ONLINE İMZA KAMPANYASI:
“28 Şubatçılar”dan Hesap Soruyoruz!
Kamuoyuna;
Bizim için hak; hukuktur!
Hukuk; adalettir!
Adalet; zulmün olmamasıdır!
Zalimin önündeki en büyük engel; hukukçudur!
İdeal hukukçu; zalimin en büyük düşmanı olduğu için, tam bağımsız ve millî bir seciyenin sahibidir!
Kâmil bir hukukçu için en büyük zulüm; Atlantik ötesinden gelen emirlere göre hareket etmektir!
Hukukun amir-memur, ast-üst münasebetine göre şekillendiği bir yapıda en büyük zalimler; "hukukçu" kisveli memurlar ve onun adetâ amirleri konumunda olan kişilerdir!
“28 Şubat”; işte hukukçu kisveli bu memurların ve onların adetâ amirleri konumunda olan kişilerin yaptığı bir sürek avının adıdır!
Amerika'nın “Bizim Çocuklar” dediği kişiler üzerinden yaptığı 28 Şubat operasyonunda;
Tarihin gördüğü en büyük hukuksuzluklara imza atılmış,
“Hukukçu” kisveli memurlar, NATO'cu subayların karşısında tesbih tanesi gibi dizilip brifing/emir almış,
NATO'cu subaylarca adliyenin arka kapılarından bağımsız olduğu söylenen hâkimlere güya “nezaket” ziyaretinde bulunulmuş,
Görülmekte olan kimi dosyalar hakkında “çok derin” fikirler beyan edilmiş,
Bu “nezaket” ziyaretlerinin ardından da birçok insan 18 yaşından küçük olmasına rağmen idam cezası almıştır.
Bunlardan biri de Yakup KÖSE'dir.
Yakup KÖSE; 28 Şubat sürecinde içeri alındığında daha 14 yaşındaydı.
“Örgüt üyesi olduğu” gerekçesiyle tutuklandı,
28 Şubat hukukuna göre ve DGM'lerde yargılandı,
İdam cezası aldı,
Ve hayatının yarısını cezaevinde geçirmek zorunda kaldı.
Evinde buldukları Taraf isimli legal bir dergiden yola çıkarak Yakup KÖSE'ye idam cezası veren hukukçular ve onların adetâ amirleri pozisyonunda olan Çevik BİR vd. NATO'cular 28 Şubat sürecinde;
İnsanları evlerinden, yerlerinden, yurtlarından ettiler.
İstanbul'un göbeğinde, Fatih'te kılık-kıyafet avına çıktılar.
Refah Partisi'ni kapatıp, Necmettin Erbakan gibi siyasetçileri siyasetten uzaklaştırdılar.
Mustazaf- Der, Mazlum-Der, Özgür-Der, ÖNDER, İHH, MÜSİAD, MGV ve İLKAV gibi birçok dernek ve mensubuna baskı yaptılar.
Nurettin Şirin, İrfan Çağrıcı, Mehmet Kutlular, Mehmet Pamak, Müslüm Gündüz, Hüda Kaya, Mehmet Göktaş, Bülent Yıldırım, Mehmet Emin Akın gibi birçok yazar ve dernek yöneticisine zulmettiler.
M. Esad Coşan gibi bir fikir ve ilim adamını bile Avusturalya'ya göçmek zorunda bıraktılar.
Gençleri üniversiteye hazırlamanın haricinde bilinen başka bir faaliyeti olmayan belli-bazı dershanelere baskı yapıp, bu dersanelerin kurulmasına öncülük eden isimleri Amerika'ya göçmek durumunda bıraktılar.
Akit, Zaman, Milli, Yeni Şafak ve Yeni Asya gibi birçok gazeteye baskı yaptılar.
Akıncı Yolu gibi o döneme damgasını vuran dergilerin yöneticilerini ölümle tehdit ettiler.
İskender Pala, Nevzat Tarhan, Ahmet Sınav gibi değerli akademisyenleri Türk ordusundan attılar.
Tek suçu Anadolu insanı olmak olan binlerce tam bağımsız ve millî bir seciyenin sahibi askerimizi ordudan ihraç ettiler.
Atlantik ötesinden gelen emirler doğrultusunda hareket edip, ordu-millet geleneğine ve mânâsına saldırı düzenlediler.
Millet-ordu gelenek ve mânâsının mücessem ifadesi olan, o gün için 41, bugün içinse 57 eseri olan, 28 Şubat sürecinde tutuklanıp, 28 Şubat hukukuna göre yargılanan, sübut bulan tek eylemi kitap yazmak olan, "olsa olsa budur" mantığı üzerine bina edilen hükümlerle sırf fikrinden dolayı idam cezası verilen, tam 12 yıldır cezaevinde, son 6 yıldır da 3 metrekarelik tek kişilik hücrede tutulan, 11 yıldır da Telegram isimli işkenceye maruz bırakılan Salih Mirzabeyoğlu'na ve O'nun şahsında Anadolu insanına Atlantik ötesinden gelen emirler doğrultusunda gayrı-ahlâkî ve gayrı-insanî birçok saldırıda bulundular.
Bütün bu fiillerin Türk Ceza Kanunu'nda bir karşılığı vardır ve hepsi suçtur.
Ve fakat bütün bu fiilller sanki suç değilmiş,
Ve sanki Siyonist JİNSA örgütünden ödül alan Çevik BİR vd. NATO'cular suçlu değilmiş gibi haklarında hiçbir işlem yapılmamakta,
Yukarıda sayılan birçok fiili işleyen kimseler elini-kolunu sallayarak dışarıda dolaşmakta,
Büyük şirketlere danışmanlık yapmakta,
Hayatlarını hiçbir şey olmamış gibi devam ettirmektedirler.
Kendi özgücümüze güvenerek ve sadece buna dayanarak Çevik BİR vd. 28 Şubatçılardan hukuk önünde hesap soran bizler;
Eğer herkes Amerikancı darbelerden gerçekten şikayetçiyse,
Eğer adalet Türkiye'de gerçekten varsa,
Ve eğer hukuk gerçekten üstünse,
Bütün bunların ortaya çıkması adına;
Çevik BİR başta olmak üzere 28 Şubat'ta görev yapan bütün NATO'cuların yargılanmasını talep ediyor,
Her ne olursa olsun bu davanın takipçisi olacağımızı,
Gelişmelerden de kamuoyunu ân be ân haberdar edeceğimizi ilân ve beyan ediyoruz.
Saygıyla duyrulur.
“28 Şubatçı”lar Yargılansın Platformu
ONLINE İMZA KAMPANYASINA KATILMAK İÇİN ADRES:
http://www.petitions24.com/28subatcilaryargilansin* First name (Ad)
* Last name (Soyad)
* City (Şehir)
* Country (Türkiye veya yaşadığımız ülke)
* Email address (Gerçek bir e-mail; ziyaretçiler görmüyor, sadece mail adresinize gelecek mesajda kampanyaya katılım imzanızı “to confirm-onaylamak için” ve gerçek bir kişi olup olmadığınızı tesbit için gerekli. Mail adresinize gelecek mesajdaki “to confirm-onaylamak için” yazısından hemen sonraki linke tıklanıyor, o kadar. Onay maili “Spam”a düşebilir, mail gelmemişse “Spam” kontrol edilmeli.)
Show your signature in public? Yes - No ("Yes" aynen kalıyor; isim-şehir-ülkenizin ziyaretçilerce görünmesini sağlıyor)
Son olarak da "Sign This Petition"a, yani "Bu Dilekçeyi İmzala" butonuna basılıyor.
Your email address will never be displayed in public or released to third parties. (E-mail adresiniz kesinlikle gösterilmeyecek ve başkalarına verilmeyecek.)