AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| IRAK'IN KUZEYİ | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: BARZANİ'NİN TÜRKİYE AŞKI Paz Ekim 03, 2010 12:20 pm | |
| [table:72ad border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width=440 height=161][tr][td:72ad height=127 vAlign=top colSpan=2]<TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%"> <TR> <td vAlign=top>[b]Barzani Avrupa'da Türkiye'yi savundu[/b] <TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width=440 align=center> <TR> <td>Hükümetin PKK terörünü bitirmek amacıyla yoğun temas trafiği yürüttüğü Irak Kürdistan Bölgesel Başkanı Mesud Barzani, Avrupa'da Türkiye'ye destek verdi.</TD></TR> <TR> <td> </TD></TR> <TR> <td><TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width=220 align=right> <TR> <td>[img(220,120)] http://www.habervaktim.com/resim/resim145027_2.jpg[/img]</TD></TR><TR> <td></TD></TR></TABLE> Demokratlar İttifakı Kongresi için Roma'da bulunan Barzani, Batı dünyasında Türkiye'nin ekseniyle ilgili yaşanan tartışmaların kendisini etkilemediğini, Türkiye'nin AB üyeliğine büyük önem verdiğini söyledi. Irak Kürdistan Demokrat Parti'nin (IKDP) internet sitelerinde yer alan bilgilere göre Barzani, Roma'da yaptığı konuşmalarda ve verdiği demeçlerde Türkiye'nin AB'ye üyelik süreciyle ilgili şöyle dedi: [b]Batı'yı terk etmez[/b] “Eğer Avrupa Türkiye'yi istemiyorsa, Türkiye'nin de başka yöne bakması doğaldır. Ancak ben Ankara'nın Batı'yı terk edeceğini sanmıyorum. Türkiye, Avrupa ile İslam dünyası arasında denge noktası haline gelmek istiyor. Bu düşüncesinin Avrupa tarafından dikkate alınmasını arzuluyor. Bu kötü bir şey değil.” [b]Güvenlik konuşuyoruz[/b] Irak Kürdistan Bölgesi Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin de, Peyamner ajansına yaptığı açıklamada, Türk ve Kuzey Iraklı yetkililer arasında yapılan görüşmelerde ağırlıklı olarak güvenlik meselesinin ele alındığı doğrulayarak, şunları söyledi: “Çünkü iki ülke arasındaki sınır çok uzun. Güvenliği konuşmamız bu nedenle çok normal. Bölgede kalıcı bir güvenlik ortamının sağlanması hem Türkiye hem de Kuzey Irak'ın yararına olacak. Güvenlik tam sağlandığında ekonomik ilişkiler daha da artacak. Bu her iki tarafın da arzusu.” Hürriyet</TD></TR></TABLE></TD></TR></TABLE>[/td][/tr][tr][td:72ad vAlign=top colSpan=2][/td][/tr][tr][td:72ad vAlign=top colSpan=2][/td][/tr][tr][td:72ad vAlign=top width="18%"][/td][td:72ad vAlign=top width="82%"][url=http://twitter.com/home?status=http://www.habervaktim.com/haber/145027/barzani_avrupada_turkiyeyi_savundu.html][/url][/td][/tr][tr][td:72ad vAlign=top colSpan=2][/td][/tr][tr][td:72ad vAlign=top colSpan=2][/td][/tr][tr][td:72ad class=ara vAlign=top colSpan=2] [/td][/tr][tr][td:72ad class=ara vAlign=top colSpan=2]<TABLE border=0 cellSpacing=0 cellPadding=0 width="100%"> <TR> <td vAlign=center width="50%">[url=http://www.habervaktim.com/index.php][/url]</TD> <td vAlign=center width="50%">[right]2010-10-03 [/right] </TD></TR></TABLE>[/td][/tr][/table] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: IRAK'IN KUZEY PETROLLERİ BARZANİYE PEŞKEŞ ÇEKİLİYOR Perş. Şub. 10, 2011 12:52 am | |
| Irak halkının petrolünü Barzani'ye teslim ettiler 08.02.2011 - 11:15 Yazdır Arkadaşına gönder Bölgesel Kürt Yönetimi, Maliki hükümetine verdiği desteğin karşılığını aldı: Bölgedeki petrol kaynakları üzerine Kürt yönetiminin yaptığı anlaşmalar geçerli sayıldı. Böylece ülkenin bölünmesi sürecinde önemli adımlardan biri daha atılmış olurken, Barzani ve Talabani aşiretleri ceplerini doldurmakta yeni olanak sağladı.
Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin yaptığı petrol anlaşmalarını uzun süren görüşmelerin ardından gerçerli saydıklarını belirtti.
Bağdat merkezi yönetimi ile Kuzey Irak yönetiminin uzunca zamandır görüştükleri petrol anlaşmalarını tanıma konusu Kuzey Irak yönetiminin lehine sonuçlandı. Kuzey Irak Bölgesel yönetimi, böylece Irak Başbakanı El Maliki’ye seçimlerden itibaren verdiği desteğin karşılığını almış oldu.
Mart 2010’da gerçekleştirilen Irak seçimlerinde, öncülüğünü Mesud Barzani’nin Kürdistan Demokratik Partisi ve Celal Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin yaptığı Kürdistan İttifak Listesi’nin seçim gündemlerinin başında “Kuzeyde çıkarılan petrolün gelirlerinin bu bölge tarafından kontrol edilmesi” maddesi geliyordu.
Petrolden tüm halk faydalanmayacak mı? Aslında bu mesele, ilkesel olarak Irak’ın bölünmesi meselesiyle doğrudan ilintili. Ülkenin herhangi bir yerinde bulunan doğal kaynaktan, mantıken tüm ülke halkının faydalanması gerekir.
Barzani ve Talabani ülkeyi nasıl satıyor? Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani eliyle yapılanlar, bir ülkenin nasıl satılacağını ortaya koyuyor. İşgalin üzerinden geçen 7 yılda dönüp geriye bakılınca, Barzani-Talabani’nin özellikle sağ kanat ABD’lilere ülkeyi nasıl peşkeş çektiği açık biçimde ortaya çıkıyor. Konuyla ilgili olarak soL'da daha önce yayınlanan kapsamlı bir araştırma yazısı için: Bir ülke nasıl satılır?Ancak ABD işgalinden beri Irak kağıt üstünde bütün olarak kalsa da hem fiilen, hem de kafalarda bölünmüş olduğu için, kuzeydeki Kürt yönetimi buradaki petrolün gelirini kendine ayırmayı teklif edebiliyordu.
Kürt yönetimi hızla bölgedeki petrol sektörünü uluslararası sermayeye açıyor, ülkenin kaynaklarını peşkeş çekerken, kendi cebini de dolduruyordu.
Pastaya başka ortak girmesi ABD’yi rahatsız etmişti Özellikle Kuzey Irak yönetiminin bölgeyi “serbest piyasaya açma” konusundaki hızlı ve kontrolsüz davranışı Amerikan yönetimini seçimler öncesinde rahatsız etmişti. Fransız, Hint, Norveçli ve Çinli birçok enerji şirketine petrol ve doğal gaz arama-çıkarma yetkilerinin verilmesi hem Ameikan yönetimini ve hem de Irak merkezi hükümetini rahatsız etmişti.
Bunda Barzani yönetiminin işgal öncesinden itibaren hep yakın durduğu ABD’deki Cumhuriyetçi Parti çevresini iktidardan uzaklaşmasının da rolü oldu. Demokratların Amerika’da iktidara gelmesinden faydalanmaya çalışan Barzani yönetimi, ABD’nin kontrolü dışında petrol şirketleriyle anlaşmalar imzaladı ve milyar dolarlık ihaleler dağıttı.
Bu ihalelerden hem Barzani ve Talabani aşiretlerinin çevreleri, hem de önceki dönemde Bush yönetiminde Irak’ta resmi görevlerde bulunan, ancak Obama’yla birlikte doğrudan Kürt Bölgesel Yönetimi’ne çalışmaya başlayan ABD’li eski diplomatlar büyük kazançlar sağladı.
Dönüm noktası, geçen sene Mart ayında yapılan seçimlerden sonra hükümet kurma süreci oldu. Ülkede tam 8 ay boyunca hükümet kurulamazken, bu süreçte hem Irak içindeki, hem bölgedeki aktörler, hem de emperyalist güçler arasında ince dengeler gözetilerek pazarlık yapıldı.
Barzani ve Talabani, bu dönemde İran’ın açık destek verdiği, ABD’nin de sıcak baktığı Maliki hükümetine destek vermesi için petrol meselesini hep gündeme getirdi.
ABD petrol konusunda daha önce de uyarmıştı Amerikan yönetimi benzer bir uyarıyı 2007 yılında Ekim ayı içinde Maliki hükümetine de yapmıştı. İran ve Çin’e, Bağdat’ın Şii kesiminde ve Necef ile Kerbela arasında iki büyük enerji santrali ihalesinin verilmesi üzerine Amerikan hükümeti, Maliki hükümetinin düşürülmesini dahi istemişti.
Irak hükümeti, ülkenin değişik bölgelerinde Amerika’nın onayı olmaksızın petrol şirketlerine imtiyaz verilmesini engellemiş ve tüm yetkiyi merkezi hükümette toplayıp Amerikan kontrolünü tekrar sağlamıştı.
Petrol yataklarını işleten yabancı şirketlere ödemeyle ilgili Bağdat'la anlaşmazlık üzünden Ekim 2009'dan beri petrol ihracını durduran Kuzeydeki bölgesel yönetim, ihracata yönelik petrolü Çarşamba günü pompalamaya başlamıştı. Barzani’nin petrol şirketleriyle yaptığı anlaşmaların tanınması, 2006 yılından beri eski petrol bakanı ve şimdiki başbakan yardımcısı Hüseyin Şehristani’nin devam ettirdiği merkezi petrol politikalarının bitirilmesi olarak görülüyor.
(soL - Dış Haberler)
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: IRAK'IN KUZEYİ Perş. Şub. 10, 2011 12:55 am | |
| Bir ülke nasıl satılır? 20.07.2010 - 05:02 Yazdır Arkadaşına gönder Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani eliyle yapılanlar, bir ülkenin nasıl satılacağını ortaya koyuyor. İşgalin üzerinden geçen 7 yılda dönüp geriye bakılınca, Barzani-Talabani’nin özellikle sağ kanat ABD’lilere ülkeyi nasıl peşkeş çektiği açık biçimde ortaya çıkıyor.
“Amerika markası burada çok seviliyor”, diyor John Agresto, Süleymaniye Amerikan Üniversitesi yönetim kurulu üyesi, “Burası belki de tüm dünyada George Bush’un hâlâ seçimleri kazanabileceği tek yer.”
Seçimlerde Bush’un seçilebileceği bu yer, Kuzey Irak. Irak Kürdistanı, ya da Kürdistan Bölgesi, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nce yönetiliyor. Bölge hükümeti, Irak’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmuş bulunan Celal Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve bölgesel yönetimin başkanı olan Mesud Barzani’nin Kürdistan Demokratik Partisi’nin (KDP) koalisyonundan oluşuyor.
Talabani ve Barzani hareketleri, 2003’te dünyanın jandarması rolündeki George W. Bush’un “küresel terörizme karşı savaş” adına Irak’ı işgal etmesine, ülke içinden en hevesli desteği veren kesim olmuştu. Birçokları, Barzani ve Talabani’nin bu tavrını “ülkeyi satmak” olarak niteledi. Barzani ve Talabani ise, belli ki, Irak’ı kendi ülkeleri olarak görmüyorlardı. Kendi ülkeleri, bu asırda şimdiye dek dünyada en fazla nefret çekmiş lider olan Bush’un, seçimleri kazanabileceğinin düşünüldüğü topraklardı: Irak Kürdistanı.
İşgal öncesi ve sırasında Barzani ve Talabani’nin “ülkeyi”, Irak’ı nasıl sattıkları biliniyor. Ancak ikilinin “kendi ülkelerini”, Irak Kürdistanı’nı nasıl sattıklarının ayrıntıları, işgalin üzerinden geçen 7 senede giderek daha ayrıntılı olarak açığa çıkıyor.
Erbil’i mesken tutan eski diplomatlar Zalmay Khalilzad, ABD’nin Birleşmiş Milletler elçiliği gibi önemli bir görevden geçen sene ayrıldıktan sonra, dünyanın tam da bu bölgesine gelerek, Irak Kürdistanı’ndaki liderlere danışmanlık hizmeti vermeye başladı.
Khalilzad, bu görevi kağıt üstünde yedi ay sürdürdü. Geçtiğimiz Mayıs ayında Khalilzad, RAK Petroleum adında, Basra Körfezi’ndeki Arap emirliği Ras el Khaimah merkezli bir petrol şirketinin yönetim kurulu üyesi oldu.
Khalilzad’ın öyküsü, Irak’ın işgali sonrasında burayı mesken tutan ve kısa sürede büyük servetler edinen çok sayıda sağcı Amerikan siyasetçisinin hikayesinden yalnızca biri. Khalilzad’ın siyaset sahnesine ilk çıkış tarihi, ABD’nin Sovyetler Birliği’ne karşı “yeşil kuşak” projesi kapsamında siyasl islamı güçlendirip, mücahitler ordusu kurma planının mimarlarından Zbigniew Brzezinski’nin yanında çalışmaya başladığı 1979 yılı. Khalilzad, 1984’te resmen Dışişleri Bakanlığı’na girerek Paul Wolfowitz’in, yani Bush yönetiminde 2001 yılında Savunma Bakan Yardımcılığı görevine getirilecek ve Irak’ın işgali ve şekillendirilmesinde en fazla söz sahibi olacak isimlerden birinin yanında çalışmaya başladı.
Khalilzad, 1985-1989 arasında bir yandan Afganistan’da o dönemdeki müttefikler Usame Bin Ladin ve Taliban güçlerinin işlerine destek olurken, diğer yandan da Ronald Reagan yönetimine Irak’la İran arasında süregiden ve ABD’nin kirli ilişkiler sonucu muazzam silah satışı yaptığı savaş üzerine danışmanlık yaptı.
Khalilzad, ABD’de sağcıların başa geçtiği her dönemde kritik roller üstlendi. Baba Bush Irak’ı işgal ederken Savunma Bakanlığı’nda çalışıyordu, oğlu ülkeyi ikinci defa işgal ettiğinde buraya büyükelçi oldu.
İşte bu kariyere sahip Khalilzad, emekliliğinde doğruca Irak Kürdistanı’na geldi ve yedi ay resmi olarak Barzani-Talabani hükümetinin parasıyla geçindikten sonra, RAK Petroleum’un yönetim kuruluna girdi.
Kirli şirketler, kirli kazançlar RAK Petroleum adı, ilk bakışta hiçbir ipucu vermiyor. Ancak biraz karıştırılınca, şirketin nasıl bir yağma üzerine kurulu olduğu görülüyor. RAK Petroleum, Norveç merkezli DNO petrol şirketinin önemli hissedarlarından bir tanesi. DNO ismi ise, bizi bir başka isme götürüyor: Peter W. Galbraith.
Ünlü ekonomist John Kenneth Galbraith’in oğlu Peter W. Galbraith, Khalilzad’ın aksine ABD dış politikasında daha gayrı-resmi işler üzerinden katkı sağlamış bir kişi. Galbraith, Yugoslavya’nın parçalanması sürecinde Hırvatistan Büyükelçiliği görevi yaptı. Kısa süre Doğu Timor’da kalan Galbraith, Irak işgal edilir edilmez Kürdistan’a gelerek Barzani ve Talabani için danışmanlık yapmaya başladı.
Galbraith, 2005 yılı yazında ABD işgali altındaki Irak’a yeni Anayasa yazılmaya çalışılırken, Kürdistan Özerk Bölgesi’nin, bölgedeki petrol de dahil birçok konuda yetkili olmasını sağlayan en önemli isimdi. Konu büyük tartışmalara yol açmış, Irak merkezi hükümeti bölgedeki petrolün üzerindeki işletme hakkının da kendisine ait olması gerektiğini savunmuş, ancak sonunda bu hak Kürt yönetimine bırakılmıştı. Galbraith’in bu hizmeti karşılığında, Barzani ve Talabani’nin bu Amerikan diplomatına ne verdiği sonradan anlaşıldı.
2009 Ekim ayında Norveç’te yayınlanan Dagens Naeringsliv gazetesinden araştırmacı gazeteciler, Galbraith’i bir petrol şirketiyle bağlantılandıran belgeleri yayınlamaya başladılar. Şirketin adı, DNO idi. New York Times gazetesi konunun üzerine gitti. Galbraith’e henüz 2004 baharından itibaren Barzani ve Talabani tarafından Kuzey Irak petrolleri üzerinde büyük miktarda ortaklık bahşedildiği ortaya çıktı. Galbraith’in parçası olduğu DNO, daha sonra Dohuk’ta petrol çıkarmaya başladı. Irak Anayasası’nın yazımında rol alan uzmanlardan Emin el Istrabadi, olayın açığa çıkmasının ardından “Irak Anayasası’nın yazımına bir petrol şirketinin katılmış olması fikri karşısında söyleyecek söz bulamıyorum” diyerek tepkisini ortaya koymuştu.
Galbraith’in Irak’ın parçalanması ve ayrı devletler olarak devam etmesi gerektiği fikrini savunması, dolayısıyla, tesadüf değil. Galbraith, skandalın açığa çıkmasının ardından NYT’ye yazdığı makalede de bu siyasi amacını vurguladı: “Gerçek şu ki, uzun süredir sahip olduğum siyasi görüşlerim doğrultusunda iş ilişkilerine girdim. DNO (ve başka şirketlerle) ilişkilerimin, Kürdistan halkının neredeyse tamamının istediği özerklik için ekonomik bir temel yarattığına inanıyorum.” Galbraith, “Kürdistan halkı için”, onun işgal sevdalısı temsilcileri Barzani ve Talabani aracılığıyla bu halkın zenginliklerini yağmalıyordu.
Irak merkezi hükümetinin sözcüleri, skandalın açığa çıkmasının ardından Kürt yönetiminin ülkenin petrollerini bu şekilde peşkeş çekmesinin yasadığı olduğuna dair bir kampanya başlatsa da, bu nafile bir çaba oldu.
Görüldüğü üzere ABD bu yağmayı sürdürmeye kararlı ki, eski büyükelçi Zalmay Khalilzad, DNO hissedarı RAK Petroleum’da iş buldu. Hatta DNO, geçtiğimiz ay “Bay Khalilzad’ın şirketin yönetim kuruluna alınmasının düşünüldüğünü” açıkladı. Demek, Kuzey Irak’ta yağmalanacak yerler bitmedi...
Bir ilginç ayrıntı ise, Khalilzad’ın Erbil’de oturduğu ev.
“Kurtarıcılar”ın merkezinde on yıllardır süren lobi faaliyetleri New York Times gazetesi, 14 Temmuz’da Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani’yle bağlantıları sayesinde zengin olan bazı Amerikalı diplomatlara dair bir haber yaptı. “Kürt bölgesi Irak’ta Amerikalılar’ın hâlâ kurtarıcı olarak kucaklandıkları tek yer olabilir” denilen haberde, Kürt yönetimine dair ilginç bir bilgi veriliyordu.
Foreign Lobbyist Influence Tracker, yani Yabancı Lobicilerin Etkisini Takip kuruluşuna göre Barzani ve Talabani’nin Kürt yönetimi, ABD’de lobi faaliyetleri yürütmek için en fazla para harcayan 10 odaktan birisi.
NYT, Barzani ve Talabani’nin Vaşington’daki lobi faaliyetlerini “etkileyici” olarak niteliyor ve onlarca yıl geriye kadar gittiğini belirtiyor.
İki aşiret ağası, onlarca yıldır Vaşington’da etkili olabilmek için lobi faaliyeti yürütüyorlardı. Ancak bir sorun vardı: iki aşiret arasındaki çıkar çatışmaları. İki grup, birçok sebeple bir araya gelemiyordu.
Bu sorunun nasıl aşıldığına dair fikir edinmek için, Michael Reynolds’un Alternet’te yazdığı bir makalede verdiği bilgiye bakıyoruz: “2002 Haziran ayında, Bush yönetimi Irak’ın işgali için hazırlıklara bağladığında, Kongre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın finanse ettiği, Kuzey Irak’taki ‘Sağlık Hizmeti Ortaklığı’ programı için 3,1 milyon dolar verilmesine yeşil ışık yaktı. Görünürde Kürt bölgesinde halkın sağlığını geliştirmek için bir çaba gibi görünen bu karar, ABD’deki Ortadoğu siyaseti uzmanları ve [Irak’taki] yerel STK gözlemcileri tarafından KDP ve KYB’yi tek bir hükümette birleştirebilmek için atılan bir adım olarak görülüyor.”
İşbilir “akademisyenler” ABD’nin milyon dolarlarla birleştirdiği iki aşiret lideri, Vaşington’daki lobi faaliyetlerini de (bir ölçüde) birleştirdi. Denise Natali, Süleymaniye’de yaşayan Amerikalı bir akademisyen, “[Kürt yönetimi] danışmanları çok seviyor. Bu onlara ilgi, tanınmışlık ve inandırıcılık sağlıyor” diyerek, lobi faaliyetlerine işaret ediyor.
Ancak Barzani ve Talabani’nin yönetimindeki bu topraklarda artık hangi taşa elinizi atsanız, bir başka yağma karşınıza çıkıyor. Süleymaniye’deki “akademisyen” Denise Natali, ismiyle müsemma bir şirketin, Hunt Oil, yani Av Petrolcülük’ün danışmanı. Hunt Oil, Kuzey Irak’ta merkezi hükümet yasadışı ilan etmesine rağmen Barzani ve Talabani’nin fiili olarak yaptığı satışlarda petrol yağmasına katılan onlarca şirketten birisi.
“Şöyle silahla çevirsek Kürt bölgesini” New York Times’a konuşan bir başka isim, emekli Korgeneral Jay Garner. Irak’ın yeniden yapılandırılması sürecinde resmi görev almış isimlerden olan Garner, Irak’ta Kürt bölgesini “mükemmel ortak” yapanın, bölgenin petrol zenginliği ve İran, Suriye, Türkiye arasındaki stratejik konumunun yanı sıra, bölgedeki “Amerikancı tutum” olduğunu belirtiyor.
Emekli Korgeneral, emekli diplomatların ölçülü ifadelerinden biraz uzak; “Niye [Kuzey Irak’taki Kürtlerin] etrafını silahlarımızla sarmıyoruz, anlamıyorum” diyor.
Korgeneral, boşuna böyle demiyor. Barzani ve Talabani’nin hüküm sürdüğü topraklarda, böyle konuşan kimse mükafatsız kalmıyor. Korgeneral, Nisan ayında Kürt bölgesinde yetkililerle buluşuyor ve Karadağ bölgesini ziyaret ederek, burada bir süre kamp kuruyor. Jay Garner, aynı zamanda Vast Exploration ismindeki petrol şirketinin danışma kurulunda bulunuyor. Vast Exploration, şu sıralar, Süleymaniye yakınlarındaki Kopi Karadağ bölgesinde petrol arıyor.
Sağ kanat Amerikalılar tercih ediliyor NYT’nin haberinde, verilen ilginç bir diğer bilgi ise, Kürt liderlerinin Bush dönemi yetkilileriyle sıkı fıkı olmalarına rağmen, Obama yönetimine karşı tepkili davranmaları. Bunda, Obama yönetiminin silahlı direniş mücadelesi nedeniyle bir türlü dize getiremedikleri Irak’ın Arap nüfusunu kazanmak üzere merkezi hükümetin tarafını daha fazla tutmasının payı var.
Yine de, işgal sayesinde Barzani ve Talabani’nin hüküm sürdüğü bu topraklarda, Amerikalılar her zaman el üstünde tutuluyor. İşgal sonrası ABD eliyle oluşturulan Geçici Koalisyon Yönetimi döneminde yükseköğretim başdanışmanlığı yapan akademisyen John Agresto, şimdilerde, Süleymaniye Amerikan Üniversitesi’nin mütevelli heyetinde bulunuyor. Mütevelli heyetinde Talabani’nin adamı, Kürt Özerk Yönetimi Başbakanı Berham Salih’in de bulunduğu üniversite, başka ülkelerdeki sayısız Amerikan üniversitesiyle aynı işleve sahip: bu ülkeyi yönetecek yeni kadroların Amerikan sistemiyle yetiştirilmesi.
Zira, gelecekte de bu toprakları emanet edecek kadrolara ihtiyaç duyulacak. Bugünkü Irak Kürdistanı, Amerikalılar için bulunmaz bir nimet çünkü. John Agresto’nun dediği gibi, “Burası belki de tüm dünyada George Bush’un hâlâ seçimleri kazanabileceği tek yer...”
(soL - Dış Haberler)
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: IRAK'IN KUZEYİ'NDE BARZANİ KARŞITI GÖSTERİLER Ptsi Şub. 28, 2011 12:44 pm | |
| Kuzey Irak'ta Barzani karşıtı gösteri +++++++++++++++++++++++++++++++ 21 Şubat 2011 Büyük Ortadoğu Projesi'nin merkezinde, Kuzey Irak'ın Süleymaniye kentinde Barzani karşıtı gösteri. Gösteriye Barzani güçleri müdahele etti. 4 ölü 50 yaralı var. Göstericiler: "Mısırlılar 30 yıl çekti, biz Kürdistanda 20 yıldır Barzani diktatörlüğünü çekiyoruz, artık yeter. Oyun bitti. Çok geç olmadan git" diyor. (Gösterici kameraya İngilizce konuşuyor) Press TV'nin çektiği videoyu izlemek için tıklayınız: https://www.youtube.com/watch?v=WDZd72HlMi4&feature=player_embedded#at=32+++++++++ Kuzey Irak ile ilgili bir incelemenin özetini veriyorum: 16 Şubat 2011 tarihli bu incelemede öngörülen sosyal patlama 5 gün sonra gerçekleşti. Ancak 21 Şubat gösterilerinin ne oranda Goran Hareketi'nin denetiminde olduğu bilinmiyor. Kuzey Irak'ta Barzani karşıtı birçok aşiret de bulunuyor. Türkmenler de Barzani'ye karşı. Çok farklı kesimlerden katılım olmuş olabilir. Amerika'nın "Büyük Kürdistan" projesinde baş rolü oynayan Barzani'nin bastığı zemin çok sağlam değil. Irak Kürt Bölgesinde “Yasemin” Kokuları Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı, bilgayduman@orsam.org.trIrak’taki işsizlik yüzde 45 civarında. Halen temiz su bulma sıkıntısı had safhada. Elektrik günde en fazla 8 saat verilebiliyor. Kürt Bölgesinde ise kamu hizmetleri çok daha iyi durumda. Kürt Bölgesel Yönetimi’ne bağlı Erbil, Süleymaniye ve Duhok’ta günde ortalama 17 saate kadar elektrik veriliyor. Halkın su ve gıda sıkıntısı yok. Güvenlik de oldukça iyi. 2007 yılına kadar Celal Talabani’nin liderliğindeki KYB'nin genel sekreter yardımcılığı (ikinci adam) görevini yürüten Neçirvan Mustafa, daha sonra Goran Hareketini oluşturdu. Hareket, 2009’daki seçimlerde 111 üyeli Bölgesel Kürt Parlamentosunda 25 sandalye kazandı. 2010’da Irak’taki genel seçimlere de ayrı bir listeyle yer alan Goran Hareketi 8 milletvekiliyle KDP ve KYB’den sonra en çok milletvekili çıkaran Kürt partisi oldu. Goran Hareketi’nin temel vurguları demokratikleşme, bütçede şeffaflık, idari reformlar, partilerin silahsızlanması, sivil toplumun geliştirilmesi ve siyasette partilerin etkilerin azaltılmasıdır. Merkezi hükümet ile bölgesel hükümet arasındaki sorunlara ilişkin olarak ise sorunların anayasaya göre ve barışçı ve demokratik bir şekilde çözülmesi; peşmergelerin statüsünün iyileştirilmesi, bölgesel yönetimin Irak’ın karayolu, demiryolu ve petrol gibi sektörlerde merkezi hükümetle eşit paylar almasını savunmaktadır. Goran Hareketi, Kürt bölgesinde yönetimdeki yolsuzluklara ve uygulamalara karşı sert söylem benimseyerek, halka bu konularda sessiz kalmamaları yönünde çağrılarda bulunmaktadır. Özellikle yönetimin yolsuzluklarının üzerine giden Goran Hareketi, Barzani’nin “tek adam” yönetimine doğru yol aldığına yönelik açıklamalar yapmaktadır. Zaman zaman halkı protesto gösterilerine davet eden Goran Hareketi, en son 29 Ocak 2011’de bir bildiri yayınlayarak, bölgedeki belediyecilik hizmetleri ve elektrik sıkıntısını protesto etmek için halkı toplanmaya davet etti. Öte yandan Goran Sözcüsü Muhammmed Tevfik Rahim yaptığı açıklamada Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve KYB liderliğindeki üç vilayeti kapsayan yönetiminin yozlaştığını ve halkı temsil etmediğini savundu. Rahim, Mısır, Tunus ve diğer yerlerdeki protestoların, reform yapılmaması halinde Irak'ın kuzeyinde de olması gerektiğini ifade etti. Goran yayınladığı bildiride 7 maddelik bir talep listesi sundu. Talepler arasında; -Güvenlik güçlerinin politik alandan çıkarılması, -KDP ve KYB’nin parlamento, yargı, hükümet ve güvenlik güçlerinden azledilerek, partilerin etki alanlarının kısıtlanması, -KDP ve KYB hükümetinin yıkılarak, yerine tarafsız bir teknokrat hükümetinin kurulması, -Kürt Parlamentosu’nun feshedilerek, 3 ay içerisinde saydamlık ölçütü içerisinde yeni bir seçim yapılması, -Yeni bir anayasa taslağının oluşturulması, -Valilikler tarafından el konulan arazi ve malların halka yönelik ıslah edilmesi gibi konular yer aldı. Goran Hareketi’nin bu çağrısı şimdilik halk tabanında çok büyük yankı uyandırmasa da yönetim bazında oldukça etkili oldu. Kürt Bölgesel Yönetimi ise Goran’ın taleplerini reddederek, bunların meşru olmadığını savundu. Bölgesel Yönetim’den Goran’a yönelik karalama kampanyaları başlarken, bu durumun Bölgesel Yönetiminde endişe yarattığı da görülüyor. Mesut Barzani, bazı kesimlerden Kürt bölgesinde yeni bir diktatör olma yolunda ilerlediği şeklinde eleştiriler alıyor. Barzani de bu iddialara yönelik tepkileri biraz olsun dindirmek için Aralık 2010’da yapılan KDP kongresinde parti içerisinde reforma gitti. Ancak bu adımlar Kürt bölgesindeki muhalefeti tatmin etmiş gözükmüyor. Goran Hareketi şimdilik Kürt seçmenlerini organize etmeye çalışıyor. Ancak Bölgesel Yönetiminde ciddi bir Türkmen varlığının yanı sıra, çok sayıda etnik ve dini azınlık yaşıyor. Bölgesel Yönetiminin bu azınlıklara baskı yaptığı birçok uluslararası raporda yer almış durumda. Bu topluluk ve halkların da cesaretlenip, Goran Hareketi’nin çağrılarına ses vermesi olasılık dâhilinde. Ayrıca KYB’nin de her ne kadar yönetimde KDP ile ortak olsa da Barzani’nin tutumundan rahatsız olduğu biliniyor. Hatta Barzani’nin Celal Talabani’yi bölgeden uzak tutmak için Cumhurbaşkanı’nın Talabani olması için ısrar ettiği öne sürülüyor. Bu nedenle KYB içerisinden filizlenen Goran Hareketi’nin KYB yandaşlarını yanlarına çekmesi muhtemel. Öte yandan bölgedeki fakir ve zengin arasındaki uçurum da giderek yükseliyor. Sosyal ve ekonomik zenginlik halkın büyük kısmına yansımıyor. Özellikle daha önce şehirlerde oturan birçok aile, geçim sıkıntısı ve şehirlerdeki pahalılık nedeniyle köylere yerleşmeye başlamış. Bölgesel Yönetim’in “aile şirketi”ne döndüğüne yönelik güçlü iddialar var. Bölgesel Yönetim Başkanı Mesut Barzani’nin oğlu Mesrur Barzani istihbarat birimlerinin başında. Yeğeni ve geçen dönem Bölgesel Yönetimin başbakanlığını yapan Neçirvan Barzani’nin de bölgedeki ekonomiye yön verdiği bilinen bir gerçek. Hatta büyük şirketlerle anlaşan Neçirvan Barzani Irak’ın yeni “Gülbankiyan”ı olarak tanımlanıyor. Kürt bölgesinde şimdilik birkaç küçük gösteri haricinde pek etkili olmayan “ayaklanma” çağrısının büyümesi halinde, sosyal bir patlama yaşanması işten bile değil. Yaşanacak bu patlamanın kurumsallaşmaya çalışan Bölgesel Kürt Yönetimini olumsuz yönde etkileyeceği söylenebilir. 2009’a kadar siyasi bir muhalefetle karşılaşmayan KDP ve KYB’nin muhalefetin bastırılmasına yönelik ilk sınavından başarıyla geçtiğini ifade etmek zor. 2009’daki bölgesel seçimlerde ortaya çıkan muhalefet, 2010’da Irak’taki genel seçimlerde daha da parçalı bir hal aldı. Goran Hareketi’nin çağrısının bir halk ayaklanmasına dönmesi durumunda, Bölgesel Yönetimi bir yeni tecrübeyle daha tanışacak. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: IRAK'IN KUZEYİ Ptsi Şub. 28, 2011 1:05 pm | |
| Emperyalist düzene teşne olan hemen her yerde ayaklanmalar, isyanlar...
Herkes gözünü Ortadoğu'ya dikmişken, asıl patlamanın Batı'nın göbeğinde gerçekleşiyor olması gözlerden kaçırılmaya çalışılıyor. Geçenlerde ABD'de bir eyalette yapılan protestolara karşı, eyalet valisi, askerleri çağırmakla tehdit ediyordu halkı... | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: IRAK'IN KUZEYİ Çarş. Mart 09, 2011 8:27 pm | |
| Kerkük Kuşatma Altında Kerkük Kuşatma Altında Prof. Dr. Özcan YENİÇERİ - 7 Mart 2011
AKP iktidarının işbaşına gelmesiyle birlikte Türkiye’nin dış politikasındaki öncelikler büyük ölçüde değişmiştir. Türk jeopolitik eksenli dış politika yerine Arap jeopolitik eksenini esas alan bir dış politika yürürlüğe girmiştir. Bu bağlamda Bakü yerine Erivan, Kerkük yerine Gazze öne çıkmıştır.
AKP iktidarı işbaşına gelmeden önce Kerkük, Türkiye’nin dış politikasında birinci derecede önemli bir yer işgal ediyordu. Kerkük, Türkiye’nin kırmızı çizgisiydi. Aradan sekiz yıl geçti, bugün Kerkük kuşatma altında ve Türkiye’den hiç ses çıkmıyor.
Türkiye’nin ilgisizliği ve kayıtsızlığının da etkisiyle Barzani, Kerkük’le ilgili projelerini bir bir uygulamaya sokuyor. Şu anda da Kerkük 12 bin Barzani peşmergesinin işgali altında tutuluyor.
Kerkük’teki oyun!
Bu nedenle Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt yönetiminden, Kerkük kenti çevresine, Bağdat’taki merkezi hükümetten izin almadan konuşlandırılan 12 bin kişilik silahlı peşmerge gücünün çekilmesini istedi.
Irak hükümet yetkilileri, “Bu birlikler merkezi hükümetin izni alınmadan yerleştirildi ve Başbakan Maliki, derhal geri çekilmelerini istedi” dedi.
Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin güvenliğinin, merkezi hükümetin sorumluluğunda olduğunu karşı tarafa bildirdiğini söyledi.
Bölgesel Kürt yönetimi yetkilileri ise, kenti, Saddam Hüseyin’e bağlı Baasçı güçlerin ve El Kaide güçlerinin saldırılarından korumak için, peşmerge güçlerinin şehir çevresine yerleştirildiğini iddia ediyorlar. Onlar da “Gösteriler nedeniyle Kerkük’teki Kürtleri bekleyen tehlike gerçekten var. Bu nedenle nüfusu tehditlerden korumak için peşmergeler konuşlandırıldı” ğını iddia ediyorlar.
Barzani rejimi sıkıntılı!
Barzani taraftarlarının iddialarına göre radikal İslamcı gruplar, Kerkük başta olmak üzere Kuzey Irak’ın Süleymaniye ve diğer kentlerinde provokasyon tarzı eylemler düzenlemek istemektedir. Bu yüzden bölge halkını yolsuzluk, yoksulluk ve adalet gibi kavramlarla Kürt hükümetine karşı kışkırtıyorlar. Onun için Kerkük, peşmergeler tarafından kuşatma altına alınmak zorunda kalınmıştır.
Barzani test ediyor!
Aslında Kerkük’ü kuşatma altına alan Peşmerge operasyonu, gelecekte gerçekleştirilmesi düşünülen amaçlar için bir test niteliğindedir. Bu anlamda Türkiye’nin, Merkezi Irak Hükümetinin, Türkmenlerin, Arapların ve uluslar arası kamuoyunun tepkileri ölçülmeye çalışılıyor. Önümüzdeki dönemlerde bu tepkilerin şiddetine göre Barzani’nin gereken adımları atacağını bugünden kestirmek mümkündür.
Türkiye’deki iktidar yetkililerinin son zamanlarda Kerkük’te olan bitene karşı kör, sağır ve dilsiz bir politika izlemeleri Barzani’nin emellerine çanak tutar niteliktedir. Türkiye’deki iktidarın Kerkük’te olanlar karşısında sessiz kalması Barzani/Talabani ikilisini giderek cesaretlendirmektedir.
Bu arada Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Irak’ın Telafer kentinden gelen heyete hitaben yaptığı konuşmada “Telafer’e dokunan Türkiye’ye dokunur” diyor. Ancak işgal altındaki Kerkük’le ilgili hiçbir şey söylemiyor. Türk milleti adına Dışişleri Bakanı Davutoğlu’ndan Kerkük’e dokunanın kime dokunmuş olacağını da açıklamasını talep etmek gerekiyor.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: IRAK'IN KUZEYİ Perş. Mart 10, 2011 9:02 pm | |
| Kuzey Irak'ta Barzani karşıtı gösteriler sürüyor ++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++ 7 Mart 2011 4 kişinin öldüğü 50 kişinin yaralandığı 21 Şubat gösterilerinden sonra Süleymaniye'nin Tahrir Meydanı'na direniş çadırları kuruldu. Barzani polisi çadırları yaktı, meydanda yapılan sinevizyon gösterilerinde kullanılan malzemelere el koydu. (6 Mart saat 02:00) 15 kişi gözaltına alındı. Eylemcilerin sözcüsü Nasik Kader, gece 02'de baskın yapanların Barzani polisi olduğunu açıkladı. Eylem Komitesi üyesi Dr. Faruk Gulpi, geceleri de eylem alanlarını bırakmama kararlarından vazgeçmeyeceklerini bildirdi. "İşte bugün de eylem yerindeyiz. daha büyük bir kalabalıkla, çadırlarımızın yakılmasını protesto edeceğiz" dedi. Basın gecesi, Süleymaniye yakınlarındaki Kalar'dan yayın yapan bağımsız DANK radyo istasyonu da Barzani polisince basıldı, yayın araçlarından bazıları tahrip edildi, bazıları da götürüldü. Amerikan kuklası Barzani yönetimine karşı muhalefet güçleniyor. (Aydınlık, 7 Mart 2011)
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: IRAK'IN KUZEYİ Çarş. Mart 16, 2011 12:34 pm | |
| Kerkük’te patlama: 2 ölü, 36 yaralı
16 Mart 2011
Kerkük’te sabah saatlerinde bomba yüklü araçla düzenlenen feda eyleminde 2 kişi hayatını kaybederken, 36 kişi de yaralandı.
Kerkük’teki patlama, sabah saat 8.55 sıralarında kentin genel hastanesinin önünde meydana geldi. İşbirlikçi polis, bomba yüklü araçla düzenlenen intihar saldırısında 2 kişinin hayatını kaybettiğini, 36 kişinin de yaralandığını söyledi. Patlama sırasında çevrede bulunan çok sayıda aracın da yandığı bildirildi.
Sağlık yetkilileri, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaralıların durumunun iyi olduğunu söyledi.
Kerkük’te geçtiğimiz günlerde meydana gelen yoğun eylemleri bahane eden etnik bölücü işbirlikçi peşmerge güçleri kentte girerek, Kerkük'ü Irak bütünlüğünden koparma adına harekete geçmişlerdi.
| |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Geri: IRAK'IN KUZEYİ C.tesi Nis. 02, 2011 11:01 pm | |
| [img] http://www.pressmedya.com/resimler/haber/The-Hurt-Locker-poster.jpg[/img][size=24] Türkmeneli TV de ABD propagandası[/size] Irak'lı Türkmenlerin televizyon kanalı Türkmeneli TV'de dün gece ABD askerlerinin Irak'ta yaşadıklarını duygusal bir şekilde anlatan ABD yapımı bir film yayınlandı ABD askerlerinin Irak'ta yaşadıkları zorlukları, askerlerin gözünden yansıtan The Hurt Locker isimli ABD yapımı film, Irak işgalinin devam ettiği bir esnada Akademi Ödüllerine aday gösterildiği için ABD dahi tepki toplamıştı. Irak'tan yayın yapan Irak Türkmenlerinin yayın organı olan Türkmeneli TV, dün gece ABD yapımı bu filmi yayınlayarak adeta ABD propagandası yaptı. Irak işgalini ABD'li askerlerin penceresinden anlatan filmin senaryosu, 2004 yılında ABD askerleriyle birlikte Irak'a giren embedded (ABD askerlerinin himayesinde, onlara iliştirilmiş olduğu için bu isim onlara veriliyor) gazeteci Mark Boal tarafından kaleme alınmış. Filmde, bomba imha uzmanı üç Amerikan askerinin Irak'ta zorluklarla mücadele ederken nasıl bir duygusal zeminde hareket ettikleri anlatılıyor. Buna karşılık Iraklı direnişçiler, çocukları öldüren, insanların üzerine zorla bomba yerleştirip ölüme gönderen kişiler olarak tanıtılıyor. Filmin dikkat çekici sahnelerinden birisinde, bir operasyon esnasında bölgeden geçen sivilleri son derece nazik bir biçimde uyararak bölgeden uzaklaştırmaya çalışan ABD askeri, kendisine selamlayan aynı siviller tarafından bombayla havaya uçuruluyor. Bir diğer sahnede ise, direnişçilerin vücudunu parçalayarak içine bomba yerleştirdikleri ve Iraklı çocuğun cesedini imha etmek yerine, büyük bir sabırla dikişleri keserek içindeki bombayı çıkartan sonrada cesedi kefene sarıp kucaklayan ABD askerinin duygusal anları uzun uzun anlatılıyor. [img] http://upload.wikimedia.org/wikipedia/en/6/6c/HLposterUSA2.jpg[/img] | |
| | | | IRAK'IN KUZEYİ | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|