AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyÇarş. Eyl. 22, 2010 4:41 pm

Dünyayı Yahudi güdüyor!

22 Eylül 2010


Roni Margulies - Taraf

“Para ve kapitalizma dünyasını icat eden, Yahudi… Bu dünya yerine yerleştikten ve bütün kuvvet ve illetleriyle ortaya çıktıktan sonra onu materyalizma ve komünizma sistemiyle tahribe davranan da (Karl Marks) Yahudi…”

“Yahudi, öteden beri kendi dışındaki insan topluluklarının olanca birlik ve bütünlük müesseselerine düşmandır…”

“İşte onun içindir ki, Yahudi, topyekûn insanlık vücuduna mikrop gibi yerleşirken, kendi gizli tesir şebekesini hâkim kılmak için.. insanlığın illet bünyesini kıyamete kadar beslemek ve hastalık kıvamında tutmak borcu altındadır.”

Öncelikle özür dilemem gerek. Bugüne kadar Necip Fazıl okumamış olduğum için, mikrop olduğumu, insanlığı hastalık kıvamında tuttuğumu bilmiyordum. Kusura bakmayın, istemeyerek oldu.

Yahudiler olarak dünyayı güdüyor olduğumuzu biliyordum elbet, pek çok güvenilir ve bilimsel Hıristiyan kaynaktan okumuştum, ama Necip Fazıl’ın “Dünyayı Yahudi güdüyor!” makalesini okudukça, yaptıklarımın ne kadar vahim olduğunu daha iyi kavradım.

“Kanuni’ye hulûlden başlayarak Türk alçalma tarihini başlatan, Yahudi…”

“Tanzimat isimli felâket çığırının açıcısı, Yahudi…”

“İttihat ve Terakki kuklalariyle Abdülhamid Hân’ı sırf tahtından al aşağı ederek koca İmparatorluğun tasfiye masasına yatırıcısı, Yahudi…”

“Birinci Dünya Harbi, onun dünyasını hâkim kılma hamlesi, İkinci Dünya Savaşı da ona karşı uyanan ırkî kini boğma hareketidir.”

Doğrusu, bir yandan suçluluk duygusu içinde kıvranırken, bir yandan da biraz gururlanmadım değil. Nelere kadirmişiz be!

Ama bir noktada üzülmeden edemedim: Süleyman Demirel’i de biz kontrol etmişiz!

“Türk millî ıstırap ve inkisarının büyük ümitlerle başa geçirdiği, sâf ve temiz Anadolu çocuğu kabul ettiği, İslâm köylü Süleyman Demirel bile.. onun [Yahudi’nin] güdüm havası içindedir.”

Demirel’den uzak dursak iyi olurmuş ama, n’apalım, arada o da kaynadı gitti.

Tarihte Yahudileri korkutan hiçbir şey yok mu peki?

Var tabii, olmaz olur mu: “Onu korkutan tek mâna İslâmiyet olmuş, korkutan şahıslar da İkinci Abdülhamid ve Hitler’den ibaret kalmıştır.”

Necip Fazıl’a göre, “Hitler sadece gözü kara, deli mizaçlı bir hesapsız olduğu için muvaffak olamamış.” Muvaffak olması için altı milyon değil de kaç Yahudi öldürmesi gerekiyormuş, bunun hesabını yapmamış Necip Fazıl. Ama tarihsel bir fırsat kaçmış işte!

“Dünyayı Yahudi güdüyor!” makalesi Büyük Doğu dergisinin 25 Ekim 1967 tarihli sayısında yayımlanmış. Necip Fazıl’ın 1943-1978 yıllarında aralıklı olarak yayımladığı dergi. Kendi kurduğu Büyük Doğu Hareketi’nin yayın organı.

Zannedilebilir ki, bir çılgınlık anında, geçici bir ırkçılık cinneti geçirirken yazmış makaleyi Necip Fazıl.

Zannedilmesin. Çünkü Büyük Doğu Yayınları’nın 2008’de ikinci baskısını yayımladığı ve Necip Fazıl’ın çeşitli yazılarını biraraya getiren Yahudilik – Masonluk – Dönmelik başlıklı kitap Hıristiyan antisemitizminin bir özeti adeta. Siyon Liderlerinin Protokolleri, Hahambaşının mezarı başındaki nutuk ve antisemitizmin tüm klasik belgeleri aktarılmış ve üzerlerine İslâmî bir cila çekilmeye çalışılmış.

Memleketimizde faşizm de eksik değil, azgın ırkçılık da, antisemitizm de. Otuz yıl önce ölmüş Necip Fazıl’la uğraşmaya ne gerek var?

Bence var.

Günümüz Türkiyesi’nde, İstanbul’da Bahçelievler ve Yenibosna’da, İzmir Çiğli’de, Fatsa’da, Gaziantep’te, Elazığ’da Necip Fazıl Kısakürek liseleri var. Maraş’ta Necip Fazıl Kısakürek Bulvarı, Nevşehir’de Üstad Necip Fazıl Kısakürek Bulvarı var. Sayısız il ve ilçede Necip Fazıl Kısakürek caddeleri, Ankara’da Necip Fazıl Kısakürek Hanımlar Lokali, Altındağ’dan Küçük Ayasofya’ya sayısız mahallede Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezleri var.

Bütün bunlar var, çünkü Recep Tayyip Erdoğan’dan belediye başkanlarına kadar pek çok AK Parti üyesi gençliğini Büyük Doğu dergisi okuyarak, Necip Fazıl’ın görüşlerini beğenip benimseyerek geçirdi.

Başbakan hâlâ bugün iyi niyetli bir beraberlik ruhu aşılama çabası içinde Nâzım Hikmet’le Necip Fazıl’ı birlikte anıyor.

Kusura bakmayın, ama yok öyle şey.

Azgın bir ırkçının, altı milyon kişinin ölümünü onaylayan ve az bulan bir yaratığın adını Nâzım Hikmet’le birlikte anamazsınız.

Ve bu yaratığın adını Kültür Merkezlerine veremezsiniz.

Irkçılığın kültürü mü olurmuş!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyÇarş. Eyl. 22, 2010 4:49 pm

Bu Roni solcu geçinir ya, cevabı solcu olarak değil de Yahudi olarak yazmış.

Olabilir, demek ki ırkına bağlı bir solcu.

Ne âlâ...

Ama saptırdığı şeyler var, yani bu yazısından dolayı Necip Fazıl'ı hedef aldıysa, o halde meşhur sanat eseri GOG'u da unutmamsı gerekirdi. Ve daha bir çok ırkçı elinden, zihninden çıkmış kültür ögelerini de.

Yani Necip Fazıl ve kültürü bir arada zikretmemek için bu kadar şeyi görmezden gelmesi, asıl kültürsüzlüğün ta kendsi.

Kültürün neye göre ve nasılı üzerine uzun uzun yazacak değilim bu Yahudi'ye... Sadece kendi mantığını ters çevirerek soralım:

Çocuklarıyla, ana babasıyla dahi cinsî ilişkiye girilebileceğini meşrulaştırmaya çalışan sapıkların neyi olur?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyÇarş. Eyl. 22, 2010 4:54 pm

Roni'nin ırkına yapılan ithamlar karşısında ırkını müdafaa etmesi, Taraf'ın sayfalarında yayınlandığına göre, ırk müdafaası nı meşru olarak kabul ediyorlar demektir.

İyi de Yahudi ırkını savunmak hak da Türk'ü savunmak niye suç?

Adam Türkiye'de, bunca kazık attıkları Türklere karşı Yahudi ırkını savunuyor da, adamın yazdığı gazete Türk hakknı müdafaayı ırkçılık olarak damgalıyor. Türk ordusunu müdafaayı militariz. Ama Amerikan ordusu bir ülkeyi işgal eder, katliamlar yaparsa, demokrasi için savaştığı için conilerin sağ salim evlerine dönmesi için dua edilebilir oluyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vertes
AKINCI MOD
AKINCI MOD
vertes


Mesaj Sayısı : 323
Reputation : 14
Kayıt tarihi : 14/06/09

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyPerş. Eyl. 23, 2010 8:36 pm

rabbe şükürler olsun..
kendisini şehit edenin kafir olduğu söylenenince şehadeti tebessümle karşılamaştı büyük bir pir..

bizde rabbe şükürler diyerek taş atan yahudi ne güzel diyerek olaya kendi kendi zaviyemizden değilde karşı tarafın mantığı ile bakacak olursak mevzuu daha iyi anlaşılır ve konuya bu kısa yazıda ters mantıktan bakalım .

yahudi mantığı kendisine düşman gördüğü -hakikat olan değeri tahrif edemediği ve kendisinin gidep hakikatin geleceğine kani olduğunu ve geleceğin kendisinin değilde hakikat tarafından inşa edileceğini gördüğü davalara karşı her zaman ( tarih buyunca ) hep aynı yaklaşımı göstermiştir ki bunları kısaca iki üç maddede belirtmeye çalışayım..

1 ) yahudi inanmadığı -düşman olduğu hakikati ( islamın emir subaylığı olan büyük doğu -ibda ) ademe mahkum etmeye çalışarak görmezden gelir.

2) ademe mahkum etmeyi başaramadığını anladığını gördüğü takdirde siyasi-ideolojik-maddi temellerle muhatabını veya dini-fikri-siyasi hareketleri boğmaya yok etmeye çalışır..


3) kendisine düşman olarak gördüğü rakip olarak hissettiği islam- ( emir subayı hükmünde olan büyük doğu -ibda ) hakaretlerle ,fikri anarşi ile olmadı anlatılmak isteneni kendi inancı yönüne çevirmenin metodunu aramaya çalışır.

4 ) yukarda ki madelerde olanları uygulamaya çalıştığı halde başarılı olmaması halinde işi toplumsal kargaşa-laçkalık-yalama edip kenara atmanın telaşasına düşer.

5 ) 4 maddede olan uğraşıda sonuç vermezse işi hainlik ile kendisi değilde farklı görüş mensuplarını düşman olduğu mevziye kışkırtarak yok edilmesi için yalan haberler ile çevreyi birbirine düşman etmenin planını uygular

6 ) bunların hiç birinde başarılı olmadığı takdirde elinde oyuncağa dönmüş devlet-devletlerinde faydası olmadığını gördüğü an elinde ki son barutla muhatabını-hakikatin -islamın ( büyük doğu-ibda ) canına kast ederek ortadan kaldırmaya çalışır.

yukarda izah etmeye çalıştığım sebeplerden dolayı mevlananın deyişiyle kahpenin kardeşi olan taraf yazarı bir bakıma değil gerçek manada kendisine düşman olan mevziiyi işaretlemektedir..

bizim açımızdan çıkan sonuç ne ??
yıllardır ademe mahkum etmeye çalışılan büyük doğu-ibda çoğu engebeyi-engeli K-danın şahsiyetiyle -izzetli duruşuyla sergilediği dik duruş ve ebabil onuruyla aşabilmiştir.. bugünlere gelindiğinde ise yahudinin ağır hakaretlerine maruz kalınan bir hareketin öncülüğünü devam ettiyorsa bize düşen ilerleyen süreçte K-dana layık olabilmenin şartlarına erişebilmek ve o istikamette gelecek olanlara karşılık verip bedel ödetecek yapı-kurum-kurumsallaşmanın iç dinamiklerini sağlamlaştırmak ve devletleşmeye giden yolda yürüme azminde devam edebilmenin şuuruna ermemizden geçmektedir diye inanıyorum..

son cümle babından mesafeler kısalınca düşmanda panik başlarken bize ise adımlarımızı hızlandırmak düşse gerek wesselam..



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptySalı Eyl. 28, 2010 9:11 pm




[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/ahmethakan.jpg[/img]

[size=24]
[color:eca3=orange]
Ahmet Hakan'da Yahudi Operasyonuna Katıldı !


[/color]
[/size][size=18]
Taraf Gazetesi Yazarı Yahudi Roni'nin Üstad Necip Fazıl'a karşı gerçekleştirdiği hakaretlere destek Ahmet Hakan'dan geldi.
Ahmet Hakan'ın Yahudi Roni'nin yazdıklarına destek açıklaması minvalinde sıraladığı ve kurmaya çalıştığı cümleleri okuyanlar adeta Necip Fazıl ve Büyük Doğu'ya karşı son günlerde tırmanışa geçen adı belli operasyonun Ahmet Hakan ayağı ile devam ettiğine şahit oluyorlar.Ahmet Hakan yazısında adeta kendisini takip edenleri Necip Fazıl'a karşı isyan etmeye çağırmış...işte o satırlar.


Üstatlara isyan çağrısı

TARAF Gazetesi yazarı Roni Margulies, şair Necip Fazıl’ın Yahudi düşmanlığı yaptığına dair sert bir yazı yazmış.

Necip Fazıl’ın her taşın arkasında Yahudi arayan, Hitler’e hafiften arka çıkan, Yahudilerin bütün kötülüklerin anası olduğunu öne süren satırlarını alıntılamış.

Ardından da...

“Böyle birinin adı nasıl oluyor da sokaklara, okullara, kültür merkezine veriliyor” diye sormuş.
* * *
Roni bir Yahudi’dir...
Durun, hemen üstüne atlamayın bu bilginin.
Roni, aynı zamanda sıkı bir İsrail karşıtıdır. İsrail’e en yaman eleştirileri o getirir.
Ne zaman Filistin’in üstüne bombalar yağsa...
Muhafazakâr medyamız, hemen Roni’nin kapısını çalar.
Ve Roni, İsrail’e saydırdıkça saydırır.
Muhafazakâr basınımız da bu saydırmaları manşete çeker, “Bakın, bir Yahudi de İsrail’i eleştiriyor” havasıyla...
* * *
Ama ne zaman ki Roni, Yahudi düşmanlığı yaptığı için Necip Fazıl’ı sert bir dille eleştirir.
İşte o zaman külahlar değiştirilir.

İsrail politikalarını eleştirdiği zaman gayet “kullanışlı” ve “işe yarar” bulunan Roni’nin “Yahudi kimliği”, bu kez bir saldırı vasıtası haline getirilir.
“Yahudileri eleştirdiği için üstat Necip Fazıl’a dil uzatan küstah Yahudi” gibi cümlelerle girişilir Roni’ye...

Çünkü Necip Fazıl, onlara göre bir üstattır ve üstatlar ne demiş olurlarsa olsunlar haklıdırlar, eleştiriden münezzehtirler.

* * *
Ey Türk gençliği!
Kimseyi “üstat” belleme.
Kimseye sonuna kadar kefil olma, kimseyi eleştirilmez ilan etme, kimseye kutsallık atfetme.
Adamın şiirini sev, esprisine hayran ol, bazı görüşlerini benimse...
Ama sakın mürit yazılma...
Eğer yazılırsan...
Sonuçta işte böyle ahlaki çelişkiler, etik tutarsızlıklar deryasında acıklı çırpınışlar içinde kalıvermek durumu ortaya çıkar.
[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptySalı Eyl. 28, 2010 10:49 pm

Ahmet Hakan'ın söyledikleri, kendi içinde tutarlı.
Yani mesele yok.
Paniklemeye de gerek yok.
Asıl, RTE'nin vs. Üstad'ı övme babında şiirlerini ağzına alarak kirletmesi, pis emellerine alet etmesi büyük handikap.
Düşmanın saldırısı güç verir, hain ve işbirlikçininki yıkıcı olur.
Bu vesile de gerçek düşmanı tanıma noktasında bir zihin jimnastiği.
Roni, Roni'liğini yapmış da RTE ve benzerlerinin yaptığı ne?
Hep siyaset üzerindeyiz, esas hasmın tebiti davasına dair.
Bu çerçevede, RTE'ye ne demeli?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyCuma Ekim 01, 2010 2:53 pm

[b][url=http://millibirlikruhu.blogspot.com/2010/10/ademadam-var-bir-de-ademyokluk-var.html][color:b20a=#cc3300]“Adem/adam” var, bir de “adem/yokluk” var...[/color][/url] [/b]



[center][url=http://d.resim.im/2009_07_21/8987387-nfk.jpg][img(320,214)]http://d.resim.im/2009_07_21/8987387-nfk.jpg[/img][/url][/center]
[font:b20a=Verdana][b]
[/b][/font][font:b20a=Verdana][b]Ertuğrul Horasanlı[/b][/font]
[font:b20a=Verdana]01.010.2010[/font]
[font:b20a=Verdana][url=http://millibirlikruhu.blogspot.com/]http://millibirlikruhu.blogspot.com/[/url][/font]

[font:b20a=Verdana][i][[b]BEN[/b]

Ben, kimsesiz seyyahı, mechuller caddesinin;
Ben, yankısından kaçan çoçuk, kendi sesinin.

Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.

Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.

Ben kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.

Ben başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.

Ben, Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
Ben bugünküne mazi, yarınkine istikbal.

Ben, ben, ben; haritada deniz görmüş, boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş.

Hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir; baş dönmesi uçurum...] [/i][/font][font:b20a=Verdana](1)[/font]

[font:b20a=Verdana]***[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Kitap ayna gibidir, yüzüne bir maymun bakarsa bir havarinin görüntüsünü yansıtamaz."[/b][/font] [font:b20a=Verdana]Diyor Lichtenberg...[/font]

[font:b20a=Verdana]Onun gibi...[/font]

[font:b20a=Verdana]Veya...[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Nice kimseler gördüm üstlerinde elbiseleri yoktu; nice elbiseler gördüm içlerinde kimse yoktu”[/b] diyor ya büyük velî Hazret-i Mevlâna...[/font]

[font:b20a=Verdana]Onun gibi...[/font]

[font:b20a=Verdana][img]http://www.utkukaynar.com/blog/wp-content/uploads/2009/11/cow-fr-2.jpeg.jpg[/img][/font]

[font:b20a=Verdana]Bir kimse Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek’e bakar[/font] [font:b20a=Verdana][b]“ikinci sınıf şair”[/b][/font][font:b20a=Verdana]der ve ekler:[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Birinci sınıf olsaydı, mutlaka başka dillerde de okunurdu”[/b][/font] [font:b20a=Verdana](1) ...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bakanın körlüğüne mi yanarsın...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu ülkesinin müstesna bir fikir/sanat/aksiyon adamını değerlendirirken dayandığı tek kriterin, onun[/font] [font:b20a=Verdana][b]“mutlaka başka dillerde de de okunuyor olması gibi”[/b][/font][font:b20a=Verdana]bir saçmalık olmasına mı?[/font]

[font:b20a=Verdana]Sen o[/font] [font:b20a=Verdana][b]“ikinci sınıf şair”[/b][/font][font:b20a=Verdana]in kaç şiirini okudun da hakkında ahkâm kesiyorsun?[/font]

[font:b20a=Verdana]Desek olmaz...[/font]

[font:b20a=Verdana]Adam Çin ü Maçin’den, Frengistan’ın en ücra memleketlerine kadar bilmediği bi b.k yok...[/font]

[font:b20a=Verdana]Sor anlatsın...[/font]

[font:b20a=Verdana]Capon sineması ne haldedir?[/font]

[font:b20a=Verdana]Fransız filozoflarının şu sıralar iştigal ettiği konular nelerdir?[/font]

[font:b20a=Verdana]Dünya ekonomisi ne yana devriliyor...[/font]

[font:b20a=Verdana]Neoliberalizm son nefesini ne zaman verecek?[/font]

[font:b20a=Verdana]Onun yerini ne alacak?[/font]

[font:b20a=Verdana]Bakın şimdi...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu kadar malûmat sahibi bir kimseye Evropalı bir kankası soruyor:[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Necip Fazıl hakkında ne düşünüyorsun?”[/b][/font]

[font:b20a=Verdana]Bak...[/font]

[font:b20a=Verdana]Kankan, ta Frengistan’da namını duymuş Necip Fazıl’ın...[/font]

[font:b20a=Verdana]Ki...[/font]

[font:b20a=Verdana]Sana soruyor...[/font]

[font:b20a=Verdana]Herşeyi çok biliyorsun ya...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu kadar çok şeyi bilen bir adam, kendi ülkesinin bir mütfekkiri hakkında da herhalde bir fikir sahibidir diye düşünmüştür garip...[/font]

[font:b20a=Verdana]Aldığı cevap karşısında da “yuh” demiştir içinden...[/font]

[font:b20a=Verdana]Yuh!..[/font]

[font:b20a=Verdana]“Biz seni Adem/adam sandık meğer adem/yokluk-hiçlikmişsin”[/font]

[font:b20a=Verdana]Haksız mı?[/font]

[font:b20a=Verdana]Senin kriterine göre birinci sınıf şair nasıl olunurdu?[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Birinci sınıf olsaydı, mutlaka başka dillerde de okunurdu”[/b][/font]

[font:b20a=Verdana]Öyle mi?[/font]

[font:b20a=Verdana]Bak işte,[/font] [font:b20a=Verdana][b]“başka dil konuşan” [/b][/font][font:b20a=Verdana]Frengistanlı kankan...[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Necip Fazıl hakkında ne düşünüyorsun”[/b][/font] [font:b20a=Verdana]diye soruyor...[/font]

[font:b20a=Verdana]Demek ki;[/font] [font:b20a=Verdana][b]“başka dil”[/b][/font] [font:b20a=Verdana]konuşan Frengistanlı kankan, Necip Fazıl diye birini okumuş/duymuş...[/font]

[font:b20a=Verdana]Necip Fazıl başka dilde okunmasa onu nasıl duyacak da sana soracak?[/font]

[font:b20a=Verdana]Eee n’oldu şimdi?[/font]

[font:b20a=Verdana]Frengistanlı kankan, frenk dilerinden en azından birinde Necip Fazıl’dan veya onun hakkında yazılanlardan bir şeyler okuyor ama...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu ülkenin irfanına yüzden fazla fikir ve sanat eseri, binlerce fıkra, makale, binlerce gazete ve dergi sayfası, yüzlerce konferansla katkıda bulunmuş bir adamdan, tek bir kitap, tek bir şiir, tek bir makale dahi okumamışken...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bir de hakkında ucuz ahkâm kesiyorsun...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu durum...[/font]

[font:b20a=Verdana]Tam da nefret ettiğin/şikayet ettiğin[/font][font:b20a=Verdana][b] “vasatlık”[/b][/font] [font:b20a=Verdana]örneği değil midir?[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Zamanın kalitesi yükselirken”[/b][/font] [font:b20a=Verdana]bu kaliteye bu[/font] [font:b20a=Verdana][b]“vasıtlık"[/b][/font][font:b20a=Verdana]la mı dahil olmayı düşünüyorsun?[/font]

[font:b20a=Verdana]***[/font]

[font:b20a=Verdana]Geçelim...[/font]

[font:b20a=Verdana]***[/font]

[font:b20a=Verdana]Öbürü daha feci...[/font]

[font:b20a=Verdana]Kendini[/font] [font:b20a=Verdana][b]“solcu, devrimci, marksist, sosyalist, komünist, örgütçü” [/b][/font][font:b20a=Verdana]olarak pazarlayan bir uyanık Yahudi...[/font]

[font:b20a=Verdana]Eh bunca etiket okunca[/font] [font:b20a=Verdana][b]“entellik”[/b][/font] [font:b20a=Verdana]hayda hayda vardır canım diye düşünür –şayet varsa-okurları değil mi?[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu uyanık[/font] [font:b20a=Verdana][b]“yaratık”[/b][/font][font:b20a=Verdana], bu ülkenin enteli, solcusu, devrimcisi örgütçüsü sosyalisti, şusu busu...[/font]

[font:b20a=Verdana]Ama...[/font]

[font:b20a=Verdana]Gelmiş emeklilik çağına ve ilk defa bir Necip Fazıl yazısı okuyor...[/font]

[font:b20a=Verdana]O yazı da, Yahudiler ve Yahudilikle alâkalı değil miymiş...[/font]

[font:b20a=Verdana]Eh yani tesadüf(!)ün de bu kadarı olur...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu uyanık[/font][font:b20a=Verdana][b] “yaratık” entelliği, solculuğu, sosyalistliği, komünistliği[/b][/font][font:b20a=Verdana]" bir kenara koyarak, birden bire oluyor[/font] [font:b20a=Verdana][b]“semitik/yahudi ırkçısı”.[/b][/font][font:b20a=Verdana]..[/font]

[font:b20a=Verdana]Vaaay sen Yahudilere nasıl böyle dersin?[/font]

[font:b20a=Verdana]Bunu okuyan da sanacak ki...[/font]

[font:b20a=Verdana]Necip Fazıl isimli bir[/font] [font:b20a=Verdana][b]“faşist”,[/b][/font] [font:b20a=Verdana]yeryüzünün bu en masum, en günahsız, en temiz, en saf, en zararsız halkı olan Yahudiler hakkında ilk defa kötü bir şey söylüyor, onlara iftiralar atıyor...[/font]

[font:b20a=Verdana]Yâhu...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu gök kubbe altında...[/font]

[font:b20a=Verdana]2 bin küsûr yıldır Yahudiler hakkında söylenmedik bir tek kötü söz kaldı mı ki..[/font]

[font:b20a=Verdana]De...[/font]

[font:b20a=Verdana]Necip Fazıl, onu söylemiş olsun?..[/font]

[font:b20a=Verdana]Bunu da sen, 40 yıl sonra anca duymuş ol da (eee normaldir, bu ülkede entelden sayılman birinci şartı bu ülkenin insanına irfanına, kültürüne, sanatına, tarihine, çoğrafyasına kinle, nefretle, iğrenerek, aşağılayarak bakmak olunca bu taifenin palazlanıp azgınlaşması normaldir...), bir kızmış..[/font]

[font:b20a=Verdana]Bir köpürmüş...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bir kuyruğuna basılmış gibi yapıp...[/font]

[font:b20a=Verdana]Merhum Üstad’a sövme bahanesi yap...[/font]

[font:b20a=Verdana]Biz de bu ucuz numaranı yiyelim...[/font]

[font:b20a=Verdana]Yaa...[/font]

[font:b20a=Verdana]Sen bırak Üstad’a söverek meşhur olmaya çalışmayı da...[/font]

[font:b20a=Verdana]Senin gibi bir[/font] [font:b20a=Verdana][b]” yiğit, solcu, sosyalist, örgütçü”[/b][/font] [font:b20a=Verdana]ve[/font] [font:b20a=Verdana][b]“Seçilmiş Irk”[/b][/font][font:b20a=Verdana]a mensup ateist bir entelin, Taraf gibi neoliberal, AB-D mandacısı bir paçavrada ne işi var asıl onu anlat...[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Anlat da çözülsün dilin”.[/b][/font][font:b20a=Verdana]..[/font]

[font:b20a=Verdana]Varsa bir[/font] [font:b20a=Verdana][b]“hikmeti” [/b][/font][font:b20a=Verdana]biz de bilelim...[/font]

[font:b20a=Verdana]***[/font]

[font:b20a=Verdana]Bunlar Adem/adam değil...[/font]

[font:b20a=Verdana]Adem/adam suretinde, adem/yokluk-hiçlik...[/font]

[font:b20a=Verdana]Gel gör ki yokluk-hiçlik de Allah’ın bir mahlûku/yaratığı...[/font]

[font:b20a=Verdana]***[/font]

[font:b20a=Verdana]Bakın aynı necip Fazıl hakkında bir sahici Adem/adam ne diyor:[/font]

[font:b20a=Verdana][b]''Beş asırlık tarih dilimimizle birlikte, içinde bulunduğumuz çağın nabzını yakalayan ve ideali aramayla toprağa bağlanma arasındaki bir berzahta kıvranan insanoğlunun oluş ıstırabını hakikatin hakikatine nisbetle heykelleştiren adam...'' [/b][/font][font:b20a=Verdana](1)[/font]

[font:b20a=Verdana]Beş asırlık tarih dilimimizle birlikte...[/font]

[font:b20a=Verdana]İçinde bulunduğumuz çağın nabzını yakalayan...[/font]

[font:b20a=Verdana]Ve...[/font]

[font:b20a=Verdana]İdeali aramayla toprağa bağlanma arasındaki bir berzahta kıvranan insanoğlunun oluş ıstırabını...[/font]

[font:b20a=Verdana]Hakikatin hakikatine nisbetle heykelleştiren adam...[/font]

[font:b20a=Verdana]Necip Fazıl işte budur...[/font]

[font:b20a=Verdana]Varsa bu dilden anlayan buyursun konuşsun...[/font]

[font:b20a=Verdana]Biz de edebimizle dinleyelim...[/font]

[font:b20a=Verdana]Yoksa...[/font]

[font:b20a=Verdana]Bu ülkenin irfanından süzülüp gelen şu sözler anlayana zaten anlatıyor her şeyi:[/font]

[font:b20a=Verdana][b]“Var ise ilmin irfanın söyle faydalansınlar./Yoksa; sus da bari adam sansınlar.”[/b][/font]

[font:b20a=Verdana][i]Dipnot:
1-) Necip Fazıl Kısakürek

2-) Salih Mirzabeyoğlu[/i][/font]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyC.tesi Ekim 16, 2010 10:51 am

Necip Fazıl “ırkçı” mıydı? -1-

Murad Salih

MİLLİ BİRLİK RUHU'NDAN

Peşin söyleyelim: Tabiî ki değildi...

Merhum üstad Necip Fazıl’a “ırkçı” diyen ya ırkçılığın ne olduğunu veya Necip Fazıl’ın kim olduğunu kesinlikle bilmiyordur...

Bunları bildiği halde bu ithamı yapıyorsa bilerek veya bilmeyerek AB-D’nin “Necip Fazıl’ı itibarsızlaştırma oprerasyonu"nun parçası olduğu için böyle davranıyordur...

***

Merhum Necip Fazıl’a çamur atma yarışı şöyle başladı:

Taraf isimli neoliberalizmin tetikçiliğini yapan bir gazetede yazdığı halde kendini hızlı solcu, yılmaz sosyalist, gözükara komünist olarak pazarlamayı beceren bir Yahudi yazar bastı önce düğmeye...

“Bas” emrini Tel Aviv mi, Brüksel mi, Vaşington mu verdi bilmiyoruz...

Hangisi olduğu önemli de değil...

Çünkü...

Hepsi aynı “melanet/lanetlenmiş kötü-kirli işler” yapan bir örgütün değişik tabelâları değil mi?

Hepsine birden “Deccaliyet komitesi” diyelim...

Bedüzzzaman Said Nursi Hazretleri gibi...

“Deccaliyet” deyince...

Nietsche’nin “Deccal” isimli eserine de bir mim koyalım... Çünkü konumuzla çok yakından ilgili...

Taraf’ın Yahudi yazarı düğmeye bastı ya gerisi çorap söküğü gibi geldi...

Merhum Necip Fazıl hakkında bugüne kadar karnında gizlediği sıkıntıları olanlar, ıkınıp sıkılmaktan vaz geçerek karnındaki kinlerini kusmaya başladılar...

Ne fena bir adammış şu Necip Fazıl, bir bilseniz bir daha eserlerinin yanına bile yaklaşmazsınız haberiniz olsun...

Lâf aramızda maksatları da tam olarak bu...

Sağlığında bırakın şu “mürteciyi, yobazı” derler ve cevabını alıp kuyruklarını arka ayaklarının arasına sıkıştırıp pısarlardı...

Şu muhteşem söz onun onlar için söylediklerinden yalnızca biri:

“Bize gerici diyenler dünyaya kıçlarındaki gözle bakanlardır...”

Bu da öyle:

“Gerinizde damgamız mı var ki, bize gerici diyorsunuz?”

“Onlar”a onların anlayacakları bir dille yalnızca o hitabetti...

Onlar?

“Onlar”a da geleceğiz...

Ama yeni başlayanlar için küçük bir edebiyat dersine ihtiyaç var:

Dersimiz “polemik”:

“Polemik, Yunancadan geliyor: polemikosh; savaş demek." Diyor, Merhum Cemil Meriç “Bu Ülke” isimli eserinde... (1)

Polemik Türkçe’de de savaş demek...

Silahları kelimeler olan entellektüel savaş...

Bu aynı zamanda edebî bir yazı türü...

Bunun birde hertürden bayağı ağız dalaşını “polemik yapma ulen” diye karşılayan argo versiyonu var ama bu konumuz dışında...

***

Merhum üstad Necip Fazıl'ı eleştiri konusu yapılmaya çalışılan yazılarından bir kısmı doğrudan polemik türü yazılardır...

Üstad da polemiğin en büyük ustalarındandır...

Adı üstünde savaş...

Tek taraflı savaş olur mu?

Necip Fazıl bu yazıları kendisi için yazmadığına göre...

Bu yazıların bir veya birden fazla muhatabı olmalı...

O “muhatap” veya “muhataplar" ne dedi veya yaptı ki...

Bu tür cevaplara muhatap oldular diye soran yok...

Demek ki, maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmek...

***

Necip Fazıl yalnızca bir şair, edib, mütefekkir değil aynı zamanda bir aksiyon adamıydı...

Fikrini fikirde/teoride bırakmayan, onu hayata hakim kılmaya/kuvveden fiile çıkarmaya kararlı bir aksiyon adamı?

O yüzden de buradaki kavga/polemik, fildişi kulesinde oturup yazılar döktüren bir şair/edip/mütefekkirin yazı ve sözle sınırlı bir kavgası değil...

Hayata hakim olan “yanlış”ı ortadan kaldırarak; yerine “doğru”yu ikame etme savaşının bir parçası olarak yapılan bir polemikti...

Yani...

Ortada kıran kırana yapılan sahici bir savaş vardı ve merhum Necip Fazıl, Batı emperyalizmi tarafından Lozan’da pusuya düşürülerek tarihten silinmeye çalışılan bir milleti tek başına savunma durumunda kalmıştı...

Bir masal kahramanı gibi...

Yedi başlı, her başından kavurucu alevler fışkırtan dev bir ejderhaya karşı tek başına, yalınkılıç savaşmaktan korkmayan bir kahraman...

Adam, dünyayı yutma niyeti içinde öncelikle kendine engel olan Osmanlıyı lime lime ederek yutmuş bir ejderhaya tek başına saldırarak onun kelllelerini bir bir koparmak için vargücüyle savaşıyor..

Sen ise, bundaki masalımsı kahramanlığı hiç olmazsa estetik olarak kavrayıp hayran kalacağına...

“Tebiyesiz adam, pis ırkçı! Zavallı ejderhaya nasıl da küfür edip onu aşağılıyor” diye yazılar döktürüyorsun...

Vallahi helâl olsun...

Bir entellektüel idrak ancak bu kadar (küt) olabilir...

Dipnotlar:

1-) Bkz: itusozluk.com

(Devam edecek)


Kaynak: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=95&mforum=entellektuel
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyC.tesi Ekim 16, 2010 10:51 am

Necip Fazıl “ırkçı” mıydı? -2-

Murad Salih
14.10.2010

Savaş dedik ya...

Bu öyle edebî sanat olsun diye söylenmiş bir söz değil...

Bildiğin savaş...

Ateş, barut, top, tüfekle, kan revan içinde yapılanı...

Nasıl mı?

Bundan yüz sene önce üzerimize 7 düvelin yağmacı talancı emperyalistleri çullanmıştılar ya...

10 küsur cephede biz bunlarla göze göz dişe diş süngü süngüye yaman bir savaş vermiştik de altedememiştik onları...

Sonra onlar kendi aralarında bizi nasıl paylaşacaklarına dair uzun uzun müzakereler etmişlerdi...

De...

Çakallar gibi dörtbir yandan işgale başlamışlardı vatan topraklarımızı...

Uçsuz bucaksız vatan topraklarından bize kala kala, neredeyse Anadolu bozkırlarında bir avuç toprak ya kalacak ya kalmayacak hallarına kadar düştüydük ki...

Son anda...

Son Sultan 6. Mehmed Vahiddüddin Han ve kurmaylarının hazırladığı “millî mücadele” projesi...

Mustafa Kemal Paşa komutasında hayata geçirildi...

Emperyalistlerin piyon olarak Anadoluya sürdüğü Yunanlıların işgali İzmir’den denize dökülünceye kadar da başarıyla uygulandı...

Böylece Anadolu işgalden kurtarıldı...

Sıra Trakya’daki Yunan ve İstanbul’daki İngiliz işgaline gelmişti...

İzmir'in 9 Eylül 1922'de kurtuluşundan hemen sonra...

Fahrettin Altay komutasındaki süvari kolordusu, Çanakkale Boğazı üzerinden Trakya’ya yönelmek üzere durmaksızın harekete geçti...

Kolordu Çanakkale’ye doğru bir kaç İngiliz kontrol noktasını çatışmasız geçti...

Çanakkale önlerinde İngilizler tarafından durdurulunca...

Çanakkale'de bulunan İngiliz-Fransız işgal kuvvetlerine bir ültimatom vererek Trakya’daki Yunan işgalini defetemek için Gelibolu’ya geçit hakkı istedi...

Fransız birlikleri Fransa Başbakanı'nın emriyle derhal geri çekildiler...

Bunun üzerine bölgede bulunan. İngiltere Başbakanı Lloyd George ise ültimatomu reddederek İngiliz kuvvetlerine direnme emri verdi ve hükümetindeki bir grup bakanla birlikte bir bildiri yayınlayarak Türkiye'ye savaş ilan edileceğini duyurdu..

Ancak....

Bu savaşı istemeyen Kanada Başbakanı, savaşa İngiltere hükümetinin değil, Kanada parlamentosunun karar vereceğini belirterek, Kanada'nın siyasi bağımsızlığını tarihte ilk defa fiilen ilan etmiş oldu....

İngiliz kamuoyu ve Muhafazakâr Parti ileri gelenleri ile hükümetteki üyeleri de Türkiye ile savaşa karşı çıktılar....

Dışişleri bakanı Lord Curzon ve Çanakkale Savaşındaki yenilgisini unutmamış olan savaş bakanı Winston Churchill de başbakanın çatışmacı politikasına karşı çıkınca Muhafazakâr Parti, 12 Ekim 1922'de Carlton House deklarasyonuyla hem hükümetten çekildi, hem de bir sonraki seçimlere Liberal Parti'den ayrı olarak gireceğini beyan etti. Böylece hem Lloyd George, hem de lideri olduğu Liberal Parti İngiltere tarihinde bir daha tekrar iktidara gelmemek üzere siyaset sahnesinden kayboldular... (2)

Kısaca:

Ordulaşan “Millî Kuvvetler”in Anadolu’daki Yunan işgalini söküp atarak Trakya’daki Yunan işgalinin de defterini dürmeye yönelmeleri. Önce İşgalcilerin küçüklerini (Fransız ve İtalyan) çözerek yılanın asıl başı İngilizi yalnızlaştırmıştı...

Yunanlılardan sonra sıranın İngilizlere geleceği açıktı.

Bu yalnızlık İngiltere’nin içini de dışını da karıştırmıştı...

Bu karışıklıkta İngiltere savaşı göze alamazdı...

Kısaca hem Doğu ve Batı Trakya’daki Yunan işgali, hem de İstanbulda’ki İngiliz İşgali askerî ve siyasî açılardan kolaylıkla defedilebilir durumdaydı...

Olmadı...

Çanakkale’deki bir avuç İngiliz işgalciyi tepeleyerek rahatça Gelibolu’ya geçebilecek durumdaki Süvari Kolordusu orada durdu(ruldu)...

Bunun niye olmadığını bize bir gün cesaretle söyleyebilecek gerçek siyasî tarihçiler ortaya çıkıncaya kadar öğrenemeyeceğiz...

Onların yerine...

Sanki mağlûp tarafmışız gibi otur(tul)duğumuz Mudanya’daki ateşkes masasına...

Niçin oturmaya mecbur ve mahkûm olduğumuzu binbir dereden su getirerek bizi inandırmaya çalışan bugünkü martavalcı “tarihçi”lerin martavallarını dinlemeye devam edeceğiz...

Tarihe Çanakkale Krizi ("Chanak Affair") adıyla geçen bu tuhaf durum...

Aslında Millî Mücadele’nin İzmir’de zaferle noktaladığı ölüm kalım savaşında elde ettiği zaferin sağladığı askerî ve siyasî üstünlük avantajının elden çıkarıldığı ve inisiyatifin işgalci ingilizlere geçtiği andır...

Tarihî bir kırılma noktasıdır...

Sıfır noktasından başlayarak ince ince kurgulanan ve olağanüstü fedekârlıklarla yürütülerek yükseltilen, bir “işgalden kurtuluş projesi” doğusu ve batı’sıyle Trakya ve payitaht İstanbul’u da işgalden kurtarmaya bir iki adım kala niçin ve kim(ler) tarafından durdurulmuştur?

Bu sorunun gerçek cevabını da şimdilik bilmiyoruz...

Ancak hadiselerin akışına bakıldığında şu hususu net olarak görünüyor:

Mondros Ateşkesi’nin ağır şartlarına boyun eğmek zorunda kalan Osmanlı, İşgalcilerinin paylaşım kavgalarının doğurduğu zaman aralığında, İmparatorluk tecrübesiyle dönanmış devlet aklının ürünü olarak ortaya çıkan bu işgalden kurtuluş projesi; son bir iki adım daha atılarak Trakya ve İstanbul’un işgalden kurtuluşuyla taçlandırılabilseydi...

Ne Mudanya Antlaşması’na gerek kalacaktı, ne de Lozan Antlaşması’na...

12 Adalar, doğusuyla ve batısı ile birleşik bir Trakya, Boğazlar, Tüm Anadolu,Hatay, bugünkü Suriye Sınırının 30-40 Kilometre aşağısından geçen bir sınır çizgisiyle çoğunlukla Türk ve Kürtlerin yaşadığı topraklar... Erbil, Musul, Kerkük ve Süleymaniye dahil bugünkü Kuzey Irak ve Batum olmak üzere Vatan topraklarımız -Misak-ı Millî’de kararlaştırıldığı gibi-, kaybedilmiş diğer vatan toprakları halklarınınının hür iradeleriyle katılımına açık bir statüyü kapsayan sınırlar içinde, gerçekten bağımsız bir devletimiz olacaktı...

İsmi Osmanlı olsa da olmasa da; bir İmparatorluk nüvesini/çekirdeğini muhafaza etmiş olacaktık...

Bugün yaşadığımız iç ve dış problemlerin çoğu ortaya çıkmayacaktı...

İşte merhum üstad Necip Fazıl, doğru bir tarih muhasebesiyle başımıza gelenlerin ne olduğunu farkeden ve o güne kadar yalanlarla avutulan/uyutulan millete bunu anlatmak için, tek başına devlerle savaşmayı göze alabilen ilk mütefekkir-aksiyoncu idi...

O, bize zafer diye yutturulan “millî felâket”i yalnızca teşhis, tespit ve ilan etmekle kalmamış...

Aynı zamanda da...

Düştüğümüz bu tuzaktan nasıl kurtulabileceğimizi madde madde gösteren bir dünya görüşü/İdeolocya örgüleştirmiştir...

Bu yüzden de dün de emperyalizmin ve onun yerli uşaklarının hedefindeydi bugün de hedeftir/hedeftedir...

Lozan’dan bu yana bin bir türlü engellemelere rağmen dünyanın en büyük ordularından biri haline gelen TSK, AB-D emperyalizminin bu bölgedeki hesaplarının önünde potansiyel bir engel olarak görülüp ağır bir asimetrik psikolojik harekâtla yıpratılarak...

Eskiden olduğu gibi daha küçük, daha güçsüz ve “yurtta sulh cihanda sulh” zinciriyleyle sıkı sıkıya bağlanmış olarak...

AB-D’nin yalnızca tetikçiliğini yapmak üzere yeniden yapılandırılmaya çalışılırken...

O faaliyetlerin medyadaki tetikçiliğini kim(ler) yapıyordu?

Taraf ve ona koruma ve destek atışları yapan sair neoliberal paçavralar...

Peki...

Emperyalizmin bütün insanlığı köleleştirmek için “demokratikleştirme” adı altında dayattığı vahşî işgal hamlesinin adı ne?

Yeni Dünya Düzeni...

Var mı bunun fikirde bir alternatifi?

Var...

Bu kimin fikri?

Necip Fazıl Kısakürek’in...

Adı ne?

Büyük Doğu İdeolocyası...

BOP= Büyük Ortadoğu Projesi’nden 50 sene önce ortaya koymuş Merhum Üstad bu projeyi...

İsim benzerliğine bakar mısınız:

Büyük Doğu...

Büyük (Orta)doğu...

“Tesadüf canım” mı?

Pekiyi...


AB-D emperyalizmi’nin yürüttüğü bu alçakça projenin en sadık yayın organın ismini ve logosunu 20 yıl önce yayılanmış Büyük Doğu İdeali’ni hayata geçirme kavgası veren Taraf dergisinden aynen tırtıklanmış olması da mı “tesadüf”?

Merhum üstad Necip Fazıl’ı itibarsızlaştırma operasyonunda ilk kim bastı düğmeye?

Taraf’ta yazan “sosyalist” bir Yahudi yazar müsveddesi...

İmparatorluğun yıklmasının önündeki en büyük engel bir siyasî deha olan Abdülhamîd Han’a hâl fetvasını etekleri zil çala çala kim götürmüştü?

Emanuel Karasu... (3)

Bir Yahudi avukat...

Bu da mı “tesadüf”?

Pekiyi...

Taraf’ın derdi TSK değil miydi?

Ne derdi olur Necip Fazıl’la?

Çünkü projenin aksaksız yürümesi için bütün potansiyel tehlikelerin ortadan kaldırılması lâzım...

Dipnotlar:
2-) Bkz: Vikipedi-Özgür Ansiklopedi.
3-) Emanuel Karasu (ya da Emanuel Karaso, sonradan Emanuel Carasso); (d. 1862 Selanik) - (ö. 1934, Trieste), Yahudi asıllı Osmanlı avukat ve siyasetçi.
Jön Türkler'in tanınmış üyelerindendir. 1492 yılında İspanya'dan tehcir eden Sefarad Musevilerinin tanınmış ailelerinden birine mensuptur. Karasu, Selanik'teki Makedonya Risorta Masonik Locası'nın bir üyesi(bazılarına göre kurucusu) ve sonraki başkanı ve Osmanlı Devletinde masonik faaliyetlerin öncüsüdür.[1] Masonik localar ve bazı gizli cemiyetler, Selanik'te devrimci radikal görüşlere sahip ve aralarında Talat Paşa'nın da bulunduğu Jön Türkler'in duygudaşları arasında bir buluşma yeriydi. Karasu, Selanik'te avukatlık yaparken İttihat ve Terakki Cemiyetine üye oldu. Cemiyetin Müslüman olmayan ilk üyelerindendir.
Cemiyet, 1908 yılında II. Meşrutiyet ve sonrasında Osmanlı Devleti'nin idaresinde söz sahibi olunca Karasu da Selanik'ten Meclis-i Mebusan'a girdi.[2] Karasu, Sultan II. Abdülhamid'e Nisan 1909'da Hal'ini (tahttan indirilmesini) bildiren 3 kişiden biriydi. (Vikipedi)

(Devam edecek)


Kaynak: http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?p=4591&mforum=entellektuel#4591_________________
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyPerş. Ekim 21, 2010 5:32 pm

Necip Fazıl “ırkçı” mıydı? -3-
Murad Salih
17.1020.10



Bakın işkenceci geçmişi olan bir polis müdürünün tek bir kitabı ne hale getirdi, kâğıtan kaplan AB-D’nin iskâmbil kağıtlarından inşaa ettiği BOP’unu?..

Onca yıl cayır cayır işkence yapmış bir polis müdürü bu sebeple bırakın içeriye girmeyi, sorguya bile çekilmemişken...

Bir kitap yazdı diye ne haller geldi başına?..

İşi gücü bıraktı bütün neoliberal tetikçi çapulcular çöktüler Müdür’ün gırtlağına...

Vur Allah vur!

Adamı bitirinceye kadar da duracağa benzemiyorlar...

Her şey gözümüzün önünde cerayan ediyor...

Ayan Beyan...

Apaçık...

Göstere göstere...

Aleme ibret olsun diye linç etmiyorlar mı Müdürü?..

Bu da mı “tesadüf”?

Bu durum, birazcık entellektüel birikimi ve zekâsı olan herkesi uyandırmaya kâfi iken; bu kervana Peren Birsaygılı gibi bugüne kadar belli bir düzeyi tutturmuş ve bilerek böyle bir tezgâhın içinde olabileceğini düşünmediğimiz insanların bile dolmuşa kolayca binivermeleri...

CIA uzmanı Vamık Volkan yönetiminde uygulanan toplu zihin konrtol faaliyetlerinin tesirinin ne kadar yaygın ve -tabiî onlar açısından- ne kadar verimli olduğunun da göstergesi değil mi?

Birsaygılı; Necip Fazıl’ı, Sırp ırkçısı dönek sinemacı Kusturica ile karşılaştırarak “Madem Kusturica’ya ırkçılığı sebebiyle karşı çıkıyoruz öyle ise Necip Fazıl’a da aynı sebeple karşı çıkmamız gerekir”diyerek sözümona bizleri adil davranmaya davet ediyor...

Necip Fazıl’ın ne kadar vahim bir “Türk Irkçısı” olduğunu ispatlamak için, O’nun Ahmet Emin Yalman’a haddini bildirdiği bir polemik yazısından örnek veriyor...

Ve bunu çok çirkin bulduğunu söylüyor..

Ahmet Emin Yalman kimdir?

Ve ne yapmıştır?

Da...

Bu kadar ağır hakaretlere maruz kalmıştır diye merak bile etmiyor...

“Hırsızın hiç mi kabahati yok” diye yüz yıllar öncesinden böyle durumlar için uyarılmış bir irfana sahip bir milletin...

Yazar sınıfına mensup bir ferdine bu yarım bakış yakışıyor mu?

Ahmet Emin Yalman, Vatan isimli bir gazete çıkarıyor ve hergün bu milleti ve bu milletin hakkını hukunu savunan Necip Fazıl’a zehirli diliyle hakaretler yağdırıyor; “gericiler, yobazlar, cahiller, görgüsüzler falan filan” diye aşağılıyor...

İnsanımızı tıpkı bugünkü AB-D/AKP/FTÖ medyası gibi içten içe zehirleyip çürütüyor...

Onun yaptığı bu melanetin yanında Necip Fazıl’ın ona yazdıklarının lâfı bile edilmemesi gerekirken; - ve maksat adalet ise gerçekten, adil davranmak tam bu iken-işin o tarafını es geçerek hem kendini (nefsi müdafaa) ve hem de bütün bir Milleti savunan (ıztırar) bir kahramana “ırkçı” demek ne demektir?

Adaletin bu mu Peren?

Ne ırkçısı?

Bu Milletin yüzde 90’dan Fazlası Türk...

Yönetime ise yüzde 5’ten bile azı hakim olmuş...

Üstelik siyasî iktidarın gücünü eline geçiren bu şirret azınlık...

Muharref Tevrat’ın öğretisine uygun biçimde...

Elsiz dilsiz hale getirilmiş bu yüzde 95’i parya gibi kullanıyorken

Irkçı mırkçı olmuyor...

Ama...

Bir kahraman çıkıp da “N’oluyor ulan Allahsız çıfıtlar” deyince...

Soykırımı alkışlayan, tecavüzü hoş gören dönek,fanatik Sırp ırkçısı, zibidi bir sinemacıyla kıyaslanmaya kalkılıyor...

Bu nedir?

Bütün bir milletin hakkını hukukunu savunan Necip Fazıl “Irkçı”...

Ama...

Aslnıda Türk olmadığı halde kendini Türkmüş gibi gösteren...

Aslında Müslüman olmadığı halde kendini Müslümanmış gibi gösteren...

Bu sebeple Yahudiler tarafından da himaye ve kabul görmeyen...

Ahmet Emin Yalman ve mensubu olduğu gizli ve Irkçı tarikat/mezhep/örgüt masum öyle mi?...

Bir adamın yaşadığı ülkenin çoğunluğunun mensup olduğu ırka ve o ırkın inançlarına karşı gizli saklı bir hesabı/planı/niyeti olmasa, kendini niye gizlesin....

Bu ülkede “ben Yahudiyim” dediği için kimin başına ne iş gelmiş de sen kendini gizliyorsun?

Çıkardığın o paçavranın masraflarını örtülü ödenekten, resmî ilanlardan yani bu milletin kesesinden sağlayacaksın...

Sonra da...

O millete ve o milletin dinine, imanına, Kitabına, Resulune, örfüne, adetine etmediğin hakaret kalmayacak...

Ama...

Buna karşı çıkan adamın alnına “Irkçı” yaftasını yapıştırılmaya kalkılacak...

Niçin?

Sırf “kendisini ‘Ciğerine kadar Müslüman, sonra dibine kadar Türk ve sonra sapına kadar erkek!...’ diye tanımla”dığı için... (4)

Oldu mu?

Olmadı...

Adamın dinî kimliği Müslüman; bunu ifade etmek için ne güzel bir cümle kuruyor: Ciğerime kadar Müslümanım!...

Ne diyecekti?

Bugün, dünkü “Büyükdoğucu gömleği”ni çıkararak küresel yağmadan pay kapmaya çalışanlar gibi “dinsel milliyetçiliğe karşıyız” mı?

Adamın etnik kimliği Türk –bu milletin en az yüzde 93’ü gibi-; bunu ifade etmek için aynı güzellikte bir başka cümle kuruyor: Dibine kadar Türk’üm!

Ne diyecekti?

Bugün, “aziz milletimiz gömleği”ni çıkararak küresel yağmadan pay kapmaya çalışanlar gibi “etnik milliyetçiliğe karşıyız” mı?

Adam cinsiyet olarak erkek ve bunu ifade etmek için de erkeçe bir cümle kuruyor: sapına kadar erkeğim!.

Ne diyecekti?

Bugünün cinsiyetleri konusunda kafaları karışık kadın ve erkekleri gibi ikircikli/yuvarlak bir tanımlama mı bekliyordunuz?

Bu, rahmetli Üstad’ın en yap(a)mayacağı iştir...

Çünkü o “neyse o” olan; olduğu gibi görünme/göründüğü gibi olma ahlâkını benimseyen biriydi...

Şu ifadelerin hiçbirinde “acaba”ya zerre kadar yer var mı?

Ciğerine kadar müslüman!

Dibine kadar Türk!

Sapına kadar erkek!

Hiçbir şekilde tartışmaya açık olmayan net bir kimlik...

Ne güzel...

Keşke herkes her konuda bu kadar açık, bu kadar net, bu kadar dobra dobra olsaydı...

Bu takiyyeci...

Sinsi...

Puşt...

Karnından konuşan...

Muraî...

Münafık tıynetli...

Ahlâksız, karaktersiz, şerefsiz, fırıldak sürülerinden kurtulmuş olurduk...

Dipnotlar:

4-) Merhum Üstad'ın herhangi bir yerde böyle bir tanımlama yaptığını hatırlamıyorum. Ancak bu cümleler, onun kurduğu cümlelere çok benziyor. Bu konuda yazdıklarımı. Bu cümlenin ona ait olduğunu farzederek/varsayarak yazdım. (M.S.)

(devam edecek)


Necip Fazıl “ırkçı” mıydı? -4-
Murad Salih
21.10.2010



“Efendim, kurtarıcım, peygamberim/Sana uymayan ölçü hayat olsa teperim” (5) mısralarının şairi...

“ Türk ırkçısı” ha?

Bu nasıl Irkçı?

Resûlullah Efendimiz Arap...

Yukarıdaki mısralarda en ufak bir ırkçılık kokusu yok; ama olsaydı herhalde bu mısraları yazan şaire “Türk ırkçısı” değil "Arap ırkçısı" demek gerekmez miydi?...

[— “Biricik taktik ve diyalektik olarak, Allah ve Resûlü’ne hakikat dedikleri mevhumelerden değil, bizzat hakikati Allah ve Resûlü’nün emirleri terazisinde tartanlardan olacaksın! Mantık üstü mantığın şu olacak: Doğruyu mu istiyorsun?.. Allah ile Resûlü’nün bildirdiği!.. Güzeli mi istiyorsun? Allah ile Resûlü’nün gösterdiği!.. İyiyi mi istiyorsun?.. Allah ile Resûlü’nün öğrettiği!..” ] (6)

Diyerek dünya görüşünün temel referanslarını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamış bir mütefekkire “ırkçı” demenin bu dünyada da ahirette de utanç ve pişmanlık dolu bir bedeli olacağı aşikâr değil midir?...

Devam edelim...

Bu “Türk ırkçısı” Necip Fazıl”ın yere göğe koyamadığı Mürşidi (Ki lâkabları “ancak keremli pirlerin nazarına görünen”dir) Seyyid Abdülhakim Arvasî hazretleri de; Seyyid/Evlâd-ı Resul; yani Arap...

Yine bu “Irkçı” Necip Fazıl, dünyada hiç Türk kızı kalmamış gibi; Baban Aşireti’nden bir Kürt kızı ile evlenmiş, üstelik onun da ayrıca Seyyid olma ihtimali var...

Aynı “Irkçı” Necip Fazıl, Dersim’deki Alevî-Zaza katliamını bütün ayrıntıları ve vahametiyle 50’li yıllarda çıkardığı Büyük Doğu’larda ilk defa anlatan adam...

Burada anlatmakla kalmamış...

Bir de “Son Devrin Din Mazlumları” isimli eserinde de bu katliam için bir bölüm ayırmış...

Sonra...

"Elime daha erken geçseydin... Benim daha dinç olduğum bir zamanda... Ama birşey farketmez; bu işler böyle oluyor! Elime bir genç geçti, PÎR geçti; kendi geldi! İnşallah seni ben yetiştireceğim!

Bu kadar zaman kimlerin elinden tuttum, kimlerin... Yazı yazdım, onları kabul ettirmeye çalıştım... Baştanbaşa yazıları elimden geçti... Ama motor yok... Mayada olmadı mı olmuyor! Allah kullarını da istediği gibi yarattı. Çok şükür özlediğim gencimi, dostumu gördüm... Eğer Abdülhakîm Arvasî Hazretlerini görse, daha da iyi olurdu ama, olsun!" (7 ) diyerek, Mücadele bayrağını teslim ettiği Salih Mirzabeyoğlu da etnik olarak “Arap kökenli”...

Ama Necip Fazıl “Türk Irkçısı” öyle mi?

Pekiyi...

Hangi “Türk Irkçısı” çocuklarına kökenleri Arapça isim verir?

Merhum Necip Fazıl’ın çocuklarının isimlerine bir göz atalım:

Ömer, Mehmed, Osman, Ayşe, Zeynep...

Bu ithama bu isimler uydu mu şimdi?

***

Adam “İdeolocya Örgüsü” diye bir eser yazmış...

Bir devletin İslâm esasları dahilinde nasıl yeniden inşa edilebileceğinin mimarîsini kurmuş...

O eserine başlarken de:

[ * Büyük Doğu, İslâmiyetin emir subaylığı... Büyük Doğuu, İslâm içinde ne yeni bir mezhep, ne de yeni bir içtihat kapısı... Sadece Sünnet ve Cemaat Ehli tabirinin ifadelendirdiği mutlak ve pazarlıksız çerçeve içinde, olanca saffet ve asliyetiyle İslâmiyete yol açma geçidi; ve çoktanberi kaybedilmiş bulunan bu saffet ve asliyeti Yirmibirinci Asrın eşiğinde eşya ve hadiselere tatbik etme işi... Galiba işlerin de en değerli ve pahalısı...] (8)

Demiş...

Ve sen böyle bir mütfekkire mi “ırkçı” diyorsun?...

***

"Ben Yahudiyim" diyene “Yahudi ırkçısı”

"Ben Almanım" diyene “Alman Irkçısı”

“Ben Fransızım” diyene “Fransız ırkçısı”

“Ben İngilizim” diyene “İngiliz Irkçısı”...

Ben “Persim/Farsım” diyene “Pers/Fars ırkçısı”...

"Ben Kürdüm" diyene, "Kürt ırkçısı"...

Demiyorsun -Haklısın çünkü adamlar ırkçılık yapmıyorlar etnik aidiyetlerini belirtiyorlar-...

Ama “Ben Türküm” diyen Necip Fazıl’a rahatça “Türk Irkçısı” diyebiliyorsun...

Peki, sendeki bu “Türk” antipatisinin “kökeni” nedir?

Hiç merak ettin mi?..

Bu şeye çok benziyor...

Batılıların yüreklerine sinmiş o “Türk korkusu”na...

Hani, çocuklarını terbiye etmek için bile “Seni Türklere veririm haaa!/Hiii Türkler geliyor!” filan dermişler ya...

Yoksa sen, Fransız/İngiliz/Alman dadıların/mürebbiyelerin terbiyesiyle mi büyütüldün de böyle bir "Türk alerjisi" yerleşti içine?..

***

Son bir not:

Merhum üstad “Türk müslüman olduktan sonra Türk’tür” diyerek Türk derken neyi kastettiğini çok net ifade ediyor...

Anlama özürlüler için bunu bir de şöyle izah ediyor:

[Turan

Sarı-siyah, siyah-sarı, bazen de yeşilimtrak steplerde bir akış… Burası birkaç mankafa puttan başka hiçbir ruh tasası çekmiyen, beş hasse plânında yaşayan ve mâbudunu bu plânda anlayan, atların cidago kemiklerine mıhlı, önlerine ne çıkarsa yakıp yıkıcı çiğ adamların vatanı… Turan…

Bu madde adamlar, birgün en büyük mânaya kavuşacağından, Allah’ın birliğine ve Resûlünün doğruluğuna inanır inanmaz atlarından inip büyük kubbeler altında toplanacağından, siteler ve imparatorluklar kuracağından, < kelimesini bayraklaştıracağından ve İslâm’ın kılıcını ışıldatacağından o anda nasıl haber sahibi olabilir?

İslâm onların madenini bir üfleyişte elmasa çevirecektir.] (9).

Dipnotlar:
5-) Bkz: Necip Fazıl Kısakürek, Çile, Büyük Doğu Yayınevi, İstanbul. Ayrıca O ve Ben isimli eserinde Abdülhakîm Arvasi Hazretleri için söylediklerinden bir bölüm:
6-) Bkz: SalihMirzabeyoğlu, Hakikat-i Ferdiyye, s.37, İbda yayınevi, İstanbul..
7-) Bkz: SalihMirzabeyoğlu, İstikbâl İslâmındır “Denenmemiş Tek Nizam”, İbda yayınevi, İstanbul

8-) Bkz: Necip Fazıl Kısakürek, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yayınevi, İstanbul.
9-) Bkz: Necip Fazıl Kısakürek, Çöle İnen Nur, sayfa:50, Büyük Doğu Yayınevi, İstanbul.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyÇarş. Ekim 27, 2010 9:21 pm

Necip Fazıl'a hakarete suç duyurusu!
Necip Fazıl hakkındaki hakaretinden dolayı Taraf yazarı Margulies hakkında suç duyurusunda bulunuldu!..


İLGİLİ HABER:

TARAF YAZARINDAN KÜSTAHLIK

Necip Fazıl Kısakürek'in 25 Ekim 1967 tarihinde Büyük Doğu'da yayımlanmış olan "Dünyayı Yahudi Güdüyor" başlıklı yazısından alıntılar yaparak Taraf gazetesindeki ‘Solduyu' adlı köşesinde 22.09.2010 tarihli yazısında, Necip Fazıl Kısakürek'e hakaret içerikli tepki gösteren Roni Margulies hakkında suç duyurusunda bulunuldu…

Margulies'in, ‘Dünyayı Yahudi güdüyor!' başlıklı yazısında geçen
(...) Recep Tayyip Erdoğan'dan belediye başkanlarına kadar pek çok AK Parti üyesi gençliğini Büyük Doğu dergisi okuyarak, Necip Fazıl'ın görüşlerini beğenip benimseyerek geçirdi.

Başbakan hala bugün iyi niyetli bir beraberlik ruhu aşılama çabası içinde Nazım Hikmet'le Necip Fazıl'ı birlikte anıyor.

Kusura bakmayın, ama yok öyle şey.

Azgın bir ırkçının, altı milyon kişinin ölümünü onaylayan ve az bulan bir yaratığın adını Nazım Hikmet'le birlikte anamazsınız.

Ve bu yaratığın adını Kültür Merkezlerine veremezsiniz.

Bahçelievler Belediyesi Eski Başkanı Muzaffer Doğan ve İşadamı Nihat Eren, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundular…
Konuyla ilgili HaberMolası'na konuşan Bahçelievler Belediyesi Eski Başkanı Muzaffer Doğan,

“Büyük bir terbiyesizlik yapmıştır. Son yüzyılda Türkiye ölçeğinde değil, dünya ölçeğinde Türk ve İslam dünyasının yüzakı olan ‘Üstad' Necip Fazıl Kısakürek'e kin kusmuş!..

Bugün ülkemizde Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül başta olmak üzere, Başbakanımız Sayın Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Milletvekillerinden bazıları, İçişleri Bakanı Atalay, valiler, kaymakamlar, bazı üniversitelerin rektör ve dekanları, sayısız bürokrat, fikir adamı fikren ‘Üstad Necip Fazıl'dan beslenmişlerdir…

Margulıes, ‘Üstad'ı Nazım Hikmetle kıyaslıyor… Nazım'ı üstün görüyor!.. Ne boş bir gayret, ne lüzumsuz bir kıyaslama. ‘Elmas' ile ‘Kömür' hiç birbiriyle kıyaslanabilir mi?.. Üstad, ‘Güneş'se Nazım ‘İdare lambası'dır… Hapsi bu işte… Yazdıkları sinek vızıltısı mesabesinde şeyler. Üstad Necip Fazıl, aramızda yaşıyor ve yaşayacak. Büyük Doğu davası yürüyor ve yürüyecek…” diye konuştu…
Doğan, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmek üzere, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını ve bu işin takipçisi olacaklarını da sözlerine ekledi…
TCK'nun 125. Maddesi (Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ya da yakıştırmalarda bulunmak veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.) ve

130. Maddesi (Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri oranında artırılır.) gereği cezalandırılması talebiyle yapılan suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi:

“Necip Fazıl Kısakürek'in şeref ve saygınlığını rencide edici mahiyette yazılarla onun kişilik ve şerefini hedef alan, hakaret ve nefret dolu yazısını, ulusal bir yayın organında yayınlayan, böylece, milletimizin içine kin ve nefret tohumlarını saçan Roni Margulies'in yazısını yayınlayan “Taraf gazetesi sorumlu yazıişleri müdürü ve tüzel kişi temsilcisi” sıfatıyla Adnan Demir'in, yukarıda zikredilen ve takdir edilecek olan sair mevzuata istinaden cezalandırılmalarını talep eder, gereğinin yapılmasını arz ederiz…”

RONİ'YE A.H.C SAHİP ÇIKTI-TIKLAYIN

Rıdvan Yasin Doğan/habermolasi.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyÇarş. Ekim 27, 2010 9:22 pm

Roni'ye A.H.C sahip çıktı!
Necip Fazıl Kısakürek'e ağır hakaretler içeren satırları ile şimşekleri üzerine çeken Taraf gazetesinin Yahudi yazarı Roni Marguiles'e tanıdık bir isim sahip çıktı.


Aydın Doğan'ın 'tetikçi' yazarlarından A.H.Coşkun, "Üstatlara isyan çağrısı" başlıklı bugünkü yazısında, Necip Fazıl Kıskürek'e yönelik ağır hakaretleri nedeniyle tepki çeken Taraf adlı bültenin yazarı Roni Marguiles'i öyle bir savundu ki...

İşte o yazının ilgili bölümü:

Üstatlara isyan çağrısı

TARAF Gazetesi yazarı Roni Margulies, şair Necip Fazıl'ın Yahudi düşmanlığı yaptığına dair sert bir yazı yazmış.

Necip Fazıl'ın her taşın arkasında Yahudi arayan, Hitler'e hafiften arka çıkan, Yahudilerin bütün kötülüklerin anası olduğunu öne süren satırlarını alıntılamış.
Ardından da...
“Böyle birinin adı nasıl oluyor da sokaklara, okullara, kültür merkezine veriliyor” diye sormuş.
* * *
Roni bir Yahudi'dir...
Durun, hemen üstüne atlamayın bu bilginin.
Roni, aynı zamanda sıkı bir İsrail karşıtıdır. İsrail'e en yaman eleştirileri o getirir.
Ne zaman Filistin'in üstüne bombalar yağsa...
Muhafazakar medyamız, hemen Roni'nin kapısını çalar.
Ve Roni, İsrail'e saydırdıkça saydırır.
Muhafazakar basınımız da bu saydırmaları manşete çeker, “Bakın, bir Yahudi de İsrail'i eleştiriyor” havasıyla...
* * *
Ama ne zaman ki Roni, Yahudi düşmanlığı yaptığı için Necip Fazıl'ı sert bir dille eleştirir.
İşte o zaman külahlar değiştirilir.
İsrail politikalarını eleştirdiği zaman gayet “kullanışlı” ve “işe yarar” bulunan Roni'nin “Yahudi kimliği”, bu kez bir saldırı vasıtası haline getirilir.
“Yahudileri eleştirdiği için üstat Necip Fazıl'a dil uzatan küstah Yahudi” gibi cümlelerle girişilir Roni'ye...
Çünkü Necip Fazıl, onlara göre bir üstattır ve üstatlar ne demiş olurlarsa olsunlar haklıdırlar, eleştiriden münezzehtirler.
* * *
Ey Türk gençliği!
Kimseyi “üstat” belleme.
Kimseye sonuna kadar kefil olma, kimseyi eleştirilmez ilan etme, kimseye kutsallık atfetme.
Adamın şiirini sev, esprisine hayran ol, bazı görüşlerini benimse...
Ama sakın mürit yazılma...
Eğer yazılırsan...
Sonuçta işte böyle ahlaki çelişkiler, etik tutarsızlıklar deryasında acıklı çırpınışlar içinde kalıvermek durumu ortaya çıkar.

İLGİLİ HABER:

TARAF YAZARINDAN KÜSTAHLIK
Paylaş


2010-09-28 10:00:52
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL Empty
MesajKonu: Geri: YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL   YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL EmptyÇarş. Ekim 27, 2010 9:30 pm

Necip Fazıl'a yapılan saldırılara karşı, onu savunmayı, düşmanı olduğu rejimin mahkemelerine havale etmek...

Hem de, Necip Fazıl'ı müdafaa sadedinde, O'nun manasına düşman olanları, O'nun yetiştirdikleri diye refere etmek...

Din pezevekleri, müretedler, dini içten yıkan kâfirlerle Üstad'ın zerre kadar alakası olabilir mi?

Bu soydan insanlarla, Üstad'ın adının beraber anılmasındaki cinayeti tahayyül etmeke lazım.

Mesele, yetişmesine tesir olmuş olmaksa, bu ülkede yaşayan herkese şu veya bu şekilde tesiri olmuştıur, ister kabul etsinler, ister etmesinler.

Roni gibi birinin Üstad'a saldırısı, Üstad'ın şeref ve haysiyetine halel getirmek ne kelime, bilakis şeref ve haysiyetinin incilası olur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
YAHUDİ GÖZÜYLE NECİP FAZIL
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» NECİP FAZIL BU İŞİ BAŞLATANLARDAN!
» Çiledeki insan: Necip Fazıl
» Necip Fazıl'ı Doğru Anlamak.M.Miyasoğlu
» ÇİN VE YAHUDİ
» AKP YAHUDİ AŞKI

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: Ve Diğer (Siyaset)-
Buraya geçin: