AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Robert Fisk Taliban'ın dergisini yazdı Salı Nis. 06, 2010 3:33 pm | |
| İngiliz The Independent gazetesinin ünlü Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Taliban tarafından Arapça olarak yayımlanan "Al-Samoud" dergisinin yazı işleri sorumlusu ile görüştü. Salı 06.04.2010 - 12:45
Haber Merkezi / TİMETURK
The Independent gazetesinin ünlü Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, geçen haftalarda Pakistan'da idi. Pakistan üzerine bir kaç yazı kaleme alan Fisk, son yazısını Taliban'ın çıkarmış olduğu Al Samoud dergisi yazı işleri sorumlusu ile yaptığı konuşmaya ayırdı. "Kalpler ve zihinlerin kazanılması savaşında parlak yeni cephe" adıylanan makaleyi timeturk.com okuyucuları için tercüme ettik;
Robert Fisk:Kalpler ve zihinlerin kazanılması savaşında parlak yeni cephe
Bir zamanlar web sitelerine belli bir mesafedeydi. Şimdilerde ise Taliban bir dergideki habere göre, web sitelerinin savaş yalanlarına karşı propaganda savaşının kazanılması için en iyi yol olduğuna inanmakta…
Afganistan’daki, Amerika ve NATO güçleri hakkında, Arapça, Peştunca ve Dari dillerinde parlak, ince ve akıcı bir dalga geçme, alay etme fırtınası yayılmaya başladı. Taliban’ın yeni propaganda kanadının damgasını taşıyan bu faaliyet, Kandahar ve Helmand’da, Batı ordularına karşı girişilen saldırıların video kaydını göstermiyor ama, Taliban tarafından gerçekleştirilen “şehadet” operasyonlarının hikâyelerini ve ölen savaşçıların isimlerini yazan, profesyonelce bir dergi yayınladı. Bir kere aşırıya kaçmış “fabrikasyon resmî yalan makinesı” düzeldi.
Nureddin- veya Ahmed’in babasını belirten Ebu Ahmed olarak çağrılmayı tercih ediyor- “Direniş” veya “Yerinde sabit Kalmak!” olarak tercüme edilen “Es-Sumud / al-Samoud- dergisini ortaya çıkaranlardan birisi. “Düşmanı Helmand’da bir sürpriz bekliyor.” Başlığıyla, Taliban’ın Arapça yayınlanan aylık dergisinin ön kapağı Afganistan’daki ABD komutanı General Stanly McChrystal’in çirkin resimleriyle donatıldı. Derginin içinde, Wootton Basset’teki bir İngiliz askerî kortejinin renkli fotoğrafları eşliğinde, kayıplar üzerine yazılmış bir makalede, editör soruyor: “Marca savaşı onların söylediği gibi kesinlikle bir sonuca ulaştı mı?
Ebu Hamed Afganistan’ın Logar eyaletinden ama Arapçası akıcı ve argümanları apaçık. Bana, “Batı’da” dedi, “konuşma özgürlüğüne var diyorlar- öyleyse niçin bizim de konuşma özgürlüğümüz olmasın?” Üzerinde beyaz bir cüppe, beyaz bir sarık ve dikkatlice taranmış sakalıyla, konuşmak için beni seçtiği İslamabad’daki Afgan-Tajik ve Özbek restoranında, etrafta since dolaşan üç pembe leylek ve bir ağaçkakanın garip ortaklığında, öğle yemeği üzerine konuşuyoruz.
Ebu Ahmed’in gözlüğü bir öğrenci görünümünü veriyor, argümanları oldukça sert. Ona, niçin AL-Samoud’in, Afganistan’daki NATO askerlerine satmak için İngilizce versiyonunu çıkarmadıklarını sorduğumda, kafasını sallayarak şu cümleleri kuruyor: “Onlar her şeyi canlı olarak görüyor ve bir şey okuyacak zamanları yok- hayatlarını korumak için savaşmakla o kadar meşguller ki.”
Al Samoud ve Taliban’ın Peştunca ve Dari dillerinde yayınlanan diğer üç dergisi, Morchel (“Trench-Siper”), Saraq (“Alev”) ve Shahamak (“Dignity- Asalet”) besbelli ki modern baskıda yayınlanmaktadır, her ne kadar Ebu Ahmed yayınlandığı yeri açık etmese de. Pakistan’da yayınlandığından şüpheliyim dediğimde Ahmed bana sert bir bakışla cevap verdi. Buna rağmen, 2 özelliğini ifşa etti. Onlar: yeterince saplantılı detay ve Taliban’ın yeni adı. “Örgüt kendini, şimdi yeni adı “Taliban İslâm Emirliği” olarak adlandırıyor. Bu, Taliban hükümetinin 2001 yılındaki düşürülüşüne kadar olan orijinal adıydı. Taliban kendi adını kullanan fakat ne İslâm için bir şey yapana ve ne de ülkeyi işgal edenlere karşı savaşan, hırsız ve mafya takımından adını kurtarmak ve yeni bir isme adapte olmak için, bu ismi aldı. Al-Samoud, kendini “Afganistan İslâm Emirliği’nin aylık yayın organı olarak” tarif ediyor. Taliban bu dergiyi Arab Körfezi boyunca, bütün ülkelere dağıtıyor.
Ebu Ahmed “İslâm Emirliği” dergilerinin, Batlı güçler Afganistan’ı terk ettikten sonra yayınına devam edeceğine inanmakta. Ebu Ahmed,“haber alır almaz basmak için acele etmiyoruz.” diyor. Bu haberi değişik eyaletlerdeki haber kaynaklarımıza doğrulatıyoruz. Çoğu bizim gibi, değişik işlerde- askerî sahadaki örgütlenmelerde olduğu gibi, siyasî kanatta da çalışan- çalışan genç insanlar. Buna rağmen bizler savaşçı değiliz. Sizin de bildiğiniz gibi medya Batı tarafından kontrol ediliyor ve – karşı bir propaganda çalışması yapmaya kara verdik. Tabii ki, onların askerleri ne söylüyor, takip ediyoruz: Operasyonlarının detayları, saldırıları ve gelecek sefere nereye saldıracaklarını- bu bizim için çok ilginç-“
Ebu Ahmed’in yayınlarından bir alt seviyedeki, diğer propaganda aracı; yerli Afganlara, sert içerikli programlarla çağrıda bulunmaya meyilli, Taliban’ın “internet” Şeriat radyosu”dur. Ebu Ahmed,“Afganlara, durum hakkında öğrenmeleri gereken şeylere alışmalarını sağladık.”” Sitelerimizin çoğu profesyonellerce çalıştırılıyor. İşte bu sebeple Amerikalılar birçok kez sitelerimizi bloke etmeye çalıştı, fakat her seferinde üstesinden geldik” diyor.
Ebu Ahmed, büyük bir mesele olan cehaleti itiraf ediyor-tabii, Taliban, kadınların eğitilmesini yasaklayan bir makale yayınladığından açıkça bahsetmiyor- başka bir koyuya geçerek, fakat Afganlar aile üyelerine dergilerdeki bilgileri okuyabiliyor, diyor. Ebu Ahmed, kadınların, dergilerin yayınlanmasına ve silahlı mücadeleye katıldıklarını ifade ediyor. “Bizim açımızdan bir kadın bir insana aittir, şayet benim eşimse, benimdir. Bizim kadınlarımız kaleşnikofları temizliyor, mühimmat taşıyor. Kandahar’da, burkalarının altında mayın taşıyorlar, çünkü onlar kontrol edilemiyor.”şeklinde konuşuyor.
Helmand’da meselâ, “Mücahidler düşmana karşı büyük bir ruhla savaşıyorlar” diyerek, söylenenleri aktarıyor. Derginin son sayısı, İsyancı kumandanlardan biri olan Celaleddin Hakkânî’yle yapılmış bir röportaj ve Amerikalıların tutuklulara işkence yapmak için kullandıkları köpekler (Ebu Gureyb cezaevindeki bir işkence pratiği) konu edinen yazılarla, Sovyetlerin Afganistan’dan geri çekilişinin 20. yılına özel bir sayı olarak hazırlanmış. Bir yazıda, ABD’li kadın askerlerin Taliban tutuklularına işkence etmek ve onları aşağılamak için kullanıldığı yazıyor. “NATO’ya karşı savaşırken ölen yüzlerce Taliban “şehidinin” çok yakın zamanlarda çekilmiş fotoğraflarıyla beraber profilini ilk defa yayınlıyor. Onlardan biri meselâ, Said el-Hak (kod adı “Cenan”) Kandahar’daki Nato üssüne karşı 20 mart 2008’de girişilen bir saldırıda ölmüş. Molla AbdulManon, aynı yılın 14 Eylül’ünde, “Haçlı kalesine” karşı düzenlenen “bir şehadet eyleminde” öldürüldü. Mulavi ABl selam geçtiğimiz yıl Zaal Müdiriye’daki kaleye düzenlenen saldırıda öldü.
Acayip bir şekilde, AL-Samoud (es-Sumud) yayın kurulunda bazı isimleri yazmış, bunlar, “yayın kurulu başkanı” Hamidullah Amin ve yayın müdürü Ahmed Şah Halim, ve 3 yardımcı gazeteci, İkram Maiwandi, Selahaddin momand ve Arfan Balcı. Pakistanlı gazeteci Rahimullah Yusufzai, bunun Taliban propagandasında bir gözaçıklığa yoruyor. Yusufzai, “Taliban’ın dergileri ve siteleri değişik bir kitleyi hedefledi.” diyor. Yusufzai şöye devam ediyor: Çatışmadaki başarılarını anlatmaya yoğunlaşıyorlar. Bu, destekçilerini nasıl etkileyeceklerini gösteriyor. Makaleleri iyi değildi ama büyük bir gelişme gösteriyor. Şimdilerde daha iyi yazıyorlar, tabii tek taraflı olarak, hatta bu dergilerde şairler bile yeralıyor.”
Zabul’daki Abdul Hai Mutmain tarafından idare edilen, Taliban’ın propaganda kanadı kendini “Enformasyon ve Kültürel Dairesi” olarak adlandırıyor. Mutmain, bir bakan olarak değil ama, Taliban lideri Molla Ömer’e çok yakın biri olarak Kandahar’daki Taliban “enformasyon dairesi”in başıydı. Ebu Ahmed, “Amerikalılar, Afganistan’ı savaştan korumak için geldiğini söylüyorlar,” ama “bu savaş sivillerimize sadece zarar veriyor. Amerikalılar savaş uçaklarıyla geliyor ve sivilleri öldürüyorlar. Her şeyi havadan görüyorlar- 2 veya 3 araba siville, askerî hedefler arasındaki farkı söyleyebileceklerine eminler mi? Bu demektir ki, ya bunlar kasten öldürüyor veya savaşmayı bilmiyorlar.”
Ve çimlerdeki ağaçkakan, yemeğimizden artakalanlara saldırmaya teşebbüs ediyor, Ebu Ahmed kendisine yapılmış şahsî bir uyarıyı ilave ediyor: “Büyük babam bana ‘ Ruslara karşı savaşmak zorundasın’ dedi. Şimdi ben oğluma: Amerikalılara karşı savaşman gerekir” diyorum. Çocuklara öğretmemiz gereken ilk şey “Allah”tır. İkincisi Amerikalılara karşı savaşmak. İngilizlere gelince, daha yaptıkları hataları tekrar ediyorlar, İkinci bir Mayvend dersi alacaklar.
Afgan güçleri İkinci Afgan Savaşı’nda İngiliz ordusunun üzerine yöneldi. Bununla birlikte, Ebu Ahmed, oğlunun henüz 8 yaşında olduğunu söyledi. O büyümeden önce, NATO güçlerinin Afganistan’dan ayrılacağını düşünmüyor musun? Diye sordum. İnce bir gülümseme ve kaşlarını kaldırmış bir şekilde geri döndü. Onların kalıyor olacağı mânâsına geldiğinden şüpheleniyorum.
Bu makale Fazıl Duygun tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir. | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Taliban Mücahid Silahlı Kuvvetleri’nın elindeki Fransız esirleri..... Ptsi Nis. 12, 2010 9:16 pm | |
| [color:4749=orange] [size=24] Taliban Mücahid Silahlı Kuvvetleri’nin elindeki Fransız esirlerin videosu[/size] [/color] Taliban [color:4749=cyan]Mücahid Silahlı Kuvvetleri[/color], Fransız hükümetine esir değişiminde bulunması için, elinde esir olarak tuttuğu 2 Fransızın video görüntüsünü yayınladı. [img] http://www.timeturk.com/images/news/120420101823118548858_2.jpg[/img]Fazıl Duygun / TİMETURK Taliban [color:4749=#00ffff]Mücahid Silahlı Kuvvetleri[/color], Fransız hükümetinden karşılıklı esir değişimi talebinde bulunduğunu, fakat Fransızların bu konuya dikkate almadıklarını açıkladı. Taliban [color:4749=#00ffff]Mücahid Silahlı Kuvvetleri [/color]açıklamasında, esir değişimi için başka bir seçeneğin olmadığını da ifade etti. Taliban [color:4749=#00ffff]Mücahid Silahlı Kuvvetleri[/color], “Şayet, Fransız Hükümeti, bu konuda acilen bir şeyler yapmazsa, iki Fransız esir tehlikede olacaktır” tehdidinde bulundu. Taliban [color:4749=#00ffff]Mücahid Silahlı Kuvvetleri[/color]’nden yapılan açıklamada, Fransız Hükümeti’nin Amerikan çıkarlarını korumak için büyük kayıplar verdiği halde ABD ve Kuklası Karzai hükümetinin niçin bu esir Fransızların hayatıyla ilgilenmediklerine yer verildi. Açıklamada konuyla ilgili olarak ise “Fransızlar, ne ABD’ye ve ne de kukla Karzai’ye söz geçirebiliyor” ifadesine yerverildi. İşte, İki Fransız esirin görüntüsü… [center] [flash(425,335)] https://www.dailymotion.com/swf/xcx61p_talibanyn-elindeki-fransyz-esirler_news[/flash][/center] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: AMERİKANIN DİŞLERİNİ KIRACAĞIZ Ptsi Nis. 19, 2010 2:42 pm | |
| [color:bb2c=red][size=18][color:bb2c=red][b]Biz Hazırız, Amerika'nın Dişlerini Kıracağız[/b] [/color] [color:bb2c=cyan]19 Nisan 2010
Yaz aylarında Kandahar'a operasyon düzenleme hazırlığı içerisinde olan Amerika'ya Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri'nden sert mesaj geldi.. İngiltere'de yayınlanan Sunday Times gazetesi, Amerika'nın yakında düzenleyeceği Kandahar operasyonuna ilişkin Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri cephesinin bakışını anlattı.
Gazetenin görüştüğü kod adı Abdurreşid olan Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri Komutanı “Amerika şimdi peşini bırakmayan bir çok sorunla karşı karşıya. Kandahar'daki savaş da daha fazla insanın Amerika'ya karşı olmasını sağlayacaktır” dedi.
Amerika'nın Kandahar'a düzenleyeceği operasyona karşı koyabilmek için hazırlıkların, planların tamamlandığını belirten Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri komutanlarından Abdurreşid “Bu sürpriz olmayacak. Bizim Kandahar'daki hükümet ve güvenlik güçleri içerisinde insanlarımız var. Biz, hazırız. Amerika'nın dişlerini kıracağız” dedi.
Amerika'nın işlediği katliamlardan ve savaş emirlerinin arkasında durmasından ötürü insanların tüm yabancı güçlere güvenmediğini ifade eden Abdurreşid, kendilerinin ise her alanda halktan destek bulabildiklerini sözlerine ekledi.
Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri komutanına göre hazırlıklar sadece askeri alanda sürmüyor. Halkın daha fazla desteğinin kazanılabilmesi için de NATO karşıtı propaganda devam ediyor. Abdurreşid “biz ne yapıyorsak dünya için değil Allah için yapıyoruz. Bizim için şuanda savaştan da önemli olan arınmadır. Hepimiz, çürük elmadan arınmamız gerekiyor” dedi.
Gazetenin Abdurreşid'le yaptığı söyleşide dikkatleri çeken bir diğer husus ise Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri'nin barış müzakerelerine yeşil ışık yakması.
Sunday Times, Abdurreşid'in Molla Ömer'in Afganistan hükümetinin başına gelmek gibi bir amacının olmadığı, Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri'nin işgalcilerin sınır dışı edilmesi, İslam Şeriatı'nın getirilmesi ve güven-istikrar ortamının yeniden oluşturulması gibi 3 temel hedefinin olduğunu vurgulamasından hareketle “Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri lideri Molla Ömer, batılı siyasetçilerle görüşebileceği işaretini verdi” değerlendirmesinde bulundu.
Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri komutanı Abdurreşid “Molla Ömer'in, hükümete ya da siyasi etkinliklere katılmak gibi bir ilgisi yok. Tüm Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri savaşçıları, işgalcileri, saldırganları ülkemizden çıkarmayı ve anayasayı ıslah etmeyi hedeflemektedir. Bu hedefler gerçekleştikten sonra bizim ülkeyi yönetmek gibi bir amacımız yok.” dedi.
Gazete, iddiasına kaynak olarak ayrıca Kuetta Şura Meclisi'nden elde ettiği iki mesajı gösterdi. Bu mesajlara göre Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri lideri Molla Ömer, dürüst ve güvenilir olması şartıyla batılı siyasilerle görüşebileceğini açıkladı.
Batılı kaynakların sık sık gündeme getirdiği "Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri , müzakerelere hazır" haberleri Taliban Müahid Sialahlı Kuvvetleri tarafından yalanlanıyor.
isra haber[/color][/size][/b][/color] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Ptsi Nis. 19, 2010 5:58 pm | |
| [color:9761=red][size=18][b][color:9761=red]Kandahar: NATO için dönüm noktası[/color][/b]
[color:9761=cyan]Kandahar, Afganistan'da NATO'nun dönüm noktası haline geldi. İşte Kandahar'ın Afganistan'daki savaş kilit taşı haline gelme süreci:
Pazartesi 19.04.2010
[b]Seyid Salîm Şehzad (Syed Saleem Shahzad)*[/b]
Afgan Devlet Başkanı Hamid Karzai, 10 bin Amerikan askerinin hâlen çatışmalara katıldığı bir zamanda, NATO’nun, güneydeki Kandahar’da bulunan Taliban’a karşı bu yaz düzenlemeyi plânladığı operasyonu, ertelemek veya iptal etmekle tehdit etti.
Gerçi, Taliban’ın 2001’de iktidardan düşüşünden beri Afganistan’daki en büyük operasyon olacak güneydeki Helmand eyaletine bağlı Marca’daki operasyondan sonra, Kandahar operasyonunu ertelemek için zorlayıcı birçok sebeb var. Pakistan sınırı boyunca aşiretler toprağı olan bölge, plânlandığı gibi militanlardan temizlenemedi.
Karzai, Pazar günü Kabil’de, ABD Pakistan ve Afganistan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke ile Afganistan’daki ABD kuvvetler komutanı Gen David Petraus’la bir araya gelerek, “ortak meydan okumalar ve geleceğin fırsatları” olduğu ifade edilen, NATO’nun Uluslararası Güvenlik Yardım Gücü’nü (ISAF)tartıştı
Karzai’nin, Taliban’a karşı düzenlenecek saldırıda, yerel toplulukların desteğinin almak için neredeyse davul çalarcasına gittiği son Kandahar ziyaretiyle ilgili olarak, yetkilileri bilgilendirdiği umuldu. Destek yerine, aşiretlerin ileri gelen yaşlıları şiddetle, ülkenin en büyük ikinci şehrine düzenlenecek böyle bir operasyonun, eyalete emniyet değil sadece bela getireceğini söylediler.
Kandahar operasyonu, Taliban destek üslerini yoksun bırakmayı hedef alan bir girişimde, bütün Afganistan’ın şehir merkezlerinde emniyeti sağlamayı plânlayan NATO’nun, geniş bir plânının bir parçası olarak tasavvur ediliyor.
Bu tür çalışmayı yapmak, Yıllardır özellikle Kuzey ve Güney Veziristan bölgelerinde hayatî üslere sahip ve Afganistan’daki direnişi besleyen militanları, Pakistan’daki sığınaklarından da mahrum edilmesi tehlikesine yol açar.
Geçtiğimiz yıllarda yapılan pazarlıkta, Pakistan ordusunun payına düşen bir dizi yoğun operasyonu gerçekleştirerek Amerikalıları ikna eden, Pakistan Gen. Kurmay Başkanı Eşfek Pervez Kayni ile Mcchrystal arasındaki birkaç görüşmeden sonra ortak bir noktaya varıldı. Kayni, Washington’da önde gelen ABD’li yetkililerle yapılan son görüşmede, bu garantileri tekrar etti.
Kusurlu görünen yeni bir plânla devam edep, etmeme ikilemiyle NATO’dan toplantısından ayrılırken, Pakistan’daki zafer açıklamaları yine de erken doğum görünümündedir
[b]Başarının Mucizesi[/b]
Çatışma sahasındaki başarıların ilanından ayrı olarak, Pakistan, bunun Taliban’ın başarısızlığının esas sebebi olduğunu açıklayarak, bazı üst düzey Taliban komutanlarını tutukladığını ilan etti.
Tutuklanan kişiler arasında, Taliban lideri Molla Ömer’in vekili, Molla Adul Gani Barader, Taliban’ın eski Nagarhar valisi ve şimdi Taliban’ın Peşaver şurasının başı, Moulvi Adulkadir, Molla Ömer’in siyasî danışmanı Seyyid Tayyib Aga’nın bulunduğu söylendi.
Gerçi, Asia Times Online’da açıklandığı gibi ( Savaş ve barış: Bir Taliban manzarası, 26 Mart 2010), Kabir ve Aga tutuklanmamıştı. Tutuklanan diğer bir üst düzey yerine, Molla Mustasım Aga2nın adı verilmişti.
Tutuklanan tek kişi, Pakistan Millî İstihbarat Servisi’ne- ISI- ait güvenli bir evde tutulmaktaydı ve bu eve Amerikalıların girişi reddedilmişti. Kurallarına bağlı bir siyaset izleyen Taliban için, Baradar gibi birinin tutuklanması o kadar önemli değildir, kendini hemen ondan uzak tutacaktır. Baradar şimdi, Taliban için pek fazla önem arzetmemektedir, çünkü o, artık Taliban’la uzlaşma çabalarında faydasız olacaktır.
Bu arada, ordu kumandanı Kayni, Taliban Pakistan’ının(Tehrik-e-Taliban Pakistan –TTP) bozguna uğratıldığını söyleyerek, binlerce mültecinin Güney Veziristan’a geri dönüşünü tartışmaktadır. Pencab ve Sind eyaletlerinde yeni bir başarı için çarpışan mevcut kuvvetlere ek olarak, Muhteşem zaferi daha da güçlendirmek için, bütün kuvvetlerden 20 bin asker gönderildi.
Asya Times (Asia Times) Online’, Güney Veziristan’da çok farklı bir manzarayla temasa geçti. Orada yaşayanlar, ordunun operasyonlarda çok ağır kayıplar verdiğini, içlerinde, Özbek, Çeçen ve yerel Meşhud aşiretlerinin de bulunduğu asilerin ve militanların çok güçlü bir şekilde geri döndüğünü açıkladılar. Pakistan ordusu da, bu alanda çatışmaların hâlâ devam ettiğini doğruladı.
Militan kaynaklarına göre, El-Kaide liderliği, insansız uçakların yoğunlaşan saldırıları sebebiyle, Kuzey Veziristan’dan ayrıldı ve bilinmeyen bir bölgeye gitti. Kaynaklar bir aşiret Cirga(şura)sı tarafından Kayni’ye gönderilen bir mesajdan bahsediyorlar. Mektupta özellikle şöyle bir ifadenin yeraldığı belirtiliyor: “Bütün kuvvetleriniz çekin aksi halde, Pakistan’ın her yerinde zorluklarla yüzyüze kalacaksınız.”
Kuzey Batı Sınır Eyaletinin başkenti Peşaver’deki bir güvenlik yetkilisi, Asia Times Online’a, Peşaver’deki ABD konsolosluğuna düzenlenen son intihar saldırının, konsolosluktaki Amerikalıları rehin almak için düzenlendiğini söyledi. Bir kaç kişinin öldüğü patlamada, militanlar konsolosluk binasına girdi, fakat üzerindeki bombanın önceden patlaması sonucu daha fazla gidemedi. Emniyet yetkilileri, ABD yetkililerinin hedef alınacağı bu tür benzer saldırıların artacağına inanıyor.
Son zamanlarda, 1200 sınır muhafızı savaşma emrine karşı geldikleri için ordudan atıldı. Paramiliter güçlerin çoğu Peştunlardan oluşmaktadır. Sünnî Peştun direnişi kontrol etmek için Peştun olmayan ve Şiîlerden yeterli sayıda adam bulmak çok zor olacaktır.
Aynı şekilde, ordu ABD’nin yoğun baskısını neticesi, Hayber Mıntıkasında, Orakzay Mıntıkasında, Mohmand Mıntıkasında, Bacaur Mıntıkasında ve Kuram Mıntıkasında cepheler açtı. Esas çatışma sahası Orakzay mıntıkasıdır. Komşu Hayber’den gelen militanlar, buradaki NATO destek hatlarına saldırmaktadır. Resmi olmayan açıklamalara göre bu çatışmalarda çok sayıda militan ölürken, yüzlerce Pakistan askeri de öldürüldü. Geçtiğimiz yıl Swat Vadisi’ndeki operasyondaki iyi iş çıkardıkları için bölgeye gönderilen Tuğgeneral Halid Han ve Albay Enver Abbas’ın öldürüldüğü doğrulandı. Militanlar ayrıca, birkaç gün önceki geri çekilmelerinden önce, Orakzay’daki paramiliter güçlerin karargâhını elegeçirdi.
Hayber Mıntıkasındaki operasyon, Taliban’ın bu bölgede köklerinin olmaması ve komşu bölgelerdeki aşiretlere bağlı kalması sebebiyle, en kolay operasyon olacağı umulurken, çok kötü bir duruma düşmüştür.
Mıntıka geçtiğimiz yatıştırıldı fakat El-Kaide ve Taliban saflarına geçmemiş olan bütün İslâmî grupları da sindirmek isteyen bu hareketin neticesi, Mangal Baf tarafından kumanda edilen bu gruplardan biri EL-Kaide’ye katıldı ve Pakistanlı yetkililerin, onu ikna etme çabalarına rağmen bir daha asla Pakistan’a geri dönmeyecek.
Birkaç ay sonra Militanlar, resmi medyanın 11 Nisan’da: “Militanlar Tirah Vadisi’nin çeşitli kısımlarında sığınaklar inşâ etti ve talimlere başladı” yazdığı gibi, Hayber Mıntıkasında, özellikle de Tirah Vadisinde yeniden mevzi aldılar. Mıntıkada yaşayan halk, Afganistan’da olduğu gibi, diğer mıntıkadaki aşiretlerle geleneksel bağlara sahiptir. Burası, militan Leşker-i İslâm örgütünün güçlü bir kalesidir.
Çıplak gerçek şu ki, militanlar aşiretler topraklarında güçlenerek operasyonlarına devam ediyor ve daha önemlisi Afganistan’daki savaşçılara hizmet verecek üsler kurmaya devam ediyor ve hakikaten gerçekleşirse, NATO’nun Kandahar’a düzenleyeceği saldırıya hazırlanıyorlar
*[b]Seyid Salîm Şehzad (Syed Saleem Shahzad), Asia Times Online’nın Pakistan Büro Şefidir.[/b][/color]
Bu makale Fazıl Duygun tarafından TIMETÜRK için tercüme edilmiştir.[/size][/color][/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Ptsi Nis. 19, 2010 8:16 pm | |
| [size=18][b][color:0ad8=red]'Ölüm Vadisi' Amerika'nın 'bozgun' vadisi![/color][/b]
Amerika’nın, Afganistan’ın Pakistan sınırında yer alan Korengal Vadisi’nden çekilişi Taliban’ın büyük zaferi olarak görülüyor. Vadide 5 yıldır savaş sürüyordu.
Pazar 18.04.2010
[b]Betül Akyüz / TIMETÜRK[/b]
Beş yıldır çetin bir savaşa sahne olan ve “ölüm vadisi” olarak adlandırılan Korengal Vadisi’nde Taliban zaferini ilan etti. Amerikan güçlerinin “Afganistan halkının güvenliği” kisvesi altında bölgeden çekilmesi Taliban için büyük bir kazanç oldu. Afganistan’daki yabancı güçlerin komutanı General Stanley McChrystal bölgede kabilelerin şiddetli saldırısına uğradıklarını itiraf etti. Önümüzdeki aylarda ülkedeki yabancı asker sayısının 150 bine çıkarılacağı tahmin ediliyor.
Amerikan güçleri dağlık bölgelerden çekiliyor, Taliban, Amerika’nın, ardı ardına düzenlediği hücumlardan kaçtığını söylüyor.
Taliban güçleri geçtiğimiz Perşembe günü, Amerikan kuvvetlerinin Afganistan’ın doğusundaki Korengal bölgesinden çekilmesinin ardından zafer ilan etti. “Ölüm Vadisi” olarak isimlendirilen Korengal Bölgesi, Amerikan güçlerine karşı direnen savaşçıların sığınağı kabul ediliyor.
Amerikan güçleri, Pakistan sınırındaki Konar Eyaleti’nde yer alan bu yalçın dağlık bölgeden, uluslar arası güçlerin “Afganistan’da güvenin kurulmasına yardım” (ISAF) olarak isimlendirdiği yeni strateji çerçevesinde çekildi.
Afganistan’daki yabancı güçlerin komutanlığını yapan General Stanley McChrystal, Pakistan’ın en kalabalık bölgelerinde Taliban’a karşı, “ayaklanmanın bastırılması kampanyası”na odaklanıyor. McChrystal, Paris’e düzenlediği ziyareti esnasında basın mensuplarına yaptığı açıklamada beş yıldır savaşın sürdüğü Korengal Vadisi’nde kabilelerin çetin saldırılarına maruz kaldıklarını, artık orada bulunmalarındansa bulunmamalarının daha faydalı olacağını vurguladı.
Afganistan’daki ISAF’ın komutanlarından General David Rodriguez atılan bu adımın, Korengal ya da diğer bölgelerde gerektiği durumda seri yanıt verilmesini engellemeyeceğini açıkladı.
Afganistan savunma bakanlığı yetkililerinden biri ise Taliban’ın bu çekilişi, kendisini 2001 yılının sonlarında iktidardan düşüren yabancı güçlere karşı savaşında kullanacağına dikkat çekti.
İsmini vermek istemeyen yetkili şöyle konuştu : “Herhangi bir bölgenin boşaltılması, Taliban’ın lehine olacaktır. Boşaltılan bölgede toplanmayı ve oranın yerlilerinden faydalanmayı başardığı müddetçe düşmanımız her çekilmeden yararlanabiliyor.”
Afganistan’da yabancı güçlere karşı koyan, Güney ve Doğu’da birçok bölgeyi kontrolü altında tutan baş direniş grubu Taliban, az nüfuslu vadide yıllarca süren çetin savaşın ardından Amerika’nın çekilişinden faydalanmaya çalışıyor.
Taliban hareketinin sözcülüğünü yapan Zebihullah Mücahid, kamufle edilmiş bir mekandan yaptığı açıklamada : “Bu, bizim için büyük bir zaferdir. Bu bölge bizim için aşırı önemli. Dağı, bize iyi bir şekilde saklanma imkanı veriyor. Aynı şekilde bu bölgeyi eğitim ve bölgenin çeşitli yerlerinde yapacağımız operasyonlar için bir uygulama alanı olarak kullanmak mümkün.”
Mücahid sözlerine şöyle sürdürdü : “Amerikan güçleri bizim ardı arkası kesilmeyen saldırılarımızdan kaçtı.”
Bu çekilme eylemi, Taliban güçlerine karşı ülkenin güneyindeki üssü sayılan Kandahar’da gerçekleştirilmesi kararlaştırılan askeri saldırıdan önce, Afganistan’da yayılmış yabancı güçlerin sayılarının kademeli olarak artırılmasıyla eşzamanlı gerçekleşti.
Gelecek aylarda güçlerin sayısının 126 binden 150 bine çıkarılacağı tahmin ediliyor.[/size][/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: ALMAN MÜCAHİDLER AFGANİSTAN'DA Salı Nis. 20, 2010 8:47 pm | |
| [size=18][b]Talibanın Alman mücahitleri![/b]
20 Nisan 2010
Talibana katılan Almanların Afganistandaki eğitim kampı görüntüleri Almanyayı şoke etti.Almanya’da yaşayan müslüman Türkler tarafından önce Müslüman olmaya sonra da Taliban’a katılmaya ikna edildiği iddia edilen Almanlar’ın Afganistan’daki eğitim kampı görüntüleri Almanya’yı şoke etti
<embed src="http://blip.tv/play/AYHXrTMC" type="application/x-shockwave-flash" width="630" height="450" allowscriptaccess="always" allowfullscreen="true"></embed>
[b]İŞTE ALMAN MÜCAHİTLERİN VİDEOSU:[/b]
Ahmet Türk adlı Türk Taliban komutanının altında eğitim alan ve kendilerine “Deutsche Taliban Mujahedeen” (Alman Taliban Mücahidleri) adını veren 5 Alman’ın görüntüleri Taliban’ın medya organı Elif Medya tarafından servis edildi.
“Elif Medya” logosu altında servis edilen görüntülerde Almanca konuşan militanlar Alman lider Angela Merkel’i Müslümanlar’a karşı bir Haçlı Savaşı yürütmekle suçluyor. İsimlerini değiştiren Almanların kendilerine seçtikleri soyadı ise “El Almani”
Görüntülerde Alman Taliban militanları silahlı eğitimlere katılıyor, ayrıca müttefik güçlere ait bir üsse düzenledikleri saldırı da an be an görüntüleniyor. Hepsi Almanya’da yaşayan radikal Türkler tarafından Taliban bünyesine katıldıkları belirtilen Almanlar’ın yaşları da 20’li ve 30’lu olarak belirtiliyor. En tehlikelilerinin ise 2008 yılında Saarland bölgesinden Afganistan’a giderek Taliban’a katılan 21 yaşındaki Eric Breininger olduğu ifade ediliyor. Breininger’in diğer Taliban militanlarıyla birlikte Türkiye’ye yönelik bir intihar saldırısı planladığı da iddia edilmişti. Alman istihbaratına göre Taliban’a katılmak için hazır bekleyen onlarca Alman şu anda Pakistan-Afganistan bölgesinde bulunuyor.
Almanca mesaj verdiler
İsimlerini “El Almani” olarak değiştiren Almanlar’ın Taliban’da kullandıkları takma isimler ve video mesajındaki sözleri şöyle:
* Eyüp El-Almani: Allah Afganistan’ı kafirlerden kurtarsın.
* Abdulfettah El Muhacir: İşte benim güzel büyük silahım.
* Ebu Abdullah El Almani: Kafirlerin tümü yok edilmeli.
* Abdulfettah El Almani: Tüm Müslümanlar bu mücadelemizde bize katılsın.
* Seyfullah Amriki: Düşmanlar nasıl ay sonunda maaşlarını bekliyorsa, bu gördüğünüz mücahidlerin hepsi ödül olarak cenneti bekliyor.
Taliban kampında görüntülenen Eric Breininger mücahitlerin en tehlikelisi olarak gösteriliyor.[/size][/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: TALİBAN SİLAHLI MÜCAHİD KUVVETLERİ'NDEN ÖNEMLİ AÇIKLAMA Çarş. Nis. 21, 2010 5:58 pm | |
| [color:8899=red][size=18][b][color:8899=red]Taliban'dan Batı medyasına cevap![/color][/b]
[color:8899=cyan]Taliban, son günlerde Batı medyasında hakkında çıkan haberlere basın açıklamasıyla karşılık verdi. İşte Taliban'ın açıklaması:[/color]
Çarşamba 21.04.2010 - 20:15
[b]Fazıl DUYGUN / TIMETÜRK[/b]
[color:8899=cyan]Taliban, son günlerde Batı medyasında hakkında çıkan haberlere basın açıklamasıyla karşılık verdi. İşte Taliban'ın açıklaması:
"Sunday Times gazetesindeki (19 Nisan tarihli) ifadeyi kaynak olarak gösteren bazı kitle medyası, İslam Emirliği liderliğinin ABD ile diyaloğa hazır olduğunu yazdı. Sunday Times Kim oldukları bilinmeyen ve İslâmî Emirliği Liderlik Konseyi’nin üyesi olduğu iddia edilen iki şahıs üzerinden, bu haberi gazeteciliğin bütün kodlarına karşı yazdı. Diğer haber ajanları da bu haberi, adı çok iyi bilinen İslâm Emirliği sözcüsüne sormadan ve doğrulatmadan, herhangi bir alternatifini sorgulamaksızın, yayınladı. Afganistan İslâmî Emirliği, bu gülünç rivayetlerin, tükenmek üzere olan düşmanın, can çekişini örtbas etmek kurnazca, aşağıdaki amaçlarını gerçekleştirmek için ortaya attığı dedikodular olduğuna inanmaktadır:
1- Afganistan İslâmî Emirliği, Amerikalılarla konuşulması için değişmez duruşunu korumaktadır. Bu duruş, Amerikalılarla konuşma ve müzakereler başlamanın ön şartı olarak, bütün işgalcilerin Afganistan’dan şartsız olarak geri çekilmesini ister. Bu şart yerine getirilmeksizin Amerikalılarla görüşmek demek, işgal güçlerinin Afganistan’daki varlığını meşru görmek demektir.
2-Afganistan İslâmî Emirliği, Amerikalıların Afganistan’daki varlığının, Afganistan’da ve bölgedeki istikrarsızlığın esas sebebi olduğuna inanmaktadır. Yani bu şartlarda, Amerikalılarla, müzakere adı altında bir pazarlığa girmek, bu faktör orada kaldığı sürece Afganistan halkının İslâmî emellerine ve bütün hayatî çıkarlarına bir ihanet olacaktır.
3-Afganistan İslâmî Emirliği, bütün cihad hareketlerinin idaresi ve ilerlemesi için ülke içinde örgütlenmiş bir yapıya sahiptir. Küta Konseyi adıyla bilinen düşman örgütlenme, İslâm Emirliğinin, tabanı olmayan, temelsiz ve uydurma bir tasarım olarak atfetmektedir.
4-Afganistan İslâmî Emirliği, açıklama ve izahatta bulunmaları için iki sözcü tayin etmiştir. Bu iki sözcü, İslâmî Emirliğin duruşu ve ülkenin bütün sorunlarına yönelik siyasetini açıklamak için güvenilirdir. Şayet bir kişi İslâmî Emirlik adına konuşmuşsa, bunun bu iki sözcüye doğrulatılması gerekir. Batı medyası zamana zaman her olayda sık sık, İslâmî Emirliğin zıddına atıp tutuyor, bunun sebebi de düşmanın, İslâmî Emirliğie karşı habis propagandasıdır. Bun İslâmî Emirliğin resmî duruşunu yansıtmaz veya temsil etmez.
5- İslâm Emrliği liderlik Konseyi, , kamuoyuna duyurmak mecburiyetinden dolayı bu tür haberleri ve gözlemleri bütün gazetecilik kuralları ve normlarına uygun olarak dolduran bağımsız haber ajansları ve medyaya saygı duymaktadır. Benzer şekilde, İslamî Emirlik adına konuşan bilinmeyen kişileri, İslâmî Emirliğin resmî sözcülerini doğrulaması e onaylaması olmaksızın, resmî sözcülermiş gibi iddia edilmesinden sakınılmalıdır.[/color]"[/size][/color][/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: TALİBAN'DAN İŞGALİN SEBEBİNE DAİR AÇIKLAMA C.tesi Nis. 24, 2010 11:01 pm | |
| [size=18][b][color:76a0=red]Taliban: ABD İran'ı Afganistan'dan vuracak[/color][/b]
Taliban, Afganistan'ın işgal edilmesindeki gerekçeleri ve işgalin sürdürülmesindeki etkenleri bir duyuruyla açıkladı. İşte Taliban'ın o açıklaması:
Cuma 23.04.2010
[b]Fazıl DUYGUN / TIMETÜRK[/b]
Afganistan Taliban güçleri ile NATO'ya ISAF arasındaki savaş kıyasıya devam ederken, Taliban, Afganistan'ın işgal edilmesindeki gerekçeleri ve işgalin sürdürülmesindeki etkenleri bir duyuruyla açıkladı. İşte Taliban'ın o açıklaması:
[b]Amerikan Sömürgeleştirme Takvimi[/b]
Afganistan’daki mevcut savaş, bütün yönleri ve manifestolarıyla, yerli halkın işgalcilere ve onların kuklalarına karşı verdikleri bir mücadeledir. Afganlar, tarihleri boyunca işgalci güçlere baş eğmeyen, özgür ve bağımsız bir halk mizacına sahiptir. Amerikalılar bu savaşı terörizme karşı bir savaş olarak resmetmekteler, ancak gerçekte bu, Asya üzerinden yayılarak, bütün dünyayı ellerine geçirmek için yürüttükleri bir savaşta, Washington tarafından söylenen bir sömürgeci söylemdir.
1992 yılında, Necibullah rejimi çöktükten sonra, Amerikalılar, Afganistan’da iç savaşın önünü açarak, dolaylı şekilde bir sömürgeci siyaset uygulamaya başladılar. Bir yandan, Afgan halkına insanî yardım ve silah yardımı olarak verdikleri ve yıllık 600 milyon dolarlık yardımı kestiler, diğer yandan da kural dışı bir şekilde eski komünistlerin yerlerinde kalmaları için de ısrar ettiler. Buna geniş tabanlı bir yapı adını verdiler. Washington ayrıca, Necibulah rejimi gibi adı çok bilinene Dostum milisleri, General Mumin, Babaca ve Naderi milislerinin dağıtılması için de ısrarcı olmadı. Bu milis güçleri Afganistan’ın kan gölüne dönmesinde anahtar rolü oynadı ve masum insanlara karşı Afgan tarihinde o güne dek görülmemiş, canavarlık, cinayet, talan ve yağmaya başladılar.
Amerikalılar, bu suçluların adalete teslim edilmesine yardım etmeliydi, fakat Washington, Kabil’de temiz, bağımsız ve etkili bir hükümetin yerine dolaylı olarak iç savaşı ateşledi. Pentagon, mücahidlerin yıpratıcı bir iç savaşla, insan sayısı bakımından zayıf düşerek güvenilmez hâle gelmesini ve böylece önceki yıllardan biriktirdikleri silahlardan kurtulmayı tasarladı. Önceki yıllarda, özgürlük savaşçıları dedikleri mücahidlere bu sefer, savaş ağaları demeye başladılar. Eski Mücahidler içindeki bazı ahlâksız grupları, Afgan halkına karşı suç işlemeye teşvik ettiler, Washington bunu yapmakla, Afgan halkının İslâmî bir hükümet arzusunun sona ereceğine inandı. Amerikanın bu tuzağına set çekmek ve Afganistan’da İslâmî bir hükümet kurmak için 1994 yılında, Taliban İslâmî hareketi, vücud buldu. Ancak Amerikalılar, 2001 Ekim ayında, sahte terörizme karşı savaş bahanesiyle Afganistan’ı işgal ettikleri güne kadar, Taliban hükümetine muhalefete etme eğilimini gösterdi.
Şimdi savaşın 9. yılındayız. Washington, terörizme karşı savaşıyorum diyerek, hâlâ aynı bayat klişeleri tekrar edip duruyor, çünkü eski ihtişamını kaybetti. BU süreç içerisinde, Amerikalılar, Bargam, Kandahar ve Ebu Gruyb’de’da, insan hakları ihlâlleri bakımından en kötü bir işe giriştiler. Buralarda, gözaltına aldıkları binlerce masum insanı işkence etti, öldürdü ve yine birçoğunu, CIA kontrolü altında özel ekiplerce gizli hücreler koydu. Kaçırdıkları ve öldürdükleri insanları yeraltına gömdü.
Yaklaşık 10 yıl sonra dünyadaki birçok gözlemci ABD’nin Afganistan’daki savaşının terörizme karşı girişilen bir savaş değil, aşağıdaki niyetlerini açığa vuran bir savaş olduğunu anladılar:
1- Afganistan’ı kullanmak suretiyle, bölgede istikrarsızlık meydana getirmek ve rejimleri değiştirmek.
2- Eski Sovyet cumhuriyetleri olan Orta Asya devletlerine Batı taraftarı unsurları iktidara getirerek, Orta Asya’nın doğal kaynaklarını kontrol etmek.
3- İran’daki hükümet karşıt güçleri, malî, politik ve askerî olarak destekleyerek, İran’da bir rejim değişikliğine gitmek. Ülkede mezhep ve ırk savaşı çıkarmak.
4- Pakistan’ı bölmek ve istikrarsızlaştırmak.
5- Büyük bir demokrasi, diye adlandırdığı ülkelerle, ittifaka girmek. Meselâ, Çin ve Pakistan’a karşı, Hindistan’la ittifaka girmek. ABD, Belucistan’aki, Bulucistan Özgürlük Ordusuna, örtülü destek vererek, Hindistan’a ilişkileri geliştireceğine dair yeşil ışık yaktı.
6-Çin’deki azınlıkları kışkırtarak, Çin’i kontrol altına almak. Manas ve Merce/Helmand’daki üslerdeki bulunan elektronik araçlarla vasıtasıyla Çin’in iç politikasına ve askerî hareketlerini ve İran’ın nükleer programını gözlemlemek.
7- İslamabad’ta bir echelon sistemi kurarak, hayalî olarak, Pakistan’ın Talibanlaşması korkusu oluşturmak ve böylece Pakistan’ı sözüm ona teröre karşı savaşta desteğini almak.
Taliban İslâm Emirliği, değişik sosyal sistem içerisinde yaşayan herhangi bir ülkenin içişlerine karışmayacağını açıkça ilan ederek barış içerisinde yaşanması gerektiğine inanmaktadır. Washington, bu hedeflerine ulaşmadıkça veya ulaşana kadar, daime, Afganistan’dan Barışçıl bir şekilde çekilmesinin doğru bir zamanlaması olmadığını söyleyecek veya Taliban’la barış görüşmelerine başlamanın yollarını arayacaktır.
Gelecekte yaşanacak gelişmeler üstü örtülü şeylerin üstünü açacaktır.[/size][/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Ptsi Nis. 26, 2010 4:22 pm | |
| [size=18][color:9ef1=red][b]ABD'nin Afganistandaki kabri:[/b]
[b]Ölüm Vadisi[/b] [/color]
[color:9ef1=white]26 Nisan 2010[/color]
Amerika Afganistana düzenlediği savaşın sadece birkaç hafta, en fazla birkaç ay süreceğini sanmıştı. Ancak çok geçmeden tahminlerinin yanlış çıktığını, bir bataklığa girdiğini anladı...
[b][color:9ef1=white]Es-Seyyid Ebu Davud*[/color][/b]
Amerika Afganistan’a düzenlediği savaşın sadece birkaç hafta, en fazla birkaç ay süreceğini sanmıştı. Ancak çok geçmeden tahminlerinin yanlış çıktığını, bir bataklığa girdiğini anladı. İntikam için başlattığı bu savaşta Afganistan halkının güçlü direniş öyküleriyle dolu tarihini görmezden gelme gafletine düşmüştü. Bu da kendisini Batılı müttefikleriyle beraber hezimetten hezimete sürükledi. Şimdi Batılı müttefiklerini kaybetmemek için yeni stratejiler türetmeye çalışan Amerika, beş yıldır savaştığı “Ölüm Vadisi’nden kaçarak, bu savaşta başarısız kaldığını, büyük bir hezimete uğradığını bir kez daha dünyaya göstermiş oldu.
Günler, yıllar geçtikçe zaman, pek çok uzman ve analistin onayladığı gerçeği ispatladı. Amerika’nın Afganistan’a saldırması, bu fakir ülkeyi yıkması, halkını korkutması, öldürmesi, başkaları için ibret kılmasının sonu, kaçınılmaz başarısızlık olmuştur.
Bu uzmanlar, Amerika’nın başarısız olacağı yönündeki tahminlerini, dikkate alınması gereken bazı noktalar üzerine dayandırmıştı. Bu noktalardan en önemlileri ise şunlardır: Bu saldırı doğaçlama ve hızlı bir şekilde intikam almak için gerçekleştirilmiş, eski Amerika başkanı kafasının dikine gitmiş ve hiç kimsenin önerisini kabul etmemiş, çıkış noktasını dar bir ufuktan ve İslam’dan, Müslümanlardan nefret eden fanatik bir ideolojiye üyelikten almıştır.
Bu saldırı intikam amaçlı olduğu için Amerikan güçleri ve Batılı müttefikleri savaşta her türlü çirkinliği yaptı. Belki de tarihte hiç görülmemiş bir şekilde insanlığa karşı savaştı, sivilleri öldürdü, evlerini yıktı, düğünlerini ve taziye toplantılarını bombaladı.
Oğul Bush yönetimi, hatta arkasından gelen Obama yönetimi işledikleri bu suçların yakın ve uzak gelecekte sınırı olmayan intikam içerikli karşılıklar doğuracağına, bunun da savaşın ve çekişmenin zamanını uzatacağına, kendilerine olumsuz bir şekilde geri döneceğine hiç dikkat etmedi.
Amerikalıların yaptıkları en büyük hata belki de Afganistan ülkesinin tarihini, işgale, kendisine karşı duyulan zorba nefrete karşı ortaya koymakla meşhur olduğu çetin direnişi bilmezden gelmekti. Gelişmiş silah cephanelikleri kendilerini kandırdı. İşin bir gezinti gibi olacağını sandılar. Savaşın başladığı 7 Ekim 2001’den beri Afgan şehirlerinin birbiri ardına ellerine düşmesi, Taliban güçlerinin birçok şehirden savaşmaksızın gerileyip çekilmesi onları aldattı. Görevlerinin sadece birkaç hafta ya da en fazla birkaç ay süreceğine kanaat getirdiler. Ancak 2002 yılının başlangıcıyla beraber saldırganlar içinden çıkılmaz bir bataklığa girdiklerini anladı. Dağlarda kendilerine karşı gerçekleşen karşı konulamaz çeşit çeşit yöntemleriyle bir savaşın ortasına düştüler. Askerlerini ve subaylarını öldüren bir savaş sanatı önlerine çıktı. Askeri kamplarını sürekli bombalanır buldular. Kendilerini şaşırtıp korkutan istişhadi operasyonlarla, üslerine lojistik desteğin ve yardımların kesilmesine neden olan bir savaşla karşı karşıya kaldılar.
Ancak onlar bu gerçeği yalanladı. Çünkü acı yenilgiyi hissetmemek için zanlarla yaşamak istiyorlardı. Bu çerçevede geçtiğimiz haftalarda Afganistan’ın doğusundaki Korengal bölgesine büyük ve yoğun bir saldırı düzenlediler. “Ölüm Vadisi” olarak bilinen bu yalçın dağlık bölge Taliban savaşçılarının kışlası sayılan ve Pakistan sınırında yer alan Konar Eyaleti’nde bulunmaktadır. Bu saldırının zaferlerinin ve Taliban’ı nihai olarak ortadan kaldırışlarının başlangıcı olacağını söylemişlerdi. Ancak Amerika’nın ve müttefiklerinin bu bölgeden çekilmesi başarısızlıklarının ve yenilgilerinin son halkası, aynı zamanda da Taliban liderliğinde Afgan vatan direnişinin zafer sayfalarından yeni bir sayfa oldu.
Tabiki Amerika ve müttefikleri kendilerini aklamak için Afganistan’daki Nato Güçleri’nin komutanı Alman General Egon Ramms’ın iddialarından başka bir söz ortaya atamadı. General Ramms bu çekilmenin yeniden odaklanma için yeni bir strateji olduğunu, nüfusun en kalabalık olduğu bölgelerdeki ayaklanmayı bastırmak için bir hamlede bulunmak istediklerini söyledi. Aynı şekilde bu çekilmenin, bölgede krizi bitirmek için gerektiği taktirde kuvvetlerinin ani cevap vermesinin önünde bir engel teşkil etmeyeceği sözünü ortaya attı. Ramms, vadide bağımsız kabilelerin Amerikan askerlerine sert bir şekilde saldırdığını, kendilerini garip bir varlık olarak gördüklerini ve Amerikalıların orada kendilerini barış içinde bırakmalarını istedikleri bahanesini öne sürdü.
Bu sözdeki yalan ve aldatma çok açıkça görülmektedir. Bu değerlendirmeler saldırıyı başlatmadan önce neden yapılmadı? Saldırıların başlangıcının üzerinden sekiz sene geçmiş, Afgan işbirlikçilerinin, gözetleme ve istihbarat birimlerinin yardımıyla Afganistan’daki küçük büyük her şeyi bilir olmuşken neden şimdi kalabalık bölgelere odaklanma bahanesini ortaya atıyorlar? Oysa bu bölgelerde her düzeyde başarısız kaldıklarını ve insanların kendilerinden kaçarak Taliban’ın etrafında toplandığını çok iyi biliyorlar.
Eğer onlar bölgedeki krizleri sona erdirmek için ileride “Ölüm Vadisi”ne tekrar gideceklerini iddia ediyorlarsa kimse onların bu sözüne inanmayacak. O başarısız, yenilmiş, çekilmişler ancak kriz türetir, çözmez. Oraya tekrar gidecekler ancak sert bir savaşa girip yeni bir hezimetle çıkmak için.
Ancak iyi olan şey Amerikan güçlerinin sert bir direnişle karşı karşıya kaldığını itiraf etmesidir. Onları çekilmeye iten tabi ki bu oldu. Amerikalılar bu direnişi Taliban’a isnat etmek istemiyor. Bu direnişi, vadide yer alan ve yabancı unsurların varlığından rahatsız olan bağımsız kabilelerin gerçekleştirdiğini söylüyor.
Batılıların itiraf etmekten nefret ettikleri şey, bu direnişi Taliban’ın düzenleyip yönettiğidir. Taliban’ın gerek kendi başına gerek de diğer kabilelerle beraber savaşa kalkışması en sıradan Afgan vatandaşının bile işgalden nefret ettiğini ve elinde olan her imkanla ona karşı direndiğini, ister Taliban ister başka grup olsun direnişin yanında yer aldığını göstermektedir.
Amerikalılar geçen beş yıl boyunca Ölüm Vadisi’nde çeşitli çatışmalara girdi. Bu çatışmalarda 40’ın üzerinde askerini kaybetti. Son çekilme eylemi de bu vadinin Amerikalıların mezarı haline dönüştüğünü ortaya koydu. Onlar için bu vadi psikolojik bir karmaşaya dönüşmüştür. Bu da belki onları oraya gidip tekrar savaşma riskinden alıkoyar.
Bu sebeple az nüfuslu bu vadide çetin mücadelenin ardından Amerika ile Batı’nın çekilmesinden istifade eden Taliban’ın zaferi küçümsenemez.
Hareketin savaşçılarının güçlü askeri mekanizma karşısındaki direnişi ve hedeflerini gerçekleştirmesini engellemesi, Amerika’ya karşı saldırılarını tahammül edemeyeceği düzeye vardıracak şekilde sürdürüp onu çekilmeye mecbur bırakması Amerika adına utanç verici bir durumdur. Eğer bu büyük bir zafer değilse askeri örf ve adetlere, stratejik planlara göre zafer nasıl olur?
Amerika’nın çekilmesi ve Taliban’ın bu bölgeyi özgürleştirmesi büyük önem taşımaktadır. Zira hareket, bu şekilde unsurlarını saklayabilmek için yeni bir mekan temin etmiş oldu. Ayrıca bu mekanı bölge çevresinde gerçekleştireceği operasyonlar ve eğitim için bir meydan olarak kullanabilecek.
Bu çekilme, Afganistan’da yayılmış ve gelecek aylarda 126 binden 150 bine çıkarılması hedeflenen yabancı güçlerin sayısının kademeli olarak artırılmasının savaşı bitirmeyeceğini ortaya koydu.
Amerikan İstihbarat Ajansı CIA’den bir analistin Afgan kadınları Taliban’ın dönüşünden korktukları yönünde konuşmaya teşvik edip NATO görevlendirmesinde daha fazla Avrupa; özellikle de Fransa desteği almaya çalışması, Amerika ile Batı’nın Afganistan’da başarısız kaldığını kanıtlıyor.
Wikileaks Sitesi’nde yayımlanan bir belgede analist şöyle açıklamada bulundu: “Afgan kadınlar, ISAF’ın görevinin insani yüzünü Avrupa kamuoyuna özellikle de Fransa’ya göstermeye kadirdir.”
Bu söz, içinde bulundukları çıkmazı ve hakikatte başarısızlığa uğradıklarında nasıl da profesyonel dolandırıcıya dönüştüklerini göstermektedir. Aynı şekilde Amerikalıların, Batılıların çevrelerinden gitmesinden, Afganistan’da kendilerini kaderleriyle baş başa bırakmalarından duydukları endişeyi de ortaya koymaktadır.
İşte Alman Savunma Bakanı Karl Theodor Zu Guttenberg! Afganistan’daki çatışmasın askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini defalarca söyleyerek kalkınma için yardım sunulması teklifinde bulundu. Bakan Guttenberg ayrıca NATO’nun daha fazla güç göndermek yerine Afganistan’dan çekilmek için mantıklı bir yol araması gerektiği görüşünü savunuyor.
Bu tavır Amerikan İstihbarat Birimi’ni, Obama’yı seçimlerinde değişiklik yapmaya iknada başarılı olamazsa Berlin’in kuvvetlerini çekmesiyle Afganistan savaşındaki stratejisinin güçlü bir darbe alacağı yönünde uyarmaya itti.
Amerikan başkanı Barack Obama geçtiğimiz yılın sonunda, ülkesinin kuvvetlerini Afganistan’dan 2011’in yazından itibaren çekmeye başladığını ilan etmişti. Görülen o ki Obama, aldatmak ve yanıltmak için Irak’ta işgalcinin işleri ve büyük oranda da bu tarihleri değiştirme imkanlarını elinde tuttuğu zamanda yaptığı gibi kuruntusal çekilme planlarını tercih ediyor. Belli ki hedeflerini gerçekleştirmeden çıkmayacaklar.
Evet, Afganistan’da bulunmanın bir faydasının olmadığı yönünde Amerikan toplumunda sürekli konuşmalar gerçekleşiyor ve bu tartışmalar kongre üyelerinden üçünün, Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekilmesi için Barack Obama’nın çekilmek için ayrıntılı bir zaman çizelgesi ortaya koymasını gerektirecek şekilde bir kanun tasarısı sunmasında kendisini gösterdi. Ancak Obama yönetiminin Afganistan’ın işgalinin sürmesinin önemli olduğu yönünde ısrar etmesi nedeniyle bu tasarının kongrede onaylanması oldukça zayıf bir ihtimal gibi görünüyor.
Yine de 80 bin Amerikan askerinin içinde yaşadığı savaştan sabırların taştığı, bu savaşın her çeşit siyasi gruptan Amerikalıyı Afganistan’da Amerikan güçlerinin neden bu kadar yoğun bulunduğunu sormaya ittiği ortada.
Eğer Obama Yönetimi Afganistan’da Amerikan varlığının, bu ülkeyi 3 bin Amerikalı’nın hayatına malolan saldırılarının başlangıç noktası kılan El-Kaide Örgütü’ne karşı faydalı görüyor, bu şekilde “terörist” diye adlandırdığı grupları temelinden ortadan kaldırabileceğini sanıyorsa El-Kaide’nin Amerika’ya ve çıkarlarına karşı operasyonlarını gerek Amerika’nın içinde gerek dışında bir gün durdurmayacağı muhakkak. Aksine örgütün çalışma hızı Afganistan’ın işgalinden sonra artış göstermiştir. Dahası bu işgal, onca suç işlenip onca kan akıtıldığı için silahlı örgütlerin Batı’yı hedef almasında oldukça güçlü bir gerekçe olmuştur.
[b]Bu makale Musa Eren tarafından Timeturk Sitesi için Arapça’dan tercüme edilmiştir.[/b][/size][/b] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Pentagon raporundan Taliban çıktı!::: Perş. Nis. 29, 2010 11:58 am | |
| [img] http://www.dunyabulteni.net/images/news/81799.jpg[/img][size=24] [color:3543=green] Pentagon raporundan Taliban çıktı![/color] [/size] [color:3543=yellow] ABD'nin Afganlıların eğilimi anketinden, direnişçi Taliban açık ara birinci çıktı. Amerika işgalini değil Karzai'yi sorguluyor! [/color] Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı, Afganistan'da başa getirdiği Hamid Karzai'nin Washington ziyareti öncesi yaptırdığı ankette çarpıcı sonuçlarla karşılaştı. Pentagon araştırması sonucu hazırlanan rapora göre, Afganistan'daki 121 önemli bölgede, Devlet Başkanı Hamid Karzai hükümetini destek verenlerin sayısı sadece yüzde 29. Afgan halkının sadece dörtte birinin Karzai'yi desteklediği belirlenirken, Pentagon, ülkenin büyük bölümünün merkezi yönetime mesafeli olduğunu ve Taliban direnişine destek verdiğini kaydetti. Pentagon'a göre bu sonuçların nedeni hükümetin yolsuzlukları ve etkisiz yönetim..Ayrıca, Afganistan'da artan sivil kayıpları ve şiddet olayları da halkın Kabil hükümetine duyduğu güvensizliğin bir başka nedeni olarak kaydedildi. Afganistan'daki işgalin ve ABD katliamlarının Taliban'a verilen destek üzerindeki etkisine değinilmeyen 152 sayfalık raporda, Washington tüm okları Karzai'ye yöneltiyor. Pentagon'un Karzai ziyareti öncesi yayımladığı raporda, "Afganistan yolsuzlukla mücadele konusunda bazı ilerlemeler gösterse de, gerçek değişim zor ve siyasi irade şüpheli görülüyor" ifadesi yer alıyor. Raporda Kabil yönetimi "[color:3543=green]Taliban'ın 2009'da büyük başarı kazanmasının[/color]" nedeni olarak gösteriliyor. Pentagon, bir başka raporda ise Taliban'ın "görülmemiş baskı altında" olduğu görüşünü savundu, son dönemde bazı Taliban liderlerinin tutuklanmasının hareketi zora soktuğu iddia edildi. Afganistan'daki gazeteciler ise, bir zamanlar uluslararası güçlerin gözdesi olan Cumhurbaşkanı Karzai'nin, ABD ve diğer batılı ülkelerin yolsuzluk suçlamaları ile gözden düştüğünü belirtirken, halkın hiç bir zaman Karzai'ye tam destek vermediğini de hatırlatıyor. | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Paz Mayıs 02, 2010 7:06 pm | |
| [b][size=18][b]Amerikanın Afganistan'da boş çabaları[/b]
01 Mayıs 2010
1989 Şubatı öncesi, Kızıl Ordu Afganistandan çekilirken, Afganistan;ın uzak eyaletlerine yayılmış güçlerini azaltmaya başladı.Şimdi ise Amerika aynı yolu takip ederek üslerini kaybediyorlar.
1989 Şubat’ı öncesi, Kızıl Ordu Afganistan’dan çekilirken Sovyet liderleri, Afganistan’ın uzak eyaletlerine yayılmış güçlerini tedricen azaltmaya başladı. Sonuçta, Dr. Necib’in hükümeti, halkın yoğun olduğu yerleri savunmak için bir inisiyatif olarak Host ve Kunar eyaletlerini tamamıyla boşalttı. Bu arada, Necib’in istihbarat ajansı Devlet İstihbarat Bakanlığı (Farsça WAD) Afgan savaşcılar arasında bir ayrılık meydana getirdiğini övünerek ilan etti.
Stratejilerinin gereği olarak, Afgan komutanlarıyla temasta olduklarını ifade ettiler. Böylece, bu komutanlarla gizli pazarlıklar yaptıkları izlenimi bırakmışlardı. Bunu yaparken, başarısızlıklarını gizlemeyi ve çabalarını yeni bir stratejilerinin başarıları olarak göstermeyi deniyorlardı.
Bununla birlikte realiteler buna karşıydı ve nihayetinde rejim çöktü. Amerika aynı yolu takip ediyor. En güçlü askerî üslerini kaybediyorlar.
Benzer şekilde, kukla Karzai yönetimi, Cirga meclisine dayanarak ve bazen de yanlışlıkla muhalefetle yeraltından görüşmeler yapıldığına dair açıklamalarda bulunarak, bazen barış konuşmalarından, bazen uzlaşmadan bahsediyor. Bazen, kaynak göstermeden Afgan savaşcıların müzakere görüşmelerine karşı esnek ve hatta hazır olduklarını bile söylemekteler. Böylece, medyadaki malı elemanlarına, bu tür haberler yazdırarak, kamuoyunu aldatmak istiyorlar.
Ancak, kamuoyunun kendi gözleriyle gördüğü gerçeklerin arkasında olduğunun farkında değiller. Düşman propagandası nihayetinde yine düşmanın kendisini vuracaktır. Necip, Vatan Partisinin adını Demokratik Halk Partisi olarak değiştirdi ve komünist sloganlar yerine, milliyetçi sloganlar kullanmaya başladı. Karzai şimdi aynı dramı tekrar oynuyor. Ancak, Khad ve hizmetçisi medya tarafından yürütülen bu propaganda Necib’in dayanabilmesine yardım edemedi. Necib’in hükümet propagandası ne mücahidler arasındaki güveni sarsabildi ne de halkın, partisinin yeni adından dolayı onu vatansever bir kahraman olarak görmesini sağlayabildi. Bugün de insanlar Karzai’nin iddialarına ve timsah gözyaşlarına şüpheyle bakıyorlar.
Necip ve takımı silahlı güçler oluşturdu ve onları güçlendirdi. Şimdide Kukal Karzai idaresi aynı yolu takip ediyor. Yanız şunu, eski Necib’in rejimi bizzat kendini korumak için oluşturduğu ve güçlendirdiği silahlı güçlerin kollarında çöktüğünü, hem de korumak ve savunmak için oluşturduğu silahlı güçlerin onu kurulduğu ilk yerde, başkentte yıktığını unutuyorlar. Bugün Karzai hükümeti, hükümete üst seviyede girmiş olan savaş lordları tarafından zayıflamış ve güvenilmez olarak görülmektedir. Tarih bir şekilde tekerrür ediyor. Bütün gelişmeler, Amerikan işgalinin bozgun uçurumunda tıkanıp durduğunu işaret ediyor.
Astonya’daki son NATO kararı, yani NATO güçlerinin eyaletlerden alınıp, buraların Afganlara bırakılacağı kararı bizim açıklamalarımızı doğrulamakta ve tarihin tekrar tekerrür ettiğini göstermektedir. Bu, Afganistan’daki direnişin bir halk devrimi aşamasına geldiğini ve artık, ona karşı koymanın imkânsız olduğunu ispatlamaktadır. Kabil’in kapısı Logar’daki halkın lojistik konvoyu ateşe vererek gösterdiği eylemi, bir kez daha bizi haklı çıkarmaktadır. İşgalciler, hava ve yerdeki güçleri dâhil ve yerli güçler, insanların ellerinden gelen zarardan lojistik konvoylarını ve askerî araçlarını koruyamamaktadır.
Şimdi, bütün Afgan savaşcılar, hikmet ve feraset sahibi liderlik öncülüğünde bütün ve güçlüdürler. Halk mücahidleri desteklemektedir. Liderlik, derin bir askerî ve siyasi öngörüye sahiptir. Yani hiçbir Afgan savaşcı düşmanın propagandasının ayartmasına düşmeyecektir. Afgan savaşcılar, düşmanın uçurumun kenarında olduğunu ve her uçan kuştan medet beklediğini bilmektedir.
Bu gerçeklerin ışığında, Batı kamuoyu kibirli hükümetlerine karşı dizginleri eline almalı ve ders alıp bir an öne Afganistan’dan çıkmak için Afgan tarihi hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Şayet bunu yapmazlarsa, sonları tıpkı, eski Sovyetler Birliği gibi olacaktır. Yanı şekilde, şimdi Kukla Kabil idaresiyle beraber olanlar, şayet can çekişen bu rejimle irtibatlarını kesmezlerse, kaderleri eski komünistlerinkine benzeyecektir. Onlar ne içeride ne de dışarıda yaşayabilecekleri bir cennet bulamayacaklar. Onlar hem bu dünyada ve hem de gelecek dünyada (ahirette)bu ağır kayıpların yükünü sırtlarında taşıyacaklar.
[b]Haber ve Tercüme: Fazıl Duygun/Time Türk[/b][/size][/b] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Taliban'dan Amerika'ya: Kulağını Dört Aç! Beni İyi Dinle! Çarş. Mayıs 12, 2010 11:24 pm | |
| [img] http://www.anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/snefmGS7.jpg[/img][size=24] [color:1c0f=yellow] Taliban'dan Amerika'ya: Kulağını Dört Aç! Beni İyi Dinle![/color] [/size] [size=18] Afganistan İslam Emirliği, resmi web sayfasında yayınladığı son açıklamasında, savaşta gelinen son notayı değerlendirdi. Afganistan İslam Emirliği'in açıklaması; ABD Savunma Bakanlığı Pentagon geçtiğimiz günlerde Afganistanla ilgili 150 sayfalık bir rapor yayınladı. Mücahitlerin artan direnişi ve genişleyen etki alanını ele alan raporda, istikrar ve güvenlik alanlarında stratejik öneme sahip 121 idari birimden 29’una kukla Kabil yönetiminin hükmettiği, İslam Emirliği nüfuzunun ise artarak genişlediği bildiriliyor. Kaynakta Karzai yönetiminin etki gücü %25 olarak rapor ediliyor. 2009 yılının İslam Emirliği mücahitleri için zafer yılı olduğu söylenen raporda, mücahitlerin gerçekleştirdiği operasyonlar ve ani baskınlarda bir önceki yıla göre %87 artış olduğu kaydedildi. Savaş taktikleri gelişen ve genişleyen mücahitlerin, artık çok daha kompleks yöntemler kullandıkları Pentagon’un Afganistan gözlem subayları tarafından itiraf ediliyor. Düşman, mücahitleri saf dışı bırakmanın imkansız olduğunu kabul etmiş durumda. Bu yüzden yapılabilecek tek şeyin mücahitlerin daha fazla ilerlemeleri ve Karzai hükümetini devirmelerinin önüne geçmek olduğu söyleniliyor. Bu itiraflar yenilmez güç tarafından dile getiriliyor. Bush 2001 yılında, mağaralara dağlara gizlenseler bile Afganistan’daki düşmanların canına okuyacağını söylüyor, karşı koymaya çalışanların kendi elleriyle mezarlarını kazacaklarını iddia ediyordu. Ancak bu gün dengeler değişti ve zaman gösterdi ki, düşman ve onun kukla yönetimi sıkı koruma altındaki askeri merkez ve sığınaklarda yaşarken İslam Emirliği savaşçıları Afganistan’ın %80’inde ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. İslam Emirliği’nin düşmanın da itiraf ettiği büyük zaferlerindeki başlıca etken, metot ve hedeflerinin Afgan halkının istekleriyle birebir uyuşmasıdır. Çünkü Afgan halkı iyi biliyor ki, dînî, milli, kültürel ve sosyal istekleri İslam Emirliği tarafından savunulmakta. Ve Emirlik savaşçıları, bu mertebeye ne parayla ne de zorbalıkla ulaştı; onlar halkın kalbini kazandı. Para ve güç işgalci düşmanın elinde mevcut ve 9 yıl boyunca bu imkanları kullandı; ama hiçbir sonuç alamadı. Düşman başarısızlığının gerçek sebeplerini artık anlamalıdır. Bunlar: -Afgan halkını, toplumun reel gerçeklerine aykırı, ahlaksız bir idareye mecbur etti. - Afganistan’a acımasızca saldırdı, ülkenin bağımsızlığını ve ulusal egemenliğini çiğnedi. - Guantanamo, Bagram, Kandahar ve daha başka gizli ve açık hapishanelerde binlerce masum Afgan hapsedildi. -Afganistan CİA’nın istihbarat merkezi haline geldi. -Afgan gelenekleri hiçe sayılarak insanların evlerine gece baskınları düzenlendi. -Masum Afganlar öldürüldü, düğün ve taziye toplantıları gelişigüzel bombalandı. İşgale bir nokta koymaz, mazlum ve masum Afgan halkına eziyet etmeye, öldürmeye son vermez, Afganistan’ı Afganlara bırakmazsanız, yönetim alanınız günden güne azalacak, rezil rüsvay olup kaçmaktan başka çare bulamadığınız günler gelecektir. Durumlar yavaş yavaş bu noktaya doğru ilerlemektedir. Şimdi kulaklarınızı dört açın: Afganistan’da kalma süreniz uzadıkça fiyasko büyüyecek, itibarınız ve konumunuzun aldığı hasar artacaktır. Birliklerinizi bir an önce Afganistan’dan çıkarmanız sizin ve tüm bölgenin lehine olacaktır. [/size] isra haber | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Perş. Mayıs 20, 2010 1:09 am | |
| [img] http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/halifelikingilizler.jpg[/img][size=24] [color:28b2=red] Afganistan'daki Savaşımız Hilafete Karşı [/color] [/size] [size=18] İngiliz Başbakanı David Cameronun askerî danışmanlığına atanan Gen. Sir Richard Dannatt Afganistan savaşının İslâm üzerine olduğunu itiraf etti. Afganistan’daki İngiliz işgal güçlerinin komutanı Olan emekli Gen. Dannatt BBC Radyo ‘e verdiği bir demeçte “ Güney Afganistan’da, Afganistan’da veya Güney Asya’da, Bir İslâmi takvim var ve biz İslâmî takvime karşı muhalefet etmez ve yüzleşmesek, şayet samimi olmak gerekirse bu etki artarak büyüyecektir. Bu ilerlemenin Güney Asya'dan başlayarak, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya ve 14. asır ile 15. asırdaki büyük İslâm Halifeliğinin ulaştığı (Tuna) çizgileri de aşacaktır.” Dedi. Cameron’un askeri danışmanı Sir Gen. Dannatt açık bir şekilde, “Şayet Müslümanlar İslâmî politik ideallere kendilerine uyarlara ve Halife düzenini talep ederlerse, bu İngiltere açısından kabul edilemeyecek ve askerî operasyonların garantisi olacaktır.” İfadelerini kullandı. Dannet, Batılı değerlerin politik hayatı tarafını kuşanmış, namaz kılan, veya manevî ibadetler yapan Müslümanlarla bir sorunlarının olmadığını da ifade etti. Fazıl Duygun/TIMETURK [/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: NATO:Afganistanda, Baskın Üstüne Baskın Yiyoruz. C.tesi Mayıs 22, 2010 11:44 pm | |
| [img] http://www.anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/7A4CE3D3-EBD9-40B9-A993-9D1E3189C534_mw800_mh600.jpg[/img][size=24] [color:81af=green] NATO:Afganistanda, Baskın Üstüne Baskın Yiyoruz. [/color] [/size] [size=18] AP ajansının Türkiye saatiyle 8 gibi verdiği habere göre, NATO, Kandahar daki en büyük işgal üssünün vurulduğunu ve çatışmaların akşam saatlerine kadar devam ettiğini bildirdi. MNATO Sözcüsü Sabrina Foster AP2ye yaptığı açıklamada, Kandahar’daki ana hava üssünün sabah saat 8 sularında baskına uğradığı , baskının önce roket atar saldırılarıyla başladığı, sonra da üssün her taraftan ağır bir saldırıya maruz kaldığını ifade etti. Kandahar’daki büyük hava üssünde 2500 Kanada askeri bulunuyor. TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ , 10 Mayıs’ta ilan ettiği “Zafer- El-Feath” operasyonu çerçevesinde, son 5 günde 5 önemli üssü imha etti. Bunlar içinde, Bayram’daki en büyük hava üssü, dünkü Sınır Tugayı, Nuristan’daki askerî üs, yine Kandahar’da ABD’lilerin üssü bulunuyor. Bu büyük saldırılar yanında, askerî konvoylara tuzak kurmalar, yol atlı bombaları ve mayınlarla tank ve zırhlı araç imha etmeler, büyük merkezler karşı çoklu fedâ eylemleri gibi çeşitli baskın tipleriyle bir çok işgalci ve işbirlikçi asker ve tesisi imha etmeye devam ediyor. İlgi çeken bir nokta is,e TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ’ın üs baskınlarında kullandığı füzelerin Çin yapımı olması… Bu eylemler içerisinde en etkili olanlardan bir tanesi, helikopter avı. TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ artık her gün bir düşman helikopteri avlıyor. NATO itiraf ettiği gibi, dün de bir Savaşan Şahin helikopteri TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ tarafından düşürüldü. Haber-Yorum: Fazıl Duygun [/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Almanya ve ABD'nin Afganistan çekişmesi.. Salı Mayıs 25, 2010 9:53 pm | |
| [img] http://www.timeturk.com/images/news/250520101536524060066_2.jpg[/img][size=24][color:302b=orange] Almanya ve ABD'nin Afganistan çekişmesi [/color] [/size] [color:302b=yellow][size=18] Taliban yaptığı yeni açıkılmada (25 Mayıs 2010) yeni İngiliz hükümetinin doğru bir karar verdiğini açıkladı.[/size] [/color] [size=18] Fazıl Duygun/Timetürk İngiltere, Irak ve Afganistan işgallerinin getirdiği yıpratıcılıkla, ekonomisinin çökmek üzere olduğu panik içinde, çareyi askerlerinin buradan çekerek bir nebze olsun rahatlamayı düşünüyor. Peki Almanya niçin böyle davranıyor? Taliban’ın bundan bir ay kadar önce sitemizde de yayınlanmış olan Almanya hakkındaki bildirisinde olduğu gibi, Afgan halkı ile Alman halkı arasında tarihi bir dostluk varken, Almanya’nın bugünkü davranışı nasıl açıklanabilir? Almanya, Afganistan’da Taliban’a karşı mı savaşıyor yoksa gerçekte ABD’ye karşı mı savaşıyor? Görüntüde 5 bin askeriyle Taliban’a savaşıyor gibi görünse de, gerçek niyetinin ABD’ye karşı savaşmak olduğu artık iyice su yüzüne çıkmaktadır. Yalnız bu savaşta, silahlarını ABD askerlerine karşı doğrultarak değil, bilâkis onunla aynı safta, Taliban’a karşı doğrultarak ama esasında ABD’yi çökerterek yapılıyor. Evet Almanya, ABD’nin Afganistan’dan çık(a)maması için elinden gelen her şeyi yapıyor. Sadece Afganistan’da mı? Irak’tan da çık(a)maması için benzer siyaseti uyguluyor. Yani ABD’nin, Irak-Afganistan bataklığında daha uzun bir zaman debelenmesini ve bu sayede içerde müthiş bir ekonomik yıkım, dışarıda ise müthiş bir askerî hezimetle yüzleşmesini, dünya üzerindeki hâkimiyeti ve imajının çökmesinin arzuluyor. Bu sebeble de, ABD’nin yanında görünerek, kendi stratejisi gereği onu bitirmek için uğraşıyor. ABD’nin yakın dostu İngiltere bile, Afganistan’da durmanın akıl kârı olmadığını anlamış ve bütün askerlerini çekmenin hesabını yaparken, Almanya’nın aksi yönde davranması niyetini iyice açığa vuruyor. Aslında bu durum sadece Almanya için değil, Rusya, Çin ve hatta Pakistan için de geçerli. Rusya, ABD’nin Afganistan işgalinde en büyük desteği veren ülkelerden birisi, Kuzey İttifakı, Rusya’nın denetiminde ve başkentteki kukla hükümet azınlıklara dayalı Kuzey İttifakı’nın elinde. Yine hava sahasını, Özbekistan demiryolu güzergâhını ABD’ye açmış hâlde. Ancak diğer yandan Taliban’ın ABD’yi uğrattığı hezimetleri de medyası sayesinde neredeyse canlı olarak dünyaya duyuruyor. Yine değişik kanallarda, Taliban’a gelişmiş ABND zırhlılarını delecek roketatarlar tedarik ediyor. Çin hâkeza, ABD’ye şirin görünürken, ABD üslerini vuran Taliban’a füzeler gönderiyor. Çin, Taliban’ın Hindistan’ı vurmasını elzem görüyor. Almanya başta olmak üzere bu ülkelerin Afganistan siyasetini Türkçe tabirle şöyle ifadelendirebiliriz: “İti ite kırdırmak!” Taliban’ın kazanmasını ise pek tabii ki hiç birisi arzulamıyor. Çünkü Taliban kazanırsa bölgedeki bütün taşlar yerinden oynayacak, zaten şu anda bunun sesleri geliyor. Burada kırılması elzem olan ise tabii ki, ABD. Bu güçler, ne ABD’nin kazanmasını ve ne de Taliban’ın kazanmasını arzuluyor. Kendi stratejileri gereği, her ikisinin de iyice yıpranmasını arzuluyorlar. Ancak evdeki hesap çoğu zaman çarşıya uymuyor, giderek büyüyen ve güçlenen Taliban, arkasına aldığı en ufak rüzgârı bir kasırgaya dönüştürebiliyor. Taliban, İngiliz hükümetini askerlerini çekme kararı doğru ve İngiliz halkın çıkarlarını gözeten bir karar olarak gördüğünü açıklarken, ABD’nin Almanların gazına gelmesi ise sadece girdiği bataklıkta iyice çökmesini sağlıyor. [/size] | |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Ptsi Haz. 14, 2010 10:19 am | |
| [img] http://www.timeturk.com/images/news/140620101158355068553.jpg[/img][size=24][color:d665=orange] Afganistan'daki işgalin gerçek nedeni ne? [/color] [/size][size=18] Amerikalı jeologlar ve Pentagon ekiplerinin Afganistan'da, ülkeyi dünyanın en karlı madencilik merkezi haline getirebilecek büyük bir maden zenginliği keşfettikleri bildirildi. New York Times'ın haberine göre, Amerikalılar Afganistan'da aralarında demir, bakır, altın, kobalt ile lityum gibi kritik sanayi metallerinin bulunduğu yaklaşık 1 trilyon dolar değerinde maden kaynağı keşfettiler. [img] http://www.timeturk.com/images/news/140620101158355068553_2.jpg[/img]Gazetenin haberinde, bir Pentagon iç yazışmasında, Afganistan'ın "Lityumun Suudi Arabistan'ı" olabileceği ifadesinin yer aldığı belirtiliyor. Lityum, dizüstü bilgisayar ve cep telefonlarının pillerinde kullanılıyor. Haberde, ABD Jeolojik Araştırmalar kurumunun Afganistan'ın maden kaynaklarını 2006'da havadan araştırmaya başladığı bildirildi. Amerikalılar bu araştırmalarında, Afganistan'ın Sovyetlerin işgali sırasında Sovyet uzmanlarca toplanmış verilerden yararlandılar. Geçen sene de bir Pentagon görev gücü Afganistan'a gelerek jeologların bulgularını inceledi. Amerikalı maden uzmanları da araştırmayı değerlendirirken, Afgan yetkililerine konuyla ilgili bilgi verildi. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General David Petraeus, "Burada şaşırtıcı bir potansiyel var. Kuşkusuz birçok belirsizlik var, ancak bunun potansiyel olarak çok çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.[/size] zaman | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ Meydan Okudu.. Perş. Tem. 01, 2010 10:56 pm | |
| [img] http://www.timeturk.com/images/news/010720101410049541817_2.jpg[/img][size=24] [color:afa9=green] TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ meydan okudu....[/color] [/size][size=18] Amerikan ve İngiliz komutanların Taliban ile müzakere etmenin faydalı olabileceği açıklamalarına karşılık, TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ ülkedeki yabancı güçlerle de Afgan hükümetiyle de müzakere niyeti olmadığını duyurdu. TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ, kazanan tarafın kendilerini olduğunu dile getiriyor TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ sözcüsü Zabiullah Mücahid bir aracı vasıtasıyla BBC'ye yaptığı açıklamada, mücadelede üstünlüğün kendilerinde olduğunu ve zafer kazanacaklarına emin olduklarını söyledi. Sözcü ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri ve müttefiklerinin Afganistan'dan çekilmeyi düşündüğünü gösteren işaretlerin kendilerini daha da cesaretlendirdiğini dile getirdi. BBC'ye gönderilen açıklamada şu satırlar yer alıyor: "Yabancı güçler ülkeden çekilene kadar hiç kimse ile konuşmayız. Ne (Afganistan Devlet Başkanı Hamid) Karzai ile ne de yabancılarla." "Bu savaşı kazanmakta olduğumuza inanıyoruz. Üstünlük bizdeyken, yabancı askerler çekilmeyi düşünürken ve düşmanlarımızın saflarında ayrışmalar yaşanırken neden müzakere edelim ki?" TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ ile teması gerçekleştiren BBC muhabiri John Simpson Taliban'ın kastettiği ayrışmanın, ABD'nin Afganistan'daki güçlerinin komutanı Orgeneral Stanley McChrystal'ın görevden alınması olduğuna işaret ediyor. McChrystal'ın görevine, bir röportajında Amerikan yönetiminin üst düzey isimleriyle ilgili olarak kullandığı alaycı ifadeler nedeniyle Başkan Barack Obama tarafından son verilmişti. BBC muhabiri John Simpson TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ nın bu meydan okuyan tavrının propaganda olarak okunabileceğini, ancak Afgan halkının büyük bölümünün de tabloyu böyle gördüğünü vurguluyor. [color:afa9=orange] Petraeus kolları sıvadı[/color] Afganistan'daki ABD güçlerinin komutanlığı görevini Orgeneral McChyrstal'dan devralan Orgeneral David Petraeus bugün Brüksel'de NATO karargahını ziyaret edecek. Müttefik ülkelere önümüzdeki döneme ilişkin planlarını aktaracak olan Petraeus daha sonra Afganistan'a geçecek. Petraus'un yapacağı değişikliklerin başında, koalisyona bağlı askerlerin operasyonlarda uymak zorunda oldukları kuralların gözden geçirilmesi olacak. ABD'li komutan mevcut düzenlemelerin askerlerin hayatlarını gereksiz yere riske attığı görüşünde. Afganistan'ın işgal edildiği 2001'den bu yana yabancı güçler en büyük kayıplarını Haziran ayında vermiş, toplam 102 NATO ve Amerikan askeri ölmüştü. [color:afa9=orange] ABD Karzai'ye yardımı azaltıyor[/color] Amerika ile Afganistan hükümeti arasındaki yolsuzluk gerilimi yeniden tırmandı. ABD Temsilciler Meclisi'ne bağlı bir komisyon, Afgan hükümetine yapılan mali yardımda 4 milyar dolar kesintiye gitmeye karar verdi. Karar Afgan siyasetçilerin ülke dışına yüksek miktarda para aktardığı haberlerinin ardından geldi. Askeri harcamalar ve insani yardımın ise bu adımdan etkilenmeyeceği belirtiliyor. Ayrıca komisyonun önümüzdeki aylarda yapacağı inceleme sonucu koşullar olumlu bulunursa, kesilen yardıma tekrar başlanabilecek. [/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ C.tesi Tem. 10, 2010 11:53 pm | |
| [img] http://www.pressmedya.com/resimler/haber/british_soldier.jpg[/img][color:1888=green][size=24] İngilizler Helmand'dan çekiliyor[/size] [/color] [size=18][color:1888=olive] Afganistan'daki İngiliz askerlerinin, 2001'den bu yana 99 kayıp verdikleri Helmand vilayetinin en tehlikeli bölgelerinden Sangin'den ayrılıp, bölgede sorumluluğu Amerikan güçlerine devredecekleri bildirildi. [/color] İngiliz Guardian gazetesi ve BBC'nin haberlerine göre, İngiltere Savunma Bakanı Liam Fox'un bugün Avam Kamarası'nda yapacağı konuşmada, İngiliz askerlerinin yıl sonuna dek bölgeden ayrılabileceklerini duyurması bekleniyor. İngiltere Savunma Bakanı Liam Fox'un, ülkesinin Helmand'ın orta kesiminde yoğunlaşacağını, vilayetin kuzeyiyle güneyini Amerikan güçlerine bırakacaklarını duyuracağı sanılıyor. [color:1888=yellow] "EN ÖLÜMCÜL YER"[/color] Afganistan'da bugüne dek ölen 312 İngiliz askerinden 99'u, Sangin'de ölmüştü. Aynı zamanda bir afyon üretim merkezi olan Sangin, "Afganistan'da NATO askerleri için en ölümcül yer" olarak nitelendiriliyor. İngiliz ordusu, Sangin'de İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en şiddetli çatışmalara girmişti. Afganistan'ın Helmand vilayetinde, 8 bin İngiliz askeri bulunuyor. Helmand'da geçen ay NATO güçlerinin komutanlığını da Amerikalı Tümgeneral Richard Mills üstlenmişti. Guardian gazetesine göre, İngiliz askerlerinin Sangin'den ayrılmalarının yeni soruları gündeme getirmesi muhtemel. Gazete bunların başında da, bugüne dek Sangin'de tutunmanın verilen can kayıplarına değip değmediğinin geldiğini kaydetti. Guardian "Cehennemde geçen 4 yıldan ve 100'den fazla ölümden sonra, Taliban hala yenilgiye uğratılmış değil" yorumuyla verdiği haberde, Sangin'deki askerlerin yerini, Helmand'da bulunan 20 bin Amerikan askerinden bazılarının alacağı belirtildi. [/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ C.tesi Tem. 10, 2010 11:55 pm | |
| [img] http://www.pressmedya.com/resimler/haber/ısaf.jpg[/img][color:4466=orange][size=24] Afganistan'da kaç asker var? [/size] [/color] [size=18] ABD öncülüğündeki koalisyon gücünün sayısı 100 bini aşıyor ABD - 34800 - ISAF dışındakilerle toplam 68000 İngiltere - 9000 Almanya - 4365 Fransa - 3095 Kanada - 2830 İtalya - 2795 Hollanda - 2160 Polonya - 1910 Avustralya - 1350 İspanya - 1000 Romanya - 990 Türkiye - 1750 Çek Cumhuriyeti - 690 DİĞERLERİ: Belçika - 530, Norveç - 480, Bosna Hersek - 460, Bulgaristan - 460, İsveç - 430, Macaristan - 360, Yeni Zelanda - 300, Litvanya - 250, Arnavutluk - 250, Slovakya - 245, Hırvatistan - 230, Letonya - 175, Makedonya - 165, Finlandiya - 165, Estonya - 150, Yunanistan - 145, Portekiz - 145, Slovenya - 130, Azerbaycan - 90, Birleşik Arap Emirlikleri - 25, Ukrayna - 10, Singapur - 9, Lüksemburg - 8, İrlanda - 7, Ürdün - 7, Avusturya - 4, İzlanda - 2, Gürcistan - 1[/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Isgalciler,Teker Teker Cekiliyor.Önce Hollanda... Paz Ağus. 01, 2010 8:33 pm | |
| [img] http://www.timeturk.com/images/news/010820101754527261876.jpg[/img] [size=24][color:8ba5=yellow] Hollanda Afganistan'dan çekildi [/color] [/size] [size=18] Hollanda, dört yıldır bulunduğu Afganistan'daki askeri varlığını sona erdirdi. Hollanda'nın Afganistan'da 1950 askeri bulunuyordu ve ülkedeki en etkili işgal kuvvetlerden biri olduğu düşünülüyordu. Hollandalı komutan General Peter van Uhm, Hollanda'nın görev yaptığı Uruzgan vilayetinde güvenlik durumunun 'iyiye' gittiğini iddea etti. Ancak çekilmeden sonra da yapılması gereken çok şeyin olduğunu söyledi. Hollanda, böylece, Uruzgan'ın kontrolünü ABD ve Avustralya birliklerine devretmiş oldu. NATO yetkililerinin, Hollanda'nın Afganistan'dan çekilmesinin önemini azaltmaya çalıştıkları belirtiliyor. NATO, Hollanda'nın Afganistan'daki askeri varlığını sürdürmesini istemiş, ancak bu talep Hollanda'da hararetli tartışmalara yol açmış ve Şubat ayında yapılan seçimlerde koalisyon hükümetinin iktidarı kaybetmesine neden olmuştu. Bu durum, başta savaşa muhalefetin giderek tırmandığı Almanya olmak üzere Avrupa genelinde tedirginlik yaratmıştı. [color:8ba5=yellow] Yürekten tebrik[/color] Hollanda'nın çekilmesinin işgal güçlerinin kayıp sayısının arttığı ve Afganistan stratejisi hakkında yeni soru işaretlerinin doğduğu hassas bir döneme denk geldiğine dikkat çekilior. Taliban geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Hollanda'nın askerlerini geri çekme kararını "yürekten" tebrik etmiş ve diğer ülkelerin de aynısını yapmasını beklediklerini belirtmişti. Afganistan'da ABD ve NATO komutası altında 145.000'in üzerinde işgal askeri bulunuyor. Kanada, askerlerini gelecek yıl çekeceğini açıklamıştı. İngiltere de muharip birliklerini 2015 yılında Afganistan'dan çekeceğini belirtmişti. Hollanda'nın dört yıllık Afganistan misyonu boyunca 24 Hollanda askeri ölmüş, 140 asker yaralanmıştı. Kabil'de protesto Öte yandan Afganistan'ın başkenti Kabil'de halk, yabancı birliklerin düzenledikleri saldırılarda sivillerin ölmesini protesto etti. Afganistan'ın güneyindeki Sangin'de on gün önce 40'tan fazla sivil hayatını kaybetmişti. Saldırının NATO birlikleri tarafından düzenlendiği iddia edilmişti. Ayrıca birkaç gün önce, Wikileaks adlı internet sitesinde yabancı birliklerin saldırılarında ölen sivillerle ilgili ayrıntılar yayımlanmıştı. Kabil'deki protesto gösterisinde, eylemciler NATO birliklerine sivilleri öldürmeye son vermeleri ya da Afganistan'dan çekilmeleri çağrısında bulundu.[/size] Ajanslar | |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: TALİBAN MÜCAHİD SİLAHLI KUVVETLERİ'den, Amerika'ya ve ISBIRLIKCILERINE ŞOK UYARI.... Salı Eyl. 28, 2010 4:45 pm | |
| [img] http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/Qomendan-Hemmet-taliban-c-001.jpg[/img][size=24] [color:acca=green] Taliban'dan Amerika'ya Şok Tehdit! [/color] [/size] [size=18] Taliban sözcüsü Zebihullah Mücahid, Amerika'nın Afganistan'da işlediği suçların ağır bedelini ödeyeceğini söyledi. Allahu Teâlâ'nın bir ihsanı, mücahitlerimize bahşettiği muvaffakıyet ve zafer sayesinde ve tabi Afgan Halkı'nın yardımları ve fedakârlıklarıyla, mücahitlerimiz son zamanlarda düşmana çok ağır kayıplar verdirdiler. Dünden bugüne mücahitler işgalciler'e karşı daha cesur ve güçlü adımlar atıyor. İşte bunun sayesinde düşman da utanç dolu, başarısız girişimlerde bulunuyor, gülünç duruma düşüyor ve kafaları karıştırmak için yalanlara başvuruyor. Orgeneral Petraeus, halkın üzerine ağır hava bombardımanı yağdırarak ve terörle savaş adı altında katliamlara girişerek işgalden nefret eden bu halktan intikam almak istiyor. Sonra da geçip pişkin pişkin bu kayıpların Taliban'a bağlı kayıplar olduğunu iddia ediyor. Eğer 2 veya 3 Taliban askeri ölmüşse halklarının gözünü boyamak için bu sayıyı yüzlere çıkarıyor. Sonra bu iğrenç yalanlarını güç ve zor kullanarak ve hiçbir yayın soruşturmasına tabi tutmadan bazı yayın organları vasıtasıyla yayıyor. Geçtiğimiz on gün içerisinde yayınlananlar arasında şunlar kayda değer örnekler: Düşman 18 Eylül sabahı Nangarhar vilayetinde bulunan Teşberhar beldesinde hava bombardımanı neticesinde 21 mücahidi öldürdüğünü iddia etmişti. Hâlbuki orada yalnızca 2 mücahit hayatını kaybetmişti. Aynı gün öğleden sonra Paktia Vilayeti'nde bulunan Sayed Karam'da 70 mücahidin öldürüldüğünü iddia etmişti. Hâlbuki sözü edilen yerde yalnızca 4 mücahit öldürülmüş, 2 mücahit de yaralanmıştı. Diğer taraftan Laghman vilayetindeki Alişenk beldesine bağlı Masmut köyüne hava bombardımanı ve kara saldırısı düzenleyerek gün boyu süren saldırılarda çoğu çocuk, kadın, yaşlı ve masum gençlerden oluşan 35 sivili katletmiş, 60 kadar sivili de yaralamıştı. Ayrıca geriye kalan sivillere yaralılara müdahalede bulunmak ve ölüleri defnetmek için izin dahi verilmemişti. Bu saldırı neticesinde dün vilayet merkezindeki Mehterlam şehrinde şiddetli gösteriler düzenlendi. Gösteriler sırasında kukla polis göstericilerin üzerine ateş açtı ve açılan ateş birçok göstericinin yaralanmasına yol açtı. Ancak İşgal askerleri tüm bunlara rağmen bu bombardıman ve saldırıların Taliban'a karşı yapıldığını, öldürülen ve yaralananların Taliban askeri olduğunu iddia ettiler. Bu iftiraya kukla yönetimin elindeki Laghman vilayeti valisi tarafından da onay geldi ve o da öldürülmüş çocuk, kadın ve yaşlıları 'Taliban Savaşçısı' olarak nitelendirdi. Afganistan İslam Emirliği tüm bu zikredilenleri kınıyor, yapılanları insan haklarına bir saldırı olarak değerlendiriyor ve tüm yalanlara cevap veriyor. Açıkça ilan ediyor ki General Petraeus selefinden miras aldığı bu durumu asla düzeltemeyecektir. Boğulan bu gemiyi sivilleri öldürerek, zulüm ve despotlukla güvenlik ve kurtuluş sahiline ulaştırması ve kurtarması mümkün değildir. Çünkü Afganlar müslümandırlar ve müslümanın direnci ve maneviyatı yaralamayla, esir etmeyle ve işkenceyle yıkılmaz. Aksine imanı daha da güçlenir, kuvvetlenir, sebatı ve direnişi ziyadeleşir. Yüce ve asil hedeflerine ulaşma yolunda fedakârlık ve adanmışlık ruhuyla hareket eder. Geçen 10 yıl süresince bu fedakârlıklar düşman tarafından kullanılan Kazhor füzeleri, Termuperic gazlar ve ölümcül kimyasalların enkazı altında dahi meyve vermeye ve büyümeye başladı. Afganistan'da bulunan tüm işgal askerleri ve özellikle de General Petraeus, Rusya'nın burada neden hezimet yaşadığını unutup da gaflete düşmesinler. Rusların zulümlerine, bombardımanlarına ve kan dökmelerine verilen uygun karşılığı akıllarından çıkarmasın. Kimse Afganistan'da ki bu kuralın dışında tutulmaz ve inşallah çok yakında Amerikalılar da Afgan halkına karşı işledikleri insanlık suçunun ağır bedellerini ödeyeceklerdir.[/size] | |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ Cuma Ekim 22, 2010 10:42 pm | |
| [img] http://www.dunyabulteni.net/resim/250x190/2010/10/21/bild-afganistan.JPG[/img][size=24][color:0212=brown] Alman gazeteciden Afganlılara: Niçin bizi vuruyorsunuz? [/color] [/size] [size=18] ‘Bild’ gazetesi Hikmetyar’ın temsilcisi Harun Sargun ile konuştu, niçin Almanlara karşı savaştıklarını sordu Afganistan’ın kuzeyinde konuşlanmış olan Alman askerlerine karşı Gulbeddin Hikmetyar’ın liderliğini yaptığı Hizb-i İslami grubu özellikle Baglan bölgesinde yoğun operasyonlar yapıyor. Geçen yıl bu bölgede 8 Alman askeri öldürülmüştü. ‘Bild’ gazetesi Julian Reichelt, Hikmetyar’ın sözcüsü Harun Sargun ile bir görüşme yaparak, niçin Almanlara karşı savaştıklarını sordu. Gizli bir yerde yapılan görüşmede Harun Sargun neden sonuna kadar savaşmaya devam edeceklerini ve niçin aslında Almanların Afganlara minnettar olmaları gerektiğini anlattı. [color:0212=yellow]Reichelt:[/color] Sizin birlikleriniz Alman askerlere karşı en çetin savaşanlar. Niçin bize karşı savaşıyorsunuz? [color:0212=yellow] Sargun:[/color] Çünkü Almanların burda olmamaları gerekiyor. Bu savaş Amerikalıların savaşı. Almanların niye bu savaşa katıldıklarını anlayamıyoruz. Almanlarla münasabetlerimiz hep iyiydi. Bize barış getirmek için geldiler, fakat şimdi bizim insanlarımızı öldürüyorlar. Bir yıl önce Almanlar Kunduz’da iki benzin tankerini bombaladılar ve onlarca suçsuz insanı öldürdüler. Bundan dolayı kin arttı. Almanlar halk desteğini kaybettiler. [color:0212=yellow]Reichelt:[/color] Alman askerlerini nasıl buluyorsunuz? [color:0212=yellow]Sargun:[/color] Amerikalılar Almanlardan Kunduz bölgesinin büyük bölümünü, Almanlar fazla bir şey yapmıyor diye devraldılar. Bu yüzden şimdi Almanlar daha çok Baglan bölgesindeler. Burada bizimle çatışıyorlar. Bizim de bu bölgede halktan büyük desteğimiz var. Almanlar da diğer Avrupalılar gibi güçlü savaşçı değiller. Ruslarla kıyaslamak mümkün değil. Ben Ruslara karşı da savaştım, onlar sonuna kadar, kayıpları ne olursa olsun, bizi takip ederlerdi. Avrupalılar böyle yapamıyor, Almanlar da yapamıyor. [color:0212=yellow]Reichelt: [/color]Ama sizin Almanları ülkenin gelişmesine yardım etmeleri için rahat bıraksanız daha iyi olmaz mı? [color:0212=yellow]Sargun[/color]: Eğer bizim ülkemizi geliştirmek istiyorsanız iş makinalarınızla gelin, silahlarınızla değil. Nasıl daha iyi hasılat alınır, nasıl barajlar yapılır, bunları bize gösterebilirsiniz. Ama siz bunun yerine silahlarınızla geldiniz, niçin? [color:0212=yellow]Reichelt:[/color] Teröristlere karşı savaşmak için. [color:0212=yellow]Sargun:[/color] Afganlar terörist değil. Hiçbir Afgan çiftçi uçağa binip de savaşmak için Almanya’ya uçamaz. Siz sadece Amerikalıların haçlı seferinde onların peşine takılıyorsunuz. [color:0212=yellow]Reichelt: [/color]Ama Almanlar sayısız yardım ve inşaat projeleri geliştirdiler. Okullar, hastahaneler, su kuyuları yapılıyor. Afganların bunun için minnettar olduklarını düşünmüyor musunuz? [color:0212=yellow]Sargun: [/color]Afganlar minnettar falan değil, çünkü gelen paralar Afganlara yaramıyor. Bir yolsuzluk zinciri var. Her inşaat projesinde birçok insan paraları kendi cebine atıyor, Afganlara birşey kalmıyor. Siz bir yol yaptığınızda bunun için Kabil’de birine para veriyorsunuz. Bu, paranın bir kısmını alıyor ve bir yol şirketine işi veriyor. Yol şirketi de paradan bir kısmını kendine alıyor ve Taliban’a da haraç ödüyor. En sonunda asıl işi yapan Afganlara paranın çok az bir kısmı kalıyor. Afganinstan’a gelen milyarlarca para yardımının büyük bir bölümü böylece kaybolup gidiyor. [color:0212=yellow]Reichelt: [/color]Niçin yabancı askerler Afganistan’da bu kadar zorlanıyorlar? [color:0212=yellow]Sargun: [/color]Bizim Rabbimize sarsılmaz bir inancımız var. Biz savaştığımızda ya kahramanlar olarak geri dönüyoruz, ya da şehid olup cennette mükafaatını alıyoruz. Bu yüzden savaş ruhumuz güçlü bizim. Savaşmayı asla bırakmayacağız. Topraklarımızda işgalcileri asla kabul etmeyeceğiz. Ayrıca Afgan dağlarında yabancıların savaşması çok zordur. [color:0212=yellow] Reichelt:[/color] Barışçı bir çözüm nasıl olabilir? [color:0212=yellow]Sargun[/color]: Barış ancak tüm yabancı birliklerin Afganistan’ı terketmesiyle olabilir. Almanlara karşı değiliz. Sadece sizi ülkemizde (işgalci olarak) istemiyoruz. Ayrıca sizin bize karşı savaşmak yerine minnettar olmanız gerekir. Biz Rusları yendik ve Sovyetleri zayıflatarak Komunizm’in çökmesini sağladık. Sırf bu yüzden siz tekrar iki Almanya’yı birleştirebildiniz. Ama siz bize teşekkür edeceğiniz yerde bize karşı savaşıyorsunuz. Bu namertliktir. [/size] Bild'den tercüme | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ C.tesi Ekim 23, 2010 1:43 am | |
| İşin güzel tarafı şu ki, Taliban'a verilen haraçla, Taliban, işgalciye karşı savaşın faturasını da işgalciye ödettiriyor anlaşılan.
Bundan ne komplo teorileri çıkar değil mi? | |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Afganistan Isgaline RUSYA da Katiliyor... Çarş. Ekim 27, 2010 10:47 pm | |
| [img] http://www.pressmedya.com/resimler/haber/russia-invasion-afghanistan-1979.jpg[/img][size=24] [color:48a6=red] Afganistan işgaline Rusya'da katılma kararı aldı [/color] [/size] [size=18] Taliban'a karşı sürdürülen operasyona destek veren Rusya, NATO'ya hava gücü ve lojistik geçiş yolları temin edeceğini açıkladı 1979 yılında işgal ettiği Afgan topraklarından 21 Yılı önce çekilmek zorunda kalan Rusya, bu toprakları işgal eden ABD öncülüğündeki NATO kuvvetlerine destek verme kararı aldı. Rusya, ilk etapta Afganistan'da kullanması için NATO'ya helikopter birlikleri sağlamayı prensipte kabul ettiğini bildirdi. Rusya hali hazırda, ABD liderliğindeki koalisyona üye olan Polonya'ya çok sayıda hava aracı sattı. Şimdi ise NATO daha fazla helikopter, pilotların eğitilmesi ve sürekli Taliban'ın saldırılarına hedef olan Pakistan güzergahına alternatif olarak silah ve cephane sevkiyatının Rusya üzerinden yapılması için bu ülkeyle pazarlıklar yapıyor. Rusya ile yapılan ve NATO açısından çığır açan bir gelişme olarak nitelendirilen bu anlaşmanın önümüzdeki ay Lizbon'da yapılacak olan ve Rusya Cumhurbaşkanı Dimitry Medvedev'in de katılacağı NATO zirvesinde açıklanması bekleniyor. Moskova ise Afganistan'daki yardımına karşılık NATO ile daha fazla işbirliği talep ediyor. [/size] | |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Geri: İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ C.tesi Ekim 30, 2010 10:15 pm | |
| [img] http://www.pressmedya.com/resimler/haber/sakozy%20ve%20fransız%20askerleri.jpg[/img][size=24] [color:022b=indigo] Fransa Afganistan'dan askerlerini çekiyor [/color] [/size] [size=18] Savunma Bakanı Herve Morin, Afganistan'dan 2011'de askerlerini tamamen çekeceklerini, bu durumun Bin Ladin'in tehdidiyle doğrudan ilgisi olmadığını açıkladı Bakan Morin ilk defa Fransa’nın Afganistan’dan çekilmesine ilişkin tarih vererek, Amerika Başkanı Barack Obama’nın da açıkladığı gibi 2011’den itibaren Fransa’nın da Afganistan’dan çekilmeye başlayacağını kaydetti. Fransa'nın çekilme takvimi vermesinde Usame Bin Ladin'in önceki gün yayınlanan ve Fransa'yı doğrudan hedef gösteren açıklamalarının olduğu iddia ediliyor. Ancak Fransa bu iddiaları kesin bir dille reddediyor. Savunma Bakanı Morin, ilk kez tarih içeren bu açıklamanın Bin Ladin’in tehdidiyle bir ilgisi olmadığını daha önce defalarca Obama ve NATO tarafından dile getirildiğini söyledi. Bin Ladin Fransa'yı hedef göstermişti Bugüne kadar Amerika’yı ya da Avrupa devletlerini genel anlamda hedef alan Usame Bin Ladin, önceki gün El Cezire Televizyonu tarafından yayınlanan bir ses kaydında ilk kez doğrudan Fransa’yı tehdit etmişti. Bin Ladin, Afganistan’da asker bulunduran ve peçeyi ülkede tümüyle yasaklayan Fransa’nın Müslümanlar’a haksızlık etmeye devam etmesi durumunda “hakettiği cevabı alacağını” duyurmuştu. Bin Ladin, 16 Eylül'de Nijer'de El Kaide'nin Afrika kolu tarafından, Fransız enerji devi Areva’da çalışan 5 Fransız’ın kaçırılmasının, "İslam ümmetine yönelik haksız uygulamalara karşı bir tepki" olduğunu söylemiş ve "Öldürdüğünüz gibi öldürüleceksiniz, Tutsak ettiğiniz gibi, rehin alınacaksınız. Güvenliğimizi tehdit ettiğiniz gibi, biz de sizin güvenliğinizi tehdit ediyoruz," diye konuşmuştu. Açıklamanın ardından bant kaydını analiz eden Dışişleri Bakanlığı sesin Bin Ladin’e ait olduğunu açıkladı. Fransız Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Fransa’ya dönük tehditlerin kabul edilemeyeceğini söyledi. Kouchner, Bin Ladin’in tehdidi karşısında şaşırmadıklarını ve tehdit karşısında üst seviyede alarma geçtiklerini ve her türlü önlemin alındığını bildirdi. Fransa Savunma Bakanı Herve Morin ise RTL Radyosu’na yaptığı açıklamada ses kaydının Bin Ladin’e ait olduğunu daha net cümlelerle açıklayarak, “Bin Ladin yaşıyor,” dedi. İstihbaratlarının ortak görüşünün Bin Ladin’in yaşadığı yolunda olduğunu, bu konuda bir şüphe olmadığını ancak nerede ve nasıl yaşadığı konusunda bilgileri olmadığını söyledi. [/size] | |
| | | | İŞGALCİ AMERİKA ÖLÜM VADİSİNDE GÖMÜLDÜ | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|