TAKSIM'DE BOMBA

Saldırının arkasında kim var?

Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, canlı bomba eylemini HABERTÜRK TV'ye değerlendirdi
HABERTÜRK TV'de Ece Üner'in sunduğu Akşam Haberleri'ne katılan MİT Eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, tam da terör örgütü PKK'nın eylemsizlik kararının sona erdiği tarih olan 31 Ekim gününde böyle bir saldırı düzenlenmiş olmasını değerlendirdi.

Cevat Öneş, "Bir kör terör olayıyla karşı karşıya kaldık yeniden. Asker, polis, sivil ayırımı yapmadan böylesi bir eyleme kalkışan herkes, duruşlarını ortaya koymak sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Bugünkü olay değerlendirilirken sadece, PKK üzerinden odaklanmak doğru değildir, Çünkü hiç bir kurumdan ve terör örgütü yapılanmasından henüz bir açıklama yapılmamıştır" şeklinde konuştu.

Öneş değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"PKK açısından eylemsizliğe devam etme çabalarını engellemeye yönelik olabilir; devam eden KCK davası ile sorunu çözümden uzaklaştırıcı biçimde bu mesele ortaya konulmak isteniyor olabilir. İkinci olarak Aysel Tuğluk'un İmralı'yla görüşme çabası engellenmek isteniyor olabilir.

Bunların dışında olarak, özellikle Köşk'teki Cumhuriyet Resepsiyonu'nda karşımıza çıkan ayrımcı bir tavırın hassasiyetleri içerisinde gene bir toplumsal bölünmeyi isteyen ve saflaşmayı derinleştirmeye çalışan demokrasi dışı güçlerin arayışlarını dikkate almamız gerekir.

Tüm bunların dışında ise, iç ve dış dinamikleri, bölgesel bir yeniden yapılanma olayları çerçevesinde, Türkiye-Irak ya da Türkiye-Amerika ilişkilerine dikkat etmek gerekir."


31.10.2010 22:31:00

Öneş'in açıklamlarındali PKK'yı aklama çabasına dikkat.

İnternethaber adlı sitenin patlamayı değerlendirmesi, bir zihniyetin tezahürü olması bakımından mühim.

Patlayan bomba, Mahmut Efendi, Aczmendiler; kavganın mantığı icabı, adam, boyun eğdiremediği herkesi, otomatik olarak aynı safa itiveriyor. Diğer taraftan da anti-emperyal olmanın prestijini de AKP'ye mal etmiş olmakta.

İşte, savaşın kzışması böyle oluyor, olacak. İlerleyen günlerde daha neler yaşanacak neler. Her hadise sonrasında karşı tarfa saldırı ve ithamlar daha da keskinleşecek, daha da sertleşecek. İŞin sonu belli, işbirlikçilerle tam bağımsızlıkçılar arasında bir iç temizlik süreci.

Bu süreçte, bu gün bu tarafta gözüken, yarın diğer tarafa geçebilir. Saflar geçirgen, zira hadiseler karşısında soğukkanlılığı muhafaza ederek doğru tavır koyabilmek herkesin harcı değil. Sahte kutuplaşma tuzağına her kesim düşebilir. İP çevresinin AKP'nin türbanı istismar etmesini değil de türbann kendisini hedef alması gibi ve benzer hareketler.

Safları netleştirecek ve şuurları hakikat eksenni de kurgulayacak olan sürecin kendisi.

şartlar, 1919 şartları. 1919'da bir liderin etrafında savaaş verilmişti, şimdi de bir liderin etrafında verilecek.

O günün şartlarında, BD, İBDA ortada yokken, müslümanların liderliği, belki çok daha kötü neticelere yol açabilirdi. "Müslümanlık da buymuş" hükmünün yerleşmesi bakımından. Veya başkaa bilinmedik şeyler. Zaten 1919 iradesinin muradı da BD-İBDA olmakla, işte o iradenin tecelli zamanı da gelmiş oluyor.


Taksim bombasındaki derinlik nedir!?
31 Ekim 2010 Pazar
Olan biteni anlamak için, olayları üst üste getirmenin bir yol olduğunu artık biliyoruz..

Öyle yapalım…

Taksim’i kana bulayan canlı bombanın üzerinden yola çıkıp günlerce geriye gidelim..

Yargıtay Başsavcısı’ndan gelen ve Ak Parti üzerine “kapatılma’” sinyalleri veren demeçten başlayalım..

Seri bir geçişle “29 Ekim” akşamına ulaşıp soralım.. ”Asker neden resepsiyona katılmadı!?”

Cumhurbaşkanı, siyasetle olduğu gibi Genelkurmay ile de yakın diyalog içerisinde olduğunu açıklıyor.. Kaldı ki, hem askeri danışmanı, hem askeri yaver, muhafız alayı etrafında.. Yani Genelkurmay’la birlikteliği teması en üst düzeyde... Abdullah Gül gibi hem tecrübeli,hem de soğukkanlı bir lider, ön araştırma yapmadan, ”resepsiyonu teke indirme kararı” alır mı!?

Kaldı ki ”ön işaretler” müspettir!..

Yani Asker zaten Hayrunisa Hanım’a gereken protokol uyumunu gösteriyor..

“Aslan Güner vakası” da daha çok yeni Genelkurmay tarafından açıklandı..

Zemin bu kadar müsaitken, bu tavır neden ortaya çıkıverdi!..
Bu noktada acaba, iktidarın İran konusunda ABD ile yavaştan başlayan bir gerginlik içerisinde olmanın yansımaları akla getirilebilir mi!!?
Şeytanın avukatlığına devam edelim..

Kılıçdaroğlu, neden demeçlerini alabildiğine hırçınlaştırabiliyor ve iktidara karşı ağır hakaretlere başvurabiliyor..?

Kılıçdaroğlu’na gelen sinyal var mıdır?!.. CHP liderinin son günlerde sık sık kullandığı bir demeç var.. Her iki lafın birinde, iktidarı dışarıya şikayet ettiğini anlatıyor!! Ona “dışarıdan” gelen destek nedir?!

Son günlerde “oyuna sürülen” iki tip çok dikkat çekicidir.. Aczmendi Müslüm Gündüz ile Cubbeli Ahmet adlı kişiler.. Bu adamların icraatları “kontr faaliyetlerle” uyumludur..

Hürriyet Başyazarı üzerinden çıkarılan gerginliğin bir yüzüne de bakmak gerekir.. Yazarın ağır hakareti geri plana çekilirken, iktidara fatura edilen “Muhalifler tasfiye ediliyor” propagandası da alabildiğine kullanılmaktadır..

Tam bu noktada ,Taksim Meydanı canlı bomba ile sarsılıyor…
Bu, birkaç başlık size komplo teorisi gibi de gelebilir ama..
Çok kişi de ,”28 Şubat” tezgahını da hatırlayabilir, bu olan bitenlerden..



Kaynak : http://www.internethaber.com/taksim-bombasindaki-derinlik-nedir-10795y.htm#ixzz13yKKZ9at

El Kaide nin isi oldugunu düsündürüyor.

Bu asamada harekete gecmelerinin nedenlerini degerlendirmek gerekecek...

Amerikalılar Uyarıldı mı?
Taksim patlaması ile ilgili şok bir iddiada bulunuldu.
01 Kasm 2010, 12:33
Anadolu Haber

Amerikalılar uyarıldı

PATLAMANIN ardından HABERTÜRK’e konuşan organizatör Özcan Işık, çok önemli bir iddiada bulundu. Cumartesi gecesi Taksim’deki Rumeli Han’da Amerikalı davetlilerin de bulunduğu Halloween Party (Cadılar Bayramı) kutlaması yapıldığını anlatan Işık, Amerikalılardan sürpriz bir şekilde rezervasyon iptalleri geldiğini dile getirdi. Özcan Işık, şöyle konuştu: “Rumeli Han’daki Atölye’de, yabancı bir müşterimizin Cadılar Bayramı nedeniyle parti düzenleme talebi oldu. Cumartesi gecesine değin katılacakların rezerve talebi 30 kişiydi. Ancak, parti talebinde bulunan müşterimiz arayıp 12 iptal olduğunu ifade etti. Müşterimiz Amerikan Elçiliği’nin Amerikalıları arayarak ‘Taksim’de bomba patlayabilir’ uyarısında bulunduğunu söyledi.”

KANLI saldırıyı gerçekleştiren canlı bombanın eylemini takip altında yaptığı öne sürüldü. İddiaya göre polis, canlı bombayı 29 Ekim’de saldırı gerçekleştireceği ihbarı üzerine takibe aldı. Eylem 29 Ekim günü gerçekleştirilmedi. Polis de eylemin ne zaman yapılacağını tespit edemedi. Ve canlı bomba, dün sabah korkunç saldırıyı gerçekleştirdi. Öte yandan, ağustos ayında Kandil’de canlı bomba eğitimi alan biri kadın 3 teröristin, Kuzey Irak üzerinden Suriye’ye, buradan da mayınlı alanı kullanarak 4 Ağustos’ta Kilis’e geçtiği ihbarının alındığı belirtildi.

Bu haberi okudum,ancak bu haberi, gelisecek olaylar icin yönlendirme haber(Güdümlü Basin in heberi) olarak gördügüm icin asmadim.Haber niteligi, konuyu degistrimeye musait bir haber...

Resimleri El Kaide kendi sitesinde veriyor ,ancak herhangi bir yorum yok...

Başlarına Taş Düşmediğine göre...

Bülent ESİNOĞLU


Tartışma Kırmızı Kitap'ın mavileşmesi ile başladı. Haçlı irtica tehditolmaktan çıkınca, kımızı kitap mavi oldu. Biliyorsunuz mavi renkAvrupa ve Amerika'yı temsil eder. Bayraklarındaki hâkim renk mavidir. Kırmızı Kitap ya da Milli Siyaset Güvenlik belgesi olarak da bilinenkitabın içindeki tehdit unsurlarının değiştirildiği hususu medyada yeraldı. Türk Devletinde bu yönde bir açıklama gelmedi. Gelmez de. İsrail'in bu yönde açıklamaları oldu. İsrail kaynakları, Türkiye'ninİsrail'i tehdit algılamasına dâhil ettiğine dair. Önce izaha muhtaç bir hususu belirtelim. AKP'nin iktidara gelişi, RTE'nin Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanıolma hususunu kendi ağzından tekrarlaması, sık sık Amerika gezileri,AKP'nin halen yazılı programı, hızlı özelleştirmeler ile ulusalpazarımızın tekellere pazarlaması gibi hususlar AKP'nin Amerikandesteği ile var olduğunu her hali ile Türk Halkına hissettirdi. İktidar kendi tabanına ve antiemperyalist Türk Halkına İsrail'e tavıralıyormuş gibi göstererek, sanki Amerika'ya da karşıymış gibialdatmacasını yapıyor.(AKP iktidarında İsrail'in Türkiye'ye ticari malsatışları iki misli artı) Aşırı Amerikancılık payesine ulaşmak, artık halkımızda prim yapan birhusus değil. Önümüzde seçimler var. 'İmaj Maker'lar' bu imajı biraz değiştirmekistiyor. Hazır Taksimdeki patlamada varken bundan yararlanmaları gerek. ŞıhŞamil, Nasuhi Güngör, Semih İdiz gibi iktidar yandaşlığında nam yapmışimaj yapıcılar sahne aldılar. Taksimdeki terör eyleminin arkasındaAmerika ve İsrail olduğunu yazdılar. Gerekçe olarak da, Füze Kalkanı konusunda sanki Hükümet karşıymış daAmerika zorla ikna etmek için bu provokasyonları yapmış. Kandırabilecekleri kişilere demek istiyorlar ki, iktidar Amerikankarşıtı olduğu için bu provokasyona muhatap oldu. Amerika'nın bu tür işler yaptığı doğru da, hükümet ile Amerika'nınkarşı karşıya olduğu doğru değil. Barzani, hem AKP'nin hem deAmerika'nın bir numaralı dostu. Birlikte Irak'ın kuzeyinde Kukla KürtDevletini kurmuyorlar mı? PKK ile gizli açık görüşmeleri Amerikan talimatları ile yapmıyorlarmı? İsrail ile AKP'nin arlarının açık olduğuna inanmıyorum. HükümetinAmerikan dayatmalarına karşı olduğuna inanmıyorum. AKP gerçekten bağımsızlıkçı, ulusuna kendini adamış olsa bizimsöyleyecek sözümüz mü olur? Yakında foyaları ortaya çıkar. Hele bir seçimler geçsin, siz görünAmerikan mahfelerinde dolaşanların kim olduğunu.1.11.2010, bulentesinoglu@gmail.com

[img]http://www.timeturk.com/resim/tr/2010/11/02/bombacinin-kimligi-belirlendi.jpg[/img]
[size=24]
[color:c585=red]
İşte adı soyadı ve örgütü![/color]

[/size]

Taksim’deki intihar saldırısını gerçekleştiren saldırganın 24 yaşındaki Vedat Acar olduğu, 3 ay önce Habur’dan ülkeye giriş yapan Acar'ın 2004 yılında PKK'ya katıldığı açıklandı.



Taksim’de 32 kişinin yaralanmasına neden olan canlı bombanın kimliği belirlendi.

Saldırıyı gerçekleştiren kişinin, Van'ın Gürpınar ilçesi nüfusuna kayıtlı 24 yaşındaki Vedat Acar olduğu açıklandı.

Üç ay önce Habur’dan Türkiye’ye giriş yaptığı tespit edilen Acar'ın, 2004'te PKK'ya katıldığı ve terör örgütü kamplarında eğitim gördüğü açıklandı.

İstanbul Valiliği'nden yapılan açıklamada, "...Eylemi gerçekleştiren kişinin, Van Gürpınar nüfusuna kayıtlı 1986 doğumlu Vedat Acar isimli şahıs olduğu, 2004 yılında bölücü terör örgütüne katıldığı tespit edilmiş olup, olay ve şahsın irtibatlarına yönelik çalışmalar çok yönlü olarak devam etmektedir" denildi.

AİLESİNDEN AYRILDI
Terör örgütü PKK kamplarında eğitim gören ve ailesi Bağcılar'da yaşayan Acar'ın, 1 ay önce ailesinden ayrılarak Bahçelievler Şirinevler'de bir ev kiraladığı tespit edildi.

Acar'ın ev sahibi olan ve bar işleten kişiden, saldırıdan 2 gün önce buz kovası istediği ev sahibinin de 15 tane buz kovası getirdiği öğrenildi. Bombacı Vedat Acar, 2 buz kovasını eylemde kullanılırken evde yapılan arama da da 13 tane buz kovası ele geçirildi.

8 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

Operasyon kapsamında Bağcılar ve Bahçelievler'de düzenlenen operasonlarda 8 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler arasında Acar'ın ailesi de bulunuyor.

Şüphelilerin emniyetteki sorguları devam ediyor.

Eylemi PKK yapamaz, yapmaz, yapmamıştır, vala billa inanmam, inanasam da inanmam, bana kimse PKK bomba atmıştır dedirtemez, diyerek başta Çandar olmak üzere tüm yandaşlar bir yerlerini yırtmaktaydı...

Şimdi mesele ne, PKK veya değil, olur olmaz, bu ülkede gerçekleşen her fiiilden AKP mesul değil midir?

RTE kendisi dememiş miydi, diclenin kenarında kurdun kaptığı kuzudan ben mesulüm diye?

PKK mı yoksa Fatih Altaylı'nın ima ettiği üzere, PK'nın İran kontrolündeki bir kliği mi, yoksa başkaları mı?

Altaylı'ın tezi, tam da ABD'nin İran'ı hedefe koyduğu ve Türkiye'yi füze kalkanına ikna etmek istediği bir dönemde manidar.

Aynı ABD, Japonya'yı K. KOre'ye karşı işbirliğine ikna etmek için ne haltlar yemişti, ne kompplolara imza atmıştı. G. Kore'ye ait bir savaş gemisini de vurmuş, suçu Kuzey'e atmamış mıydı?

Şİmdi RTE çıkmış, batılı efendilere sitem ediyor, meydana gelen hadiselerde onların parmağı olduğunu söylüyor. İyi ya gereğini yapsın o zaman.

Eylemi TAK üstlenmiş.

Günah keçisi TAK...

İbrahim Karagül

03 Kasım 2010 Çarşamba

Bomba fırtınası, yeni terör ihalesi: Pimi kim çekiyor?

Taksim'den Atina'ya, Dubai'den İngiltere'ye ve ABD'ye kadar, son günlerde ardı ardına patlayan ya da kargo şirketleriyle gönderilen bombalar arasında bir bağ var mı? Varsa nasıl bir bombalama haritasından söz edebiliriz? Varsa bu bomba fırtınasından sonra neler gelebilir?

Taksim'de intihar saldırısı gerçekleşiyor...

Atina'da iki gündür bombalar patlıyor...

Ortadoğu'dan Avrupa-Amerika'ya uçan uçaklarda patlayıcılar tespit ediliyor...

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ofisinde şüpheli paket bulunuyor. Neler oluyor?

Sırayla gidelim:

29 Ekim'de Yemen'den ABD'ye gönderilen, yazıcı kartuşları içine gizlenen patlayıcılar İngiltere'de tespit edildi. Patlayıcıların hedefinin Chichago'da bir sinagog olduğu açıklandı. Benzer bir şekilde, Dubai'den hareket eden bir kargo uçağında patlayıcılar bulundu. Bunların hedefinin de ABD olduğu, İngiltere üzerinden ABD'ye giden uçaklarda tespit edildiği açıklandı. ABD ve Avrupa ülkelerinde terör alarmı verildi. İsrail Ulaştırma Bakanı, ihbarlar aldıklarını ve dünya genelinde alarma geçtiklerini açıkladı.

Terörün kaynağı Yemen'di ve olağan şüpheli El Kaide idi.. Birkaç yıldır Yemen'de özel operasyonlar yapan, insansız hava araçlarıyla saldırılar yürüten ABD'nin, özel operasyon birliklerini ve CIA timlerini hatta kara birliklerini Yemen'e sevk edeceği, bir nevi işgal senaryosundan söz edilir oldu. İngiltere Genelkurmay Başkanlığı bunun için "erken" olduğunu açıkladı!

Ne kadar bağlantılı bilemeyiz ama, Taksim'deki intihar saldırısı iste bu sırada gerçekleşti. PKK ve bağlı çevreler saldırıyı kesin bir dille reddetti. Devrimce Karargah Örgütü de benzer bir açıklamayla saldırıyla bağlantısını reddetti. BDP'li Selahattin Demirtaş dün, saldırının tam bir provokasyon olduğunu söyledi. Genel kanaat böyleydi... Teröre yönelik hem Türkiye içinde hem de çevre ülkelerde ve dünya başkentlerinde yürütülen temaslar belli bir kıvama gelmişken, PKK ateşkes süresini uzatırken bu saldırı neyin nesi oluyordu?

Batı basını Taksim'deki saldırıdan hemen sonra teşhisi koydu; El Kaide.. Örgütün Türkiye'de güçlü olduğunu iddia eden bir Avusturya gazetesi, diğer patlayıcılarla ya da bombalamalarla bağlantı kurarak "örgüt değişik noktalardaki eylemleriyle dikkat çekmek istiyor" görüşünü ortaya attı.

Ancak ne gariptir ki, Taksim'de kullanılan patlayıcı Avusturya kaynaklıydı. Viyana'nın soruşturma başlatması dikkat çekiciydi. Hal böyle iken dikkatler el Kaide üzerine çekiliyordu. Bombacının Habur'dan Türkiye'ye giriş yapan Van nüfusuna kayıtlı olduğu ortaya çıktı. PKK, Habur, Kuzey Irak, Avusturya, Irak'taki ABD güçleri, Taksim... Bütün ihtimaller masada. Birileri Türkiye'nin hesaplarını mı bozmaya çalışıyor?

Ve Atina..

Önceki gün Meksika'nın Atina Büyükelçiliği'ne gönderilmek üzere kargo şirketine bırakılan bombanın patlamasıyla bir kişi yaralandı. Bomba fırtınası dün de devam etti. İsviçre ve Rusya büyükelçilik binalarının dışında birer bomba patladı. Parlamento binası önünde ve bir kurye şirketinde bulunan iki bomba ise kontrollü olarak patlatıldı. Kurye şirketindeki bombanın Almanya Büyükelçiliği'ne gönderildiği ortaya çıktı. İki saat içinde beş ayrı bomba! Bütün elçilik binaları polis kordonuna alındı. Bunlardan hemen sonra Almanya'dan bir haber geldi. Merkel'in ofisinde bir şüpheli paket bulunmuştu.

Yunanistan, ekonomik krizle büyük çöküş yaşıyor. Rusya'dan ABD'ye ve Çin'e kadar başkent başkent dolaşan yunan liderler, ülkelerini ekonomik çöküşten kurtarmaya çalışıyor. Tam bu dönemde İsrail ile özel bir yakınlaşma kuruldu. Savunma anlaşmaları, ortak tatbikatlar yapıldı. Yakınlaşmanın ekonomik sebepleri elbette vardı ama güvenlik eksenli ve bir çok ülkenin dikkatini çeken yeni bir ilişki biçimiydi bu.

Bombalı paketlerden sol gruplar sorumlu tutuluyor. Peki bu Yananistan'ın iç meselesi mi? Mesela sol gruplar, Atina-Tel Aviv arasındaki yakınlaşmaya mı tepki gösteriyorlar? Öyleyse neden Atina'daki elçilikleri hedef alıyorlar?

Taksim'deki intihar saldırısını bu harita içinde nereye koyacağız? Bütün bunlar birbirinden bağımsız mı?

Hiç sanmıyorum. Bugüne kadar edindiğimiz tecrübe, tanık olduklarımız, saldırılar sonrasında gelişen olaylar, ortada birbirinden bağımsız münferit saldırılar olduğu tezini büyük oranda boşa çıkarıyor.

Peki bütün bunları El Kaide mi yapıyor? Örgüt dünya genelinde savaşa mı hazırlanıyor? Olağan şüpheli o ve söylem de bu yönde. Ama pek ikna edici değil.

Diyelim Yemen el Kaide üssü... Atina ve İstanbul'u da mı öyle düşüneceğiz? Bunu kabul etmek mümkün değil. Hakim söylemi bu çerçevede ciddi bir sorgulamaya tutmak belki bombalar kadar öncelikli. O zaman nedir bunlar?

Birkaç gün daha bekleyin. Fırtına devam edecek. Büyük ihtimalle yeni saldırı girişimleri, bombalama olayları gerçekleşecek. Ardından, görebilenler için apaçık şeyler çıkacak ortaya. Tabii kör olanların göremeyeceği gerçekler bunlar.

Derinlerde büyük bir kapışma var. Güçler çatışması diyelim buna. Terör üzerinden güç gösterisi, meydan okuma diyelim. Kim kiminle nasıl bir savaş yürütüyor, neyin paylaşımı yapılıyor göreceğiz. Muhtemelen küresel düzeyde terör alarmları verilecek. Gerçek gizlenecek. Ama çatışma devam edecek.

Terörü kart olarak kullananlar bu alışkanlıklarından hiç vazgeçmedi. Yeni bir terör ihalesiyle karşı karşıyayız...

Türkiye çok dikkatli olmalı...

KCK 'Şahinler'e 'DUR' dedi
04 Kasım 2010

Haberi Paylaş |
.
KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı, Taksim’deki eylemi ve eyleme karar verenleri “açıkça” kınayarak, “TAK örgütünü, halkımızın özgürlük mücadelesine hizmet etmeyen bu tür eylemlere derhal son vermeye çağırıyoruz” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı yaptığı açıklamada bir kez daha Taksim’de 15’i polis 32 kişinin yaralanması ile sonuçlanan intihar saldırısıyla hiçbir şekilde ilgilerinin olmadığını vurguladı. KCK açıklamasında saldırıyı kınarken, TAK’a da çağrıda bulunarak eylemlerine son vermeye çağırdı.


(anf)

taksim olayından sonra emniyet pkk bağlantılı kişi ve kurumları değilde niçin tkp mensuplarını sorgulama ihtiyacı duydu ??
medya içinde haber uçuracak uzantıları olmasına rağmen tkp bu sorgulanan mensupları için neden sesini çıkarmıyor ??
pjak ile birlikte hareket eden vedat acar iran istihbaratı tarafından aile tehdidi veyahut bilemediğimiz sebepler adı altında kullanılmış olamazmı ??
iran kendine ait bir klik oluşturmak için kendi adına olmasa bile koftiden emparyalizm karşıtı imiş gibi mücadele edecek ve türkiyeyi ters köşeye yatıracak hamlelerle anlaşılmasını güçlendirmek için vedat acar veya başka şahıslarla tkp içinde değişik bir klik var etme mücadelesi yapamazmı ??
malum son günlerde mısır firavunları tarafından estirildiği znnedilen islamcı sol eksikliği sakın iran orjinli olmasın ??

amerika türkiyede kalkan projesi yapmak için taksim olayını amerika yaptırdı mantığı çürük ve çok absürd bir durum diye düşündüğüm gibi amerika kalkan projesini yapmak isterse türkiyenin yok deme reddetme gibi bir lüksü olmaz olamaz..

amerikanın irana vurması ise on yıldır ağızlarda sakız olsa da tiyatrodan başka bir değeri yok.. amerika ırakda iranla kolkolamı ?? kolkola değil elele :))
amerika afganistanda iranla kolkolamı ?? kolkola değil kucak kucağa daha ötesi ne olsun .. taksim ne denilecek olursa amerikanın oynaşı iranın türkiyeyi ters köşeye yatırma operasyonu diye inanıyorum..
yapan vedat acar yaptıran İRAN kullanılan pjak olayı yutmayan ise pkk ayakçı kim denilse şu anda tkp diyebilirim..

lafın kısası iran denklemini yaban atmamak lazım diye inanıyorum..