BAŞBAKAN OLAN ASIP KESER Mİ?

[size=18]BAŞBAKAN OLAN ASIP KESER Mİ?


25.04.2010 08:13


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 23 Nisan günü sembolik olarak kendi koltuğuna oturan küçük kız öğrenciye, “[b]Başbakan sensin ister asar, ister kesersin[/b],” deyince, ortalık hafiften de olsa karıştı.

Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugün köşesine bu cümleye verilme ihtimali olan tepkileri sıraladı.
Hakan’ın yazısı şöyle:
“[b]İster as, ister kes’ için kim ne der?[/b]
BAŞBAKAN Tayyip Erdoğan, 23 Nisan Başbakanı küçük kızımıza şöyle dedi:
“Başbakan sensin... İster asar, ister kesersin...”
Evet... Cümle bu...
Ben “Bu cümle için kim ne der” çalışması yaptım. Bakın bakalım, tutturabilmiş miyim?
* * *
* DENİZ ******: Başbakan bir kez daha kendini ele vermiştir. Bu ikinci bir “Ananı da al git” vakasıdır...
* KENAN EVREN: Doğru söylemiş netekim... Asmasın da beslesin mi?
* İDARECİNİN TEKİ: Hemen yargılamayalım. Belki istemdışı bir ifadedir.
* FEHMİ KORU: Abdullah Gül bu tür istismara açık cümleler kurmaz.
* ZAMAN GAZETESİ: Hiçbir şey yokmuş gibi yapıyoruz.
* SÖZCÜ GAZETESİ: Padişahın zikri, fikrini ortaya koydu.
* MUSTAFA KARAALİOĞLU: Ameller niyetlere göredir. Başbakanımızın gayesi, heyecanlanan küçük bir kız çocuğunu teskin etmektir.
* ŞUURSUZ POPÇU: Ben beğendim valla... “İster sev, ister döv” gibi olmuş.
* YANDAŞ EDEBİYATÇI: Efendim orada mecaz var mecaz...
* “ODA TV” İNTERNET SİTESİ: Bu açıklamayı vergi cezası ile birlikte okumalıyız.
* VAKİT GAZETESİ: İşte başbakan dediğin böyle olur.
* ANTİ TAYYİP TİMİ: Tayyip Erdoğan istifa...
* ESER KARAKAŞ: Memlekette demokrasi var, ifade özgürlüğü var.
* ERTUĞRUL ÖZKÖK: Ben böyle cesur açıklamaları severim.
* GENÇ SİVİLLER: Başbakan sadece söylemiş, askerler yıllardır icra ediyor.
* AKİF BEKİ: “Başbakan aslında ne demek istedi” başlıklı dizi yazımın ilk bölümüne başlıyorum.
* YARSAV: İşte yargıyı bu yüzden ele geçirmek istiyorlar.
* YANDAŞ YAZAR: Aydın Doğan iyi, çevresi kötü...
* CUMHURİYET GAZETESİ: Yakın tehlike...”

[b]Odatv.com[/b][/size]

[size=18][color:f6f2=red]ERDOĞAN’I ERDOĞAN’DAN KORUYORLAR
[/color]
25.04.2010



Yandaş medyanın zaman zaman bazı haberleri aynı kalemden çıkmış gibi aynı sözlerle manşet yaptığını, bazen de işlerine gelmeyen bir haberi hep birlikte görmezden geldiğini bilirsiniz. Örneğin son bir haftadır Emekli Oramiral İlker Güven’in eşinin iddiaları, Siirt’te bir çocuğa toplu tecavüz olayı, ******’a saldırı olayında Van Emniyetinin yaptığı sahtekarlık gibi olaylar yandaş medya tarafından “[b]habere değer[/b]” olarak görülmedi!

Odatv olarak yandaş medyanın bu tür toplu sansürlerini zaman zaman teşhir ediyoruz. Ama bu kez sözü başka bir yazara bırakacağız. Milliyet yazarı Kadri Gürsel, Başbakan Erdoğan’ın 23 Nisan günü koltuğuna oturttuğu Elgin Koçubaba adlı çocuğa söylediği sözlerin yandaş medya tarafından nasıl topluca sansürlendiğini yazdı. Sansürü teşhir ederken aynı zamanda Başbakan’ın bu sözlerinin bir gaf mı, yoksa tariz mi olduğunu da inceledi.

[b]İşte Kadri Gürsel’in “Asarsın, kesersin...” başlıklı yazısı:
[/b]
“Önceki gün televizyonlarda 23 Nisan törenleri ile ilgili haberleri hiç izlememiş olduğunuzu varsayarak size şu soruyu sormak istiyorum:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, “23 Nisan Başbakanı” 4. sınıf öğrencisi Elgin Koçubaba’ya koltuğunu devrederken, “Artık yetki senin; asarsın, kesersin, her şeyi yaparsın” şeklinde, esprili bir ifade kullandığından haberdar mısınız?
Şimdi, bu sözlerin öne çıkan bir haber değeri taşımadığını kim iddia edebilir?
Ama “yandaş basın” okuruysanız, dün itibarı ile Başbakan’ın bu dediklerinden haberdar olmamanız ihtimali daha yüksekti.
Düşük ihtimalin, yani bu haberden haberdar olabilmenizin gerçekleşmesi için iki koşulu yerine getirmeniz gerekiyordu...
Bir: Zaman, Sabah ya da Bugün gazetelerinden birini dün okumuş olmak...
İki: Sıkıcı tören haberleri dahil, bir gazetedeki ilgili ilgisiz bütün haberleri satır satır okuyabilecek kadar tutkulu ve tabii ki vakti bol bir okur olmak...
Bu iki koşulu yerine getirince üç gazetedeki 23 Nisan haberlerinin satır aralarında “Asarsın, kesersin” haberine rastlayabilirdiniz. Çünkü ilgili haber, bu üç gazetenin editörleri tarafından okur görmesin diye satır aralarına gizlenmişti. Hiçbirinde başlığa çıkarılmamıştı.
Diğer üç yandaş gazete, Taraf, Yeni Şafak ve Star, “öğrenci Elgin Koçubaba’nın 23 Nisan Başbakanı olması” haberini bir resim altı olarak vermiş, ancak Erdoğan’ın “Artık başbakansın, asarsın, kesersin” şeklindeki sözlerini “sansürlemişti”.
Gözlerini karartan yandaşlık, haberleri de karartıyor.
“Yandaş medya”, kullanmaktan kaçınmaya çalıştığım toptancı bir ifade, ama gel de “yandaş” deme...
Başbakan’ın üzerinde bir “yandaş medya vesayeti” oluşturulduğunu anlıyoruz aynı zamanda...
Bunların işi nedir? Erdoğan’ı Erdoğan’dan korumak mı?
Başbakan’ın ifadelerini sansürleyip gizlemelerinden şu vesayetçi mesaj çıkıyor:
“Umum içinde sarf ettiğiniz bir ifadenin size ne ölçüde fayda sağlayacağını veya zarar vereceğini biz sizden çok daha iyi biliriz; dolayısıyla sözlerinizi istersek gizleriz, istersek yok sayarız.”
Başbakan Erdoğan’ın bir “otokrat” olduğunu düşünenlerin sayısı bu toplumda az değil. Ben de bunlardan biriyim.
Erdoğan’ın “başkanlık rejimi” önerisi de böyle düşünenleri haklı çıkarmıştır bu arada...
Diğer taraftan gafların nedeni hakkında aşağıdaki gibi bir açıklama kalıbı da yaygın olarak kullanılır:
Politikacı, ideolojisi ile siyasi davranış ve söylemi arasında bir uyum olmadığı halde, varmış gibi yaparak kendisini gizliyorsa, yani sorunlu bir bilince sahipse, doğaçlama olarak konuşurken ayıplı addedilen düşüncelerini ele veren gaflar yapabilir...
Bu çerçevede, Erdoğan’ın sözleri yandaş basın tarafından büyük ihtimalle, “diktatörlük eğiliminin dışavurumu” olarak algılanmasın diye gizlenmiştir...
Böyle olmuşsa bir politikacı için ne kadar acı! Düşünün sizi destekleyenler, yandaşlarınız, sözlerinizi makaslıyorlar.
Neden? Sizi düşündükleri için!
Oysa ben halen merak ediyorum...
Erdoğan’ın sözleri diktatörlük eğilimini dışa vuran basit bir gaf mı, yoksa bir başbakanın, “asıp kesmek”le özetlenen mutlak iktidara sahip olamayacağını ironik bir şekilde vurgulayan zekice bir tariz mi?
“Tariz”, iğnelemek amacıyla, sözün bilinen manasının tam tersini kastetmek oluyor... Bir aptala, “Çok zekisin” demek gibi...
Erdoğan, başbakan olarak istediklerini yapamadığı, mevcut yetkilerini az bulduğu için başkan olmak istiyor.
Erdoğan, küçük Elgin’e “iktidar yetersizliği”nden yakınmış olmasın sakın? “Her şeyi yaparsın” ne demek? Belki de “Yapamazsın” demek. Çünkü Erdoğan her şeyi yapamadığını düşünüyor.
Bu arada “Ha gaf, ha tariz ikisi de otoriterleşmeye çıkar” diyecek olanlar da haklıdır ama yine de gaf ile tarizi birbirinden ayırmak lazım. Haksızlık etmemek için...”
[b]
Odatv.com
[/b][/size]

Sebebi de, yandaş medya sahibi sermayenin deveyi hamuduyla götürürken, işi perdelemek için sürekli Başbakanın oğlu Bilâl'in ve damadının gemicikleri ve diğer işlerini gözönüne getirmesidir. Yani, milleti bunlarla oyalayıp, malı götürüyürlar ve bu aynı zamanda başbakana karşı bir tehdit unsuru gibi kullanılıyor. Yine, yaptıkları yayınlarla başbakanı yanıltma siyaseti dügüyorlar. İşte mahalli seçimlerde bunun neticesini gördü Tayyip Erdoğan.

Eeee, Egemen bağış gibi bir pazarlamacıyı yanına alan adama da böyle boynuzlanmak yakışır zaten.

Not: Egemen Bağış'ın milletvekili olmadan önce ABD'de ne pazarladığını bilenler bilmeyenlere anlatsın.

Ve bir not daha: Bağış, bu pazarlama işindeki başarısı saikiyle, Türkiye'den Amerika'ya giden diplomatik-siyasi tüm heyetlerin gözüne girmişken, hiç kimse bu adamı vekil yapmayı düşünmemişken, bu iş de RTE'ye nasip oldu.

Ya ne vekili, adam bakan oldu...

Şimdi işi daha da büyüttü, Türkiye'yi Avrupa'ya pazarlıyor...

Şİmdi TV'de Yiğit Bulut, AKP'nin yakaladığı dalga ve rüzgarı değerlendirdiğini söylüyor. Emperyal vizyonmuş...

Evet dalga ve rüzgarı değerlendiriyor da, emperyalizmin menfaaatleri çerçevesinde. Bağış gibi bir adamın nasıl bir milli misyonu olabilir ki, dümeni milli emperyal bir rotaya kırabilsin?

Emperyalizme karşı olmadan, kendi emperyal vizyonunu gerçekleştirmek mümkün mü?

BUnu bu şekilde kakalamaya çalışmak, AKP'nin açık ihanetine destek vermek demek değil mi?

Salak değilseniz, olmaz dersiniz.

Menfaaatiniz yoksa, olmaz dersiniz.

Korkmadıysanız, olmaz dersiniz.

Kafanız karışık değilse, olmaz dersiniz.

Bu ihanete ortak olanlardan değilseniz, olmaz dersiniz.