AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| ET FİYATLARI DOLAYISIYLA BESİCİLİK | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: ET FİYATLARI DOLAYISIYLA BESİCİLİK Perş. Nis. 29, 2010 7:35 pm | |
| [size=18][b][color:dcea=white]Et fiyatları aldı başını gitti.[/color][/b]
[b][/b] [b][color:dcea=white]RTE, üstün siyasetr dehası ile çözümü hemencecik buluverdi: Gavuristandan et ithal edeceğiz.[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Bu üstün deha gerektiren çözümü müdafaa sadedinde, "Ucuz et yedirmek vatandaşıma karşı görevim değil mi?" demekte.[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Eh, haklı yani, ucuz et yedirmek görevi görevi olmasına da, bun yaptığına demagogluk denmez de ne denir?[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Bu ülke hayvan kaynarken, bu hayvanlar nereye gitti de şimdi et pahalandı. Yıllardır tedbir alınmadığından iş bu noktaya geldikten sonra mı, ucuz et yedirmenin vazifeniz olduğu aklınıza geldi?[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Neyse, tabi bizim Recep Efendi demagoji ustası olması hasebiyle, çareyi böyle şıppadanak bulur, bunu da hak kisvesinde satıverir.[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Et ithal edilecek ya, şimdi fiyatların ucuzlayacağını düşünen üretici, elindekini de toplu olarak kasaba yolluyor. Bu da ileride daha büyük sıkıntılara sebep olacak.[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Et fiyatlarındaki artışın sebeplerine dair aşağıdaki yazı bazı hakikatlere değinmekle birlikte, işi tek bir sebebe bağlamış ki, yanlış, eksik. O da bu gün hayvan yetiştiriciliğindeki girdilerin artışı. Yani "Kürdistan"daki hayvan sürülerinin azalışını yayla yasağı ile izah ettiniz de, diğer bölgeleri nasıl açıklayacaksınız? Tabi buna Et ve Balık Kurumu'nun özelleştirilmesini de eklemek lazım.[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Bunun yanında, her sne Türkiye'ye milynlarca ton kaçak et girmekte. Buna sağda solda kesilen at-eşek nüfusu dahil değil. [/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Her mevzuda olduğu gibi, besicilik mevzuu da, devlet politikası olarak -alternatiflerle beraber- ele alınıp, yeniden düzenlenmeye muhtaç. Yeni bir sistem içerisinde, yeni bir bakış açısıyla. Metris'te yaptığımız "tavşan" besiciliği talimi, yepyeni ufuklar açan bir tecrübe olmuştu...[/color][/b] [b][/b] [b][color:dcea=white]Şimdi, et fiyatlarındaki artışa dair ANF'den iktiba ettiğimiz o yazı:[/color][/b] [color:dcea=red][b]Et gerçeği halktan saklanıyor! [/b] [/color] [color:dcea=#2d648a][b]CENGİZ KAPMAZ -ANF[/b][/color] 10:33 / 29 Nisan 2010
[color:dcea=#2d648a][b]İSTANBUL[/b][/color] - 1990’lardaki köy boşaltma ve yayla yasakları hayvancılığı öldürdü, 2006’da hayata geçirilen özel güvenlik bölgeleri de cenazesini kaldırdı. 60 milyon küçükbaş 30 milyona, 15 milyon sığır 11 milyona düştü.
Bugünlerde herkes yüksek et fiyatlarının neden yükseldiğine kafa yoruyor. Ancak kimse savaşın hayvancılık sektörüne kestiği faturadan bahsetmiyor. Türkiye 1990’lı yıllarda uyguladığı köy boşaltma ve yayla yasakları ile hayvancılığı öldürdü, 2006 yılından itibaren hayata geçirdiği özel güvenlik bölgeleri uygulamalarıyla da cenazesini kaldırdı. Havyan sektörünün lokomotifi Kürdistan’da bitirilen hayvancılığın Türkiye ekonomisine maliyeti toplam 32 milyar dolar oldu.
Türkiye’de tüketicileri, özellikle yoksul kesimi ilgilendiren en önemli gündem maddesi et fiyatları. Çünkü et fiyatları el yakıyor. En ucuz pazarlarda dahi kıyma 30, biftek 34, bonfile 39 lira. Özel kasaplar ve marketlerde ise, bu fiyatlar 32, 40 ve 42 liraya kadar çıkıyor. Rakamlar dehşet verici. Fiyatlar geçen yıla göre, iki kat daha fazla.
Konu direk tüketicileri ilgilendirdiği için her gün değişik bir spekülasyon çıkıyor. Kimi kartellerin suni bir şekilde et fiyatlarını artırdığını, kimi tarım sektöründeki girdi fiyatlarının yüksekliğinin bu sonucu doğurduğunu, kimi rant elde etmek isteyen spekülatörlerin, kimi de et ithalatçılığı ile vurgun vurmak isteyen bazı firmaların et fiyatlarıyla oynadığını söylüyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Ama kimseden işin gerçeğini yansıtacak veri ve bilgiler çıkmıyor. Çıkmıyor çünkü işin diğer ucu Türkiye’nin yaşadığı 30 yıllık iç savaşa, iç savaşın Türkiye ekonomisine kestiği faturaya değiyor. Bu da sistemden nemalanan hiç kimsenin işine gelmiyor.
HAVYANCILIĞI ÇATIŞMALAR BİTİRDİ
Türkiye hayvancılık sektörünün çok büyük bir bunalım yaşadığı doğru. Bu bunalımda girdi fiyatlarının yüksekliğinin, bazı spekülatörlerin et fiyatları üzerinden vurgun vurmak istemesinin, yanlış tarım politikalarının etkisi olduğu da doğru. Ancak en doğru olanı Türkiye’nin yaşadığı iç savaşın hayvancılık ve tarım sektörüne kestiği fatura. O faturanın hikayesi 1990 yılından itibaren başlıyor.
TBMM bünyesinde 1998'de kurulan Meclis Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapora göre, 1990 yılından itibaren Türkiye’de toplam 3 bin 428 köy ve mezra boşaltıldı. Amacı gerillayı halktan soyutlayarak denizsiz balık yaratmaktı. Buna bağlı olarak da çok kapsamlı yayla yasakları uygulandı. Öyle ki 1990’lı yıllarda Kürdistan’da kullanılabilen yayla kalmadı. Kısa vadeli çıkarlar için çözüm görünen bu formüller en büyük tahribatı tarım ve hayvancılık sektöründe yaptı. Çünkü köy boşaltmaları ve yayla yasağı sonucunda, geniş tarım alanları işlenememiş, hayvancılık yok olmuştu.
KOYUN VE KEÇİ SAVAŞ KURBANI OLDU
Köy boşaltma ve yayla yasağının hayvan ve tarım sektörüne en büyük etkisi küçükbaş hayvan sektörüne oldu. Örneğin Türkiye’de 1980 yılında 48 milyon 630 bin olan koyun sayısı 2001 yılında yüzde 47,7 oranında azalarak 25 milyon 431 bine, keçi sayısı yüzde 64,4 oranında azalarak 15 milyon 43 binden 6 milyon 772 bine geriledi. Türkiye koyun ve keçi piyasasını Kürdistan elinde tutuyor. Çünkü toplam koyun ve keçinin yüzde 60’ı Kürdistan’da bulunuyor. Aynı oran büyükbaş hayvanlar için de geçerli. Kürdistan’ın Türkiye’nin sığır piyasası içindeki oranı yüzde 35. 1985 yılında Türkiye’nin genel sığır sayısı 12 milyon 466 bindi. 2008 yılında bu sayı 10 milyon 850 bine düştü. Tüm ülkelerde yıllara göre hayvan sayısı artarken Türkiye’de sadece sığır sektöründe 2 milyonun üzerinde hayvan düşüşü ekonomiye çok büyük zararlar verdi. 1991 yılında 60 milyonun üzerinde olan küçük baş hayvan (koyun+keçi) sayısı 2009 yılında 30 milyonun altına düştü. 1990 yılında Türkiye nüfusu 60 milyon, 2009 yılında 72 milyon olduğu dikkate alındığında, bu rakamlar, kişi başına düşen küçük baş birim hayvan sayısının dramatik şekilde azaldığını gösteriyor.
ÖZEL GÜVENLİK UYGULAMALARI HAYVANCILIĞI BİTİRİYOR
Türkiye 1999 tarihinden 2005 tarihine kadar çatışmasızlık ortamına girdi. Bu durum en çok hayvan ve et sektörü üzerinde etkisini gösterdi. İlk kez Türkiye bu tarihler arasında eti sabit fiyattan yiyebildi, et zam görmedi. Ancak 2005 tarihinden itibaren tekrar çatışmalı ortam başlayınca et ve hayvan sektörü yeniden dramatik günler yaşamaya başladı. Bunda yeniden uygulamaya konulan yayla yasakları ve özel güvenlik bölgeleri uygulamalarının çok büyük etkisi oldu. Bu durum yıllık et istatistiklerine göz atıldığında çok bariz görülebiliyor.
Örneğin 2005 yılında 1 kilosu 9.5 olan Karkas etin fiyatı 2006 yılında10.2, 2007 yılında11.1, 2008 yılında 9.0, 2009 yılında 11.06, 2010 yılında 18 lira oldu. Devletin hayata geçirdiği özel güvenlik bölgeleri ve yayla yasaklarının etkileri en fazla Kürdistan’da küçük baş hayvan üzerinde oldu. 2006 yılında Türkiye’de toplam 25 milyon 616 bin koyun, 6 milyon 643 bin keçi vardı. Bu rakamlar 2007 yılında 25 milyon 462 ile 6 milyon 286 bine, 2008 yılında 23 milyon 974 bin ile 5 milyon 593’e düştü. Devletin hayata geçirdiği yayla yasağı ve özel güvenlik bölgeleri uygulamaları resmen küçükbaş hayvanın neslini tüketiyordu. Zira 2008 yılı TÜİK istatistiklerine göz atıldığında bunu çok belirgin bir şekilde görmek mümkün. 2008 TÜİK istatistiğine göre 2008′de bir önceki yıla göre büyükbaş hayvan sayısı yüzde 1,58, küçükbaş hayvan sayısı da yüzde 6,87 azalmıştı.
KİMSE GERÇEKLİĞİ GÖRMEK İSTEMİYOR
Türkiye’nin bugünlerde yaşadığı et fiyatlarındaki yükselişin perde arkasında işte bu gerçeklikler yatıyor. Ancak kimse bu gerçekliği ifade etmiyor. Örneğin 22 Kasım 2009 tarihinde konuşan Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 10 yıl içinde kesilen sığır sayısının yüzde 21, manda sayısının yüzde 29, koyun sayısının yüzde 43, keçi sayısının yüzde 73 ve toplam kesilen hayvan sayısının yüzde 29 oranında azaldığını ifade etmişti. Bayraktar bu duruma sebep olan faktörleri sıralarken de “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde çatışmalar nedeniyle bazı yayla ve meraların kullanılamamasını” önemli bir faktör olarak sıralamıştı. Ancak bugün ne TZOB, ne Türkiye Kasaplar Federasyonu, ne Tarım Bakanlığı, ne de Türkiye Veterinerler Hekimleri Odası bu gerçekliğe parmak basmıyor.
YILLIK 2 MİLYAR DOLAR ZARAR OLUŞUYOR
Oysa Türkiye Kürdistan’da hayvancılık için uygun koşul ve şartlar hayata geçirse 900 milyon dolarlık canlı hayvan ve 500 milyon dolarlık et olmak üzere toplamda yaklaşık 1,5 milyar dolarlık Ortadoğu küçükbaş ithal pazarının en önemli ihracatçı aktörlerinden biri olabilir. Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Lübnan, Katar, Bahreyn gibi ülkeler toplamda 900 milyon dolara yakın ithalat yapıyor. Bu ülkeler, geçmiş yıllarda Türkiye’nin ihracat yaptığı en önemli ülkelerdi. Ne yazık ki Kürdistan’da devletin uyguladığı savaş politikaları bu pazarların Avustralya, Suriye, İran, Sudan, İspanya, Fransa gibi ülkelere kaptırılmasına yol açtı. Tarım sektörünü yakından izleyen uzmanlara göre Kürdistan’da yaşanan iç çatışmalı ortamın hayvancılık sektörüne yıllık maliyeti 2 milyar dolar.
ANF NEWS AGENCY[/size][/b] | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: ET FİYATLARI DOLAYISIYLA BESİCİLİK Perş. Nis. 29, 2010 8:29 pm | |
| [b]Hadiselede,AKP Hükümetinin gectigimiz dönemde uyguladigi Tarim Politikalarina da bakarak,Hayvanciligin resmen katlima ugadigini ifade etmek gerek.
Dis kaynaklarda baslatilan ve Ülke ici Özellikle Hayvancilik sektörünü vuran,Deli Dana,Kus Gribi,Tavuk Gribi,Hayvandan bulasan diye Büyük ve Kücük Bas Hayvanlarin hedef gösterildigi Labaratuarda üretilip pazarlanan Hastalik Türleri.
Hayvanciligin AB-D eksenin de yok edilmesi sadece bu kisa basliklar altinda degil,ayrica, Hayvancilik uzerinde Türkiyenin ic ve Dis Ticaretteki uyguladigi Gümrük Mevzuati.Hayvanciligin Anadolu insaninin ellinden alinip tekelci sermayeye,yada AB-D ci sermayeye baglanmaya calisilmasi.
Bahcesinde iki tavuk yetistirenin tavuguna Hastalik bahanesiyle göz dikilip yok edilmesi....
Tamamen Duygusal olarak yapilan isler.Sermayeye aktarilmak istenen uygulamalar.Sermayenin korunmasi....Insan in degil...
Hafizalarin bu gecmis uygulamalarin silinmesiyle herseyin güllük gülistanlik oldugundan bahsedilmesi.
Ülke ekonomisinde %15 resmi issizlik rakamlari mevcutken,Bagimlilik ekonomissyle insanlar ayakta kalirken,hala utanmadan herseyin düzenli gittiginden söz edilmesi kadar Ahlaksizca bir ifade,Yavsakca bir davranis olamaz...[/b] | |
| | | AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: Geri: ET FİYATLARI DOLAYISIYLA BESİCİLİK Perş. Nis. 29, 2010 9:17 pm | |
| [color:4b80=red][b]Helal et Arap’a!!! [/b] [/color] [color:4b80=#434343][color:4b80=white][b]27 Nisan 2010 Salı 12:50 [/b][/color][/color]
[color:4b80=#000000][color:4b80=white][b][color:4b80=cyan]Müyesser YILDIZ[/color] [/b][/color][/color] [color:4b80=#000000][color:4b80=white][b]
Dünyada kendi kendine yeten sayılı ülkelerden biriydik…[/b][/color]
[justify][color:4b80=white][b]“Sanayileşeceğiz” diye yola çıktık, ama “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olma” misali, hem ana sanayi dallarımız çöktü, tüketim ve ara malı üreten bir sanayi anlayışı hâkim kılındı, hem tarım ve hayvancılıktan olduk… Sanmayın ki Batı bizden sadece “Kıbrıs, Kürt, Alevi, bilumum siyasi açılımları” istiyor, bu “ekonomik açılımların” arkasında da aynı güçler var. İşte et ithalatı kararı; Daha birkaç ay önce “Sektörde bir kriz olduğunu düşünmüyoruz ve kesinlikle de ithalat yapılmasına izin vermeyeceğiz… Üreticiler yeni yeni para kazanmaya başladı, şu an ithalat yapmayı düşünmüyoruz” diyen Tarım Bakanı ve Müsteşarı, ne oldu da Başbakan Erdoğan’ın bir talimatıyla et ithalatı için kolları sıvadı?[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Ne olduğunu AB raporlarındaki “buyruklara” bakarak, anlayalım. Bu raporlar yaklaşık 100 sayfadır ve ülkeyi oradan oraya savuran “açılım” diye formüle edilen siyasi kriterler yaklaşık 30 sayfa yer tutarken, geri kalanların tamamı “ekonomik kriterler”dir.[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Hep birlikte sadece “siyasi açılımlara” bakıyor, onları tartışıyoruz, ama bu arada Türkiye’nin altını bir başka cepheden oyan “ekonomik buyruklar” da sessiz sedasız yerine getiriliyor. Son aylarda yapılanlardan iki örnek; Batılılar için kamu ihalelerindeki tüm engeller kaldırıldı… Batı içkilerine uygulanan vergi, milli içkimiz rakıyla aynı seviyeye indirildi… Televizyonlarda yabancı ortak payı arttırıldı. Sırada bekleyen başka buyruklar da var; Yabancı işçilerin serbest dolaşımının sınırlanmaması, yabancıların çalışma izninde karşılıklılık şartı aranmaması, yabancı şirket kurulmasına hiçbir sınırlama getirilmemesi, avukat, tıp doktoru, dişçi, ebe, hava trafik kontrolörü ve özel güvenlik hizmetleri gibi meslekler için vatandaşlık şartı olmaması gibi…[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Gelelim et ithalatına; AB 2000’li yıllardan beri sadece canlı hayvan veya sığır eti değil, diğer tüm hayvansal ürünlerde uyguladığımız ithalat yasağının kaldırılması için bastırıyor. Bu yüzden her yıl yayınlanan ilerleme raporunda şöyle diyor:[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]“Türkiye, ülkenin uluslararası yükümlülüklerine uygun olmayan ve AB ihracatçılarını önemli ticaret tavizlerinden mahrum edecek şekilde, canlı büyükbaş hayvan, sığır eti ve diğer hayvansal ürünlere yönelik ithalat yasağını devam ettirmektedir. Türkiye Nisan 2005’de AB’ye karşı sığır eti ithalat yasağından kaynaklanan pazar düzensizliğini gidermeyi kabul etmiş olmasına rağmen yasak devam etmektedir… Canlı hayvan ürünlerinde ticarete yönelik teknik engeller aciliyet arzeden konu olmaya devam etmektedir… Bunun ve ticaretteki diğer teknik engellerin kaldırılması, bu fasıldaki katılım müzakereleri için temel unsur olmaya devam etmektedir.”[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Özetle AB, Türkiye’yi ithalat yasağı kalkmadığı takdirde müzakerelerin, “Tarım ve Kırsal Kalkınma” başlıklı faslını kapatmamakla tehdit ediyor.[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Bizimkilerin bu yüzden acele ettiği anlaşılıyor. Oysa Türkiye et ithalatına izin verse bile bu başlık kapanmayacak. Çünkü AB’nin, Kıbrıs ek protokolünü uygulamadığımız sürece müzakerelerini yapmayacağını açıkladığı 8 fasıl arasında “Tarım ve Kırsal Kalkınma” da var.[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Gül imza atmıştı[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Ancak asıl dikkat çekmek istediğimiz husus, AB raporundaki “Türkiye Nisan 2005’de AB’ye karşı sığır eti ithalat yasağından kaynaklanan Pazar düzensizliğini gidermeyi kabul etmiş olmasına rağmen…” şeklindeki ifade.[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Nisan 2005’te ne oldu derseniz; dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye’nin AB karşısında tek söz hakkı olduğu Gümrük Birliği Ortaklık Konseyi’nin yayınladığı Ortak Tutum Belgesi’yle “et ithalatını” kabul etti. Kabul ettiği sadece bu veya diğer ekonomik buyruklar değildi. Normalde sadece Gümrük Birliği ile ilgili olması gereken bu platformda Gül, “Kürt, Kıbrıs, Alevi, Patrikhane, Bozcaada-Gökçeada” gibi onlarca siyasi dayatmaya da imza attı. Yani adamlara çok da kızmaya hakkımız yok!..[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]Et ithalatı ile millete ucuz et yedirileceği söyleniyor… Batı’nın ithal etmemizi istediği etler arasında Afrika’ya gönderilmek üzere yıllardır depolarda bekletilen ne idüğü belirsiz etler de, domuz etleri de olduğu söyleniyordu. Kesimleri helal mi, haram mı o da meçhûl. Bu kadar ayak sürünmesi bundandı.[/b][/color][/justify] [justify][/justify] [justify][color:4b80=white][b]O zaman “bari canlı hayvan ithal edilsin” denecek. İyi de beri tarafta İran’ın Suudi Arabistan’ın 15 yıllık et ihtilacını karşılama garantisi verdiği, bunun için Doğu ve Güneydoğu’daki tüm canlı hayvanlarımızı, üstelik çok ucuza bağladığı konuşuluyor. Eğer doğruysa, “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye sormayacak mıyız?[/b][/color][/justify]
[/color] | |
| | | | ET FİYATLARI DOLAYISIYLA BESİCİLİK | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|