AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 MODERN ZAMANLARDA HASTALIKLAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
4yüz80dokuz

4yüz80dokuz


Mesaj Sayısı : 275
Reputation : 9
Kayıt tarihi : 17/05/09
Nerden : istanbul

MODERN ZAMANLARDA HASTALIKLAR Empty
MesajKonu: MODERN ZAMANLARDA HASTALIKLAR   MODERN ZAMANLARDA HASTALIKLAR EmptyCuma Haz. 26, 2009 10:14 am

Hazırlayan: Enbiya Uçum

MODERN ZAMANLARDA HASTALIKLAR

Modern tıp hızla ilerlerken bize faydadan çok zarar mı veriyor? Her geçen gün yeni bir hastalık ortaya çıkıyor ve en basit bir grip mikrobu bile her yıl kendini yenileyip daha güçlü hâle geliyor. Ameliyatlar, gen teknolojisi, nano teknolojik ilaçlar, kök hücre… Tüm bunlar olmadan gerçekten sağlıklı olmak mümkün değil mi?

İnsanoğlu doğallıktan, kendi fıtratından, sünnete uygun yaşamaktan uzaklaştıkça kendi kıyametini yaklaştırıyor. Hastalıkların başlıca sebepleri:



-Fazla Yemek

“Her hastalığın temelinde tokluk vardır” Hadis-i Şerif.

Fazla yemek yendiğinde mide daha fazla enzim salgılamak zorunda kalır. Kalp daha çok çalışır (yorulur). Fazla yemek alışkanlığa dönüşürse vücud zorlanmaya devam eder. Atıklar vücutta birikerek depolanmaya başlar. Kanda ve damarlarda tıkanıklıklar oluşur ve hastalıklar başlar.



-Karışık Yemek

Birbirine uygun olmayan ve hazmı için farklı enzimler gereken yiyecekler beraber yenirse hazmolmadan midede çürür. Karbonhidratlar ile proteinler, süt ürünleri ile balık, birkaç inekten sağılarak karıştırılan süt, karışık et (aynı cinsten iki farklı hayvanın eti, bir hayvanın eti ile diğerinin yağı, dana ile tavuk eti veya akla gelebilecek herhangi bir et kombinasyonu), karışık yağlar (koyun ile tavuk yağı, katı yağ ile sıvı yağ) birbirlerine zıttır. Bu sebeple birlikte yendiklerinde enzimlerin birbirlerini yok etmesine neden olur, hazmedilemedikleri için çürüyerek bağırsaklarda depolanırlar.



-Sık Yemek

Günümüz diyetisyenlerinin aksine sık yemek hem hastalık hem de kilo alma (hazmedilemeyen yiyecekler vücutta depolandığından) sebebidir.

Yenilen yemeklerin hazmı dört safhada gerçekleşir:

-Ağızdan bağırsaklara

-Karaciğere

-Kana

-Hücrelere

Herhangi bir yemek 6-10 saatte hazmedilir. Bu süre geçmeden ikinci bir yemek yendiğinde ilk yemeğin hazmı sekteye uğrar ve yemeğin vitamini hücrelere ulaşamaz. Durum böyle olunca hücreler “Açız!” sinyali verirler. Sık yemek yendiği sürece tokluk hissi de oluşmaz.

Büyüklerimiz “Mümin günde 1 defa, insan 2 defa, hayvan 3 defa yer” demişlerdir.



-Yeme İçmede Sıraya Dikkat Etmemek

Proteinli yiyeceklerin midede hazmı uzun sürer. Tatlı ve meyve ise çabucak bağırsağa geçer. Su, midede vücut ısısına ulaştıktan sonra hızla bağırsağa geçer. Öyleyse önce su, sonra birlikte olmamak kaydıyla meyve yahut tatlı, sonra da salata ve yemek yenmelidir. İki çeşit yemek yeniyorsa önce sulu ve hafif olan yenmelidir.



-Bayat ve Isıtılmış Yemekler

Taze sebze ve meyveler güneşten aldıkları enerjiyle doludur. Çiğ olarak yendiğinde vücuda çok enerji verirler ve hazımları kolaydır. Gün içinde yediklerimizin % 60′ı çiğ meyve ve sebze, % 40′ı pişmiş yemek ve ekmek olmalıdır.

Yemeği piştikten sonra biraz soğutarak hemen yemek gerekir. Mikroplar, beklemiş yemeğin yapısını değiştirir. Yemekler ısıtıldığında ise yeni kimyasal bağlar oluşturduğu için faydadan çok zararı vardır. Isıtılmış yemeğin hazmı çok ağır olur hatta imkânsızlaşır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) akşamdan kalan, ertesi gün ısıtılan yemeği asla yemezdi.



-Katkılı Hazır Yiyecek ve İçecekler

Bütün uzun ömürlü ürünler sağlığı tehdit etmektedir. Bu gıdalar metabolizmayı, bağışıklık sistemini ve genetiği ciddi şekilde etkilerler.

Hazır gıdaları tüketmekte sakınca görmeyen bir insan her gün yaklaşık 2000 çeşit katkı maddesi tüketmektedir; tatlandırıcı, tat verici, kıvam artırıcı, kıvam koruyucu, renk koruyucu, beyazlatıcı, bozulmayı önleyici, nem tutucu, boya, aroma, vs…

Midemizde doğal yiyeceklerin hepsini hazmedecek enzim bulunmaktadır. Ancak genetiği değiştirilmiş bitki ve bunlardan elde edilen ürünleri hazmadecek bir sistem yoktur. Dolayısiyle bunlar hazmedilemeden vücut tarafından depolanırlar.

Bugün Avrupa’nın bazı ülkelerinde koruyuculardan dolayı çürümeyen cesetler bulunmaktadır.



-Kimyasal İlaçlar

Birçok kimyasal ilacın özellikle bağışıklık sistemi, kan dolaşımı ve kan üretimini doğrudan tahrip edici etkileri bulunmaktadır.

Hepimiz biliyoruz ki bugün ilaç sanayii para endüstrisi (ticarethane) haline gelmiştir.

Tıbbi ilaçların kullanılmasındaki amaç hastalıkları yok etmektir; ancak tıp tarihi acımasızca göstermektedir ki kimyasal maddeleri vücuda almak ve vücudun işlevine müdahale etmek akıllıca bir iş değildir.



-Az Çiğnemek

Ağızda çok miktarda akupunktur noktası bulunur (her dişin dibinde 2′şer adet). Çiğneme esnasında besinlerden ayrılan enerji bu akupunktur noktaları vasıtasiyle vücudun genel enerji dolaşımına karışır. Eğer gıdalar yeterince çiğnenmezse, sindirim baştan itibaren bozulacaktır.

Hızlı yiyen daha çok yemeye mecbur kalır; çünkü vücud besinlerdeki enerjiyi ağızdaki akupunktur noktaları vasıtasiyle kullanamaz, sadece kimyasal bağları çözme işlemi sonucunda oluşan enerjiyi kullanır.



-Nefes Alıp Vermenin Bozulması

Nefes, bedenin hücreleri ile oksijen, su ve gıda gibi vücuda alınan maddeler arasında uyum oluşturur. Bu faktörleri göz önünde bulundurarak diyebiliriz ki nefes, sağlığı ve düşünceyi besleyen bir kuvvettir.

Ağlayan çocuk, nefes vererek ses çıkarır, sağlıklı çocuklar nefes vererek konuşur. Doğal olan bu şekilde nefes alma ve konuşma tarzıdır ve hayat boyu böyle olması gerekir. Doğal bir şeki,lde nefes alıp veren insanda akciğerler tamamen nefes faaliyetine iştirak eder ve bu durum diyaframı kuvvetli bir şekilde hareketlendirir. Diyaframın hareketiyle göğüs ve karın organlarına masaj yapılır, kan dolaşımı kolaylaşır, organlar kuvvetli sağlıklı ve temiz kalır. Diyafram, öneminin büyüklüğünden dolayı “ikinci kalp” olarak isimlendirilmiştir.



-Tarım İlaçları Hormonlar Suni Gübreler

Tarım ilaçlarını kullanırken miktarını kontrol etmek çok zordur. Kontrol dışı kullanılan bu maddeler toprağa, yeraltı sularına karışır ve bitkiler vasıtasiyle hayvanlara geçer. Sonunda meyve, sebze ve et ile soframıza gelir, vücudumuzdaki hücrelere kimyasal savaş açar. Daha çok karaciğere, üreme organlarına ve beyne zarar verir.



-Deterjanlar Kimyasal Maddeler

Beynimizin büyük kısmı yağlardan meydana gelmiştir. Tuz ruhu, çamaşır suyu, bulaşık deterjanı, yağ çözücü, lavabo açıcı, çamaşır deterjanı, leke giderici, beyazlatıcı, yumuşatıcı ve benzerleri organik kalıntı ve mikropları nasıl anında eritip yok ediyorsa, akciğer ve beyin hücrelerini de aynı düzeyde, üstelik doğrudan etkilemektedir. Solunum yoluyla vücuda karışan deterjanlar beyin damarlarını, akciğerdeki bronşları ve alveolleri eritir, yıpratır, şişirir ve kana karışır. Kan dolaşımı bozuklukları, damar deformasyonları, MS, alzheimer gibi ağır beyin hastalıklarına; akciğer, karaciğer, böbrek hastalıklarına ve ayrıca kısırlığa yol açar.



-Aromalar

Aromalar latif maddeler olduğu için, iç salgı bezlerini, sinir sistemini ve ruhu doğrudan etkiler. Beyin, düşünceleri, görüntüleri, müziği ve benzeri etkileri kontrol edebilir ancak kokuların tesirini kontrol edebilme mekanizmasına sahip değildir. Bu sebeple herhangi bir engelle karşılaşmadan vücuda giren kokular ruh üzerinde çok etkili olur.

Yüzyıllardan beri tedavi amacıyla kullanılan kokular, tam tersi için; insanın dengesini bozmada, depresyona sürüklemede yahut insanları toplu halde belli hastalıklara sürüklemek için kullanılabilir.



GERÇEK TIP

-Yitik Şifanın İzinde-

Dr. Aidin Salih


http://www.mukaddim.com/modern-zamanlarda-hastaliklar.html
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
MODERN ZAMANLARDA HASTALIKLAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: SERBEST KÖSE :: Diğer Bölümlere Uymayan Konular-
Buraya geçin: