AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| SAHTE KUTUPLAŞMANIN SAHTEKARLARI | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: SAHTE KUTUPLAŞMANIN SAHTEKARLARI Salı Eyl. 21, 2010 11:39 am | |
| BAŞÖRTÜLÜ öğrenciye PASO YOK 21 Eylül 2010
CHP'li İzmir Büyükşehir Belediyesi, başörtülü öğrencilere paso yasağına devam ediyor
İzmir’de binlerce başörtülü öğrenci, yeni eğitim ve öğretim yılına paso yasağı sebebiyle yine buruk girdi. Çünkü CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Başörtüsünü biz çözeceğiz” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen, başörtülü öğrencilere indirimli paso yasağı uygulamasını sürdürüyor.
İzmir’de binlerce başörtülü öğrenci, akıl almaz paso yasağıyla 2010-2011 eğitim-öğretim yılına yine buruk girdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Başörtüsü sorununu biz çözeceğiz” açıklamasının yankıları devam ederken, CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi, geçen sene başlattığı ve başörtülülere uyguladığı indirimli paso yasağını hâlâ sürdürüyor.
CHP’Lİ KOCAOĞLU: BAŞÖRTÜSÜ SORUNUMUZ YOK Paso yasağının mimarı CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Vakit’in konu ile ilgili sorularına geçen sene yaptığı açıklamayı gönderdi. Kocaoğlu, açıklamada, başörtüsü diye bir sorunlarının bulunmadığını, belediyenin kılık-kıyafet konusunda keyfî bir uygulama içinde bulunmasının söz konusu olmadığını belirterek, şunları dile getirdi: “Bizim başörtüsü ile herhangi bir sorunumuz yoktur. Bu daha önce de böyleydi, bugün de böyledir. 6.5 yıllık yönetim anlayışımız sırasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ayrımcılık yapmadığını, yapmayacağını herkese ispatladığımıza inanıyorum. ESHOT, öğrenci kartı uygulamalarında tamamen kılık-kıyafet yönetmeliğini uygulamaktadır.”
AZİZ, KEMAL’İ TAKMIYOR Yasakta ısrar eden CHP’li Kocaoğlu’nun, “Başörtüsünü biz çözeceğiz” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu takmadığı ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu’na başkaldırmasına rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmayan Kocaoğlu’nun, bu imtiyazının nereden geldiği ise sorgulanıyor. Kocaoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’na rağmen yasakçılığı sürdürmesi, “CHP’de Kılıçdaroğlu’nu aşan bir iktidar mı var? Kılıçdaroğlu muktedir mi? Kılıçdaoğlu kimseye söz geçiremiyor mu?” sorularını akıllara getirdi.
PASO YASAĞINDAN HABERİ YOK!.. AK Partililerin, “Samimiyseniz paso yasağını kaldırın” çağrısı, gözlerin CHP kanadına çevrilmesine neden oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay, Vakit’in sorularını cevaplarken zor anlar yaşadı. İzmir’de uygulanan paso yasağı ile ilgili bilgisinin bulunmadığını belirten Okay, “İzmir’de başörtülülere paso yasağı uygulandığından haberim yok” dedi. Mantıklı bir cevap vermekte zorlanan Okay, sözlerine şöyle devam etti: “Münferit bir olayı genel olarak değerlendirmek doğru olmaz. Biz bu konuyu iktidar partisi ile oturup konuşacağız.”
“OLAYI BİLMİYORUM!” CHP Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol ise konuyla ilgili bilgisi olmadığını ileri sürerek sorulardan kaçtı. Çağdışı yasağı hatırlatmamız üzerine “Onu belediye başkanına sorun” diyen Anadol, “Ben bu konuda değerlendirme yapmak istemiyorum. Çünkü bilmiyorum” dedi. Anadol, “Din özgürlüğünün genişletildiği bir dönemde çağdışı yasağın uygulanması doğru mu?” sorusuna ise “Olayı incelemedim. Konuyla ilgili bilgi sahibi değilim. Bilmiyorum” diyerek geçiştirdi.
“MEVZUAT VAR” CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de sorularımıza cevap vermekte zorlandı. Ersin, “Bildiğim kadarıyla paso yasağı mevzuata göre yapılıyor. Yani türbansız fotoğraf istenmesi, mevzuata dayanıyor” dedi. Başörtüsü sorunu çözmek için Kılıçdaroğlu’nun çok samimi beyanlarda bulunduğunu yineleyen Ersin, “CHP’liler samimiyse paso yasağını kaldırsın diyorlar” şeklindeki sözerimize ise “Mevzuata dayanıyorsa mevzuat yerinde durduğu sürece bir şey yapılamaz” dedi. Ersin, din özgürlüğünün mevzuata dayanarak kısıtlanması doğru mu?” sorumuza ise “Resim, açık kimliği belirtecek şekilde olmalı; çünkü onları otobüs şoförüne gösterecekler. Şoförlerin eğitim durumları zaten malum. Sorun çıkmasın diye böyle bir uygulama yapılıyor” dedi.
“SAMİMİYSEN PASO YASAĞINI KALDIR” Yasağın mağdurları, Kılıçdaroğlu’nun samimiyetine güvenmek için paso yasağının bir an evvel kaldırılmasını istiyor. Vakit’e konuşan Özgür-Der İzmir Şube Başkanı Nurcan Büyük, Kılıçdaroğlu’nu samimiyete davet etti. Büyük, “Sayın Kılıçdaroğlu, başörtüsü sorununu çözeceğini söylüyor. Ancak CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, başörtülü öğrencilere paso yasağı uyguluyor. Bu ne biçim çelişki? Sayın Kılıçdaroğlu, sözlerinde samimiyse paso yasağını kaldırsın. Mağdur edilen öğrencilerden özür dilesin. CHP yönetimi halkı boş vaatlerle kandırma ahlâksızlığına son vermeli” dedi. Aziz Kocaoğlu’nun, Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na rağmen başörtülülere paso yasağını sürdürmesi, “CHP’de Kılıçdaroğlu’nu aşan bir iktidar mı var? Kılıçdaroğlu kimseye söz geçiremiyor mu?” sorularını akıllara getirdi.
BAŞOĞLU: CHP, SAMİMİYETİNİ KANITLAMALI Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu da yaptığı yazılı açıklamada, Kılıçdaroğlu’nun samimi olmasını istedi. Kılıçdaroğlu’nun “Bu sorunu biz çözeceğiz” vaadinde bulunduğunu hatırlatan Başoğlu, şunları söyledi: “Sorunu çözmeyi vaad eden CHP, bu konuda samimiyetini topluma kanıtlamalıdır. Artık kanayan bu yarayı, pansuman niteliğindeki tedbirlerle tedavi etmek mümkün değildir. Anayasa’ya konulacak bir hükümle başörtüsü sorununu kökten çözmek mümkündür.”
vakit | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: SAHTE KUTUPLAŞMANIN SAHTEKARLARI Salı Eyl. 21, 2010 11:55 am | |
| Bu haberi özellikle seçtik ve yayınladık, hem de altındaki vakit imzasına kadar.
Mesele nedir?
İzmir Belediye Başkanı'nın yanlışını gündeme getiren Vakit, böylece İslamı temsil konumuna geliyor.
Doğru olarak teklif ettiği de AKP yalakalığı.
Ne demiştik, karşıdakinin yanlışı, senin doğru olduğunu göstermez ama psikolojik operasyonlar da böye yapılır. Sisteme bağlı bir politka olmayınca, insanlar bu psikoloji üzerinden avlanır. Nasıl olsa hedef belli değil, karşına diktiklerine kapılır gidersin.
Esas düşman tesbiti deyince, hatırlanması gerekeen Abdulhamid Han ki, İngilizi tesbit ettikten sonra, sefirleri ne dediyse tersini yapmış ve güç dengeeri içerisinde onu bertaraf etmek için diğer kafirlerle de işbirliği yapmaktan çekinmemiş. Hedefe akan su misali. Her şey vasıta.
Niye?
Gücü yok, biliyor. Tek başına karşı koyamaz. Reel şartlar...
Adam işbirliği yaptıklarına da, "müslüman olmanız gerek" gibi bir dayatmada da bulunmamış, "küfür tek millettir" de dememiş. Kavga etmeye adam gerek, sen de ona karşısın madem birlik olalım demiş. Esas hasma karşı, diğerine imakanlar vermiş, imtiyazlar vermiş, ama bu milleti 33 yıl daha hayatta tutmaya muktedir olmuş.
Politika ticaret gibidir, kar-zarar hesabı üzerinden yapılır, din iman değil. Kaldı ki, hastalanan adam müslüman kasabı değil de kafir doktoru tercih eder. Burda, fonksiyonel olma mevzuundan dolayı, yapmak istediğin şey önemlidir ki, sen düşmana karşı savaşmak mı istiyorsun, yoksa dervişçilik oynamak ve adamları müslüman yapmak mı diye sorarlar adama. Ya İstanbul'un fethindeki Hıristiyan askerler?
Sisteme bağlı politika esas düşman tesbiti üzerinden olur, bu tesbiti yaptıktan sonra esas düşman üzerinde menfi ya da -buraya dikkat- müsbet politika da gündeme gelebilir ama bu da sistem çerçevesinde izaha muhtaç. Her adım bir öncekinin tafsili... İbdadan aldıkalrını ezbere kullanmak yok. Politika belirlerken de, ben ibda'yım diye değil, kendi aksiyonun ve gücün üzerinden politka belirlersin.
Nihayetinde, biri küfür, diğeri din yobazı güya birbirlerine karşı.Bu sahte kutuplaşma üzerinden de emperyalizm kitleleri birbirinin üzerine yönlendirip, kendisi aradan çekiliyor. Yesinler birbirni diyerek. Burada, bu vatanın asıl sahibi iddiasında olan bizsek, o halde Vakit'in suçu diğerininkinden kat kat fazla. Zira mesuliyet zaten karşı tarafta değil, önce kendimiz olmak durumundayız ki başkasından bunu bekleyelim. | |
| | | | SAHTE KUTUPLAŞMANIN SAHTEKARLARI | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|