AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| Arslan Kükredi..... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Arslan Kükredi..... Salı Haz. 01, 2010 9:57 pm | |
| [size=24] [color:2777=orange] Erdoğandan açık tehdit ! [/color] [/size]
[size=18]
Başbakan Erdoğan, Ak Parti grup toplantısında İsrail'in saldırısı ile ilgili ulusa ve uluslararası camiaya yönelik çok önemli açıklamalar yaptı. "Bugün bir millatır" diyen Erdoğan, son kez İsrail'i uyardı, açık bir dille tehdit etti.
[color:2777=orange] ''İSRAİL'İN YAPTIĞI HER TÜRLÜ LANETİ HAK ETMİŞ BİR KATLİAMDIR''[/color]
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in saldırısını ''her türlü laneti hak etmiş bir katliam'' olarak nitelendirerek, ''Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukukun ve diplomasinin bütün imkanlarını kullanmaktadır ve bundan sonra da kullanacaktır'' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya, bugünkü toplantının ''anlamlı'' olduğunu belirterek, ''Bugün sadece aziz milletime değil bütün insanlığa seslenmek istiyorum. Bütün insanlığın vicdanına ve aklına seslenmek, duygularımı açık yüreklilikle paylaşmak istiyorum'' diye başladı.
Başbakan Erdoğan, dün, gecenin en karanlık anında, iki kanlı saldırı gerçekleştiğini ifade ederek, bunlardan birincisinin İskenderun'daki Deniz Üs Komutanlığındaki askeri birliğe yönelik terörist saldırı olduğunu, hain saldırıda 6 askerinin şehit olduğunu, 7 askerin de yaralandığını kaydetti. İkincisinin, fecir vaktinde Akdeniz sularında gerçekleştiğini belirten Erdoğan, insanlık vicdanının tarihin en ağır yaralarından birini aldığını söyledi.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
''İnsanlığın vicdanından süzülen yardım gemileri silahla, zorbalıkla engellendi; yükü merhamet ve şefkat olan gemiler menzillerine varamadı, kana bulandı. Dün sabaha doğru İsrail ordusuna ait silahlı unsurlar, Gazze halkına insani yardım götüren 32 ülkeden 600 insanın içinde bulunduğu Gazze'ye Özgürlük Filosu'na uluslararası sularda, tamamen hukuksuz bir şekilde saldırıda bulundu, masum insanların kanını döktü.
Ölü ve yaralıların olduğu bu kanlı saldırıda, insani yardım gemilerine de el konuldu. Kadınların, çocukların, din adamlarının ve tamamen sivillerin bulunduğu gemilere yapılan bu insanlık dışı saldırıyı bir kez daha şiddetle lanetliyoruz.
Şili'de açıkladım, burada bir kez daha vurguluyorum: İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere yaptığı kanlı katliam her türlü laneti hak etmiş bir katliamdır. Yapılan bu saldırı açıkça uluslararası hukuka yapılmıştır, insanlığın vicdanına yapılmış, dünya barışına yapılmıştır. 'İnsanlığın vicdanına' diyorum, zira o gemilerde her milletten, her dinden insanlar sadece ama sadece abluka altındaki, ambargo altındaki Gazze'ye insani yardım götürüyorlardı.''
''SALDIRI ULUSLARARASI HUKUKA, İNSANLIĞIN VİCDANINA, DÜNYA BARIŞINA YAPILMIŞTIR. SALDIRININ BM'NİN TEMEL FELSEFESİNE YAPILMIŞ BİR SALDIRI OLDUĞU AÇIKTIR''
Gemilerin hareket etmeden önce, bütün dünyaya yüklerini, niyetlerini açıkça deklare ettiklerini ifade eden Erdoğan, bu açık insani yardımın şahidi olarak dünyadan ve Türkiye'den 60 gazetecinin Gazze'ye hareket eden yardım filosuyla birlikte gemilere bindiğini anımsattı. Erdoğan, ''Uluslararası sularda, açık denizde mazlum insanlara, yoksul insanlara, aç bırakılmış, evleri yıkılmış Filistinlilere yardım götüren 600 insana ve 6 gemiye karşı yapılan bu silahlı saldırının Birleşmiş Milletlerin temel felsefesine yapılmış bir saldırı olduğu açıktır'' dedi.
Gerek Türkiye'den gerek diğer ülkelerden hareket eden gemilerin, tamamen insani amaçlı yardım malzemeleriyle yüklü olduklarını ve uluslararası seyrü sefer kuralları çerçevesinden sıkı bir şekilde kontrol edildiklerini anlatan Erdoğan, gemilerde, sivillerden, yardım gönüllülerinden başka yolcu bulunmadığını ve gemilere beyaz bayrak çekildiğini dile getirdi. Başbakan Erdoğan, tüm bu şartlara rağmen gemilerin silahlı saldırıya maruz kaldığını söyledi.
Hatay'da meydana gelen menfur terörist saldırısı ve İsrail'in yardım gemilerine yönelik hukuksuz saldırısı nedeniyle Şili'deki temaslarını yarıda keserek Türkiye'ye döndüğünü, olayın ilk anından itibaren hükümet olarak gelişmeleri yakından izlediklerini, gereken adımları atmaya başladıklarını kaydeden Erdoğan, dün sabah 6.30'da Başbakan Vekili olarak Bülent Arınç, ilgili bakanlar ve kurum temsilcileriyle değerlendirme toplantısı gerçekleştirerek, meseleyi tüm boyutlarıyla ele aldıklarını anlattı.
Dışişleri Bakanlığının, istihbarat birimlerinin, ilgili kurumların ve Silahlı Kuvvetlerin gelişmeleri çok yakından takip ettiklerini belirten Erdoğan, ''Dışişleri Bakanımız ve Savunma Bakanımız, İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak ile telefon görüşmesi yaparak tepkimizi ve hassasiyetlerimizi ortaya koydu'' dedi.
Erdoğan, kendisinin de birlikte olduğu bakanlarla yaşananları gece boyunca değerlendirerek, Türkiye ile sürekli temas halinde bulunduğunu kaydetti.
-''TÜRKİYE, ULUSLARARASI HUKUKUN VE DİPLOMASİNİN BÜTÜN İMKANLARINI KULLANMAKTADIR VE BUNDAN SONRA DA KULLANACAKTIR''
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Bu çerçevede yapılması gerekenleri tüm boyutlarıyla masaya yatırdık, ivedilikle gereken adımları atmaya başladık.
Türkiye Cumhuriyeti, uluslararası hukukun ve diplomasinin bütün imkanlarını kullanmaktadır ve bundan sonra da kullanacaktır.
Bu çerçevede, Türkiye'nin Telaviv Büyükelçisi geri çağrılmıştır. İsrail ile gündemde olan üç tane müşterek askeri tatbikat iptal edilmiştir. Dışişleri Bakanımız New York'a gitmiş ve BM Güvenlik Konseyi acilen toplantıya çağrılarak, olağanüstü görüşme yapılması sağlanmıştır. BM Güvenlik Konseyi İsrail'i kınayan bir açıklama yapmıştır. Açıklamalarda soruşturma açılması ve sivillerin ve yaralıların derhal serbest bırakılması belirtilmiştir. İsrail'de bulanan Futbol Genç Milli Takımımızın yapacağı maçlar da iptal edilmiştir. NATO Konseyi bugün olağanüstü toplantıya çağrılmıştır. İKÖ Pazartesi günü toplanacaktır.'' [color:2777=orange] -''İSRAİL AMBARGOYU DERHAL KALDIRMALI''[/color]
Erdoğan, öncelikle insani yardım konvoyunun ve konvoydaki Türk vatandaşlarının güvenliği, selametinin sağlanması; yaralıların süratle tedavi edilmesi için gerekenlerin yapıldığını söyledi.
İsrail yönetiminin ''yaralıları biz gönderelim'' dediğini ifade eden Erdoğan, ''Biz, kendi yaralılarımızı alacak iradeye ve güce sahibiz' diyerek onların bu teklifini reddettik. İki askeri ambulans yaralıları almak için hareket etmiştir ve şu anda oradan yaralılarımız almış, bu yöne dönmüşlerdir. Sivil uçaklar da sağlık bakanlığımızın şu anda oraya ulaşmak üzeridir'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, olayın yaşandığı ilk andan itibaren uluslar arası toplumun bilgi almasını engelleyen İsrail'in dünya kamuoyunu doğru bilgilendirmesi ve uluslararası işbirliğinden kaçınmaması gerektiğini kaydederek, ''İsrail bir an önce durumun vahametini anlamalı ve yanlış yapmaya devam etmemelidir. İsrail'in bu aşamada sergileyeceği tavır da bütün dünya kamuoyunca ibretle izlenmektedir'' dedi.
İlgililerin, Konvoyda vatandaşları bulunan ilgili ülkelerle temas ve eşgüdüm içinde olduğunu, bu ülkelerin de gereken tepkiyi ve duyarlılığı sergilemesini beklediklerini kaydeden Erdoğan, ''Bu vesileyle bir kez daha ifade ediyoruz: İsrail, Gazze'ye yönelik insanlık dışı ambargoyu derhal kaldırmalıdır. Filistin halkına gönderilen insani yardımların yerine ulaştırılmasına engel olmamalıdır'' diye konuştu.
''İNSANİ YARDIM GEMİLERİNE SİLAHLARLA SALDIRIDA BULUNMAK, MASUM İNSANLARI KATLETMEK, SİVİL İNSANLARA TERÖRİST MUAMELESİ YAPMAK, İNSANLIK AÇISINDAN BÜYÜK BİR SUKUTTUR, ALÇAKÇA BİR PERVASIZLIKTIR''
Erdoğan, insani yardım gemilerine silahlarla saldırıda bulunmanın, masum insanları katletmenin, sivil insanlara terörist muamelesi yapmanın ''insanlık açısından büyük bir sukut, alçakça bir pervasızlık'' olduğunu ifade ederek, ''İsrail hükümetinin bu cüretkar, bu sorumsuz, bu pervasız, bu hak-hukuk tanımayan, her türlü insani erdemi ayaklar altına alan saldırısı mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır'' dedi.
Erdoğan, İspanya ile Medeniyetler İttifakı çalışması yürüttüklerini hatırlatarak, bundaki amacı farklı dinlerin, medeniyetlerin, kültürlerin bir arada barış ve hoşgörü içinde yaşayabilecekleri düşüncesini güçlendirmek, kin ve nefret yerine sevginin hakim olması için çaba göstermek şeklinde tanımladı.
''İSRAİL HÜKÜMETİNİN BU CÜRETKAR, BU SORUMSUZ, BU PERVASIZ, BU HAK HUKUK TANIMAYAN, HER TÜRLÜ İNSANİ ERDEMİ AYAKLAR ALTINA ALAN SALDIRISI MUTLAKA AMA MUTLAKA CEZALANDIRILMALIDIR''
''Üzülerek söylemeliyim ki dün yaşanan olaylar, insanlığın ortak medeniyeti ve kültürü açısından kara bir leke olmuştur, insanlık tarihi açısından büyük bir ayıp olarak kayda geçmiştir'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:
''İnsani yardım gemilerine silahlarla saldırıda bulunmak, masum insanları katletmek, sivil insanlara terörist muamelesi yapmak, insanlık açısından büyük bir sukuttur, alçakça bir pervasızlıktır. Biz biliyoruz ki savaşın da barışın da bir hukuku vardır. Savaşta çocuklara saldırılmaz. Savaşta kadınlara, yaşlılara saldırılmaz. Savaşta sivillere, din adamlarına saldırılmaz. Savaşta beyaz bayrak çekenlere, sağlık görevlilerine, yardım görevlilerine saldırılmaz. Savaşta değil, barışta bunlara saldıranlar ise sadece hukuku çiğnemekle kalmazlar, aynı zamanda insanlığı da ayaklar altına almış, insanlıktan çıkmış olurlar. Zorbaların, haydutların, korsanların bile belli hassasiyetleri olur, belli ahlak kurallarına uyarlar. Hiçbir ahlak kuralına, hiçbir hassasiyete uymayana bu sıfatları yakıştırmak bile iltifat olur.
''YALAN SÖYLEMEYİ DEVLET POLİTİKASI HALİNE GETİREN VE İŞLEDİĞİ SUÇTAN YÜZÜ KIZARMAYAN BİR YÖNETİMDEN SORUŞTURMA BEKLEMEK YERİNE, ULUSLARARASI CAMİA BU OLAYI TÜM BOYUTLARIYLA SORUŞTURMALI VE HUKUKİ KARŞILIĞINI VERMELİDİR. TÜRKİYE OLARAK BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ''
İsrail, 32 milletten gönüllünün bulunduğu bir gemiye saldırarak, adeta dünyaya meydan okumuştur. Dünya barışı çok büyük bir yara almıştır. İsrail hükümetinin bu cüretkar, bu sorumsuz, bu pervasız, bu hak-hukuk tanımayan, her türlü insani erdemi ayaklar altına alan saldırısı mutlaka ama mutlaka cezalandırılmalıdır.
Yalan söylemeyi devlet politikası haline getiren ve işlediği suçtan yüzü kızarmayan bir yönetimden soruşturma beklemek yerine, uluslararası camia bu olayı tüm boyutlarıyla soruşturmalı ve hukuki karşılığını vermelidir. Türkiye olarak bu işin peşini bırakmayacağız.''
''TÜRKİYE YENİ YETME, KÖKSÜZ BİR DEVLET DEĞİLDİR, BİR KABİLE DEVLETİ HİÇ DEĞİLDİR. KİMSE TÜRKİYE İLE AŞIK ATMAYA, TÜRKİYE'NİN SABRINI TEST ETMEYE KALKMAMALIDIR''
''Türkiye yeni yetme, köksüz bir devlet değildir, bir kabile devleti hiç değildir. Kimse Türkiye ile aşık atmaya, Türkiye'nin sabrını test etmeye kalkmamalıdır'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞU NE KADAR KIYMETLİYSE, DÜŞMANLIĞI DA O KADAR ŞİDDETLİDİR. TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞUNU KAYBETMEK BİLE BAŞLI BAŞINA BÜYÜK BİR BEDELDİR''
''Türkiye'nin dostluğu ne kadar kıymetliyse, düşmanlığı da o kadar şiddetlidir. Türkiye'nin dostluğunu kaybetmek bile başlı başına büyük bir bedeldir.
Biz, İsrail halkıyla, Musevilerle her zaman tarihi bir dostluk ve işbirliği içinde olduk. İnanıyorum ki bu kanlı saldırıyı gözyaşlarıyla izleyen, şiddetle eleştiren İsrailli insanlar, bu olayın insanlık onuruna yakışmayan ne kadar büyük bir yanlış olduğunu, iki ülkenin dostluğuna vurulmuş ne kadar ağır bir darbe olduğunu çok iyi anlamaktadır.
Mesele, Türkiye ile İsrail arasında yaşanan bir mesele değildir. Mesele, İsrail'in hak-hukuk tanımayan mevcut yönetiminin, insanlık dışı uygulamalarla şiddet uygulaması, kan dökmesi, barışı tehdit eden yaklaşımlar sergilemesidir. Türkiye, her zaman Orta Doğu'da barıştan yana olmuş, bölgesel istikrar ve güvenliğe katkıda bulunmuştur.
Yakın geçmişte İsrail'in Filistin'le, Suriye ile Lübnan ile ilişkilerinin normalleşmesi için çaba gösteren tek ülke yine Türkiye olmuştur. İsrail şimdi bölgedeki en önemli barış savunucularından birini karşısına alacak tutumlar takınmaktadır. İsrail artık yaptığı haksızlıkları güvenlik gerekçesiyle, antisemitizm eleştirileriyle izah etme aymazlığından vazgeçmelidir. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır.
Ortada şiddeti politika haline getiren, zulüm yapmayı kendisi için mubah gören, kan akıtmaktan çekinmeyen bir yönetim anlayışı bulunuyor. İsrail yönetiminin hukuksuzluklarının örtülecek, tevil edilecek, görmezden gelinecek hali kalmamıştır. Uluslararası toplumun 'yeter artık' deme zamanı gelmiştir.''
''HERKES BU HUKUKSUZLUĞA GÖZ YUMABİLİR, GÖRMEZDEN GELEBİLİR, AÇIK SÖYLÜYORUM; ALTINI ÇİZEREK SÖYLÜYORUM, SİNSİCE DESTEKLEYEBİLİR AMA İSRAİL, TÜRKİYE’Yİ BAŞKALARINA BENZETMEK GİBİ BİR HATANIN İÇİNE DÜŞMESİN, BÖYLE BİR HATA İŞLEMEYE KALKMASIN, BEDELİ AĞIR OLUR''
Erdoğan, ''Herkes bu hukuksuzluğa göz yumabilir, görmezden gelebilir, açık söylüyorum; altını çizerek söylüyorum; sinsice destekleyebilir ama İsrail, Türkiye'yi başkalarına benzetmek gibi bir hatanın içine düşmesin, böyle bir hata işlemeye kalkmasın, bedeli ağır olur'' dedi.
Erdoğan, İsrail'in Gazze'ye insani yardım götüren gemilere düzenlediği saldırılara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
BM Güvenlik Konseyinin hakkında 100'den fazla kararını İsrail'in tanımadığına dikkati çeken Erdoğan, BM'nin dün akşam aldığı kınama kararı ile yetinmemesini istedi. BM'nin bu kararın arkasında durmasını gerektiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: [color:2777=orange] -''BU AKŞAM ABD BAŞKANI BARACK OBAMA İLE GÖRÜŞECEĞİM''[/color]
''Az önce BM genel Sekreteri ile konuştum. O da New York'a geçiyordu. Akşam saat 8'de Sayın Obama da arayacağını söyledi, kendileriyle de konuşacağız. Bunları onlarla aynen paylaşacağımı burada da bildiririm.
-''İSRAİL YÖNETİMİNİN SALDIRGAN TUTUMLARI, ŞÜPHESİZ Kİ BİR YERLERDEN ALDIĞI GÜÇTEN KAYNAKLANIYOR. İSRAİL YÖNETİMİNE 'HER YAPTIĞIN SENİN YANINA KARDIR' DİYEMEYİZ. HER ŞEYİN BİR BEDELİ VAR. BU YÖNETİM, BUNUN BEDELİNİ ÖDEMEK DURUMUNDADIR''
İsrail yönetiminin saldırgan tutumları, şüphesiz ki bir yerlerden aldığı güçten kaynaklanıyor. Bu noktada Türkiye olarak, bölgemizdeki hassasiyetlerimiz ortadadır. BM Güvenlik Konseyinin daimi üyelerinden Almanya'nın Başbakanı Bayan Merkel ile dün Şili'den görüştüm. Bugün İngiltere'nin yeni başbakanı aradı, onunla da görüşeceğim. Daha önce aradım görüştüm, bugün tekrar görüşeceğiz. Diğerleriyle de görüşeceğiz.
Orta Doğu'da barışın zeminini yok etmek gayreti içinde olan İsrail'i bu yaptıklarıyla başbaşa bırakamayız. İsrail yönetimine 'her yaptığın senin yanına kardır' diyemeyiz. her şeyin bir bedeli var. Bu yönetim, bunun bedelini ödemek durumundadır. Yaşam hakkına saygı duymayan bir anlayışın, hiçbir hakka ve hukuka değer vermesi, barıştan yana bir tutum takınması mümkün değildir.
İnsan yaşamına değer vermeyen bir anlayışın, insana ve insan haklarına saygı duyması mümkün değildir.
Kendi halkının güvenliğini düşünen bir devlet, bütün dünyanın nefretini ve düşmanlığını kazanarak bunu başaramaz. Kendi insanından başkasına insan olarak değer vermeyen bir yönetimin barış diye bir derdi olamaz.
İsrail, etrafındaki savunma kalkanlarını birbir yok etmekte, ittifak noktalarını birbir kaybetmekte, kendisini yalnızlaştırmaktadır. İsrail yönetimi, Orta Doğu'da kin ve nefreti yaygınlaştırarak bölgesel barışı dinamitlemekte, etrafına istikrarsızlık yayan bir çıbanbaşı olarak kendisi iyot gibi açığa çıkıyor. Uluslararası toplum, bu gidişe bir an önce müdahale etmelidir.''
ERDOĞAN, İSRAİL HALKINA SESLENDİ: ''ŞİMDİ AYNI DUYARLI TAVRI, AYNI İNSANİ TAVRI SERGİLEMEK, YAŞANAN BU ZULME 'DUR' DEMEK SIRASI İSRAİL HALKI OLARAK SİZDEDİR''
Başbakan Erdoğan, konuşmasında İsrail halkına da seslendi. Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz her zaman antisemitizme karşı olduk, Musevilere yapılan haksızlıklara karşı sesimizi yükselttik, İsrail halkının Orta Doğu'da barış ve güvenlik içinde yaşamını sürdürmesi için katkıda bulunduk.
Şimdi aynı duyarlı tavrı, aynı insani tavrı sergilemek, yaşanan bu zulme 'dur' demek sırası İsrail halkı olarak sizdedir. Hükümet ortaklarının her türlü hak ve hukuku çiğneyerek sergilediği şiddet politikaları İsrail'in menfaatlerini tamamen ortadan kaldırmakta, sizin huzur ve güvenliğinizi açıkça tehlikeye atmaktadır. Hükümetinizin saldırgan tavırları, İsrail devletini korsanlık yapan, haydutluk yapan bir konuma düşürmekte, ülkenizin uluslararası saygınlığını zedelemektedir.
Yalanla, hileyle, kan dökmekle, saldırganlıkla, korsanlıkla, devlet terörü estirmekle masumları katletmekle devlet yönettiğini zanneden bu pervasız yöneticiler, pervasız politikacılar, öncelikle İsrail'e ve İsrail halkına kötülük yapmaktadır. Bu duruma öncelikle siz 'dur' demelisiniz.
Bu arada olaylara yönelik haklı ve samimi tepkisini dile getiren Türk Musevi cemaatine de teşekkür ediyorum.
Musevi vatandaşlarımız, aziz milletimizin bir parçası olarak, Türkiye'nin haklı pozisyonunu sonuna kadar savundular, savunuyorlar. Musevi vatandaşlarımıza yönelik kimsenin kem gözle bakması, farklı bir davranış içine girmesi söz konusu değildir, olamaz, olmamalıdır.'' [color:2777=yellow] -''HİÇBİR ŞEY ESKİSİ OLMAYACAK''-[/color]
Başbakan Erdoğan, bugün yeni bir gün, bir milat olduğunu belirterek, ''Artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı da aşikardır'' dedi.
Alenen cinayet işleyen, alenen katliam yapan saldırgan bir devletin pişmanlık dilemeden ve hesap vermeden insanlığa kendini anlatması, uluslararası toplumun yüzüne bakmasının mümkün olmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''O gemiler birer merhamet gemisiydi, yükleri de insanlığın vicdanıydı. Kendi karasularından 72 mil açıkta, tamamen açık denizde ve uluslararası sularda bir gemiye müdahalede bulunmak, bırakın askeri gemiyi bir sivil gemiye müdahalede bulunmak, yolcuları alıkoymak bile başlı başına bir suçtur.
Masum insanlara silahla saldırarak, kan akıtmak, katliamda bulunmak ise açıkça devlet terörüdür. 'Bize ateş edildi...' Artık sizin bu yalanlarınızdan bıktık. Dürüst olun, dürüst...
El konulan gemiler, personel ve gönüllülerle birlikte derhal serbest bırakılmalıdır. Gemilerdeki gönüllüleri ve onlarla birlikte olan, Avrupa parlamentosu milletvekillerini, 60 gazeteciyi, annesiyle birlikte gemide bulunan 1 yaşındaki Kaan Çetin'i -ki serbest bırakıldı- kimse insani yardım amacının dışında yola çıkmış gibi gösteremez. Bu saldırı İsrail'in yıllardır Filistin'e ve Gazze'ye reva gördüğü insanlık dışı zulmü bir kez daha açıkça ortaya koymuştur.
''ÖLDÜRMEYİ İYİ BİLDİKLERİNİ YÜZLERİNE SÖYLEDİĞİMİZ İSRAİLLİ YÖNETİCİLER CİNAYETİ, KATLİAMI NE ÖLÇÜDE İYİ BİLDİKLERİNİ BİR KEZ DAHA DÜNYAYA GÖSTERMİŞLERDİR''
Daha önce de söyledim; öldürmeyi iyi bildiklerini yüzlerine söylediğimiz İsrailli yöneticiler cinayeti, katliamı ne ölçüde iyi bildiklerini bir kez daha dünyaya göstermişlerdir. Kurşunladığı ağır yaralı masum insanları bile kelepçeleyen bir anlayış. Bunun izahı yok. Sedyede yaralı ve bunu kelepçeliyor. Bunun insan haklarıyla, evrensel değerlerle izahı var mı? İnsanlıktan ne kadar nasibi olduğunu artık hiçbir şekilde dünyaya anlatmak mümkün değildir.
Yeryüzün bütün milletlerinin bu açık zulmü lanetlediğini biliyorum. Ama kuru kuruya lanetlemek yetmiyor. Artık netice almak durumundayız. Yeryüzünün adalet isteyen bütün insanları, bir gün gücün değil, adaletin yerini bulacağını bilmelidir. Bunu istiyoruz.'' [color:2777=yellow] ''İSRAİL, HİÇBİR MAZERETLE, HİÇBİR GEREKÇEYLE ELİNDEKİ KANI TEMİZLEYEMEZ''[/color]
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, uluslararası hukukun verdiği bütün imkanları kullanacağını ve bu süreçte uluslararası toplum ile birlikte hareket edeceğini bildirerek, ''Bütün insanlığın dikkatini şu noktaya çekmek istiyorum: Kan dökücü siyasetiyle İsrail hiçbir gerekçeyle işlediği bu gayrı meşru, bu kanlı cinayeti meşru gösteremez, izah edemez. İsrail, hiçbir mazeretle, hiçbir gerekçeyle elindeki kanı temizleyemez'' diye konuştu.
Akdeniz'deki bu kanlı saldırının ortaya çıkardığı sorunun, sadece iki ülkenin değil, artık bütün dünyanın sorunu olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Dünyanın insani değerleri önemseyen hiçbir ülkesinin, hiçbir uluslararası kuruluşun, bu boyutta işlenen bir cinayete seyirci kalmayacağına inanıyoruz. Bu aşamadan itibaren, İsrail'in kanlı saldırılarına her kim göz yumarsa, her kim o saldırıları görmezden gelirse, bilmelidir ki bu kanlı saldırılarda onlar da bizzat suç ortağıdır.
Meselenin bir teröre karşı savunma olmadığı, meselenin terörle mücadele olmadığı, meselenin bir şehri, bir şehrin bütün insanlarını toptan yok etmeye dönük katliam girişimi olduğu, bu son olayla bir kez daha ortaya çıkmıştır. O insanların üzerine bomba yağdıracaksınız. O insanların üzerinde fosfor bombalarını deneyeceksiniz. Hastaneleri bombalayacaksınız, camileri bombalayacaksınız, okullara saldıracaksınız, çocuk parklarına bomba atacaksınız, hatta Birleşmiş Milletler ofisini hedef alacaksınız. Bu hukuksuzluk yetmez gibi, o insanları her türlü ihtiyaçlarından mahrum bırakacaksınız.
Tüm bunların üzerine, o insanlara ilaç ulaştırmaya, gıda ulaştırmaya, inşaat malzemesi ulaştırmaya çalışan yardım gönüllülerinden de insanlık dışı vahşetinizi esirgemeyeceksiniz.
-''HERKES SUSSA, HERKES GÖZÜNÜ YUMSA, HERKES SIRTINI DÖNSE BİLE, BİZ, TÜRKİYE OLARAK, FİLİSTİN’E, FİLİSTİN HALKINA, GAZZE'YE SIRTIMIZI DÖNMEYECEK, GÖZÜMÜZÜ YUMMAYACAK, GAZZE İÇİN HAYKIRMAKTAN VAZGEÇMEYECEĞİZ''
Herkes bu hukuksuzluğa göz yumabilir, görmezden gelebilir, açık söylüyorum; altını çizerek söylüyorum, sinsice destekleyebilir ama açık söylüyorum, İsrail, Türkiye'yi başkalarına benzetmek gibi bir hatanın içine düşmesin, böyle bir hata işlemeye kalkmasın, bedeli ağır olur.
Açık denizde cinayet işleyen, masumiyete ve merhamete kurşun atan İsrail bu kanlı eylemiyle bütün dünyaya karşı yalnızlığı seçmiştir, tecrit olmayı seçmiştir.
Bir kez daha söylüyorum; herkes sussa, herkes gözünü yumsa, herkes sırtını dönse bile, biz, Türkiye olarak, Filistin'e, Filistin halkına, Gazze'ye sırtımızı dönmeyecek, gözümüzü yummayacak, Gazze için haykırmaktan vazgeçmeyeceğiz.'' [color:2777=yellow] -''MİLLETİMİZ METİN OLMALI''-[/color]
Erdoğan, milletin metin olmasını isteyerek, ''Milletimiz, Türkiye'ye yaraşır bir vakar içinde olmalıdır. Şehitlerimizi bağrımıza basacağız. Yaralılarımızın yaralarını hep birlikte saracağız'' dedi.
Türkiye genelinde vatandaşların büyük bir hassasiyetle meseleyi yakından takip ettiğini, demokratik tepkisini hukuk içinde ortaya koyduğunu memnuniyetle gözlemlediklerini bildiren Erdoğan, ''Doğrusu, insanımıza yakışan davranış tarzı da budur. Bütün vatandaşlarımızın metanetini koruyacağına, vakar ve sağduyu içinde hareket etmeyi sürdüreceğine inanıyorum. Herkes bilsin ve emin olsun ki insanlığın vicdanından süzülen sevgi ve dostluk gemileri bir gün bütün engelleri aşarak menziline ulaşacaktır'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, insanlık ve hukuk dışı operasyonun arkasında olduğunu söyleyenlere, ''Siz, ne kadar hukuk dışılığın arkasındaysanız, biz o kadar hukukun arkasındayız. Siz ne kadar kanlı operasyonun, saldırganlığın, terörün arkasındaysanız, biz o kadar barışın, adaletin arkasındayız. Siz ne kadar sivillerin, Gazze'deki, Filistindeki mazlumların karşısındaysanız, biz o kadar sivillerin, masumların, Filistinlilerin, Gazzelilerin yanındayız, arkasındayız'' diye seslendi.
Bu konumda oldukları için tarih boyunca iftihar ettiklerini, onur duyduklarını anlatan Erdoğan, bundan sonra da tarihleri, medeniyetleri ve devlet geleneklerinin verdiği misyonla hareket etmeye devam edeceklerini söyledi.
İsrail'in saldırısında hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Erdoğan, ''Yaralıların Türkiye’ye nakledilmesi için her türlü tedbiri almış bulunuyoruz. İsrail yönetimi, yaralıları, cenazeleri ve gemide bulunan yardım gönüllülerini bir an önce Türkiye'ye teslim etmelidir. Bu konuda takınılacak olumsuz bir tavır, sorunu daha da derinleştirecek, daha büyük sıkıntıların yaşanmasına sebep olacaktır'' çağrısında bulundu.
''TÜRKİYE NE ZAMAN YÜKSELİŞE GEÇSE BİR KARANLIK EL DEVREYE GİRİYOR, BU GELİŞME SÜRECİNİ SABOTE ETMEYE, AKİM BIRAKMAYA ÇALIŞIYOR''
Erdoğan, ''Türkiye ne zaman yükselişe geçse bir karanlık el devreye giriyor, bu gelişme sürecini sabote etmeye, akim bırakmaya çalışıyor'' dedi.
Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, dün gece yarısı, İskenderun Deniz Üs Komutanlığına bağlı askeri birliğe yönelik gerçekleşen terörist saldırıda 6 askerin şehit olduğunu, 7 askerin de yaralandığını söyledi. Nöbet değişimi sırasında yaşanan bu hain saldırıyı şiddetle bir kez daha lanetlediğini ifade eden Erdoğan, şehitlere Allah'tan rahmet, Türk milletine ve şehit ailelerine başsağlığı; yaralılara da acil şifa diledi.
Terör örgütünün bir kez daha alçak ve kanlı yüzünü ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü, huzur ve güvenliğini hedef alan bu saldırı, daha öncekiler gibi akim kalacak, amacına ulaşamayacaktır. Kanlı saldırılardan medet uman terör örgütünün kirli oyunları kesinlikle hayata geçemeyecek, insanlık dışı alçakça bir cinayet olarak milletimiz tarafından lanetlenecektir.
Biz 'analar ağlamasın', 'akan kan dursun' diyerek demokratik açılım, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni bir sürece soktuk, takvime bağladık. Özellikle son dönemde, Türkiye her açıdan demokratik standartlarını yükseltiyor, daha ileri, çağdaş yaşam şartlarına kavuşuyor, her alanda önemli gelişmeler yaşanıyor. Türkiye ne zaman yükselişe geçse, ne zaman demokratik standartlarını yükseltmeye başlasa, ne zaman hak ve hürriyetler gelişmeye başlasa, bir karanlık el devreye giriyor, bu gelişme sürecini sabote etmeye, akim bırakmaya çalışıyor. Biz demokrasi dedikçe birileri teröre sarılıyor, insan hakları dedikçe birileri silaha sarılıyor, hak-hukuk, refah dedikçe birileri kan dökmeye başlıyor. Peki soruyorum size? Bundan kim kazanıyor, kim kaybediyor? Biz, Anayasa değişikliği yapıyor, 'kararı aziz milletimiz versin' diye referanduma gidiyoruz, kirli oyunlar tezgaha sürülüyor, süreç sabote edilmeye çalışılıyor.
Milletim, bu karanlık senaryoları artık çok iyi görmeli, çok iyi anlamalıdır. Biz, AK Parti Hükümeti olarak terörle mücadeleden asla taviz vermeyeceğiz ama demokratikleşmeyi de aynı kararlılıkla sürdüreceğiz. Güvenliği de demokratikleşmeyi de eşzamanlı olarak hayata geçirmenin çabası içinde olacağız. Aziz milletim müsterih olsun. Terör örgütü ve yandaşları asla hain emellerine ulaşamayacaktır. Türkiye, doğru bildiği yolda emin adımlarla yürümeye devam edecektir.'' [color:2777=yellow] LATİN AMERİKA ZİYARETİ[/color]
Başbakan Erdoğan, bazı bakan, milletvekilleri ve 150 iş adamıyla birlikte Latin Amerika ülkeleri olan Brezilya, Arjantin ve Şili'yi kapsayan yoğun bir programı gerçekleştirmek üzere, 25 Mayıs Salı akşamı Brezilya'ya hareket ettiğini anımsattı.
Brezilya'nın en büyük şehri olan Sao Paolo'da Başkonsolosluğun açılışını yaptığını belirten Erdoğan, İstanbul Ticaret Odası tarafından düzenlenen 1. Türk İhraç Ürünleri Sergisi'ni ziyaret ettiğini, ardından Brezilya'nın tüm dünyaya uçak üreten EMBRAER Uçak Fabrikasında temaslarının olduğunu kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Sao Paolo'da, Türk ve Brezilyalı iş adamlarının katılımıyla Türkiye Brezilya İş Forumu'nu gerçekleştirdiklerini söyledi.
Sao Paolo'dan Brezilya'nın başkentine geçtiklerini dile getiren Erdoğan, burada Devlet Başkanı Lula da Silva ile ikili ve heyetlerarası görüşmelerinin olduğunu ifade etti.
Daha sonra geçtikleri Rio kentinde Medeniyetler İttifakı Üçüncü Forumu'nun toplantısın yapıldığını belirten Erdoğan, ''120 ülkeden devlet ve hükümet başkanları, Dışişleri Bakanları zirveye katıldı ve gerek açılış konuşmalarında, gerek sonrasında gerçekleştirilen toplantılarda, dünyamız ve geleceğimiz adına son derece umut verici mesajlar dile getirildi'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rio'da dünya barışı için uluslararası işbirliğine zemin hazırlayacak iradenin oluştuğunu görmenin kendilerini ayrıca umutlandırdığını söyledi.
Erdoğan, programlarında, Arjantin'in başkenti Buenos Aires'in de bulunduğunu, ancak otonom yerel idarenin ****** büstünün açılışı noktasında nezaketsiz bir tavır takınması, Arjantin Cumhurbaşkanının da sorunu çözme yönündeki samimi girişimlerinin sonuç vermemesi nedeniyle Arjantin'deki temasları iptal ettiklerini bildirdi.
[color:2777=yellow] ''İÇ POLİTİK KAYGILAR UĞRUNA DİASPORANIN ESİRİ OLANLAR''[/color]
Erdoğan, şöyle konuştu:
'Millet ve ülke olarak ortak değerlere sahibiz ve bizim bu değerlerimizin tüm dünya ülkeleri tarafından saygı ve hoşgörüyle karşılanması da bizim en tabii beklentimizdir. Biz nasıl her ülkenin değerlerini önemsiyor ve bunları hoşgörüyle karşılıyorsak, her ülke de bizim değerlerimize aynı şekilde yaklaşmak durumundadır. Tabii, şunu da bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum: Ermeni diasporasının bu tür eylemleri, açık söylüyorum, ne Ermenistan'a, ne Ermeni halkına, ne de üçüncü ülkelere hiçbir fayda sağlamaz, tersine zarar getirir.
Diasporanın eylem ve tavırları Ermenistan'ı zor durumda bıraktığı kadar, işte Arjantin örneğinde olduğu gibi üçüncü ülkeleri de sorumsuz bir şekilde zor durumda bırakmaktadır. İç politik kaygılar uğruna Ermeni diasporasının esiri olanlar, hem Ermenistan'a, hem de kendi ülkelerine ne büyük zarar verdiklerini umarım yakın zamanda görürler.''
Arjantin temaslarını iptal ederek Şili'ye geçtiklerini anlatan Erdoğan, Şili temaslarına henüz başlamadan Hatay'daki menfur saldırıyı, ardından da Akdeniz'deki katliam boyutundaki saldırıyı haber aldıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, Latin Amerika'da gerçekleşen temasların kısa ve uzun vadede önemli sonuçlar doğuracağına inandığını kaydetti. Türk iş adamlarının Brezilya'da çok önemli temasları olduğunu, Brezilya'yı, Brezilya ekonomisini daha yakından tanıma fırsatı bulduklarını dile getiren Erdoğan, gelecek adına önemli işbirliklerinin ilk adımlarının atıldığını ifade etti.
[color:2777=yellow] ''DÜNYANIN HER YERİNDE İLGİ VE ALAKA GÖRÜYOR''[/color]
''Türkiye'nin iş adamları, yatırımları, markaları bugün artık dünyanın her yerine ulaşıyor, her yerinde ilgi, alaka ve itibar görüyor'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin, küresel ekonomik krizi en az etkiyle atlatıyor olmasının temel nedenlerinden birinin de aktif dış politika ve Türkiye'nin girişimcilerinin sahip olduğu dinamizm olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, ''Bu dinamizmi koruyacağız. Türkiye'nin hem barış ve adalet mesajlarını, hem de ekonomik gücünü dünyanın her köşesine taşımaya, ulaştırmaya devam edeceğiz'' diye konuştu.
Erdoğan'ın konuşması sırasında, izleyici sırasında bulunan bir vatandaş, ''CHP'den bizi ne zaman kurtaracaksınız? Ben AK Parti Belediye Başkanı adayıyım'' diye bağırdı. Vatandaş, polisler tarafından salondan çıkarıldı.
Bu arada, Başbakan Erdoğan, makamından çıkışında, DTP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve bu partiye mensup milletvekilleriyle karşılaştı. Erdoğan, Demirtaş ile bir süre sohbet etti.
[color:2777=yellow] GRUBA SÜRPRİZ ERTELEME YAPILDI[/color]
Başbakan Erdoğan, Şili'den yurda döndü. Havaalanından direk Meclis'e geçen Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin TBMM Grubu toplantısında konuşacaktı.
Başbakanlıkta yoğun hareketlilik yaşanması üzerine Erdoğan, Başbakanlık'a gitti. Ak Parti grup toplantısının saat 13.00'e ertelendiği duyuruldu.
Erdoğan, saat 13.00'te İsrail'in sivillere yönelik dünyayı ayağa kaldıran saldırısı ile ilgili ulusa ve uluslararası camiaya yönelik önemli açıklamalar yapacak.
Erdoğan'ın konuşmasını İran'ın Ankara büyükleçisi de salonda izleyenler arasında olacak. [size=18]
AYNI ANDA ÇEVRİLECEK[/size]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti grup toplantısındaki konuşması anında İngilizce ve Arapça'ya çevrilecek. Erdoğan'ın grup konuşmasının İngilizce ve Arapça'ya çevrilmesi için grup toplantısı salonuna iki adet kabin kuruldu. Erdoğan'ın konuşmasını çok sayıda yabancı basın mensubunun da takip etmesi bekleniyor. [color:2777=yellow] BAŞBAKANLIK'TA ZİRVE[/color]
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık'a geldi. Brezilya ve Şili'de temaslarda bulunan ve bu sabah Ankara'ya gelen Erdoğan, sürpriz bir şekilde Ak Parti Grup toplantısını erteleyerek Başbakanlık Merkez Bina'ya geldi.
Başbakanlık Merkez Bina'daki toplantıya, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Cemil Çiçek, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Aslan Güner, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan katıldı.
Başbakan Erdoğan'ın başkanlık ettiği olağanüstü güvenlik zirvesi saat 12.50'de sona erdi[/size] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Cuma Haz. 25, 2010 11:56 pm | |
| [size=18][color:3a15=orange] Arslan Kükredi... Miyav Dedi...[/color].[/size] ........... [img] http://www.buyukasya.net/Tayyip_konustu_02.jpg[/img][size=24][color:3a15=yellow] “Ağır” ve “Sert” konuşmalar...[/color] [/size] [size=18] Başbakan iyi konuştu. Başbakan doğru konuştu. Başbakan ‘sert’ çıktı. Cumhurbaşkanı daha sert çıktı. Başbakan, halkın, Müslümanların, insanlığın hissiyatına tercüman oldu!. Evet, ‘normal’ durumlara göre gerçekten sert konuştu, hatta gürledi... Sormak zorundayız, konuştu da ne oldu?. Ne olacak?.. Siyonist İsrail; ne “sert” konuştu, ne “ağır” konuştu; .................... ................. Devami ve Tamami icin[/size] [url=http://www.buyukasya.net/Icerik-Oku-721714219317127.aspx][size=24][color:3a15=yellow]TIKLAYINIZ,,,,,,,[/color][/size],[/url] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Ptsi Haz. 28, 2010 1:06 pm | |
| [img] https://2img.net/r/ihimizer/img697/1261/2806201012585443561652.jpg[/img][size=24] [color:1194=orange] Türkiye İsrail'e hava sahasını kapattı mı?[/color] [/size] [size=18] Başbakan Erdoğan Toronto'da, Türkiye'nin İsrail'e hava sahasını kapattığını, bunun zaten duyurulduğunu açıkladı. Başbakan Erdoğan Toronto'da, Türkiye'nin İsrail'e hava sahasını kapattığını, bunun zaten duyurulduğunu açıkladı. Ancak yetkililer İsrail uçaklarına hava sahasını kapatma gibi bir kararın olmadığını söylüyor. İsrail'de yayınlanan Yediot Ahronot gazetesi dünkü haberinde, Türkiye'nin, Polonya'nın Auschwitz kentindeki anma törenlerine giden 100 kadar askeri taşıyan kargo uçağına hava sahasını kullanma izni vermediğini yazdı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da G20 zirvesi için gittiği Toronto'da düzenlediği basın toplantısında olayı doğruladı. Erdoğan bir gazetecinin, "yasağımız var" ifadesini açmasını istemesi ve bunun genel bir yasak mı yoksa son olayların ardından İsrail'e yönelik bir tavır mı olduğunu sorması üzerine ise şu yanıtı verdi: "Hayır, bu olaylardan sonra olan bir şey. Bu açıklandı zaten." Erdoğan'ın "açıklandı" demesine rağmen, BBC Türkçe'ye bilgi veren diplomatik kaynaklar İsrail'e hava sahasının kapatılması gibi bir uygulamanın olmadığını söylediler. Yediot Ahronot'un haberindeki olayı doğrulayan kaynaklar, bunun münferit ve askeri boyutu olan bir olay olduğunu, sivil uçaklar için ise yasak söz konusu olmadığını vurguladılar. BBC[/size] | |
| | | turbix
Mesaj Sayısı : 161 Reputation : 7 Kayıt tarihi : 15/04/10
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Salı Haz. 29, 2010 11:24 am | |
| [b][font:c514="]Dünya basını Türkiye'nin restini nasıl gördü?
[/font][/b]
[font:c514="]Türkiye'nin İsrailli bir askeri uçağa hava sahasını kullanmasına izin vermemesi, tüm dünyada yankılandı[/font].
[table:c514 class="MsoNormalTable" style="" border="0" cellpadding="0" cellspacing="1"] [tr:c514 style=""] [td:c514 style="padding: 0.75pt 3.75pt 0.75pt 0.75pt;"]
[/td] [/tr] [/table]
İki ülke arasında son dönemde yaşanan gerginliklere dikkat çeken yabancı medya, "Krizde yeni tırmanma" , "Çatlağın yeni işareti", "İttifakı, Türk siyasetinin yeni yönelişi ve Filistinli topluma yönelik saldırganlık gerdi", "Askeri ittifak daha da tıkandı" gibi yorumlarda bulundu.
[b]-GUARDİAN: "KRİZDE YENİ TIRMANMA" [/b]
"Soğukluk derinleşirken Türkiye, İsrail askeri uçağının hava sahasına girmesini yasakladı" başlığını kullanan İngiliz The Guardian da, "Bu adım, iki ülke arasındaki krizde yeni bir tırmanma anlamına geliyor" değerlendirmesini de yaptı.
[b]-FT: "ÇATLAĞIN YENİ İŞARETİ" [/b]
-İngiliz Financial Times gazetesi "Türkiye, İsrail bir askeri uçağının hava sahasına girmesine izin vermeyi reddederek iki ülke arasındaki çatlağın yeni bir işaretini verdi" dedi.
[b]-NYT: "TÜRKİYE'DE YENİ YÖNELİŞ VE FİLİSTİNLERE SALDIRILAR İTTİFAKI GERDİ" [/b]
Türkiye'nin İsrail askeri uçuşlarını yasakladığını da duyuran New York Times ise, Türkiye ile İsrail arasındaki ittifakı, "2000 yıllarında Türkiye'deki siyasetin, dinden muhafazakar bir hükümete kayması ve Filistinli topluma yönelik artan askeri saldırganlık gerdi ve iki ülkeyi ciddi diplomatik atışmaların eşiğine getirdi" ifadelerini kullandı.
[b]-WSJ: "ASKERİ İTTİFAK DAHA DA TIKANDI" [/b]
ABD'nin en çok satan gazetesi Wall Street Journal da, "Türkiye, Pazartesi günü İsrailli komandoların Türk yardım gemisine baskının ardından hava sahasını İsrailli askeri uçuşlarına kaptığını belirterek, analistlerin Ankara'dan çok İsrail için yararlı hale geldiğini söyledikleri bir askeri ittifakını daha da tıkadı" görüşünü dile getirdi.
[b]-EL PAİS: "ANKARA FİLO SALDIRISINA TEPKİ VERDİ" [/b]
İspanya'nın en büyük gazetesi El Pais ise, Ankara'nın filo saldırısına tepki göstererek hava sahasını kapattığını bildirirken filo olayının iki ülke arasındaki krizi körüklediğini kaydetti. Gazete "Türkiye, Tel Aviv büyükelçisini geri çekti ve bazı askeri işbirliği projelerini askıya aldı. Ancak şimdilik gerginlik çok kontrollü ve ilişkiler kesinlikle kesik değil" dedi.
[b]-DEUTSCHE WELLE: "TÜRK-İSRAİLLİ İLİŞKİLER GİDEREK KÖTÜLEŞİYOR" [/b]
Alman yayın kurumu, Türkiye'nin hava sahasını İsrailli askeri uçaklarına kapattığını duyururken "Türkiye ve İsrail, 1996 tarihli bir askeri işbirliği anlaşmasının ardından güçlü bir ittifak tesis etti. Ancak ikili ilişkiler, İsrail'in 2009 yılında Gazze'ye girmesinden sonra giderek kötüleşti" yorumunu yaptı.
[b]LE MONDE: "HAVA SAHASINI, PROTESTO OLARAK KAPATTI" [/b]
Fransız Le Monde gazetesi, "Türkiye, İsrail'in, Gazze'ye gitmek isteyen Filistin yanlısı militanlarının filosuna düzenlediği ve dokuz Türkün olduğu saldırıya protesto olarak bir İsrail askeri uçağına hava sahasını kapattı" diye yazdı. | |
| | | turbix
Mesaj Sayısı : 161 Reputation : 7 Kayıt tarihi : 15/04/10
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Çarş. Haz. 30, 2010 9:52 pm | |
| [b][font:983b="]İsrailli yetkiliden tehdit gibi açıklama [/font][/b]
[font:983b="]İsrail ile Türkiye arasındaki diplomatik kriz devam ederken İsrail'den hem geri adım geldi, hem de uyarı...[/font]
Türk firmasının hesaplarına konulan tedbir kaldırıldı
İsrail İcra Mahkemesi tarafından Yılmazlar Holding hesaplarına Mavi Marmara gemisine yönelik saldırı sonucunda konulan tedbirin bugün itibariyle kaldırıldığı bildirildi.
Yılmazlar Holding'den yapılan açıklamada, 8 Hazin 2010 tarihinde bir İsrail İcra Mahkemesi tarafından Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar gerekçe gösterilerek firmanın 450 bin ve 2,6 milyon dolarlık iki ayrı hesabına tedbir konulduğuna işaret edildi.
Yılmazlar Holding avukatlarının yaptıkları girişimler sonucunda tedbir kararının bugün itibariyle kaldırıldığı kaydedilen açıklamada, firmalarının 16 yıldır İsrail'de başarı ile projeler ürettiği ve bugüne kadar de tek bir dava açılamadığına işaret edildi. Davanın tamamen siyasi gerekçelerle açıldığı vurgulanan açıklamada, hükümetin konuyla ilgili tepkisizliğinin üzüntü verici olduğuna değinildi.
Hava sahasına tepki
İsrailli yetkililer Türkiye'nin hava sahasını İsrail askeri uçaklarına kapatmasına sert tepki gösterdi. Üst düzey İsrailli bir yetkili İngiliz Sky News televizyon kanalına Türkiye'nin iki ülke arasındaki krizi daha da derinleştirmeden önce iki kez düşünmesi gerektiğini söyledi.
Yetkili, "Türkiye gerginliği tırmandırma yolunu seçmiş görünüyor ve bu hiç kimsenin menfaatine değildir. Eğer ilişkileri tamamen koparmak için bahane arıyorlarsa bu Türkiye'nin Ortadoğu'daki durumuna zarar verir" dedi.
Adı açıklanmayan İsrailli yetkili Sky News kanalına, "Askeri alanda işbirliği daima her iki ülkenin de menfaatleri doğrultusunda yürütülmüştür ve bunun değişmesi için bir neden yoktur" dedi.
Yetkili Türk hükümetine yaptığı çağrıda Sovyetler Birliği'nin başına gelenleri hatırlattı ve, "Sovyetler Birliği de 1967 yılında İsrail'e sırtını dönmüştü ama daha sonra bölgede etkinliğini kaybedince buna pişman oldu" dedi. (Cihan, CNN Türk) | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Çarş. Haz. 30, 2010 11:05 pm | |
| [quote:3de2="turbix"][b][font:3de2="]İsrailli yetkiliden tehdit gibi açıklama [/font][/b]
[font:3de2="]İsrail ile Türkiye arasındaki diplomatik kriz devam ederken İsrail'den hem geri adım geldi, hem de uyarı...[/font]
Türk firmasının hesaplarına konulan tedbir kaldırıldı
İsrail İcra Mahkemesi tarafından Yılmazlar Holding hesaplarına Mavi Marmara gemisine yönelik saldırı sonucunda konulan tedbirin bugün itibariyle kaldırıldığı bildirildi.
Yılmazlar Holding'den yapılan açıklamada, 8 Hazin 2010 tarihinde bir İsrail İcra Mahkemesi tarafından Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar gerekçe gösterilerek firmanın 450 bin ve 2,6 milyon dolarlık iki ayrı hesabına tedbir konulduğuna işaret edildi.
Yılmazlar Holding avukatlarının yaptıkları girişimler sonucunda tedbir kararının bugün itibariyle kaldırıldığı kaydedilen açıklamada, firmalarının 16 yıldır İsrail'de başarı ile projeler ürettiği ve bugüne kadar de tek bir dava açılamadığına işaret edildi. [size=18][color:3de2=yellow]Davanın tamamen siyasi gerekçelerle açıldığı vurgulanan açıklamada, hükümetin konuyla ilgili tepkisizliğinin üzüntü verici olduğuna değinildi. [/color] [/size] ............... ................ ............. (Cihan, CNN Türk)[/quote]
[size=18] Arslan Kükredi...Miyav dedi...
............... .................
Askeri isbirligi , ABD ve Emperyalist baglantili oldugu icin bitirilmiyor.ABD askeri alanda yapilacak karsi girisimlere, tepkisini Kibris 74 cikartmasinda oldugu gibi yapar.".Benim silahimi kullanamassin". "Bu NATO nun malidir" vs ifadeler...
[/size] | |
| | | GÖLGE
Mesaj Sayısı : 1231 Reputation : 36 Kayıt tarihi : 16/05/09
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Çarş. Haz. 30, 2010 11:11 pm | |
| [img] http://www.timeturk.com/images/news/300620102310466461783_2.jpg[/img] [size=24][color:745c=violet] İsrail ile gizli toplantı[/color] [/size] [size=18] [color:745c=orange] İsrail Sanayi Bakanı Ben-Eliezer'in Davutoğlu ile gizlice görüştüğü belirtildi. İsrailli bakanla görüşme talebi ise Türk tarafından gelmiş. [/color] İsrail Sanayi Bakanı Binyamin Ben-Eliezer'in Türkiye ile ilişkileri geliştirmek amacıyla Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile bugün Brüksel'de gizlice görüştüğü ortaya çıktı. İsrail basınında çıkan haberlere göre görüşme, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Ehud Barak'ın onayıyla gerçekleşti. Aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman ise görüşmeden haberdar edilmedi. Bu durumdan öfkelendiği belirtilen Lieberman'ın teamüllerin çiğnendiği ve Netanyahu ile arasındaki güvenin sarsıldığını ifade ettiği belirtildi. [color:745c=orange] İsrailli bakanla görüşme talebi Türk tarafından gelmiş [/color] İsrail Sanayi Bakanı Binyamin Ben-Eliezer ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu arasında bugün gerçekleştirildiği belirtilen görüşmede talebin Türk tarafından geldiği öne sürüldü. İsrail basının Netanyahu'nun bürosuna dayandırdığı habere göre Binyamin Ben-Eliezer, Başbakan Binyamin Netanyahu'yu arayarak Türk tarafının gayriresmi bir görüşme talep ettiğini aktardı. Türkiye'yle iletişme geçmek için son haftalarda birçok yolu deneyen Netanyahu da bu görüşmeyi engellemek için bir sebep görmedi. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'a haber verilmemesi ise 'teknik nedenlere' bağlandı. İsrail başbakanının, dışişleri bakanıyla yakın temas içerisinde çalıştığına vurgu yapıldı. Cihan[/size] | |
| | | turbix
Mesaj Sayısı : 161 Reputation : 7 Kayıt tarihi : 15/04/10
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Cuma Tem. 09, 2010 1:00 pm | |
| [size=18][b]Davutoğlu'na Doğan-İsrail tuzağı![/b] [table:32a1 align="center" border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" width="440"][tr] [td]Londra'da bir konferans veren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail lobisi üyelerinin de bulunduğu konferans salonunda Aydın Doğan'ın sahibi olduğu CNN Türk televizyonunun “Siz, 'Kudüs'te namaz kılacağız' gibi fanteziler üreterek, Türkiye'yi uluslararası arenada zor durumda bırakmıyor musunuz?” sorusuna çok ilginç bir cevap verdi...[/td] [/tr] [tr] [td] [/td] [/tr] [tr] [td]<table align="right" border="0" cellpadding="0" cellspacing="0" width="240"> <tr> <td> [img(240,240)] http://www.habervaktim.com/resim/resim130371_2.jpg[/img]</td> </tr> <tr> <td> var so = new SWFObject("http://www.habervaktim.com/hvreklam/cuma_pazarlama_sandex_banner.swf", "i", "240", "240", "8", "#FFFFFF"); so.write("flashcontentcp"); </td> </tr> </table> [b]MEHMET NEDİM ASLAN/LONDRA[/b] İngiltere'nin başkenti Londra'daki resmi temasları çerçevesinde İngiliz meslektaşı William Hague ile görüşen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, önceki gün akşam saatlerinde de Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'da (Chatham House) “Yeni Dünya Düzeni'nde Transatlantik İlişkilerin Rolü” konulu bir konferans verdi. Yaklaşık 45 dakika süren konuşmasında Davutoğlu, Türkiye'nin ekseninin değiştiğine dair yorumlara katılmadığını belirterek, dünyanın ekseninin değiştiğini ve Türkiye'nin buna paralel olarak daha aktif hale geldiğini söyledi. [b]TEHDİT EDERSENİZ, DÜŞMAN KAZANIRSINIZ[/b] Türkiye'nin Soğuk Savaş döneminde NATO'nun doğusunda bulunduğunu ancak yeni dünya düzeninde merkezinde yer aldığını kaydeden Davutoğlu, NATO'nun sadece askeri seçeneklerle sorunları çözemeyeceğini, bölgede ve dünyadaki sorunların “yumuşak güç” ve diplomasiyle çözüleceğine inandığını kaydetti. Türkiye'nin “yumuşak güç” diplomasisiyle bölgedeki sorunları çözmeye çalıştığını kaydeden Davutoğlu, Lübnan'daki cmuhurbaşkanlığı krizi, Irak'taki Sünnilerin siyasi sürece dahil olmaları konusunda yaptıkları çalışmaların başarılı olduğunu ifade etti. NATO'nun askeri gücün yanında bir de kriz bölgelerindeki sorunları çözecek diplomatik bir birime ihtiyacı olduğunu söyleyen Davutoğlu, sorunların tehditlerle değil vizyon üreterek çözülebileceğini söyledi. Davutoğlu, “Eğer tehdit ederseniz, düşman kazanırsınız.” dedi. [b]TÜRKİYE KİMSENİN TEBASI DEĞİL[/b] Batı basınında çıkan “Türkiye'yi kaybediyoruz, Türkiye eksen değiştiriyor” yorumlarının Türkiye'ye hakaret olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Türkiye'yi kaybediyoruz demek, Türkiye'ye hakarettir. Bu demek oluyor ki, şimdiye kadar Türkiye'yi kendilerinden biri olarak görmemişler. Bizler teba değiliz ki kaybedilelim. Bizim aktif dış politikamızdan rahatsız olan bazı yerler bunu dillendiriyor. Ama biz çevremizde sorun olmasını istemiyoruz. Kriz çıktığında bunun faturasını biz ödüyoruz.” dedi. [b]BATI, YAPTIRIM KARARI ALIRKEN TÜRKİYE'YE DANIŞMADI[/b] HAMAS'ı ateşkese Türkiye'nin razı ettiğini söyleyen Davutoğlu, İran'ın nükleer çalışmaları nedeniyle Batılı ülkelerin BM'de aldığı yaptırım kararına Türkiye'nin red oyu vermesiyle diyalog yollarının açık tutulduğunu belirtti. Davutoğlu, Türkiye'nin neden red oyu verdiğine dair yapılan eleştiriler için de, “ABD, Fransa ve Britanya ve Türkiye BM Güvenlik Konseyi'nde dört NATO ülkesi olarak bulunuyor. Ancak ABD, Fransa ve Britanya İran'a karşı yaptırım kararı alırken bize hiç sormadılar. Oysa biz Brezilya ile birlikte İran'ı ikna ettik. Kimse bizim İran'ı ikna edeceğimizi düşünmüyordu. Bizler bölgemizde yaptırımlar istemiyoruz” ifadelerini kullandı. [b]İSRAİL, HUKUKUN ÜSTÜNDE OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR[/b] Türkiye'nin Filistin-İsrail sorunu konusunda Filistin tarafını tuttuğuna dair bir soruya da Davutoğlu, Türkiye'nin barış ve adaletin tarafını tuttuğunu kaydederek, “Biz İsrail-Suriye arasında arabuluculuk yaparken, İsrail Gazze'de sivilleri öldürdü. Uluslar arası sularda Gazze'ye yardım götüren insanları öldürdü. Biz bunun için elbette adaleti savunacağız. İsrail, nasıl ki HAMAS'ın elindeki askeri Gilad Şalit'in hakkını arıyorsa, bizler de öldürülen 9 vatandaşımızın hakkını arayacağız. İsrail, hukukun üstünde olduğunu düşünüyorsa, o zaman biz karşısında olacağız. Ama uluslararası hukuka uymaya söz verirse, biz işbirliği yapmaya hazırız” dedi. [b]YAHUDİ VATANDAŞIMIZ İLE MÜSLÜMAN VATANDAŞIMIZ EŞİTTİR[/b] Davutoğlu, Türkiye'de Yahudi karşıtlığının arttığına dair konferans salonundan yapılan bir yorum için de, “Türkiye'de Yahudi karşıtlığı yoktur. Buna en başta biz karşı çıkarız. Bizim Yahudi vatandaşlarımız, Müslüman vatandaşlarımızla eşittir. İsrail, uluslararası sularda 9 Türk vatandaşını öldürdüğünde bile, kimse ne bir Yahudi vatandaşımıza dokundu ne de sinagog yaktı. Bizim kültürümüzde böyle birşey yoktur. Aynı şekilde İsrailli turistler de bizlerin misafiridir. Türkiye için bir Müslüman vatandaşı ne ise, aynı şekilde bir Yahudi ve Hıristiyan vatandaşı da aynıdır” dedi. [b]CNN TÜRK'ÜN 'FANTEZİSİ'[/b] Öte yandan Chatham House'da Davutoğlu'na ilginç bir soru da Aydın Doğan'ın sahip olduğu CNN Türk televizyonundan geldi. İsrail lobisinin üyelerinin de bulunduğu konferans salonunda CNN Türk Televizyonu muhabiri Davutoğlu'na, “Siz, Kudüs'te namaz kılacağız gibi bir fanteziyle Türkiye'yi uluslararası arenada zor durumda bırakmıyor musunuz?” şeklinde bir soru sordu. Davutoğlu ise, bunun bir fantezi olmadığını bir vizyon olduğunu iki kez tekrarlayarak şu cevabı verdi: “Ben bu sözü 22 bakanın katıldığı basına kapalı bir toplantıda sarfettim ve diplomasi kuralları gereği de şimdiye dek bu konuda bir şey söylemedim. Bunu ne doğruluyorum ne de reddediyorum. Çünkü öyle yaparsam toplantının gizliliği ortadan kalkmış olur. Ama şunu söylemek istiyorum. Bu bir fantezi değil bir vizyondur. Doğu Kudüs Filistin'e aittir. Birleşmiş Milletler hukukuna göre orası Filistin toprağıdır ve barış süreci çerçevesinde yapılan görüşmelerde de burasının Filistin'e teslim edilmesi şartı vardır. Doğu Kudüs Filistin'e verilecektir ve biz de hep beraber burada namaz kılacağız. Aynı şekilde Hıristiyanlar da, Yahudiler de ibadet edeceklerdir. Bu bir fantezi değil vizyondur.” [b]HABERVAKTİM.COM/ÖZEL[/b][/td][/tr][/table][/size] | |
| | | turbix
Mesaj Sayısı : 161 Reputation : 7 Kayıt tarihi : 15/04/10
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Cuma Tem. 09, 2010 1:14 pm | |
| [size=18][b]Davutoğlu: İlişkilerin düzelmesi İsrail'in tavrına bağlı
[/b] <!-- /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0cm; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";} @page Section1 {size:612.0pt 792.0pt; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} --> Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İngiliz Financial Times (FT) gazetesine verdiği demeçte, Türkiye-İsrail ilişkilerinin "kritik bir aşamada" olduğunu belirterek "gelecek haftalarda ve aylarda olacaklar İsrail'in tavrına bağlı" dedi.
<!-- /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0cm; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";} p {mso-margin-top-alt:auto; margin-right:0cm; mso-margin-bottom-alt:auto; margin-left:0cm; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";} @page Section1 {size:612.0pt 792.0pt; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} -->
FT'nin Orta Doğu Editörü Roula Khalaf'ın, Bakan Davutoğlu ile dün Londra'ya gerçekleştirdiği resmi ziyarette yaptığı mülakata, gazetenin internet sitesinde yer verildi. Mülakattan 10 dakikalık bir görüntü de internet sitesine konuldu.
Khalaf'ın, "Özür ve uluslararası soruşturma talepleriniz kabul edilmezse İsrail ile diplomatik ilişkileri kesme niyetinde misiniz?" sorusuna Davutoğlu, ortada cevaplanması gereken yasal bir konu olduğunu belirterek, "8 Türk ve 1 ABD vatandaşı, uluslararası sularda İsrailli savunma güçleri tarafından öldürüldü. Şimdi ortada bir soru var. Kim öldürdü, neden öldürdü ve bu suçun sonuçları ne olacak?" dedi.
Türkiye'nin uluslararası soruşturmada ısrarlı olup olmadığının sorulması üzerine de Davutoğlu, ısrarlı olduklarını kaydederek, "Bu soru sadece Türkiye ile İsrail arasında değil, bu soru İsrail ile uluslararası toplum ve uluslararası hukuk arasındadır. Dolayısıyla uluslararası bir soruşturma istiyoruz" yanıtını verdi.
Bakan Davutoğlu, "Uluslararası bir soruşturma olmazsa ne olacak?" sorusuna da şu karşılığı verdi:
"İsrail ile ilişkilerimiz 2008 yılında çok iyiydi. İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yapıyorduk. Bu ilişki, Gazze'ye saldırılardan dolayı bozuldu ve maalesef şimdi Türkiye-İsrail ilişkileri kritik bir aşamada. Gelecek haftalar ve aylarda olacaklar İsrail'in tavrına bağlı olacaktır."
"İlişkileri kesebilir misiniz?" sorusu üzerine Davutoğlu, "Öncelikle normalleşme olmayacaktır. İlişkilerimiz kesinlikle bizim tarafımızdan, tüm perspektiflerden yeniden gözden geçirilecektir" dedi. İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiğini belirten Davutoğlu, eğer İsrail özür dilenecek birşey olmadığını düşünüyorsa, o zaman uluslararası bir soruşturma olması gerektiğini ifade etti.
-İSRAİLLİ BAKAN ELIEZER'LE GÖRÜŞME-
İsrail Sanayi ve Ticaret Bakanı Binyamin Ben Eliezer ile görüşmesinin somut bir sonuç doğurup doğurmadığının sorulması üzerine, Davutoğlu şöyle konuştu:
"Öncelikli bu, krize bir çözüm bulmak konusundaki iyi niyetimizi gösteriyor. Vatandaşlarımızı öldürmelerine rağmen, diplomatik görev olarak bu görüşmeyi yaptık ve çok açık bir görüşme gerçekleştirdik. (İsrail) Başbakanı Netanyahu'yu temsil eden Eliezer'e isteğimizi ilettim. Bu talep (görüşme talebi) İsrail tarafından geldi."
"Bu sürecin devam etmesini mi bekliyorsunuz?" sorusuna ise Davutoğlu, "Evet. Ancak maalesef bu görüşme İsrail tarafından basına sızdırıldıktan sonra bu diplomasi olumlu birşey doğurmadı" yanıtını verdi.
-"BUNLAR SAÇMA"-
FT Orta Doğu Editörü Khalaf'ın, "AB ve ABD'de Türkiye'nin Orta Doğu'ya yöneldiği ve AB'ye katılımla artık ilgilenmediği" yorumlarına işaret etmesi üzerine Davutoğlu, "Bunlar saçma" ifadesini kullandı. Davutoğlu, "Türkiye ve İsrail'i unutun. A ülkesinin vatandaşlarına, B ülkesinin askeri güçleri saldırıyor ve A ülkesi vatandaşlarını öldürüyor. A ülkesinin buna tepkisi ne olur? Müttefiklerimizin kamuoylarının kafalarında bazı sorular varsa, şöyle de sorabilirim, NATO üyesi ülkenin vatandaşları, NATO üyesi olmayan bir ülke tarafından öldürülüyor ve bu NATO üyesi ülke müttefiklerinden dayanışma bekliyor." dedi.
"Türkiye yön mü değiştiriyor?" sorusuna "Hayır" yanıtını veren Davutoğlu, Türkiye'nin AB sürecine hala bağlı olup olmadığının sorulması üzerine ise, "Kesinlikle (bağlıyız). AB'ye entegrasyon süreci Türkiye'nin en stratejik hedefidir. Ama kimse Türkiye'yi bu sürecin gecikmesi konusunda suçlayamaz, çünkü Türkiye tüm ödevlerini yaptı" ifadelerini kullandı.
Türk ekonomisinin güçlülüğüne dikkati çeken Davutoğlu, "Dolayısıyla şu anda Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkacak geçerli bir argüman yok. Ekonomimiz yük değil, dış politikamız değer" dedi ve müzakerelerde teknik sürecin gayet iyi devam ettiğini ancak Kıbrıs konusu gibi bazı siyasi engellerin ve Avrupa'daki bazı ülkelerdeki iç siyaset tartışmalarının mevcut olduğunu bildirdi.
-"BÖLGEMİZDE GELECEK AYLARDA OLABİLECEKLERDEN ENDİŞE DUYUYORUM"-
"İran konusu gibi, bölgede yeni bir sorun olmasından endişe duyuyor musunuz? Gelecek aylarda böyle bir risk var mı sizce?" sorusuna ise Davutoğlu, "Ne yazık ki bölgemizde gelecek aylarda olabileceklerden çok endişe duyuyorum" dedi.
Sadece İran'dan dolayı değil, Irak, Lübnan, Orta Doğu barış süreci, Gazze'deki durum gibi konulardan da endişe duyduğunu ifade eden Davutoğlu, bu çok kırılgan konularda hep birlikte, sorumluluk mesuliyetiyle hareket edilmesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin bölgesinde nükleer silahlara karşı olduğunu belirten Davutoğlu, İran'ın bu çerçevede daha şeffaf olması gerektiğine de işaret etti. Davutoğlu ayrıca Türkiye'nin bölgesinde, askeri bir gerginlik ve yaptırımlar istemediğini bildirerek, "Türkiye diplomatik bir çözüm için çalışmaya devam edecek, çünkü bölgemizde herhangi bir gerginlik bizi de etkiliyor" dedi.
[/size] | |
| | | vertes AKINCI MOD
Mesaj Sayısı : 323 Reputation : 14 Kayıt tarihi : 14/06/09
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Cuma Tem. 09, 2010 9:16 pm | |
| [b]Davutoğlu: İlişkilerin düzelmesi İsrail'in tavrına bağlı[/b] [b]Dvutoğlu : TÜRKİYE KİMSENİN TEBASI DEĞİL[/b] [b]bir başlığın diğer bir başlığı tekzip ettiği bir durumun çekilmiş resmi adeta.. tebaa değilsen ilişkini karşı devlete göre niye ayarlıyorsun ??[/b] [b]adın ne MÜLAYİM sert olsan ne yazar derler adama.. deniz şehitlerinin hakkını savunamayan orda rehin alınmış gemileri dahi getirtmeye gücü yetmezken kalkıp efelenmesi biraz değil tam bir artistlik değilde ne ...[/b] | |
| | | turbix
Mesaj Sayısı : 161 Reputation : 7 Kayıt tarihi : 15/04/10
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... C.tesi Tem. 10, 2010 9:00 pm | |
| [size=18][b]Davutoğlu: Ne yapabileceğimizi biliyorlar[/b] <!-- /* Style Definitions */ p.MsoNormal, li.MsoNormal, div.MsoNormal {mso-style-parent:""; margin:0cm; margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:12.0pt; font-family:"Times New Roman"; mso-fareast-font-family:"Times New Roman";} @page Section1 {size:612.0pt 792.0pt; margin:70.85pt 70.85pt 70.85pt 70.85pt; mso-header-margin:35.4pt; mso-footer-margin:35.4pt; mso-paper-source:0;} div.Section1 {page:Section1;} -->
Newsweek dergisine bir mülakat veren Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Gazze filosuna saldırı, İran'la varılan takas anlaşması ile BM Güvenlik Konseyi'nde kullanılan "hayır" oyunu ve bunlarla birlikte yapılan eksen kayması yorumlarına yönelik soruları cevaplandırdı.
Taleplerinin yerine getirilmemesi halinde İsrail'e yönelik tek taraflı yaptırım uygulayacaklarını söyleyen Davutoğlu, İsrail için "Onlar ne tür yaptırımlar uygulayabileceğimizi biliyorlar." dedi. İran'la varılan takas anlaşmasının Türkiye'nin tek başına elde ettiği bir şey olmadığını ve bu konuda Batılı müttefikleri ile birlikte hareket ettiğini dile getiren Davutoğlu, Güvenlik Konseyi'nde İran'a yönelik yaptırımlar için kullanılan "hayır" oyunun ise "ABD'ye ve ABD Başkanı Barack Obama'ya karşı bir 'hayır' oyu değil, diplomasiye 'evet' oyu olduğunu" söyledi. Davutoğlu, eksen kayması konusunda ise net konuştu: "Biz Batı'nın bir parçasıyız."
Kendisine İsrail ile ilişkilerin halihazırdaki seyri sorulan Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Gazze filosuna düzenlenen sadırı için "Burada bir eylem, bir suç var." dedi. Saldıran tarafın da bilindiğini ve uluslararası bir komisyon kurularak hukuka uygun bir karar alınması gerektiğini dile getiren Davutoğlu, "Eğer İsrail uluslararası komisyonu kabul etmezse o zaman bu suçu kabul edip, özür dilemeli ve tazminat ödemelidir." dedi. "Eğer uluslararası toplum ölümlerin sebeplerini sormazsa Türk hükümeti olarak bizim sorma hakkımız var." diye ekleyen Davutoğlu, bir cevap alınana kadar da İsrail-Türkiye ilişkilerinin bir daha asla normal haline dönmeyeceğini kaydetti. Davutoğlu, Türkiye'nin tek taraflı olarak kendi yaptırımlarını uygulama hakkı da bulunduğunu vurguladı.
İSRAİL, NE TÜR YAPTIRIM UYGULAYACAĞIMIZI BİLİYOR
İlişkilerin bir kopma sürecine de girebileceği uyarısında bulunan Davutoğlu, "Eğer doğru adımlar atılmazsa ilişkiler bir kopma sürecine doğru girebilir. Ancak kapalı kapılar ardında onlarla ne konuştuğumu size söyleyemem. Onlar ne tür yaptırımlar uygulayabileceğimizi biliyorlar." ifadelerini kullandı.
Ankara'nın yürüttüğü "komşularla sıfır problem" politikasının, İsrail ile ilişkilerin kesilmesi durumunda ne olacağı da sorulan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Komşularla sıfır problem bir değerdir. Ancak aynı derecede önemli bir diğer değer ise barışı tesis etmektir. Eğer aktörlerden herhangi birisi barış sürecini engellerse, sivilleri abluka altında bırakır, uluslar arası sularda sivilleri katlederse; barış, komşularla sıfır politikası uğruna feda edilemez. İsrail'in bu politikaları bölge barışına bir tehdittir. Barışa karşı olan bu politikaları, sıfır sorunlu ilişkiler uğruna mazur görmek söz konusu değildir."
İRAN'LA TAKAS ANLAŞMASI BİZİM TEK BAŞIMIZA İSTEDİĞİMİZ BİR ŞEY DEĞİLDİ
Röportajda Davutoğlu'na İran'la imzalanan takas anlaşması ve BM güvenlik Konseyi'nde Türkiye'nin İran'a yönelik yaptırımlara "hayır" oyu vermesi de soruldu. İran'la varılan takas anlaşması için hem BM'nin de hem de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın kendilerini teşvik ettiklerini ve başından beri müttefiklerle birlikte çalışıldığını vurgulayan Davutoğlu, anlaşma için "Bu bizim tek başımıza istediğimiz bir şey değildi." dedi. Davutoğlu, Güvenlik Konseyi'ndeki "hayır oyu için ise "Daha önce defalarca açıkladık, bu ABD'ye ya da Obama'ya karşı bir 'hayır' oyu değildi, diplomasi için 'evet' oyuydu." şeklinde konuştu.
BİZ BATI'NIN BİR PARÇASIYIZ
Son olarak Gazze filosu saldırısı ve İran'la varılan anlaşmanın ardından gündeme gelen "Türkiye'de eksen kayması yaşanıyor" yorumlarını da değerlendiren Davutoğlu, "Biz Batı'nın bir parçasıyız. Eğer Batı bizi dışarıdan biri ya da kazanılacak veya kaybedilecek bir oje olarak görüyorsa, onların mantıkları yanlış." dedi. Türkiye'nin NATO'da diğer ülkelerle eşit miktarda konuşma hakkına sahip olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Kimsenin Batı birliğini kendi mülkü gibi görmeye ve bir ülkeyi içinde ya da dışında diye adlandırmaya hakkı yok. Eğer Batı'nın değerleri yumuşak güç, ekonomik bağımsızlık ve insan hakları ise, bunları biz de savunuyoruz. Ancak şimdi bir testten geçiyoruz. Açık denizlerde 9 sivil öldürüldü. Bir Doğu ülkesi ya da Müslüman ülke insan haklarını ihlal ettiğinde itiraz sesimizi yükseltip, İsrail aynı suçu işlediğinde sessiz mi kalacağız? Eğer bu çifte standart bir Batı değeri ise biz ona karşıyız." diye belirtti.
(CİHAN)
[/size] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: Arslan Kükredi..... Paz Tem. 11, 2010 11:41 am | |
| BAŞBAKANIN ÇIKIŞLARININ SONUCU/ARKASI NE OLACAK? Sayın Başbakan kendisine tamamen haksız davranış ve İsrail Cumhurbaşkanın tehdit dolu konuşmaları onun Davos Zirvesi’nden bir cesaretlik gösterip ayrılmıştır. Bence en iyisini yapmıştır. Başbakan kimilerine samimiyetle, diğerlerine göre de bir seçim yatırımı; dolayısıyla böyle yapmıştır. Benim kanaatim ikincisi yani, bir seçim yatırımıdır. Yani bu işin ucu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) nin geliştirilmesinin bir ayağıdır. Sonra OECD’ye İsrail’in kabulü oylamasında evet oyu vermekle de bizi şaşırtmamıştır. Yine Mavi Marmara gemisine düzenlenen terörist, korsan saldırıyı da yine aynı şekilde kanuni yaptırımı olmayan sert çıkışlarla müdahalede bulunmuştur. Tabi ki diğer gösterilen karşı çıkmalar gibi bu da sözden ibaret kalacaktır. Çünkü AKP göbekten Siyonistlere, batılı katil ABD’ye bağlıdır. İktidarını bu ülkelere borçludur. Bu menfur olayın hemen arkasından Bülent ARINÇ yapmış olduğu konuşmada kimse bize İsrail’e savaş açmasını beklemesin diyerek önceden izleyecekleri tavrı/siyaseti belli etmiştir. Tüm yapılan AKP karşı çıkmaları hepsi seçim yatırımıdır. Birer göz boyamadan öte geçmeyecektir. Bu konuda diğer uygulamalara bakarsak rahatlıkla böyle bir kanıya varabiliriz. Siyonistlerin yaptıkları uluslar arası ilişkilere, siyaset ahlakına, vicdani ahlaka kesinlikle uygun değildir. Ama her halükarda bu toplantıyı terk edişleri ister seçim yatırımı olsun ister gerçek olsun Simon PERES’e atılan iyi bir tokattır. (Fakat ben yine bunun karşılıklı bir danışıklı dövüş olması ihtimalinin üzerinde önemle durmaktayım.) Bebek katilleri mutlaka daha fazlasını hak etmektedirler.) Peki şimdi ne olacak; Bu katillerle pek çok siyasi, askeri, ekonomik ilişkilerimiz vardır. Bu katillerin başını mecliste çıkarttık, konuşturduk bile. PERES’in TBMM’de ki konuşması, orada alkışlanması ve orada söyledikleri çok ilgi çekicidir. Yani olay “İSTANBUL” bizim kapımızdır. Yani TÜRKİYE Siyonistlere nedense göbekten bağlıdır demeye getiriyorlar. Onların her türlü kanlı icraatlarına ancak kınamakla yetinen başka her türlü girişimi engelleyen Avrupalı, Hıristiyan hükümetlerle doludur. Bu şimdi böyle olacaktır. İleride de böyle olacaktır. Bu yapılanlara dur diyecek Milli Görüş çizgisinde bir parti hükümette iş başına gelinceye kadar yapılanlar hep sineye çekilecek gibi gözükmektedir. Dış politikada, alışverişte, askeri anlaşmalarda dahil her şey de TÜRKİYE İsrail’den zerre kadar ayrılamaz. (ABD dahil) “İSTANBUL” bizim kapımızdır lafı bu ülkeyle nasıl sıkı sıkı bir ilişki içerimize girdiğimizi kanıtlamaktadır. Dikkat edin İSTANBUL Kültür Logosu’nun üstündeki birbirine geçmiş kapı stalizasyonu’na dikkat edin. Burada yürütülen “BOP Projesi”nin bir uygulamasından başka bir şey değildir. Hepsi bu şer projenin bir planının bir basamağıdır. GAZZE’deki IRAK’lı çocuklara üzülüyoruz. Peki ABD, IRAK’ta çocukların başına bomba yağdırmıyor mu? Bu sonuç yine bize IRAK, FİLİSTİN, AFGANİSTAN hepsi BOP Projesinin bir bir uygulanmasıdır. Üstelik Sayın Başbakanda bu projenin “Eş Başkanlığı” görevini icra etmektedir. Eğer bu davranışınızda samimiyse Sayın Bop Eş Başkanı olan Başbakan yapılan tüm anlaşmaları iptal eder. BOP Eş Başkanlığı görevinden de istifa edip, dik duruşuna kaldığı yerden devam eder. Hem karşı taraf ol, hem de işbirliğine devam et. Zamanında İSRAİL ile bir sürü anlaşmalar yapıldı. Bu antlaşmaların son durum muvacehesinde iptal edilmesi gerekirdi. Halk gerçekleri ne yazık ki tam manasıyla bilmemektedir. Başbakan kendi ağzından söylüyor. “Bizim İSRAİL’le ilişkilerimiz var diyor, nedir bu ilişkiler; BOP Projesi’ni aşağı yukarı biliyoruz. Sınırlar değişecek, muharref Tevrad’daki sınırlar çizilecek bu iş için isterse milyonlarca insan ölsün. ABD, AB ve Siyonistlerin umurlarında değil. İşin üzücü tarafı TÜRKİYE’den de önemli miktarda toprak parçası katil Siyonistlere sunulacak. Acaba işin bu yüzünü Sayın Başbakan biliyor mu? Bilmiyorsa biz bir kere daha hatırlatalım. Esasında soracak pek çok şeyler var. GAZZE’de IRAK’ta masum çocukları vuran Siyonist katilerin ve onların maşalarının KONYA’da eğitim gördüğü herkes tarafından biliniyor. Mossad’ın PKK’yı gerçekten eğittiği doğru mu? Bizim katledilen polis, asker, öğretmenlerimizin cinayetlerin hesabını Başbakan Siyonistlerden ne zaman soracak? Bence soramaz, aradaki bu kadar antlaşma varken hiçbir şey yapamaz. Zaten kendisi; “Bizim İSRAİL’le stratejik antlaşmalarımız var diyor. Yapılan bu hareketler kesinlikle boş, Arkası gelmez. Anlaşmalar ne iptal edilir ne de siyasi ilişkiler bitirilir. Kesinlikle Başbakan bu söylediklerinin arkasını getiremez. Soru dahi soramaz. Bilakis yeni antlaşmalar imzalar. Siyaseti dikkatle takip etmemiz, yapılanları, verilen sözleri, yapılan konuşmaları unutmamamız gerekiyor. Ancak gündemi böylece takip edebilir, vatanımıza yapılanlar hakkında daha duyarlı olabiliriz. Selam, sevgi ve saygılarımla. Yakup MUSA 08.07.2010 | |
| | | | Arslan Kükredi..... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|