Libya ve Yemen tamam gibi...
http://www.habervaktim.com/y/resim68_1.jpgAbdurrahman Dilipak
2011-03-28 - Yeni Akit
Libya'da Kaddafi döneminin sonu. Bu hafta sonunda Libya ve Yemen
reformcuların yönetimine geçebilir. Halk ayaklanmasının iki yeni adresi
Bahreyn ve Suriye.. Suriye'de başlayan ayaklanma Ürdün'ü de harekete
geçirebilir. Öte yandan Cezayir ve yine Umman'da yeni hareketlenmeler
gözükebilir.
Bahreyn, Suriye, Ürdün, Umman derken sıra Suudi Arabistan'a da gelecek..
Bana kalırsa Suudiler bu konuda ellerini çabuk tutarlarsa kendilerine iyilik
etmiş olurlar..
Suudi Arabistan'la ilgili olarak ben geçen yıl bazı şeyleri yazdım.. Ama
Suudiler anlamadılar. Dünyadaki yeni gelişmeleri doğru okumuyorlar ve
anlamak istemiyorlar..
Mekke ve Medine'nin statüsü konusunun bir an evvel İslam Konferansı
çerçevesinde ele alınması gerekiyor.. Aynı şekilde Suudilerin bir an önce
meşruti bir yönetime geçmesi, katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına
saygılı bir hukuk devleti haline gelmeleri şart.. Suud ve şeyh aileleri
meşruiyeti, kendilerinden menkul statülerini gözden geçirmek zorundalar..
Kutsal mekanlar ve petrol, aynı şekilde toprak mülkiyeti ve egemenlik
yeniden tanımlanmak zorunda.. Bu da en azından meşruti, federatif bir
monarşik yapıyı zorunlu kılacaktır.. Aslında meşruti de olsa monarşilerin
bölgede uzun bir geleceği olmadığının da görülmesi gerekir.. Aşiret düzeni
ile yönetim dönemi bitti.. Partiler, dernekler, seçim, inanç ve fikir, ifade
hürriyeti kaçınılmaz.. Bu iş daha önceki örneklerinde görüldüğü gibi kanlı
ya da kansız olacak..
Kuzey Afrika'da, daha doğrusu Akdeniz'in güney sahillerinde Fas ve Cezayir
kaldı..
ABD ve batı bu süreçte etkin bir rol üstlenememenin sıkıntısını yaşıyor..
Koalisyon ortaklarının sürece müdahil olması dünyadan yoğun tepkiler aldı..
Sonunda bu işin NATO şemsiyesi altında, Türkiye'nin liderliğinde çözülmesine
karar verildi..
Daha önceleri Türkiye NATO'nun ucuz asker deposu, sıçrama tahtası, "oltayı
yutan balık" hükmünde verilen her görevi yerine getirme konusunda hazır bir
müttefik rolündeydi..
Türkiye bugün batının kendine rol vermesini beklemiyor. Kendi projesini
masaya koyuyor. Batının da bölgede Türkiye ile birlikte hareket etmeye eli
mahkum..
Suudilerin, kendilerini ABD'nin de kurtaramayacağını bilmesi gerekir. Ne
silah siparişleri, ne Amerikan bankalarındaki paraları ve hisse senetleri,
ne de petrol kendilerini kurtaramaz..
Mısır'da yaşananları görmüş olmaları gerekir. Bu işler böyle. Ayakta iken
ellerinizi öpenler, oturduğunuzda saldırırlar, düştüğünüzde vururlar..
Bu kadife devrim filan değil.. Bu yeni dalga farklı bir şey.. Din, özgürlük
ve refah sacayağı üzerinde yükseliyor.. Bir diğer sacayağı ise adalet,
barış, özgürlük.. Bana kalırsa sırada Kafkaslar var.. Bu yılın ikinci
yarısında, belki de o zamana kalmadan Kafkaslar'da özgürlük rüzgarları
esmeye başlayabilir.. Bakarsınız bu arada mesela Kuzey Kore'de de bir şeyler
olabilir..
Afrika'da da esecek bu rüzgar.. Sadece İslam ülkelerinde değil, tüm dünyada
kendini hissettirecek..
"Din hakların afyonu" değil, direniş gücüne dönüşüyor.. "İslam" teslimiyeti
öğütleyen, "Tom amca" kültürünü idealize eden bir öğreti değil..
Aslında tüm dünya bu olayları izlerken, İslam ve İslam dünyası ile ilgili
derin bir gerçekle de yüzleşme fırsatı buluyor.. "İslam dünyası neden böyle"
sorusunun cevabını bulmak, artık bu internet çağında zor değil. İslam
toplumunun geri kalmışlığının sorumluluğunu İslam'a yüklemeye çalışan geri
zekalıların propagandaları da yaşanan gerçekler sayesinde yüzlerine
çarpılıyor bu vesile ile ve batı demokrasisinin arka bahçesinde yaşanan kan
ve gözyaşları ile çalınan alın terlerinin harmanlandığı, batının refah ve
mutluluğunun iksirini oluşturan yağma düzeni de bütün çıplaklığı ile
insanlığın gözleri önüne seriliyor..
Kuzey Kore sırada, Myanmar da.. Küba da değişecek.. Rusya da yeniden
yapılanacak, Endonezya da, Çin de.. Sıra AB'ye de gelecek, ABD'ye de..
Tamam, kriz dövize kaçışı hızlandırıyor, dolar yükseliyor, silah
tüccarlarına gün doğuyor gibi belki ama, yarın taşlar yerine oturup, fırtına
dindiğinde, yeni bir dünya kurulduğunda ekonomileri sömürüye dayalı ülkeler
için uzun sürecek bir kara kış dönemi başlayacak..
Bu arada Türkiye de yeniden yapılanıyor.. Türkiye bu değişimi ve dönüşümü
barışçı bir şekilde gerçekleştiren model bir ülke durumunda.. Türkiye bu
yönü ile de dünyaya model olmaya aday..
Allah'ın izni ile hele şu seçimleri salimen bir atlatalım.. Zalimler
istemeseler de Hak hükmünü icra edecek.. Allah dilerse, kafirleri bile
dinine hizmet ettirebilir.. "Hak şerleri hayreyler / Sen sanma ki gayreyler/
Görelim Mevlam neyler/ Neylerse güzel eyler". Selam ve dua ile.