AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ABD’de 15 gizli buluşma...

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

ABD’de 15 gizli buluşma... Empty
MesajKonu: ABD’de 15 gizli buluşma...   ABD’de 15 gizli buluşma... EmptyPerş. Mayıs 27, 2010 1:01 pm

[img]http://www.hurriyet.com.tr/_np/3591/10693591.jpg[/img]


[size=24][color:fe2a=orange]
ABD’de 15 gizli buluşma [/color]

[/size]


[size=18]

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ABD’ye yaptığı bir haftalık ziyarette, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, FBI Başkanı, Dışişleri Bakan Yardımcısı’nın da aralarında olduğu 15 ayrı görüşme yaptı.

Görüşmelerde, PKK ve El Kaide terörüyle mücadele, Kuzey Irak’ın durumu, İran’daki nükleer faaliyetler ele alındı.

BAŞBAKAN Yardımcısı Cemil Çiçek’in, Anayasa değişikliği ve CHP’deki kaset skandalının hemen ardından 17 Mayıs’ta ABD’ye yaptığı bir haftalık ziyaretin perde arkası aralandı. Sadece Türk Günü yürüyüşü ve Washington Büyükelçiliği’nde verilen davette görülen Çiçek, bir hafta boyunca ABD yönetiminin önde gelenleriyle kapalı kapılar ardında 15 ayrı gizli görüşme yaptı. Çiçek’in kamuoyuna yansımayan bu görüşmelerinde, PKK ve El Kaide teröründen, Irak, Kafkaslar ve Afganistan’daki gelişmelerle İran’ın nükleer faaliyetlerine kadar geniş bir yelpazede her iki ülkeyi yakından ilgilendiren gelişmelerle ilgili fikir alışverişinde bulunuldu. Hükümetin düşüncelerini anlatan Çiçek, Türkiye, ABD ve Irak arasındaki üçlü mekanizmaya rağmen terör örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki faaliyetlerini sürdürmesinden şikâyetçi oldu. Çiçek, ABD’den döndükten sonra temaslarıyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan’a da detaylı bilgi verdi.

[color:fe2a=yellow]
Bakanlar ve FBI
[/color]

17 Mayıs’ta ABD’ye giden ve bir hafta kalan Çiçek’in temasları, rutin olarak haber bile yapılmadı. Çiçek, bir hafta boyunca başta ABD İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı, FBI Başkanı, Dışişleri Bakan Yardımcısı olmak üzere 15 ayrı birimle görüştü.

[color:fe2a=yellow]
PKK ve El Kaide [/color]


Güvenlik ağırlıklı görüşmelerde bulunan Çiçek’in temaslarında terör ve terörün finansmanı konuları ele alındı. El Kaide ve PKK terörüyle mücadele, teröre para transferi, Kuzey Irak’taki gelişmeler, İran’ın nükleer faaliyetleri nedeniyle yaşanan gerginlik ve Türkiye’nin sorunun diplomasi yoluyla çözülmesi için yaptığı girişimler değerlendirildi.

[color:fe2a=yellow]
Liste verin talebi
[/color]

ABD, terörle mücadele için Türkiye’den geçiş yapan herkesin listesinin kendilerine verilmesini istedi. Çiçek, anayasa ve yasalar ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmaların buna imkan vermediğini belirterek, talebi geri çevirdi.
[color:fe2a=yellow]
PKK’yı hatırlattı[/color]

Çiçek’in temaslarında El Kaide ve radikal İslamla mücadele etmek için mevcut işbirliğinin geliştirilmesi, PKK konusunda istihbarat paylaşımında yaşanan aksaklıkların giderilmesi konuları da ele alındı. Çiçek, ABD’ye daha önceden verilmiş Kuzey Irak’taki PKK’lı elebaşlarının listesi konusunda ilerleme kaydedilememesini de gündeme getirdi. İki ülke arasındaki mekanizmanın daha etkin işletilmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Çiçek’in ziyaretinde konuşulan konulara ilişkin somut sonuçların önümüzdeki günlerde alınması bekleniyor.

[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vertes
AKINCI MOD
AKINCI MOD
vertes


Mesaj Sayısı : 323
Reputation : 14
Kayıt tarihi : 14/06/09

ABD’de 15 gizli buluşma... Empty
MesajKonu: Geri: ABD’de 15 gizli buluşma...   ABD’de 15 gizli buluşma... EmptyPerş. Mayıs 27, 2010 4:13 pm

kapukulu askerine reddetme şıkkı tarihte verilmemiş şimdi verilirmi ??

cemil efendi resmi protoköle bağlamadan listeyi verelim diyebilir.
amerikanın kapıkulu askeri bırakınız reddediyoruz demeyi, söyleneni hayalinden dahi geçirmesi haddine düşmez..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

ABD’de 15 gizli buluşma... Empty
MesajKonu: Geri: ABD’de 15 gizli buluşma...   ABD’de 15 gizli buluşma... EmptyCuma Mayıs 28, 2010 10:27 pm

[size=18]



Türkiye ABD icin Yolgecen hani..

Israil icin de,Türkiye Yolgecen hani.

Avusturya da Israil operasyon yapar ,Türkiye üzerinden,Suriye de operasyon yapar,Türkiye üzerinden(birde yakit tankini birakir.)

Egemenlik ve Istiklal diye bir seyden,AKP iktidari kontrolundeki devlette söz etmek mümkün degil.

Incirlik Isgal üssünü unutmamak lazim..

....[/size]
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

ABD’de 15 gizli buluşma... Empty
MesajKonu: Geri: ABD’de 15 gizli buluşma...   ABD’de 15 gizli buluşma... EmptyPerş. Mart 17, 2011 4:37 pm

AKP CIA’YA İZİN VERMİŞ, CIA VIZIR VIZIR ÇALIŞMIŞ

18.01.2011
Norveç gazetesi "Aftenposten"in elinde bulunan Wikileaks belgelerini bu gazeteyle birlikte değerlendiren Die Welt, "ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Wilson’un yazdığı ve yabancıların okumasının yasak olduğu ifade edilen bir raporda, Türk hükümetinin 2002 yılında söz konusu uçuşlara izin verdiği ve 2006 yılının Şubat ayında bu izni kaldırdığı, bu dönemde İncirlik’teki üsse CIA’in 24 uçuş yaptığı" kaydedildi.

Büyükelçi Wilson’un 8 Haziran 2006 tarihinde, bugün ABD Hava Kuvvetleri Komutanı olan Norton A. Schwartz’a gönderdiği tahmin edilen raporda, "Türk Silahlı Kuvvetleri bize İncirlik’i, 2002 yılından itibaren ’Fundamental Justice’ operasyonu çerçevesinde tutuklu nakillerinde yakıt ikmali için kullanmamıza izin veriyordu. Ancak bu izni 2006 yılının Şubat ayında kaldırdı" şeklinde ifade kullanıldığı belirtildi.

"Raporun, Schwartz’ın 14 Haziran 2006 tarihinde Ankara’ya yapmayı planladığı bir ziyaret için hazırlanmış olduğu" ifade edilen haberde, "rapora göre ayrıca, ABD Genelkurmay Başkanlığının, yeniden böyle bir izin alabilmek için neler yapılması gerektiğini düşündüğünün, ancak bu konunun Schwartz’ın Ankara ziyareti sırasında ele alınmasının uygun görülmediğinin kaydedildiği" bildirildi.

"Schwartz’ın 15 Haziran 2006 tarihinde yaptığı Ankara ziyareti sırasında, dönemin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan’ın söz konusu uçuşları yalanladığı" belirtilen haberde, "raporda, söz konusu uçuşlar sırasında havaalanında terör zanlılarına işkence yapılıp yapılmadığının ise belli olmadığı" kaydedildi.



AskerHaber
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

ABD’de 15 gizli buluşma... Empty
MesajKonu: Geri: ABD’de 15 gizli buluşma...   ABD’de 15 gizli buluşma... EmptyÇarş. Nis. 27, 2011 8:30 pm



[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/281620110426080838446.jpg[/img]
[size=24]

'Gelişi Sır Gibi Saklandı'

[/size]
CIA Başkanı Panetta ve heyetinin Ankara'yı ziyareti kamuoyundan saklandı. Başkan'ın Türkiye'ye yaptığı ziyarette Arap isyanları ve ilginç önlemler yer aldı.



ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı'nın (CIA) Başkanı Panetta ile Ankara'daki görüşmelerde, "Suriye'nin kritik eşikte olduğu" değerlendirmesi yapıldı

Sabah'ın haberine göre, Arap isyanlarının Suriye'yi de sardığı bir dönemde Ankara'da çok kritik görüşmelerin yapıldığına ilişkin ayrıntılar ortaya çıktı.

Buna göre ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) Başkanı Leon Panetta Mart ayı sonunda Türkiye'ye sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Panetta'nın 5 gün süren Ankara ziyareti kamuoyundan sır gibi saklandı.

"Gizli Gizli" koduyla yapılan görüşmelerde CIA Başkanı ve heyeti kayıtlara "Çok Önemli Konuk" olarak geçti. Ziyaret sırasında tam anlamıyla "karartma" uygulandı. O kadar ki CIA yetkililerini taşıyan uçak Ankara'ya akşam saatlerinde iniş yaptı ve yine bir akşam saatinde Türkiye'den ayrıldı.

Panetta, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın yanı sıra Hükümet ve Genelkurmay yetkilileri ile de bir araya geldi. ABD'nin Ankara elçiliği Panetta'nın ziyaretiyle ilgili yorum yapmaktan kaçındı. MİT Müsteşarı Fidan, Eylül 2010 tarihinde Washington'a kritik bir ziyaret gerçekleştirmiş ve CIA Başkanı Panetta ile biraraya gelmişti.

CIA Başkanı Panetta'nın Ankara temaslarında Arap isyanları konusu ilk sırada yer aldı. Libya'ya "kriz", Suriye'ye "kritik eşik" tanımlaması yapıldı. Görüşmelerde Panetta'ya bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin hassasiyetler aktarıldı. Türkiye-İsrail ilişkileri, Türkiye- ABD-Irak ortak istihbarat paylaşımı, Afganistan'da ortak işbirliği ve terör örgütü PKK'nın faaliyetleri ele alınan konular arasında yer aldı.

Toplantılarda Libya'nın durumu "kriz" olarak tanımlandı. Libya lideri Kaddafi güçlerinin silah ve mühimmat almaması için ortaya konan ek önlemler ele alındı. Görüşmede denizdeki ablukanın başarılı olduğu ancak Libya'nın kara sınırlarının kontrol altında olmadığı tespiti yapıldı.

Değerlendirmelerde Suriye'nin "kritik eşik"te olduğu tespiti yapıldı. Suriye halk hareketinin Sünni bir kimliğe sahip olduğunun vurgulandığı toplantıda Beşar Esad yönetimi ile Sünni muhalifler arasında bir dengenin kurulması gerektiği üzerinde duruldu. Suriye'nin derin devletinin önemli unsurları olan "Nusayri" etkinliğinin Beşar Esad'ın kararlarında yönlendirici olduğu belirtildi.

Toplantıda Esad'ın acil adım atmaması halinde ülkenin ciddi bir iç kargaşaya sürükleneceği tespiti yapıldı. Türkiye tarafından Suriye'ye ilişkin "Gizli Kod" olarak tanımlanan ayrıntılar da ele alındı. "Gizli Kod"un Suriye'deki rejim değişikliğini ve Esad ailesinin can güvenliğinin sağlanmasını içerdiği belirtiliyor.


SABAH
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

ABD’de 15 gizli buluşma... Empty
MesajKonu: Geri: ABD’de 15 gizli buluşma...   ABD’de 15 gizli buluşma... EmptyÇarş. Nis. 27, 2011 8:32 pm




[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/9250.jpg[/img]

[size=24]
Erdoğan'a Karşı Çiçek İle Ordu İttifakı

[/size]
Edelman'ın kaleminden çıkan gizli telgraflarda Erdoğan'ı yalnız bırakma çalışmalarının nasıl yürütüldüğünü görmek mümkün.


1981'de Yale Üniversitesi'nde Amerikan Siyasi Tarihi üzerine doktorasını tamamladığında henüz otuz yaşında olan Eric Edelman, 1992'de nispeten geç sayılabilecek bir yaşta adım attığı diplomatik kariyerinde en tepeye kadar tırmandıysa da, onun meslekî hayatı bir diplomatınkinden ziyade, bir siyasetçininki gibi şekillendi. Edelman, 22 Temmuz 2003'te Washington'da ABD'nin Ankara Büyükelçisi olarak yemin ederken törenin başkanlığını ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney yapıyordu. Nitekim Edelman Ankara'ya, doğrudan Cheney'nin ofisinden geliyordu; 2001-2003 arasında Cheney'nin Ulusal Güvenlik İşlerinden sorumlu danışmanı olarak görev yapmıştı ve Irak Savaşı'nın fikirsel mimarlarından biriydi. 1 Mart 2003 tezkeresinin reddedilişi ertesinde Edelman'ın Ankara'ya tayin edilmesi ve 4 Temmuz 2003'te Süleymaniye'de yaşanan "çuval" olayından birkaç hafta sonra bu görevi resmen üstlenmesi, Bush yönetiminin Türkiye'ye verdiği siyasi önemin de bir göstergesiydi aslında. Edelman ise belki de kendinden bekleneni yaptı; Ankara'daki seleflerinden ve –zamanla görüleceği gibi— haleflerinden farklı olarak, "ABD'nin Büyükelçisi" olmanın ötesinde, aynı zamanda daha dar tanımlı bir siyasi zihniyetin de temsilcisi gibi davrandı. Baştan itibaren, AKP hükümetine mesafeli ve 11 Eylül saldırılarının yarattığı derin sarsıntının da etkisiyle, İslam'a karşı epeyce kuşkuluydu.

"WikiLeaks Türkiye Belgeleri" kapsamında, Edelman'ın kaleminden çıkan gizli telgrafları okurken, bütün bunların işaretlerini görmek ve Edelman'ı, Başbakan Erdoğan'dan randevu almak için haftalarca bekleme, nihayetinde de Türkiye'den ayrılma noktasına getiren "siyasi" gerginliğin ipuçlarını bulmak mümkün. Taraf gazetesi bugün Edelman'ın siyasi yorumculuğunun yanı sıra, bu yorumları yaparken kimlerden, nasıl etkilendiğini de ortaya koyan bir kripto yayımladı.

ABD'nin Ankara Büyükelçisi Eric Edelman'ın 20 Mayıs 2004'te kaleme aldığı "GİZLİ" telgrafın başlığı, "Türkiye'nin Siyasi İstikrarsızlığı: Gerilimler Yüzeyi Kırıyor." Telgrafın tam metni şöyle:

(1) ÖZET: Türkiye, eğitimde reform tartışmasının sonucu olarak artan bir siyasi gerginlik dönemine giriyor. Başbakan Erdoğan, kendi AK Parti'sinin içinden ve Türk ordusundan sürekli bir baskı altında kalacak. "Laik" müesses nizamın nispeten "liberal" üyeleri bile AKP'nin gündemini yeniden sorgularken, Erdoğan ve AKP de gerginlikler gösteriyor. Erdoğan'ın siyasi sermayeyi kullanma yeteneği azaldı ve ABD'nin Türkiye'ye ilişkin hedeflerinin de, yeniden iç politika alanında manipülasyona uğrama ihtimali var. Gerçekten laik bir Türkiye yerine "ılımlı İslamî" bir Türkiye peşindeymişiz ya da askeriyeye iç politika manevralarında sarı ışık dahi yakıyormuşuz gibi görünmekten (yeşil ışık asla yakmamalıyız anlamını da içeriyor) uzak durmalıyız. Türkiye'nin AB üyeliği bu mücadelede başlıca dizginleyici güç olmaya devam ediyor. ÖZETİN SONU.

MANTIKLI ÇÖZÜMLERDE BİLE ANLAŞMA SAĞLANAMIYOR

(2) Başbakan Erdoğan, "laik" Türk müesses nizamına meydan okuyarak, müesses nizamın "laik" Türkiye'nin temel değerleri olarak tanımladığı şeyi tehdit eden bir İslamileştirme gündeminin işareti gibi gördüğü eğitim reform yasasını geçirmekte ısrar ediyor. Erdoğan'ın yaklaşımı, geleneksel müesses nizamın Erdoğan ve onun Anadolu yönelimli, İslam'dan etkilenmiş AKP'sine duyduğu derin güvensizliği yüzeye taşıdı. Biz, Cumhurbaşkanı Sezer'in bu yasayı veto etmesini bekliyoruz; eğer Erdoğan, yasayı geçirmekte yine ısrarcı olursa (Devlet'in husumetini daha da keskinleştirirse) Sezer'in, konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürmesi için ana muhalefetteki CHP ile işbirliği yapmasını da bekliyoruz.

(3) Referanstaki A ve B belgelerinin de işaret ettiği gibi (bu belgeler telgrafın metninde yer almıyor), söz konusu reform yasası, yüksek öğrenimi daha kolay erişilebilir ve daha anlamlı bir hale getirmeyi ve, liselerindeki uzmanlık alanı dışındaki alanlarda üniversite eğitimi görmek isteyen lise mezunlarına (özellikle de imam hatip mezunlarına) yönelik ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefliyor. AKP'nin izlenmesi için bastırdığı yol, dinî liseleri (imam hatipler kastediliyor) daha cazip kılmaya hizmet edebilir ama bunun, dinî eğitimin şu anki dengesiz kalitesinde herhangi bir iyileşme sağlaması ya da yüksek öğrenimin kalitesini ve erişilebilirliğini arttırması beklenmiyor.

ERDOĞAN VE AK PARTİ'NİN DENGESİ BOZULDU

(4) AKP liderliği, hem seçmene hem kendi parlamento grubuna karrşı, hem de, her ne kadar böyle bir diyalogun zorluğu şu ana dek görülmüş de olsa, devlet gücünün diğer merkezleriyle tutarlı bir diyalog sürdürüp eşgüdüm sağlamak suretiyle niyetlerini ve hedeflerini açık bir şekilde ortaya koymayı reddediyor. AKP'de irtibatta olduğumuz kişilerin geniş bir kısmı, pasif biçimde bile olsa, halkla ilişkiler (PR) alanındaki bu zaafın bir sorun olduğunu hemen kabul ediyor. AKP'nin bu reformu (teknik lise mezunlarının üniversiteye girişini kolaylaştıracak olan katsayı düzenlemesi kastediliyor), Ekim 2003'te geri çektikten sonra, şimdi tekrar gündeme sokmasının nedenleri açık değil. Bazıları, bunun kısmen, Mart 2004 yerel seçimlerinde İslamî Saadet Partisi'nin oylarında yükselme olduğunu gördükten sonra, parti tabanındaki (AKP tabanı kastediliyor) İslamî unsurların bastırılmış beklentilerine cevap vermek arzusundan kaynaklandığı tahmininde bulunuyor.

(5) Erdoğan, kendisini partisinden de, siyasi gelişmeler, Türk Genelkurmayı'nın ve Devlet'in diğer temel unsurlarının niyetleri ve iktisadî/mali gelişmeler konusunda geniş, taze ve doğru bir enformasyon akışından da uzak tutuyor; Akşam'ın Ankara Temsilcisi'nin –gazeteci Nuray Başaran kastediliyor–kısa süre önce yazdığı köşe yazısı—"Erdoğan'ın Stratejik İzolasyonu"– partililer tarafından yaygın biçimde okundu ve isabetli bulundu. Erdoğan, AKP meclis grubunu kamuoyu önünde küçük düşürerek sorunlarını pekiştirdi: Milletvekilleri, onun, kendilerini sadece "dolgu malzemesi" olarak gören kibrini hakaret sayıyor. Kendisine yakın olan kabine üyelerini bile yabancılaştırdı. Bu son noktada, irtibatta olduğumuz iki kişi bize, 10 mayıstaki kabine toplantısında Erdoğan'ın Ulaştırma Bakanı (Binali) Yıldırım'ı hor gören bir edayla şirketlerin özel uçaklarına binme tekliflerini kabul etmekten vazgeçmesini söylediğini ve Maliye Bakanı (Kemal) Unakıtan'a, "Bu senin o küçük mısır işine benzemez" (Unakıtan'ın oğlunun ithalat vergisinde artış olmasından hemen önce içeriden aldığı bilgiyi kullanarak mısır ithal edip, düşeş kazanç sağlamasına atfen) diyerek alaylı bir şekilde mali durumu düzeltme talimatı verdiğini anlattılar. (6) Erdoğan bazen, Türkiye'yi yönetmesi için Tanrı buyruğuyla görevlendirilmiş biri gibi bir hava yayıyor çevresine. Hâlâ mutlak güce susamış bir halde. O ve partisi, silahlı kuvvetlerin hâlâ önemli bir nüfuza sahip ve hesaba katılması gereken bir siyasi güç olduğu gerçeğiyle akıllıca başa çıkmayı beceremediler.

TÜRK ORDUSU AKP'NİN ZAAFINI İSTİSMAR EDİYOR

(7) Genelkurmay Başkanı (Hilmi) Özkök'ün nisan ortasında, askeriyenin kırmızı çizgileri konusunda yaptığı uyarıları, Erdoğan'ın eğitim reformu taslağı üzerinden statükoya kafa tutmakta ısrar etmesine cevaben daha da açık sözlü bir Genelkurmay uyarısı izlemişti. Türk Genelkurmayı, Türk kamuoyunun muhtemel AB üyeliğine verdiği destek ve darbelere duyduğu tepkiyle dizginlenmiş gibi görünüyor. Bu nedenle, siyaset sahnesini manipüle etme arayışındaki Türk Genelkurmayı, artık bir darbenin de, 1997'de İslamcı Başbakan Necmettin Erbakan'ı görevden uzaklaştırmayı sağlamakta kullanılan post-modern darbeye ("28 Şubat süreci") eşdeğer bir şeyin de ötesine bakıyor. Yorumcuların post-postmodern yaklaşım diye adlandırmaya başladıkları şeyle, emekli ve bazı muvazzaf üst rütbeli subaylar, hem alternatif güç merkezleri yaratmak hem de AKP'deki mevcut çatlakları büyütmek ve Erdoğan'ın parti içinde daha fazla yalnız kalmasına yol açmak için çalışıyorlar.

(8) Adalet Bakanı Cemil Çiçek, kendisinin ve otuz milletvekilinden oluşan fraksiyonunun Erdoğan'ı daha fazla çatışmaya sokma çabalarından ordunun da haberdar ve bu çabaların parçası olduğunu, Akşam'ın Ankara Temsilcisi Nuray Başaran'la özel konuşmasında aktardı. Dışişleri Bakanı Gül'ün en yakın müttefiklerinden biri olan AKP Grup Başkanvekili Salih Kapusuz bize irtibatta olduğumuz başka kişilerden de duyduğumuz bir şeyi doğruladı: Bu da, kendisinin ve kuvvetle ima ettiği üzere Gül'ün, emekli orgeneral eski MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç ile doğrudan temasta olduğuydu. Erdoğan'la gayet kontrollü ama rekabetçi bir ilişkisi olan ve, makul dış görünümü altında Gül'ün çok daha kararlı bir İslamcı olduğu sonucuna varması öncesinde Türk Genelkurmayı'nın Erdoğan'a tercih ettiği Gül, Erdoğan'ı Çiçek'e kıyasla daha uyumlu bir şekilde manipüle etmeye çalışıyor. Ancak Gül ve onun gibi düşünen 25 milletvekilinin, 10 mayısta Erbakan'ın 1997'de orduya aldırış etmemesinin bedelini hatırlatma çabası, Erdoğan tarafından duymazdan gelindi.

LİBERAL MÜESSES NİZAM NEREDE DURUYOR?

(9) Laik müesses nizamın nispeten aydın kesitinin önde gelenlerinden giderek daha çok sayıda kişinin, orduyla AKP arasındaki uçurumun ne kadar ciddi olduğunu, AKP'nin büyük meselelerdeki zamanlamasını ve odaklanmasını düzeltemeyeceğini ya da düzeltmeyeceğini, veya AKP'nin ivmesini nasıl kaybettiğini farkettiklerini görüyoruz.

(10) Katı bir laikçi olan ama ordunun müdahale etmesini isteyen sertlik yanlısı Kemalist çizgiyi hiç desteklemeyen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan (şu andaki Washington Büyükelçisi), 13 mayısta bize AKPordu gerginliğinin çok ciddi olduğunu söyledi. AKP'nin uzun zamandır ihtiyacı duyulan reformların motoru olacağını ümit etmiş olan ve evvelden beri açık toplumu savunan bir grup önde gelen ılımlı laikçi (Türkiye Ekonomi Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çolakoğlu, akademisyen ve köşe yazarı Soli Özel, eski büyükelçi ve önde gelen STK temsilcisi Özdem Sanberk, eski Hazine Müsteşarı Faik Öztrak, Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binay) 12 mayısta, periyodik olarak yaptıkları kapalı toplantılardan birinde, Türkiye'nin istikbalinin –özellikle de NATO'nun geleceği ve Irak gibi önemli dış politika meselelerinin– bundan böyle AKP'ye değil, Türk askeriyesinin ABD ile ilişkisinin ne kadar yakın olduğuna bağlı olacağına karar verdiler. Kitlesel bir tiraja sahip ve yolsuzluk soruşturmalarından kendini koruyabilmek için Erdoğan'ın iyiniyetine güvenen bir medya grubuna ait olan Hürriyet'in yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök, 9 mayıstaki köşe yazısını Erdoğan'ın karısı Emine'yi, Erdoğanların kısa süre önce Atina'ya yaptıkları resmî ziyaret sırasında, İslamî kıyafetinin altına topuklu stilettolar giydiği için mecazî olarak çırılçıplak soyarak hicvetmek için kullandı. (Özkök'ün, "O ayakkabıları gördünüz mü" başlıklı yazısında şu satırlar vardı: Emine Erdoğan'ın başı örtülüydü, ama ayağında topukları normalden yüksek bir çift ayakkabı vardı... Emine Erdoğan'ın ayağındaki ayakkabıları beğendim. Ben klasikçi olduğum için, yüksek topukları çok hoşuma gitti. İtiraf edeyim, cüretli ve genç bir çift ayakkabıydı. Fotoğraftan çıkardığım kadarıyla, ayakkabıyı iyi de taşıyor. O ayakkabıyı giyen insanın iç dünyasının ne olabileceğini de düşündüm...")

ABD'NİN NEREDE DURDUĞU KONUSUNDA FAL BAKMAK

(11) AKP'de ve orduda irtibatta olduğumuz kişiler sayesinde açıkça biliyoruz ki, iki taraf da ABD'nin nerede durduğunu anlamaya ve ABD'yi kendi yanına çekmeye çalışıyor. Aynı zamanda, AKP dışından temasta olduğumuz herkesin katî surette hemfikir olduğu bir şey de, yabancı gözlemcilerin kamuoyuna yönelik sözlerden kesinlikle uzak durması gerektiğidir, zira her açıklama taraf tutmak olarak yorumlanabilir. Namık Tan bize 13 mayısta yaptığı değerlendirmede, AB Büyükelçisi (Hansjörg) Kretschmer'in ordunun yüksek öğrenim reform yasasına müdahale etmesini aptalca, dengesiz ve yapıcı olmaktan uzak bulan eleştirisini reddederken, özellikle keskin bir dil kullandı.

YORUM

(12) Askeriye/geleneksel elit ile AKP arasındaki bu gerilim bir ilkbahar ateşi değil. Bu geçmeyecektir. Bir yandan, Erdoğan ve partisi onları hiçbir şeyin durdurayamayacağına kani olmuş bir halde. Bu kanaat, Erdoğan ve AKP, parlamentoda anayasal çoğunluğa ve güçlü halk desteğine sahip olmayı sürdürdükçe bir ölçüde geçerli görünüyor. Öte yandan, Erdoğan'ın hükümetini ve partisini, haber döngüsü hakkında bir fikir sahibi olan danışmanlarla uyumlu bir bütün haline getirerek, iç ve dış gelişmeleri analiz etmek ve ileriye doğru tutarlı bir vizyon oluşturmak konusundaki başarısızlığı onu saldırılara açık kılıyor. AKP'nin halkla ilişkiler (PR) konusundaki beceriksizliği ve birçok AKP yetkilisinin İslamî geçmişi, Türk Genelkurmayı'nın AKP'nin niyetleri konusundaki kuşkularını besliyor ve askeriyenin alternatif siyasi güçler arayışını yoğunlaştırıyor.

(13) Sonuçta ortaya çıkan mücadele eşit bir mücadele değil. Birincisi, AKP'nin niyetleri konusundaki berraklık eksikliği ve Erdoğan hükümetinin, ABD'nin dolaysız ve maddi çıkarlarını ilgilendiren konular da dahil olmak üzere, makul, hızlı kararlar almayı başaramayışı, AKP'yi aşağıya çekiyor. İkincisi, Devlet gücünün araçları olarak korku ve sindirmenin ağırlığı, Erdoğan'ın, Gül'ün ve AKP'deki cemaat ve tarikatların iddia ettiği ölçüde azalmış değil. Ve üçüncü olarak, Türk Genelkurmayı'nın yargıda, bürokraside ve iş dünyasında kuvvetli müttefikleri ve AKP içindeki ve dışındaki siyasetçilerin kişisel hırsları ve rekabetleriyle oynama yeteneği var. Ordu, Türkiye'nin AB üyeliğini önemli addetmek ile kendisinin Cumhuriyet'in "laik" niteliğini korumakla görevli olduğunu ifade etmek arasında bir çelişki olduğunu kabul etmiyor. Bu, ordunun savunmaktan geri durmayacağını bir kez daha kuvvetli bir şekilde ilan ettiği bir görev. Sorun, ordunun yüzünü dönebileceği gerçekçi hiçbir siyasi alternatifin olmayışı ve siyasi şampiyonlar seçmek konusunda da zayıf hükümler verdiğini gösteren bir tarihe sahip olması.

(14) Son söz: Türkiye, kendisinin çözmesi gereken ve gidişatın yönünü dışarıdan etkileme amaçlı girişimlerin, öngörülemeyen ve kuşku götürmez biçimde olumsuz etkiler yapabileceği bir belirsizlik dönemine giriyor. Önümüzdeki altı ay içindeki biricik yol gösterici konu, Türkiye'nin AB katılımı müzakereleri için başlangıç tarihi alma çabası olacaktır.
TARAF


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
ABD’de 15 gizli buluşma...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hiç de gizli değil!
» Fotoğraflarda gizli yüzler
» Dahlan'a çok gizli İsrail operasyonu...
» CIA'nin Yemen'deki Cok Gizli Operasyonu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: AKP-
Buraya geçin: