mhp nin akıbeti??

Konunun ilk mesajı :

[size=18]

MHP'de Bahçeli'nin yerine geçecek isim



Ankara kulislerinde MHP ile ilgili konuşulan senaryo. Bahçeli gidecek, o gelecek. Vatan gazetesi yazarı Reha Muhtar bugünkü köşesinde, MHP ile ilgili Ankara kulislerinde konuşulan bir konuyu gündeme getirdi. Muhtar, ******'ın kaset skandalının ardından genel başkanlık değişimine giden CHP'den sonra, MHP'de de böyle bir değişimin yaşanacağını paylaştı okurlarla. İşte bu senaryoya göre MHP'nin başına geçecek yeni isim.

[b]İŞTE O YAZININ İLGİLİ KISMI...[/b]

Anayurt gazetesinde yazı yazan Muhsin Akıl isimli kişiyi biliyor musun” dedi muhatabım...

Ankara’da siyasetin tam göbeğinde bir milletvekiliydi ve Muhsin Akıl’ın yazısını çok önemsiyordu...

Ne böyle bir adı duymuş, ne de yazısını okumuştum...

[b]Oktay Vural Genel Başkan olacak[/b]
“CHP’deki değişikliği, Deniz ******’ın ayrılıp, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Genel Başkan olacağını iki ay öncesinden yazdı... Şimdi de Devlet Bahçeli’nin ayrılıp, Oktay Vural’ın Genel Başkan olacağını yazıyor” dedi...

Komplo teorileri Fehmi Koru’nun işi benim değil...

Ancak muhatabım Ankara’da CHP’nin göbeğinde bir milletvekili olunca, söyledikleri merak uyandırmaya başladı...

Çalışma masama döndüğümde, kendimi ister istemez Anayurt gazetesi isimli internet portalında buldum...

Adı geçen yazar, Sadettin Tantan’a yakın görünen bir yazar...

Ancak “kehanetleri” siyasi kimliğinden kaynaklanmıyor...

İlginç bir özgüvenle arka arkaya siyasi kehanetlerini sıralıyor:

“Sizler de hatırlayacaksınız: 22 ve 23 Mart’ta (yani değişimden iki ay önce) CHP’de büyük bir deprem yaşanacağını, bu deprem sonrasında CHP genel başkanı Deniz ******’ın istifa ederek yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olacağını yazmıştım! Bu yazım bir hayli ses getirdi!.. Getirdi ama iş işten geçtikten sonra! At’ı alan Üsküdar’ı geçmişti! Çünkü; iddiama hiç kimse inanmamıştı!.. Hatta hayal ürünü, komplo teorisi diyerek gülüp geçmişlerdi!.. Maalesef iddialarım doğru çıktı!.. Yahu, bugüne kadar Anayurt’ta hangi iddiam doğru çıkmadı ki!..”

[b]CHP yaşadı, sıra MHP'de[/b]
Milletvekili muhatabıma göre, Türkiye’de kartlar yeniden karılıyor ve yeni dağılımda, AKP, CHP ve MHP önemli değişikliklere gebe...

CHP’deki değişim oldu...

Sırada MHP ve AKP var, Muhsin Akıl’ın “siyasi kehanetlerine” göre...

“Tek üzüldüğüm” demiş “Üç aydır yazmıyorum, Saadet Partisi’ndeki büyük yol ayrımını ve parçalanmayı yazamamam olmuştur! Oysa ki bizim çok önceden haberimiz olmuştu! Saadet Partisi’nde daha neler olabileceğini de tahmin edebiliyorum! Milli Görüş yok olmaya yüz tuttu! Ve tarihe karışıyor! Milli Görüş içten içe çöküyor ve çökertiliyor! Hem de kendi elleriyle... Büyük Kongre yakın! Numan Kurtulmuş’un işi zorlaştı! Ya yola devam diyecek ya da AKP ile birleşecek!..”


Muhatabımın dikkatimi çekmesini istediği şey MHP’deki değişimle ilgiliydi...

Hatay’da İnegöl’de ağır tahriklerin olduğu ve çatışmaların çok tehlikeli bir boyuta sürüklendiği günleri yaşıyoruz...

MHP’nin içinde neler olduğu, çok ama çok önemli...

“Şimdi ise yeni iddialarımı sıralayabilirim” diyor Muhsin Akıl;

“CHP’nin başına gelen MHP’nin de başına gelecek!.. MHP de kendi içinde kaynıyor!..

Görün bakın önümüzdeki günlerde büyük bir deprem de MHP’de yaşanacak!..

Devlet Bahçeli gidecek yerine Oktay Vural gelecek!.. Tabii ki MHP’de yaşanacak deprem CHP’ninkine benzemeyecek!.. MHP’ninki çok daha farklı olacak!..”


[b]Neden MHP ve Devlet Bahçeli?..[/b]
Muhatabıma göre, Devlet Bahçeli, MHP’li gençleri sokaktan çekip alan lider...

Bahçeli’nin liderliğinde MHP’nin gençlik kolları eski günleri hatırlatan sokak ve şiddetten uzak tutuldu...

Türkiye’nin “Bir iç çatışmaya sürüklenmesi için tezgahların olduğu hassas günlerinde neden şimdi de MHP’de bir operasyondan söz ediliyor...”

Oktay Vural benim televizyon programlarıma katılmış, ne söylediğini iyi bilen ve tartan bir kimlikti...

Kimse Oktay Vural’ın farklı bir tutum alacağını söyleyemez, ama bu senaryolar nedir, insanın midesini bulandırıyor...

Muhsin Akıl’ın AKP’yle ilgili de kehanetleri var, ama milletvekili muhatabım MHP’dekileri çok önemsediğinden, bugünlük bunları aktarmayı daha doğru buldum...

Bana fikrimi mi soruyorsunuz?..

Ben siyasi komplolara inanmam...


[/size]

Esas hasmın tesbiti.

Esas hasım orda dururken, esas hasmın işine yarayacak şekilde, şu da bunu yaptı, bu da bunu yaptı şeklinde bir malayanilik, ancak esas hasma yarar. Zaten bu gündemi ortaya atanlar da onlar değil mi ve zaten bizden bekledikleri de o tepkileri vermemiz değil mi?

Bu gündemi ortaya atanların kendileri sanki sütten çıkmış ak kaşık da.

Burda anlaşılmayan mesele, dışımızdakilerin kendi aralarındaki çatışmada, islam faydasının tahakkuku. Yine esas hasım kavramı etrafında ele alınabilecek bir bahis. Yani bu çatışmayı kim gündem getiriyor, kime karşı gündeme getiriyor, maksadı ne ve tarafların esas hasma göre pozisyonları ne? Kısacası, şartların objektif tahlili diyelim... Adam bizimle aynı dili kullanıyor gözükmekte ama maksadı başka ve yeri de esas hasmın yanı. Biz de o dilin tuzağına düşüp, -şuur kayması bu- , "Vay Allahsız kitapsız, ahlaksız" diye koroya katılıyoruz. İşimiz bitti demektir. Saddam mevzuunda da esas hasma karşı olması hasesbiyle, Saddam'a karşı kullanılan dil bizim dilimiz olsa da o tuzağa düşmedik. O zaman da Saddam Allahsız dı, müşrikdi, tağutdu, Kemalistti, tecavüzcüydü falan filan.

Esas hasmı doğru tesbit edemez ve netleştiremezsen, adam senin dilini kullandığında tuzağına düşmen çok kolay olur. Esas hasım dediğine göre, adamın bütün hesapları sana karşı, haricindeki unsurları hedef alırken dahi, asıl kuşatılmak istenenin sen olduğunu görmen gerekir. Bunu da yaparken, seni tesirsiz kılmak adına, senin dilini kullanacak ve seni tirübünlere itmek isteyecektir elbette.

MHP'de hedef alınan ne Deniz Bölükbaşı ne şu ne bu. Mesele onlar değil ki, onların öne sürülen, iddia edilen ahlaksızlıkları beni yolumdan, hedefimden şaşırtsın. MHP üzerinden hedef alınan İBDA, yani biziz, bizi kuşatmayı daha da sıkılaştırmak maksadı güdülüyor. Ve buna karşı çıkmamıza mani olmak için de Deniz Bölükbaşı vs öne sürülmekte.

Hayat arazlarda yürü, aslolan imandır. İmanı temsil eden belli ve arazlar da nefs ve ruh kutuplarına göre şekillenmekte. Nefs kutbu belli ruh kutbu belli. Ve bu iki kutup arasında, çekişme, ruh kendine güç toplamaya çalışacak, nefs kendine.

Güzel dişleri görün ihtarı...

O ihtarda, leşi inkar veya red yok. O şuurla güzel dişlere bakış ve onları öne çıkartma, maletme var. Yoksa leşin leş olduğunu tekrarlayarak bir yere varılamayacağı bedahet. Ki, "sen leşsin ama şuran güzel" demenin de bir alemi yok, böylesi bir tavır, telkin diline aykırı, kaba bir tebliğ dili, kendini bulutların üzerinde gören, takdir makamı olarak karşıdakinin peşin kabul etmesini isteyen, ezici bir tebliğ dili olsa olsa. O Üstad'ın tarif ettiği, kadın cilvesiyle kalp kazanma usulüne zıt. O usulü reddedici. Telkin diline aykırı olduğuna göre de, maledicilik iddiası bu dille, diyalektikle havada kalacaktır. Sen güzellikleri öne çıkar, kötüden iyiye gelmesine dair kanalı açık tut. Gelirse gelir. Gelen içinden de çürükleri ayıklar, sağlamlarla yoluna devam edersin. Zira fertlere değil, zümrelere hitap etmek durumundasın. Bir çok handikaplar olacaktır.

Bu handikaplar, kendi iç bünyeden oluşabileceği gibi, hitap edilen zümre-kesimde de olacaktır. Düşman da boş durmayacak, bu politikaları engellemek adına sızmalar yaparak, propaganda makinasını çalıştırarak vs çeşitli vasıtalarla, bu ittifakalrın gerçekleşmemesi adına elinden geleni yapacak, tarafları birbiri üzerine, bildik hassasiyetler üzerinde tahrik etmeye çalışacak, taraflar arasındaki geri ve anlayışsız unsurlar üzerinden, kesimlerden birbirinin üzerine saldırılar gerçekleştirilmesine çanak tutarak, teşvik ederek, kışkırtmalarla elinden geleni yapacaktır.