Batı Böyle Derken, Doğu Ne Diyor?
Bülent ESİNOĞLU
Aydınımız, yazarımız, çizerimiz dünyayı anlamaya çalışırken, dayandığı temel kaynağın, Batı kaynakları olduğu bilinenlerdendir.
Amerikan’ca ve İngilizce Türk aydınının kullandığı dil olduğundan, onların oralardan öğrenip, bize aktardığı bilgilerin ve yorumların Batı dünyasının dünya görüşünü, dolayısı ile Batının menfaatlerini temsil ettiği de bilinenler arasındadır.
Diyeceksiniz ki, efendim internet diye bir şey var. Gir oraya gerçeği öğren. Bunu söylemek kolay. Ama gündelik ekonomik kaygılar içinde olan insanların bunu gerçekleştirmesi zor.
Dikkat etmişinizdir. Tüm Batı medyası, bilhassa da Amerikan propaganda makinesi, Çin’in süper devlet olduğu iddiasını işleyip duruyorlar. Bunun altında bir bit yeniği olduğunu düşünmediniz mi?
Eğer düşündüyseniz, bu propagandaların arkasından hep şu yorumlar geliyor. O da şu; Çin süper devlettir. Doğu Asya’daki devletlere ekonomik hegemonya kurdu, onları sömürüyor.
Oysa Çin’in süper devlet olduğu iddiasını, başta Çin’in kendisi kabul etmiyor. “Biz gelişmekte olan bir devletiz, hiçbir ülkeye savaş ilan etmiyoruz. Hiçbir ülke ile zorla ticaret yapmıyoruz.”
Şimdi biraz daha netleşiyor sanırım. Amerikan propaganda makinesinin asıl maksadı; Çin ile ASEAN ülkelerinin arasını açmaktır. Tıpkı, Türkiye ile İran’ın arasını, İsrail’in menfaatleri için açmaya çalıştığı gibi. (Türkiye’ye yerleştirilmek istenen füzeler tüm Doğunun kapılarının Türkiye’ye kapaması içindir.)
Amerikan Dışişleri Bakanı Bayan Clington 16 Doğu Asya ülkelersini dolaştı. Gittiği her yerde Çin’i şikâyet etti. “O süper güç sizi domino ediyor” diyerek.
Amerika Çin’i kuşatmak için Irak, Afganistan işgalini ve Pakistan’ın istikrarsızlaştırılması ile istediğini alamayınca, şimdi de sözüm ona “yumuşak gücünü” kullanıma soktu.
Çin’in içinde Urumci, Tibet ve Taiwan örtülü savaş ile karıştırırken, öte yan, Çin’deki bir siyasi mahkûma Nobel Ödülü verdiriyor.
Gelişmekte olan Çin Japon iyi ilişkilerini gemiler torpilleyerek engelleyen ABD, Türkiye ile Çin arasında iyi ilişkiler kurulmasını da istemiyor.
İstemiyor ama ABD ve onun Türkiye’deki uşaklarına rağmen Türkiye’nin iç dinamikleri; Doğu ile ilişkileri zorluyor. Batı ile olan eşitsiz ilişkilerin sürdürülemez boyutlarda olması Doğu ile ilişkilerin motoru oluyor.
Çünkü Doğunun bizi bölmek gibi bir niyeti( en azından şimdilik) yoktur.
Bu durum bile başlı başına Türkiye Doğu ilişkilerini mecburi kılmaktadır.
30.10.2010,
bulentesinoglu@gmail.com