[size=24][color:2bcd=orange]
İSRAİL-AKP SİYAM İKİZİDİR - [/color]
[/size]
Yıldıray Çiçek
[size=18]
İsrail'in yaptığı alçak saldırı sonrası, AKP iktidarına yeni istismar malzemesi çıktı. Ortada ölüler var, yaralılar var, acı var, hüzün var… Ama AKP, bu durumu bile istismar etmekten çekinmemektedir. O gün Davos'ta "sahte kahraman" yaratanlar, bugün İsrail'e karşı kuru nutuklar atarak kahramanlık pozları vermeye devam ediyor.
Davos'ta yaşananların sahte olduğunu, İsrail'in yapmış olduğu son alçak saldırıdan sonra AKP hükümetin yaptığı açıklamalarından çok net anladık…
Bülent Arınç "İsrail'in bu saldırısına yönelik ne gibi yaptırımlar uygulayacaksınız?" sorusuna, "İsrail ile 3 tatbikat iptal edildi." diye cevap vermiştir. Bu AKP değil miydi İsrail'e sözde posta koyduğunu söyleyen, İsrail'e sözde haddini bildiren? Demek ki, AKP- İsrail ilişkisi tam hız devam ediyormuş… Zaten AKP-İsrail aşkının devam ettiğini geçtiğimiz haftalarda İsrail'in Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyeliğine Türkiye'nin desteği sayesinde kabul edilmesi ile açıkça görmüştük.
İsrail'e karşı şimdi de esip gürlüyorlar. Demek ki, Türkiye ile İsrail arasındaki askeri ve ekonomik ilişkiler dünkünden daha sağlam bir şekilde devam edecektir. Recep Tayyip Erdoğan İsrail'e ne zaman sesini yükseltse, ilişkiler daha da sağlamlaşmaktadır.
İsrail'in alçak saldırısı sonrası AKP yandaşları gazete köşelerinden, televizyon ekranlarından "Bu rüzgâr AKP'yi yine tek başına iktidar yapar." diye propaganda yapmaya başladılar. İnsanlar, hükümet tarafından bile bile İsrail'in kucağına, ölüme gönderilirken, İsrail işbirlikçisi bir iktidar, bu durumu kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Alçaklık, sadece İsrail cephesinde değil yani…
AKP iktidarı, İsrail saldırısını bile oy hesabı ile şekillendirmeye çalışa dursun, İsrail saldırısı hakkında kendi üzerinde derin şüpheleri de barındırmaktadır. Bunu yine AKP yandaşı yazarların yazılarından anlamaktayız. Yardım gemisinde bulunan ve İsrail'in tutukladığı Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Hakan Albayrak'ın 17 Nisan günü yazdığı "Bir grup AKP milletvekili, 15 Mayıs'ta demir alması planlanan yardım gemilerinde çoktan yer ayırttı." şeklindeki yazısı ve Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak'ın Haber Türk kanalında olay sonrası yaptığı "Mavi Marmara gemisine binen Türklerin tam listesi sadece hükümete verilmişti. Ama bu baskın sırasında görüldü ki, gemiye inen İsrail askerlerinin elinde de birebir aynı liste var. Ve bu listeye dayanarak, İsrail'lilerin infazlar yapmış olma ihtimali var. Yoksa neden açıklamıyorlar bunca süredir gerçek ölü ve yaralı sayısını…" şeklindeki açıklaması da şüpheler üzerine ışık tutacak tarzda açıklamalar olmuştur.
İsrail haftalardır bu yardım gemisine yönelik "Gelmeyin. Müdahale ederim." uyarısı yaptığı halde, bu gemi nasıl güvenliği alınmadan gönderildi ve o gemide yer ayırttığı söylenen AKP milletvekilleri gemiye binmekten son anda neden vazgeçtiler?
Abdurrahman Dilipak'ın "Sadece hükümete verilen listenin aynısı İsrail askerlerinin elinde de vardı." sözleri üzerinde önemle durulmalıdır.
AKP katıksız İsrail işbirlikçisidir. O yüzden, AKP iktidarının ve Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e bağırıp çağırmasının hiçbir ciddiyeti yoktur.
Geçtiğimiz yıllarda İsrail Başbakanı Olmert, Türkiye'ye gelmiş ve beş gün sonra İsrail Gazze'ye çok büyük kanlı askeri operasyon yapmıştı. O günlerde basın organlarında çıkan tüm haberler, Olmert'in saldırıyı önceden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a haber verdiği yönündeydi. ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin eş başkanlığını yapan Recep Tayyip Erdoğan'a haber verilmemesi, zaten ABD ve İsrail ikilisinin büyük ayıbı olurdu.
İsrail'in yardım gemisine saldırı olayında, AKP iktidarı baştan sona suçlu ve hatalıdır. İsrail'in her türlü alçaklığına rağmen, onlarla her türlü işbirliğine devam eden ve İsrail'in gemiye saldırı yapacağını bile bile yardım gemisinin gidişine izin veren AKP, bu olayın başlıca sorumlusudur. Türkiye'deki şehitlerimizin cenazesine katılıp "Şehitler Ölmez, Vatan Bölünmez" sahiplenmesi gösterenlere provokasyoncu gözü ile bakan bu iktidarın, İsrail'in "müdahale edeceğim" demesine rağmen, o gemiye yol vermesi çok tuhaf değil mi? Bu bir komplo teorisi değildir. Sadece, AKP'nin geçmişte yaptıkları ile bugünü değerlendirmektir.
Bugün, geçmişteki tüm söylemlerine rağmen, utanmadan, saldırıda ölen ve yaralananlar üzerinden istismar oluşturmaya çalışıyorlar.
AKP yandaşı olmakta birbiri ile yarışan Hakan Albayrak ve Abdurrahman Dilipak gibiler, kendi yazdıkları ve konuştukları üzerinden İsrail'in bu son saldırısını değerlendirmeli ve AKP-İsrail ilişkisini sorgulamalıdır.
Sadece onlar mı? Türk milletinin her mensubu, AKP-İsrail arasındaki açıktan ve gizliden yapılan her türlü işbirliğini artık görmeli ve AKP'nin siyasi tiyatrosuna son vermelidir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e yapmış olduğu "sahte çıkışlara" artık kimse aldanmamalıdır.
AKP-İsrail ikilisi, ABD tarafından birbirine yapıştırılmıştır. Birbirlerinden ayrılmaları mümkün değildir. Bu ikilinin birbirini üzmesi, asla mümkün değildir. Üzülen, acı çeken taraf, Müslüman taraf olmaya devam edecektir.
Çünkü AKP-İsrail ilişkisi "Durmak yok, Yola Devam!" şeklinde devam edecektir…
Bunlar değil miydi, Offer için yeri göğü inleten.
Bunlar değil miydi, sınırlarımızı İsrail' peşkeş çekip "İsrail Fabrika yapacak, Ali'ler, Ayşeler çalışacak" diyen.
Ülkemizdeki İsrail menşeli her işin arkasında ve yanında kim var sanıyorsunuz siz?
[/size]