BAHÇELİ

Devlet Bahçeli, örnek olmaya devam ediyor
++++++++++++++++++++++++++++++++++++

Ali Serdar Bolat 6 Kasım 2010

Devlet Bahçeli, ikide bir Brüksel'e giderek AKP'yi şikayet eden CHP yöneticilerine ders olacak şu sözleri söylemişti:
"Şikayetimizi Türk Milletine yaparız.
Ülkemizdeki bir sorunu yabancı ülkelerin temsilcilerine iletmeyiz" (27 Ekim 2010)

Daha sonra, kendi ülkesinde aksini uygulamasına rağmen TBMM kürsüsünde ders verir edasıyla "kültürel çoğulculuk" söylevi çeken Almanya Cumhurbaşkanı'nın bu çifte standardını eleştirdi.

"Özelleştirmeden yana olsak ne olur, karşı olsak ne olur. Artık satacak bir şey kalmadı ki" diye topu taca atan CHP yöneticilerinin bu tutumuna karşı, Bahçeli'nin köprü, baraj vs. özelleştirilme çabalarına karşı çıkması da örnek bir davranıştı.

Bahçeli, Fethullahçıların randevu talebini geri çevirdi,
"Milliyetçi Hareket Partisi’ne karşı başlatılan ve asıl amacı belli olan karalama kampanyasının hareket merkezi Adalet ve Kalkınma Partisidir ve kumanda odası Okyanus ötesindedir"
dedi, (24 Eylül 2010) ****** gibi Pensilvanya'ya selam göndermedi, Ecevit gibi Fethullah'la kahvaltı etmedi.

Bahçeli, doğru yolda ilerlemeye devam ederek evvelce kendisi küstürmüş bile olsa, MHP'den ayrılmış olan ülkücüleri geri çağırdı ve birçok önemli isim geri döndü.
Yaklaşan seçimler gözönüne alınırsa, bunlar teşvik edilecek davranışlardı.

Bahçeli, son olarak, Ergenekon tertibine karşı kılıcını çekti.
"Balyoz" sanığı E. Korgeneral Engin Alan, MHP'den milletvekili adayı gösterilecek.
Engin Alan, MHP Genel Merkezi'nde Bahçeli ile görüştü. (Sözcü, 6 Kasım 2010)
Alan Paşa, bildiğiniz gibi, Öcalan'ı Kenya'dan getiren komutan olarak tanınıyor, ve, PKK, Kıbrıs Rumları ve Yunanistan ile mücadeleye karışmış olan diğer askerler gibi o da "Ergenekon" suçlamasına maruz kaldı.
Aynı davranışı soyadı Kılıçdaroğlu olan Gandi Kemal'den de bekliyoruz.
Tutuklu Ergenekon sanıklarından bazılarını CHP aday göstermeli.
Ergenekon tertibine karşı Gandi de kılıcını çekmeli.

Bahçeli bu konuda da CHP'ye örnek olsun.
Kendi içlerinde didişmeyi bırakıp artık seçimlere hazırlanmaları gerekiyor, içerde birlik görüntüsü vermeleri lazım.
İçi karışık bir partiye dışardan oy kazanılamayacağı gibi, eski seçmenler de uzaklaşabilir.
Evet, biz de biliyoruz "Altı Ok'u atalım, Onuncu Yıl Marşı'nı söylemeyelim, türban özgürlüktür" diyenler var ama, bu konular şu anda son planda gelmesi gereken konular.
Şimdi AKP'den kurtulmak için çalişma zamanı. CHP de MHP gibi iç birliğini sağlamalı.

[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/12984.jpg[/img]

[size=24][color:d6e3=brown]
MHP'li Şandır Başbakana Sert Çıktı ![/color]


[/size]
MHP'li Şandır'dan Başbakan'a, "Sayın Devlet Bahçeli'ye ve MHP'ye dil uzatmıştır. O dili kopartırız" dedi.





Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkan Vekili ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, Devlet Bahçeli'nin Taksim'de yaşanan canlı bomba olayından sonra Hükümet'e eleştirilerde bulunduğunu belirterek, "Sayın Genel Başkanımız, yaşanan olayların 'Açılımın bir parçası olup olmadığı yönünde' Hükümet'e sorular yöneltmişti. Fakat sayın Başbakan, suçüstü yakalanmışçasına Sayın Devlet Bahçeli'ye ve MHP'ye dil uzatmıştır. O dili kopartırız" dedi.
[color:d6e3=yellow]
RUH SAĞLIĞI BOZUK İNSAN[/color]


Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkan Vekili ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır, partisi tarafından Mersin'in Tarsus İlçesi'nde düzenlenen istişare toplantısında konuştu. Şandır, "Sayın Başbakan düzenlediği il başkanları toplantısında, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin bir konuşmasını hezeyan olarak nitelemiştir. Hezeyan; ruh sağlığı bozuk insanın saçmalığı olarak ifade edilmektedir. Bu sözü sayın başbakana iade ediyorum" şeklinde konuştu.

Devlet Bahçeli'nin, Taksim'de yaşanan canlı bomba olayı ardından yaptığı açıklamalarda, yaşananların alçımın bir parçası olup-olmadığını Hükümet'e sorduğunu hatırlatan Mehmet Şandır, "Bugün ülkemizde PKK olayının yaşanmadığı Tokat'ta askerlerimiz şehit edilmekte. Türkiye'nin en kalabalık meydanı olan Taksim'de, canlı bomba saldırıları yapılmakta. Bu konuda hükümete sorular yönelten Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'ye ve MHP'ye, Başbakan dil uzatmaktadır. O dili kopartırız. Başbakan suçüstü yakanmış olmanın telaşında, hezeyanda bulunmaktadır" diye konuştu.

Tarsus Nikah Salonu'nda düzenlenen istişare toplantısına MHP Mersin Milletvekilleri Kadir Ural, Behiç Çelik ve Akif Akkuş ile İl Başkanı Mahmut Tat ve partililer katıld

kurulduğu günden beri çetelerle işbirliği içinde olmaktan şeref duyan mhp bundan sonra bunak generaller ile çete mensubu ultra laiklerden alkış alıp baraja takılarak köşesinde pişpirik oynayıp gelecek seçimi bekler..
çeteci generaller ultra laik dinsizler haricinde hangi aklı başında adam mhp adayı olur..

Mesele MHP'nin ne olup olmadığında değil, mesele senin MHP'yi AKP'ye karşı kullanabilme kaabiliyetinde.

Aksiyoncu bakış açısı, eldeki malzemeyi, sinekten yağ çıkartırcsınaa, esas düşman hedefine doğru mevzilendirme çabası...

Vesileler planında, kendi aksiyonumuzu taşıtacağımız vasıta arayışı...

Bunu yaparken de ezbere soydan değil, daha önce ifade ettiğimiz gibi, esas hasım tesbiti çerçevesinde, esas hasma doğru gitme temayülü kim göstermekteyse.

Kâbe'ye gitmek maksatsa, Üstad'ın Kâbe'ye gitmek için gerekirse bunu da yaparım dediği şey neydi? Kâbe'ye doğru giden neyse, odur...

Mesele MHP'den aday olup olmamak da değil. MHP iktidara gelse, ne değişecek? "yapma" işini başkasından bekleyemezsin, mesele yıkmada. "Yıkmak için ne gerekiyorsa, o" diyebilmede. Bu minvalde, Üstad'ın İsmet İnönü'ye karşı Celal Bayar'la nasıl ittifak aradığını, Üstad kendisi anlatmıyor mu? Sonra, "Ağaç"ın çıkışında parayı verenin Bayar oluşu, Ağaç'ın südüne halel mi getirmiştir?

Biz meselelere analizci veya ıslahatçı gözle değil, ihtilâl inkılâpçı, devrimci sanatkâr, aksiyon adamı gözüyle bakmaya çaalışıyoruz. Kavga edebilmenin imkan vasatını oluşturabilme gayesiyle. MHP'nin ne olduğu üzerine yapılan analiz, bir işte ilim-teknik seviyesinde kalıcı olmayı gösteren bir mana ve keyfiyeti haizdir, kıymeti de o kadardır. Bu analizcilik, aksiyon adamına malzeme sağlama gibi bir fayda da sağlayabilir ama bizim gözümüz bunun ötesinde.

Mesele şu, 99 çıkışı, Metris'te teşekkül etmiş zemin üzerine kurgulanmıştı. O zemin olmasaydı, böyle biir çıkış olur muydu, olmaz mıd bilmiyoruz ama, en azından bildiğimiz, Metris2e geldiğinde, şartların o kadar elverişli olduğunu kendisinin tahmin etmediği üzerineydi ki şimdi de yapılması gereken, yapmamız gereken, bu gün bir çıkışa zemin hazırlamak, o şartları yeniden oluşturmak. Cezaevini unutmamak. 99 çıkışını hazırlayan zemini sağlayabilmek.

o kötü, bu kötü demek yerine, hedefe doğru gidenin gidişindeki doğruluktan istifade, isterse o hedefe vardıktan sonraki niyet ve kasıtlar farklı olsun, gidişteki o doğruluk ortak paydasından hareketle, doğruları artırmaya teşvik edici bir dille aksiyonunu kurgulamaya bakmak.

Olur olmaz, tutar tutmaz ayrı bahis, yapılması gerekene dair tek tutarlı görüntü ve strateji bu noktada işletilmeye çalışılıyor. (Mahalli olarak faaliyet gösteren arkadaşların, kendi coğrafyalarıyla mahdut faaliyetleri ayrı)

Örgütsel yapılanma da bu şekilde teşekkül eder. belli bir politkayı anlayıp tatbik etmek iteyen insanların gönüllü işbirliğiyle. Bir de o politikayı anlamasa bile, iş yapan-yapmayan, yapan-yapıyor gözüken ayrımından yola çıkarak, iş yapana destek olma şuuruyla da destek verilebilir.

Anlayan anladığı için, anlamayan da yapılması gereken o olarak tesbit edildiği için işe katılacak ve anlamaya çalışacak, anlamanın asgari şartlarına ermeye bakacak. İş bölümü içerisinde kendisine düşen göreve talip olacak.

Bir takım mücerreetleri herkes tekrarlar da, bunların politikaya aplikasyonu ayrı bir ilim-sanat işi...

Kafir, "Allah bir dese, inkar mı edeceksin!" hikmeti gibi.

[quote]Devlet Bahçeli, ikide bir Brüksel'e giderek AKP'yi şikayet eden CHP yöneticilerine ders olacak şu sözleri söylemişti:
"Şikayetimizi Türk Milletine yaparız.
Ülkemizdeki bir sorunu yabancı ülkelerin temsilcilerine iletmeyiz" (27 Ekim 2010)[/quote]

K, niçin avukatların AİHM'ne başvurmasını istemedi?

Adam doğru bir tavırla, sana yaklaşmış. Kötüden iyiye doğru bir adım atmış. "Allah bir" demiş, "yok sen çetecisin" mi denilecek?

Burada bir kompleks sözkonusu olabilir mi?

Yani, doğru tavra destek verilince, kimi arkadaşlar, buu, onların peşine takılmak olarak görüyor, o kompleksle, imanını kaybedeceğini mi zannediyor acaba?

Bu kompleks, şahit olduğumuz bir vakıa. Onun içinidr ki, bunca zaman bu kadar açıkça ifade etmesek de yılanla oynamaktan iş bilmeyen men edilir diyerek, bazı şeyler anlatmaya çalışmıştık. Elini küfre değdirse şeriat doğar ölçüsü, kimler için? Ne gibi bir pratik durum vuku bulmalı ki, nasıl bir politik süreç izlenmeli ki, bu hikmetin aplikasyonuna dair bir işaret görebilelim?

BUndan dolayıdır ki, tecrübe faaydaylaa birlikte ayrı bir ilimdir hikmetince, iş bilenin adresini tecrübe etmişlik ve başvuru merci olanı bilme, mevzuunda mütehassısı... Bilmenin ve yapabilmenin ayrı oluşu hikmeti ki, dah a önce ifade ettik, tüccarla iktisat alimi farkı...

[quote:90f7="AZYA"]Bir takım mücerreetleri herkes tekrarlar da, bunların politikaya aplikasyonu ayrı bir ilim-sanat işi...

Kafir, "Allah bir dese, inkar mı edeceksin!" hikmeti gibi.

[quote]Devlet Bahçeli, ikide bir Brüksel'e giderek AKP'yi şikayet eden CHP yöneticilerine ders olacak şu sözleri söylemişti:
"Şikayetimizi Türk Milletine yaparız.
Ülkemizdeki bir sorunu yabancı ülkelerin temsilcilerine iletmeyiz" (27 Ekim 2010)[/quote]

K, niçin avukatların AİHM'ne başvurmasını istemedi?

Adam doğru bir tavırla, sana yaklaşmış. Kötüden iyiye doğru bir adım atmış. "Allah bir" demiş, "yok sen çetecisin" mi denilecek?[/quote]

AHİM demişken (först leydi) -özellikle bu isimlendirmeyi pek sevdiği verdiği beyanatlarda kullanması (geçen günlerde çocukları kabülünde "sizinle bir först leydi olarak değil anne olarak..." )bilinç altını ele veriyor- başörtüsü için dava açması ve sonra kocasının kırmızı plakalı arabaya binmesi karşılığı davayı geri çekmesi tavrıyla MHP'nin tavrını mukayese edelim..Ondan sonra kalkıp bunlar (birtakım ulusalcılar) niçin bize düşman diye şikayet ediyoruz..

İmdi burda düşmanlığın sebebi iki türlü tabi.

hatta belki daha da çoğaltılabilir ama biz temelde iki türlü olarak ele alaım. başlangıç olarak iki türden yola çıkalım. gerekirse, ileride teferruaatlara indikçe, türler de artırılabilir.

İlki, kuduz islam düşmanlıklarından. Bunlar zaten iflah olmaz ve temel argüman islama düşman olmak olduğundan, müslümanın her çeşidine karşıdırlar ve emperyalizmle de işbirliğine açıktırlar.

Diğeri, İslam'ı, işbirlikçilerin, yamukların şahsında tanıyanlar ki, onların düşmanlıklarından bize de mesuliyet çıkmakta. Bizim adam olamayışımız.

Şimdi, bu ikinci sınıftakileri sınıflandırabilriz veya üzerine konuşabilriz.

Bunların yamuklara bakarak İslam'a tavır almalarındaki yanlışlığı ve eblehliklerini mahkum edebiliriz.

Bir mücerretle müşahhası birbirine karıştırıyor olmalarını yüzlerine vurabiliriz. O halde aynı tavrı bu cenahtan gösterecek birinin karşıdında söz söylemeye haklarının olmadığını da. Unun sahte kutuplaşmaya hizmet edceğini de. Ordan, kendi içlerindeki işbirlikçilerle olan irtibatlarına vs.

Bzim tavrımız, en baştan beri en net ve kesin olanı, ki bundan dolayı bizi kimse itham edemez.

herkesten önce fetullah ve AKP'yi damgalayan ve hedefe koyan biz.

Hareketin her safhasında anti-emperyal mücedeleyi ve tavrı başa alan ve işbirlikçilere taviz vermeyen biz.

Süreç içeriisinde, pozisyon değişip, akış başka mecralara kayınca kendi tavrımızı en hızlı bir şekilde yeniden ayarlayan yine biz. Bu tavır karşısında içeriden olduğu kadar dışarıda da menfi ve müsbet tepkilerin, takdir ve düşmanlıkların hedefi olan da.

Misal, çok ünlü bir stratejist, önce röportaj teklifini kabul etmişken, yazdıklarımzı okuyunca, kimliğimizi öğrenince, "bunlar bizi parçalayacak!" diye korkup geri adım atmış, röportajdan vazgeçmişti. Daha neler neler.

İBDA turnusol kağıdıdır.

Yapılması gereken, iddia sahiplerini iş içerisinde test etmek, İBDA'nın turnusol kağıdı olduğu gerçeğinin ispatçısı olmak.

[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/cubbeli-ahmet-hoca-nurculardan-ozur-diledi.jpg[/img]
[size=24]

Cübbeli Ahmet Hoca MHP'yi Ziyaret Etti

[/size]


Cübbeli Ahmet Hoca MHP İstanbul yöneticileriyle bir araya geldi.




Cübbeli Ahmet Hoca ismiyle tanınan Ahmet Ünlü ile Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul İl Yöneticileri ile biraraya geldi ve "Ben de Kars Anı harabelerinde olmak isterdim" dedi.

[img]http://i.ensonhaber.com/resimler/galeri/cubbeli_mhpyi_ziyaret_etti_4.jpg[/img]


IL YÖNETİCİLERİYLE BİR ARAYA GELDİ

Kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca ismiyle tanınan Ahmet Ünlü ile Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul İl yöneticileri ile bir araya geldi.

MHP İstanbul İl Teşkilat Başkanı Yüksel Aydın ve MHP İstanbul İl yöneticilerinin iştirak ettiği görüşmede Ahmet Ünlü, Ehli sünnetin bu milletin birliği, devletin bekası için büyük önemi olduğunu söyledi.
[img]http://i.ensonhaber.com/resimler/galeri/cubbeli_mhpyi_ziyaret_etti_7.jpg[/img]

GELENEKSEL İSLAM YOK EDİLMEK İSTENİYOR

Geleneksel İslam’ın mezhepsizler, diyalogcular, vahabiler ve İrancılar tarafından yok edilmek istendiği bir dönemde olduğunu söyleyen Ünlü, “Büyük Ortadoğu Projesi ile geleneksel İslam anlayışından uzaklaşılarak, ılımlı İslam adı altında başta Türk milletinin olmak üzere tüm İslam aleminin manevi dokusunun bozulmak istendiğini” söyledi.

Hayrettin Karaman ve Mustafa İslamoğlu’nun İslam adına yaptığı çalışmaları eleştiren Ünlü, bunların batıl görüşlerine karşı Reddiler adlı çalışmasını tamamladığını ve kısa bir süre sonra kitapçıların raflarında yerini alacağını söyledi.

[img]http://i.ensonhaber.com/resimler/galeri/cubbeli_mhpyi_ziyaret_etti_2.jpg[/img]


CÜBBELİ: ANİ’DE OLMAYI İSTERDİM

Özellikle mezhepsizlerden ve İrancılar’a duyduğu tepkiyi dile getiren Cübbeli Ahmet Hoca, buna dur diyecek siyasi iradenin iktidarda bulunmadığını ifade etti.
Bir buçuk saat süren görüşmenin sonunda Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz haftalarda Kars, Ani Harabeleri’nde kıldığı Cuma Namazı’na da değinen Ünlü, “Sağlığım elvermiş olsaydı, bende orada saf tutanlardan biri olmayı çok isterdim” dedi.
[img]http://i.ensonhaber.com/resimler/galeri/cubbeli_mhpyi_ziyaret_etti_6.jpg[/img]

[quote]“Büyük Ortadoğu Projesi ile geleneksel İslam anlayışından uzaklaşılarak, ılımlı İslam adı altında başta Türk milletinin olmak üzere tüm İslam aleminin manevi dokusunun bozulmak istendiğini”[/quote]

[quote]CÜBBELİ: ANİ’DE OLMAYI İSTERDİM

Özellikle mezhepsizlerden ve İrancılar’a duyduğu tepkiyi dile getiren Cübbeli Ahmet Hoca, buna dur diyecek siyasi iradenin iktidarda bulunmadığını ifade etti.
Bir buçuk saat süren görüşmenin sonunda Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli’nin geçtiğimiz haftalarda Kars, Ani Harabeleri’nde kıldığı Cuma Namazı’na da değinen Ünlü, “Sağlığım elvermiş olsaydı, bende orada saf tutanlardan biri olmayı çok isterdim” dedi.
[/quote]

Safların belirgin olması...
Budur!