AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| Böyle Buyurdu (först leydi) | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Erhan Eren
Mesaj Sayısı : 76 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Böyle Buyurdu (först leydi) Salı Kas. 09, 2010 5:37 pm | |
| Cumhurbaşkanı'nın eşi Hayrünnisa Gül, ilkokul öğrencilerinin derse başörtü ile girme isteği konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı
Üniversitelerde türban serbestisinin ardından, 'İlkokulda da türban serbest olacak mı?' tartışmasına Hayrünnisa Gül noktayı koydu. Gül, "İlkokul öğrencisinin kendi isteği ile başörtüsü takması gibi bir şey söz konusu olamaz" diyerek ilkokulda türban cehaletini ortadan kaldıracaklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül eşi ile birlikte geldiği İngiltere’nin başkenti Londra’da üniversitelerde okuyan öğrenciler ve dernek üyeleri ile biraya geldi.
İngiltere’nin başkenti Londra’da ikamet ettiği Mandarin otelde yaklaşık bir saat süren bir görüşme gerçekleştiren Hayrünnisa Gül, burada yaptığı konuşmada yurtdışında eğitim gören gençlerin ne kadar şanslı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin geçen on yılda çok mesafe kaydettiğini artık Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını tüm gençlere Türkiye’de imkanlar sunulduğuna dikkati çekti.
İLKOKULLARDA BAŞÖRTÜSÜ CEHALETİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ
Gençlerin sorularını yanıtlayan Gül, bir soru üzerine ilkokullarda başörtüsü konusuna da değinerek, 'Bu konuda yaşanan bir cehalet varsa biz bunu da ortadan kaldıracağız. İlkokul öğrencisinin kendi isteği ile başörtüsü takması gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu konuda karar verecek yaşa geldiğinde kararını verir' görüşünü savundu. | |
| | | Erhan Eren
Mesaj Sayısı : 76 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Böyle Buyurdu (först leydi) Salı Kas. 09, 2010 5:38 pm | |
| [quote:624d="Erhan Eren"]Cumhurbaşkanı'nın eşi Hayrünnisa Gül, ilkokul öğrencilerinin derse başörtü ile girme isteği konusunda çarpıcı açıklamalar yaptı
Üniversitelerde türban serbestisinin ardından, 'İlkokulda da türban serbest olacak mı?' tartışmasına Hayrünnisa Gül noktayı koydu. Gül, "İlkokul öğrencisinin kendi isteği ile başörtüsü takması gibi bir şey söz konusu olamaz" diyerek ilkokulda türban cehaletini ortadan kaldıracaklarını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül eşi ile birlikte geldiği İngiltere’nin başkenti Londra’da üniversitelerde okuyan öğrenciler ve dernek üyeleri ile biraya geldi.
İngiltere’nin başkenti Londra’da ikamet ettiği Mandarin otelde yaklaşık bir saat süren bir görüşme gerçekleştiren Hayrünnisa Gül, burada yaptığı konuşmada yurtdışında eğitim gören gençlerin ne kadar şanslı olduğuna dikkati çekerek, Türkiye’nin geçen on yılda çok mesafe kaydettiğini artık Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını tüm gençlere Türkiye’de imkanlar sunulduğuna dikkati çekti.
İLKOKULLARDA BAŞÖRTÜSÜ CEHALETİ ORTADAN KALDIRACAĞIZ
Gençlerin sorularını yanıtlayan Gül, bir soru üzerine ilkokullarda başörtüsü konusuna da değinerek, 'Bu konuda yaşanan bir cehalet varsa biz bunu da ortadan kaldıracağız. İlkokul öğrencisinin kendi isteği ile başörtüsü takması gibi bir şey söz konusu olamaz. Bu konuda karar verecek yaşa geldiğinde kararını verir' görüşünü savundu. [/quote] Abdullah Gül’ün Hayrünnisa Gül’ün sözlerine yorumu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Hayrünnisa Gül'ün görüşlerine katılıyorum...
Hayrünnisa Gül, ilkokullara türbanlı girmeye çalışan öğrenciler konusunda ,"Bu konuda yaşanan bir cehalet varsa bunu ortadan kaldıracağız. İlkokul öğrencisinin kendi istediği ile türban takması söz konusu olamaz. Bu konuda karar verecek yaşa geldiğinde kararını verir." demişti.
Türkiye gündemini etkileyen bu açıklamaya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül destek çıktı. Gül, 'Hayrünnisa hanımın görüşlerine katılıyorum' diye konuştu..
| |
| | | Erhan Eren
Mesaj Sayısı : 76 Reputation : 0 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Böyle Buyurdu (först leydi) Salı Kas. 09, 2010 5:42 pm | |
| Bundan yıllar önce Taraf dergisinde geçen bir cümle aklıma geldi..Mealen:"birkaç Refahlı kodamanın kırmızı plakalı arabaya binmesi için bozuk para gibi harcanan şey İslâmdır" evet bu sözün doğruluğunu hakkel yakin müşahade ediyoruz...
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Böyle Buyurdu (först leydi) Çarş. Kas. 10, 2010 5:06 pm | |
| Mürted...
Münafık...
Din pezevengi...
Bu kadar büyük ihaneti melaneti Demirel bile yapamazdı!
Müslümanım diyen herkesi siteme entegre edip, sistemle problemi olmaz hale getirecekler. Sistem derken dikkat, Amerika ile, İsrail ile... Müslüman devrimcinin karşısına müslümanları dikecekler, diktiler. Bursa'da yaşanalar, çocuğunu okula sokmak isteyen velinin karşısına başörtülü kadınların dikilmesi. Eşi benzeri görülmemiş bir ihanet ve işbirlikçilik çizgisi.
Cezaevi'ni unutmamak...
Unutamayacağım sahnelerden birisi...
25 Ocak can pazarı devam ederken, ilk teslim olanlardan veya teslim olmak zorunda kalanlardan birisi...
İçeride can pazarı yaşanırken, o, teslim olduğu güvenli eller arasında, Kumandan'ına, "teslim olması"nı ve kimseye bir şey yapılmayacağı sözünün verildiğini söylüyor, söyletiliyor.
Sanki, o kadar mücadele, o güne kadar yapılanların tamamı teslim olmak için yapılmış gibi bir mantık. Yani aslında teslim olacağız da işte kılıfı aranıyor. Meşru zemini aranıyor. Hani işte direndiler ama elden ne gelir, teslim olunmak zorunda kalındı denecek bir ortam, eh, kimse de ayıplamaz. Bir mücadele içerisinde belli bir yere gelirsin, çevre seni oraya iteler, ama işte o gelinnen noktada o işin adamı olmadığın ortaya çıkar, şartların zorlaşmasıuylla korkmaya da başlamışsındır ve o korku altında, teslim olmak için bir bahane ararsın. Karşıdaki sana doğru bir adım atsın da sen de o güce boyun eğesin. Teslim olasın. Genel olarak bu keyfiyet, bu durum, mücadelede kızışmanın yaşandığı ortamlaarda gözükür. Karşıdakinin bastırması karşısında, teslim olmak için bahane bulunur. "Yok valla billa biz onlardan değiliz, biz sana evet dedik" mantığı da bunun bir tezahüründen başka bir şey değil aslında, cezaevini unutmanın.
teslim olmak için bahane kollamak, şartların korkutucu derecede zorlaşması karşısında iktidarla, düşmanla işbirliği yolları aramak, esas hasım tesbiti yolundan uzaklaşmak. İktidarın faaliyetlerini onaylayacak konuma gelmek ki iktidar talebinden vazgeçmek ve iktidar hakkını devretmeye dair.
Şimdi AKP'nin bu sürece gireceği apaçık. Süreç şiddetlenerek devam edecek. Ve muhalefet sesleri yükseldikçe, Ergenekon yaftalamalarının sıklığı da artacak. Öyle bir kutuplaşma iklimi ki, nihayetinde Ergenekon denilenlerin kahraman yapılması da bu AKP sayesinde olacak.
Misal, Mahmut Efendi Cübbeli'den yana tavrını koydu ve "kadraj mühendisleri" Ergenekon yaftasaını yapıştırdılar, şimdi müsait vesileler aramaktalar ki saldırabilsinler. Eh, Abdullah Gül ve karısının bu açıklamalarının din nazarında hükmü belli. Şimdi o hükmü açıkça söyleyip, cephe alabilecek yiğitlerin ne olacağı, ne diye damgalanacağı da malum değil mi? Teslim olmayan, boyun eğmeyen kim var kim yok, o kadraja sokulacak. Bundan kurtuluş yok.
Savaş kızışıyor, saflar böyle netleşiyor. İktidar mücadelsi belirleyicidir. İktidar, paradigma, sistem, düzen, derin devlet; hepsi AKP. İktidar müücadelesi, bütün olamayışların sebebini iktidardan gösterme ve muhalefet yapabilme. Muhalefet yapabilme, cesaret, basiret, eşya ve hadiseyi iktidar mücadelsi çerçevesinde doğru manalandırabilme ve muhalifleri ortak cephe üzerinde örgütleyebilme kaabiliyeti.
Unutulmaması gereken, unsur üstü mana muhabbeti çerçevesinde de hatırlanması gereken, "tecrübe, faydayla birlikte ayrı bir ilimdir!" ölçüsü ki, unsurüstü manaya dair cehdi olanı tyecrübe ile birlikte tesbit işi ki, o çerçevede başvurulacak mercii de işaret eder, fayda sağlar ve bunun da ayrı bir ilim oluşu...
| |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Böyle Buyurdu (först leydi) Çarş. Kas. 10, 2010 10:47 pm | |
| [quote:1361="Erhan Eren"]Bundan yıllar önce Taraf dergisinde geçen bir cümle aklıma geldi..Mealen:"birkaç Refahlı kodamanın kırmızı plakalı arabaya binmesi için bozuk para gibi harcanan şey İslâmdır" evet bu sözün doğruluğunu hakkel yakin müşahade ediyoruz...
[/quote]
Iktidar olup muktedir olamamaktan bahsedenlerin , meselede ASIL Mutlak Fikrin ölcüleri olunca, Efendilerine nasil da yaltaklanarak, Ölcüleri Bozuyorlar. Islam ellerinde bozuk para harciyor.
..Tarih muhasebesinden, Talih muhasebesine.AB nin, Emperyalistlerin Yardak ve Yaltakcilarindan medet umanlara...
Evet Teslim olma,teslim olmama nedir?Anlasilmasi gereken noktada, var olan Ne oldugundur,yada olmadigindir.
| |
| | | Arap
Mesaj Sayısı : 13 Reputation : 1 Kayıt tarihi : 28/03/10
| Konu: Geri: Böyle Buyurdu (först leydi) Perş. Kas. 11, 2010 8:49 am | |
| Doğru tesbit ve teşhis için, göz önünde bulundurulması gereken: "kötüden iyiye gidenle, iyiden kötüye giden arasında fark". Buna nazaran, AKP hangi kategoride? Her türlü müsbet oluşa her şeyden, herkesden daha çok düşman ve her türlü müsbet oluşun önündeki herkes ve herşeyden daha büyük bir engel. Mücadeleyi hedeflendirebilmek için temellendirmek lazım. Neye göre, niçin? İBDA'ya göre demek işin ucuzluğu ve iş bilmezliğin ilanı. Senin İbda'dan anladığın olarak, şahsi verimin olarak ne düşünüyorsun?
| |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Böyle Buyurdu (först leydi) Perş. Kas. 11, 2010 9:29 am | |
| İbda'yı anladığını zannedenlerin, İbda Diyalektiği'ni taklit etmeleri. Ki bunu da bir hakikati var, çocuk, içine doğduğu dili taklit ederek konuşmayı öğrenir. o süreçte, taklit gerekir. Üretim süreci ve şahsiyet olma süreci ise başka şeyleri gerektirir. Taklidi reddetmeyi. Anladığıyla faaliyet göstermeyi. Büluğ çağı diyelim. Hükme getiricilik. İbda, bu manada sadece K'nın deolojisi. gaye ideoloji. Herkesin ideolojisi ise kendi yapıp ettiği. Meyve ise bilme ile yapabilmenin izdivacından mütevellit. Eser. Aksiyon. Bu güne kadar kim ne eser ortaya koymuş, hangi aksiyonu örgütlemiş, Orjinal bir oluşa imza atabilmiş mi yoksa taklitte mi kalmış. Kendini yenileyebiliyor mu yoksa tarihin bir vaktinde yaptığı işin primini yemekle mi hayatını idame ettirmekte. İçerisinde yer aldığı faaliyette nasıl bir yer işgal etmiş, örgütleyen mi destek veren mi? Bunu meseleler içerisinde hep anlatmaya çalıştık. Bilmek yapabilmenin aynı değil diye çeşitli misaller verdik. İktisat ilmini bilmekle tüccar olunmaz dedik mesela. Şimdi, aksiyon ve iman bahislerinin farklı olan yüzlerini gösterebilmek bakımından, Niçin aynı olan tarafını değil de farklı olanı? Hayat arazlarda yürür ya, farklılıkları görebilmek mühim, farklılıkları farkedebildiğin kadar aksiyon imkanı, sahası genişler. Aksiyonu o farklar üzeriden tezgahlarsın. Farklı yönünü göstermeye dair dedik, misal olarak işte tüccar misali derken bir başka misal. Tağuta küfür diyebilmek bahsi ile alakalı olarak, işin o yönü orada duruyor da zaten diğer yandan, bir avukat, mahkemede gidiyor o tağutun kanunlarına göre vekil müdafaa ediyorken, mahkemeye, hakime, bak ben bu kanuna inanmıyorum aslında deme gereği hissetmiyor, veya bir müslüman hakim, o kannlarla işini yaparken, adam yargılarken, yargıladıklarına bnu belirtmek ihtiyacı hissetmiyor. Şimdilik nbu kadar, devam edecektim ama işim çıktı. | |
| | | | Böyle Buyurdu (först leydi) | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|