[quote]Gecistirilmek istenen ,iktidara gelmesi engellenen ne????[/quote]
İşte, meselenin bam telini işaret eden soru...
Önü kesilmek istenen Kumandan ve İBDA olduğuna göre, önü kesen esas hasım olmaz da ne olur?
Türkiye'deki paradigma değişimini algılayamadan, hâlâ en azından AKP iktidara gelmeden önceki "şartlar" cariymiş gibi, AKP iktidar değilmiş gibi; mücadelenin, fikrin şartların objektif tahliline aplikasyonu demek oluşuna nazaran, şartların değişimini, mevcut objektif yapıyı algılayamayan, algılayamadığından da geçmişin şartlarında yapılmış tahliller cariymiş gibi davranan. Haliyle mücadeleden bahsetmek de imkansız. Ondan dolayıdır ki, ölüyü tekmekeleme dediğimiz halin vukubulması.
İmani-ilkesel olanla, şartlara bağlı-siyasi (taktik-stratejik) olanı ayıramayan...
"Kumandan içeride olmasa, AKP'nin yaptıkları tevil edilebilir" cümlesinden yola çıkıp, misali tersinden anlamak gibi bir harika belirttiğinin alameti olarak, AKP'nin Kumandan'a yaptıkları haricindeki politikalarını meşru gören, doğru gören, sahte kutuplaşma gazlaması içinde ona kapılıp, AKP kötü ama şu yaptığı da iyi diyebilen...
Sırayla gidecek olursak, yukarıdaki mezkur ifade, K''nın, bizlerin AKP gazına kapılmasını engellemek maksadıya yine kendisini feda etmekte olduğu ve şayet K orda olmamış olsaydı, böyle br karşı koyuş içinde bulunmasaydı, AKP'ye kapılmanın mazeretinin de olmayabileceği gibi bir imani inceliğe işaret ederken... İşte, K ordaki direnci ve mücadelesiyle, Süfyana kapılmamıza mani olmakta, Süfyanın bizi tuzağına düşürmesine mani olmak için kendini feda etmekte.
Öyle değil mi ya, mehdi belliyse, Süfyan nedir, ne yapacaktır, ne diyecektiir de müslümanların çoğunu nasıl kandıracaktır? "Böyle bir ihaneti ondan başkası yapamazdı!" ne demek? Bu çerçevede, mücadeleyi, bunlara karşı olmak noktasından mı yoksa bir leşi tekmelemek noktasından mı ortaya koymalı?
İktidar kim; devrimci misin, ıslahatçı mı?
Şimdi gelelim, bunların yaptıklarının "doğru" değerlendirilebilecek olanlarına. Evet, öyle ya hakiate mutlaak zıt bir şey söylemek muhalken, illa bunlar da doğru bir şeyler söyleyecek. Ama o doğru gerçekte doğru mudur? Burada, hakikati öğren, söyleyeni sonra öğrenirsin ve sözü söyleyene göre değerlendirmek gerekir zıt kutuplarından, hangi kanadı vurmak gerektiğini tesbit davası devreye girer.
Bir formülasyona gidecek olursak, burada, ölçü, "iyiden kötüye giden" ve kötüden iyiye gelen, gelmeye çaalışan işaretlemesi olur ki, AKP, iyiden kötüye giden olarak, her ne söylerse söylesin yanlıştır. İstisnası da, onu da oynatan esas hasım BATı ile düşeceği gerçek zıtlaşma ve tenakuzlardır. Yani yine o birliğin çatlaması ve parçalara ayrılması noktasında atacağı, atmak zorunda kalacağı doğru adımlardır. Burda da neyin gerçek bir sürtüşme, neyin oyun olduğunu tesbirt edecek siyasi sanat, ustalık devreye girer. BU da kavga içinde kazanılmış tecrübeyle doğrudan alakalı. Yaşanan aksaklıkların ekserisi, Kumandan'ın sol için yaptığı tesbitte saklı ki, onların handikabı, yazanla kavga eden arasındaki "HİS" sediş iritbatsızlığından...
Kabga eden, örgütlü mücadelenn bütün risklerini üzerine alan admın hislerine" olan yabancılaşma, onu takdir edememe.
İşte cepheleşmenin faydası da burda ki, iş yapanla, yapılan işin prestijiyle arabanın gölgesinde giderken gölgem e büyükmüş zehabına kapılan arasındaki farkın ortaya çıkmasında. İstidatların kendini bu şekilde belli etmesi ve Kumandanlığın bu istidatları tasarruf etme noktasında müşahhas verimleri görmesi ve buna göre istihdam ppolitikasını planlamasında.
Konu: TÜRKİYE'Yİ TARİH ZORLUYOR 
