Sabahattin Önkibar
Duydunuz mu, Tayyip Erdoğan PKK terörü bağlamında liderler zirvesi için çağrı
yapacakmış!
İyi de Erdoğan, Cumhurbaşkanı değil ki. Böyle bir çağrıyı ve zirveyi konumu gereği o yapar!
Başbakan muhalefetle görüşmek isterse, kural gereği kendisi muhalefetin ayağına gider!
Metottan da anlaşılacağı gibi Tayyip Bey’in yeni bir oyun kurduğu gün gibi aşikardır!
Hem Başbakan muhalefetle görüşüp de ne olacak?
Öyle ya Parlamentoda ezici bir çoğunluğa sahip olan AKP’nin muhalefete ihtiyacı sadece Anayasa değişikliği olayında olabilir ki, böyle bir değişikliğin söz konusu olmadığı yapılan son düzenlemelerle ortada değil mi?
Görüyorsunuz Erdoğan’ın derdi asla üzüm yemek değil, siyaseten dayak yediği PKK olayında muhalefeti de sorumlu konumuna sokmaktır.
Öyle olmasaydı ve samimi bir çözüm arıyor olsaydı, yargılanması sonuçlanmayan Ergenekon davasının iddianamesini dün partisinin grup toplantısında delil diye dillendirmez ve onun üstünden siyaset yapmazdı!
Neymiş efendim; iddianamede Ergenekon’la PKK arasında ilişkinin varlığı ileri sürülüyormuş!
Doğru, böyle bir şey o tuhaf iddianamede var da, aynı iddianamenin eklerinin birinde Tayyip Erdoğan’ın Mehmet Ağar’a Erkan Mumcu ile ittifakı bozması için 60 milyon dolar verdiği iddiaları da var!
Birinciye iman eden ve bunu delil diye sunan Erdoğan, ikinciyi neden pas geçiyor?
Sorarım size; böyle birinin teröre çözüm çağrısı ile muhalefeti davet etmesi ne kadar samimi
olabilir?
Bahçeli haklıdır; böyle bir zirve sonrasında hiç konuşulmayan şeyler, görüşmede bize söz verildi şeklinde sunulabilir!
O kadarı da olmaz demeyin, adam alakası olmayan OHAL’in kaldırılması olayını AKP icraatı diye destan gibi anlatmadı mı?
Dahası, zora düşen ve iktidardan düştüğü an Yüce Divan’a gideceğini gören biri kendi siyasi hesabı adına her şey yapar! Hem her şeyi yapmak o siyasi zihniyet için mübah, zira onlar güya Allah için siyaset yaptıklarından gerektiğinde papaz elbisesi bile giyerler ki bu söz de Sayın Erdoğan’a aittir.
Buradan hareketle biz Sayın Kılıçdaroğlu’un, Sayın Bahçeli misali Erdoğan’ın ayağına gitmemesini, Başbakan’ın kendisini ziyaret etmek istemesi halinde ise kamera olmasa da tanıklar önünde böyle bir görüşmenin yapılmasını öneriyoruz.
Daha önce de yazdık, AKP’nin tek stratejisi Kemal Kılıçdaroğlu’na PKK bağlamında tuzak kurmak ve onu oradan vurmak!..
Aman Kemal Bey dikkat!
Şahin Mengü’nün notu
Dün sabah erken saatlerde, dünkü yazıma binaen CHP Milletvekili Şahin Mengü aradı ve şunları söyledi: “Sabahattin Bey, kızım TRT’de değil, TRT’ye iş yapan One Ajans’ta çalıştı ve bir yıl sonra oradan ayrıldı. Şimdi özel bir medya kuruluşunda çalışıyor. TRT Genel Müdürü’nün pek çok yanlışını dillendirdim ve önümüzdeki günlerde o konuda önemli bir atağım olacak. Deniz Bey için söylediklerim yanlış yorumlandı. Benim kendisine saygım var ama partimizde böyle bir değişim kaçınılmazdı. Siz de yazdınız işte; Karadeniz’de bile Kılıçdaroğlu rüzgarı esmiyor mu?”
YAZILI CAM...
Prompter Recep!
Tayyip Erdoğan lafa gelince Dünya Başbakan’ı ve bölgemizin lideri. Mangalda kül bırakmıyor ve her şeyi o biliyor. Ama ne hazindir ki kendini Allah’ın cihana lütfü gibi sunan Başbakanımız iki kelimeyi bir araya getirmekten uzak!.. Haksızlık ediyorsun demeyin her şey ortada. Yaptığı konuşmaların neredeyse tamamını yazılı camdan yani prompterden okuyor. O zaman soralım nerede senin o engin birikimlerin? Bak Deniz ****** ve Kemal Kılıçdaroğlu prompter kullanıyor mu?
Yahu insan yaşadığı şeyleri bile yazılı metinden nasıl okur? Tayyip Bey bunu yapıyor. Örneğin dün kendi yaptığı Toronto seyahatini, yine başkalarının yazdığı metinden okudu. Demek ki bu iş dağarcık olayı! Yeterli donanımınız olmayınca apışıp kalıyor ya da anlaşılmaz laflar ediyorsunuz. Nitekim Tayyip Bey ne zaman prompter olmaksızın konuşsa çamlar deviriyor. Öyle olduğu için de danışmanları onun yazılı metin olmaksızın konuşmasını istemiyor...
SEYYAH...
160 ülke gezen bürokrat meğer kimmiş!
Hükümet değiştiğinde ne büyük rezillikler yaşandığını göreceksiniz. Malum ceberut bir, tek parti iktidarındayız ve her şey gizli... Medyaya sızanlar, olanların abartısız binde biri bile değil. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin sızdırdığı son rezillik AKP’li bir bürokratın 4 yıl içinde 160 ülkeyi gezmesi, yani devlet parası ile dünyayı bir ucundan diğer ucuna turlaması... Peki bu bürokrat bu gezileri işi gereği mi yaptı?.. Hayır... Kim mi bu adam?.. Eyüp İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili Güsamettin Erdoğan. Evet, yanlış okumadınız adam bakan değil, müsteşar değil, bir ilçenin Milli Eğitim Müdür Vekili. Peki böyle biri nasıl olur da devlet parası ile dünyayı gezer?.. Efendim soyadı Erdoğan olursa gezer... Meğer bu Güsamettin, Tayyip Erdoğan’ın amcaoğullarından biri imiş!.. Vah benim memleketime!
ÇİFTE BOMBA...
Sekreterinden bebeği olan ünlü politikacı kim?
Ankara’da bir dedikodu aylardır herkesin dilinde ama kimse onu dillendiremiyor ve yazamıyor, çünkü korku var. Adam güçlü bir politikacı ve çok etkili! Dedikodu şu efendim: Bu çok bilinen ve sık sık ekranlara çıktığı için herkesin tanıdığı isim sekreterinden bir çocuk peydahlamış. Söylenene göre doğum da yurt dışında olmuş. Dinlediğime göre CHP’den iki milletvekili bu olayı belgelemek için haftalardır iz sürüyormuş ve dahası bazı belgelere de ulaşmışlarmış. Kanıtlanmadığı için ismini açıklamayacağımız bu ünlü politikacı son dönemde servetini de yüze katlamışmış! CHP’li milletvekillerinde bu konuda da önemli veriler varmış!.. Bekleyin, yakında çok ses getirecek bu bebek ve servet bombaları patlayacak!