KROKİLER SAHTE ÇIKTI

Ergenekon davasında hukuk rezaleti
Rıza Zelyut
Güya eski özel harekatçı İbrahim Şahin'in evinde yapılan aramada; çantasının gizli bölmesinde bir kroki ele geçirilmişti.
Bu krokide, gömülen patlayıcıların ve silahların yeri gösteriliyordu.
Ayrıca Türkiye'yi karıştırmak için öldürülecek kişilerin de listesi aramada ele geçirilmişti.
2009 yılının ilk haftasında ortalığı karıştıran bu haber gazetelere çok geniş biçimde yansımıştı.
Radikal:
Susurluk hükümlüsü İbrahim Şahin'in evinde ele geçirilen krokiye göre ODTÜ'ye ait ormanlık arazide kazı çalışması başlatıldı. İlk gelen bilgilere göre arazide çok sayıda silah, muhimmat ve bomba bulundu. 30 kadar bombanın içerisinde TNT kalıpları, üç havan, ve plastik patlayıcılar bulunuyor. Silahların Susurluk sanığı İbrahim Şahin’in evinde yapılan aramada ele geçirilen kroki sayesinde bulunması ve bölgede daha önce faili meçhul cinayetler işlenmesi nedeniyle cephanelikle Susurluk davası arasında bağlantı olduğu iddia ediliyor.
Yeni Şafak:
Şahin'in evrak çantasının astarının içine gizlenmiş kroki üzerine yapılan kazıda lav silahı, mermi ve el bombası çıktı. Şahin'den çıkan diğer krokilerle Ankara, Hatay ve Hendek'te başka kazılar başladı.
İbrahim Şahin’den ele geçirilen suikast krokileri, 3. iddianamenin ek klasöründe ayrıntılı şekilde yer alıyor. Buna göre, Şahin’in hedefinde Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız ve Alevi Bektaşi Genel Sekreteri Kazım Genç, Ankara Eryaman’da bulunan bir alışveriş merkezi var. Krokilerde saldırıların nasıl gerçekleştirileceği geniş şekilde yer alıyor.
İddialar bununla kalmamış; İbrahim Şahin'le bağlantılı gösterilen bu iş, Kafes Eylem Planı denilen iddiaya da iliştirilmişti.
Yandaş medya bu işi büyük bir şamata halinde duyurmuştu.
KROKİ SAHTE ÇIKTI
İkinci Ergenekon davasına bakan İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, Adli Tıp’tan, Şahin’in İstanbul Kadıköy’deki evinin üst katında bulunduğu öne sürülen suikast, tedhiş planları ve Gölbaşı’nda bulunan mühimmatla ilgili kroki ile Şahin’in el yazısı örnekleri üzerinde inceleme yapılmasını istemişti.
Uzmanların, Şahin’in el yazısı ile belgeleri karşılaştırarak hazırladıkları rapor mahkemeye ulaştı.
Üç Adli Tıp uzmanının imzası bulunan 21 Mayıs 2010 tarihli raporda, bu belgelerin Şahin’in elinin ürünü olmadığı bildirildi.

Raporda şöyle denildi:
“Yazılar arasında, tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi ve uygunluk bakımından söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla aynı el ürünü olmadıkları.”
Yani; birileri; böyle bir kroki ile suikast planları yapmış; sonra da patlayıcıları gömmüş; bunu İbrahim Şahin'in evinde bulunmuş gibi göstermiş ve Ergenekon Terör Örgütü'nün varlığını bu yolla kanıtlamak istemiş.

Yani; o patlayıcıların bulunduğu yeri gösteren krokinin İbrahim Şahin'le ilişkisi yokmuş.
Bunun adı dünyanın her yerinde hukuk rezaletidir.

Bu iddiayı ortaya atan; ona göre operasyon yapan sorumlu savcıların durumu ne olacak, şimdi?
Ya bizim yandaş medya? O sıralarda yeri göğü inletenler; bu planların sahte çıktığını görünce neden dut yemiş bülbüle dönerler? Bundan büyük ayıp olabilir mi?
Böyle yürütülen bir operasyon çetecileri ve darbecileri mi ortaya çıkartır, yoksa iktidara oy kazandırmak amacını mı taşır?
HEDEF GÖSTERİLENLER HESAP SORUYOR
Bu kroki ve suikast planının sahte çıkması üzerine; öldürülecekler arasında adları yer alan Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız; Savcı Zekeriya Öz’den cevap beklediklerini dile getirdi ve şöyle dedi:
“Bunun yanıtını, bu belgeleri dosyaya koyan Sayın Savcı Zekeriya Öz verecek. O yanıtın ne olacağı da herhalde mahkeme sonucunda belli olacak. Çok haklı olarak Savcı Bey’den bir cevap bekliyoruz'
Sadece bu rezalet bile Ergenekon operasyonunun nasıl siyasi bir nitelik taşıdığını göstermeye yeter.
Eğer bu türlü kanaat önderlerinin kılına bile halel gelirse de olayın sorumlusu, Ergenekoncu gösterilenler değil herhalde bu hükümet olacaktır.

Bu haber üzerinde durmak gayet eğitici ve öğretici olacaktır.
Böyle bir haberi, Vakit, YŞ, Zaman, Taraf veyahut yandaş medyanın hiçbirinde bulamazsınız. Bu bedahet.
İşin diğer tarafı, bu haber, Ergenekon operasyonları karşısında "tarafsız" olduğunu iddia eden, ama sitelerini, sayfalarını yandaş medyadan apardıkları haberlerle dolduranlarda da olmaz.
Tarafsız olduklarını iddia edecekler, it iti kırsın diyecekler ve dahi dinsizin hakkından imansız gelir diyecekler ama işte Ergenekon iddiasıyla yargılananlar lehine bir durum vaki olduğunda bundan rahatsız olacaklar.
Mesele açık, kalpler kaymış.
Fetullah'a, mürted RTE'ye kaymış.
Bir türlü kalpleri rıza göstermiyor böylesi bir duruma. Fiili durumdan tüten mana, AKP-Fetullah ikilisinin, ABD emrinde, ortalığı dümdüz ezip geçmeleri. Yoksa ne diye o yönde yayın yapıp diğer tarafı görmezden gelsinler. Arada da ayıp olmasın cinsinden AKP'ye, Feto'ya çakmalar. Verdikleri manzara bu, bu manzaranın farkındalar veya değiller. ABD'nin köpekliğini yapan AKP-Feto operasyonuna alkış tutan kişiler.
Sel gideer, kum kalır.
ABD işbirliğiyle, evin kapısını içeriden açarak emperyalizme yol verenler, hangi kesimden olursa olsun temizlenecek.
Başta da AKP ve RTE ihaneti gelmekte.
Mürted ve münafığın, kafirden nasıl daha tehlikeli olabileceğini yaşadığımız bu süreçte gayet net gördük. Kalplerin nasıl kaydığını, adamların biizim dilimizi bize karşı nasıl kullandıklarını, kullanabileceklerini...
Tabi bu gaza gelme ortamının teşekkül etmesinde, hain soyunun kimliği de açık oldu.
Bu hain soyunun gazına gelen, ahmak, kıskanç, yalancı, iki yüzlü tipler de kendilerini gösterdi.
Devam eden süreç, bu bakımdan önemli. her şey apaçık ortaya çıkacak.. BU yolda işi bilmeyenler, bilmediği halde biliyor pozlarında sahibi olmadığı mananın maliki görünmeye bayılanlar, Dünden bu güne içlerinde biriktirdikleri -kıskanç duygularının neticesi- "fırsatını bulduk" zannıyla nasıl saldırıya geçenler ve daha neler neler.
İhtilal süreci, ihtilalci kadroların zor ve dar boğazlarda, cesaretle ileri atılmalarıyla atlatılır ki, onlar, kendilerine saldıranlara aldırmadan, yapmalarını gerekeni yaparak bulundukları yerin hakkını bir kez daha vermek suretiyle, tırnaklarıyla kazıyarak geldikleri yerlerden ilerilere, yine tırnaklarıyla kazıyarak devam ederler.
Yaptıkları hatalardan nedamet getirip, erkekçe muhataplarından özür dileyip helallik istemek yerine, sanki hiçbirşey olmamış gibi yüzsüzlüğü ele alıp yola devam edeceklerini zannedenler...
Herkese yalan söylenir ama, kendine asla.
Kendilerine tarafsız diyenler, tarafların birbirlerini kırmasını strateji olarak gördüğünü ve seyredeceklerini söyleyenler, bu tip haberler karşşısında dönüp kalplerine baksınlar. Ergenekon tarafının hamleleri karşısında, AKP-Fetullah tarafının hamlesi gibi bir memnuniyet duyuyorlar mı?

[b][size=18][quote:e9ad="AZYA"]Bu haber üzerinde durmak gayet eğitici ve öğretici olacaktır.
Böyle bir haberi, Vakit, YŞ, Zaman, Taraf veyahut yandaş medyanın hiçbirinde bulamazsınız. Bu bedahet.
İşin diğer tarafı, bu haber, Ergenekon operasyonları karşısında "tarafsız" olduğunu iddia eden, ama sitelerini, sayfalarını yandaş medyadan apardıkları haberlerle dolduranlarda da olmaz.
Tarafsız olduklarını iddia edecekler, it iti kırsın diyecekler ve dahi dinsizin hakkından imansız gelir diyecekler ama işte Ergenekon iddiasıyla yargılananlar lehine bir durum vaki olduğunda bundan rahatsız olacaklar.
Mesele açık, kalpler kaymış.
Fetullah'a, mürted RTE'ye kaymış.
Bir türlü kalpleri rıza göstermiyor böylesi bir duruma. Fiili durumdan tüten mana, AKP-Fetullah ikilisinin, ABD emrinde, ortalığı dümdüz ezip geçmeleri. Yoksa ne diye o yönde yayın yapıp diğer tarafı görmezden gelsinler. Arada da ayıp olmasın cinsinden AKP'ye, Feto'ya çakmalar. Verdikleri manzara bu, bu manzaranın farkındalar veya değiller. ABD'nin köpekliğini yapan AKP-Feto operasyonuna alkış tutan kişiler.
Sel gideer, kum kalır.
ABD işbirliğiyle, evin kapısını içeriden açarak emperyalizme yol verenler, hangi kesimden olursa olsun temizlenecek.
Başta da AKP ve RTE ihaneti gelmekte.
Mürted ve münafığın, kafirden nasıl daha tehlikeli olabileceğini yaşadığımız bu süreçte gayet net gördük. Kalplerin nasıl kaydığını, adamların biizim dilimizi bize karşı nasıl kullandıklarını, kullanabileceklerini...
Tabi bu gaza gelme ortamının teşekkül etmesinde, hain soyunun kimliği de açık oldu.
Bu hain soyunun gazına gelen, ahmak, kıskanç, yalancı, iki yüzlü tipler de kendilerini gösterdi.
Devam eden süreç, bu bakımdan önemli. her şey apaçık ortaya çıkacak.. BU yolda işi bilmeyenler, bilmediği halde biliyor pozlarında sahibi olmadığı mananın maliki görünmeye bayılanlar, Dünden bu güne içlerinde biriktirdikleri -kıskanç duygularının neticesi- "fırsatını bulduk" zannıyla nasıl saldırıya geçenler ve daha neler neler.
İhtilal süreci, ihtilalci kadroların zor ve dar boğazlarda, cesaretle ileri atılmalarıyla atlatılır ki, onlar, kendilerine saldıranlara aldırmadan, yapmalarını gerekeni yaparak bulundukları yerin hakkını bir kez daha vermek suretiyle, tırnaklarıyla kazıyarak geldikleri yerlerden ilerilere, yine tırnaklarıyla kazıyarak devam ederler.
Yaptıkları hatalardan nedamet getirip, erkekçe muhataplarından özür dileyip helallik istemek yerine, sanki hiçbirşey olmamış gibi yüzsüzlüğü ele alıp yola devam edeceklerini zannedenler...
Herkese yalan söylenir ama, kendine asla.
Kendilerine tarafsız diyenler, tarafların birbirlerini kırmasını strateji olarak gördüğünü ve seyredeceklerini söyleyenler, bu tip haberler karşşısında dönüp kalplerine baksınlar. Ergenekon tarafının hamleleri karşısında, AKP-Fetullah tarafının hamlesi gibi bir memnuniyet duyuyorlar mı?[/quote]

Cephelesme iki kampta olusuyor. AB-D ve icerdeki isbirlikcileri...Ve karsisindaki Antiemperyalist cephe...

Anlayisin olmadigi, olusmadigi yapilarda isin kolay tarafindan,güclünün yaninda olma sevdasiyla icerden kapiyi aciyorlar.

Meselede kendilerini disarda birakmak istemeyenler icin.AKP ve mürtedin ardindan kolay olan kolpacilik yapanlarin, hal ve tavirlarini alenen görüyoruz..

Sayin AZYA nin tesbitleri ayri ayri meselelere temas ederken, ANTIMPERYALST durusu , alenen sergiliyor....[/size][/b]