16.08.2011
--------------------------------------------------------------------------------
http://www.ordumillet.com/Content.aspx?haberID=1432&B=abdnin-harac-sistemiABD açıkçası silahlı gücüne dayanarak dünyanın haracını toplamaktadır.
Dünya çarşısı, cam ve çerçeveyi kırmasın, tezgâhları devirmesin diye
mahallenin kabadayısını memnun etmektedir. Arada bir ayaklara kurşun
sıkmak veya ibret olsun diye adam vurmak, kabadayılığın şanındandır.
ABD, aslında kağıt ve mürekkep değil, askeri güçlerini ihraç
etmektedir. Soros'un Türkiye'ye önerdiği, "Orduyu ihraç" sistemi, bir
"Amerikan" modelidir.
Ekonomi, her zaman ekonomiyle açıklanamıyor. "Ekonomistlerin"
açmazı burada.
ABD'nin dış borcu 14,3 trilyon dolar.
Bu borcun 4,5 trilyon dolarının alacaklıları, elinde ABD
hazine bonoları olan ülkeler. Çin en büyük alacaklı, elinde 1,2
trilyon dolarlık bono var. Ayrıca 2 trilyon dolarlık döviz yığınağı da
var.
Bir bardak soğuk su
ABD'nin bu borçların üzerine yattığı herkesçe biliniyor. Mali
danışmanların verebileceği bir öğüt olduğunu sanmıyorum. Çin ve diğer
alacaklılar, çaresiz sağlık danışmanlarını dinleyip birer bardak soğuk
su içeceklerdir. Hatta yalnızca kâğıt parçası değeri olan bu bonoları
almaya devam etmeleri dahi kimseyi şaşırtmayacaktır. Güngör Uras, "ABD
Hazinesi tahvil bono satamayacak diye bir durum yok." diye durum
saptaması yapıyor (Milliyet, 8 Ağustos 2011).
Peki Çin, yalnız kağıt parçası değeri olan bu bonoları niçin
yığıyor? Ekonomi içinde cevabı olmayan soru budur.
ABD'nin en büyük ihraç kalemleri
ABD, İkinci Dünya Savaşı sonrasında adım adım bir haraç
sistemi kurmuştur. Doların bütün dünyada geçerli ödeme aracı olması,
bu haraç sisteminin birinci aşamasıydı. Böylece ABD, üzerinde dolar
yazısı bulunan kâğıtları, dünya piyasasında gerçek değerlerle değişme
tekelini kurdu.
ABD'nin ikinci büyük ihraç malı, hazine bonoları oldu.
Aslında sistem aynıdır; yine üzeri yazılı kâğıt karşılığında büyük
değerlere el konmaktadır.
Bu sisteme baktığınız zaman, ABD ekonomisinin en önemli
üretim dalının kâğıt olduğu görülüyor. Ancak bu kâğıtların defter ve
kitaplardaki kâğıttan farkı, değişim değeri olmamasıdır. Sobada
yakılmasıyla elde edilecek enerjiyi de ihmal ederseniz, kullanım
değeri yoktur.
ABD'nin ordu ihracatı
Ekonomi âlimleri, bu manzara içinde Çin'in haline bakıp "vah
vah" diyorlar. Şu sıra en geçerli ekonomi analizi budur. Peki Çin
niçin bu hale düştü, ABD'nin bu borçların üzerine yatacağını bilmiyor
muydu?
Burada ekonomi dışı büyük gerçek arzı endam ediyor.
Emperyalizm, yalnız mali sermaye ihracı değildir; aynı zamanda büyük
silahlı güçlere sahip olan mali sermaye devletleri arasında güç
kullanılarak yürütülen bir hegemonya (üstünlük) çatışmasıdır.
ABD, dolar ve bono saltanatını, 60 yılı aşan süredir büyük
bir silahlı güçle sürdürüyor. Bu haraç sistemi, aslında ABD'nin kâğıt
ve mürekkep üretimine değil, uçak gemilerinden nükleer silahlara kadar
uzanan askeri gücüne dayanıyor.
ABD açıkçası silahlı gücüne dayanarak dünyanın haracını
toplamaktadır. Dünya çarşısı, cam ve çerçeveyi kırmasın, tezgâhları
devirmesin diye mahallenin kabadayısını memnun etmektedir. Arada bir
ayaklara kurşun sıkmak veya ibret olsun diye adam vurmak,
kabadayılığın şanındandır.
Bu durumda ilk kurduğumuz teori çökmektedir. ABD, aslında
kâğıt ve mürekkep değil, askeri güçlerini ihraç etmektedir. Soros'un
Türkiye'ye önerdiği, "Orduyu ihraç" sistemi, bir "Amerikan" modelidir.
Büyük Amerika, büyük ordu ihraç ediyor. Küçük Amerika da
küçüğünü ihraç edecektir.
Haraç kimlerden toplanır
Haraç, bilindiği gibi hem dostlardan toplanır; hem de hasımlardan.
Bazı gelişmiş kapitalist ülkeler, bu haracı kabadayının
sağladığı güvenlik karşılığında veriyorlar. Bunlar, ABD'nin Avrupa ve
Japonya ilişkilerinde açık açık ifade edilir.
ABD'nin stratejik hasım ilan ettiği Çin gibi ülkeler ise bir
tür barış vergisi ödemektedirler.
Bu vergi, daha ne kadar sürer, işte can alıcı soru budur!
Aydınlık
Doğu PERİNÇEK