AKINCILAR AKINCILAR FORUM |
|
| FİLİSTİN'E SEFER | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
AZYA Admin
Mesaj Sayısı : 2611 Reputation : 38 Kayıt tarihi : 27/03/10
| Konu: FİLİSTİN'E SEFER Cuma Nis. 09, 2010 7:00 pm | |
| [b][i][size=21] [color:8eff=red]AKP,[/color] [color:8eff=red]Filistin'e Yapılan Yardımları[/color] [color:8eff=red]Hainlere Teslim Etti[/color]
2009’u 2010’a bağlayan günlerde “Filistin’e Özgürlük Konvoyu” adlı bir organizasyon gerçekleştirmiş, işbirlikçi Mısır Hükümeti’nin fiilî engelleme çabalarına karşı direnmiş ve başarıyla Gazze’ye girmiştiniz. Şimdi ise, mücadele ettiğimiz asıl düşman, Terörist Yahudi İsrail Devleti ile karşı karşıya gelinecek yeni bir organizasyon arifesindesiniz: “Rotamız Filistin, Yükümüz İnsanî Yardım”. Okuyucularımızı bilgilendirir misiniz bu çalışmanızla ilgili?[/b][/i] Öncelikli olarak Baran Dergisi ve okuyucularına duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Biliyorsunuz, Siyonist İsrail’in Gazze halkına uyguladığı ambargo devam ediyor. 3 yıldır insanlık dışı kuşatma, ambargo, yoksullaştırma devam ediyor. Burada tabiî en çok açlık, ilaçsızlık, yakıt sıkıntısı, elektrik sıkıntısı ve Gazze’de direnen halkın özellikle direncini kırmaya, onları zayıflatmaya, onları psikolojik olarak yıkmaya yönelik baskısı devam ediyor Siyonist İsrail yönetiminin. Biz de her ne olursa olsun Filistin halkına destek için, Siyonist İsrail’in bu keyfî kuşatmasını tanımamamız gerektiğini ve tanımadığımızı da ortaya koymak için, hukukî olarak da bu ambargonun delineceğini, delinebileceğini isbat etmek için; bir yandan Mısır’ın Refah Kapısı’nı açması için baskı oluşturmak, diğer yandan da insanî yardım malzemelerini içeriye sokmak için başlattık bu çalışmayı: Gayemiz bu! Bu açıdan da “Rotamız Filistin, Yükümüz İnsanî Yardım” diyoruz.[b][i] Bu çerçevede geçtiğimiz hafta kamuoyuna duyurmaya başladığınız girişiminizin seyri hakkında neler söyleyeceksiniz; eylemin gemilerle yapılması yanında, bu gemiler nasıl bir rota izleyeceği ve yükünüzün hangi insanî yardımlar olacağı hakkında tafsilata girer misiniz?[/b][/i] Tabiî… Öncelikli olarak bu gemi konvoyu nasıl olacak -biz buna konvoy diyoruz, inşallah “konvoy” gibi olacak!- Şu ân toplam 7 tâne gemi var, bunun arkası da gelecek! Yaklaşık olarak Allah nasib ederse, bir mani olmazsa, Mayıs 15’i ilâ 25’i arasında bir tarihte yola çıkacağız. Dediğim gibi 7 gemi oldu: Türkiyeli vatandaşlarımızın, duyarlı insanlarımızın bağışlarıyla şu ân 2 gemimiz oldu. 3000 tonluk bir yük gemimiz, bir de yolcu gemimiz var. 3 tâne de İngiltere’den gemi var. 1 tâne İrlanda’dan, 1 tâne de Yunanistan’dan. Yani Filistin dostları, İngiltere’de yaşayan Müslüman kardeşlerimiz ve Filistin dostu İngilizlerin 3; İrlandalıların ve Yunanistanlıların birer tâne gemisi olacak. Tabiî bu gemilerin sayısı artacak! Böyle ümid ediyoruz, bu yönde güzel gelişmeler de var. Anadolu’nun her yerinden insanlar gerçekten yoğun bir ilgi de gösteriyorlar. Aynı zamanda Avrupa’da yaşayan kardeşlerimiz ve özellikle Ortadoğu’da yaşayan Arab kardeşlerimizin de katkıları olacak ve inşallah sayı çoğalacak. Güzergâhımız ise, İstanbul, Antalya, Girne ve Gazi Magosa’ya uğrayıp, ondan sonra uluslararası sularda seyredip Gazze’ye ulaşmaya çalışacağız. Tabiî yardım malzemelerini taşıyan yük gemileri İstanbul’dan Mersin limanına uğrayacak. Anadolu’dan toplanan yardımlar Mersin’de, İstanbul’da toplanan yardımlar da İstanbul’dan gemilerimize yüklenip yola çıkacak. “Neler olacak?” dediniz... Şimdi biz Gazze’nin acil ihtiyaçlarını temine çalışıyoruz. Gazze’den bize özellikle ihtiyaç olarak söylenen talepler var. Malumunuz, geçtiğimiz yıl saldırılarda birçok ev yerle bir oldu, tahrib oldu. Tünellerin yüzde 80’i tahrip edildi. Ve şu an inşâ edilen çelik duvarlarla da bu tecrit iyice arttırılıyor. Bu açıdan inşaat malzemeleri, kereste, demir ve çimento çok önemli bizim için. Yine muhtelif inşaat malzemeleri; su tesisatıdır, elektrik malzemeleridir. Yine inşaat malzemesi olarak, ev yapımında kullanılabilecek boyadır ve saire tüm malzemeleri çok önemsiyoruz. Ardından ilaç ve muhtelif tibbî malzemeler. Özellikle kanser ilaçları. Biz bunları topluyoruz ve bunlara dair detaylı talepler ve bunların bilgileri bizde var. Sağ olsun özellikle eczacı arkadaşlar, ilaç malzemesi satan arkadaşların yardımıyla orada en çok ihtiyaç duyulan ilaç malzemelerini toplamaya çalışacağız. “Muhtelif tıbbî malzemeler” dedik; dişçi koltukları, ameliyathânelerde kullanılan malzemeler var, röntgen cihazları, böbrek yetmezliği için diyaliz makinası… Bunlar çok önemli…[b][i] Aslında küçük ve kolaylıkla temin edilebilecek birçok hayatî malzemenin Gazze şartlarında bulunamadığı gerçeği ortaya çıkıyor söylediklerinizden.[/b][/i] Tabiî tabiî! Gazze’nin son 3 yıldır ambargodan dolayı bütün insanî ihtiyaçları tünellerden karşılanmaya çalışılıyordu. İşte Kurban Bayramı’nda bile tüm dünya gördü haber ajanslarında; kurbanlık koyunların, büyükbaş-küçükbaş hayvanların tünelden nasıl çekildiğini gördük. Yani, her şey tünellerden karşılanıyor. Dediğiniz gibi, çok küçük ancak hayatî derecede ihtiyaç duyulan malzemeler. Malzemenin bir parçası bozuluyor, o da içeri giremediği zaman o âletin hiçbir değeri kalmıyor ve birçok ameliyatlar bundan dolayı yapılamıyor. İşte bir yığın protezli insan var, protez bulunamıyor ve protez girmediği için birçok insan protezsiz bir şekilde hayatlarını idâme etmeye çalışıyorlar. Bunun yanında jeneratör çok önemli; biliyorsunuz Gazze’nin elektrik üreten sisteminin yakıt parası Avrupa’dan temin ediliyordu. Avrupa bu parayı düzenli olarak Gazze Yönetimi’ne veriyordu. Ve o elektrik üreten sistemin yakıtı da dışarıdan parayla alınıyordu. Maalesef son altı aydır, ne hikmetse(!) Avrupa, bu parayı Gazze Yönetimi’ne değil de Batı Şeria yönetimine vermeye başlayınca altı aydır zaten kısıtlı olan elektrik günde iki-üç saate düşmeye başladı. Bu bakımdan Jeneratöre çok büyük ihtiyaç var. Bir de yürüme özürlü, bedensel engelli olan insanlarımız için akülü arabaları bu gemiye alacağız. Yani genellikle bu yük gemisinde bu saydığım malzemeler ve onların karşılığı olan yan ürünleri gemiye almayı düşünüyoruz. [b][i] Söylediklerinizden dikkatimi çeken, bilinen bir gerçeğe farklı bir bilgiyle katkı yapmış oluyor ki şu; Avrupa, “insanî yardım” adı altında HAMAS hükümetine verilen parayı bir şantaj âleti olarak kullanıyor ve FHKC’nin hain kanadı dediğimiz gayrımeşrû Abbas Hükümeti’ne bu parayı veriyor. Bu çerçevede toplanan insanî yardımları hangi mahfillere vereceksiniz? Yardımcı olmaya çalışan Anadolu halkının ve okuyucularımızın buna önem verdiğini biliyorsunuzdur. [/b][/i] Tabiî! Biz bu konuda çok açık davrandık. Çünkü bağışçılarımız da ve dediğiniz gibi duyarlı olan bütün vatandaşlarımız da, yardımlarının muhatabı olarak Gazze’yi, Gazze halkını görüyorlar ve “HAMAS Yönetimi’dir!” diyorlar. Çünkü burada, özgür ve demokratik bir seçim yapıldı ve bu demokratik seçim bütün dünyanın gözü önünde, Avrupa’nın gözü önünde, Birleşmiş Milletler'in ve Avrupalı parlamenterlerin gözü önünde yapıldı. Bunun için dediğiniz gibi zaman zaman cezalandırmaya yönelik ya da HAMAS Yönetimi ile Abbas Yönetimi’ni uzlaştırmaya, böylesi dayatmalarla aynı masada oturtmaya yönelik bir takım yaptırımlar uygulamaya çalışıyorlar. Ama, biz İnsani Yardım Vakfı olduğumuz için, bize yardım yapanların, her zaman için onların öncelikleri ve şartları vardır. Şartları ve öncelikleri doğrultusunda biz, bağış yapan insanların bağışlarını, onların gösterdiği adrese zaten vermek zorundayız. Ve onu yapmaya çalışıyoruz. Bunu nasıl yapmaya çalışıyoruz? Bir önceki konvoyda olduğu gibi, ondan öncekinde olduğu gibi bizim muhatabımız HAMAS Yönetimi’dir, HAMAS’lı yöneticilerdir. Maddî, parasal yardımları direk onlara yapmaya çalışıyoruz, onlara ulaştırıyoruz. Çünkü bize bağış yapan insanlar tercihini Filistin genelinde, Filistin topraklarında kuşatma altında çok daha mağdur ve çok daha hayatî derecede tehlike altında olan yer Gazze topraklarıdır. Bir de Mescid-i Aksâ’mız var. Orası da bizim, bütün İslâm Âlemi’nin duyarlı olması gereken topraklar. Oradaki sıkıntılar için ânında basın toplantıları ve protestolar yaparak sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama Gazze bizden adetâ ekmek istiyor, su istiyor. Biliyorsunuz, Aralık ayında gittiğimizde Sayın Başbakan [b]İsmail Haniye[/b]; “[i]ne olursa olsun sakın bu konvoyları bırakmayın. Bu konvoylara devam edin. Bizim için bu konvoy çok önemli. Siz şu kapıya gelip, oradan dönmeniz dahi bizim için önemli. Çünkü dünya kamuoyunda gündeme geldiği zaman, Siyonist İsrail’in Gazze’de gerçekten neler yaptığını ve neler yapmak istediğini görüyor. Öbür türlü insanlar unutup gidiyor. Kamuoyu da olmadığı zaman, sanki Gazze’de hayat normal devam ediyormuş gibi bir algı oluşuyor.[/i]” dedi. [b][i] Sayın Haniye’nin söylediklerinden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz o zaman: Asıl “Acil Yardım”, gemilerle gidecek olan malzemeden ziyâde, yapılan işin kendisi. Bu pratik iş, faaliyet.[/b][/i] Tabiî, tabiî![b][i] Az önce söylediklerinize de dikkat çekmek isterim; “biz İHH olarak aldığımız tüm yardımları, yardım eden halkımızın dilediği gibi muhatabına, HAMAS’a birebir elden ulaştırmaya ve bu hassasiyete dikkat etmeye çalışıyoruz.” Geçtiğimiz yılın başına sarkan Terörist İsrail’in masum Gazze halkına saldırıları olduğu zaman da Türkiye’de oluşan Millî İrade -kamuoyu- sonucunda, AKP güdümünde, devlet olarak organize edilen Gazze’ye yardım toplama neticesinde ilkokullardan başlayarak okullarda ve camilerde toplanan paralar Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve zamanın Dışişleri Bakanı Ali Babacan eliyle, Mısır’da toplanan Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği “yardım” toplantısında Hain Abbas Yönetimine verilmiş ve HAMAS tam da İsrail’in istediği gibi suçlanmıştı. Ve o günlerde hatırlıyordur okuyucularımız, siz de İHH olarak bizzat Gazze’de elden HAMAS’a üzerinizdeki emanetleri vermiştiniz. Bu önemli ve bu sebebledir ki size mümkün olduğunca mikrofon uzatmaya çalışıyoruz.[/b][/i] Doğru! Allah sizden razı olsun. Bu gerçekten çok önemli bir şey. Bu hassasiyetler çok önemli… Şimdi Filistin’de HAMAS Yönetimi ile Abbas arasında bir kavga var. Bunu bütün dünya biliyor, bilinmeyen birşey değil. Farklılıklar var, ayrı görüşler var. Şimdi tabiî biz burada tarafız! Biz bunu zaten gizlemiyoruz. Çünkü diyoruz, öncelik burasıdır ve meşrû hükümet de HAMAS Hükümeti’dir! Bütün dünyanın gözü önünde demokratik seçimini yaptı. Afrika ülkelerinde yaşanmadı bu. Gayrimeşrû bir hükümet de değil bu. Buna rağmen Gazze’nin cezalandırılması üzücü. Siyonist İsrail bunu 60 yıldır yapıyor. Ama Batı’nın, çözümden yanaymış gibi görünüp de çözümsüzlüğü ister gibi bir havası var. Batının, Batılı parlamenterlerin bu tavrı üzücü. Filistin halkı 60 yıldır direndiği gibi bunlara da direnecektir, direniyor. Biz burada elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Siz nasıl yayıncı olarak bu çabaları dün dile getirdiniz, bugün de dile getiriyorsunuz, ben de insanî yardım yaparak bunu dile getirmeye çalışıyorum, vatandaşımız bağış yapıyor, şairi şiir yazıyor, romancısı roman yazıyor, filmcisi film çeviriyor. Hepimiz bu desteği Filistin halkına vereceğiz! Bunun için elimizden geleni yapmak durumundayız. Çünkü İsrail 60 yıldır elinden geleni ardına koymuyor. Bizim de en azından bu şekilde yapmamız lâzım. Aynı şekilde direnmemiz lâzım. Direnerek Siyonist Rejim’i bıktıracağımıza, yıpratacağımıza inanıyoruz. [b][i] İHH Vakfı başkanı Bülent Bey’in açıklamaları olmuştu; “gerekirse aylarca gemilerde yatarız Gazze’ye girmek için” ve plânlarının sorulması üzerine de; “A plânımız da, B plânımız da, C plânımız da Gazze’ye girmek!” demişti. Bu duruş çok önemli. Bu çerçevede nelerle karşılaşacağınızı düşünüyorsunuz?[/b][/i] Şimdi çok riskli bir yolculuk bu, karayolculuğu gibi değil takdir edersiniz. Olayları yıllardır yakından takib eden bir kurumsunuz, yayın organısınız Baran olarak. Şimdi, karayolu ile yolculuğumuz sonucu İslâm toprakları üzerinde, İslâm halklarının manevî desteği ile içeri girmeyi başarmıştık. Tüm engellemelere rağmen. Ama deniz çok farklı, uluslararası deniz kanunu çok farklı. Bundan önce yaklaşık 6-7 girişim olmuştu. Aydınların ambargoyu kırmaya yönelik girişimleri. Bunların 3’ü başarılıyor, 4’ü başarısızlıkla sonuçlanıyordu. İsrail geri püskürtüyor, sokmuyor. Ama biz inşallah, karada olduğu gibi denizde de direnmeyi düşünüyoruz. Bu açıdan yolcu gemisine basın mensupları, gazeteci, aydınlar, parlamenterler, televizyonlar ve yayın kuruluşları ve STK önderlerini de almayı düşünüyoruz. Çünkü bu dünya kamuoyuna çok önemli bir mesaj olacaktır. İnsanî yardım filosunu götürecek olan asıl motor, bu yolcu gemisi olacak; siviller. Çünkü uluslararası deniz kanununa göre, yük gemisi yolcu taşıyamıyor, sadece mürettebat taşıyor yükle birlikte. O açıdan bu yük gemilerinin asıl motoru, ana damarı sivilleri taşıyan yolcu gemisi olacak. Parlamenterler, kanaat önderleri, yazarlar, radyo ve dergileri de yanımıza alarak bunu destekleyeceğiz. Bunun karşısında bakalım İsrail ne yapacak. Ama biz kararlıyız; ne olursa olsun! Az önce dediğiniz gibi, günlerce beklemeyi düşünüyoruz gerçekten. Çünkü biz insanî yardım taşıyoruz. [b][i] Orada koyulacak irade çok önemli. Az önce yolculuğun risklerinden bahsettiniz. İsrail’in Bebek Katili Terörist Askerlerinin sahillerde çocukları, kadınları bir av olarak görüp nişan “talim”i yaptıklarını unutmadık. Sadece bu dahi sahilden bu ambargoyu kırma iradesinin mânâsını ortaya koyar diye düşünüyoruz. Bu vesileyle bizim de inşallah gemide yerimizi alacağımızın müjdesini okuyucularımıza vermiş olalım.[/b][/i] Tabi, inşallah! Bize ayrıca güç vermiş olursunuz. [b][i] Son olarak okuyucularımıza söylemek istediğiniz bir husus var mı?[/b][/i] Bu insanî yardım konvoyunu bu kez denizden deneyeceğiz. Bugüne kadar insanımıza dikkat ettik, Filistin denince ayrı bir heyecan var. Tabiî ilk kıblemiz de orada, bunu heyecanı var. Bu vesileyle, gerek okuyucularınıza ve gerekse Baran Dergisi’nin bize vermiş olduğu desteğe ayrıca teşekkür ediyorum. Ve bu kampanyanın desteklenmesini istiyoruz. Yani, herkesin bulunduğu ortamda bu kampanyayı konuşması, bunu desteklemesi, web sitelerinde gündem yapması, dergilerinde sizin yaptığınız gibi gündeme getirmesini, yani hem maddî hem manevi desteklerini bekliyoruz. Bu konuda birlik ve beraberlik içinde olalım diyoruz. Ve duâlarını istiyoruz. Burada tabiî duâ çok önemli. Çünkü her şey duâ ile yürüyor... Bu kampanyaya hep beraber sarılalım ki başaralım, diyoruz. Çünkü karşı taraf bizden bunu bekliyor. Yani özellikle Filistin halkı, Gazze halkı bunu sürekli olarak bekliyor bizden. Bu bize vebal oldu! Bir riske girdik, konvoyla oraya gidebildik ve bize dediler; “[i]kesinlikle bu yeterli değil! Ne olursa olsun, şu kapıdan dahi dönseniz bir daha gelin, bir daha gelin, bir daha gelin! Bizi yalnız bırakmayın![/i]” diyor. Çünkü “[i]Filistin, Mescid-i Aksâ, biz bu topraklarda doğduk, ama Mescid-i Aksâ sadece bizim değil, hepimizin! Sadece burada sizin adınıza, İslâm Dünyası adına nöbet bekliyoruz! Ama bu nöbette bize yardımcı olmak sizin boynunuzun borcu![/i]” diyorlar. Tabiî bütün İslâm Dünyası’na sesleniyorlar. Biz de Türkiyeli Müslümanlar olarak bunu iletiyoruz. İşte Baran aracılığıyla, bugün sizin aracılığınızla iletiyoruz.[b][i] Bu söylenenler sadece bir temennî değil. Allah ve Resûlü’nün emri![/b][/i] Tabiî![b][i] Okuyucularımız da, bu çerçevede bir mecburiyet değil, mahkûmiyet olarak bunun davacısıdırlar. [/b][/i] Doğru, bu bir mecburiyet değil, mahkûmiyettir! Evet, Filistin’e destek bizim boynumuzun borcudur ve mecburiyet de değil, daha da üzerinde bir mahkûmiyettir! Mahkûmuz![b][i] Teşekkür ederiz Osman Bey bu röportaj için.[/b][/i] Allah sizden razı olsun. Yayın hayatınızda başarılar diliyorum. Destek ve duyarlılığınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Allah muvaffak etsin sizleri.
Baran Dergisi, 8 Nisan 2010, Sayı: 169 RÖP: AYDIN ALKAN[/size] | |
| | | vertes AKINCI MOD
Mesaj Sayısı : 323 Reputation : 14 Kayıt tarihi : 14/06/09
| Konu: Geri: FİLİSTİN'E SEFER Cuma Nis. 09, 2010 7:54 pm | |
| Allah yar ve yardımcınız olsun. Aydın ALKAN gönüldaşında yolu açık olsun.mescidi aksa da namazda güzel olur mutlaka.. | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: FİLİSTİN'E SEFER Paz Nis. 11, 2010 1:10 pm | |
| [img] http://www.milligazete.com.tr/dosyalar/haberler/2010/04/11/159169/kudus-te-kirli-israil-propagandasi-spot-0.jpg[/img][size=24][color:670a=red] Kudüs'te kirli İsrail propagandası[/color] [/size] Kudüs'te daha çok Yahudi kimliği hayali kuran siyonistler, devrede... Sokaklarda afiş asıp bildiri dağıtan Yahudiler, "Tapınak yapıyoruz, Mescidi Aksa'yı yıkıyoruz, herkes tapınağa yakın yerde ikamet etsin" çağrısı yapıyor. Kudüs bölgesinde faaliyetlerini hızlandıran Yahudi grup ve cemaatler, geçtiğimiz günlerde bir bildiri yayınlayarak "Mescidi Aksa'nın bir an önce yıkılması ve yerine inşa edilecek Yahudi Tapınağına yakın ikamet etmenin gerekliliğini" vurguladılar. [color:670a=red] "YAHUDİ TAPINAĞINI İNŞA EDECEĞİZ, YAKINLARDA OLUN" [/color] Mahalle ve sokaklarda bu bildirileri dağıtarak kışkırtıcı çalışmalarını yaygınlaştırmaya çalışan siyonistler, Kudüs eski şehir surlarının içerisinde, Silvan mahallesi, Şeyh Cerrah, Rasel Amud ve Zeytin Dağı bölgelerinde yoğun çalışmalar yapıyorlar. Duvarların çoğu yayınladıkları bildiriyi destekler mahiyetteki afişlerle dolu. Burak Sahasını canlandırma ve kalkındırma adına, stantlar kurup broşürler dağıtarak, bağış topluyorlar. El-Halil ve Megaribe Kapıları civarında kurulan iletişim noktaları ile "Yahudi Tapınağının en kısa zamanda yapılması ve ona yakın ikamet edilmesi"nin gerekliliğini anlatan çalışmalar ve kitapçıklar dağıtılıyor. [color:670a=yellow] ONLARCA İLETİŞİM VE BİLGİ MERKEZİ KURDULAR[/color] Çok yoğun ve ivedi çalışmaların yapılma gerekçesi ise broşür ve kitapçıklarda anlatıldığı gibi, tarihi mesnedi bulunmayan uydurma tapınağın inşasına bir an önce başlanılması. Bu doğrultuda, Kudüs Eski Şehirde 70'e yakın iletişim noktası, Silvan, Şeyh Cerrah, Rasel Amud ve Zeytindağı Mahallelerinde 40 civarında enformasyon merkezi kuruldu. Bu çalışmaların başını çeken ve organize eden "Beyt Orit" isimli grup birkaç gündür devasa bir gayretle çalışmalar yapmakta. Bu örgüt, Kudüs'ün batı yakasındaki Yahudi yerleşimcileri otobüslerle Mescidi Aksa'ya getiriyor. Otobüslerde kullandıkları afiş ve ilanlarda ise, "Tapınağın Yapılması İçin Acele Edin", "Kudüs'ün kalbinde Yahudiler vardır" şeklinde ifadeler kullanıyorlar. Mescidi Aksa'nın bir an önce yıkılarak yerine mabedlerinin inşa edilmesi için propaganda yapıyorlar. [color:670a=yellow] KISA VADELİ BÜTÇELERİ 15 MİLYON ŞEKEL[/color] Çalışmaları şenlik ve festival havasına sokarak Yahudilerin hepsini çalışmalara dahil etme amacına matuf düzenlemeler yapıyorlar. İsrail hükümeti, Yahudi örgütler ve eğitim bakanlığı ortaklaşa projeler düzenleyerek bütün öğrencileri Mescidi Aksa'ya yolluyorlar. Burada iddia ettikleri tapınak alanlarını gezdirerek tarihsel bilinç oluşturma kaygılarıyla geziler yapıyorlar. Akademisyenler ve hükümet yetkililerinden oluşan bilgilendirme turlarında, "Yahudi tapınağı"na ilişkin bütün detaylar anlatılıyor. Bu devasa ve korkunç proje için dünya ölçeğindeki bütün Yahudilerden bağışlar alınıyor. Ve bu tezler için oluşturulan kısa vadeli bütçe 15 milyon şekel. [color:670a=yellow] KUDÜS'ÜN KİMLİĞİ YAHUDİLEŞTİRİLİYOR[/color] İsrail hükümetinin bütün organları, akademisyenler ve kolluk kuvvetlerince yapılan çalışmaların iki ana hedefi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, "Yahudi Tapınağı'nın inşa edilmesinin hızlandırılması", İkincisi ise, bu çalışmalar yapılırken, Yahudi mirasının tanınmasını sağlayarak yepyeni bir tarih bilinci oluşturmak. Tutuklanmaktan korkan Olmert İsrail'e dönmüyor Siyonist İsrail basın-yayın organları, eski Başbakanları Ehud Olmert'in siyasi-mali yolsuzluk suçundan tutuklanma korkusuyla İsrail'e dönme niyeti olmadığını bildirdiler. Ailesiyle birlikte ABD'ye yerleşen Siyonist İsrail'in eski Başbakanı Ehud Olmert, mali yolsuzluk suçundan tutuklanacağı korkusuyla İsrail'e dönmek istemiyor. İbranice yayınlanan "Maariv" gazetesinin konuyla ilgili verdiği habere göre, Olmert'in böyle bir karar aldığı şartlarda, onun ve İsrailli birkaç parti liderinin milyonlarca doları bulan siyasi-mali yolsuzlukları belgelenmiştir. Maariv gazetesi haberinin devamında İsrail'de böyle bir mali yolsuzluk ve rüşvet olayını "daha önce görülmemiş" olarak değerlendirirken, İsrailli bazı tanınmış şahsiyetlerin rüşvet karşılığında yasadışı inşaata izin verme suçundan gözaltına alınabilecekleri tahmininde bulundu. | |
| | | INSAN
Mesaj Sayısı : 892 Reputation : 33 Kayıt tarihi : 17/05/09
| Konu: Geri: FİLİSTİN'E SEFER Ptsi Tem. 12, 2010 4:13 pm | |
| [img] http://www.hurriyet.com.tr/_np/9690/11109690.jpg[/img][size=24][color:cf5f=red] Almanya'da İHH operasyonu [/color] [/size] Almanya, AB'nin terör örgütü listesindeki Hamas'a finansman sağladığı gerekçesiyle, Uluslararası İnsani Yardım Teşkilatı'nın (İHH) faaliyetlerini yasakladı. Kapatılan kuruluşun Türkiye'deki İHH ile aynı dernek olmadığı belirtildi. Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, merkezi Frankfurt'ta olan İHH isimli derneğe yönelik operasyonda, kuruluşun başta Hamburg, Hessen ve Kuzey Ren Vestfalya olmak üzere ülkedeki faaliyetlerinin yasaklandığını söyledi. Alman basınında yer alan habere göre, Maiziere, İHH'nın Hamas'a yardım topladığı için faaliyetlerinin durdurulduğunu açıkladı. Maiziere, "İsrail devletinin varlık nedenini sorgulayan kuruluş ve gruplara Almanya'da dernekleşme hakkı tanımayacağız" dedi. Almanya İçişleri Bakanı, kuruluşun şimdiye kadar Hamas'a 6.6 milyon euroluk yardım topladığını tespit ettiklerini söyledi. Maiziere, "İHH, uzun süredir insani yardım kisvesi altında kayda değer miktarda finansal yardım sağlayarak, Gazze Şeridi'ndeki Hamas bağlantılı sözde sosyal yardım derneklerini destekliyor" diye konuştu. [color:cf5f=yellow] TÜRKİYE'DEKİ DERNEKLE İLGİLERİ YOK [/color] Alman basınında yer alan haberde, Frankfurt merkezli Uluslararası İnsani Yardım Teşkilatı'nın (İHH), Türkiye'deki İHH ile ilgisinin olmadığı vurgulandı. Haberde, Türkiye'de faaliyet gösteren İHH'nın Gazze'ye yardım malzemeleri taşıyan gemilerine İsrail'in baskın yaptığı da hatırlatıldı. Alman İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise 1992'de kurulan İHH derneğinin 1997'de İHH Almanya ve İHH Türkiye olmak üzere ikiye ayrıldığı belirtildi. [color:cf5f=yellow] TÜRKİYE'DEKİ İHH'DAN AÇIKLAMA[/color] hurriyet.com.tr Almanya'nın faaliyetlerini yasakladığı dernekle, merkezi İstanbul'da bulunan İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı'nı (İHH) arasında bir ilişki olup olmadığını İHH basın sorumlusu Salih Bilici'ye sordu. Salih Bilici, İHH ismini kullanarak Avrupa'da yardım toplayan 8 kuruluş olduğunu söyledi. Bilici, "Bunların hiçbirinin bizimle doğrudan veya dolaylı olarak ilgisi yok. Bu dernekler hakkında daha önce de benzeri durumlar yaşandı. Biz de dava açtık ve bu derneklerle hiçbir şekilde ilgimiz olmadığını gazetelere verdiğimiz ilanlarla duyurduk" diye konuştu. | |
| | | | FİLİSTİN'E SEFER | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|