AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI Empty
MesajKonu: PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI   PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI EmptyPaz Ekim 24, 2010 4:36 pm

Kürt, Müslüman ve Devrimci ENGİN ERKİNERAnaliz / 14:02 / 23 Ekim 2010 Başlıkta Kürt yerine Türk, devrimci yerine de sol ya da sosyalist diyebilirsiniz, ama sorunun özü değişmez: bu ülkede yıllardan beri sola ve genel olarak özgürlük mücadelesine karşı kullanılan önemli bir silah olan İslam’a daha doğrusu İslam’ın devlet ve hükümetler tarafından dayatılan çeşidine karşı ne yapacağız?

Türk solu, herkesin de bildiği gibi ateist bir soldur. Kimsenin dinine karışmama anlayışını, din ile ilgilenmeme anlayışına kadar uzatmıştır. Oysa ki, din ile ilgilenmek için dindar ya da sadece inanıyor olmak gerekmez. İslamiyet hem Türk hem de Kürt halkının kültürünün önemli bir parçasıdır ve bu kültür devlet ve hükümetler tarafından yıllardan beri değişik biçimlerde kullanılmaktadır.

Biraz eskilere gidersek…

“Camiye bomba attılar” söylemi yıllarca sosyalistlere karşı saldırı vesilesi olarak kullanılmıştır.

Camiden çıkan kalabalığın ilericilerin toplantılarını basması, derneklerini ve gazetelerini tahrip etmesi bir dönem sıradan olay denilebilecek kadar yaygınlaşmıştı.

Ocak 1969’da İstanbul Taksim Meydanı’nda 6. Filo’ya karşı yürüyüş düzenleyen devrimci gençlere saldıranlar –güçlü bir dini kökene sahip olan- Komünizmle Mücadele Dernekleri üyeleriydi. Fettullah Gülen o yıllarda bu hareketin başkanıydı.

Türk ordusunun PKK’ye karşı savaşta “bunlar Allahsız kitapsızdır” içerikli bildiriler dağıttığını okuyucu hatırlayacaktır.

Türkiye Hizbullah’ının çok sayıda Kürt aydını ve aktivistini öldürdüğünü de eklemek gerekir.

Önceki hükümetlere göre daha İslamcı olan ve günlük yaşamında daha fazla İslamlaştırılması gerektiğini savunan –ve bunu da değişik biçimlerde uygulayan- AKP iktidarında, dinin, özellikle Kürt özgürlük hareketine karşı kullanılmasında yeni bir aşamaya geçiliyor.

Aşama hem yenidir hem de Cumhuriyet’in kurulduğu yıllardan beri uygulanan politikanın yeni koşullardaki devamıdır.

Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri Kürt halkı arasında tarikatçılığın her çeşidini desteklemişlerdir. Burada amaç, dini duyguların olabildiğince güçlü tutulmasıyla ulusal bilincin uyanmasının engellenmesi ya da geciktirilmesidir.

Resmi İslamiyet, şimdiki durumda, Kürt ve Türk halklarının demokratik haklar temelinde birlikteliğini değil, dini temelde birlikteliğini sağlamayı amaçlamaktadır.

Bunun da pratikteki görünümü, “hepimiz Müslümanız” vurgusu olacaktır.

Türk milliyetçiliği temelinde sağlanması artık mümkün olmayan bu “resmi birliktelik”, bu kez, milliyetçilikle bezenmiş resmi İslam temelinde sağlanmaya çalışılacaktır.

Benzer bir durum –farklı oranda da olsa- bütün ülke için söz konusudur. Milliyetçiliğe yapılan vurgunun biraz azaltılması ve bunun yerinin cemaatçilikle doldurulması söz konusudur.

Türk toplumunu birlikte tutan bağların gevşemesi, Cumhuriyet’in temel paradigması olan “milli birlik ve bütünlük”ün zayıflaması, cemaatçilikle takviye edilecektir.

BU GELİŞMEYE KARŞI NE YAPILABİLİR?

Tehlikeye işaret etmekle yetinmenin ve dahası “din devletine gidiyoruz” feryatlarını yükseltmenin fazla anlamı bulunmuyor. Tehlikeyi görmek, ona karşı gerekenin yapılabilmesi anlamına gelmez.

Öncelikle bir konuda açık olmak gerekir: Türkiye ve İran tarihsel ve toplumsal yapı bakımından birbirinden oldukça farklı ülkelerdir. Türkiye’nin İran olması söz konusu değildir.

Bizde söz konusu olan, din devleti kurulması değil, günlük yaşamın daha fazla dinselleştirilmesi ve resmi İslam’ın işçi hareketinden özgürlükçü Kürt hareketine kadar, toplumu ileriye doğru değiştirmek isteyenlere karşı baskı unsuru olarak kullanılmasıdır.

Buna karşı ne yapılacaktır, soru budur!

Tehlikeyi görmek, ona karşı olmak, ama neyin nasıl yapılabileceği konusunda da yeterince açık olmamak, büyük oranda hareketsiz kalmayı da birlikte getirir.

Bu ülkenin sol güçleri, BDP de defalarca belirtildiği gibi sol bir güçtür, kendi İslamlarını oluşturmaya yönelmelidirler.

“Kendi İslamını oluşturmak” bize yabancı bir belirlemedir ve İslam coğrafyasındaki sol güçlerin sonuçsuz kalmış bazı girişimleri dışında örneklere de sahip değildir.

Benzeri örnekleri, iki din arasındaki farklılıkları da unutmamak koşuluyla- Hıristiyan coğrafyasında görmek mümkündür.

Kurtuluş Teolojisi olarak da adlandırılan akım, Hıristiyanlıkla sosyalizmi birleştirir ve 1968’de Latin Amerika’da ortaya çıkar. Bu yıllarda çok sayıda ülkeye yayılmış olan gerilla savaşlarına –sınırlı oranda da olsa- papazlar da katılır.

Resmi Hıristiyanlık –Papalık ya da Vatikan- bu akıma karşı şiddetli bir savaş açar.

Kurtuluş Teolojisi gelişememiş olmakla birlikte bölgedeki etkisini de kaybetmemiştir.

Buradan hemen şu sonuç çıkarılabilir:

Hıristiyanlık gibi İslam da fazlasıyla genel bir belirlemedir. Hangi Hıristiyanlık ya da hangi İslam sorularının sorulması gerekir.

Tıpkı Hıristiyanlıkta olduğu gibi İslam’da da mücadele edilmesi gereken İslam vardır, birlikte yürünebilecek özelliklere sahip İslam vardır.

Bu ülkede solun önemli eksikliklerinden bir tanesi, Müslüman devrimci’nin ortaya çıkmamış olmasıdır.

Yıllarca bu iki kelime, yan yana getirilmesi mümkün olmayan, birbirini dışlayan kelimeler olarak düşünülmüştür.

Son yıllarda bunun tersini düşünenler ise, konuya faydacılık ya da günlük gelişmelere göre şekillenen temelde yaklaşmanın ötesine geçemediler.

“Yetmez ama evet”çilerin “Müslüman demokrat”larının Müslüman oldukları açık, ama sürekli olarak yeniden gördüğümüz gibi, demokratlıkla ilgileri bulunmuyor.

Günlük politika temelinde şekillenmiş bir başka temelsiz yaklaşım Filistin’deki Hamas’a karşı gösterilir. Din devletini amaçladığını kuruluş belgesinde açıkça ifade etmiş olan Hamas, ilerici bir güç olarak değerlendirilir.

Emperyalizme ve onun bölgedeki temsilcisi İsrail’e karşı savaşmak ilericilik için yeterli olsaydı, neredeyse on yıldır NATO’ya karşı savaşan Taliban’ın da aynı kategoride değerlendirilmesi gerekirdi.

Müslüman ve sol bir güç kendiliğinden ortaya çıkmaz.

Müslüman bir sol, mevcut olan solun Müslümanlaşmasıyla da oluşmaz.

Solun, kendi değerleriyle uyumlu, en azından bunlara ters olmayan bir İslam’ın ortaya çıkması için çaba göstermesi gerekir.

Bunun nasıl hayata geçirilebileceğini gelecek yazıda ele almaya çalışacağım.

ANF NEWS AGENCY


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
sonhaberci




Mesaj Sayısı : 2
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 20/06/09

PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI Empty
MesajKonu: Geri: PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI   PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI EmptyPaz Ekim 24, 2010 4:47 pm

Aslında yazıyı yazan arkadaş yaşadığı coğrafyanın henüz gerçekliğinin farkına varamamış ki,müsllüman bir sol arayışında ve devrimçiliğin illa sol ile mümkün olabiliceğine kendisini inandırmış.
İçinde bulunduğu hareketin henüz nerde durduğunu bilemeyen bu yazara henüz değilde yazısını bitirdeğinde cevap vermek lazım aslında.Durduğu nokta ile gördüğü nokta arsındaki ahenksizlik pek yabana atılır durumda değil...Bekleyelimde bitirsin o zaman rahat rahat deriz diyeceğimizi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI Empty
MesajKonu: Geri: PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI   PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI EmptyPaz Ekim 24, 2010 6:35 pm

Bekleyelim o zaman.

Ama peşinen şunu söyleyeyim ki,

Kendini merkezilerştiren buı tavır, bir kaç yönden sakat.

Başın baaşında, emperyalizmle olan ilişkileri sorgulanmalı, bizim topraklarımıza müdahale etmek üzere BM'yi davet etmeleri, kendilerinin ne kadar bu topraklara bağlı, bğımsızlıkçı ve sol olduklarını sorgulattırır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI Empty
MesajKonu: Geri: PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI   PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI EmptyC.tesi Ekim 30, 2010 2:02 am

Kürt, Müslüman ve devrimci -2 ENGİN ERKİNERAnaliz / 13:46 / 27 Ekim 2010 Önceki yazıda İslam’ın büyük bir genelleme içerdiğini ve değişik İslamlar bulunduğunu belirtmiştim. Devlet İslamı bu değişik İslamlardan bir tanesidir.

Öncelikle şunu belirtmek gerekir: Eskiden insan bilinçlendikçe, doğa olaylarını bilimsel olarak açıklayabildikçe, dinin etkisinin azalacağı ve giderek ortadan kalkacağına inanılırdı. Bilimsel ve teknik gelişme yüzyılı sayılan 20. yüzyılda gelişmenin böyle olmayacağı ortaya çıktı. Eskiden dini akidelerle açıklanan evren giderek artan oranda bilimsel olarak açıklandı, ama, değişik dinlerin buna az çok uygun bir gerileme içine girdikleri söylenemez.

Tanrı inancı ve din hiçbir zaman ortadan kalkmayacaktır. Din, insanlara ölümsüz bir hayat vaat eder. Bu dünyada ve var olduğuna inanılan öteki dünyada hayat devam edecektir.

Buradan hareketle, insan ölüme çare bulamadığı sürece din de var olacaktır denilebilir.

Bu durumda, gelecekte de insan yaşamının ayrılmaz bir parçası olarak var olacak dine yaklaşım önem kazanıyor.

Din;

- Çalışan insanları ezmenin aracı olarak kullanılmadığı sürece,

- Bir halkı ezmenin aracı olarak kullanılmadığı sürece,

- Kadını ezmenin aracı olarak kullanılmadığı sürece

Kimsenin inancına karışılmaz.

Dinin, özel olarak İslamiyet’in yukarıda sayılan amaçlarla kullanımı oldukça yaygın.

Bunun son örneğini Hindistan ve Türkiye’deki iki İslamcı kuruluş tarafından organize edilen, “Uluslar arası İnsanlığa Hizmet Sempozyumu”nda gördük. 1990’lı yılların sonlarında özellikle Almanya’daki Türkiyelilerden şirketi JETPA vasıtasıyla yüksek miktarda para toplayan ve bırakın toplanılan paranın kazanç payını ödemeyi, kendisini bile geri vermeyen Fadıl Akgündüz de Sempozyum’a katıldı. İslami kıyafet giyerek katıldı.

Jet Fadıl namıyla bilinen bu kişi dolandırıcılıktan mahkum olmuş ve kefaletle serbest bırakılmıştı.

Önemli olan böyle bir kişinin katılması değil, bu katılımın kabul edilmesidir.

Sonraki yıllarda da başka İslami holdingler benzer yöntemlerle yüksek miktarda para topladılar ve ardından ortadan kayboldular.

Burada İslam, açık olarak, dolandırıcılık amacıyla kullanılmıştır.

Okur, Deniz Feneri olayını da hatırlayacaktır. Burada da İslami bir kuruluş söz konusudur ve toplanan yardım paraları başka yerlere aktarılmıştır.

Aradan aylar geçmiş olmasına rağmen, konuyla ilgili olarak Türkiye’de yürütülen soruşturma, Almanya’da yapılanın yarısı kadar bile olmadı. Konu resmen uyutuluyor ve unutmaya terk ediliyor. Bir süre sonra zaman aşımı nedeniyle soruşturma durdurulursa şaşmamak gerekir.

Bu dolandırıcılıkların hepsi İslamiyet kullanılarak yapılmıştır.

Bizim yapmamız gereken, İslam’ın bu tür kullanılışını olabildiğince ayrıntılı olarak teşhir etmektir.

Hıristiyan dünyasında özellikle de daha uzun bir tarihe sahip olan Katolikliğin kendisine geçmişe göre oldukça çeki düzen vermiş olmasında bu teşhirin önemli payı vardır.

Başka dinlerde olduğu gibi Hıristiyanlıkta da, başka mezheplerde olduğu gibi Katoliklikte de dinin, egemen sınıfın, devletin ve özellikle de büyük zenginliğin bir parçası olan Kilise’nin çıkarları için kullanılmasının çok sayıda örneği vardır.

Herhangi bir dinin ya da onun içindeki şu veya bu mezhebin inanç temelinde değil de, inancın kullanılarak ezmek ve dışlamak temelinde işlev görmesi, ancak bu çabanın sürekli teşhiriyle engellenebiliyor. Tümüyle engellenemese bile dar bir alana sıkıştırılabiliyor.

Budist rahiplerin Vietnam Kurtuluş savaşı’na katılmaları, Latin Amerika’da bir bölüm rahibin emperyalizme ve yerli ortaklarına karşı verilen gerilla savaşlarına katılmaları kendiliğinden ortaya çıkan gelişmeler değildir.

Bunlar yıllar süren çabaların sonucudur.

Kurtuluş mücadelesine katılan, burada işlev taşıyan, ezenlere hizmet etmeyen dini bir inanç, kendiliğinden ortaya çıkmıyor.

Benzer bir durum İslam için neden söz konusu olmasın?

ANF NEWS AGENCY

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI Empty
MesajKonu: Geri: PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI   PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI EmptyC.tesi Ekim 30, 2010 2:03 am

Evet, yazı bitti. sonhaberci, sıra sende. buyur bakalım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
PKK'NIN DEVRİMCİ MÜSLÜMAN ARAYIŞI
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Devrimci Yol...
» Müslüman Olan Avusturalyalı Genç hayatını anlatıyor.
» Müslüman Sehit,ABD vatandasi Olunca,Vatandas Unutuldu.
» Emperyalist ABD, Müslüman KADINI NEDEN ESIR TUTUYOR????
» Lideri Fasık'ta Olsa Kafirlere Karşı Müslüman Ülkeye Yardım Farzdır

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: Cemaat - Parti ve STK'lar-
Buraya geçin: