Finoları Akıbetleri Kaygılandırıyor
Kara Kurşun
Malum, Amerika Irak'tan kaçmakta...
Amerika'nın kaçmasıyla beraber, Irak'taki işbirlikçileri de bir kaygı, bir endişe sardı ki, o kadar olur.
Salya sümük ağlamakta, “Aman Amerika, canım Amerika, bırakma bizi Amerika, sensiz halimiz ni'colur ey Amerika!” diye feryadı figan eylemekteler.
Amerika ise, her geçen gün artan leşleri ve aldığı darbelerin acısıyla kıvranmakta. “Bizden bu kadar, ne haliniz varsa görün!” acziyetinde, arkasına bakmadan yollara revan olmuş...
Aklımıza, “Amerika Orgazm Olmak İstiyor!” diye manşet atanlar geliyor haliyle... Ve, milletimizin yüksek ferasetiyle ettiği şu nefis kelâm: “El şeyiyle gerdeğe girmeğe kalkan, güvey değil, gelin olur!”
İşte, bu iğrenç soyun, içine düştüğü hale dair ajanslara geçen son haber:
Amerika'nın işgal edip, bir türlü fethedemediği, istila edip hükmedemediği Irak'ta, kendine bağlı finolardan kurup kabul ettirmeye çalıştığı kukla devletin sözde Dışişleri Bakanı, Kürt'ün hainlerinden Hoşyar Zebari, “Irak’ta son derece tehlikeli bir iktidar boşluğu yaratılıyor. Amerikalılar gidiyor, İranlılar, Türkler, Suriyeliler ve de başkaları geliyor. İstikrarı bozucu müdahaleler çoğalıyor ve komşularımızın her biri söz sahibi olma uğraşında. Geleceğimiz için dev bir sorun” diye konuştu.
(Amerika'ya güvenip “evin-vatanın” kapısını içeriden düşmana-Amerika'ya açarak, “vatan”ın, Irak'ın işgalinde, istilasında, katliamlarda, kadınlara tecavüzlerde, soykırımda birinci derecede rol oynayan bu vatan satıcısı pezevenkin hali tüm işbirlikçilere kapak olsun!)
İşbirlikçi Zebari, şöyle devam etti: “Bu sadece bizim değil. Bunu Washington’a defalarca anlatmaya çalıştım: Afganistan’ı kaybederlerse, bir ülke kaybetmiş olurlar ama Irak’ı kaybederlerse tüm Ortadoğu’yu kaybederler. Anlayabildiklerini sanmıyorum.” (İşte TOM AMCA zihniyetinin enfes bir örneği. Efendisini, efendisinden daha çok düşünen. Aklımıza hemen Turgut Özal geliyor, o da Amerika'nın kendisine akıl danışmasıyla övünen, belli başlı finolardan biriydi. BOP Eşbaşkanı?)
Zebari adlı yaratık, ‘Türkiye’de dindarların güçlenmesini nasıl değerlendirdiği’ sorusuna ise şu cevabı vermiş: “Ciddi bir sorun. Türkler son zamanlarda Lübnan, Suriye, Gazze ve Irak’a giderek daha agresif biçimde müdahale ediyor. Aldıkları sonuçlar yetersiz. Ama görülmemiş biçimde faaller. Bunun dengelenmesi gerekiyor.” (“Dindarlar”dan kasıt belli, işbirlik AKP ve Fetullahçı ihanet. Finolar arası büyük kemiği kapma yarışı tabiîdir. Varlık sebepleri!)
Zebari, Amerikan caniliğinin Başkanı Obama’yı selefi George W. Bush’la kıyaslarken “Bush kararlıydı. Hata yapma pahasına karar veriyor, icraata geçiyordu. Obama döneminde ise girişimler yarı yolda kalıyor” dedi. (Her bir fino, efendisini muktedir görmek ister. Amerika'nın acziyete düşeceği, bunların aklından geçen bir şey olmayıp, bilakis tapınıyorlardı. Ama işte, insanlık, hür yaşamayı finoluğa tercih eden gerçek insan soyunun, zamanın teknoloji putunu bir vuruşta devirmesine bir kez daha şahit oldu Ortadoğu'da... Hz. İbrahim'in ateşe atılması gibi, son teknoloji silahlarla, azaltılmış uranyumlu bombalarla, fosfor bombalarıyla, kimyasal silahlarla yakılıp yok edilmek istenen Hz. İbrahim soyu, atasının izinde bir kez daha zaferle çıkıyor Nemrut ateşinin içinden.
Felluceleri gördük...
Bağdat'ın bombalanışını...
İmam-ı Azam'ın kabrinin hedef alınışını...
Moğolların yapamadığı katliam ve talana şahid olduk...
Bunların, İncirlikten kalkan uçaklarla olduğunu bilip kahrolduk, üzüldük...
UTANDIK!
Utancımız kine döndü, intikam hissine döndü.
Kardeşlerimizi katleden, tecavüz eden bu sapıklarla, işbirlikçilerle hesabımızı görmenin intikam ateşiyle besledik irademizi.
Bütün o saldırılara, karalama kampanyalarına, Ergenekon operasyonlarına karşı koymaya bu intikam hissi biledi bizi.
Şimdi, Allah'ın izniyle, sıranın geldiğini görüyor ve dua ediyoruz:
Ya Muntakim Allah, bizi intikamına memur eyle!
Bütün o mazlumların intikamını alacağımıza dair, adaletin bizim elimizde tecelli edeceğine dair ümidimiz olmasa, yerin altının üstünden hayırlı olduğu bir devirde, kalbimiz dayanabilir miydi, katliamlara, soykırıma, tecavüzlere yol vermenin utancıyla yaşamaya?
BOP Eşbaşkanları!
Pensilvanya'nın şeytanları!
Liboş kodoş ittifakları...
Anasını, bacısını, kızını becermeyi tabi bir cinsel tercih olarak görebilen sapıklar bir arada...
Taptığınız Amerika, Mücahid Silahlı Kuvvetlerinin namluları ucunda can veriyor.
Sizin taptığınız ilahı ayaklarının altına alanlara bin selam!
Mezarından kaldırıp oy vermeye getirmeye çalıştıklarınız, size lanet okuyor.
En başta Allah Resulü...
Toprakta yatan yüzbin peygamber ve bunca evliya...
Himmetleri, cenneti, kılıçların gölgesinde arayanlara...
İlahınız geberiyor, sıra sizde!
(Savaşın asıl mahiyeti, müslüman Anadolu Türk mevcudiyetinin yok edilmesi iken, bu hedefe istinaden Ergenekon Operasyonu basamak yapılmak istenir, bu opersayonu yapan Amerika'nın saldırılarına, sapık liboşlarla kolkola, "yaşa, hurra!" diye nara tutan ve bundan da intikamlarının alındığını zanneden... Tıpkı Irak saldırısında, Amerika'ya destek veren işbirlikçilerin, Amerikan saldırısı ile Saddam'dan intikamlarının alınacağını zannetmeleri gibi... "Kahrolsun Amerika, zalim Sadam!", yerine, "Kahrolsun Amerika, zalim Ergenekon!" diyen... Anlamadıkları, intikam ayrı şey, politik hedeflerin tahakkuku ayrı şeydir. Sisteme bağlı bir politkadan bahsediyorsak, her intikamcı hareket, o hedefin tahakkuku demek değil. Bu, "kartal da uçar sinek de, o halde sinek kartaldır" gibisinden bir anlayışsızlığın göstergesi... Siyaseti kitaplarda bilmekle, siyaset yapmak ayrı şey. Tıpkı, iktisadın teorisini bilmekle ticaret yapmanın, tüccar olmann farklı oluşu gibi. Olmadığı mananın sahibi görünmeye bayılanlar veyahut daha söylediğinin ne manaya geldiğinden bihaber olanlar, İBDA'nın kendilerine verdiği karşılıksız sermayeyi bol keseden harcarlarken, ticaret yaptığını zannetme hastalığından kurtulamamaktalar.)