KANU HASTANE BİRLİKLERİ YASASI

Halk hastanelerin özelleştirilmesini istemiyor

[font:e00c=verdana][size=9][color:e00c=#008080][color:e00c=red]Kamu Hastane Birlikleri Yasası’na karşı çıkan sağlık örgütleri, referandum yaparak, hastanelerin özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini ifade ettiler.[/color][/color][/size][/font]

Kamu Hastane Birlikleri Yasası’na karşı çıkan sağlık örgütleri, referandum yaparak, hastanelerin özelleştirilmesine izin vermeyeceklerini ifade ettiler.
Haydarpaşa Numune Hastanesi önünde dün bir araya gelen İTO, SES, İstanbul Eczacılar Odası, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimleri Odası ve Dev Sağlık-İş üyeleri, “Hastaneler halkındır satılmaz”, “Sağlık haktır satılamaz” sloganları attılar. Sağlıkçılar, önce basın açıklaması, ardından da kurdukları sandıklarla referandum yaptılar. Hasta ve hasta yakınlarının eyleme katılımı yüksek olurken, referandumda da büyük çoğunlukla “Hayır” oyu kullandılar.
Devletin hastaneleri elinden çıkartmak istediğini söyleyen İTO Başkanı Özdemir Aktan, halkın vergileriyle kurulan ve onlara hizmet eden hastanelerin özel sektöre devredilmek istendiğini söyledi.
[b]
SAĞLIĞIN ÖZELLEŞMESİNE HAYIR[/b]
Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın özelleştirme anlamını geldiğini yıllardır söylediklerini ve iktidarında bunu yalanlamadığını ifade eden Aktan, şimdi Kamu Hastane Birlikleri Yasası ile ikinci adımının atıldığını kaydetti.
Bu yasa ile devletin hastaneleri elinden çıkartarak, “Benim sağlığa ayıracak param yok, parası olan sağlık hizmeti alır olmayan alamaz” dediğini belirten Aktan, resmi rakamlara göre yüzde 25’inin yoksul olduğu bir ülkede sağlığın piyasaya açılmasını, özelleştirilmesine “evet” diyemeyeceklerini söyledi.
Aktan, “Bu referandum, sağlığın özelleştirilmesine evet mi yoksa hayır mı diyoruz, vergilerimizle yapılan hastanelerin özel sektöre satılmasını isteyip istemediğimizi ortaya çıkartacak. Bizim olan sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı çıkalım, güvencesiz çalışmaya karşı çıkalım” diye konuştu.
[b]
AKP HALKIN SAĞLIĞINI YOK EDİYOR[/b]
Aktan’[font:e00c=Times New Roman TUR]ı[/font]n açıklamasının ardından sağlık örgütlerinin ortak açıklamasını yapan SES İşyeri Temsilcisi Naciye Erdoğan, sağlığı hak olmaktan çıkartan AKP Hükümeti’nin iktidara geldiği günden beri, SSGSS, Aile Hekimliği, Tam Gün Torba Yasası ve son olarak da Kamu Hastane Birlikleri Yasası ile halkın karşısına çıktığını kaydetti. Bu yasaların ortak noktasının sağlığı piyasaya açmak, güvencesiz çalışma ve özelleştirmek olduğunu belirten Erdoğan, Kamu Hastane Birlikleri Yasası’nın “Hastaneleri İl Genel Meclisi’nin ve İl Ticaret Odası’nın belirlediği yöneticilerin çoğunlukta olduğu, siyasal ve piyasa müdahalesine açık yedi kişilik kurul tarafından yönetilecektir. Sözleşmeli ve taşeron çalışma esas olacak, şimdi memur olanların güvencesi en fazla 5 yıl sürecek, sağlık hizmeti dahil her türlü hizmet satın alma yolu ile gördürülebilecek, hastaneler satılabilecek, kiraya verilebilecek, hastaneler A,B,C,D,E sınıflandırılacak, vatandaşın parası hangi sınıfa yeterse ona gidecek, personel maaşları dahil tüm giderler hastane gelirleri ile karşılanacak” diye konuştu.
Açıklamanın ardından sağlıkçılar ve hasta yakınları sandıklara giderek “hayır” oyu kullandılar.
[b]
YASAYI REFERANDUMA SUNDULAR[/b]
Kayseri’de SES ve TTB Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı’nın referanduma sundu. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Poliklinikleri önüne ve yemekhane içerisine sandık koyularak yapılan referanduma hasta ve hasta yakınları büyük ilgi gösterdi. Referandum sonrası ise konu ile ilgili SES Kayseri Şube Başkanı Orhan Karakaya bir basın açıklaması yaptı. Yaptıkları referandumun tüm Türkiye genelinde yapıldığını bu çalışmalarının amacının yasa tasarısını halka ve çalışanlara gerçekleri anlatmak olduğunu belirten Karakaya sağlık hakkının doğuştan bir hak olduğunu ve ücretsiz olması gerektiğini ifade etti. Karakaya AKP Hükümeti’nin işine geldiğinde halkın iradesine saygılı olunması gerektiğini, halka gitmeyi önerdiğini vurgulayarak “Ama emeklilik yaşını 65 e çıkarırken, sağlık hakkını ücretli hale getirirken sormadığı gibi şimdi de hastaneleri özerleştirmek için hastaneleri işletme haline getirecek olan Kamu Hastane Birlikleri Yasa Tasarısı’nı halkın önüne getirmiyor, halka ve bizlere sormuyor” dedi. “Eğer AKP halkın iradesine gerçekten önem veriyorsa ve samimi ise bu sandıktan çıkacak karara, halkın isteğine saygı duymalı, Referandum sonucunda hayır oyu çıktığında bu yasayı Meclis’e getirmemeli” diyen Karakaya açıklamasının sonunda sağlık hakkı için yapılacak ve yapacakları her türlü eyleme halkın destek vermesi gerektiğini ve referanduma hayır oyu verilmeleri gerektiğini dile getirdi. (KAYSERİ)
[size=12]07/04/2010 [font:e00c=Times New Roman TUR]EVRENSEL[/font][/size]

BU BİR YIKIM PROJESİ




30.04.2010 01:49


8-9 Mayıs’ta Ankara Tabip Odası seçimlerine katılacak olan, [b]Ulusal Hekim Birliği[/b]’nin sağlıkta dönüşüm projesini, “[b]bir yıkım projesi[/b]” olarak nitelendiriyor.
UHB’den yapılan açıklamada, “Ulusumuza dayatılan ‘Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ ile hekimler ve sağlık çalışanları Cumhuriyet tarihinin en büyük özlük hakları kaybı ile karşı karşıya kalmıştır. Yalnızca özlük haklarımızı değil meslek onurumuzu da yitiriyoruz.
Sözleşmeli statüde istihdam edilerek hekimlerin iş ve gelecek güvencesi ellerinden alınmaktadır,” deniyor.

[b]UHB’nin, Odatv’ye yaptığı açıklamada sırasıyla şu görüşlere yer veriliyor:[/b]
“SGK uygulamalarıyla hekimlerin bağımsız, özgür iradeleriyle hekimlik yapma statüleri ellerinden alınmaktadır. Hekimin tanı koyabilmesi ve tedavi uygulayabilmesi SGK’nın iznine tabi kılınmaktadır.
Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası nedeniyle hekimlerin çalışma alanları daraltılmaktadır.

Sağlığı insan hakkı olmaktan çıkarıp meta haline getirenler, uluslararası tekellerin “70 milyonluk Pazar”a hâkim olabilmesi için Tam Gün Çalışma yalanıyla hekimleri muayenehanelerini kapatıp sağlık tekellerinin biçtiği ücrete mahkûm olmaya zorlamaktadırlar. “Kamu Hastane Birlikleri Yasası” ile zaman içinde bütün hastaneler özelleştirilecek; dolayısı ile hekimler ve hekimlik uygulamaları tamamen hastane patronunun insafına terk edilecektir.

Birinci basamakta “Aile Hekimliği Uygulaması”yla sağlık ocakları kapatılıp, koruyucu hekimlik uygulamaları geri plana itilmektedir. Bu uygulama başlangıçta hekimlerin ekonomik kaygılarını tatmin eder gibi görünse de hekimleri ve çalışma koşullarını her türlü güvenceden yoksun kılmaktadır. Ekip olarak dayanışma içinde hizmet veren hekimler yalnızlaştırılmaktadır.”
Öte yandan, [b]Adana Tabib Odası[/b]’ndan, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji Anabilim Dalı üyesi [b]Doç. Dr. Mehmet Özalevli [/b]de, 2 Mayıs’ta gerçekleşecek oda seçimleri için, gönderdiği mesajında, aşağıdaki konuları gündeme getirerek, kendi ekibi olan “[b]Etkin Demokrat Hekim Grubu[/b]” için oy talebinde bulunuyor.
[b]Özalevli’nin açıklaması ise şöyle:[/b]
“ Sağlıkla ilgili yeni bir uygulama, yeni bir altüst oluş yaşanmadan gün geçmez oldu.

Tüm bu baş döndürücü değişim ve saldırılar ile mücadele etmek ciddi bir deneyim, inanç ve mesai istiyor.

Biz kadrolarımızı oluştururken, bir yandan kurum temsiliyetini, cinsiyet temsiliyetini gözetip bir yandan da yenilenmeyi hedefledik. Odayı gelecekte yönetecek olan gençleri yetiştirmeyi sağlamak amacıyla hafıza üyeleri içimizde tutmayı ve geçmiş deneyimlerinden yararlanmayı amaç edindik. Tüm bunları oluştururken, iyi hekimlik uygulamalarını gözeten, hekimlerimizin özgürlük ve özlük haklarının korunması için çalışan, kamu ve insanlık yararını merkeze koyan bir dünya görüşünden ödün vermeyecek adaylar belirlemeye çalıştık.

Her şeye rağmen çalışmaya, üretmeye ve umut etmeye devam edeceğiz.
Bu umut ve birikimle, zamanımızı emeğimizi odaya vermeye hazırız…
Her yerde hekim hakları için çığlık atmaya devam edeceğiz…
Biz gönlümüzü, emeğimizi, umudumuzu ortaya koyduk…
Sizin desteğiniz olmadan bu çığlık duyulamaz, bu umut büyüyemez diyoruz.
" Etkin Demokrat Hekim Grubu" olarak hepinizi 2 Mayıs 2010 Pazar günü Sabah 9 -17 arası Adana Tabip Odası Binasında yapılacak olan seçime bekliyoruz."
[b]Odatv.com[/b]