Kanal D'de, MAB'ın sunumuyla, 29 Ekim dolayısıyla yapılan yayınları takip ediyorum....
İki ayrı resepsiyonla kutlanıyor Bayram...
Biri CB Gül'ünki, diğeri de askerlerinki...
Bir de köprüde yapılan havai fişek gösterisi var ki akıllara seza...
Başına geçirilen çuvala ses etmediği halde, CB Gül'ün resepsiyonuna katılmamak, sahte kutuplaşmaya hizmet etmekten başka bir şey değil.
AB-D'ye posta koyamayan adamın, bu tavrı, tam bağımsızlık gaye vce mücadelsine mani olmaya dair, sahte kutuplaşmaları kışkırtıcı bir keyfiyeti haizdir.
Gül de zaten yaptığı gizli anlaşmalarla zanlı biri.
Diğer yandan atılan şu havai fişekler üzerinde biraz durmak gerekebilir.
O akdar basit değil, havai fişek deyip geçmeyeceksin. Eşya ve hadise karşısındaki tavır, şuur muhtevasını ele verir. En küçük çaplarda bile.
Bu havai fişek işi de belediyenin bir icraatı olsa gerek.
MAB, “muhteşem” bir görüntü diye sunarken, gayrı ihtiyarı basıyorum küfrü.
Aç var, çıplak var...
Açlığı, çılaklığı bilmez, karnı tok, sırtı pek adamlar, zevkten dört köşe.
Sor bakalım o soğukta tir tir tireyen birine, sana ne cevap verecek?
“Ama güzel bir şey, değil mi?” diye soracak olana, “doğrunu olmadığı yerde güzel de yoktur!” ölçüsünü hatırlatmalı. Evet, burnunuz bok kokusu almıyorsa, belediyenin diktiği laleler de güzel kokar, gözünüz aç ve çıplakları görmezse, attığı havai fişekler de hoşuza gider.
Yani işe “estetik” kılıfı giydirmeğe kalkmak, ayrı bir anlayışsızlık.
“Ama bunlar için de insanlar çalışıyor, istihdam oluyor!” diyebilirsiniz ama o zaman “devrimci” olma iddianızı da kapının önüne koymuş olursunuz.
Ne diyordu Üstad, “Biz hepçiyiz!”
Yani, böyle muvazaalı tutumlarla devrim olmaz, yapılamaz.
Mesele istihdamsa, şu kadar yanlış üzerine, üç-beş kişi havai fişek üretiyor, ücret alıyor diye bakmaya başlarsanız, eh kapitalizm de aynı işi yapmıyor, istihdam üretmiyor mu? O halde suç istihdam üretmeyen, üretemeyenlerde.
Düzenle olan ilişkileri kesmek mümkün değil ama yaptığı işten dolayı düzeni aklamaya çalışmak ayrı iş. İdeoloji, yani yaşadığı ile inandığı arasındaki köprü koptuğu zaman, insan ya inandığını iddia ettiği yönünde yobazlaşmaya başlar veya yaşadığını meşrulaştırma gayretine girer.
İş yapıyorsun, ticaret yapıyorsun, ihale alıyorsun kimse karışamaz, herkes biir şeyler yapacak, ama iş yaptığın, para kazandığın, ihale aldığın adamları hoş göstermeye çalışır, onları aklamya başlarsan, niyetin bu olmasa da kalbin kaymaya başladığına dair alametlerden olarak bu tür tavırlar sadır olmaya başlarsa, tehlike çanları da çalmaya başlamış demektir.
Konu: HAVAİ FİŞEK 
