1982 yılında Kivunim(Yönelişler) adındaki bir Kudüs(Jerusalem) merkezli siyonist dergi tarafından dercedilmiş bir yazı,üzerinden geçen 33 sene sonra İsrail'in bölge ülkelerinde gerçekleştirmek istediği milli birlikteliği bölme ve askeri güçlerini kırma politikasının devam ettiğinin gözler önüne seriyor.
[b]"Merkezde yer alan gövde olması bakımından Mısır, özellikle Müslümanlar ile Hristiyanlar arasındaki giderek sertleşen çatışmalar göze alınırsa, şimdilik bir kadavradır. Bu ülkenin ayrı coğrafi eyaletlere bölünmesi, bizim Batı cephesi üzerinde, 1990'lı yıllar için siyasi hedefimiz olmalıdır.
Böylece Mısır bir kere parçalandıktan ve merkezî iktidardan yoksun bırakıldıktan sonra, Libya, Sudan ve diğer uzak ülkeler aynı çözülmenin içine gireceklerdir. Yukarı Mısır'da bir Kıptî devletinin kurulması ve daha az öneme sahip bölgesel kimliklerin oluşturulması, barış anlaşması yüzünden şimdilik geciktirilmiş, fakat uzun vadede kaçınılmaz olan bir gelişmenin anahtarıdır.
Dış görüşünüşüne rağmen, Batı cephesi Doğu cephesinden daha az problem çıkarıyor. Lübnan'ın beş eyalete bölünmesi... Arap dünyasının bütününde meydana geleceklerin müjdesini veriyor. Suriye ve Irak'ın etnik veya dinî kıstaslar bazında belli bölgelere ayrılması, uzun vadede, İsrail için öncelikli gaye olmalıdır. Bunun birinci safhası ise, söz konusu devletin askerî güçlerinin imha edilmesidir.[/b]
[b]Suriye'nin etnik yapıları, kendisini parçalanmaya hazır hâle getiriyor. Suriye'nin deniz sahili boyunca bir Şiî devleti, Halep'te ve Şam'da birer Sünnî devleti kurulabilir. Her halükârda Huran'la birlikte Ürdün'ün kuzeyinde -belki de bizim Golan'ımız üzerinde- kendi devletini oluşturmaya ümid eden bir Dürzî kimliği de ortaya çıkabilecektir... Böylece bir devlet, uzun vadede, bölge için bir barış ve emniyet garantisi olacaktır. Bu bizim rahatça gerçekleştirebileceğimiz bir hedeftir.
Petrolce zengin ve iç mücadelelerin pençesindeki Irak, İsrail'in çizgisindedir. Onun dağılması bizim için Suriye'ninkinden daha önemlidir, zira Irak, yakın vadede İsrail için en ciddi tehlikeyi temsil etmektedir."
[/b]
Kivunim, Kudüs, sayı 14, Şubat 1982, s. 49,59.