Hiçbir manevi kıymete saygı göstermeyen emperyalist vahşi Batı kültürü, Allah Resulü'ne saldırmaya devam ediyor.
Bizdeki köpek soyu da batı emperyalizmini "normal" olarak görüp, kutsamaya devam etmekte.
Geçenlerde Easr karakaş denilen İblis yahudi soyundan biri, "normalleşmek" istediğini, normal kelimesinin "norm"dan geldiğini ve bunun da kendsi açısından ABD ve AB normaları demek olduğunu "açıkça söylüyorum" kaydıyla ilan ediyordu.
Yani o da biliyor ki bu ülkede, aslında Batı normları "suç" kabul edilir. Ama o, "müslüman mahallesinde salyangoz satmaya cesartim var!" diye meydan okuma cesaretini kendisinde bulduğunu ortaya koyuyor.
Bir diğer Batı hayvanîliği hayranı Ahmet Altan'ın normları da malum, ensest...
Ahbesist arayanlar, bunlara baksın.
Yani, ölen ölmüş, mesele, kalanlardan hangisi, bizim "Kurtuluş İradesi"ni yürütmemizde yardımcı unsur oalrak fayda temin edebilirler?
Bir tarafta batı normları diyenler, diğer tarafta batı normlarına şu veya bu şuur seviyesi zaviyesinde karşı çıkmaya çalışanlar.
Şuur seviyesiinin her değişiminde gerçeklik seviyesi de değişir ya, bunlar içerisinden şuur ve gerçeklik seviyelerinde yeni bir tertibe yol arayanlarla, Batı'nın devamcılığını temel alanlar arasındaki bir tercih sözkonusu.
"Bu tercih neye göre yapılmalı" suaalinde biir diğer beelirleyici unsur da, mücadelesi kabil olanlar şeklinde bir tasnif mi esas alınmalı, yoksa "Kurtuluş İradesi"ni her şeyden önde mi tutmalı?
Efendi hazretleri ne yapmıştı?
A) Mücadelesi Kabil olan diyerek destek verdi.
B) Kurtuluş İradesi'ni temel aldı.
Biz, O'nun, Kurtuluş İradesi'ni desteklediğini biliyoruz, hem de neticenin işgal kuvvetlerinden daha feci bir manzaraya vücut vereceğini biildiği halde.
BUnu bilerek Anadolu'da devam etmekte olan mücadeleye, işgalcilere karşı Anadolu'nun Kurtuluş İradesi demek olan savaşa destek verildi. netice de rıza değil kaza oalrak katlanılması gereken şeklinde tavsif edildi. İşgale karşı kurtulış iradesi temel alındıktan sonra, bu Kurtuluş İradesi'ni belirleyen unsuru doğru değerlendirmek icabeder ki, o da "işgal" yani "dış düşman" realitesidir.
İçerideki dışarıdakinden beter olsa da, temel saik, dış düşmana, işgale karşı koyuş, yani Kurtuluş İradesi olarak belirlenmiştir.