AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 AK YOLSUZLUKLAR

Aşağa gitmek 
2 posters
Sayfaya git : Önceki  1, 2
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

AK YOLSUZLUKLAR - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: PARALAR KİMLERE GİTTİ?   AK YOLSUZLUKLAR - Sayfa 2 EmptyCuma Nis. 09, 2010 7:45 pm

Konunun ilk mesajı :

PARALAR KİMLERE GİTTİ?
09.04.2010 11:45[b]


Deniz Feneri e.V.[/b] skandalı bir zamanlar İngiltere’yi ayağa kaldıran [b]Profumo [/b]skandalını geçti. Gerçi nitelik olarak birbiriyle ilintisi olmasa da, skandal skandaldır. Uluslararası boyutta olduğu için en azından, bir ortak yan bulmak güç olmayacaktır.
Bilindiği gibi Britanya Savaş Bakanı John Profumo’nun, 1960’lı yıllarda telekız Keeler ile yaşadığı aşk tüm dünyayı sarsmıştı.
Bu bir “[b]aşk[/b]” skandalıydı. Bir tarafta bakan olması, öteki tarafta tele kız olması işi biraz skandala çekiyordu, ama yine de bir “aşk” skandalıydı. Akçe işi yoktu yani...
Deniz Feneri e.V. aslında birkaç Profumo skandalı edecek güçte bir skandal olmasına rağmen, “[b]güçlü Türkiye[/b]” sayesinde, fazla yaygınlaşamadan sönme yoluna girmiş durumda.
Profumo, Büyük Britanya tarihinin en büyük skandallarından biri olarak tarihe geçti.
Deniz Feneri e.V. de başka bir alanda Almanya tarihinin en büyük bağış skandalı olarak tarihe yazıldı.
Birlikteliklerini bulduk.
Gelelim şimdi işin aslını en iyi bilenlerden [b]Ali Gülen[/b]’in de anlattıklarından yola çıkarak, skandalın boyutlarını irdelemeye.
Sık sık yinelemekte yarar var, Almanya tarihinin en büyük bağış skandalında, dava sürecini Türkiye’deki bazı çevrelerin bir biçimde kesintiye uğrattığı ortada. 2008 yılında karara bağlanan ve sorumluları cezalandırılan Deniz Feneri e.V. skandalıyla bağlantılı olarak, ikinci bir davanın açılması için hazırlanan iddianamenin işleyişi, Türkiye’nin “[b]hukuki gereklilikleri[/b]” doğrultusunda geciktiriliyor. Mahkemenin görülmesi için Türkiye’deki zanlıların ifadelerinin “[b]bir türlü gelemediği[/b]” belirtilirken, bunun da pek öyle tesadüf sayılamayacağına dikkat çekildi. Bu arada Türkiye’de yeterine “[b]Almanca[/b]” diline vakıf çevirmen bulunmadığı da ortaya çıktı(!). Bu da çevirinin gecikmesine “[b]haklı[/b]” olarak neden oldu.[b]

SKANDALI EN İYİ BİLEN GAZETECİ KONUŞTU[/b]
Çalışmalarını Frankfurt yakınlarındaki Offenbach kentinde sürdüren gazeteci-yazar [b]Ali Gülen[/b], ikinci dalganın hızlanması için [b]Zekeriya Karaman, Zahid Akman, İsmail Karahan [/b]ve [b]Harun Kapıyoldaş[/b]’[font:dc60=Times New Roman TUR]ı[/font]n ifadelerinin “[b]bir türlü gönderilmediği[/b]” için uzunca bir dönem hukuk sürecinin kesintiye uğradığını belirtiyor.
Skandalla ilgili tüm gelişmeleri yakından izleyen ve bu konuda daha sonra [b]Vedat Ali Aydın [/b]ile birlikte “[b]AKP’nin Feneri Böyle Söndü[/b]” ve “[b]Polis Dosyasında Çifte Başbakan[/b]” adlı iki de kitap yayımlayan Gülen, dosyanın eksik bırakılarak yargının geciktirildiğini savundu.
Almanya’da yayınlanan Yenigün Avrupa dergisine konuşan Ali Gülen, Deniz Feneri e.V. olayında, insanların yardım duygularının dini motifler kullanılarak sömürülmesi gerçeğinden yola çıkarak bunun ceza hukukunda dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık olarak adlandırıldığını belirtiyor.
Bunların doğurduğu yan suçlar kapsamında da Zekeriya Karaman, Zahid Akman gibi o dönemde Deniz Feneri e.V.’de etkin olan kişilerle ilgili soruştuma açılmasının nedenin bu olduğuna dikkat çekiyor.
[b]Fehmi Koru[/b]’nun da 2003 yılında Deniz Feneri e.V.’den [b]100 bin Avro[/b]’luk sermaye ile Almanya’da çıkarılan ve sonradan yayınına ara verilen [b]Yeni Şafak [/b]gazetesinin yöneticisinin de Zahid Akman olduğunu belirtiyor.[b]

BU PARALARIN SİYASET İLİŞKİSİ ORTAYA ÇIKMALI
[/b]
Bilindiği gibi, Deniz Feneri e.V.’yi soruşturan savcıların Alman Ceza Yasası’nın 263. maddesi ve diğer suçlarla ilgili söz konusu şahısları, yani Zekeriya Karaman, Zahid Akman, Harun Kapıyoldaş ve Mustafa Çelik’le ilgili soruşturma yürütüyordu.
Dosyanın tekamülü Türkiye’den ifadelerin gelmesiydi.
İfadeler hala Alman makamlarına ulaşmış değil. O ifadeler halen gelmiş değil, bu nedenle hazırlanan iddianame öylece duruyor.
Ali Gülen, ifadeler gelmeden de savcının dosyayı mahkemeye sunması ve bunun kabul edilmesi de söz konusu olamayacağını, çünkü dosyanın eksik olduğunu savunuyor.
Ali Gülen şunları ekliyor: “[b]Bunun siyasi bağlantılarını bulmak ve özellikle paraların Türkiye’de kimleri, nasıl geliştirip zengin ettiğini incelemek gerekir. Türkiye’ye elden götürülen paraların Zekeriya Karaman’a, Kanal 7 binasının ikinci katında elden teslim edildiği biliniyor. Paraların elden teslim edildiğine ilişkin makbuzları ise “Amca” denilen Hakkı Sadal’[font:dc60=Times New Roman TUR]ı[/font]n imzaladığı da biliniyor. İşte bu paraların ne olduğu araştırılmalı. Türkiye’deki Deniz Feneri ile olan bağlar araştırılmalı. Bu paralarla hangi siyasetin, hangi yöntemlerle desteklendiği ortaya konulmalı. Yaptığımız araştırmalar, gelen paraların bir siyaseti besleyen çeşitli organların çalışmasını sağladığı, onların da çalışmalarıyla yeniden o siyaseti daha kuvvetli desteklediklerini gösteriyor. Zaten Almanya’daki sanıklar da bu siyasetin ve üstündeki kişilerin kimler olduğunu mahkemede açıklamıştı.[/b]”[b]
Odatv.com[/b]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek

YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

AK YOLSUZLUKLAR - Sayfa 2 Empty
MesajKonu: Geri: AK YOLSUZLUKLAR   AK YOLSUZLUKLAR - Sayfa 2 EmptyC.tesi Ağus. 27, 2011 10:13 pm

Deniz Feneri davasında büyük başlardan bir kısmının (Zahid Akman, Zekeriya Karaman vs.) tutuklanması ardından, iş, AKP'ye geldi dayandı. Malum, ifadelerde, paraların elden RTE'ye teslim edildiği var. kara parayı, ahlaksızlık yapılarak iç edilen yardım paralarını, RTE'nin çocuklarının taşıdığı, RTE'nin kendi çocuklarına kuryelik yaptırdığı var.

Tam da bu noktada, Deniz Feneri davasına bakan, Akman'ı, Karaman'ı tutuklatan savcılar görevden alındı, işin AKP ev RTE'ye dokunması noktasında bu değişiklik çok manidar.

İşte, "hukuk mücadelsi" diyenlere, hukuk mücadelsi için bir vesile. Esas Hasım tesbiti dairesinde yapılırsa hukuk mücadelsi devrimci bir keyfiyeti haiz olur, yoksa, zaten fethedilmiş alanlarda fatihçilik oynarcasına yapılan hukuk mücadelesi, düşmanın ekmeğine yağ sürer. İşte cesaret gerektiren, aksiyon ifade edecek bir hukuki mücadele alanı ki, hadi hukuki olarak üzerine gidilsin. AKP'yi, RTE'yi suç üzerinde, varsa hırsızlığı ile, varsa ahlaksızlığı işe deşifre etmenin fırsatı. Düşman seni çağırıyor, bu fırsatı değerlendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
AK YOLSUZLUKLAR
Sayfa başına dön 
2 sayfadaki 2 sayfasıSayfaya git : Önceki  1, 2

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: AKP-
Buraya geçin: