İSRAİL ÖZÜR DİLEMEYECEK !!!!

[img]file:///C:/DOCUME%7E1/mustafa/LOCALS%7E1/Temp/moz-screenshot-2.png[/img][img]file:///C:/DOCUME%7E1/mustafa/LOCALS%7E1/Temp/moz-screenshot-3.png[/img][img]http://yenisafak.com.tr/resim/site/netanyahu43420b3c63420b3c7by.jpg[/img]
[b]TEL
AVİV (A.A)[/b]
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu,
İsrail'in 31 Mayıs'ta Gazze yardım gemilerinden Mavi Marmara'ya
düzenlediği saldırıyla ilgili, "İsrail'in Türkiye'den özür
dilemeyeceğini" bir kez daha yineledi.İsrail'in devlet televizyonundaki
söyleşisinde Netanyahu, "Askerlerimizin neredeyse bir güruh tarafından
katledilmeye çalışıldığı bir durumda İsrail'in özür dilemesi mümkün
değildir" ifadesini kullandı.Netanyahu, bu nedenle de gemi saldırısı
sırasında zarar görenlerin herhangi bir biçimde tazmin edilmesinin söz
konusu olmadığını kaydetti ve "Bununla birlikte, biz olayda insan
hayatının kaybından dolayı üzüntü duyuyoruz" dedi.Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile
İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanı Binyamin Ben Eliezer'in görüşmesine de
değinen Netanyahu, Ben Eliezer'in kendisine Dışişleri Bakanı Davutoğlu
ile görüşme ihtimalinden bahsettiğinde, kendisine "git ve görüş"
dediğini belirterek, "Önemli olan görüşmenin gerçekleştirilmesiydi.
İsrail ve Türkiye için iyi olan, ilişkilerin daha kötüye gitmesinin
önlenmesi için yapılan çabadır" diye konuştu.Netanyahu, toplantının yapılmasından sonra
içeriği ile ilgili ortaya atılan iddialar konusunda da "bu
açıklamaların toplantıda olan bitenlerle bir ilgisinin bulunmadığını"
belirtti.

burda bir sorun var israil başbakanı görüşmelerin konuştuklarımızla ilkgisi yok derken davudoğlu taleplerimizi yüzlerine söyledik diyor...

İşte terörö Örgütü İsrail'in Mavi Maramra'ya saldırarak 9 kardeşimizi katletmesi üzerinden bir ay geçti.

Bizim bildiğimiz AKP bu teröristlere 1 ay süre tanımıştı, ama ortada hala bir şey yok.

BM'den tıs yok.

ABD'den fıss yok.

AB'den ses yok.

NATO'dan çıt yok.

Ama bizimkiler Debreli Hasan, dağları inletmeye devam ediyor.

Şimdi de sonu gelmez görüşme turlarına başladılar.

Bülent Yıldırım bile derdini Ertuğrul Özkök'e anlatma konumuna gelmiş ki, bu durum nasıl izah edilebilir?

Korkuyla mı, çaresizlik ve çıkış yolu aramakla mı?

Bülent Yıldırım, MOSSAD operasyonundan korkmuş olabilr mi?

Mümkündür ama bu görüşmelerdeki asıl saik, bizce, korkudan öte çaresizlik ve çıkış yolu arama olsa gerek.

Ama iş, davacının şaşkını hesabı, derdini mübaşire anlatmaya dönmüş.

Böyle bir durumda -oluşan psikolojik üstünlüğü gözönüne alarak- taarruz hamlesine devam etmek gerekirken, müdafaa psikolojisine girmek, gelişmeler karşısında hazırlıksızlığı ve apışmayı, hadiselerin boyu aşmasını ifade eder.

Bundan sonraki gelişmeleri de dikkatle takip etmeye devam edeceğiz.
Meccanen de olsa, kahraman olma fırsatı bir kez daha önlerine gelmişti, bakalım, tehlikeli yollarına devam mı edecekler, uzlaşacaklar mı?

türkiye israilden özür dilerse şaşırmayalım ... bekleyelim görelim..

özürdilemek illede sözle halin ifade edilişi diye ele alınmayıp ,bir bakış ,tavır ve hareketten anlaşılacak birşeyse dediğin gerçekleşmiştir....müşahhas örnek ise yapmalısınız diye tehtidvari konuşmalardan sonra ,görüşmelerin yapılması...HELE SON GÖRÜŞME....MÜDAFA OLARAK İSRAİL GÖRÜŞMEK İSTEDİ DEMELERİ...VS.

İşim aslı, devletlerarası münasebetlerde mütekabiliyet esastır.

Türkiye vururdu yanlışlıkla yahudilerin doluştuğu bir turist gemisini, yüzlercesi Akdenizi'in soğuk sularına gömülürdü, sonra çıkar, "özür dileriz yanlışlık oldu!" derdik ve hadise kapanır giderdi.

İsterse kapanmasın.

Gerisi lafı güzaf.

bazı konularda rijit bakışım dolayısıyla inatlaşma gibi algılanmaması için söylemek istediklerimi yazmaktan imtina etsem de yazmaya mecbur kalıyorum..

benim kasdettiğim tavır-hareket ve bakış değil bildiğin sözlü olarak ifade edilen özür sözcüğünü önce kapalı kapılar ardında sonrada ihale iş bağlantıları yoluyla israile para kazandırarak yaptığı gibi sözlü olarak da pişman olduğunu belirtecek ve nedamet getirerek gösterecek bunuda d.c EŞŞEK gibi yapmaya mecburrrr..

karşısında darbe yaptıkları anasının yanına gönderdikleri bir halk yok ..
allahın lanetlisi şeytanın dostu iblisin kankası ve dünyaya parmak atmış bir halk var gariban türk milletine benzemez ..

azya gönüldaş kusura bakma amma senin gemi vuracak diye iyiniyetini belirttiğin ülke TÜRKİYE ASLA OLAMAZ gemi batırmak türkiyenin haddine düşmez-düşemez..otursun oturduğun yerde..

türkiye kuruluşundan itibaren alanı gizli maddlerle sınırlandırılmış ve yapacaklarıda yapamayacaklarıda ezberletilmiştir..
mütakabiliyet dediğin müstemleke idareler için değil devletler arasında olur..

son nokta amerika şehit aileleri için israil namına üç beş dolar d.c nin önüne atar d.c ise sesini keser ve içerde havasını basar : nasıl aldık dolarları biz çok böyyük devletiz çoooookkk.

isterse kapanmasın diyorsun türkiye değil israil zaten kapatmayacak sen merak etme..

[quote:e848="vertes"]bazı konularda rijit bakışım dolayısıyla inatlaşma gibi algılanmaması için söylemek istediklerimi yazmaktan imtina etsem de yazmaya mecbur kalıyorum..

benim kasdettiğim tavır-hareket ve bakış değil bildiğin sözlü olarak ifade edilen özür sözcüğünü önce kapalı kapılar ardında sonrada ihale iş bağlantıları yoluyla israile para kazandırarak yaptığı gibi sözlü olarak da pişman olduğunu belirtecek ve nedamet getirerek gösterecek bunuda d.c EŞŞEK gibi yapmaya mecburrrr..

karşısında darbe yaptıkları anasının yanına gönderdikleri bir halk yok ..
allahın lanetlisi şeytanın dostu iblisin kankası ve dünyaya parmak atmış bir halk var gariban türk milletine benzemez ..

azya gönüldaş kusura bakma amma senin gemi vuracak diye iyiniyetini belirttiğin ülke TÜRKİYE ASLA OLAMAZ gemi batırmak türkiyenin haddine düşmez-düşemez..otursun oturduğun yerde..

türkiye kuruluşundan itibaren alanı gizli maddlerle sınırlandırılmış ve yapacaklarıda yapamayacaklarıda ezberletilmiştir..
mütakabiliyet dediğin müstemleke idareler için değil devletler arasında olur..

son nokta amerika şehit aileleri için israil namına üç beş dolar d.c nin önüne atar d.c ise sesini keser ve içerde havasını basar : nasıl aldık dolarları biz çok böyyük devletiz çoooookkk.

isterse kapanmasın diyorsun türkiye değil israil zaten kapatmayacak sen merak etme..[/quote]


son sözlerine katılmamak elde değil.bir defa olay biraz muhasebe edilince ,bir devletin devlet olma şartlarının başında gelen şey ÖZGÜRlüktür.bu herşeyden önce,td hürmü? sorusunun cevabını gerektirirki,buna cevap arayışına giremeyen biz gibi ülkelerde ,acı duyma melekesinin de hadım edilişiGİBİ,HÜR OLMAK GEREKLİMİDİR SORUSUNA YANIT ARAMAYIŞIMIZI göz önüne alırsanız şu sonuç çıkar:İNSAN BOYNUNA BİR İP TAKIP,O İPİ ELİNE VERDİĞİ KİŞİYE KARŞI GELEMEZ.VE BU İBDA MİMARI NIN BİZE DÜŞEN PAY OLARAK "KINAMAK" TAN BAŞKA BİR ŞEY OLAMAYACAĞI NOKTASINA ÇIKAR.

"Devletlerarası münasebetler" ifadesinde, zaten sizin söyledikleriniz mündemiç; devlet olsa yapar.

Yapamadığına göre?

Mesele, doğru tavrın ne olduğunu gözler önüne sermekle, devlet olma keyfiyetini haiz olanlarla olmayanları milletin gözüne sokmak.

Devlet olma arzu ve iradesini ortaya koymak isteyen ama bunu ifadeye dökemeyenlere, oluşlarını temellendirecekleri bir kaide sunmak.

Geminin gitmesi doğruydu.

Ordaki müslümanların şehadete koşmaları doğruydu.

Ama AKP'nin müdahale olacağını bildiği halde karşı harekete geçmemesi, sonrasında yüksek perdeden konuşurken, her zamanki gibi akabinde İsraille temasa geçmeleri vs. iğrenç.

Ha, asker söz mü dinlememiş, alsınlar görevden o zaman müdahale emrini dinlemeyenleri. İktidar olmanın gereği... Yoksa, çekip gitsinler de gelecek olanın yolunu tıkamaktalar. Zaten AKP'nin iktidara getirilişi, doğrudan K'nın önünü tıkamak için değil miydi? Sahteler, asılları perdelemek için kulanılır ki, Büyük Doğu'nun yürüyen hali İBDA'nın yüryüşünü engellmek adına, kitleleri sahtesiyle avutarak yürüyüşün hedefine ulaşmasına mani olmak istediler. Ama biliyoruz ki bu artık son hamleleri.

[b][/b]

[b]Türkiye İsrail'in de katılması planlanan tatbikatı
iptal etti[/b][b]

[/b]

İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, Gazze'ye
yardım götüren gemilere baskından sonra özür bekleyen Türkiye'nin
talebini karşılamayacaklarını
söyledi. Türkiye, İsrail Silahlı Kuvvetleri'ne, ABD'nin de katılımayla
Ağustos
ayı için planlanan, üçlü "Güvenilir Denizkızı" deniz arama ve
kurtarma tatbikatına katılmama kararını haftasonu resmen iletti





Baltık ülkesi Letonya ziyaretinde gazetecilere açıklama yapan
Dışişleri
Bakanı Avigdor Lieberman, "Türkiye'den özür dilemeye niyetleri
olmadığını" belirtti. İsrail Dışişleri Bakanı, özür dilemenin
"gerçeklere aykırı" olduğunu düşündüklerini söyledi.

-TÜRKİYE, "DENİZKIZI" TATBİKATINDAN ÇEKİLDİĞİNİ İSRAİL'E BİLDİRDİ

Türkiye'nin, İsrail Silahlı Kuvvetleri'ne, ABD'nin de katılımıyla
Ağustos
ayı için planlanan üçlü "Güvenilir Denizkızı" arama ve kurtarma
tatbikatına katılmama kararını hafta sonu resmen ilettiği bildirildi.

Jerusalem Post gazetesi, TC Milli Savunma Bakanlığı'nın, İsrail
Silahlı
Kuvvetlerine 10 yıldan beri Türkiye, İsrail ve ABD'nin katılımıyla her
yaz
Akdeniz'de icra edilen "Güvenilir Denikızı" tatbikatında yer almama
kararını aldığını hafta sonunda ilettiğini duyurdu.

-İPTAL KARARI SÜRPRİZ OLMADI, BEKLENİYORDU-

Söz konusu tatbikatın, İsrail'in Gazze Operasyonunun ikili
ilişkilerde
yarattığı çatlağa karşın geçen yaz da yapıldığını anımsatan gazete,
"Ancak
savunma yetkilileri, Pazar günü Jerusalem Post'a, İsrail Silahlı
Kuvvetleri'nin, dokuz Türk vatandaşının ölümü ile sonuçlanan, 31
Mayıs'taki
Gazze filosuna baskınının ardından Türkiye'nin planlanan tatbikatı iptal
etmesini
beklediklerini söylediler" diye yazdı.

-"İSRAİL VE ABD DENİZ KUVVETLERİ TATBİKATI İCRA EDECEK"-

Aynı yetkililerin, İsrail ve Amerikan deniz kuvvetlerinin tatbikatı
icra
edeceğini söylediklerini kaydeden gazete, Türkiye'nin daha önce de ortak
tatbikatları iptal ettiğini anımsatırken, Gazze operasyonuna kadar
İsrail hava
kuvvetlerine ait uçakların sık sık Türk hava sahasında uçtuğuna ve Türk
kuvvetleriyle birlikte yılda bir kaç tatbikata katıldığına dikkat
çekti.(AA,
ANKA)

[b]'Asıl Türkiye özür dilesin![/b]




İsrail Dışişleri Bakanı
Avigdor Lieberman, Gazze'ye yardım götüren gemilere baskından sonra özür
bekleyen [url=http://akincilar.web-rpg.org/][b]Türkiye[/b][/url]'nin talebini
karşılamayacaklarını söyledi.
Türkiye ile İsrail arasında Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu ile Sanayi Bakanı Binyamin Ben-Eliezer'in görüşmesiyle düşmeye
başlayan tansiyon, "özür" ve "ilişki kesme" polemiğiyle yeniden
tırmanışa geçti. Görüşmeden ilk başta haberdar edilmeyen Dışişleri
Bakanı Lieberman, görüşmeyi öğrendiği günden itibaren Türkiye'ye karşı
tehditkar açıklamalar yapmaya başladı.

BBC'nin haberine göre Brüksel'deki görüşmenin ardından Davutoğlu dün
İsrail'e daha net bir mesaj göndererek, "Ya özür dilerler, ya
uluslararası komisyonu ve onun raporunu kabul ederler ya da ilişkiler
kesilir" dedi.

İsrail Dışişlerinin bu mesaja yanıtı gecikmedi. Davutoğlu'nun sözleriyle
ilgili AFP ajansına konuşan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Yigal Palmor,
"Bir özür beklediğiniz zaman, tehdit ya da ültimatom vermezsiniz...
Bütün bu olanlar, Türkiye'nin aklında başka bir ajanda olduğuna
inanmamıza yol açıyor" diye konuştu.

Daha sonra İbranice yayın yapan Walla haber portalına konuşan bir başka
üst düzey yetkili de İsrail'in sert yanıtını bir başka boyuta taşıdı.

SOVYETLER GÖNDERMESİ

Yetkili, tehditlerin ve ültimatomların İsrail'i daha sert önlemler
almaya itebileceği uyarısında bulundu. Bu durumun ABD ve Avrupa Birliği
kamuoylarını da Türkiye konusunda olumsuz etkileyeceğini belirten
yetkili, "Bu tip ilişkileri kesmek gibi bir karar alınması bumerang
etkisi yaratır. Bu, Türkiye'nin Batı'daki dostlarının İsrail'den çok
Türkiye'den uzaklaşmasına neden olur" dedi.

Aynı yetkili, Sovyetler Birliği ile İsrail arasında 1967 yılındaki
diplomatik krizi hatırlatarak, bunun sonucunda İsrail'in değil
Sovyetlerin "Ortadoğu politikasında gücünü kaybetmesine" neden olduğunu
belirtti.

Sovyetler Birliği ve Romanya hariç Doğu Bloku ülkeleri, 1967’deki Altı
Gün Savaşı nedeniyle İsrail’le diplomatik ilişkilerini kesmişti.
Sovyetler Birliği, İsrail'in işgal ettiği Arap topraklarından çıkmasını
talep etmişti. İki ülke arasındaki ilişkiler 1992 yılında tekrar
kuruldu.

"ÖZÜR DİLEMEYE NİYETİMİZ YOK"

Türkiye'nin sert mesajının üzerine İsrail de filo baskınından dolayı
asla özür dilenmeyeceğini bildirdi.

Sabah saatlerinde bir açıklama yapan üst düzey bir hükümet yetkilisi,
kendisini koruduğu için İsrail'in özür dilemeyeceğini söyledi. Yetkili,
"Elbette ki meydana gelen can kayıplarından dolayı üzüntü duyuyoruz
ancak şiddet olaylarını başlatan biz olmadık" dedi.

Özür ve ilişki kesme polemiğine İsrail'in aşırı sağcı Dışişleri Bakanı
Avigdor Lieberman da katıldı. Lieberman, Türkiye'den özür dilemeye
niyetleri olmadığını söyledi. Lieberman, "Özür dilemeye hiç niyetimiz
yok. Esasında biz Türkiye'den özür bekliyoruz" diye konuştu.

ILIMLI HAVA ÇABUK DAĞILDI

"Özür dileme" ve "diplomatik ilişkileri kesme" üzerinde yaşanan bu
polemik, Davutoğlu ile Ben-Eliezer'in görüşmesiyle doğan ılımlı ortamı
da bozdu. Davutoğlu ve Ben-Eliezer, geçen hafta içerisinde Brüksel'de
bir araya gelmişti. Türk tarafı bu görüşmede dokuz kişinin hayatını
kaybettiği filo baskınından dolayı İsrail'den özür ve tazminat
beklentisini dile getirmiş ve olayla ilgili uluslararası soruşturma
açılmasını istemişti. İsrail'de ortalığı karıştıran bu gizli zirve, filo
baskınından bu yana iki ülke yetkililerinin en üst düzey teması
olmuştu.

akp köşeye tam sıkıştı...ya ilişkileri iptal edecek yada toplumdaki konumuna veda edecek...yada ilişkilerimizi kesiyoruz maskesi altında "falan gün randevumuz vardı ona gitmeyeceğiz" gibi gülünç açıklamalar yapacak...peki şimdi ne olacak?

Bu iş karakolda bitecek, AKP istese de istemese de.

Şimdi, herkes hesabını ona göre yapsın.

Vatanı peşkeş çeken liberal çapulcular ve hempaları ile her kesim içindeki işbirlikçi ihanet tayfası.

Ulusalcı tayfa bir büyük yanlışı da burda yaptı ki, aralarındaki bir kaçını saynazsak, AKP'ye muhalefet edeceğim diye Mavi Marmara ile başlayan sürece karşı çıkma gaafletini gösterdiler. Mavi MArmara'nın, anti-emperyal bir hamle olduğunu ve bunun AKP'nin kontrolünde olamayacağını göremediler. Kaldı ki AKp kontrolünde olsa bile, değişen bir şey olmaz, eylemin ve sürecin anti-emperyalist keyfiyeti gözardı edilemez.

Meseleleri, tecrid buudunda ve alakalarından soyarak ele almak zarureti...

Eşya ve hadiseyi manalandırmada ve mücadelede, gerekli olanın, "din nasihattır" ölçüsü çerçevesinde İslam olduğu ve doğru düşünce faaliyetinin de buna nazaran gerçekleşebileceği bir kez daha ispat edilmiş oldu.