SUYUNALİYEV KAÇIRILDI MI?

Konunun ilk mesajı :

[size=18]Seçimlerden Sonra Kırgızistan'da Son Durum:

KIRGIZ TAZA DİN HAREKETİ LİDERİ ALBAY CUMAY SUYUNALİYEV'DEN 3 GÜNDÜR HABER ALINAMIYOR




Taza Din Lideri Albay Cumay Suyunaliyev'den bu gün itibariyle (15 10 2010 Cuma) üç günden bu yana haber alınamıyor.

Bu ayın 10'unda yapılan seçimlerden önce, Amerikan desteğiyle Taza Din'in üzerine gidileceğinin emareleri gözükmüştü.

Kırgızistan'ın Güneyindeki hareketliliğin müsebbibi olarak görülen Taza Din, seçimlerle alakalı olarak daha önce yaptığı basın toplantılarında ve yayınladığı deklerasyonda, demokrasi oyununu kabul etmeyeceğini açıklamıştı. Şu an fiili olarak Kuzey ve Güney diye bölünmüş olan Kırgızistan'ın en önemli iç dinamiği olan Taza Din'in, bölgede oyun oynamak isteyen iri güçleri ne kadar rahatsız ettiği seçim sürecinde aşikar oldu.

Seçimden önce Kırgısiztan'ın güneyinde farklı farklı grupların da dahil olduğu hazırlık sürecini bilmeyen yok. Bu hazırlık sürecinde toparlayıcı merkez olarak görülen Taza Din, hiçbir şekilde, Kırgızistanla ilgili Amerika ve Avrupa kaynaklı dayatmalara boyun eğmeyeceğini, birçok kez çeştli vesilelerle dile getirdi. Bu dayatmalara karşı, her türlü mücadeleye de hazırlıklı olduğunu da deklare etmişti.

Taza Din Başkanı Albay Cumay Suyunaliyev daha önce defalarca Salih Mirzabeyoğlu'nun özgür kalması ve Ermeni soykırım iddialarının gerçek olmadığını açıkladığı toplantılar da yapmıştı.

7 Nisan'dan önce Türkiye'ye de gelen sayın Suyunaliyev, gelmeden önce Türkiye'nin tarihi misyonuna vurgu yaparak, "Türkiye'nin gerçek dostları dostumuz, düşmanları da düşmanımız" açıklamasını bütün dünya kamuoyuna yapmıştı.

Seçimden hemen sonra, Güney Kırgızistan'ın dağlarında başlayan hareketlilik son iki günde çatışmaya dönüşmüş durumda.

Yasadışı yollardan bölgeye getirilen AGİT'den (Avrupa Polisi), bu çatışmaları durdurması umut ediliyor. Ancak daha hiçbir resmi statüsü olmayan bu yasadışı gücün, şu saate kadar herhangi bir çatışmaya katıldığı da tesbit edilemedi. Diğer yandan Kırgızistan güvenlik güçlerinin neredeyse yüzde doksanı, şu saat itibriyle Güney Kırgızistan'da bulunmakta. Yine bizim aldığımız haberlere göre özellikle Batkent dağlarında, yani sınır bölgesinde, 5 bin ila 7 bin arasındaki bir militan milis güç abluka altına alınmaya çalışılmakta. Bunun yanında son bir buçuk-iki aydan beri Tacikistan'da süren çatışmalar, Kırgısiztan ve Özbekistan sınırında devam etmektre. İslamcı militanlarla Tacik yönetimi arasında süren bu çatışmalardan Özbekistan oldukça rahatsız olduğundan dolayı, yine neredeyse bütün silahlı gücünü Kırgızistan ve Tacikistan sınırına yığmış durumda.

10 Ekim'de yapılan seçimlerden sonra AtaMeken Sosyalist Parti ve Cumhuriyet Partisi şu an Atacurt ve Ar Namıs Partisine karşı koalisyon hükümeti kurabilecek sayıya ulaşmış gözüküyorlar. Bu demektir ki, 7 Nisan'da Atacurt Partisi'nin ikidarını devirenler, yani geçici hükümeti oluşturanlar tekrar koalisyon hükümeti kurabilirler. Hükümetin bu şekilde oluşacağını zannneden devlet içindeki bu partilere yakın bir klik, seçimin bu neticesinden cesaret alatrak, Taza Din Lideri Albay Suyunaliyev'i kalleşçe gözaltına almış olabilir.
Bişekek ve Kırgısiztan genelidenki Taza Din mensupları, Albay Suyunaliyev'den yaklaşık üç günden beri haber alınamamsından SNB'yi (Kırgız İstihbaratı) soruumlu tutmaktadır.

Cumay Suyunaliyev'den haber alınamaması hadisesi, son iki gündür duyulduğu her yerde çatışmalara sebep oldu. Özellikle Güney'de (dün -14 10 2010 Perşembe- itibariyle) belli başlı bölgelerde yoğun çatışmalar yaşandı.
Abay Cumay Suyunaliyev'den haber alınamamasının 3. gününde (15 10 2010 Cuma) Bişkek'de Gazi Vakfı Başkan Yardımcısı ve Afgan Gazileri ve Gençler Partisi Genel Başkanı Sabur Bey'in önderliğinde, Aki Pres Haber Ajansı'nda bir basın tolnatısı yapıldı.

Toplantıda basına dağıtılan bildiride şu ifadelere yer verildi:

“Meydan okuyoruz!

SNB tarafında yasadışı bir şekilde gözaltınaa alındığına inandığımız Taza Din Lideri Cumay Suyunaliyev'in kılına bir zarar geldiğ anda bütün güçlerimizle bu yasadışı organizasyona karşı savaşacvağımızı bütün Kırgısiztan kamuoyuna duyururuz.

İki gün içinde Albay Cumay Suyunaliyev'den herhangi bir haber alamazsak, bütün güçlerimizle harekete geçeceğiz.

Yasadışı örgüt SNB, bir savaş istiyorsa, ona, istediği savaşı vereceğiz.”

Yaklaşık bir haftadan beri Bişkek başsavcısı SNB'nin yasadışı bir örgüt olduğunu kamuoyuna duyurmakta ve Kırgızistan'daki bütün devrimler ve karışıklıkların müsebbibi olarak da SNB'nin icraatlarını göstermekte.

Taza Din'e mensup gönüldaşların bayraklarla katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında şaşkınlığı gözlerinden okunan basın mensuplarının tek bir soru soramaması ve etrafta bulunan yasadışı örgüt mensuplarının hareket bile edememesi oldukça dikkat çekiciydi.

Gazi Vakfı üyelerinin ne derece ciddi olduğunu ve söyledikleri sözü söyledikleri yerde bırakmadığını bilenler, bu basın toplatısının ne manaya geldiğini de anladılar.

Yine bu gün, Emekli Polis Subayları Derneği'ne mensup subaylar da -ki Sayın Suyunaliyev bu derneğin başkan yardımcısı- Bişkek'de toplanma kararı aldılar.

Yine basın toplantısında Sabur Bey, “Bu işte kimlerin parağı olduğunu tek tek biliyoruz” açıklamasını yaptıktan sonra, “Önümüzdeki süreç artık bunlarla hesaplaşma süreci” dedi. Son oalrak, Sabur Bey, basın toplantısını, “Hiç kimse arkasında duramayacağı sözü söylememeli, altından kalkamayacağı harekete de girişmemeli” diyerek bitirdi.

Şu an Kırgızistan'da 7 Nisan süreci farklı bir safhaya girmş durumda. Kararlar verildi, kılıçlar çekildi. Toprağın altında kimin neyi varsa hepsi şu an toprağın üstünde.


[/size]

KIRGIZİSTAN'DA KARIŞIKLIK ARTARAK DEVAM EDİYOR

7 Nisan'da başlayan süreçte yaşanan halk ayaklanması-iç savaş ile iktidar değişikliği yaşanan Kırgızistan'da, 10 Ekim seçimleri de karışıklıkları önlemeye yetmemiş gözüküyor.

Seçimlerden çıkan netice itibariyle, çok parçalı bir koalisyon hükümeti ancak mümkünken, seçimlerden önce “demokrasi oyunu”nun neticelerini tanımayacağını bildiren Taza Din Hareketi'nin lideri Cumay Suyunaliyev'in 12 Ekim tarihinde kaçırılmasıyla yeni bir sürece girilmiş olundu.

15 Ekim tarihinde bir basın toplantısı düzenleyen Taza Din mensupları, liderlerinin kaçırılmasından Kırgız istihbaratı SNB'yi mesul tutarken, yaptıkları açıklamda şunları söylemişlerdi:

“Meydan okuyoruz!

SNB tarafında yasadışı bir şekilde gözaltınaa alındığına inandığımız Taza Din Lideri Cumay Suyunaliyev'in kılına bir zarar geldiğ anda bütün güçlerimizle bu yasadışı organizasyona karşı savaşacvağımızı bütün Kırgısiztan kamuoyuna duyururuz.

İki gün içinde Albay Cumay Suyunaliyev'den herhangi bir haber alamazsak, bütün güçlerimizle harekete geçeceğiz.

Yasadışı örgüt SNB, bir savaş istiyorsa, ona, istediği savaşı vereceğiz.”

Bu açıklama ve meydan okuma karşısında Kırgızistan'da kan dökülmeye devam etse de Taza Din'in geri adım atmamasıyla illegal yapılanma gerilemeye başlarken, diğer yandan ülkedeki diğer liderlere de suikastler vuku bulmaya başladı.

Bizim aldığımız habere göre, SNB ve onu yönetenler, kendilerince iç savaşı bitirmek iddiasıyla hedef aldıkları liderleri ortadan kaldırmak emelindeler ki emperyalizme alan açılsın.

Hatta 24 Ekim 2010 tarihinde gerçekleşen bir suikast teşebbüsünde Ata-curt Partisi Eşbaşkanı Kamçıbek Bey elinden yaralanırken, suikastçi, yaşanan çatışmanın arkasından ele geçirildi ve görüldü ki, SNB kimliği taşımakta.

Bu da SNB'nin hedefindekilerin SNB'yi hedef almasına ve SNB'ye karşı ittifak oluşmasına yol açtı.

Bu gün (25 Ekim) tarihinde düzenlenen ihtar mitingde, SNB başkanının 2 gün içinde istifa etmesi istendi. İstafanın gerçekleşmemsi durumunda nelerin olacağı ise tamamen meçhul olmakla birlikte, Kırgızistan iç dinamiklerini bilenler için çok kanlı bir iç savaş çıkmasının muhtemel olduğu da bedahet.

Şimdi taraflar 27 Ekim Çarşamba günü yapılacak büyük mitinge hazırlanmakta.

Kırgızistan'daki gönüldaşlar, tabiri caizse tam bir can azarı içeriisindeler ve dua beklediklerini ifade ediyorlar.

Selamları var.

Kırgızistan'da 'baskın' gerilimi

25.10.2010 GÜNLÜK
Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te, devrik devlet başkanı Kurmanbek Bakiyev yanlısı olan Ata Jurt Partisi'nin lideri Kamçıbek Taşiyev, ulusal istihbarat teşkilatının görevlileri tarafından silahlı saldırıya uğradığını ileri sürerek, saldırganların bir kaçını tanıdığını ve bu kişilerin istihbarat teşkilatında çalıştıklarını bildiğini söyledi.

Kamçıbek Taşiyev, saldırıdan yaklaşık 3 saat sonra düzenlediği basın toplantısında, 'akşam saatlerinde 50 kişilik bir grubun evinin kapılarını zorlayıp ateş etmeye başladıklarını, daha sonra da kendi korumalarının geldiğini' kaydetti.

Korumalarının gelmesinden sonra çocuğuyla birlikte evden çıktığını belirten Taşiyev, 'Bir saldırgan başıma demirle vurmaya çalıştı, elimle kendimi korudum ve elimden yaralandım. Korumalarla ve saldırganlar arasında kavga çıktı. Korumalarım saldırganların kimliklerine, silahına ve geldikleri araçların plakalarına el koydu. Birkaç saldırganı yakaladık, daha sonra serbest bıraktık. Sonra polisi çağırdık ve saldırganlara ait eşyaları teslim ettik' dedi.

'ÖLDÜRMEK İSTEDİLER'

Saldırıda kimsenin yaralanmadığını ve ülkedeki taraftarlarının bunun böyle bilmesini istediğini ifade eden Taşiyev, 'saldırganların kendisini öldürmek istediğini, saldırının da göreviyle ilgili olduğunu' savundu. İstihbarat Teşkilatı Başkanı Keneşbek Düşebayev'in kendisini öldürtmek istediğini ileri süren Taşiyev, ancak bunun nedenini bilmediğini söyledi.

Cumhurbaşkanlığı İdaresi Birinci Yardımcısı Muhtar Jumaliyev'i telefonla aradığını ve kendisinin başına gelen olayla ilgili olarak bilgi verdiğini ifade eden Taşiyev, bundan sonra İstihbarat Teşkilatı başkanının derhal görevden uzaklaştırılmasını talep edeceklerini belirtti.

Taşiyev, İstihbarat Teşkilatı Başkanı'nın, Kırgızlar ile Özbekler arasında haziran ayında yaşanan çatışmadan kendisini sorumlu tuttuğunu, ancak daha sonra Başbakan Birinci Yardımcısı Azimbek Beknazarov aracılığıyla özür dilediğini belirtti.

Bu arada Başkent Bişkek'te hükümet binası önünde toplanan yaklaşık 2 bin kişinin katıldığı gösteride İstihbarat Teşkilatı (GSNB) Başkanı Keneşbek Düşebayev'in istifası istendi.

Kulov: Provokasyon

Rusya yanlısı Ar-Namıs Partisi lideri Feliks Kulov da, gazetecilere yaptığı açıklamada, ''sözkonusu olayın iktidar tarafından yapılan bir provokasyon olduğunu'' öne sürdü. Ulusal İstihbarat Teşkilatından olayla ilgili açıklamanın yarın yapılması bekleniyor. Ata Jurt Partisi, 10 Ekim'de düzenlenen milletvekili seçimlerinde meclise giren en büyük parti olmuştu.

Kırgızistan'da 2005 Mart'ında iktidar devrilmiş, Kurmanbek Bakiyev yönetimi oluşmuştu. Nisan ayındaki ayaklanmada da Bakiyev devrildi, yerine Roza Otubnayeva yönetimi geldi. Haziran ayından sonra ise Oş ve Celalabad kentlerinde kanlı etnik çatışmalar yaşandı. Kısa süre önce ülkede seçim yapıldı.

BİŞKEK

http://www.gunlukgazetesi.net/haber.asp?haberid=89887

Orta Asya Temsilcimiz Dilmurat'tan aldığımız bilgiye göre Cumay Bey'in sağlığı yerindedir...BARAN

"Sesimize katılan gruplar arasında, merkezinde KIRGIZLAR' ın bulunduğu, bilerek veya bilmeyerek, şuurlu veya şuuraltında gizli olarak, bütün bir TüÜRKİSTAN halkıdır.Oraların kaynamasında bahaneler ne olursa olsun,asıl sebep budur."

-S.Mirzabeyoğlu- ÖLÜM ODASI B-YEDİ 24.BÖLÜM

Kırgızistan'da, bir yetkilinin ağzından söylenen:

"İdeolojinizden korkuyorlar!"

Nasıl?

Niçin?

Niye?

Yapılan çalışmalar neticesi, tatbikinin mümkün ve pratize edilmesinin de çok kolay olduğu düşmanlar tarafından da görüldü...

Atambayev, Moskova'ya Gitti
13.11.2010 Cumartesi 18:20Dünya 0 Yorum3 Okunma 12P 14P 16P 18P

Kırgızistan'da Cumhurbaşkanı Roza Otunbayeva koalisyon kurma yetkisini verdiği Sosyal Demokrat Partisi (SDPK) Başkanı Almazbek Atambayev Moskova'ya gitti.

Atambayev'in iki günlük Moskova ziyareti sırasında hangi konuları ele alacağı ise açıklanmadı. Parti basın merkezinden yapılan açıklamaya göre, Sosyal Demokratların diğer iktidar yanlısı parti Ata Meken ile koalisyon kurma görüşmelerin ise devam ettiği açıklandı. Her iki parti devrik rejime karşı muhalefet blogunu oluşturarak halk hareketinde öncülük yapmıştı.

Kırgızistan parlamentosu Cogorku Keneş'te iktidar hükümeti kurmak için en az 3 partinin bir araya gelmesi gerekiyor. Hükümeti kurma yetkisi üstlenilen SDPK'nın Ata Meken ve Respublika Partileri ile birleşmesi bekleniyor. 120 sandalyeli Cogorku Keneş'te SDPK 26 sandalye ile ikinci parti olmuştu. Seçimi devrik Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev yakınlığı ile bilinen ve aralarında yine eski iktidar partisi Ak Col'un milletvekillerinin de bulunduğu Ata Curt Partisi 28 sandalye ile birinci parti olmuştu.

Kaynak: Cihan

Şükür, Cumay Bey sıhhatte. Emniyetli bir yerde.

Tecrübesi, yiğitliği, şecaati ve yüksek karakteri ile yapılan saldırıyı bertaraf etmeyi bilmiş...

Yaşanan hadiselerin detayları bilahare inşallah. Ama devrimci siyasete dair müthiş başarılı bir süreç yaşanmış ve Allah'ın izniyle yeni zaferlerin kapıları açılmış. Mavi Bayraklar, akreplere ateş olarak gözükmüş tek kelimeyle.

Kırgızistan konsolosluğu önünde gerçekleştirilen basın açıklaması da ayrı bir önemi haiz: "buralarda bu tür şeylerin tesiri çok farklı oluyor"...

Şimdilik bu kadar, dua bekliyorlar.

WİKİLEAKS'DA TAZA DİN:


Haber Video • 29 Kasım 2010 • Yorum Yok yorum

Hizb-ut Tahrir ve benzeri uluslararası radikal İslamcı siyasi örgütlerin Orta Asya'daki faaliyetlerini yoğunlaşmaktadır. Tacikistan’da ise birkaç düzine Hizb-ut Tahrir üyesi tutuklandı. Bu tutuklamalar sırasında polis genellikle radikal İslam'ın propagandasına yönelik toplu halde kitaplar, broşürler, CD'ler buldu.
Ağustos ayında, Tacikistan kuzeyinde bir mahkeme Hizb-ut Tahrir’in 10 üyesini 3 ila 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Selefiye ve Tabliğ Cemaati üyeleri hakkında da dava açılıyor. Geçen sene Hizb-ut Tahrir üyeleri ve bunun yanı sıra bu örgütlerin destekçisi olan yüzden fazla kişi mahkum edildi.
22 Kasım günü, o Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir'in bir yüksek rütbeli temsilcisinin gözaltına alındığı rapor edildi. Bir Hizb-ut Tahrir üyesinin tutuklanması sırasında polis tarafından Rus, Kırgız ve Özbek dillerinde partinin fikirleri teşvik edici bir dizi standart kitap, dergi, broşür ve dijital medya malzemeler bulundu. Hizb-ut Tahrir’in "Kırgızistan İşgali" amacı taşıdığı ve bunun için hükümetin içine nüfuz ederek partilerinin yasadışı örgütlerin listesinden çıkarmayı çalıştıkları bildirildi. Hizb-ut Tahrir İslam devleti için yolunu açmak için kendi saflarına devlet memurları, işadamları, parlamenterler katıyor.
Hizb-ut Tahrir nüfuz elde edebilmek için misyonerlerin taktiklerini uyguluyor – onlar insanların sosyal ve günlük ihtiyaçlarını karşılamak yiyecek ve kıyafet satın almak için para toplama ve, faizsiz mini kredi tahsis etmek- Tüm Bunu yaparak, parti Kırgızistan’daki faaliyetlerinde yasağı önlüyor ve halifeliğin olacağı gelecek devletde adil bir sosyal model nüfusa göstererek yeni taraftar topluyor. Kırgızistan’da mevcut uzun vadeli siyasi kriz ve yaşam standartlarının düşüklüğü ortasında bu taktik başarıyla işliyor.
Kırgızistan radikal İslam'ın aktif destekçilerinin sayısı hakkında farklı rakamlar yayınlandı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terörizm devletlere ilişkin 2009 yılı raporuna göre 2006-2008 yılında Hizb-ut Tahrir üyelerinin sayısı Kırgızistan’da 15.000 ulaşarak üç kat arttı.
Savaş ve Barış Enstitüsü'nden S. Mikhametrakhimova göre, Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir destekçi sayısı 20.000 kişi ulaşır. maksimum tahminlere göre Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir'in gezginler sayısı bu sonbaharda 100.000 kişiye ulaşmıştır.
(Büyük olasılıkla cılız olan) Kırgızistan ulusal güvenlik güçlerinin resmi verilerine göre, parti 1.700 daimi üyesinden oluşmaktadır. Önceki radikal İslam eylemciler ülkenin güneyinde sadece Özbek nüfusu ile esas olarak çalışırdı.Şimdi Hizb-ut Tahrir kuzeyde Rus ve Kırgız dillerinde kendi fikirleri teşvik için hareket ediyor.
Hizb-ut Tahrir'in yoğunlaşması Kırgız toplumunda İSLAM’A genel eğilimi yansıtıyor. Taza Din Hareketi (Saf İslam hareketi), Akyl-Es-Ruh-Yiman (Hikmet-Ruh-Faith) Hizb-ut Tahrir'in ideolojisine yakın - Onlar Kırgızistan’ı İslam Dünyasının bir parçası olarak görüyor. (- Büyük Doğu İslamcı Akıncılar Cephesi İslami Büyükdoğu Akıncılar Cephesi) Taza Din Hareketi özellikle Türk dinci örgüt İBDA-C tarafından finanse edilmektedir. Yıl başından bu yana İBDA-C, Taza Din Hareketine propaganda kampanyaları, bilgilendirici materyallerin dağıtımı ve Bişkek'te merkez kiralamak için yaklaşık 1.5 milyon aktardı..
Radikal İslami hareketlerin içine Kırgızistan gençlerin katılımı ciddi bir kaygı uyandırıyor. Yetkililere güven eksikliği, yüksek işsizlik oranı, düşük yaşam standartları şartlarında kolayca radikal İslam örgütleri katılmak eğilimi tipik bir durum olup sadece Kırgızistan’a özgü değildir. Khudzhand’daki bir terörist saldırı ve Rasht vadisinde yurt dışında din eğitimi almış birçok kişini de bulunduğu İslamcıların silahlı birimleri ile yapılan çatışmalar sonrasında Tacikistan yetkililer yabancı dini eğitim kurumlarınında okuyan Tacik öğrencilerin geri dönmeleri için bir kampanya başlattı, Kasım ayı ortalarında 500'den fazla öğrenci evlerine döndü ve birkaç gün sonra 136 öğrenciden oluşan başka bir grup geldi döndü.
Bununla birlikte yurt dışında geleneksel giysilerle din eğitimi almayı yasaklamak veya camilerin ve medreselerin etkisini sınırlamak için yapılan girişimleri Orta Asya toplumunun İslamlaşma eğilimini tersine çevirmesi mümkün değildir. Orada Yetkililerin zayıflıkları ve sosyal ekonomik yıkımı, radikal İslami örgütlerin güçlendirilmesini kaçınılmaz hale getirmektedir

KIRGIZİSTAN’DA SICAK GÜNLER

01.12.2010
--------------------------------------------------------------------------------

<![endif]-->
Geçtiğimiz hafta Kırgızistan’da üst üste ciddi gelişmeler yaşandı.
Oldukça fazla miktarda patlayıcı ve silahların ele geçirilmesiyle başlayan bu gelişmeler, en son 30 Kasım Salı günü Bişkek’te patlayan tahrip gücü çok yüksek bir bombayla devam etmekte.

29 Kasım Pazartesi saat 16.30’da Oş şehrinin merkezinde eski otogarın yanındaki “Kelecek Çarşısı” yanında bulunan bir mahallede 6 kişi, bulundukları evde güvenlik kuvvetleriyle çatışmaya girdi. 6 kişiden 3’ü çatışma esnasında ölürken, 1’i polisler, güvenlik kuvvetleri eve girmesiyle üzerindeki patlayıcıları ateşleyerek öldü. 2’si ise sağ yakalandı. Çatışmada Alfa birliklerine bağlı 3 özel tim mensubuyla 2 tane de FSB elemanı yaralandı.

Haber kaynakları bu 6 kişinin Kırgız, Özbek ve bir Rus müslümandan müteşekkil İslamcı bir grup olduğunu duyurdu.

Daha bu haberlerin mürekkebi kurumadan 30 Kasım Salı günü sabah saat 8.56’da tahrip gücü çok yüksek bir bombanın patlamasıyla Bişkek uyandı.

Togolok Moldo Caddesi ile Rızkulova Caddesi’nin kesiştiği noktada patlayan bu bomba neticesinde birçok insan yaralandı.

Bombanın patladığı bölgede bulunan spor kompleksinin yanında görevli bir çok polisin yaralandığı yine haber bültenlerince duyuruldu.

Bu polisler ve diğer yaralıların bir çoğunun yaralanma sebebi bombanın meydana getirdiği yüksek basıncın sebep olduğu kulak zarı delinmesi…

BU ana kadar 6 polisin yaralı olduğu, sayısı belirsiz sivillerin hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

Salı günü itibariyle Bişkek’te güvenlik tedbirleri en üst seviyeye çıkarıldı.

Kırgızistan’daki siyasi ve askeri uzmanlar, saldırıların dış kaynaklı olduğunu söylemekteler.


A. Dilmurat Yvasev

ORDUMİLLET

KIRGIZİSTAN, IRAK'IN KUZEYİ VE MİT AJANI SEMRA MALİŞ

01.12.2010
--------------------------------------------------------------------------------

<![endif]-->
Geçtiğimiz ay, biri İstanbul diğeri Kocaeli'de olmak üzere MİT mensubu iki kişinin şüpheli ölümleri haber bültenlerine yansıdı.
Kocaeli Şube Müdürlerinden Ahmet Süreyya Kurtay 20 Ekim 2010 tarihinde Kocaeli'ndeki lojmanında ölü bulunurken, emekli MİT mensubu Semra Maliş (55) 22 Ekim'de Üstbostancı'da oturduğu apartmanın bahçesinde ölü bulundu.

Kocaeli'nde kendisinden haber alınamayınca oturduğu lojmanın kapısı zorla açılarak içeri girilen Kurtay'ın ölüm sebebi kalp krizi olarak açıklanırken, Maliş'in intihar ettiği söylendi.

Maliş'in intihar etmiş olduğu fikrini kuvvetlendirmek için, ölüm haberinin veriliş şeklinden anlaşılacağı üzere, onun şizofren olduğu, psikolojik tedavi gördüğü de söylendi. Kocaeli'nde ölü bulunan MİT Şube Başkanıyla Semra Maliş arasındaki ilişkiyi sonraya bırakarak; Semra Maliş'in kim olduğu ve görevdeyken nasıl bir siyasi tavır içerisinde hareket ettiği önemli.

Semra Maliş, Özbek kökenli olup, Irak ve Irak'ın Kuzeyi'ndeki gelişmelerle yakından ilgilenen bir istihbarat elemanıydı. İstanbul'da görev yaptığı süre içerisinde Irak ve Irak'ın Kuzeyi hakkında yaptığı geniş çalışmalarla, isabetli analizlerle kendini tanıtmış ve bu şekilde MİT'e ve hükümeteb alınması gereken tavırlar hakkında mülahazalar sunmuştu.

Özbek kökenli olduğundan dolayı Türkistan coğrafyasında ve bir ucuyla Afganistan'a ve diğer ucuyla da Irak'ın Kuzeyi'ne kadar uzanan gelişmelere de kayıtsız değildi.

Irak'ın Kuzeyi'nden Türkistan'a kadar uzanan bir yapıya dikkat çekmemiz gerektiğinden, Semra Maliş'e burada bir nokta koyalım...

Malum olduğu üzere, Amerika'nın işgal ettiği İslam toprakları üzerinde devşirdiği ve işbirliği yaptığı kendine bağlı yapılanmalar mevcut. Bu hat Irak'ın Kuzeyi'nden başlayarak İran, Tacikistan, Özbekistan, içeriye doğru Kırgızistan ve Afganistan'a kadar uzanmakta. Yani Barzani ve Talabani'yle başlayıp Raşid Dostum'la devam edip, Karzai ile neticelenen bir hat.

İşgal süresi içerisinde, bu işbirlikçiler, kendi vatanlarının işgali için, düşmana, ülke kapılarını içerden açarken işgalin başlangıç ve devam eden safhalarında da düşmana verdikleri bu hizmetin bedeli olarak bahsettiğimiz bu hat üzerinde kendi şahsi ikballeri ve menfaatleri için uyuşturucudan kimyasal silaha kadar bir dizi kirli yasadışı faaliyet üzerinde bulunmaktalar. Bu kirli faaliyetlerin bir kısmı zaman zaman dünya medyasına da yansımakta.

Aslına bakılırsa bu hattın başlangıcına Türkiye'yi de eklemek gerekiyor. Çünkü Talabani ve Barzani gibilerinin kırmızı halıyla karşılandığı bu ülke, takdir edersiniz ki, bu hat üzerinde yapılan yasadışı faaliyetler için oldukça uygun bir zemin oluşturmaya başlamıştır.

Bu hattın en büyük özelliği, Avrupa ve Türkiye'den, Türkistan ve Asya topraklarına yapılan uluslar arası ticaret yolunun güzergahını teşkil etmesidir.

Amerika tarafından bu yapılanmalara bahşedilen en büyük ödül de Türkiye'den Afganistan'a kadar uzanan bu uluslararası ticaretin yapıldığı karayolunun denetiminin de bunlara bırakılmış olmasıdır.

Uyuşturucudan kimyasal silaha kadar yapılan bütün bu kirli ticaretin kontrolü ve denetimi bunların elinde bulunmaktadır.

Yaklaşık 2 ay önce Irak'ın Kuzeyi'nden Özbekistan'ın içlerine yasadışı bir nakliyat yapılmıştır ve bu yasadışı nakliyattan, denilen o ki MİT'in bir bölge başkanını da haberi var ve kendisi de işin içinde yer almaktadır.

Irak'ın Kuzeyi'nden Özbekistan'ın içine nakledilen malzeme 120 mm'lik havan topları ve bunlara ait sistemler.

Bu toplar, "ibrit" adı verilen bir kimyasal gaz atma kabiliyetine sahip.

Bu topları ve onlara ait sistemleri satan Barzani. Bunları satınalan ise Raşid Dostum'un başını çektiği bir kısım Özbekler... Farklı farklı birkaç grup bir araya gelerek "beytül mal" adlı bir yapı oluşturulmuş ve bu yapı adına da alış veriş gerçekleştirilmiştir.

Bu silahları alanların gayesi, geçen Mayıs-Haziran aylarında Kırgızistan'ın Güneyi'nde bir provokasyon neticesinde yaşanan Kırgız-Özbek çatışmasına benzer bir çatışmayı tekrar tezgahlayarak bu silahları Kırgız ordusuna ve Kırgız halkına karşı kullanmak.

Bu silahların Irak'ın Kuzeyi'nden Türkistan bölgesine getirilmesini Raşid Dostum'un istihbarat örgütü olan RAMA üstlenmiştir.

Bizim aldığımız bilgiye göre, bu silah şu an Afganistan'ın Sarıpul bölgesi Balhap ilinde bulunmaktadır. Oradan Afganistan'ın Badahşan bölgesine götürülmesi düşünülüyor; bu bölgedeki Ceraim ve Daraim illerine yollanacak.

Bu nakliye işleminin, daha çok eşek ve katırlardan oluşan iki kervan halinde yapılması planlanıyor.

Kervanlardan biri Tacikistan'ın Horok şehrinden Kırgızistan'ın Oş şehrine girecek. İkinci kervan ise yine Tacikistan üzerinden Raş bölgesinden geçerek Kırgızistan'ın Karamık iline girecek.

Kervanları, 15'er kişiden müteşekkil 30 kişilik bir kiralık asker grubu korumakta. Bu askerlerin içinde emekli Türk özel tim elemanları olduğu da söylenmekte.

Aslına bakılırsa kervanların 15 Ekim'de öngörülen bölgelere intikal ettirilmesi planlanıyordu. Eğer -bizdeki bilgilere göre- planlanan şekilde hareket mümkün olduysa, şu an bu kervanların taşıdığı silahlar Kırgızistan topraklarında bulunmakta.

Tekrar Özbek asıllı emekli MİT mensubu Semra Maliş'e dönersek, Maliş, 15 Ekim'den 1 hafta sonra, ikamet ettiği binanın dibinde ölü bulundu. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Maliş'in ölümünün etraflıca araştırılacağını söylediği halde, şu ana kadar Maliş'in ölümüyle ilgili araştırmaya dayalı herhangi bir netice kamuoyuna duyurulmuş değil.

Yine bizim elimizdeki kesin bilgilere göre, Semra Maliş, Amerika ve Amerika işbirlikçilerinin bölgedeki faaliyetlerinden oldukça rahatsızlık duyduğundan dolayı emekli olmasına rağmen yukarıda bahsettiğimiz hadiseyle alakalı gerekli bilgileri edinmiş, bu bilgileri, Türkiye'nin, Türkiye'den Afganistan'a kadar uzanan hatta bulunan samimi bazı unsurlarına iletmiştir.

Maliş'in bu bilgileri aktardıktan çok kısa bir süre sonra ölmesi ve ölüm sebebinin de intihar olarak açıklanması oldukça dikkat çekici.

Bu bilgilerin Semra Maliş'ten 20 Ekim tarihinde alındığı yine bizim tarafımızdan bilinmekte. 20 Ekim'de bu bilgileri dost unsurlara veren Semra Maliş 21 Ekim'de öldü. Ondan bir gün önce de Kocaeli MİT Bölge Başkanı Kurtay'ın evinde ölü bulunduğu açıklandı. Maliş'le Kurtay'ın iyi bir tanışıklık içinde olduğu da bize gelen bilgiler arasında.

Meseleyi toparlarsak, bahsettiğimiz faaliyetin içerisinde Amerika ve onun İslam coğrafyasındaki işbirlikçilerinin olduğu aşikar. Bunu da bilen, tespit eden ve bundan rahatsız olan MİT ajanı-ajanlarının olduğu ve bu bilgileri birileriyle paylaştıkları, bunlardan en önemlisi Semra Maliş'in 8. kattaki evinden atlayarak intihar ettiğinin iddia edilmesi...

Semra Maliş öldükten sonra delillerin yok olduğunu zanneden hem Türkiye, hem Irak ve hem de Türkistan'daki işbirlikçiler yanıldıklarını bu günlerde anlayacaklar.

Kırgızistan devlet yapısı içindeki gerçek vatanseverler olmak üzere, bölgedeki bütün anti-emperyalist unsurlar, olabilecek ve gelişebilecek her türlü emperyalist saldırıya karşı hazır durumdalar.


Sencar YILDIZ

ORDUMİLLET.COM

[quote:e128="AZYA"]WİKİLEAKS'DA TAZA DİN:


Haber Video • 29 Kasım 2010 • Yorum Yok yorum

Hizb-ut Tahrir ve benzeri uluslararası radikal İslamcı siyasi örgütlerin Orta Asya'daki faaliyetlerini yoğunlaşmaktadır. Tacikistan’da ise birkaç düzine Hizb-ut Tahrir üyesi tutuklandı. Bu tutuklamalar sırasında polis genellikle radikal İslam'ın propagandasına yönelik toplu halde kitaplar, broşürler, CD'ler buldu.
Ağustos ayında, Tacikistan kuzeyinde bir mahkeme Hizb-ut Tahrir’in 10 üyesini 3 ila 15 yıl hapis cezasına çarptırdı. Selefiye ve Tabliğ Cemaati üyeleri hakkında da dava açılıyor. Geçen sene Hizb-ut Tahrir üyeleri ve bunun yanı sıra bu örgütlerin destekçisi olan yüzden fazla kişi mahkum edildi.
22 Kasım günü, o Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir'in bir yüksek rütbeli temsilcisinin gözaltına alındığı rapor edildi. Bir Hizb-ut Tahrir üyesinin tutuklanması sırasında polis tarafından Rus, Kırgız ve Özbek dillerinde partinin fikirleri teşvik edici bir dizi standart kitap, dergi, broşür ve dijital medya malzemeler bulundu. Hizb-ut Tahrir’in "Kırgızistan İşgali" amacı taşıdığı ve bunun için hükümetin içine nüfuz ederek partilerinin yasadışı örgütlerin listesinden çıkarmayı çalıştıkları bildirildi. Hizb-ut Tahrir İslam devleti için yolunu açmak için kendi saflarına devlet memurları, işadamları, parlamenterler katıyor.
Hizb-ut Tahrir nüfuz elde edebilmek için misyonerlerin taktiklerini uyguluyor – onlar insanların sosyal ve günlük ihtiyaçlarını karşılamak yiyecek ve kıyafet satın almak için para toplama ve, faizsiz mini kredi tahsis etmek- Tüm Bunu yaparak, parti Kırgızistan’daki faaliyetlerinde yasağı önlüyor ve halifeliğin olacağı gelecek devletde adil bir sosyal model nüfusa göstererek yeni taraftar topluyor. Kırgızistan’da mevcut uzun vadeli siyasi kriz ve yaşam standartlarının düşüklüğü ortasında bu taktik başarıyla işliyor.
Kırgızistan radikal İslam'ın aktif destekçilerinin sayısı hakkında farklı rakamlar yayınlandı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın terörizm devletlere ilişkin 2009 yılı raporuna göre 2006-2008 yılında Hizb-ut Tahrir üyelerinin sayısı Kırgızistan’da 15.000 ulaşarak üç kat arttı.
Savaş ve Barış Enstitüsü'nden S. Mikhametrakhimova göre, Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir destekçi sayısı 20.000 kişi ulaşır. maksimum tahminlere göre Kırgızistan'da Hizb-ut Tahrir'in gezginler sayısı bu sonbaharda 100.000 kişiye ulaşmıştır.
(Büyük olasılıkla cılız olan) Kırgızistan ulusal güvenlik güçlerinin resmi verilerine göre, parti 1.700 daimi üyesinden oluşmaktadır. Önceki radikal İslam eylemciler ülkenin güneyinde sadece Özbek nüfusu ile esas olarak çalışırdı.Şimdi Hizb-ut Tahrir kuzeyde Rus ve Kırgız dillerinde kendi fikirleri teşvik için hareket ediyor.
Hizb-ut Tahrir'in yoğunlaşması Kırgız toplumunda İSLAM’A genel eğilimi yansıtıyor. Taza Din Hareketi (Saf İslam hareketi), Akyl-Es-Ruh-Yiman (Hikmet-Ruh-Faith) Hizb-ut Tahrir'in ideolojisine yakın - Onlar Kırgızistan’ı İslam Dünyasının bir parçası olarak görüyor. (- Büyük Doğu İslamcı Akıncılar Cephesi İslami Büyükdoğu Akıncılar Cephesi) Taza Din Hareketi özellikle Türk dinci örgüt İBDA-C tarafından finanse edilmektedir. Yıl başından bu yana İBDA-C, Taza Din Hareketine propaganda kampanyaları, bilgilendirici materyallerin dağıtımı ve Bişkek'te merkez kiralamak için yaklaşık 1.5 milyon aktardı..
Radikal İslami hareketlerin içine Kırgızistan gençlerin katılımı ciddi bir kaygı uyandırıyor. Yetkililere güven eksikliği, yüksek işsizlik oranı, düşük yaşam standartları şartlarında kolayca radikal İslam örgütleri katılmak eğilimi tipik bir durum olup sadece Kırgızistan’a özgü değildir. Khudzhand’daki bir terörist saldırı ve Rasht vadisinde yurt dışında din eğitimi almış birçok kişini de bulunduğu İslamcıların silahlı birimleri ile yapılan çatışmalar sonrasında Tacikistan yetkililer yabancı dini eğitim kurumlarınında okuyan Tacik öğrencilerin geri dönmeleri için bir kampanya başlattı, Kasım ayı ortalarında 500'den fazla öğrenci evlerine döndü ve birkaç gün sonra 136 öğrenciden oluşan başka bir grup geldi döndü.
Bununla birlikte yurt dışında geleneksel giysilerle din eğitimi almayı yasaklamak veya camilerin ve medreselerin etkisini sınırlamak için yapılan girişimleri Orta Asya toplumunun İslamlaşma eğilimini tersine çevirmesi mümkün değildir. Orada Yetkililerin zayıflıkları ve sosyal ekonomik yıkımı, radikal İslami örgütlerin güçlendirilmesini kaçınılmaz hale getirmektedir
[/quote]

Ne kadar araştırdıysam Wikileaks'ta İBDA ile ilgili başka bir bilgiye ulaşamamıştım. Hakikaten ilginç. TAZA DİN, Türkiye dururken İBDA adına dünya çapında damgasını vuruyor. Maşallah!

BİNLERCE KİLOMETRE ÖTEDEN, HİÇ GÖRMEDİKLERİ HALDE, HALİFE DİYE İNANDIKLARI kUMANDAN İÇİN SEVE SEVE CAN VERMEYE KOŞAN YİĞİTLERE BİN SELAM.