EVET, KAHROLSUN ŞEKLİ DEMOKRASİ DİKTATÖRLÜĞÜ!
08.12.2010
--------------------------------------------------------------------------------
<![endif]-->
Aşağıdaki yazıyı okuduğumuzda, çıkarılmak istenen yasalar yoluyla ve "ileri demokrasi" adı altında kotarılmak istendiği göz önüne alınacak olursa, yazarın kahrolmasını istediği "diktatörlüğün" türünün "şekli demokrasi" olduğunu anlıyoruz.
O halde; "Kahrolsun şekli demokrasi diktatörlüğü"
OrduMillet
KAHROLSUN DİKTATÖRLÜK
Herkes elindeki imkânları derhal seferber etmeli ve bu “Diktatörlük yasasının” meclisten geçmesini önlemeli.
Hangi yasa mı?
-Kişiler kendilerine haksızlık yapıldığı gerekçesiyle kamu görevlileri hakkında dava açamayacak. Davalar ancak devlete açılabilecektir.
Sözünü ettiğimiz diktatörlük yasası işte bu yasadır. AKP’nin meclise getirdiği, bu yasa teklifi Türkiye‘de diktatörlük kurabilmek amacı taşımaktadır. Bu yasa tasarısını acele ile TBMM ‘ne getirmelerinin nedeni, keyfi olarak, hiçbir hukuki gerekçeye dayanmadan, yıllardır tutuklu olanlar için “Tutuklama kararı alan ve tutuklulukların devamına karar veren yargıçlar” hakkında mahkûmiyet kararları verilmesidir. Hükümet yandaş yargıya artık istediği kararları aldırmakta, polise yasa dışı uygulamalar yaptırmakta zorlandığı için “Korkmayın, sizi mahkûm ettirecek yasal gerekçeleri ortadan kaldırıyorum” demek için böyle bir yasayı meclise getirmiştir.
Öğrenci protestoları için “bir siyasi parti ile aynı görüşte olanlar yumurtalı protesto yapacaklar, biz de bakacağız. Olmaz böyle şey! İzin vermeyiz ! Sizi davet mi ettik? “diyen bir başbakan, bir de böyle bir yasa ile güçlendirilirse neler olmaz ki?
Bugün rastgele biber gazı sıkılmakta, yere düşmüş hamile kadın acımasızca coplanmakta, tekmelenmekte. Peki polis, kameralar önünde hiç çekinmeden bu kanunsuz davranış cesaretini ve gücünü nereden almakta? Başbakanı “Bizim görüşümüze aykırı protestolara izin veremeyiz! “ denilen bir ülkede, dokunulmazlık kazanmış memurlar neler yapmaz ki?
Benim “Allah (cc) bizi daha beter bir duruma düşürmesin! “Diye dua etmem boşuna değil.
Verilmek istenen mesaj şudur:“Ey benim memurum, polisim, savcım, hâkimim! Bana veya sana, muhalif olanı sürüm sürüm süründür! Yasa masa dinleme. Bana dava açılır, ceza alırım diye düşünme. Bana hizmet ettiğin sürece korkma !” denilmektedir.
Yani bir müdür, muhalif bir memuru süründürecek, yargı kararı bu memur lehine ise uygulamayacak. O memur da bunun üzerine dava açamayacak. Dava açsa bile, yargı bu müdüre ceza veremeyecek.
Savcı Bey, hâkim arkadaşıyla gazinoda otururken kendilerine yan bakanı tutuklatacak. Bu yurttaş yıllarca mahkemeye çıkarılmadan hapiste tutulacak. Aylar, yıllar sonra “Pardon! Masummuşsun.” diyerek bırakılacak. Mağdur olan kişi, bu savcı ve hâkimi dava edemeyecek. Etse de o savcı, o hâkim ceza almayacak.
Polis, hoşlanmadığı komşusunu her fırsatta gözaltına alıp, karakollarda saatlerce tutacak. Sonra da,”Haydi, güle güle” diyerek sabahın 04’ünde dağ başında bırakacak. Bu masum kişi dava açamayacak, hakkını arayamayacak. Arasa da hava alacak.
Ve bütün bunların adı “ İLERİ DEMOKRASİ” olacak. Öyle mi?
Ey millet ! Bu yasa ile diktatörlük getiriliyor bilesin. Darbe dönemlerinde bile görülmemiş bir zulüm dönemi, bu yasa ile oluşturulacak.
TBMM gündeminde olan bu yasa teklifinin kabul edilmemesi için herkesin, bütün imkânlarını kullanması, AKP’liler dâhil milletimizin, bu yasayı engelleme çabası göstermesi şarttır.
Siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine, aydınlara, yazarlara çağrı yapıyorum. Protesto mitingleri yapalım, paneller yapalım, konfrenslar düzenleyelim. Ne olursa olsun, bir şeyler yapalım da, bu “DİKTA” yasasının TBMM den geçmesini önleyelim. Yoksa yarın çok geç olacak.
Dikta yasası ve diktatör heveslilerinin olmadığı bir Türkiye için ayağa kalkalım ve onları yok edene kadar da oturmayalım.
Yeni yazımda buluşmak dileğiyle, güzel günler için kalın sağlıkla ….07.12.2010
Gültekin ÖZTÜRK
AydınlıHaber.com