Haçlı'larla beraber Libya'ya saldırma kararı alarak, yakında Libya'lı Nur'lara sebep olacak yüce meclisimize ithaf olunur:
IRAK'LI NUR BACININ MEKTUBUNU HATIRLAYIN VE HATIRLATIN ALLAH'TAN
SAKININ VE ASLA GÜNDEMİNİZDEN DÜŞÜRMEYİN MÜCAHİDLERE DESTEK OLMAK İÇİN YOLLAR ARAYIN...
"Halkıma, Ramadi`nin, Halidiye`nin ve Felluce`nin insanlarına; erdem
ve onurlarını kaybetmeyen tüm dünyadaki insanlara...
Bu size, Amerikan-siyonist hapishanesi Ebu Garib`ten kardeşiniz Nur`un
mektubudur.
İnanın buradaki aşağılanmayı, sefaleti ve haysiyetsizliği size nasıl
anlatacağımı, kelimelere nasıl dökeceğimi bilemiyorum.
Siz sıcak evlerinizde karınlarınızı doyurup sevdiklerinizle bir arada
otururken bizim maruz kaldığımız aşağılanma ve çektiğimiz açlığı,
sizler su içerken çektiğimiz susuzluğu, sizler derin uykuda iken
Amerikalılar`ın bize yaşattığı uykusuz geceleri, sizler giyinikken
bizim yaşadığımız çıplaklığı, bizi soyup önlerinde sıraya dizmelerini
nasıl anlatabilir, nasıl kelimelere dökebilirim...
Ey kardeşlerim; kamyonlarınızı ve arabalarınızı Amerikan malları
taşırken gördüğümüzde kalbimiz sıkışıyor. Çünkü o araçlar benim
halkıma ve ülkeme ait.
Yüreğim kan ağlayarak şöyle diyorum: Allahım! Benim insanlarım,
haysiyetlerini ve şereflerini bir avuç Amerikan Dolarına satmış.
Yaşadıklarımızı ve kirletilen onurumuzu düşündükçe gözlerimden yaşlar
boşanıyor.
Ey kardeşlerim;
Amerikalılar`ın elinde ne ızdıraplar çektiğimizi, neler acılar
yaşadığımızı, Allah aşkına, nasıl anlatıp nasıl kelimelere dökeyim?
Kardeşlerim;
Allah`a yemin ederim ki, yaşadıklarımızı dile getirmekten acizim.
Bundan ar ediyorum. Ama yine de kelimelere sığınarak size olanları
anlatacağım. Amerikalılar`ın bizlere yaptığı haysiyetsizlikleri,
çektirdiği eziyeti, işkenceyi ve aşağılanmaları elimden geldiğince
anlatacağım...
Hayvani zevklerinin aracı olmadığımızda, kendimizi şehvetlerine teslim
etmediğimizde bizi nasıl öldüresiye dövdüklerini ifade etmeme izin
verin...
Siz ey bizim dini liderlerimiz olarak ortalarda tozup gezenler!
Amerikalılar`ın bize reva gördüğü bu cinsel ve hayvani eziyetler
karşısında hâlâ nasıl oluyor da açık alınla ortalarda
görünebiliyorsunuz?
Peygamber Efendimiz`in en değerli hazineniz buyurduğu haysiyet ve
şerefinizi çiğnetmekten pek sıkılmış gibi görünmüyorsunuz.
Bizi ve kendinizi birkaç dolar kırıntısı karşılığında pazarlardaki
köleler gibi Amerikalılar`a ve Siyonistler`e mi sattınız? Haysiyet ve
şerefinizi ne çabuk kaybettiniz?
Allah`ın bizi sizlere bir emanet olarak verdiğini ne çabuk unuttunuz?
Hani bizleri koruyacak, besleyecek ve namusumuzu asla
çiğnetmeyecektiniz?
Ne oldu size, verdiğiniz söze?
Amerikalılar, Ebu Garib`te namusunuzu her gün ayaklar altına alıyor.
Mektubumu okuyanları, Allah adına, Ebu Garib Hapishanesi`ndeki
vahşiliklere dur demeye çağırıyorum. Buradaki insanlığa sığmayan
işkenceleri durdurmak için sesinizi yükseltmeye davet ediyorum. Burada
yapılanlar, Siyonistler`in hapishanelerde Filistinli gençlere ve
kadınlara yaptıklarından daha berbat.
Orada fiziki işkence yapıyorlardı. Oysa burada her gün ırzımıza
geçiyorlar. Vahşi, kana susamış hayvanlar gibi bedenlerimize
saldırıyorlar. Avazımız çıktığı kadar çığlıklar atıyoruz ama kimsenin
bizi duyduğu yok!
Eğer kalbinizde, ruhunuzda bir zerre insanlık, haysiyet, onur ve şeref
varsa, birleşin ve bu hapishaneye saldırın. Gelin ve kurtarın bizi!
Elinize geçen bütün silahlarla bu hapishaneye saldırın! Hem onları hem
de bizleri öldürün!!!
Biz çoktan ölüme razıyız. Burayı yerle bir edin!
Hepimizin karnında onların piçleri var! Çoğumuz hamileyiz! Biz dünden
ölüme razıyız!
Size yalvarıyoruz; gelin ve kurtarın bizleri! Size, ailelerimize ve
ülkemize daha fazla utanç vermemek için ölmek istiyoruz! Bizi öldürün!
Size yalvarıyorum; Allah için bizleri, Amerikalılar`ı ve onların
piçlerini öldürün!
Allah rızası için! Size yalvarıyoruz....
Bacınız Nur. (10 Nisan 2004)