AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 AZINLIK VAKIFLARI YASASI

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

AZINLIK VAKIFLARI YASASI  Empty
MesajKonu: AZINLIK VAKIFLARI YASASI    AZINLIK VAKIFLARI YASASI  EmptySalı Eyl. 06, 2011 10:57 pm

AZINLIK VAKIFLARI YASASI

http://www.ordumillet.com/Content.aspx?haberID=1531&B=azinlik-vakiflari-yasasis

06.09.2011
Korkunç bir yaygara ile işin esası gizleniyor.
Yaygara şu: Azınlık vakıflarının elinden alınmış olan mallar iade ediliyor.
İşte gizlenen gerçek:
***

Lozan Antlaşması dışına çıkılarak, azınlık vakıflarına yeni haklar veriliyor:

Hiçbir sınırlama olmadan ve önceden izin almadan
--istedikleri kadar yeni mal mülk edinebilecekler
--yurt içinden ve yurt dışından sınırsız bağış alabilecekler
--sınırsız şekilde örgütlenebilecekler
--Medeni Yasa'ya bağlı vakıflar düzeyinde kabul görecekler
--her türlü ticari faaliyet yapabilecekler
--eğitim, din, sağlık, spor, hayır işleri gibi konularda sınırsız faaliyet yapabilecekler.
--yurt içinde ve dışında şirket kurup ticarethane, özel okul, hastane, turizm tesisi ve kilise yapabilecekler.
--yurt içinde ve dılında şubeler açabilecekler ve onlarla birleşebilecekler.
--2B arazilerini ve orman alanlarını alabilecekler
--bedelsiz olarak aldıkları kilise, manastır, sinagog, okul gibi yerlere ilave yeşil alan yapabilecekler.
Bütün bunlar, Lozan Antlaşmasında mevcut bulunmayan hususlardır.

***

Bu düzenlemenin ABD ve AB dayatması olduğu, ABD Kongresinde kabul edilen "Türkiye'deki kiliselerin hiçbir kısıtlama olmaksızın hak sahiplerine geri verilmesi vesaire" konulu 306 nolu tasarıdan bir hafta sonra AKP tarafından torba yasaya sokulmasından da bellidir.

Bu yasa, Cumhuriyet'in temeline konulan bir bomba.
Ülkemizin içinde kilise devletçikler kurulacak.
Her tapınağın çevresindeki araziler ve binalar satın alınıp buraya cemaat getirilip yerleştirilecek.
Sayısı bini aşan apartman dairesi kiliselerde devşirilen insanlarımız işte buralarda kullanılacak.
Parayı bastırıp alacaklar. Değerinin birkaç misline çıkarsa kim nasıl satmamakta direnebilir?
Varsayalım satmayanlar çıktı. Etrafı Hıristiyan cemaatle dolup taşınca nereye kadar dayanacaklar?
Okullarını, hastanelerini vesaire de yaptılar mı al sana papazın yönetiminde bir kilise devletçik.
İlk hedef, Fener Patrikhanesinin çevresini satın alarak Balat'ta Fener Devletçiği kurmak.

***

Lozan Antlaşması'nda, sadece antlaşma sırasındaki mevcut malları tanımayı üstlendik.
Bu malların üzerine yeni mallar eklenmesi Lozan'a aykırıdır.
1935 tarihli 2762 nolu Vakıflar Yasası'nın 44. Maddesi, işte bu yüzden, taşınmazın vakıf adına tescil edilebilmesi için en az 15 yıldır vakıf tarafından kullanılmakta olması şartını getiriyordu.
1936 Beyannamesi'nde istenen en önemli koşul bu olduğu için, o tarihte, azınlık vakıfları taşınmazlarını gösterir listelerinde bu şarta uymayan malları gösteremediler.
Bazı malları kişiler üzerine yazdırmaya çalıştılar, mahkemelik oldular.
Bu yüzden, listeye alınamayan mallar Maliye hazinesi adına tescil edildi ve 1974 yılına kadar davalı olarak kaldı.
Kesinleşmiş Yargıtay kararı ile de, bu mallar hazineye kaldı.

Şimdi Lozan, 1935 Vakıflar yasası, 1974 Yargıtay kararı paspas gibi çiğnenerek bu mallar azınlık vakıflara verilecek.

***

Kurtuluş Savaşı sırasında:
Mezarlıklar dahil tüm binalar silah deposu ve örgütlenme merkezi olarak kullanılmaktaydı.
Ayavukla Kilisesi Mustafa Kemal'e İzmir'e girişi sırasında suikast yapılması planının merkezi idi.
M. Kemal, bu kiliseyi müzeye çevirmişti. Şimdi AKP bu binayı yine kilise haline getirdi.
Hedefleri değişmemiştir.
Lozan'ın bir noktadan delinmesi, her tarafının delinebileceği ortamı yaratır.
Emperyalizmin değişmez sevdası, Sevr planını günün birinde uygulamaktır.

***

Yunanistan ülkesindeki Türklere cehennem hayatı yaşatır, Ermenistan ülkesindeki tüm Türk eserlerini yıkıp dozerle düzlerken bizim bu şekilde davranmamız karşılıklılık ilkesine de aykırıdır ve düşmanlarımızı haksız eylemlerinde cesaretlendirmekten başka işe yaramaz. İşin diğer bir yüzü de budur.


Ali Serdar BOLAT
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

AZINLIK VAKIFLARI YASASI  Empty
MesajKonu: Geri: AZINLIK VAKIFLARI YASASI    AZINLIK VAKIFLARI YASASI  EmptySalı Eyl. 06, 2011 10:58 pm

BALKANLARDAKİ OSMANLI VAKIF ESERLERİ DE İADE EDİLECEK Mİ?

http://www.ordumillet.com/Content.aspx?haberID=1530&B=balkanlardaki-osmanli-vakif-eserleri-de-iade-edilecek-mi-

06.09.2011
Azınlık vakıflarına ait taşınmazların iade edileceğinin açıklandığı bu günlerde akla gelen ilk konu Balkanlardaki Osmanlı vakıf eserleri oldu.
Azınlık vakıflarına ait taşınmazların iade edileceğinin açıklandığı bu günlerde akla gelen ilk konu Balkanlardaki Osmanlı vakıf eserleri oldu. Balkan ülkelerinin el koydukları Osmanlı vakıf eserlerini-taşınmazlarını iade etmesi ve Türkiye’nin bu konuda çaba sarf etmesi gerektiği gündemdeki yerini aldı.
Balkanlardaki Osmanlı vakıfları nasıl kuruldu, bu vakıflar neler inşa ettiler?
Beş asırdan fazla bir süre Osmanlı idaresinde kalan Balkan coğrafyasına iskan politikası çerçevesinde Anadolu’dan binlerce aile yerleştirilmiş bölgede Türk-İslam nüfusu yoğunlaştırılmış buna paralel olarak da yoğun bir imar faaliyeti gerçekleştirilmişti. Osmanlılar Balkanlarda bu süre zarfında 15 binden fazla eser inşa etmişti. İnşa edilen bu eserler yüzyıllarca bölgede yaşayan insanların hizmetine sunulmuştu. Cami-mescit, tekke-zaviye, mektep medrese, kütüphane, han, bedesten, çarşı, hamam, imaret, su kemeri, çeşme gibi farklı mimari yapılar devlet ve vakıflar eliyle bölgeyi daha yaşanabilir kılmıştı.
Sayıları ne kadardı?
Hangi ülkede ne kadar eser yapıldığı ile ilgi sayısal veriler ne kadar büyük bir imar faaliyetinin gerçekleştirildiğini bize daha iyi anlatacaktır.
Arnavutluk’ta arşivlerde kaydı geçen toplam 1015 eser vardır. Bunlardan 664’ü dini (cami-mescit, tekke, türbe), 139’u eğitim (medrese, mektep, kütüphane), 76’sı sosyal (imaret, hamam, köprü, çeşme, saat kulesi, konak-saray), 123’ü ticari (han, kervansaray, bedesten) ve 13’ü askeri (kale, kule-ocak) yapıları olarak inşa edilmişti.
Bosna-Hersek’te toplam 3560 vakıf eseri bulunmaktaydı. Bunlardan 1392’si dini, 960’ı eğitim, 373’ü sosyal, 636’sı ticari ve 199’u askeri yapılardı.
Bulgaristan’da arşiv kayıtlarında bulunan 3339 vakıf eserinin dağılımı, 2557 dini, 419’u eğitim, 221’i sosyal, 136’sı ticari ve 6’sı askeriydi.
Hırvatistan’da arşivlerde kaydı geçen toplam 187 eser bulunmaktaydı. Bunlardan kullanım amacına göre, 111’i dini, 25’i eğitim, 20’si sosyal, 17’si ticarî ve 14’ü askerî yapılardı.
Kosova’da toplam 361 vakıf eseri bulunmaktaydı. Bunlardan 248’i dini, 41’i eğitim, 27’si sosyal, 422’si ticari ve 3’ü askeri yapıydı.
Macaristan’daki vakıf eserlerinin sayısı 724 idi. Bunlardan 352’si dini, 127’si eğitim, 179’u sosyal, 31’i ticari ve 35’i askeri idi.
Makedonya’da ise 1411 eserin vakıf eseri kaydı vardır. Bu eserlerden 884’ü dini, 208’i eğitim, 221’i sosyal, 75’i ticari ve 23’ü askeri amaçla inşa edilmişti.
Romanya ile ilgili arşiv belgelerinde ise toplam 291 vakıf eserinin ismi geçmektedir. Yapıların kullanım amaçlarına göre dağılımı, 179’u dini, 48’i eğitim, 32’si sosyal, 20’si ticari ve 12’si askeri yapıydı.
Sırbistan ve Karadağ’da ise, arşiv belgelerinde toplam 1098 vakıf eserinin ismi geçmektedir. Yapıların kullanım amacına göre dağılımı 580’i dini, 193’ü eğitim, 199’u sosyal, 103’ü ticari ve 23’ü askeri olarak inşa edilmişti.
Yunanistan’da 3771 Osmanlı eseri bulunmaktaydı. Bunların dağılımı ise 2673’ü dini, 504’ü eğitim, 391’i sosyal, 181’i ticari 22’si askeri yapılardı.
Görüldüğü üzere Osmanlı idaresi altında geçen beş asır süresince 15 binden fazla eser inşa edilmiş ve bu eserlerin önemli bir kısmı vakıflar eliyle gerçekleştirilmişti. Ancak 1800’lü yıllardan itibaren Osmanlı Devletinin bölgeyi terk etmek zorunda kalması bu coğrafyada kalan Osmanlı eserlerinin hızla tahrip edilmesine neden oldu. Milliyetçilik anlayışının etkisiyle bölgede bulunan Osmanlı eserleri yok edilmeye başlandı. Yeni şehir planlarının uygulamaya konulduğu bu dönemde Osmanlıya ait eserlerin yeri yoktu. Bu çerçevede örneğin Bulgaristan’da şehirlerin modern bir görünüme kavuşturulması adına Osmanlı dönemini hatırlatan, cami, minare, hamam, medrese, tekke, mezarlık, türbe vb. eserlerle bunların yaşamasını temin eden vakıf dükkânlar belediye imar planlarına dâhil edilerek istimlak edildi Yolların genişletilmesi, belediye binası, hastane, tiyatro, müze, kilise, otel, okul, kışla, park, bahçe vs. yapımı gibi amaçlarla yıkıldı. Ancak asıl amaç ise şehirlere Hıristiyan Bulgar karakterini yansıtmaktı. Bu politika Bulgaristan’da ve diğer pek çok Balkan ülkesinde başarılı da oldu. Geçmişin izlerinin silinmesi adına yaşanan yıkım faaliyeti sonucunda şehirler tarihlerini ve ruhlarını kaybederek Osmanlı kimliğinden uzaklaştırıldı.
Türkiye’deki Durum
Balkanlarda yaşanan bu tarih silme faaliyetinin benzeri Türkiye’de hiçbir zaman yaşanmadı. Gayrimüslimlere ve vakıflarına ait kiliseler, hastaneler, yetimhaneler, okullar varlıklarını günümüze kadar devam ettirdiler. Hiçbirisi Balkanlarda yaşandığı gibi bombalarla havaya uçurularak imha edilmedi. Buna karşın Türkiye’deki gayrimüslimlerin vakıfları da yakın dönemlerde bazı sıkıntılar yaşadılar.1970’lerdeki siyasi gelişmelerin de etkisiyle azınlık vakıflarının sonradan elde ettikleri ( 1935’ten sonra ) taşınmazlarına el konulmuştu. Bu konu geç de geçtiğimiz günlerde çözüldü. Gayrimüslim vakıflarının el konulan taşınmazları iade edilmeye başlandı.

Bundan Sonrası
Türkiye’nin geçmiş dönemde yaptığı bu yanlıştan dönmesi Balkanlardaki Osmanlı vakıflarına ait taşınmazların iade sürecine giden yolda önemli bir gelişme olabilir. Balkan ülkelerinin arşivlerinden ve Osmanlı arşivinden, bölgedeki vakıf eserlerinin, taşınmazlarının tamamına yakını tespit edilmiştir. Balkanlarda yaşayan Türk azınlığın Osmanlı vakıf eserlerinin iade edilmesi yolundaki çabaları mahkemelerde açılan davalar ile devam etmektedir. Ancak bazı Balkan ülkeleri mahkemeler üzerinden süreci uzatmaya çalışmakta, konunun sürüncemede kalmasını sağlamakta ve böylece uluslar arası mahkemelere giden yolu tıkamaktadır. Buna karşın Türkiye, başlattığı iade sürecinin ardından bu mahkeme süreçlerini çözümsüzlük amacıyla kullanan devletlere karşı uluslar arası arenada aktif bir politika izleyebilir.


Kaynaklar:
Doç. Dr. Mehmet Z. İbrahimgil, Balkanlarda Türk Kültürü ve Mirası
Dr. Aşkın Koyuncu, Bulgaristan’da Osmanlı Maddi Kültür Mirasının Tasfiyesi


DünyaBülteni


Hakan CAN
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
AZINLIK VAKIFLARI YASASI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» KANU HASTANE BİRLİKLERİ YASASI
» Film: Azınlık raporu
» Azınlık Raporu ve I Robot filmlerinde gördüğümüz bilgisayar ve arayüzler gerçek oldu.

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: AKP-
Buraya geçin: