AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| Kıvırmanında bir adabı olur | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Erhan Eren
Mesaj Sayısı : 76 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 5:12 pm | |
| Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın en çok eleştirildiği BOP Eş Başkanlığı konusu TBMM'de tartışıldı. Dışişleri Bakanlığının 2011 yılı bütçesinin oylamasında konuşan Bakan Davutoğlu, BOP Eş Başkanlığı konusuna açıklık getirdi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, bölgedeki bütün sınırları yapay gördüğünü belirterek, ''Daha küçük ünitelere bölerek haritayı değiştirmek değil, daha büyük ölçekli yapılara geçerek haritadaki sınırları anlamsız hale getirmeliyiz'' dedi.
Dışişleri Bakanlığının 2011 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi.
Milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtlayan Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BOP Eşbaşkanlığı iddialarınına ilişkin, ABD'nin bölgedeki kötü imajını değiştirmek için Bush döneminde böyle bir proje getirdiğini belirterek, o zaman da bugün de politikalarının net olduğunu ifade etti.
Eşbaşkanlığın ''BOP eşbaşkanlığı'' olmadığını belirten Davutoğlu, ABD'nin tepkiler üzerine projeyi daha yaygın bir proje haline getirdiğini, bunun ayaklarından birinin de ''Demokrasi Yardım Grubu'' olduğunu, Türkiye, Yemen ve İtalya'nın bu projeyi üstlendiğini anlattı. Grubun bir ya da iki kere toplandığını belirten Davutoğlu, ''Başka da 'BOP Eşbaşkanlığı' diye bir tabir o anlamda yok. 'Demokrasi Destek Eş Başkanlığı' anlamında İtalya, Türkiye, Yemen üstlenmiştir'' dedi.
ABD'nin tek taraflı politikası çöktüğü için kavramın ABD'de de kullanılmaz hale geldiğini kaydeden Davutoğlu, ''Bunun çökmesinin bir gerekçesi aranıyorsa Türkiye'nin bölge eksenli yürüttüğü politikalar bunun ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye, haritaların ekonomik, kültürel yolla değişmesine taraftardır. Biz, bu bölgelerdeki bütün sınırları yapay görüyoruz. Türkiye-Irak, Türkiye-Suriye, Türkiye-Gürcistan sınırı yapaydır. Daha küçük ünitelere bölerek haritayı değiştirmek değil, daha büyük ölçekli yapılara geçerek haritadaki sınırları anlamsız hale getirmeliyiz. Bunun öncüsü Türkiye olmalıdır. Başkası adına değil, kendi adımıza'' diye konuştu.
Kürdistan bölgesini içeren haritanın ABD'de bir dergide çıktığını, bir albaya ait kişisel sorumluluğu olan bir harita olduğunu dile getiren Davutoğlu, ''Öyle bir haritanın oluşmasına izin vermeyeceğiz'' dedi.
''SINIRLARI KALDIRACAĞIZ''
AB'de yapılan gibi Balkanlarda da Ortadoğu'da da bütün haritaları kaldıracaklarını belirten Davutoğlu, ''Almanya ve Fransa etrafları ile bütünleşti ve kalkındılar. Biz de etrafımızla çatışmayacağız. Almanlar sınır komşularıyla savaştan sonra çatışsaydı gelişir miydi? Cumhuriyetin 100. yılında inşallah çevredeki bütün kardeş ve akraba topluluklarla iç içe geçeceğiz. Bunların geleceği yer tekrar Ankara, İstanbul olacak'' diye konuştu.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, terörle mücadelede diplomasinin görevinin TSK harekat yaptığında hiçbir ülkenin buna olumsuz bir tepki vermemesini temin etmek olduğunu kaydetti. Davutoğlu, ''Bugün itibarıyla Silahlı Kuvvetlerimizin herhangi bir şekilde terörle mücadele için bir adım atması gerekirse tepki görmemesi için diplomatik olarak altyapı sağlanmıştır'' diye konuştu.
ABD Başkanı Barack Obama'nın Türkiye'ye gelişinde açılımlar istediği, açılımların bu çerçevede gerçekleştiği iddialarını yanıtlarken de Davutoğlu, ''Gelir bir ABD Başkanı konuşur ve hükümet ona göre politikalarını tayin eder... Bu, hiçbir Türkiye Cumhuriyeti hükümetine yakıştırılamaz'' diye konuştu.
Ermenistan ve Kıbrıs meseleleri ile ilgili gelişmeler olurken Obama'nın daha senatör bile olmadığını belirten Davutoğlu, ''Şundan emin olun, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri herhangi bir yerden talimat almamıştır'' dedi.
YENİ OSMANLICILIK
Davutoğlu, ''Yeni Osmanlıcılık mı yapmak istiyorsunuz?'' sorusunun da yöneltildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
''Biz uluslararası hukuka saygılı bir ulus devletiz. Sınırlarımız bellidir. Başka hiçbir ülkenin sınırlarında gözümüz yok. Kimsenin de bizim sınırımızda gözü olsun istemeyiz. Olana da gerekli mukabelede bulunuruz. Bizim için küçük, büyük devlet yok. Hepsi ile eşit ilişki kurarız. Kimseye ağabeylik yapmak derdinde değiliz. Bölge perspektifimiz bütünleşmeye dönük bir perspektiftir. Ama ulus devlet olarak haklarımızdan ve sınırlarımızdan taviz vermeyiz. Bütün diğer ulus devletlerle kardeşçe, hakça bir bölgesel barış içinde yaşamaya kararlıyız.''
Türkiye'nin kültür mirasına sahip çıkmak konusundaki hassasiyetini dile getiren Davutoğlu, geçmişte aynı hassasiyetin gösterilmediğini ifade etti.
''KAK MESUT''
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mesut Barzani'ye ''Kak'' demesine ilişkin eleştirileri yanıtlarken de bir Türkmen aşiretinden geldiğini, kültürlerinde nezaketin yer aldığını, sabah savaşılacak bir insana bile eğer konuk ise akşam gereken nezaketin gösterildiğini ifade etti.
Davutoğlu, ''Kürtçe, saygı duymamız gereken dillerinden biridir ve halkımızın önemli bir kesiminin kullandığı bir dildir. Mesut Barzani'ye 'Kak Barzani' dedim. Bu 'sayın' anlamına da gelir. Bizim kültürümüzde bu saygı vardır. Benim görevim Türkiye'ye dost kazandırmaktır, düşman değil'' şeklinde konuştu.
Davutoğlu, Türkiye'nin gelecek yıl ''En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi''ne ev sahipliği yapacağını, 50 ülkeden 6 bin kişinin Türkiye'ye geleceğini bildirdi. Davutoğlu, ''Dünyanın neresinde bir mazlum varsa onun yanında olacağız'' diye konuştu.
''Füze Kalkanı'' konusunu değerlendirirken de Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'nun parçası olduğunu belirterek, ''Alınacak kararı birlikte alacağız. Bunu bir baskı gibi algılamamak lazım. Ama NATO bir güvenlik örgütü ise tabii ki tehdit tanımlaması yapacak. Böyle bir tehdit varsa tanımlayacağız. Artık tehdit noktasal ve çevresel tehdit değil. ABD istediği için Afganistan'da değiliz. Farz edin ki Amerika yoktu, Afganistan bizden yardım istedi, yardım ederdik tabii. Çünkü, o halkı kardeş halk olarak görüyoruz'' diye konuştu.
Davutoğlu, balistik füzelerin Kuzey Kore'de, Hindistan'da ve başka ülkelerde de olduğunu, yayılma tehlikesinin bulunduğunu ifade etti. Davutoğlu, ''Bu yayılma tehlikesine karşı NATO oturup planlama yapar. Biz de o planlamanın içinde yer alırız. Planlama yapılırken biz de şunu söyleriz, bu planlama benim komşu ülkelerle ilişkilerimi bozmamalıdır. Bu planlama beni Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi cephe ülkesi haline getirmemelidir. Bu planlama benim ekonomik ve kültürel açılımlarımı engellememelidir. Şu kompleksi kırmak lazım. Hakim olan birileri var, geliyorlar bizden talepte bulunuyorlar, biz 'evet', ya da 'hayır' diyoruz. Bundan sonra böyle bir Türkiye yok. Onun için birileri rahatsız oluyor. Eksen dışına çıktığımızı söylüyor'' dedi.
AA | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:05 pm | |
| Eyvallah, süper.
Şimdi satır satır üzerinde durmak ve "Felix Culpa"yı ifşa etmez zamanı o zaman.
Sahtekârlıklarını bir bir yüzüne vurmanın.
BOP Eşbaşkanlığından başlayalım...
RTE kendi ağzından itiraf etmiş midir?
Etmiştir.
Sonra, kapatma davası esnasında hayır ben böyle bir şey demedim diyerek, karakolda doğru söyler mahkemede şaşar hesabı, kendi söylediğini inkar etmiş midir?
Etmiştir.
Bunun muhtevası nedir, ne değildir denildiğinde, BOP'u ortaya atanların kendi beyanlarından, müslüman coğrafyasının sınırlarının değiştirilmesi planı olduğu, bu planı sapık katil terör örgütü Amerikanın yaptığı ve RTE de itiraflarında bu BOP kapsamında görev aldığını beyan etmiş midir?
Etmiştir.
BOP kapsamında, IRak'a yapılan saldırı arefesinde, teskere için, RTE, "teskereye hayır demek, bana hayır demek" demiş midir?
Demiştir.
RTE, Irak'ta bacılarımıza tecavüz eden conilerin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ettiğini söylemiş midir?
Söylemiştir.
Nerde ve ne için söylemiştir?
Bir ecnebi gazetesinde ve ecnebi dilinde söylemiştir ki, o gazeteyi efendileri okuyacak be kendiisini taltif edecekler.
RTE denen ada için, BOP çerçevesinde verilen görevlerdeki aksamadan dolayı, kenef çukuruna atmayın diye yalvaran, sizin için bundan daha elverişli biir kullanım aracı olmaz diyen, RTE'nin danışmanı mıdır?
Danışmanıdır.
Türkmen geleneğinde misafirperverlik vardır da, doğru sözlü olmak yok mudur?
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:14 pm | |
| [/quote]Milletvekillerinin sorularını ve eleştirilerini yanıtlayan Davutoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın BOP Eşbaşkanlığı iddialarınına ilişkin, ABD'nin bölgedeki kötü imajını değiştirmek için Bush döneminde böyle bir proje getirdiğini belirterek, o zaman da bugün de politikalarının net olduğunu ifade etti.
Eşbaşkanlığın ''BOP eşbaşkanlığı'' olmadığını belirten Davutoğlu, ABD'nin tepkiler üzerine projeyi daha yaygın bir proje haline getirdiğini, bunun ayaklarından birinin de ''Demokrasi Yardım Grubu'' olduğunu, Türkiye, Yemen ve İtalya'nın bu projeyi üstlendiğini anlattı. Grubun bir ya da iki kere toplandığını belirten Davutoğlu, ''Başka da 'BOP Eşbaşkanlığı' diye bir tabir o anlamda yok. 'Demokrasi Destek Eş Başkanlığı' anlamında İtalya, Türkiye, Yemen üstlenmiştir'' dedi.[quote]
ABDnin bölgedeki kötü imajını değiştirmek maksatlıymış, duyun da öğrenin.
ABD'nin bölgedeki kötü imajını bacılarımıza tecavüz edilerek değiştirilirken buna destek verenler, işkenceye izni ben verdim diyen Buşt'a her türlü lojistiği sağlayanlar, Irak meşru devlet başkanı Saddam Hüseyin'in katline destek verenlerin politikaları, o zaman da bu zaman da netmiş...
"Eşbaşkanlık, BOP Eşbaşkanlığı olmadığını savunan..."
Kime inanacağız?
Kendisine mi, Başbakanına mı?
Aklımıza, "bir ok attım kebap oldu!" diyen padişahın palavralarını tevil etmek zorunda kalan adamın hali geldi.
Bir başka akla gelecek fıkra da NAsrettin Hoca'nınki, hani komşusu hocadan binek-yük hayvanını ister ya... | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:21 pm | |
| Felix Culpa...
Mutlu Cürüm...
Tabiri öğreten Üstad, dış yüzden hoş, aslı boş, lüzumsuz veya zararlı faaliyetler için frenkler tarafından kullanılan bir tabir.
Bir de hakikati bayıltıp ırzına geçenler diye bir tabir daha kulllanır Üstyad, işte:
[quote]ABD'nin tek taraflı politikası çöktüğü için kavramın ABD'de de kullanılmaz hale geldiğini kaydeden Davutoğlu, ''Bunun çökmesinin bir gerekçesi aranıyorsa Türkiye'nin bölge eksenli yürüttüğü politikalar bunun ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koymuştur. Türkiye, haritaların ekonomik, kültürel yolla değişmesine taraftardır. Biz, bu bölgelerdeki bütün sınırları yapay görüyoruz. Türkiye-Irak, Türkiye-Suriye, Türkiye-Gürcistan sınırı yapaydır. Daha küçük ünitelere bölerek haritayı değiştirmek değil, daha büyük ölçekli yapılara geçerek haritadaki sınırları anlamsız hale getirmeliyiz. Bunun öncüsü Türkiye olmalıdır. Başkası adına değil, kendi adımıza'' diye konuştu.[/quote]
Neymiş?
BOP'un çökmesi, Türkiye'nin bölge eksenli politikaları sayesindeymiş.
Bırakın siz şehidleri, gazileri, AKP ve Davutoğluna bakın.
Bir başka misal geldi aklıma, bir hayvan bir yere bevletmiş, o birikintinin üzerine bir saman çöpü düşmüş, o çöpe konan sinek de kendisini, uçsuz ucaksız denizlerde yol alan yenilmez bir armadanın kaptan köşkünde, Kaptan-ı Derya zannedermiş.
Kendi adımıza yol alıyoruz evelallah... | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:24 pm | |
| [quote]Kürdistan bölgesini içeren haritanın ABD'de bir dergide çıktığını, bir albaya ait kişisel sorumluluğu olan bir harita olduğunu dile getiren Davutoğlu, ''Öyle bir haritanın oluşmasına izin vermeyeceğiz'' dedi.[/quote]
Nasıl vermeyeceksin?
Neyle vermeyeceksin?
Askerinin başına çuval geçirildiğinde, nota için parmağını kıpırdatamayan siz mi izin vermeyeceksiniz?
İnandırıcı değil.
Ha, işin hakikati şu, mücahidlerin verdiği savaş-direniş neticesi senin efendi bırak bölgeyi, kend donunu bile toplayamaz, düzenleyemez oldu ki, bütün hesapları alt üst eden o direniş olmsaydı, size rağmen olmasaydı, bakar görürdük. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:37 pm | |
| [quote]AB'de yapılan gibi Balkanlarda da Ortadoğu'da da bütün haritaları kaldıracaklarını belirten Davutoğlu, ''Almanya ve Fransa etrafları ile bütünleşti ve kalkındılar. Biz de etrafımızla çatışmayacağız. Almanlar sınır komşularıyla savaştan sonra çatışsaydı gelişir miydi? Cumhuriyetin 100. yılında inşallah çevredeki bütün kardeş ve akraba topluluklarla iç içe geçeceğiz. Bunların geleceği yer tekrar Ankara, İstanbul olacak'' diye konuştu.[/quote]
Gülmek serbest, hem de kahkahayla....
Amma böyyük strateji ha...
Öğrendiniz mi, AB gibi yapacaklarmış...
Alaman ve Fransız gavurunun yolundan gideceklermiş.
Bir de şu cümeye bak:
[quote]Almanlar sınır komşularıyla savaştan sonra çatışsaydı gelişir miydi?[/quote]
İnsan büyük stratejist olunca, böyle oluyor.
Almanların savaştan sonra sınır komşularıyla savaşacak gücü mü kalmıştı?
Almanya iradesi teslim alınıp silahsızlandırılmadı mı?
Japonya ha keza....
O risk bertaraf edilsin diye...
Almanya sınır komşularıyla savaaşacak gücü bulsaydı, saldırmaz mıydı? Saldırsaydı, daha mı zayıf, daha mı güçlü olurdu? Avrupa içi mücadelenin herkese zarar verdiğinin anlaşılması ve güccü dışa, yani İslam alemine yöneltmek gerektiği, Haçlı saldırılarına dönüş meselesi ki AB sürecini doğurmadı mı? AB ile hedeflenen, gerekli kaynak ihtiyacını birbiri üzerine çulllanarak gidermeye çalışmak yerine, kendi arasında anlaaşarak, müslümanlara karşı yeniden haçlı saldırısı ile ihtiyaçlarını gideririken, birlik sayesinde paylaşım noktasında çıkacak ihtilafları da aşmak demek değil mi?
Şimdi de bu emperyal politika uygulamasını burada mı uygulayacağız?
Dil, medeniyet kurucu dil olmadan, hiç bir halt olmaz. Edebiyatı olmadan, ancak böyle felix culpa olur.
Cumhuriyetin yüzüncü yılında ne olur, ömrü olan görür de, Davutoğlu ve iman ettiği tağut düzeninin olmayacağı kesin gibi. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:48 pm | |
| [quote]Dışişleri Bakanı Davutoğlu, terörle mücadelede diplomasinin görevinin TSK harekat yaptığında hiçbir ülkenin buna olumsuz bir tepki vermemesini temin etmek olduğunu kaydetti. Davutoğlu, ''Bugün itibarıyla Silahlı Kuvvetlerimizin herhangi bir şekilde terörle mücadele için bir adım atması gerekirse tepki görmemesi için diplomatik olarak altyapı sağlanmıştır'' diye konuştu.[/quote]
Acaba öyle midir?
Daha da temele inelim ve asıl sorulması gereken soruyu soralım:
PKK, Irak'ın Kuzeyi'ne BM'i, RTE NATO'yu davet eder ve her iki kesim de emperyalizmi başvurulacak merci olma konusunda anlaştıklarını zımnen itiraf etmişken, hangi operasyon, neyin operasyonu? Nereye kim operasyon yapıyor? PKK ve AKP bu halleriyle, emperyalizmin bölgedeki menfaaatleri çerçevesinde uzlaşmaya mecburken, bu Davutoğlu neden bahsediyor Allah aşkına?
Aralarındaki kayıkçı kavgası ve anlaşma sürecinde taraftarlarına, kendi tabanlarına dönüp, "Bakın işte istediklerimizi aldık!" diyebilmek için devam eden cilveleşmeler bir yana (bu operasyon da olur, Taksim'de patlayan bomba da olur), emperyaalizmin izin vermediği bir operasyon yapabilir mi AKP ve TSK? Zaten emperyalizmin istemediği bir operasyon gerçekleştiği vakit, yer yerinden oynayacaktır. O halde Davutoğlu'nun sözleri, "TSK'yı tamamen kontrol altına aldık, artık bizden habersiz parmağını bile kıpırdatamaz!" iddiasıdır ki, öyle mi, değil mi uzatmaların son saniyesine kadar belli olmaz. Şayet TSK böyle bir hamleyi yapayacak hale getirildiyse bile, Türk ordu ruhu nasıl olsa yine küllerinden doğacak ve yine bir şekilde emperyalizm ve işbirlikçilerinin çanına ot tıkayacaktır. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:54 pm | |
| [quote]Ermenistan ve Kıbrıs meseleleri ile ilgili gelişmeler olurken Obama'nın daha senatör bile olmadığını belirten Davutoğlu, ''Şundan emin olun, Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri herhangi bir yerden talimat almamıştır'' dedi.[/quote]
Gülmek hep serbest, talimat almamışlar.
İyi de Abdullah Gül'ün itiraf ettiği gizli anlaşmalar ne?
Adı "talimat" diye, birilerinin çıkıp, şunu şunu yapacaksınız diye dikte edeceğini mi zannediyor bu?
Eh, akademisyen ya, gerçek hayatı, kavgayı bilmiyor. Bari biraz mafya dizisi seyretseydi. En azından Don karleone Hazretlerini...
Cezaevi raconunu bilen bilir, bilmeyen için, "baba"nın, "filanca güzel kardeşimzidir" ifadesi, söylenme biçimine göre, güzel kardeşin ebedi yolculuğa çıkması için kesilmiş bilet demektir. Durumdan vazife çıkarmayı bilecen. Netekim RTE de bunu bilen biri, reel politk diyerek üzerine düşeni fazlasıyla yerini getiireceğini taahüt etmiş, evrensel değerler, demokrasi diyerek, emperyalizmin saldırılarında pay alacağını beyan etmiştir ve gerekeni de yapmıştır. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 7:57 pm | |
| [quote]Davutoğlu, ''Yeni Osmanlıcılık mı yapmak istiyorsunuz?'' sorusunun da yöneltildiğini kaydederek, şöyle konuştu:
''Biz uluslararası hukuka saygılı bir ulus devletiz. Sınırlarımız bellidir. Başka hiçbir ülkenin sınırlarında gözümüz yok. Kimsenin de bizim sınırımızda gözü olsun istemeyiz. Olana da gerekli mukabelede bulunuruz. Bizim için küçük, büyük devlet yok. Hepsi ile eşit ilişki kurarız. Kimseye ağabeylik yapmak derdinde değiliz. Bölge perspektifimiz bütünleşmeye dönük bir perspektiftir. Ama ulus devlet olarak haklarımızdan ve sınırlarımızdan taviz vermeyiz. Bütün diğer ulus devletlerle kardeşçe, hakça bir bölgesel barış içinde yaşamaya kararlıyız.''[/quote]
Uluslararası hukuk mu var ki saygı duyuyorsun.
Uluslararası hukuk deniilen şey, domuzlar diktatoryası, duyduğun saygı da ona.
Bütün diğer devletlere kardeşçe falan filan, ama birileri daha çok kardeş...
Zırva tevil götürmez. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 8:00 pm | |
| [quote]Türkiye'nin kültür mirasına sahip çıkmak konusundaki hassasiyetini dile getiren Davutoğlu, geçmişte aynı hassasiyetin gösterilmediğini ifade etti.[/quote]
Müslümanların ırzına geçilirken destek verdik, Bağdat'ın yerle bir edilmesine, Felluce'nin...
Kültürel değerlere sahip çıkıyoruz anasını satayım. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 8:09 pm | |
| [quote]Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Mesut Barzani'ye ''Kak'' demesine ilişkin eleştirileri yanıtlarken de bir Türkmen aşiretinden geldiğini, kültürlerinde nezaketin yer aldığını, sabah savaşılacak bir insana bile eğer konuk ise akşam gereken nezaketin gösterildiğini ifade etti.
Davutoğlu, ''Kürtçe, saygı duymamız gereken dillerinden biridir ve halkımızın önemli bir kesiminin kullandığı bir dildir. Mesut Barzani'ye 'Kak Barzani' dedim. Bu 'sayın' anlamına da gelir. Bizim kültürümüzde bu saygı vardır. Benim görevim Türkiye'ye dost kazandırmaktır, düşman değil'' şeklinde konuştu.[/quote]
İlk paragraf çok güzel... Yani bilsek ki bu adamların hayatı her safhada ve herkese karşı aynı duyarlılık içerisinde, diyecek bir şey yok.
Ama gelelim bu paragrafla bağlantılı ikinci paragrafa...
Saygı, sevgi iyi hoş...
Türkiye'de dost kazandırmaya gelince, dost olarak bula bula vatanını satmış bir haini mi buldun? İşte Irak'ta savaşan mücahidler, işte Afganistan'da vatanını emperyalizme karşı savunan yiğitler. Sen ne yapıyorsun? hainlerle dost, onlara saygı sevgi, asıl dost olunması gerekenlere ise emperyalizmle kol kola saldırı?
Sana biz ne diyelim, nasıl mukabele edelim, bu nasıl bir demagojidir, bu hakikati bayıltıp ırzına geçmede ne cürettir böyle? Bu, minareyi kuyu yapmada ne el çabukluğu, ne hokkabazlıktır öyle?
Konuşulanları duydukça, aklımıza, Türk filmlerinin kötü jönlerinin, Coşkunların, Nuri Alço'ların replikleri geliyor. Eh kimi kanar, kimi kanmaz. Kimi Coşkun ve Nuri'nin kendilerine iyilik yapmalarını ister, kimi istemez. Mizaç meselesi. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 8:12 pm | |
| [quote]Davutoğlu, Türkiye'nin gelecek yıl ''En Az Gelişmiş Ülkeler Zirvesi''ne ev sahipliği yapacağını, 50 ülkeden 6 bin kişinin Türkiye'ye geleceğini bildirdi. Davutoğlu, ''Dünyanın neresinde bir mazlum varsa onun yanında olacağız'' diye konuştu.[/quote]
Bu satırlara cevap veririsem, veremem. Bu satırlara ancak kıymetli gönüldaşım Ü.Z'den öğrendiğim fıkrayla cevap vermek gerekir ki, olmaz.
Mazlumların yanında oalcaklarmış...
Tecavüzcü coniler için salya sümük ağlıyorlar, sağ salim evlerine dönmeleri için dua ediyorlar ya mazlumcukların... | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 8:22 pm | |
| [quote]''Füze Kalkanı'' konusunu değerlendirirken de Davutoğlu, Türkiye'nin NATO'nun parçası olduğunu belirterek, ''Alınacak kararı birlikte alacağız. Bunu bir baskı gibi algılamamak lazım. Ama NATO bir güvenlik örgütü ise tabii ki tehdit tanımlaması yapacak. Böyle bir tehdit varsa tanımlayacağız. Artık tehdit noktasal ve çevresel tehdit değil. ABD istediği için Afganistan'da değiliz. Farz edin ki Amerika yoktu, Afganistan bizden yardım istedi, yardım ederdik tabii. Çünkü, o halkı kardeş halk olarak görüyoruz'' diye konuştu.[/quote]
NATO'nun parçası, evet...
Alınan karalarda birliktelik, evet...
İtraf ediyor, katliamlara hür irademizle iştirak ettik diye, daha ne desin.
Tehdit varsa tanımlayacağız, diyor...
Bu, "müslümanların anasından emdiği sütü burnundan getireceğiz, herkesi bizim gibi emperyalizmle işbirliği yapmaya mecbur kılacağız" demekten başka ne manaya gelirt ki, yaptıkları yapacaklarının teminatı adamların.
ABD istediği için Afganistanda değillermiş, yani, "işbirlikçiliği, emperyal düzeni içselleştirdik, şuurlaştırdık, bünyeleştirdik, orda vatanlarını müdafaa edenler bizim için de terörist olduğundan, Karzai'nin çağrısına seve seve cevap verdik" diyor, daha ne desin?
Karzai kardeş, Allavi kardeş, Zerdari kardeş, Sadam düşman, Mola Ömer, Usame düşman.
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 8:33 pm | |
| [quote]Davutoğlu, balistik füzelerin Kuzey Kore'de, Hindistan'da ve başka ülkelerde de olduğunu, yayılma tehlikesinin bulunduğunu ifade etti. Davutoğlu, ''Bu yayılma tehlikesine karşı NATO oturup planlama yapar. Biz de o planlamanın içinde yer alırız. Planlama yapılırken biz de şunu söyleriz, bu planlama benim komşu ülkelerle ilişkilerimi bozmamalıdır. Bu planlama beni Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi cephe ülkesi haline getirmemelidir. Bu planlama benim ekonomik ve kültürel açılımlarımı engellememelidir. Şu kompleksi kırmak lazım. Hakim olan birileri var, geliyorlar bizden talepte bulunuyorlar, biz 'evet', ya da 'hayır' diyoruz. Bundan sonra böyle bir Türkiye yok. Onun için birileri rahatsız oluyor. Eksen dışına çıktığımızı söylüyor'' dedi.[/quote]
İslam ihtilalini yapacak ha, az kaldı.
Önce Irak'ta tecavüz edilmedik kadın kalmasın da.
Amerika'nın kurduramadığı işbirlikçi hükümeti de kotardılar ya...
Adam böyyük sitratecist canım. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur Cuma Kas. 12, 2010 8:52 pm | |
| Bütün bunlardan sonra, üzerinde durulması ve halledilmesi gereken bir mesele...
AKP'nni geneli olarak değil de, davutoğlu şahıs olarak kazanılması, İbdacılaşması hususu.
Yani, benzemez ya, Hz. Ömer'in müslüman olması gibi. Malum, Allah Resulü iki Ömer'den birinin müslüman olması için dua etmişti.
Davutoğlu da inşallah hidayete erer, Allah'ın rahmet hazinesi sonsuz.
Bu ayrı bahis.
Zaten Allah Resulü de dua etti diye, müslümanlar, küfür üzere kaldığı müddetçe Hz. Ömer'e doğruyu söylemekten geri kalmamışlardı, yanlışlarını yüzüne vurmaktan. Zaten Hz. Ömer'in müslüman olmasına vesile de kendisine yağ çekilmesi değil, yanlışının yüzüne vurulmasıdır.
Davutoğlu yanlış bir yolda, bu yoldan doğru yola çıkması mümkün değil. İçini bilemeyiz elbette, ama dışı facia. İyiden kötüye gidenler sınıfında. Hani bilemeyiz içini dedik ya, bir Ömer Nasuhi, bir Aksekili gibi mi? Biz zahirine göre konuşmakla mükellefiz. Zahirde görünen felaket.
Müslümanlara karşı, küfürle işbirliği halinde...
Türkiye'nin dışında müslümanlara cepheden saldırabilirken, içeride kamufle oluyor, müslüman kisvesi giyiyor. Ama zünnar belli. Kippa da.
Doğru bir hamle yapıyor gözüktükleri yerde bile, tam oluşun yolunu kesmek için, planlı hamleler, zihin bulandırma operasyonunun, ahmak avlama tezgahının bir parçası.
Bütün bu politik atyraksiyonları, tezatsız bir bütünlüğe kavuşturabilmenin ilk adımı, doğru hasım tesbiti, müdafaa ve hücum edilecek burçların işaretlenmesi.
| |
| | | Erhan Eren
Mesaj Sayısı : 76 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur C.tesi Kas. 13, 2010 8:56 am | |
| Ne BOP'u kardeşim? Raconu Türkiye kesiyor!
Bundan beş sene kadar evvel Ankara'da Ortadoğu meselelerine ilişkin bir panelde Suudi Arabistan büyükelçisini dinlemiştim.
Uzun süre Washington'da görev yaptığını ve oradan yeni geldiğini belirttikten sonra, "Büyük Ortadoğu Projesi'ni Amerika'da artık kimse ciddiye almıyor, bu proje çöktü" demişti Suudi misafirimiz.
Hiç şaşırmamıştım, çünkü kısa adı BOP olan bu proje bana göre başından beri çöküktü.
BOP motivasyonunun ABD emperyalizmine yeni bir ivme kazandırabileceği ihtimalini göz ardı etmiyordum, ABD'nin Ortadoğu'ya bir müddet daha kan kusturabileceğini ve "Böl, parçala, yönet" siyasetinde yeni başarılar da elde edebileceğini yadsımıyordum, fakat BOP'taki nihai hedefin gerçekleşebileceğine ihtimal vermeyi kesinlikle komik buluyordum.
Tacikistan'dan Fas'a kadar bütün Müslüman memleketlerde şöyle yapılacakmış da böyle yapılacakmış da bu memleketlerin hepsi Amerikan bayrağı altında toplanacakmış da bilmem neymiş de bilmem neymiş...
ABD'nin Afganistan ve Irak'ta tutunamayacağı bana göre aşikâr olduğu için, "Büyük Ortadoğu Projesi"ne ve ardından "Genişletilmiş Ortadoğu Projesi"ne başarı şansı tanıyanları hiç anlamamışımdır.
Bir de, "Ahmet Davutoğlu'nın 'Stratejik Derinlik'ine dayanan yeni dış siyasetinin ABD'yi bölgede yaya bırakabilecek bir siyaset olduğunu nasıl görmezler?" diye hayret etmişimdir.
Hele bu dış siyaseti BOP'a yahut GOP'a bağlayanları çok garipsemişimdir.
Bana göre, Türkiye'nin kendine ABD'den bağımsız yeni bir yol çizeceği -çizmeye başladığı- daha 2003'ün ilk yarısında belli olmuştu. 2005-2006'larda bu yolun geri dönülmez noktasına geldiğimizi hissettim.
2007'de ABD'nin şiddetli itirazlarına rağmen İran'la yeni doğalgaz anlaşmalarının paraf edilmesi ve ABD tarafından üstü çizilen Irak Başbakanı Nuri Maliki'ye Türkiye'nin sahip çıkması, 2008'de İran'la ticarette dolar yerine Türk Lirası ve İran Tümeni kullanmanın gündeme gelmesi, 2009'da Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta İsrail'e rest çekmesi, Türkiye-Suriye Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin kurulması, Türkiye-İsrail ortak askeri tatbikatlarının iptal edilmesi ve Türkiye-Suriye ordularının ilk kez ortak tatbikat yapması, nihayet 2010'da Mavi Marmara hadisesi üzerine Türkiye'nin İsrail'le köprüleri atma noktasına gelmesi ve BM Güvenlik Konseyi'nde İran lehine oy kullanılarak ABD'ye meydan okunması gibi gelişmeler üzerine, Türkiye'nin 'kendi oyununu kuran' bir ülke halinde geldiğine iyice ikna oldum.
Başbakan Erdoğan'ın Irak'ta ABD ile beraber hareket etme eğilimi tabii ki kabul edilir şey değildi, AK Parti hükümetinin BOP çerçevesindeki sembolik angajmanları da elbette rahatsız ediciydi, fakat ABD'nin Irak'a girmesinden sonraki dramatik gelişmelerin ve Türkiye-Suriye yakınlaşmasında sağlanan muazzam ilerlemenin hükümette köklü bir zihniyet değişimine yol açtığı gerçeğini gözardı ederek AK Parti'nin 2002-2003'lerdeki 'Amerikancı' retoriğinde takılıp kalan ve hükümeti oradan vurmayı marifet belleyen çevrelere hayretle bakıyorum.
Dışişleri Bakanlığı'nın 2011 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda milletvekillerinin sorularını cevaplandıran Ahmet Davutoğlu, bu "BOP'çu hükümet" tartışmasına son noktayı koydu; Türkiye'nin "BOP Eşbaşkanı" olmadığını, BOP'un çektiği tepki üzerine kurulan "Demokrasi Yardım Grubu" projesinde Yemen ve İtalya ile birlikte eşbaşkanlık yaptığını, BOP çerçevesinde başka bir eşbaşkanığından söz edilemeyeceğini, zaten "Demokrasi Yardım Grubu"nun da sadece bir-iki kere toplandığını, ABD'nin tek taraflı siyaseti çöktüğü için BOP kavramının ABD'de bile kullanılmaz hale geldiğini anlattı ve ekledi:
'Bunun çökmesinin bir gerekçesi aranıyorsa; Türkiye'nin bölge eksenli yürüttüğü politikalar bunun ne kadar anlamsız olduğunu ortaya koymuştur."
Yani?
Yanisi şu:
O günlerde şu veya bu kaygılarla girilmiş olan sembolik angajmana fazla kafayı takmayın kardeşim... Hükümet ince eleyip sık dokudu ve neticede Bush'un BOP'unu ofsayta düşürdü işte... Olay bitmiştir... İşimize bakalım!
Davutoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısındaki açıklamalarında, işimizin ne olduğunu da hatırlattı:
"Türkiye, haritaların ekonomik, kültürel yolla değişmesine taraftardır. Biz, bu bölgelerdeki bütün sınırları yapay görüyoruz. Türkiye-Irak, Türkiye-Suriye, Türkiye-Gürcistan sınırı yapaydır. Daha küçük ünitelere bölerek haritayı değiştirmek değil, daha büyük ölçekli yapılara geçerek haritadaki sınırları anlamsız hale getirmeliyiz. Bunun öncüsü Türkiye olmalıdır. Başkası adına değil, kendi adımıza... Almanya ve Fransa etrafları ile bütünleşti ve kalkındılar. Biz de etrafımızla çatışmayacağız. Almanlar sınır komşularıyla savaştan sonra çatışsaydı gelişir miydi? Cumhuriyetin 100. yılında inşallah çevredeki bütün kardeş ve akraba topluluklarla iç içe geçeceğiz... Kimseye ağabeylik yapmak derdinde değiliz. Bölge perspektifimiz bütünleşmeye dönük bir perspektiftir..."
Davutoğlu vizyonu bizi 'tarihin nesnesi' olmaktan çıkarıp yeniden 'tarihin öznesi' haline getiriyor.
Bunu görmemek için kör olmak lazım. H.Albayrak | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Kıvırmanında bir adabı olur C.tesi Kas. 13, 2010 3:35 pm | |
| Ağzıma bir laf geldi, bunu görmemek için bunun gibi bilmem ne olmak lazım diye, anasının günahı ne?
BU, Irak'ta, Amerika'nın üleştirdiği pastadan pay alıyoruz, masaya oturuyoruz diye göbek atan yavşak.
Dedik ya, şehidleri görmezseniz, her şey AKP'nin eli mahsulü...
Asıl kör olmayanlar için görülmesi gerekeni, "Haçlıların Uç Kolu AKP" bölümünde, Müyesser Yıldız'dan yapılan alıntıda verilmiş:
[quote]“Türkiye’nin genişleyen rolü” başlıklı makalede, Türkiye’nin Soğuk Savaş’ın sona ermesinden beri uluslararası ilişkilerde oynadığı rol, joe-stratejik önemi, 21.yüzyılın ilk yarısında da “eksen ülke” olması, Orta Doğu, Afrika ve Kafkaslar açılımı, AB ve NATO ile ilişkileri anlatılıyor. Türkiye’nin kendi dış politikasını oluşturmak için başarılı bir “yönetim kapasitesi ve diplomatic altyapısının” olup, olmadığı sorgulanırken, “Türkiye hala önemli iç politika, sosyal ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Siyasi ve ekonomik gelişimi, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin sadece iç istikrarının değil, uluslararası ilişkilerde de önemli ve etkili bir rol oynamasının belirleyicisi olacaktır” deniliyor.
Asıl önemlisi devamındaki cümle; “Hükümetin, Türk dış politikasında etkisi artan kamuoyu görüşünü yönetmesinin” gerekebileceğinden söz ediliyor. Hemen peşinden de Mavi Marmara gemisine saldırı üzerine yapılan İsrail karşıtı protestolar örnek veriliyor. [/quote]
"Etkisi artan kamuoyu baskısını yönetmek...
Yani, iktidara kim gelirse gelsin, bu kamuoyu abskısı karşısında, AKP'den farklı bir adım atamazdı. Ecevit, tezkereye evet demeyeceği belli olduğu için tasfiye edilmiş değil miydi?
AKP'nin attığı adımlar, fethedilen alanda fatihçilik oynamaaktaan ibaret. kamuoyu dediği, İBDA'nın tesiri ile açılan alan, yüzde doksanı ABD'ye düşman olan Türk milleti. Sen bu taban üzerinde nereye kadar Amerikancılık yapabilirsin, İsrail'e temanna çakabilirsin ki? Kaldı ki son MAvi MArmara hadisesinde de, İsrail'den canı yanan ABD, maşaa olarak AKP'yi kullanırken, diğer yandan tabana da verilen bağımsız AKP mesajı ki Hakan Albayrak gibi ahmakları avlamak için birebir.
Biz ihtilalci bir gözle ve hepçi bir anlayışla bakarız.
AKP, kendi iradesiyle, aksiyonuyla yeni bir müsbet hamle yapmamıştır, o sebeple şahsıyla bir şey ifade etmez.
AKP'nin yürütmek zorunda kaldığı bağımsız görüntülü politika ki, bunda samimi değil istismarcıdır, kaldı ki, hakikate mutlak aykırı söz söylemek muhal olduğu gibi, mutlak olarak Amerikancılık diye bir şey de yoktur. Siyaset çelişkilerin derinleştiği, yeni ittifakların kurulup yıkıldığı bir alandır. ABD ile AKP arasındaki bazı dış yüz ihtilaflarına bakıp, AKP politikalarına bağımsızlık atfetmek, ahmaklıktan başka ne ki? Müslüman ahmak olmaz.
AKP poltikaları hakkında en güzel tesbiti K yaptı, "vehmettirdiğiile mühim!" dedi.
Nedir o vehmettirdiği? AKP'nin onca işbirlikçiliğine rağmen, İslam Âlemindeki dirilik, potansiyel ortaya çıktı ve politika yapıcılara bunu göze alarak aksiyonlarını dünya çapında planlama imkanı sağladı. Anti Emperyal mücadele verilemez değil, öyle bir atılımın mümkün olduğunu gösterdi. Bizim tezimizi istemeyerek de olsa ispatlamak mecburiyetinde kaldı, Kıtalar Çapında İhtilâl'in... O'nun için, yukarıdaki alıntıdfa da deniliyor ki, AKP kamuoyu tepkisi yöneltmeli, manipüle etmeli, sahte hamlelerle gaz almalı ve işbirliğine, emperyalizme hizmete devam etmeli.
Bu süreç nereye kadar devam eder?
Daha önce defalarca dedik, AKP bir tampondur ve ezileceği yere kadar gider.
O noktada da tavır almak zorunda kalacaktır, alabilirse. O noktaya doğru hızla gitmekteyiz ama iş işten geçtikten sonra alacakları tavırın kendilerine bir faydası olmayacaktır. AKP, Türk milleti ile emperyalizm arasında ezilmesi mukadder bir yapı, tampon. "tampon"un hayz bezi manasına nazaran da, emperyalizm tarafından kullanılıp atılacak olan.
Emperyalizm kan kaybederken, bu durum, AKP'deki bazı bağımsız görüntülü damarları harekete geçirebilir elbet. Cesaret verebilir. O cesaretteki aslan payı da yine AKP'ye değil, emperyalizme kan kusturanlara ait olacaktır. Br benzetme yapacak olursak, AKP, Cesur Yürek Vallas'ın meydan okuması karşısında, İngiliz Kralı'nın rüşvet olarak soylulara dağıttığı arazileri, kendi gücüne dair ispat vasıtası olarak kullanmak istiyor. Buna kanana ne denir?
Bizim gözümüz, emperyalizme ve uşaklarına karşı aslanlar gibi savaşanlarda, mücadele edenlerde, Mücahid Silahlı Kuvvetlerinin vatan müdafaasında. AKP'nin, istemeyerek de olsa vehmettirdiği mana üzerinde...
| |
| | | | Kıvırmanında bir adabı olur | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|