi? Trakya MİT Bölge Başkanlığı'nın istihbarat raporunu dikkate alıp, Trakya'da soruşturma yapmıştı. Ergenekon savcılarına soruşturmalarla ilgili tanık olarak bilgileri kim vermişti acaba? "Cami bombalama timleri gibi saçma sapan iddialar" ifadesini kitabında kullanmasına rağmen, Fatih-Çarşamba'yı askerlerin havaya uçuracağı bilgisini geçmiş yıllarda nasıl elde etmişti? Bu bilgiyi öğrenmek için kullandığı istihbarat tekniği neydi? Kimlerle bunları paylaşmıştı? Peki ne olmuştu da Hanefi Avcı bir anda kırılma yaşamıştı? Dün savunduğu olayları bugün bir cemaatin komplosu olduğunu iddia edecek noktaya gelmişti?
Yaşadığı kırılma noktaları
Hanefi Avcı yaklaşık yedi yıldır bir kırılma evresindeydi. İlk kırılma anı, Kaçakçılık ve Organize Şube Müdürlüğü görevinden alınmasıyla gerçekleşti. Dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun cemaate yakınlığından dolayı cemaatin kendisine operasyon yaptığını düşünüyordu. Ancak unuttuğu iki nokta vardı. Beyaz Enerji Operasyonu sonrası Ağrı'da yaptığı operasyonla AKP'nin ayağına basmıştı. İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu'nun oğlu Murat Aksu'yu gözaltına almaya çalışması ise ipleri koparmıştı. Avcı adına ikinci
kırılma anı Sabri Uzun'un İstihbaratın başından alınması oldu. Avcı, Uzun, Emin Aslan ve Mustafa Gülcü iyi arkadaşlardı ve mümkün olduğunca birlikte hareket etmeye çalışıyorlardı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan'ın uyuşturucu baronuyla makamında görüşmesinin ardından tutuklanması kırılmayı derinleştirdi. Avcı, bu işi cemaatin yaptırdığına inanıyordu. Aslan'a kefil olduğunu kamuoyuna açıkladı. Savcılığa verdiği ifadede ise geri adım attı. "Emin Aslan yapmamıştır diyemem" noktasına geldi.
MİT'in başına geçmek istedi
Hanefi Avcı açısından son kırılma ise beklediği dört makamla ilgili oldu. Önce Emniyet İstihbarat Başkanlığı görevine atanmak istendi. Ardından Celalettin Cerrah'ın yerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelmeye çalıştı. Burası olmayınca bu kez Ankara Emniyet Müdürlüğü için kulisler yaptı. En önemli ve son hamlesi ise MİT'in başına geçmek istemesiydi. Türkiye'de bu makama gelebilecek tek kişinin kendisi olduğunu düşünüyordu. Tüm bu beklediği makamlar olmayınca Avcı, cemaatin kendisinin önünü tıkadığını düşündü. Askerlerin YAŞ sürecinde eski konuma gelip, kendilerinden hesap soracağını analizinde bulunmasıyla da askere yakın durmaya çalıştı. Dün savunduğu hatta tanık olarak savcılara belge ve ifade verdiği olayları, bugün inkar etmeye başladı.
Hanefi Avcı için son kırılma noktası, beklediği dört makamla ilgili oldu. Avcı, MİT'in başına geçmek istiyordu.
Kitapla ilgili haberlerin gazetede yer alması üzerine Hanefi Avcı'yı aradım. Kendisinden röportaj talebinde bulundum. Avcı "bir hafta sonra görüşelim" dedi. Umarım yazdıklarımdan ve tartışmalardan dolayı Avcı sözünden caymaz. 2003-2005 yılları arasında bizzat içinde bulunduğu darbe planlarını engelle süreciyle ilgili yer, zaman ve mekan belirterek soracağım yüzlerce soruya cevap verir.
Mehmet Baransu / Taraf[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPaz Ağus. 22, 2010 12:09 am

[color:c85b=brown][size=18]Fettos Hemen mevzuya yetisti.Kamplasmada ABD taraftari olarak,ABD den Cevap Yetistirdi.
Fettos neden endiseleniyor diyede sormadan gecemiyoruz????

......
..........[/size]..[/color]
............


[img]http://www.anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/güloabdcevapi.JPG[/img]
[size=24]
[color:c85b=orange]
Amerika'da bulunan Gülen'in, Avcı'nın iddialarına yönelik yaptığı açıklama;
[/color]
[/size]
[size=18]
Sözkonusu yayınlar, bütün devlet kuruluşlarını ve idarecilerini zan altında bıraktığı gibi; müvekkilimi de illegal bir örgüt kurarak devletin tüm kurumlarını ele geçirmek ve yönetmekle suçlayarak, kişilik haklarına hukuka aykırı olarak çok ağır, haksız ve mesnetsiz saldırı teşkil etmektedir.

Kamuoyu tarafından bilindiği üzere, belli dönemlerde bazı medya organlarında müvekkilim aleyhinde bir takım iddialar tekraren yayınlanarak karalama kampanyaları yürütülmektedir. Oysa, bu iddialara ilişkin olarak açtığımız birçok dava sonucunda, iddiaların gerçek dışılığı kesinleşmiş yargı kararlarıyla kanıtlanmış ve iddia sahipleri çeşitli ceza ve tazminatlara mahkum edilmiştir.
[color:c85b=orange]
"EYLEM VE SUÇ TESPİT EDİLEMEMİŞTİR"
[/color]
Bu tür yayınlar nedeniyle müvekkilim hakkında Ankara DGM'de açılan ceza davasında da, 81 İl Emniyet Müdürlüğü ve diğer resmi kurumlar tarafından yapılan araştırmalarda müvekkilime atfedilebilecek suç teşkil eden bir eylem ve bir suç örgütü tespit edilememiştir. Sonuç olarak yapılan yargılama sonucunda oybirliği ile müvekkilimin beraatına karar verilmiştir. Beraat kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından “suç işlemek üzere örgüt kurduğu yolunda mahkûmiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediği” gerekçesiyle oybirliği ile onanmıştır. Böylece müvekkilimin masumiyeti kesinleşmiş yargı kararı ile sabit olmuştur.

Sayın Gülen'in beraatını hazmedemeyen bazı çevreler, çok sayıda silahlar, bombalar, suikast planları ele geçirilen Ergenekon Silahlı Terör Örgütü davasını fırsat bilerek, “Devlet kurumlarında Fethullah Gülen'in örgütlendiği” iddialarını tekrar gündeme taşımışlar ve kesinleşmiş yargı kararına rağmen infaza devam etmişlerdir.

Bugünkü yazılarda da, hükümeti devirme planları ve bu kapsamdaki eylemleri nedeniyle yargılanan davalardaki sanıkların savunulması ve masum gösterilmeye çalışılması dikkat çekicidir. Bu durum, yayınlardaki yargılamayı etkileme, müvekkilim üzerinden yargıyı ve kamuoyunu yanlış yönlendirme amaçlarını açıkça ortaya koymaktadır.



Bu iddiaların, halen Eskişehir İl Emniyet Müdürü makamında bulunan ve bütün bu hukuki süreçlerden haberdar olması gereken Hanefi Avcı tarafından sadece “duyumlara” dayalı olarak ileri sürülmüş olması da oldukça manidardır. Üstelik, sayın Deniz ****** tarafından bizzat açıklama yapılan bir konuda dahi müvekkilimi suçlamasına anlam vermekte zorlanıyoruz.

İddiaları gündeme getiren medya kuruluşları, Ergenekon davası nedeniyle uzun süredir “hukuka saygı”, “hukukun üstünlüğü”, “masumiyet karinesi” gibi kavramlara vurgular yapmaktadırlar. Burada sormak istiyoruz: sayın Gülen sözkonusu olunca bu kavramlar neden hukuk literatüründen çıkarılmaktadır? Bırakalım “yargısız infazı”; neden “yargı kararlarına rağmen infaz” yapılmaktadır? Sayın Gülen'e suç isnatlarında bulunanlar, gerçekte ne tür amaçlar taşımaktadırlar? Bu soruların cevaplarını sağduyu sahibi vatandaşlarımızın en iyi şekilde takdir edeceklerine inanıyoruz.

Bu vesileyle tekrar belirtmek isteriz ki; sayın Gülen şahıslarla, kurum ve kuruluşlarla, politik hesaplarla değil; fikirler âlemiyle alakadardır. Düşüncelerinin ve faaliyetlerinin eksenine insanı ve evrensel değerler çerçevesinde insanlığa hizmeti koymuş olup, yasalara aykırı hiçbir faaliyeti de bulunmamaktadır.

Kamuoyuna saygılarımızla arzederiz.[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPaz Ağus. 22, 2010 9:50 am

Baransu'nun yazısı önemli...

Avcı, AKP ile yakın biilinirken dahi, AKsu'nun oğlunu gözaltına almak istiyor. Yani, kendine göre ilkeleri olan biri izlenimi sabit.

(Murat Aksu'nun adı yeraltı organizasyonlarıyla beraber anılır hep...)

Şimdi bu adam çıkmış, bir takım iddialarda bulunuyor. Bu iddialar, söyleyen bakımından mühim. Ergenekon Operasyonu çerçevesinde, en dandik ihbar bile -Kanada'daki ibne Hahahm dahil- değerlendirilir ve soruşturma konusu olurken, Emniyetiin en üst noktalarına kadar gelmiş bir ismin ifadelerini, ihbarlarını, böyle, "ona küstü, buna küstü!" diye geçiştirmeye kalkmak ne demek?

Şimdi, bir Cumhuriyet Savcısı'nın çıkıp, bu ifadeler ışığında geniş çaplı bir F tipi Operasyonu başlatması makul olanı değil mi? Makul olanı bu olduğuna göre, Baransu ve diğerlerinni eteği tutuştu ki, karşı saldırıya geçtiler. Avcı'nın söylediklerini, şahsi incinmelere bağlayıp, değersizleştirmeye çalışarak, gelmesi muhtemel operasyonu savuşturmaya çalışıyorlar.

Bu çerçevede okunamsı gerekn bir yazı:

http://www.buyukasya.net/Haberler.aspx?haberID=394&B=hem-belgeli-hem-bilgili-hanefi-avci-yazdi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPaz Ağus. 22, 2010 11:39 am

Medya, Avcı'nın kitabına gözlerini kapattı

21.08.2010

Hanefi Avcı’nın geçtiğimiz hafta içi yayınlanan ve cemaatin devlette kadrolaşması ile ilgili önemli iddialar içeren kitabı basında da yankı buldu. Yandaş basın kitabı mümkün olduğu kadar görmezden gelirken Doğan medyanın da temkinli davrandığı görüldü.
Hanefi Avcı’nın, ülke gündemine oturan kitabı bir çok basın organında geniş yer bulurken kimi basın organları Avcı'nın iddialarını değil hakkında açılan soruşturmayı haberleştirmeyi tercih etti. Kitap ile ilgili ilk haberler cuma günü Doğan grubunun gazetelerinde yer alırken, dün bu gazetelerin daha temkinli haberler yapması dikkat çekti. Cumhuriyet’in yanı sıra, Sözcü ve Güneş gazeteleri Avcı’nın iddialarını manşetten verirken; hükümete ve cemaate yakınlığı ile bilinen gazeteler ya Avcı’nın iddialarını görmezden geldi ya da konuyu başka yere çekmeye çalıştı.
Kimler ne yazdı?
Star ve Sabah gibi yandaş gazeteler Avcı’nın kitabını görmezden gelirken Sabah’ın bu haberi internet sitesinde dahi yayımlamaması dikkat çekti. Doğan grubundan sadece Radikal ve Milliyet ilk sayfada haberi küçük kutular halinde verirken Hürriyet, ilk sayfada bu konuya hiç değinmedi. Doğan medya içinde dün de konuya en geniş yeri ayıran Radikal gazetesi oldu.
Taraf, “Emniyette cemaat savaşını başlattı” başlığıyla sürmanşetten verirken Cemaatin yayın organı olan Zaman bu konuyu görmezlikten gelmeyi tercih etti. Konuyu görmezlikten gelmek yerine saldırmayı tercih eden Yenişafak, Avcı’ya jet inceleme başlığıyla Avcı’nın söylediklerini değil hakkında açılan soruşturmayı haberleştirmeyi uygun gördü. Yenişafak’ın internet sitesinde de konuyla ilgili olarak sadece bu haber yayımlandı.
Yandaş medya neyi gördü
Zaman, Star, Sabah gibi gazeteler Avcı’nın iddialarını görmezden gelmeyi tercih ederken, Zaman’ın internet sitesinde bu konu ile ilgili yayımlanan haberlerde Avcı’nın iddialarından çok bu iddiaları neden dile getirdiği üzerinde durulması dikkat çekti. Küçük haberlerle ya da farklı çerçevelerle bu konuya değinen yandaş medya, bu şekilde de olsa konuyu haberleştirirken Sabah'ın bu konuyu hiç gündeme getirmemesi dikkat çekti.
Avcı’nın Fathullah Gülen Hareketi’ne dikkat çektiği kitabın “referandum öncesinde” ve “acilen” basılmasının manalı olduğunu savunan Önder Aytaç, “Kitap hayır kampanyasının bir parçası mı?” diye sordu. Taraf’ın Ergenekon ile ilgili haberlerini yapan ve bolca belge yayımlaması ile tanınan Mehmet Baransu da “Bir efsanenin sonu mu?” başlıklı yazısında “Avcı efsanesi”nin sonunu ilan etti. Baransu, Avcı’nın daha önce savunduğu şeylerle çeliştiğini öne sürdü. Zaman yazarı Bülent Korucu da Avcı’nın uyuşturucu kaçakçıları ile yakalanan arkadaşlarının tutuklanmasına kızdığı için bu hamleyi yaptığını savundu. Korucu, "Hanefi Müdüre Yakışmadı" başlıklı yazısında, "Ergenekoncu"ların daha önce Avcı'yı suçladığını bu nedenle Avcı'nın şimdi yanlış yaptığını savundu.
Bu isimlerin hepsi aynı zamanda, Avcı’nın çıkışının nedeninin makam hırsı olduğunu öne sürdüler. Taraf’ın diğer polis yazarı Emre Uslu da henüz kitabı okumadığını belirtti ve “Umarım, Hanefi Avcı çok istediği üç önemli görevden birine atanmadığı için bir hesaplaşma duygusuyla yazmamıştır kitabı” dedi.
Diğer yandaş gazeteler gibi Star gazetesi de Avcı’nın iddialarından çok, hakkında açılan soruşturmayi ve Gülen’ın avukatlarının Avcı'nın iddialarına ilişkin yanıtını öne çıkartmayı tercih etti. “Avcı Ergenekon’u aklamaya çalışıyor” başlıklı bir haber yayımlayarak Avcı’nın iddialarını önemsizleştirmeye çalışan Star, Gülen’in avukatlarının açıklamasının yanı sıra Bakanlığın soruşturma açtığı bilgisini de habere ekledi.
Doğan medyası korktu mu?
Avcı’nın bir kitap yazdığını ilk duyuran Doğan Grubu gazeteleri, dün daha sessiz kalmayı tercih etti. Radikal gazetesi Avcı’nın iddialarını, buna verilen yanıtları ve tepkileri haberleştirirken Milliyet ve Hürriyet konuya daha sınırlı yer ayırmayı tercih etti.
Bu “çekingen” tavrın bir nedeninin, Gülen’in avukatlarının önceki gün yaptıkları yazılı açıklamada bu gazeteleri doğrudan hedef alması olabileceği söyleniyor. Avcı'nın dikkat çektiği noktalara yanıt verilmeyen açıklamada Hürriyet, Milliyet ve Vatan Gazetelerinin 20 Ağustos 2010 tarihli nüshalarında yapılan yayınlarda, Eskişehir İl Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın bir kitabına dayanarak, Fetullah Gülen hakkında tamamen hayali, asılsız iddialara yer verildiği öne sürüldü. "Sözkonusu yayınlar, bütün devlet kuruluşlarını ve idarecilerini zan altında bıraktığı gibi; müvekkilimi de illegal bir örgüt kurarak devletin tüm kurumlarını ele geçirmek ve yönetmekle suçlayarak, kişilik haklarına hukuka aykırı olarak çok ağır, haksız ve mesnetsiz saldırı teşkil etmektedir" denilen açıklamada, daha önce de bu tür iddialar nedeniyle açılan davaların kazanıldığı belirtilerek haberi yapan medya organları üstü kapalı olarak tehdit edildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPaz Ağus. 22, 2010 11:43 am

Hanefi Avcı'nın AKP'yi bin kere kapattıracak kitabı!


Sebahattin Önkibar

YENİÇAĞ - 22 Ağustos 2010




Hanefi Avcı’nın kaleme aldığı, “Haliç’de Yaşayan Simonlar” isimli kitabını okumaya başlamadan önce merak edip konuları taradım, akabinde satır satır okumaya başladım.
İtiraf ediyorum son dönemde hiç bir kitabı bu kadar dikkat ve heyecanla okumuyorum.
Niçin mi?
Yazan isim çok önemli de ondan!
Hayır yazmak Hanefi Avcı için iş değil!
Tersine o bu işi vicdanına, ülkesine ve tarihe sorumluluk adına yaptı!
Dahası, başına gelebilecekleri de tahmin ederek yazdığını söylüyor!
Hanefi Avcı çok önemli biri çünkü o Emniyet camiasında dürüstlüğü ve adaleti ile nam salmış gerçek bir vatansever!.
Hiçbir gurubun, partinin, ideolojinin adamı değil, sadece devletinin ve yasaların emrinde! Hatırlayın yakın geçmişte de CHP’li Edirne Belediye Başkanının üstüne gitmişti.
Bazı Emniyet Müdürleri misali hanları-hamamları yoktur, her yaz sonu köyden gelen bulgur ve tarhana ile eksiğini tamamlar.
En önemlisi Hanefi Avcı yakın geçmişte Emniyet İstihbaratının Merkezi ile İstanbul istihbaratında yetkili sıfatı ile bulunmuş biri!
Ve ondan da önemlisi bugün hâlâ görevde yani Eskişehir gibi önemli ilde Emniyet Müdürlüğü yapıyor yani kızağa çekildiği için çamur atıyor değildir!
Dolayısı ile böyle birinin kitapdaki iddiaları dillendirmesi aslında onun çığlık atması ve devlet ile millet için imdat istemesidir!
Hayır yazdıkları roman ya da dedikodular demeti değil, bire bir yaşadıkları ve gördükleridir!
Devlete sızan unsurları ve dinci yapılanmayı bütün ayrıntıları ile ortaya koyuyor!
Açık ve net olarak devletin başka iradeler tarafından yönlendirildiğini kanıtlıyor!
Somut olarak AKP’nin gözetiminde devletin içinde derin bir yapılanma olduğunu ve bunun kullanılarak muhalif olanların tasfiye edildiğini anlatıyor.
Danıştay cinayetinin Ergenekon’a bağlanmasından diğer bilinen pek çok güncel hadiselere kadar her yerde deliller yerine peşin hüküm ve siyasi projelerin belirleyeci olduğunu aktarıyor.
Kanunsuz olarak yapılan dinlemelerle üretilen sahte belgeleri açıklıyor.
Kısacası kitap kanun ve vicdan tanımayan bir zihniyeti her şeyi ile teşhir ediyor!
Tam bu noktada söyliyeceğimiz şudur:
Bu bilgileri aktaran ismin kimliğinden hareketle savcıların ama özellikle de Yargıtay Başsavcısının hemen harekete geçmesi gerekiyor!
Bu kitap AKP’yi değil bir, bin kere kapattırır!
Kuşkusuz kapatma davasının açılması referandum oylamasından önce olamaz zira bildiğimiz AKP’nin bunu ters-yüz edip istismar edeceği aşikardır.
Ancak sandıkların kapandığı saatte yani 12 Eylül’ün akşam 5’inde AKP’ye kapatma davasının açıldığı ilan edilebilir ve bence edilmelidir.
NOT: Göreceksiniz yandaş medya şimdi Hanefi Avcı için akıl almaz iftiralarla karalama kampanyalarını başlatıp ona hücum edecekler. Ama nafile, ne yaparlarsa yapsınlar hiç biri sinek vızıltısı bile olamaz!

***

İşte evetçiler,
işte hayırcılar!


Türkiyeliyim diyenler: Evet.

Türküm diyenler: Hayır.

- İbrahimi dinindenim diyenler: Evet.

- Muhammed(sav)’in dinindenim diyenler: Hayır.

- ABD ve AB : Evet

- Anti Emperyalistim diyenler: Hayır.

- Sevr’ciler: Evet.

- Lozancılar: Hayır.

- Federasyoncular: Evet.

- Üniterlik yanlıları: Hayır.

- Gayrı milliciler: Evet.

- Milliciler: Hayır.

- Kak Mesut (Barzani): Evet

- Şehit Aileleri: Hayır

- PKK: Evet.

- Mehmetcik: Hayır.

- Keşiş Bartholomeos: Evet.

- Türk tarihi: Hayır.

- Bilderbergciler: Evet.

- Türk Milliyetçileri-Ulusalcıları: Hayır.

- Dönmeler: Evet.

- Ülkücüler: Hayır

- Dinciler: Evet

- Dindarlar: Hayır.

- Mağrurlar: Evet.

- Mağdurlar: Hayır.

- MÜSİAD: Evet

- Bakkallar Federasyonu: Hayır.

-Sezen Aksu: Evet

-Kadir İnanır: Hayır.

-Nihat Doğan: Evet.

-Tarık Akan: Hayır.

-Ahu Tuğba: Evet.

-Nasuh Mahruki: Hayır.

-Ferit Şahenk: Evet.

-Prof. Dr. Haydar Baş: Hayır.

-Abdullah Gül: Evet.

-Süleyman Demirel: Hayır.

-Hasan Celal Güzel: Evet.

-Ahmet Necdet Sezer: Hayır.

-Hilmi Özkök: Evet.

-Hüseyin Kıvrıkoğlu: Hayır.

-Yaşar Büyükanıt: Evet.

-İlker Başbuğ: Hayır.

-Aziz Yıldırım: Evet,

-Adnan Polat: Hayır.

-Rantiyeciler: Evet.

-İşsizler: Hayır.

-ÇokUuluslu Şirketlerin temsilcileri: Evet.

-İflas eden esnaf: Hayır.

-Büyük Market sahipleri: Evet.

-Mahalle Bakkalları: Hayır.

-Gemi sahipleri: Evet.

-Kayıkçı ve kürekçiler: Hayır.

-Pırlanta Mağazası olanlar: Evet.

-Babasından sigara parası isteyen işsiz Üniversite mezunları: Hayır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPaz Ağus. 22, 2010 11:47 am

HANEFİ AVCI MÜTHİŞ BİR BELGE AÇIKLADI

22.08.2010 03:35


Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın “Haliç’te Yaşayan Simonlar” kitabıyla gündeme getirdiği belgeler acaba doğru mu, gerçek mi?
Odatv bu soruyu sorar…
Çünkü Fethullah Gülen, Avcı’nın iddia, bilgi ve belgelerinin “Tamamen hayali ve asılsız” olduğunu söylüyor.
****
Tabi en sağlıklı sonuç Hanefi Avcı hakkındaki soruşturmada ortaya çıkacak.
Soruşturmayla görevlendirilen iki Mülkiye, bir de polis müfettişi – etkiden uzak çalışabilirse – Avcı’ya özellikle bir belge hakkında çok sayıda soru soracaktır.
O belge cemaatin polis içindeki illegal yapılanması ve faaliyetlerinin kanıtını oluşturuyor.
Bu belge doğruysa, cemaatin hile – tuzak gibi yöntemler kullanarak hakim - savcı gibi pek çok kamu görevlisine şantaj yaptığı, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda sahte kanıtlar ürettiği gibi iddialar açıklık kazanacak.
İşte o kritik belge ve bu belgenin çarpıcı analizi.
****
Belgenin A kodlu başlığı şöyle:
“Ömer Bey tarafından görevlendirilen şahısların hem kendilerini hem de sorumluluklarını üstlendikleri arkadaşları ve birimleri deşifre etmeleri”
Kim bu Ömer Bey?
Sorumluluk üstlenen arkadaşlar kimler?
Hangi birimler deşifre oldu?
Hanefi Avcı’nın belgeyle ilgili notu şöyle:
“Aşağıda yer verdiğim ikinci belge ise çok yeni ve günceldir. Bana yeni ulaşan bu belgeye göre Emniyet teşkilatı içerisinde cemaate bağlı polisler, yöneticileri olan kişiden işlerini iyi yapamadığı için şikayetçi olmuş, yanlışlarını madde madde bir rapora dönüştürerek muhtemelen Fethullah Hoca’ya göndermek istemişlerdi.”
****
Avcı’nın rapor dediği belgede son derece ilginç ifadeler bulunuyor:
- “MİT Müsteşarlığı ve askeri istihbarat birimleri Ömer Bey’i gerçek adı ile bilmekte ve takip etmektedirler.”
Ömer Bey’in gerçek adı Osman Hilmi Özdil. Kod adı Kozanlı Ömer. Belgeye göre Ömer, cemaatin imamı. Cemaatçi polisler resmi amirlerinden değil, Ömer’den emir alıyor.
Ömer’in kimliğiyle ilgili ilginç bir bilgi aktaralım. Ömer, USAK isimli araştırma merkezinin danışmanı olduğuna ilişkin bir kartvizit taşıyor. Kartvizitin kendisi hem Amerikan FBI hem de Türk Emniyeti’nin arşivlerinde tutuluyor.
USAK’ın açık adı Uluslar arası Stratejik Araştırmalar Kurumu. USAK’ın Başkanı Sedat Laçiner. Televizyonlarda sık sık gördüğümüz Laçiner, Ergenekon ve Balyoz gibi davalarla ilgili aleyhte ve sert yorumlarıyla tanınıyor.
- “Başbakanın çok yakınında bulunan M.A. tarafından da Ömer Bey Teşkilatın imamı olarak bilinmekte ve adı geçen şahıs tarafından çeşitli mahfillerde bu durum ifade edilmektedir.”
Başbakan’ın çok yakınında bulunan M.A. rumuzlu kişi acaba Başdanışmanı Mücahit Aslan mı? Rapora göre Başbakan cemaatle temas ediyor. Bir tarafta M. A rumuzlu kişi var, diğer tarafta Ömer Bey.
Bu noktada, Mücahit Aslan’ın iddiaya cevap vermesi gerekiyor.

MİT İMAMI DA VAR
- “2007 yılında Ömer Bey ve Yenimahalle ile ilgilenen Sinan Bey’in ABD’ye giriş ve çıkışlarında FBI tarafından önce sorgulanmaları…”
Sinan Bey’in gerçek adı Murat. Yenimahalle olarak kodlanan kurum ise Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT). İmamlardan şikayetçi polislerin raporuna göre MİT’teki cemaatçilerin imamı da Sinan oluyor.
Sinan ve Ömer, Amerika’ya Fethullah Gülen’i görmeye gidiyorlar. Rapora göre “Emniyetçi arkadaşlar tarafından havaalanında karşılanıp”, yine emniyetçi arkadaşların kullandığı araçla HE’nin bulunduğu kamp yerine götürülüyor.
HE kimdir? Bu ismi Hanefi Avcı biliyor. Kamp yeri neresi; şimdilik belli değil. Ancak HE’nin özel bir kişi olduğu anlaşılıyor. Raporun devamında şu ifadeye rastlıyoruz:
“HE’nin davası için rüşvet verildiği, Ömer Bey ve ekibi tarafından herkesle rahatlıkla paylaşılmaktadır.”
HE kim ise, davası da çok önemli.

ÖMER’İN FBI RAPORU NEREDE
- “(Ömer Bey) ABD’den çıkışı esnasında da sorgulanmış, bilgisayarı dahil üzerinde ve bagajda bulunan bütün bilgi ve belge niteliğindeki eşyanın kopyası alınmış … ifadelerinin birer sureti ile kendisinden alınan bilgi ve belgelerin birer kopyası Emniyet Genel Müdürlüğü’ne intikal ettirilmiştir.”
İki devletin (ABD – Türkiye) güvenlik kurumları cemaatin imamı Ömer’le ilgili yazışma yapıyor. Müfettişler öncelikle bu yazışmaları bulmak zorunda. Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal da FBI raporları üzerine nasıl bir işlem yaptıklarını açıklayacaktır.
Ömer’in bilgisayarından uzun isim listeleri ve faaliyet detayları çıkıyor. Bu listeler günışığını görürse, polisteki cemaat yapılanmasının deşifre olacağı aşikar. Zaten Fethullah Gülen’e şikayetin en önemli unsurlarından biri de bu deşifre olma meselesi.
- “Konu olağanüstü hassasiyeti nedeniyle Büyüğümüze genel hatlarıyla arz edilmiştir…”
Sözü edilen “Büyük” kimdir, henüz bilmiyoruz. Ama Büyük’le ilgili sağlıklı yanıt verebilecek polis şefleri bulunuyor.
- “Büyüğümüzün talimatı üzerine ilgili Daire Başkanı R.G. Ömer Bey’le görüşmüş ve kendisinden ABD’de yaşanan olayla ilgili bilgi talep etmiştir.”
R.G’nin üst düzey polis müdürü olduğuna dair emareler bulunuyor. Raporda geçen gerçek isimler Hanefi Avcı tarafından biliniyor. Diğer bir deyişle Avcı’yı soruşturacak müfettişlerin “Kim bu R.G.” diye sorması gerekiyor.

CEMAAT BÖLÜNMÜŞ
- Ömer Bey (Daire Başkanı R.G.’ye) - Amerika’daki - olayın vuku bulmadığını… ifade ederek hilaf-ı vaki beyanında bulunmuştur. Bilhare önüne bilgi ve belgeler konulduğunda kabullenmek zorunda kalmıştır.”
Raporun hemen her yerinde “arkadaşlardan sorumlu sivil şahıslar” tanımı dikkat çekiyor. Bu tanımdaki “arkadaşlar” cemaatçi polisler, sivil şahıslar ise polislere emir veren Ömer Bey gibi siviller oluyor.
Bu not şunun için önemli. Resmi görevi bulunan polisler, üstleri durumundaki sivillerden (Ömer Bey gibilerden) şikayetçi. Çünkü kendilerine dürüst davranılmadığını düşünüyorlar. Bu nedenle gerektiğinde siviller hakkında bilgi ve belge topluyorlar.

CEMAAT İÇİNDE DE TELEKULAK VAR
- “Hizmetteki büyük ağabeylerimiz ile çeşitli kurumlardaki arkadaşlarımızın telefonları Ömer Bey’in talimatı ile dinlenmiştir. İrtibat bilgilerine bakılmıştır.”
Cemaatin içinde de telekulak faaliyeti var ve bazı cemaatçi polisler durumu tespit ediyor. Başka bir yorumla cemaat içindeki ikiliğin oldukça derin olduğu anlaşılıyor. İkili yapı raporda şöyle ifade ediliyor:
“İlgili sivil şahısların eşleri, beylerine paralel olarak resmi arkadaşların eşlerinden sorumlu olarak vazife yapmaktadırlar.”

BAŞBAKANLIĞIN ÖRTÜLÜ ÖDENEĞİNİ KULLANIYORLAR
- “Bütün masrafları Başbakanlık örtülü ödeneğinden karşılanan ve İçişleri Bakanlığı Dernekler Dairesi Başkanlığı’nın kontrolünde kurdurulan Uluslar arası Sivil Toplum Kuruluşlarını Destekleme Derneğinin il temsilcileri ve merkez koordinatörleri Ömer Bey’in emniyet teşkilatına bakan ekibi tarafından oluşmaktadır.”
Kısa adı USİDER olan derneğin görevi, dernek nasıl kurulur, nasıl faaliyet gösterir gibi konularda eğitim vermek, organizasyonlar düzenlemek. USİDER Türkiye’nin dört bir tarafında doğa derneklerinden tutun, emekli örgütlerine kadar pek çok sivil toplum kuruluşuna eğitim veriyor, atölye çalışmaları yapıyor. Dikkat çekici husus ise faaliyetlerin örtülü ödenekten karşılanıyor olması.
Müfettişler bu konuyu soruşturacak olursa öncelikle Başbakan Müsteşarı Efkan Ala’nın da ifadesini alacaklardır. Ala’ya sorulacak soru basit: “Cemaat için örtülü ödenek mi kullanıyorsunuz?”

SİVİLLER RESMİ LOJMAN SEVİYOR
- “Van ve Diyarbakır’da görevlendirilen şahısların özel arabaları ile Emn. Müd. Lojmanlarına sık sık gelip gitmesi İl Emniyet Müdürünün dikkatini çekmiş ve şahıslarla ilgili ciddi bir araştırma yapılmıştır.”
Müfettişler, Diyarbakır Emniyet Müdürü’nün hazırlattığı raporu okursa, cemaatin bölgedeki yapılanmasıyla ilgili önemli bilgilere ulaşılacağı anlaşılıyor.

AKTİFHABER SİTESİNİN HABER KAYNAKLARI
- “Çok mahrem olan operasyon ve telefon detay bilgileri ilgisiz kişilerle paylaşılmakta ve bu husus uluorta konuşulmaktadır. Resmi arkadaşlardan alınan operasyon bilgileri doğrudan ‘bilgi not’ formatında kaynak gösterilmeksiniz hizmetle irtibatı olduğu bilinen yerlerde yayınlatılmaktadır. Daha İl Emniyet Müdürünün bile bilgisi olmadan aktifhaber isimli internet haber sitesinde gizli konuların yayınlanması ve yine çok önemli stratejik / mahrem konuların savcılığa intikal ettirilmeden bize ait internet sitelerinde veya gazetelerde yayınlatılması nedeniyle arkadaşlarımız ve hizmet hedef haline getirilmiştir.”
Ergenekon ve Balyoz gibi davaların en kritik aşamalarında yayınlanan ses kayıtları ve belgelerin kaynağı açığa çıkmış görünüyor. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’nun TSK aleyhindeki belgelerin polis tarafından üretildiği – sızdırıldığı yönündeki açıklaması da bugün anlam kazanıyor.

BOŞBOĞAZ ÖMER BEY
- “Çok mahrem mevzular her ortamda neye hizmet edeceği bilinmeksiniz konuşulmakta, reklam konusu haline getirilmektedir. (YAŞ, MGK, Ergenekon, parti kapatılması, L. E. N. V., vb.) HE’nin davası için rüşvet verildiği, telefonların dinlendiği, bir Yargıtay üyesinin evinin teşrifatının yapıldığı gibi konular Ömer Bey ve ekibi tarafından herkesle rahatlıkla paylaşılmaktadır.”
- “Planlama aşamasında olan operasyonlar önceden duyurulmakta, Ergenekon dalgaları olmadan haber verilmektedir. Atabeyler ve Danıştay operasyonlarında, Y. Büyükanıt, İ. Başbuğ hadisesinde yaşanan sıkıntılar.”
Yukarıdaki satırların her biri dehşet verici. Cemaatçi polislerin ülke gündemini esir alan her vakada devrede oldukları anlaşılıyor. Polisin kimi gözaltına alacağına ilişkin önceden yayınlanan haberlerin kaynağı - zannediyoruz - belli oldu. Öte yandan sivil amirlerin – imamların aşırı güvene kapıldıkları ve resmi üniformalı cemaat üyelerini kollamadıkları görülüyor.

ELAZIĞ’DA NE OLDU
- “Elazığ ve Burdur’da yaşanan üzücü hadiselerden ders alınmamıştır”
Ömer Bey ve ekibi polislerle ilgili liste ve bilgileri flaş belleklerde ve disklerde taşıyor. Cemaatin polisleri Ömer Bey ve ekibini “Böyle yapmayın” diye defalarca uyarıyor. Ama imamlar söz dinlemiyor. Listeler kentten kente seyahat ediyor. Raporda anlaşıldığı kadarıyla Elazığ ve Burdur’da olağandışı olaylar oluyor. Muhtemelen bu listeler yakalanıyor. Cemaatçi polislerin devreye girmesiyle olaylar örtbas ediliyor. Müfettişlerin “Elazığ ve Burdur’da ne oldu” sorusuna da yanıt araması gerekiyor.

ÖMER BEY KONTROLÜ KAYBETMİŞ
- (Ömer Bey ve ekibinin) zaman zaman ABD’ye Büyüğümüzü ziyaret dışında beslenme mekanizması bulunmamaktadır.”
Cemaatçi polisler Ömer Bey ve ekibinin Kuran-ı Kerim, Sünnet ve eserlere ilişkin müktesebatta zayıf kaldığını düşünüyor. Raporda aynen şöyle deniliyor: “Bazı arkadaşlarımız manevi boşluklarını telafi etme adına dini gruplar ile Emniyet Hizmeti dışındaki birimler ile irtibata geçmiştir. Anlaşılan Ömer Bey dünyevi işlere ağırlık verince dinsel iktidarını yitiriyor.

İMAMIN KÖLESİ POLİSLER
- “Tayin, terfi ve atamalarda hizmetin rolü arkadaşlar üzerinde bir baskı ve korku aracı olarak kullanılmaktadır.”
Müfettişlerin tayin, terfi ve atamaları da incelemesi gerekiyor.
- “Himmetlerin kullanımında gerekli özen gösterilmemektedir.”
Polisler maaşlarının belli kısmını cemaate veriyor. Ancak Ömer Bey’in Makedonya ve Almanya seyahatlerindeki lüks harcamaları polislerin dikkatinden kaçmıyor.
- “Büyüğümüzün büyük ağabeylerle ilgili tasarruflarının ‘… ilgili operasyon tamamlandı, işleri bitirildi gibi’ ifadeler ile anlatılması…”
Büyük ağabeylerden de büyük olan kişi muhtemelen “ABD’deki büyüğümüz” oluyor. Büyükler arasında en büyük olan bu şahıs, cemaatteki bazı kritik isimler için tenzil – i rütbe yapıyor. Ama bu tasarruflar “operasyon” olarak tanımlanınca, cemaat rahatsız oluyor. Kuvvetle ihtimal cemaatçi polisler arasında pek çok küskün isim bulunuyor.
- “Yakışıksız davranışlar sebebiyle bazı arkadaşlarımız meslekten istifa ederek başka kurumlara geçmiş ve emekliliklerini istemişlerdir.”
Cemaatten kaçışların yaşandığı anlaşılıyor.
****
Gelelim raporun en çarpıcı kısmına…
Hani şu davası için rüşvet verilen HE kodlu bir kişi vardı. Ayrıca bir Yargıtay üyesinin evinin teşrifatı yapılmıştı vs.
Acaba kim bu HE?
Rapordan aynen aktarıyoruz:
“Görevlendirilen şahısların tenakuzları ve çelişkili tavırları sebebiyle Büyüğümüzden geldiği söylenen hususlara karşı tereddüt hasıl olması; özellikle bir mesele üzerinde uzlaşma sağlanmadığında ya da farklı görüş ortaya çıktığında otoritenin sağlanması için ‘HE böyle istiyor, bu HE’nin emri” şeklinde beyanatta bulunmaktadır.”
Kim bu HE?
Helin isminde bir kadın mı?
Herkül mü, Hektor mu?
Kim?
Ömer Bey’in üstünün “ABD’deki Büyüğümüz” olduğunu biliyoruz. Acaba “tereddüt” gösterilen Büyüğümüz ABD’deki Büyük mü?
Bu sorular önemli. Çünkü Ömer Bey otoritesini kaybedince “arkamda büyük var” mesajını veriyor. Cemaatçi polisler de bu ifadelerden rahatsız oluyor.
Sonuçta, Avcı soruşturmasının üstünün kapatılmaması gerekiyor. Müfettişler görevlerini layıkıyla yapabilirse 2011 yılının rengi değişebilir.
Odatv.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
turbix




Mesaj Sayısı : 161
Reputation : 7
Kayıt tarihi : 15/04/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPtsi Ağus. 23, 2010 9:35 am

Avcı’ya hodri meydan


Referandum öncesi Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki Ergenekon Operasyonu ile Eskişehir Emniyet Müdürü Hanifi Avcı’nın yeni kitabı, aynı zaman aralığında piyasaya düştü.

Mahir Kaynak’ın dediği gibi bu kitap karşı hamledir, kurgusu ve zamanlaması stratejik bir çıkıştır.

597 sayfalık kitabın aslında “cemaat yapılanması” üzerine yazılmadığı, son anda eklemelerle konseptinin değiştirildiği anlaşılıyor. İlk 397 sayfalık bölümü, anılardan ibarettir, hayatını anlatıyor. “Cemaat” başlıklı kalan 200 sayfa, aceleyle kaleme alınmış, tümüyle duyumlara ve özel sohbetlere dayalı.

Ergenekon’u, Balyoz’u, Danıştay’ı, faili meçhul cinayetleri, darbe günlüklerini, son yıllarda yapılan tüm çete operasyonlarını duyumlarına göre aklarken, yine duyumlarla hüküm kurarak düşman ilan ettiği cemaat torbasına ne bulduysa dolduruyor. Çözüm olarak önerdiği formül ile HSYK’daki Ergenekon Operasyonu ise birebir örtüşüyor.

Cemaatin 5-6 yıl içinde özel yetkili mahkemelere hakim ve savcı atayarak bu operasyonları yönettiğini öne süren Avcı, “Bu tüm yargıç ve savcılar hemen değiştirilmeli” diyor. Buradaki temel çelişki, HSYK’nın “cemaatin arka bahçesi” olarak görülmesidir. HSYK’da biliyorsunuz, İstanbul’daki özel yetkili mahkemelerde görevli hakim ve savcılarının tamamının değiştirilmesini gündeme gelmişti.

EMEKLİ GENERAL VELİ KÜÇÜK ŞOKU

Avcı, 4 Şubat 1997’de TBMM Susurluk Komisyonu’na verdiği ifadede, Veli Küçük adını ilk kez deşifre eden isimdir. Yeni kitabında (sayfa 553) şu ifadeyi kullanıyor: “Veli Küçük suçlu mu masum mu bilmiyorum ama herhalde ilk kez ben Susurluk döneminde ortaya atmıştım.”

Şimdi Ergenekon sanığı İbrahim Şahin’le ilgili o dönemdeki sözleri de şöyle: “Mehmet Ağar’a bağlı Özel Harekat Dairesi’nde İbrahim Şahin’in başkanlığında bir grup polis, Korkut Eken’e bağlı bir grup sivil insan, geçmişte yatmış çıkmış ülkücü insan; bunlar birleştirilerek, bu dediğim (hukuk dışı) yöntemlerle çalışan bir grup oluşturulmuştur.”

28 Şubat sürecinde İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu’nun yanında yardımcı olarak çalışan Avcı, askerle emniyet arasında köstebek savaşı çıktığında, Orakoğlu’na sahip çıkıp “Darbeleri araştırmak bizim görevimizdi” dedi. Şimdi, (sayfa 408) “Orakoğlu istihbarat formasyonuna sahip değildi, yanlışlıkla ya da tesadüf eseri daire başkanı yapılmıştı” görüşünde.

ASIL ŞİMDİ BEN AÇIKLIYORUM

Susurluk’ta ortalığı kasıp kavuran Avcı, Ergenekon soruşturmasında dut yemiş bülbüle döndü. 2008 Şubat’ında savcılara, Susurluk’ta anlattıklarının dışında yeni hiçbir bilgi aktarmadı. Bu çelişkiyi, 2008 yılı Temmuz ayında piyasaya çıkan Gölge İktidar kitabımda (sayfa 156) “Hanifi Avcı topa girmedi” ara başlığı altında dile getirdim.

Kitapta yer vermediğim önemli bir ayrıntıyı şimdi açıklıyorum, Avcı, suskunluğunu savcılara şöyle izah ediyor: “Soruşturduğunuz kişilerin çoğu benim eski arkadaşlarım, konuşmam doğru olmaz, beni mazur görün.”

BÜYÜKANIT VE ******'I YALANLADI

Şemdinli olayıyla ilgili meclisteki araştırma komisyonuna “Hırsız evin içindeyse kilit işe yaramaz” dediği için İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan alınan Sabri Uzun’un cemaat tarafından harcandığını (sayfa 423) söylüyor. Oysa, Yaşar Büyükanıt’ın emekli olduktan sonra Uzun’u başbakana şikayet ederek görevden aldırdığı yönünde açıklaması var.

Avcı, ******’ın video görüntülerinin çok eski olduğunu (sayfa 566) iddia ediyor. ******, görüntüler için “iki haftalık” demişti. Görüntülerdeki saç kesimi ve ağrıları yüzünden bacağı aksayarak yürüdüğü dönemi herhalde ******’dan daha iyi bilemez?

UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI HESABI MI?

Uyuşturucu davasında sanık olarak yargılanan eski Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Aslan için “Ben kefilim” diyen Avcı, kitabında da Emin Bey’e komplo kurulduğu (sayfa 435) iddiasında ısrarlı. Avcı’nın KOM Başkanı olduğu 2004’de yakalanan eroin miktarının 2 bin 500 kilo, Emin Aslan’a komplo kurmakla suçladığı mevcut KOM Başkanı Ahmet Pek’in başkan olduğu 2009’da yakalanan eroin miktarının 12 bin 500 kilo olduğunu hatırlatırsak, bir şey ifade eder mi, takdir sizin.

Ayrıca, uyuşturucu kaçakçısı Ertuğrul Yılmaz tarafından kurulan Doğuş Factoring’in yüzde 10 hissedarı ve Ergenekon sanığı Muzaffer Tekin’i, bu karanlık şirketin avukatı ve Danıştay cinayetinin tetikçisi Alpaslan Arslan’ı korumaya çalışması (sayfa 504-505) şüphe vericidir.

KANLI DANIŞTAY SALDIRISI AYIBI

Avcı’nın bu arada, Ergenekon kapsamındaki Danıştay cinayetinde faturayı, eski imam 83 yaşındaki Salih Kunter’e kesmesi ilginçtir. Yakalandığı sırada hiç konuşmayan, kaldığı Sincan cezaevinde çok özel ziyaretçilerinin ardından 40 gün sonra Salih Kunter adını veren Alpaslan Aslan, ilk duruşmada bu ifadesini yalanladı. Eylemi, “türban çetesinin işi” olarak karara bağlayan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Kunter hakkında beraat kararı verdi.

Diğer sanıklarla ilgili daha somut delilleri görmezden gelen Avcı, Danıştay’ı Ergenekon’a bağladıkları için savcılara kızıyor. Avcı’nın, birleştirme kararını Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiğini bilmeyecek kadar cahil olduğunu düşünmüyorum, sanırım, istihbaratçı kimliğiyle kafa karıştırmayı hedeflemiş.

AVCI’NIN ATLADIĞI İNCE AYRINTI

Soruşturmalar nedeniyle görevlerinden alınan emniyetçiler Mustafa Gülcü, Celal Uzunkaya, Faruk Ünsal ve Orhan Özdemir’i koruyan Avcı, burada da çelişki içinde. Mesela Ünsal, AK Partili isimlerin karıştığı bir çeteye bilgi sızdırdığı iddiasıyla tutuklandı. Avcı kitapta bir kurnazlık daha yapıyor, soruşturmada görevli polisleri çok iyi tanıdığını belirttiği halde güya “onların da bilmediği” bilgilere ulaşmak için (sayfa 475) polislere olayı sormuyor. Çünkü o polisler, Ülkücü kökenli ve kendisi bunu çok iyi biliyor.

Avcı, Gülcü’nün emniyet genel müdür yardımcılığı görevinden “Ergenekon diye terör örgütünün kayıtlarında olmadığını” söylediği için cemaat tarafından alındığını söylüyor. Herkes biliyor, Gülcü, Bakan Beşir Atalay’ın çok yakın dostudur, hakkında soruşturma açılınca gözünün yaşına bakmadı.

BASKININ NEDENİ MEÇHUL İHBARCI MI?

Kitabın 488. sayfasında, İstanbul istihbarat birimi hakkında hukuk dışı dinlemeler yaptığı gerekçesiyle 8 ayrı yere gönderdiği ihbar mektuplarına yer veren Avcı’nın bu girişimi, Osman Paksüt’le ilgili soruşturma kapsamında 2008 Ağustos’unda yapılan emniyet baskınının gerisindeki “meçhul ihbarcı” olduğu izlenimini doğurdu. Erzincan dosyasına da el atan Avcı, Başsavcı İlhan Cihaner’in görev sınırlarını aştığını kabul etmekle birlikte komploya kurban gittiğini (sayfa 508) anlatırken, iddiasını Eskişehir’de görev yapmış aynı davada sanık Albay Recep Gençoğlu’nun sözlerine (sayfa 509) dayandırıyor. Avcı, Sabancı Center’deki cinayette cevabı verilmemiş hiçbir sorunun kalmadığını (sayfa 540) söylerken, hapishanede öldürülen katil Mustafa Duyar’a hiç değinmiyor. Vakit Gazetesi’nin web sayfası Habervaktim’i bile cemaatle ilişkilendiriyor. 51 Nolu DVD’deki görüntüleri de cemaat çıkınına ekleyen Avcı, bu konuda bildirimde bulunulduğu halde sadece bir kişinin dava açtığını unutmuş olmalı. Bir de vukuatı var Avcı’nın. Başbakanın eşi Emine Erdoğan’ın telefonlarını dinlemiş. Özrü kabahatinden büyük, “tesadüfen dinlemeye takılmış” diyor. Başka tesadüfler üzerinden yargısız infaz yapan Avcı’nın bu tutumu sizce tesadüf mü?

Kitapta, çeteler ve uyuşturucuyla mücadeleyi gölgeleme gayretinin yer aldığı daha bir dizi “zırva” var. Eğer, dünün efsane polisi, iddialarını tartışmak isterse, kendisiyle istediği TV kanalına çıkmaya hazırım. Hadi kap gel kitabını...
şamil tayyar
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPtsi Ağus. 23, 2010 2:57 pm

Şamil tayyar ne dese boş, ok yaydan çıktı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyCuma Eyl. 03, 2010 12:39 am

[center]


[img]http://gizlibelge.files.wordpress.com/2010/08/halicte-yasayan-simonlar-dun-devlet-bugun-cemaat.jpg?w=250&h=358[/img]


[url=http://hotfile.com/dl/65707154/b196af2/Halite_Yaayan_Simonlar_Dn_Devlet_Bugn_Cemaat.rar.html][size=18][color:1a1a=yellow]KITABI INDIRMRK ICIN TIKLAYINIZ..[/color].[/size].[/url][/center]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptySalı Eyl. 28, 2010 9:15 pm




[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/Resim_1285702351.JPG[/img]

[size=24]
[color:d3d5=red]
Hanefi Avcı tutuklandı
[/color]

[/size]
[size=18]
Devrimci Karargah Örgütü'ne yardım ettiği gerekçesiyle mahkemeye sevk edilen ve avukat istemeyen Emniyet Müdürü Hanefi Avcı tutuklandı.
Haliç`te yaşayan Simonlar, dün devlet bugün cemaat’ isimli kitabıyla tartışma yaratan Eskişehir eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, bugün ``Devrimci Karargah Örgütü`` soruşturması kapsamında Ankara`da gözaltına alınarak İstanbul`a getirildi.

İfade vermeyi reddeden Avcı, nöbetçi mahkeme tarafından tutuklandı..


[color:d3d5=red]
AVCI'DAN AÇIKLAMA[/color]

Hanefi Avcı, açıklamada, alnının açık olduğunu ve adalete veremeyeceği hiçbir hesabının bulunmadığını söyledi. Hiç kimse ile suç içerecek, davranış, konuşma ve ilişkisinin olamayacağını ifade eden Hanefi Avcı, kitabını yazarken "Bana her şeyi yapmayı deneyeceklerdir" dediğini ama bu kadarını da beklemediğini ifade etti.

Hakkındaki iddiaların bir cemaat operasyonu olduğunu öne süren Hanefi Avcı, "Zorla götürürüler ama asla kendi gönlümle gitmeyeceğim, cemaatin plan ve programı doğrultusunda hareket eden hiçbir kimse ve makamın önünde eğilmem, bu devletin yasalarına göre davrandığına inanmadığım adalet makamının hiçbir sorusuna da cevap vermem" dedi.

Yazılı açıklamasına , "Kitapdan sonra ne oldu..." diye başlayan Hanefi Avcı, kitapla ilgili olarak hakkında 8 ayrı soruşturma yürütüldüğünü, bunlardan 6'sının kitap içeriğini suç kabul eden soruşturmalar olduğunu, ikisinin ise izinsiz basın açıklaması yaptığı gerekçesi ile yürütülen soruşmalar olduğunu ifade etti.

[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vertes
AKINCI MOD
AKINCI MOD
vertes


Mesaj Sayısı : 323
Reputation : 14
Kayıt tarihi : 14/06/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptySalı Eyl. 28, 2010 10:02 pm

hanefi avcı iki doğru iki yanlış haberle işi bulamaç ederek kendi pisliklerini örtüp çeteci yönünün üstünü örtme çabasına girişirken etrafına yeni arkadaşlarını katarak çevresini zırhlama yoluna gitmiş..

hanefi avcı ****** kaseti yalanmı ?? laikus ulusalcı ******ın kendisi yalanlayamazken avcı efendi kaset yapıldı diyor.. meclisin porno yıldızı bayanı yalanlamazken ****** yalanlamazken avcı efendi ******ın savunuculuğuna kalkarak yapılan kirliliği örtmeye çalışması ne kadar tutarlı olur..

balyoz olayında cami bombalaması olmazmış..peh peh peh bak sen yalana emekli cuntacı yirmibeşoğlu kıbrısta cami bombaladık diyor avcı bunlar yalan diyor..
kıbrısta cami bombalayan menderesin katili cuntacılar türkiyede neden camii bombalamasın ??

rektör yücel aşkın anası ne olduğu belli olan bu rektör başörtülülülere yedi başlı ejderha kesilince hanefi avcı nerdeydi ?? rektöre iftira edilmişmiş falanmış filanmış

savcı cihaner müslümanlara karşı dava açmaya yeltenirken sobelendi ve içeri tıkıldı mesele bu kadar basit ve açıkken avcı efendi burda da av köpeği tarzıyla olayı ters yüze ederek anlatarak bağlı olduğu çeteyi deşifre etmediğini gösterme çabasına girişmiş..

söylediklerinden savcılar kısmı doğru ki daha önceden bir ismi açıkça burda ondan önce yazdığımızı söyleyebilirim..
veli küçük adlı çeteci zibidinin savunmasını alan iki numara söylenen cemaattendir..

avcı efendi şimdi sırayla tüm laikus çeteciler menderesin katilleri avcılıktan av olmaya dönüşünce kuzu kesildiniz..eline kalem kağıt alan güneydoğuda şunu yaptım bunu yaptım diye martaval atmaya başladınız ki palavralarınıza kimse inandığı falan yok..
maç daha yeni başlıyor sıra ulusalcı ankara putperesti bahçelide sonrası menderesin asan kurumun tepesinde yer alan beşten birinin imralıya gönderilmesindedir sonrası babası vergi deftarı olup millete kan kusturanın oğlu kılıçlarınoğlumu olur yoksa kılıçsızoğlumu olur allah bilir..

avcının kitap anlatımları ayıklanmaya ihtiyaç duyuluyor.. fetullahçı yapı yahudi örgütlenmesi gibi olup avcı kullanılan kesimden olduğu için fetullahçı yapıyı değilde çokca nereye atış yapacağını bilmeyen acemi durumuna düşmüş..




Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptySalı Eyl. 28, 2010 11:02 pm

[size=18]Herkes kötü, herkesin geçmişinde kir var, pis var.

Amenna.
Kimseye ihtiyacımız yok.
Hayhay.
O zaman Vertes'in elinde öyle bir güç var ki Kumandanın emrine sunacağı, başka hiçkimsye de ihtiyacı yok. Defedelim gitsinler. O'nun güç toplamaya ihtiyacı yok, zaten güçlü, devrimi yapmaya Verts'in gücü tek başına yeter. O kendisini tecrid edebilir.
Veyahut, en acısı, Cesur Yürek filminde ifade olunduğu üzere, o, K'yı, reel güçlere istinat etmeden devrim yapacak zannediyor, ve daha da acısı söyledikerlnin o manaya geldiğinin farkında değil. Veya, onun şuur seviyesindeki manzaraya biz hakim değiliz. Arada algılama farkı olduğu açık.
Ha, eğer böyle tek başına işi halledecek bir güç yoksa Vertes'in elinde, vay kendinde bir şey vehmettirenin haline.
Vay haline ki, kötüden iyiye gelmeye dair çabası olan adamın geliş yoluna, "sen gelemzsin, geçmişin kirli" diyerek bariyerler koyuyor.[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptySalı Eyl. 28, 2010 11:12 pm

[size=18]Siyaset, reel güç analizleri üzerine inşa edilir.


Vertes, sen, İbda değilsin, İbda'nın gücünü ölçemezsin, sen kendin kendi zati gücünle neysen o'sun. Kendi siyasetin de bu gücün müşahhas analizi üzerine olur.

Bizim bu kendimizden başka kimseyi beğenmez tavrımız, gelecek olanların önünü keser. Bu tavır çok tehlikeli. Hani yanlıştan dönenlere altından köprüler inşa edecektik? Yanlıştan dönüş, doğruyu bulmanın ilk ama en önemli adımı değil mi?

Niyetleri sorgulayabilir miyiz?

İşte mesele burada zaten, niyetler, adamın bizim esas düşman tarifimiz çerçevesinde, ne tarafa doğru adım attığına dair sorgulanabilir.

Bizim esas düşman tesbitine dair stratejik bir tarifimiz yoksa, kimin nereye gittiğini de tarfi edemeyiz. Edemeyince de herkesi kötülemek, en azından ulaşamayacağını zannetikleriini kötülemek, yapılması gereken esas düşman tarifi üzerinden ters tarafa gidiyor da olsa ulaşılabilenlere sempati göstermek siyaset zannedilir.[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
INSAN

INSAN


Mesaj Sayısı : 892
Reputation : 33
Kayıt tarihi : 17/05/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptySalı Eyl. 28, 2010 11:29 pm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
INSAN

INSAN


Mesaj Sayısı : 892
Reputation : 33
Kayıt tarihi : 17/05/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptySalı Eyl. 28, 2010 11:33 pm

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyÇarş. Eyl. 29, 2010 12:38 am

[b][size=21][color:0d05=#ffffff]"Kahraman" Komiseri Belirsiz Bir "İstanbul Polisiyesi"

Açık İstihbarat[/color][/size][/b]
[b][/b]
[b][size=21][color:0d05=#ffffff]
[table:0d05 style="TEXT-ALIGN: left; WIDTH: 590px; HEIGHT: 38px; MARGIN-LEFT: auto; MARGIN-RIGHT: auto" border=0 cellSpacing=0 cellPadding=3][tr][td][right][size=9][b]28.09.2010[/b][/size][/right]
[/td][/tr][/table]
[color:0d05=#330000][b][/b][/color]Eskiden polis dizilerimiz vardı. [i]"Komik asker"[/i] dizilerinin yapılmaya başladığı dönemde ortaya çıkan [i]" kahraman polis"[/i] dizileri , ulusal devletten şehir devlete geçiş sürecinde şehirliyi polise ısındırmaya başlamıştı. [b]Yeni genelkurmayımız Emniyet Genel Müdürlüğü olacaktı; eski Genelkurmay'ı da kırpıp kırpıp yıldız yapılacaktı nostalik geceler için.[/b] O zamanlar gören gördü; görmeyenlere ise sonunda gösterdiler.

Bugün ise Genelkurmay'ı kırpıp kırpıp samanyolu dizisi yapma aşaması sona erdi. [b]Sıra Emniyet içi savaşlarda.

Artık "polis dizilerimiz" değil, "Ankara polisiyesi" dizilerimiz var.
[/b]
Hanefi Avcı'nın tutuklanması Emniyet içi savaşın en kritik muharebelerinden birinin başladığını gösteriyor.

Fetullah Gülen'i deşifre ederken, PKK'ya siyasi figür muamelesi yaparak açılıma çok değerli bir destek veren Hanefi Avcı'nın kitabına yönelik ağır bir eleştiri yazısı kaleme almaya hazırlanırken gelen bu tutuklama neticesinde [b]Hanefi Avcı'nın çelişkiler ve açılım incileri ile dolu kitabına yönelik eleştiri yazımızı şimdilik askıya alacağız.[/b] Düşene vurulmaz. Kendisine ve ailesine yaşadıkları karşısında sabır diliyoruz.

Fakat bu prensip; Hanefi Avcı vakası üzerinden olanları analiz etme hakkımızı elimizden almıyor.
[b]Bu kaotik tabloyu analiz etmeniz için size bir kaç gözden kaçmış done sunacağız..[/b]

Öncelikle sitemizde de yayınladığımız, Tutkun Akbaş'ın [url=http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=8221]"Emniyet'teki Kavganın Perde Arkası"[/url] başlıklı yazısı açık tekrar okuyun.

Hanefi Avcı vakasının patlamasından çok önce, Eylül 2009'da yayınlanan bu yazı Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan'ın tutuklanmasından sonra kaleme alınmıştı.

Yazıda Emin Arslan'ın bu tutuklanmasının arkasındaki Emniyet içi dinamikleri irdeleyen Akbaş; Taraf gazetesinin iki polis kökenli yazarı Emin Uslu Ve Önder Aytaç'ın Emin Arslan'a verdikleri desteğin altını çizmişti. Akbaş; Aytaç'ın daha önceki demeçlerinde Mustafa Gülcü'ye yönelik suçlamalarına da dikkat çekerek, Emniyet içindeki kavgada Mustafa Gülcü'yü önemli bir isim olarak gündeme getirmişti.

İlginç olan, yazdığı kitap sonrasında Hanefi Avcı'ya tavır alan Önder Aytaç, bir sene önce Emin Arslan ve Hanefi Avcı gibi isimlere güvenilir isimler olarak destek çıkıyordu. Aytaç ; Yeni Aktüel dergisine verdiği röportajda aşağıdaki soruya şöyle cevap veriyordu :

[i]“Yine yazınıza dönmek istiyorum. ‘Çetin Gülcü’ gibi hayali bir isimden bahsediyorsunuz. Bu isim Mustafa Çetin ve Mustafa Gülcü isimlerini çağrıştırıyor. Her iki isim de İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a çok yakın isimler. [b]Emniyetçiler ile İçişleri Bakanı Beşir Atalay arasında bir doku uyuşmazlığı mı var?[/b]”

[/i][i]“Bu sorunun en sağlıklı cevabını da Emniyet'i yıllardır bilen, bakanı da 20-30 yıldır tanıyan Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü'nün vermiş olması elbette daha anlamlı olur gibi geliyor bana.”[/i]

Emniyetçiler İçişleri Bakanı'na karşı...

Gülcü, Emin Arslan 'a karşı..

Tarafcı polisler Mustafa Gülcü'ye karşı....

Tarafcı polisler Hanefi Avcı ve Emin Arslan'dan taraf...[i](ta ki kitap çıkana kadar)[/i]

Tablo bu kadar "basit" olsaydı, Finlandiya'da yaşıyormuş hissine kapılabilirdiniz. Oysa burası Türkiye! [b]"dincilerin" anti-Kemalist sergi basıp , sonra da şeriat getirmekle suçlandığı bir ülkede yaşıyorsunuz zihninizi hep açık tutmak zorundasınız.[/b]

Tabloyu bu göründüğünden de karmaşık....

Gelelim dikkate almanız gereken diğer doneye.

[b]"Ergenekon" davalarının hem sanığı, hem avukatı Serdar Öztürk'ten bahsediyoruz.[/b] Kendisi "Ergenekon" sanıklarından Levent Göktaş'ın avukatı iken tutuklananlardan.

Serdar Öztürk'ün "Ergenekon" davalarına sunduğu dilekçeler çok önemli iddialar içeriyor.

6 Temmuz'da "Islak İmza Davası" olarak bilinen, Dursun Çiçek'in meşhur belge ile ilgili yargılandığı davada sözalan Öztürk; [b]büyük hukuk adamı Zekeriya Öz'ün CIA ile düzenli görüştüğü yolundaki iddiaları dile getirdikten sonra[/b], Emniyet içindeki ayrışmaya dair önemli bir anektodu aktarıyor :

[table:0d05 style="TEXT-ALIGN: left; WIDTH: 80%; MARGIN-LEFT: auto; MARGIN-RIGHT: auto" border=1 cellSpacing=2 cellPadding=2][tr][td][i]"Dayı kod adlı bir kişiyle görüştüğü iddiasını açıklayan Serdar Öztürk, iddianamede “dayı” olarak belirtilen kişinin Emniyet İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Sabri Uzun olduğunu söyledi. [b]Serdar Öztürk yıllar önce Sabri Uzun ile yardımcısı [u]Recep Güven[/u] arasında geçen bir konuşmayı aktardı.[/b][/i]

[i]"Sabri Uzun, Recep Güven’in kendisine yıllar önce Ergenekon belgelerini gösterdiğini söyledi. Sabri Uzun bu belgelerin saçma sapan şeyler olduğunu söylemiş. [b]Recep Güven ısrar edince “Tamam getir. Ben bizzat Genelkurmay’a kendim götüreceğim” diyor. Recep Güven “TSK kendi içini temizlemez” diye yanıtlayınca küfür edip kovuyor.[/b]""[/i][/td][/tr][/table]
Hanefi Avcı'nın kitabında olumlu sözlerle anlattığı Sabri Uzun'un Recep Güven'le arasında, Ergenekon'dan yıllar önce yaşanan bu tartışma; Tuncay Güney isimli haham kılıklı ajan üzerinden "Ergenekon" sürecinin ilk aşamalarında gündeme getirilen "belgelerle" de uyuşuyor.

İlginçtir ki; Güney üzerinden mahkeme dosyasına giren ve zamanın MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un "saçmalık" olarak nitelendiği [b]o garip "Ergenekon" şemasında yandaş medyanın patronları ve yazarları bile var.[/b] O şema; bugün ortaya konulmak istenen "şemaya" hiç uymuyor.

Serdar Öztürk müvekkili Levent Göktaş'ın ofisine yerleştirildiği iddia edilen 51 nolu DVD'nin İstanbul Emniyeti'nde hazırlandığını iddia ederek bu işin organizatörlerinin Recep Güven, Mutlu Ekizoğlu ve Ali Fuat Yılmazer olduğunu öne sürüyor.

Öztürk daha sonra avukatı Hasan Gürbüz aracılığı ile duyurduğu dilekçesinde İstanbul Emniyeti ile ilgili şu iddiayı gündeme getiriyor :

[b][i]"Mutlu Ekizoğlu, düzenli olarak Mehmet Eymür'le İstanbul'daki bir otelde buluşuyor ve süreci koordine ediyorlar"[/i][/b]

Mehmet Eymür'ün kim olduğunu hatırlatmaya gerek yok. Mehmet Eymür'ün [i]"güvenlik danışmanlığı"[/i] verdiği ismi ve bu ismin sahip olduğu oteli bilenler açısından Öztürk'ün iddiasındaki otelin hangi otel olduğunu tahmin etmek zor değil. Zor olan; bir Emniyet müdürünün Mehmet Eymür'le neyi koordine etme ihtiyacı duyduğu. [b]İddia doğruysa, daha önce savcılara verdiği "bilgi notları" ile sürece dahil olan Eymür'ün bu süreçteki rolünün daha resmi bir düzeye taşındığı anlaşılıyor. [/b]

Sabri Uzun'la "Ergenekon"'dan yıllar önce "Ergenekon belgeleri" üzerinden kavga eden Recep Güven....

İstanbul Emniyetinde , Mutlu Ekizoğlu ile birlikte sahte DVD ürettiği iddia edilen Recep Güven...

Hanefi Avcı'nın kitabında açıkca suçladığı İstanbul Emniyeti ve özellikle İstihbarat şube...

Hanefi Avcı ile yakın olduğu bilinen Sabri Uzun ve Emin Arslan...

Kafanız daha da karıştıysa, bilin ki yalnız değilsiniz.

Tabloya bakarak öngörebileceğimiz tek şey şu :

[b]Nasıl Emin Arslan'ın tutuklanmasından sonra, İstanbul Emniyeti'nin üst düzey yetkilileri ile "Ergenekon" hakim ve savcılarının samimi yemek pozları medyaya servis edildiyse; [/b]
[b]Hanefi Avcı tutuklanmasından sonra da, kritik bir belge , görüntü servisi olağandır. [/b]

Bu aşamada Taraf'ın polislerinden Emre Uslu'nun 19 Eylül 2009 köşesinde yazdığı yazıdaki şu paragrafı tekrar okumanızda fayda var :

[i]"[b]Emniyet’te operasyon varsa; bunu Emniyet’in üç güçlü birimi Asayiş, İstihbarat-Terör, ve Organize dairelerine bakan Genel Müdür Yardımcıları arasındaki çekişmeler ile üç güçlü il, Ankara, İstanbul ve İzmir Emniyetleri arasındaki rekabette aramak daha doğrudur.[/b] Bunu anlamak için de medyadaki haberleri hangi muhabirlerin yaptığına bakarım ben.”[/i]

Emniyet içi bir kavgayı mı izliyoruz...

Cemaat içi bir kavgayı mı izliyoruz...

Cemaat içi bir kanadın, cemaat dışı bir kanatla ; cemaat içi diğer kanada karşı cephe aldığı bir kavgayı mı izliyoruz...

AKP içi bir kavgayı mı izliyoruz...

ABD içi bir kavgayı mı izliyoruz...

ABD içi bir kanadın, Türkiye içinde bir kanatla, diğer kanada karşı savaştığı bir kavgayı mı izliyoruz...
[i][/i]

Sizi bilmeyiz ama biz bu aralar; [b]"Ankara Polisiyesi" olarak altı çizilen dizide komiser Behzat Ç. 'yi izliyoruz...[/b]

Merak ediyoruz...

[b]"İstanbul Polisiyesi" dizisi ne zaman yayınlanacak, komiserimizin ismi ne olacak?[/b]

[color:0d05=#330000][b]Açık İstihbarat[/b][/color][/color][/size][/b]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vertes
AKINCI MOD
AKINCI MOD
vertes


Mesaj Sayısı : 323
Reputation : 14
Kayıt tarihi : 14/06/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyÇarş. Eyl. 29, 2010 8:19 pm

[size=18]imam şafiiye sorarlar müslümanmısın ??
imam şafii inşallah diye cevaplar..

bu soruda ve cevapta soranı cevaplamayan yargılamadığı gibi kendisinin dahi yarına garantisi bugüne teminatı olmadığı anlaşılsa yeridir..kalp an be an değişmeye açık nefs kutbundan ruh kutbuna ruh kutbundan nefs kutbuna düşmeye veya sıçramaya açık bir uzuv..
azya gönüldaş ben kendi adıma ne reelde ne sanalda ibda fikriyatını temsil ediyorum demediğim gibi dahada ötesi sadece fikriyata müntesip insanlara yakın olmaktan şeref duyduğumu söyleme cesaretinde bulunuyorum..

nakşide denir ki << gelene gel deyiniz gidene git deyiniz çün ki bu kapıda ne bekçi vardır ne sultan >> imdi benim gelene git deme lüksüm asla olmadı olmazda ..

gönüldaşlık hukuku gereği ittihatçı geleneğin gereği içeriye yerleşmiş kiliğin geçici islami hamlesine inanarak -aldanarak sesi çok çıkan lakin tabanı olmayanlara yönelik çaba sadece yanlış algılanmalara sebep olabilir ki bu durum ise fikriyatın yürüyüşüne katılmaya hazır olanların katılma sürecini uzatabilir diye düşündüğümden dolayı iyiniyetle görüşümü beyan ediyorum..

ittihatçıların kurduğu devlet aygıtı HAKİM DEVLET anlayışını iman ettiğimiz değerler üzerine değilde düşmanlık anlayışı üzerine bina edildiği için öncelikle HAKİM DEVLET anlayışının yıkılarak HAKEM DEVLET anlayışına rücu etmesi için düzenin temel direkleri olan bazı kurumların aşındırılması bize fayda sağlar diye inandığımdan düzenin kurumları ve has evlatlarının yıpratılması çöplüğe atılması bize fayda sağladığı gibi karşı tarafın it dalaşında hissiyatla taraf olmak bize değil düşmanın bir cephesine omuz vermek olmasın..

şam şeytanı tiplerin dün çıngıraklı yılan olduğu halde düştüğü durumdan dolayı mazlum rolü imanından değil düştüğü acziyetten olduğuna inandığımdan dolayı hanefi avcı veya emekli bazılarının efendi rolleri zürriyetsiz demirelin millete kendisini baba diye yutturmasına benzer..


K-dan üstad hayattayken rapor -3 yazdığı yazıda kimseye kaçacak yol bırakmamacasına ölçüyü temellendirmiş << kim pazarlıksız allah ve resulü diyorsa biz ondanız oda bizdendir >> bir insanın sol veya sağ ön veya artçı olması değil söylediği ve eylemlerine göre bakarak tahlil etmeye çabalayarak yorumlarda bulunmaya çabalıyorum..bu manada dününe bakmıyorum lakin bügünde söylediği sözü dikkatle dinleyerek karar vermem gerektiğine inanıyorum son sözlerimi deylemiye ait güzel bir söz kendime ait küçük bir notla bitireyim..

adalet güzeldir idarecilerde daha güzeldir
cömertlik güzeldir zenginlerde daha güzeldir
dinde titiz olmak güzeldir alimlerde daha güzeldir
sabır güzeldir fakirde daha güzeldir
tövbe güzeldir gençlerde daha güzeldir
haya güzeldir kadında daha güzeldir..


azya gönüldaş son ricam ite köpeğe sebep gönüldaşlık hukukunu zedeleyici kelamlardan kaçınmandır..bu konuda elbette takdir senindir..[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyÇarş. Eyl. 29, 2010 11:27 pm




[img]http://www.odatv.com/images/2010_09/2010_09_28/yakinda-orgutte-bize-yer-kalmayacak-diye-korkuyoruz-2809101200_l.jpg[/img]
[size=24]
[color:f894=red]
"YAKINDA ÖRGÜTTE BİZE YER KALMAYACAK DİYE KORKUYORUZ"
[/color]
[/size]


[size=18]

İstanbul'da başlayan Devrimci Karargah Operasyonu'na bugün Hanefi Avcı'nın dahil edilmesinin ardından örgütten açıklama geldi. Avrupa'dan yayın yaptıkları internet sitesi aracılığıyla açıklama yapan örgüt, hem Hanefi Avcı'nın hem de tutuklanan isimlerin kendileriyle ilgisinin olmadığını açıkladı. Örgüt kendileri üzerinden AKP'ye muhalif kesimlerin tasfiye edildiğini iddia edeken espri de yaptı: "AKP’nin tasfiye etmeye niyetlendiği kim varsa Devrimci Karargah yapılanmamıza dahil edileceği ortadadır. Asıl korkumuz bu gidişle örgütte bize yer kalmayacağı üzerinedir."

Örgüt cemaat hakkında ise şu yorumu yaptı: "şunu da itiraf etmeliyiz ki; infazlara, yargısız infazlara, işkencelere, uzun hapisliklere rağmen ve onlara karşı mücadelede, bunları mücadelenin bir gereği gören bir anlayışla kolayca geliştirebildiğimiz karşıtlığı Fethullahçı bezirganlığın binlerce yıllık deneyimiyle üzerimize yönelttiği bu ilkellik ötesi kurgulu yalan ötesi saldırıları karşısında geliştirmekte son derece zorlanıyoruz. Bu konuda büyük bir acemilik içinde olduğumuz açıktır."[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ Empty
MesajKonu: Geri: HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ   HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ EmptyPerş. Eyl. 30, 2010 4:25 pm

[size=18]Vertes'in can damarına basmışız, güzel şeyler söylemiş.


İfadesindeki samimiyet güzel.

Mesele konuşalım o zaman.

İbda'yı temsil etme meselesi...

BU iddia zaten, "ben ibda'yı temsil ediyorum!" diye yapılmaz, yapılmadı da. Söylenen söze dikkat etmek lazım. Sözün nerelere gittiğine. Şimdi biz burda, kendi anlayışlarımızı konuşuyoruz, siyaset konuşuyoruz, söylenen sözlerin ne ifade ettiği üzerine tartışıyoruz. Ne yaparız da ibda'ya faaydalı hale geliriz üzerindeyiz. Bunu da ahbap çavuşluk ilişkisinden öte sahici temellerine oturtma, kendimizden başlayarak anlayışları bu çerçevede yenileme derdindeyiz ki, işte şunca yıllık geçmişten sonra, içinde olduğumuz içler acısı hal ortada. O zaman değiştirilmesi, yenilenmesi gereken bir şuur ihtiyacındayız. Ezbere değil de gerçekten düşünerek, anlayarak konuşmak.

Ben zaten yazdıklarımda, sana, ibda'yı temsil ediyorum diyorsun demedim.

Dikkatli okursan, yazdıkların, ibdayı temsil ediyorum manasına geliyor, tehlikeli olan bu diyorum. Çok açık net ve gerekirse acıtıcı yazacağım. Yani İbişlik böyle başlıyor. Yanlış anlama, bu tehlike hepimiz için geçerli, ezbere konuşmaya başlarsak böyle oluyor. O süreçlerden hepimiz geçtik. Bu hataları hep yaptık. Normaldir. Çocuk, içine doğduğu toplumun dilini konuşmayı öğrenirken, ezberlediklerini şuursuz olarak tekrarlar. Bu süreçte, misal, benim oğlan dayısından küfretmeyi öğrenmiş, bana, anasına, dedesine basıyor küfrü. Hepimiz bu süreçlerden geçtik, geçeceğiz, ama işte ben kendi adımaa yazıyorum zaten en başta. Yaşımız şu oldu, şu kadar yıldır bu işin içindeyiz, yani bu kadar zamanda insanlar ilkokuldan başlayıp üniversiteleri bitiriyor. Ama biz hala, ezberlediklermizi tekrar etme devresini bir türlü geçmemekte ısrar ediyoruz.
Ezberleimizi tekrar edince de, klişeleri, terkibi hükümleri tekrarlayınca, bir şey söyledik zannediyoruz.
Devam edecek.
[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
HANEFİ AVCI CEMAATİ DEŞİFRE ETTİ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 3 sayfasıSayfaya git : 1, 2, 3  Sonraki
 Similar topics
-
» AVCI KEKLİĞİ
» İskenderpaşa Cemaati
» FETULLAHÇI KOMPLO DEŞİFRE OLUYOR
» ****** CHP den istifa etti...
» DENKTAŞ VEFAT ETTİ

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: Fetullah-
Buraya geçin: