AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 SUDAN'A SÜNNET VESİLESİYLE ZİYARET

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

SUDAN'A SÜNNET VESİLESİYLE ZİYARET Empty
MesajKonu: SUDAN'A SÜNNET VESİLESİYLE ZİYARET   SUDAN'A SÜNNET VESİLESİYLE ZİYARET EmptyÇarş. Şub. 24, 2010 3:15 pm

[color:a8d2=yellow]
[size=18]
SUDAN'A SÜNNET VESİLESİYLE ZİYARET [/size]
[/color]

Ribat Dergisi
6.2.2006 cumartesi sabahı saat 7.00'da Konya Havaalanı'nda bir gurup sağlıkçı ordusu ve yardımcıları Sudan'a sünnet orerasyonuna gitmek için uçaklarına binmeyi bekliyorduk.Çocuk Cerrahı Dr. Hasan ........., Genel Cerrah Dr. Kemal Aslan, Dr. Fatih Soydemir, Dr Hamdi ........, Dr. Faruk Altınok, Sağlık Memuru Selahaddin ........., Sağlık Memuru Cemal ........., Sağlık Memuru Mehmed ........, Sağlık Memuru Zühtü ve diğer sağlıkçı olmayan dostlarımızla önce İstanbul'a havalandık inince hemencik sahabelerimizin, büyüklerimizin, Üsdad Necip Fazıl'ın mezarlarını ziyaret ettik ve gece Hartum'a yani Sudan'ın Başkentine uçuşa geçtik.

Orada bizi Sudan'da yaşayan Avukat Cemil Tekeli Bey ve Sudan Kızılayı'nın görevlileri karşıladılar.Yine Sudan Kızılayı'nın araçlarıyla dinleneceğimiz eve gittik.Bu öyle güzel birşeydi ki Sudan Devleti'nin yapmayı düşündüğümüz icraatları baştan benimsediklerini ve desteklediklerini gösteriyordu.Ben sağlıkçı kimliğimle üçüncü kez Sudan'a giden birisi olarak bunu çok iyi anladım ve hissettim.Bu arada sağlık hizmeti altında emperyalist gayelerle gelen batılılar olduğunu da yeri gelmişken hatırlatalım.

Planlama ve yol haritası çizmek için Sudan Kızılayı Başkanı Osman Cafer'i ziyarete gittiğimizde bambaşka bir insan olduğunu farkettim.Biz Türkler hayır işlerinde aksiyon vasfımızla hızlı manasına arapça tabirle "seri seri" biliniriz. Ama Osman Cafer bu hususta fazlasıyla bizimle uyum içindeydi. Bize en hızlı ve dayanıklı bir elemanını verdi. Başladık eksik kalan malzemelerimizi almak için koşturmaya.Çoğunu Devletin resmi kuruluşundan yardım kuruluşlarına mahsus piyasanın beşte bir fiyatlarıyla temin ettik. Ertesi gün ağırlıklarımızı bırakıp doktor önlüklerimizi kuşanarak topluca Sudan Kızılayı'nı adeta bastık. "Bizi sünnet yapacağımğız yere yollayın dedik." Osman Cafer bu manzaradan çok duygulandı.Güvenlik engellerini aşarak bizi sapasağlam üç Sudan Kızılayı şöförüne teslim etti ki bir tanesi Güney'de Batılılarca çıkartılan İç savaşda büyük oğlunu şehid vermiş şehid babası Seyyid diğerleri de Cemal ve Velid idi.

Ve böylece Etiyopya, Eritre sınırlarına yakın Sudan'ın Kessele Eyaleti'ne doğru yola çıktık.Gece 2.00 civarı Kızılay misafirhanesine ulaştık.Dört dörlük ağırlandık. Ertesi gün Sudan Sağlık Bakanlığı ve Sudan Kızılayı ile son bir toplantı yaptık. Bu arada Alman Kızılhaçı'ndan bir bayan görevli bizim aynı bir ülkenin vatandaşı gibi kardeşçe işbirliğimize biraz hayranlık biraz da kıskançlıkla bakıyordu. Ve nihayet ikiye ayrılarak çöllere doğru yola çıktık. Artık menzillerimize ulaşmaya başlamışdık. Zorluklar bize vız gelirdi.Bizim bu çıkışımız Sudanlı sağlıkçıların da şahlanışına bir teşvik oldu. Birlikte şahlandık. Sudan askeri, Sudan polisi, Sudan halkı, Türk sağlıkçıları, Sudan sağlıkçıları, Türk günüllüleri, Sudan gönüllüleri evet hepimiz yekvücud olduk. Başladık sünnetlere. Çocuk ağlamaları, sünnet sırası yarışları, herkezin sünnet olacağının telkinleri, hediye alan çocukların sevinç çığlıkları vardı ses olarak etrafda. Bayram yeri gibiydi ortalık. Davullar çalıyor, sevinçten zılgıtlar çekiliyor, dualar ediliyor, her yerde Türk ve Sudan bayrakları dalgalanıyordu. Herkez organizatördü. Karıncalar gibiydik.Molalarımız yemek ve namaz içindi sadece.

Son gün biraz daha farklı bir yere gidecektik. İyice Eritre sınırına yaklaşacak ve Eritre-Etiyopya savaşından kaçan Eritreli müslüman mültecilerin çocuklarını sünnet edecektik.Öyle de yaptık hatta gelemeyenler için arabalar tutuldu. Uzaklardan yürüyerek gelenler de oldu. Hiç kimseyi bırakmadık. Tam gideceğiz arabalara bineceğiz. Yeni gelenler oldu. Tekrar malzemeleri açtık o sünnetleri de yaptık.Elleri çalışmaktan yara olan, kesilen arkadaşlarımız oldu. Ama hiç yavaşlama olmadı.

Elimizde olmayan sebeplerle sünnet yapamadığımız bir yer kaldı. Ama süremiz doldu. Osman Cafer "ben orayı çok önemsiyorum. Çünkü oradan çok Kuran hafızı çıkıyor. Siz gittikten sonra kalan malzemelerle orada kalan 350 çocuğu da biz Sudanlı doktorlarımızla sünnet edeceğiz buna vazife bildim dedi." Böylece sünnetleri bitirdik. Ertesi gün Osmanlıların yaptığı, İngilizlerin tavanını yaktığı Camii Kebiri gezdirdiler ve Hartum'a yola çıktık. Yolda Cuma namazı molası verdiğimiz Sudan'ın dördüncü büyük şehri Medeni'de de sünnete gelmemiz için davet aldık. Kesele'de de Katarakt ameliyatları için teklif gelmişdi yetkililerden. Sudan'da halen biri Hartum biri Nyala'da olmak üzere iki katarakt projesi devam ediyor.Üçüncüsü niye Kessele'de olmasın. Çünkü fakir halk Hortum'a gelemiyor.Bu eyalette de katarakt ameliyatı yapabilen bir göz uzmanı bulunmuyor.

Nihayetinde Sudanlı şöförlerimizle birlekte Hortum'daki evimize vardık. Son kez birlikte içinde ilk defa yediğim tarnana yemeği de -çorbası değil- olan aparatif tropikal meyveli yemeğimizi yer soframızda yedik ve hiç bitmeyen değerlendirme toplantılarımıza başladık. Sudanlı şöförlerimiz çok güzel şeyler söylediler.Hele biri bize "diğerleri gibi yapmadınız, bize tepeden bakmadınız, içinizden biri gibi davrandınız" deyince gözler yaşardı. Zaten bilgi ve sezgi değil midir bizi mütavazi kılan, Mutlak Varlık karşısında yokluğumuzu hissettiren... Bir diğeri yani Cemal size teşekkür ederim bir de sabah namazını ve ikindini özellikle camide cemaatle kılmanızı tavsiye ederim deyince işte Sudan demek geldi içimden. Ve havaalanına geldik. Yatırım için gelen Türk işadamlarıyla karşılaştık. İlk geldiğim iki sene öncesi 3000, ikinci geldiğim bir sene öncesi 5000, şimdi ise 7000 Türk olmuş Hortum'da. Havaalanında polislerle samimi sohbetimiz THY bağlantılı Avrupa'ya dönen 20 kadar Birleşmiş Milletler askerinin bize kinli kinli bakmasına sebep oldu. Tedirgin olup kendilerini ellerindeki savaş oyunlarına vermeye çalıştılar. Hatta uçağa binme sırasında bir arkaraşımız yol istemek için birinin omzuna dokununca tepkiyle "van minüt" demiş. Arkadaş da ona kendinden zuhurla "van minut Recep Tayyib Erdoğan" diye karşılık verince yirmisi de donup kalmış ve bir şey söyleyememişler.
Tarihinin asaletine yakışır, o manayı çağrıştıran küçücük bir çıkışın koca bir islam coğrafyasını nasılda heyecanlandırdığını, müminde olsun kafirde olsun nasıl mana yansımalarına yol açtığını gözlemledik böylece sorumluluğumuzu ve küçükte olsa yaptığımız şeyin kıymetini ve oralara hangi manalarla gidilmesi gerektiğini bir kez daha idrak ettik.

Fırtınalı bir havada İstanbul'a indik değerlendirme toplantılarına devam ettik. Daha iyisini yapmayı planladık. Ve tatlı bir yorgunlukla yeni seferler hayalleriyle geri döndük. Ama hala Darfur'a geçen gönül dostlarımız daha neler yapabiliriz düşüncesiyle keşif için Nyala sokaklarını aşındırmaya şu anda bile devam etmekteler.

Bu arada Etyopya ve Eritre'nin nüfuslarının yarılarının müslüman olmalarına rağmen İsrail'in güdümünde olmaları, Çad'ın da Fransa güdümünde olması Beşir'in de iktidarı ele geçirdikten sonra yapabildiğince İslami bir yönetim sergilemesi ve bağımsız duruşu bu üç ülkenin Sudan'a saldırmasını netice vermiş. Ama Sudanlı bir yetkilinin tabiriyle" Allah'ın yardımıyla" İsrail dostu iki ülke Etiyopya ve Eritre birbirine girmiş. Üstelik mültecilerine de Sudan bakıyor şimdi. Çad, Fransa ve diğer batılılar Darfur'u ve Güney Sudan'ı karıştırmaya ayrılıkçılara silah aktarmaya tüm hızlarıyla devam ediyorlar. Üstelik bunları Sudan'a zorla yerleşen 120000 -yüzyirmibin- Birleşmiş Milletler askeriyle birlikte yapıyorlar.Yine Sudanlı yetkili; "Batılılar, ülkemizi sömürmek için sekiz parçaya bölmeyi planlıyorlar" dedi.

Ama oyunu Anadolu bozacak inşaallah. Bilhassa Darfurlular ve Beşir Hükümeti Türkiye'nin arabulucuğuna dünden razılar. Şimdilik Türkiye buna açıktan cesaret edemiyor nedense?! O zaman iş Anadolu halkına düşüyor. Haydi herkes Sudan için bir dayanışma faaliyeti düşünsün. İster sivil derneklerle ister TİKA ile ister ortaklaşa farketmez etki aynı. Neye gücümüz yetiyorsa onu yapalım. Taa ki bizim arabuluculuğumuz; STKlar vasıtasıyla olsun devreye girsin. Sudan muhalefeti tamamen batılıların desteğiyle seçimlerin yapılmamasına uğraşıyor. Çünkü soğukkanlılığını koruyan ve barış için elinden geleni yapan Beşir yüzde 65 oy oranıyla anketlerde önde gidiyor. Beşir bir de babasının hayrına kardeşleriyle bir cami yaptırıyor.Üstelik Arap Ülkelerinin biz bedavaya yapıverelim teklifini redderek parasıyla bir inşaat şirketi vasıtasıyla tamamen Osmanlı Mimarisiyle, Osmanlıyı hatırlatan bir cami yaptırıyor ısrala. Görmek nasip oldu.Bu Osmanlı arayışı günümüz Türkiye'sini de aşan bir mana taşıyor.Saidi Nursi'nin " Eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal" sözünü tedai ediyor adeta.Yeni bir terkip İslam Birliği'nin merkezi Anadolu. Ekonomik birliğin de ötesinde olması gereken Birleşmiş Milletler Sultasına gerçek bir alt_ernatif olan bir birlik hayali. Ayrıca Amerikalıların bombalayarak yerle bir ettikleri Şifa İlaç Fabrikası'nın enkazını gezdik. Burası Afrika'nın Hiroşiması. 300.000 çocuk ilaçsızlık vesilesiyle ölmüş bombalamadan sonra. Okullar bu enkaza geziler düzenliyorlar. Halk bilinçlendiriliyor. Nefret edilecek , entegre olunmayacak dünya düzenini öğreniyorlar. Antiemperyalist ruha sahip oluyorlar böylece. Darfur dahi böyle. Sadece bir hakem gerekiyor o kadar.

Batı'nın karşısında "Büyük Doğu"nun Afrika Kısmı'nın kalesi Sudan, Afrika'nın incisi Sudan, Afrika'nın merkezi Sudan, antiemperyalizmin Afrika'daki devletleşmiş direniş hattı Sudan. Bize düşen pergelin yazmayan kısmını Merkez Türkiye'ye koyup pergelin yazan kısmını Batıllar dışında kalan yerlerde başta Sudan'da gezdirerek fikrin nakşını İslam Dünyası'na işlemek. İslam Birliği'nin Hakikati'nin temellerini atmak. Rahatlarını bozarak bu Sudan Kessele Sünnet Faaliyetine katılıp, canların ve mallarını ortaya koymuş olan tüm kardeşlerimizi tebrik eder ve bu faaliyetlerini arttırarak devam ettirmelerini, ettirmemizi dilerim.
Anadolunun gebe olduğu muazzam fışkırışa hasret bütün islam coğrafyası, sorumluluğumuzun farkında olarak devam inşaallah...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
SUDAN'A SÜNNET VESİLESİYLE ZİYARET
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» MENDERES VESİLESİYLE
» YARIM KALAN KONULAR VESİLESİYLE
» POLİSTEN GÖNÜLDAŞIMIZ BAKİ AYTEMİZ'E ZİYARET!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: SERBEST KÖSE :: Diğer Bölümlere Uymayan Konular-
Buraya geçin: