AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Cübbeli Olayinin Altinda Ne var????

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? Empty
MesajKonu: Cübbeli Olayinin Altinda Ne var????   Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? EmptyC.tesi Ara. 10, 2011 9:12 am



CÜBBELİ OLAYININ ALTINDA ASLINDA NE VAR????




Nakşibendi cemaatinin İsmailağa kolunun bilinen ismi Cübbeli Ahmet Hoca gözaltına alındı.

Peki operasyonlar cenneti Türkiye'de bu operasyonun anlamı ne?

Önce şunu söyleyelim. Türkiye'de yaşanan iktidar kaygısı yalnız siyasi iktidarı ele geçirmek için yaşanmıyor. İslami kesimde teslimiyet kaygısı da yaşanıyor.

Nakşibendi cemaati Türkiye'nin son 10 yılında bu gerilimin içine düştü. Cemaatin bir kanadı Türkiye'deki iktidar mücadelesinde Gülen cemaati ile ittifak yaptı. Ergenekon soruşturmasını destekledi. Hükümetin açılımlarını sahiplendi.

Örneğin cemaatin en önemli ismi Mahmut Hoca'nın yeğeninin çıkardığı Furkan Dergisi bu çizgideydi. Cemaatin diğer kanadı Cübbeli Ahmet Hoca ise bu çizgiye karşı çıktı. Çıkardığı Arifan Dergisi'ne geçmişte savunduklarının aksine Türk bayrağı ve ****** fotoğrafı astı.

AKP gecelerinde değil, Saadet Partisi toplantılarında konuştu. Milli kimlik vurgusu yaptı. Ilımlı İslam projesini eleştirdi. Seçimlerde AKP'ye mesafeli durdu. Gülen cemaatini yerden yere vurdu.

Cübbeli Ahmet Hoca aleyhinde önce Ergenekoncu kampanyası yapıldı. İnandırıcı olmadı. Ardından da alıştığımız gibi kasetleri çıktı. Son olarak da İstanbul Emniyeti'nin operasyonunda gözaltına alındı.

Kısacası Cübbeli Ahmet çizgisini beğenelim ya da beğenmeyelim Türkiye'de son dönemde yaşanan iktidar çatışmasında karşı olduğu cemaat tarafından tasfiye edildi.

Önce itibarsızlaştırıldı, sonra da suçlu gibi gözaltına alındı.

Türkiye hiçbir güç merkezinin dışında kalamadığı bu değişimde, Cübbeli Ahmet'in de tasfiyesini görmüş oldu.

Odatv.com
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? Empty
MesajKonu: Geri: Cübbeli Olayinin Altinda Ne var????   Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? EmptyPtsi Ara. 12, 2011 9:21 am





"CÜBBELİ HOCA’YA YILDIRMA OPERASYONU" başlığıyla yayınlanan o açıklama metni:





Cübbeli Hocamızın ifade vermeye çağrıldığını duyunca çok şaşırmadık. Dostu vardı düşmanı vardı bu insanın. Şaşırmasına şaşırmadık ama yaşananlar bizde büyük şüpheler meydana getirdi. Bunun bir soruşturmadan çok sindirme, bezdirme ve yıldırma operasyonu olduğunu tahmin ediyorduk.

Önceki günden beri medyayı takip ediyoruz. Haber sitelerini yakın takibe aldık. An be an gelişmeleri izliyoruz.

Olayın geliştiği gün Cübbeli Hocamızdan 4-5 ay önce ayrılan “koruma” adı verilen bir adamın gözaltına alınmıştı. Bir haber ajansı sanki önceden hazırlanmış ve ellerine verilmiş gibi “Cübbeli Hoca, koruması ve şoförü gözaltına alındı” diye geçtiler haberi. Tabi diğer ajanslar tarafından kısa sürede düzeltildi. Ama burada bir kastın olduğunu anlıyoruz. Ya da olacakları birileri biliyordu da acele mi edilmişti? Bu da ayrı bir soru işareti.



Cübbeli Hocamız akşam sohbetinde “o kişi korumam değil, bizden ayrıldı ve şoförüm de göz altında değil burada” diyordu. Ama nedense bütün haber siteleri ısrarlar “şoförü ve koruması gözaltına alınan” diye bahsediyordu.



Ayrıca yine aynı kaynaktan beslenen haber siteleri: “Cübbeli bir operasyonla gözaltına alındı” diyordu.

Ve en ilginç olanı ise Cübbeli Hoca’nın “çeteden yardım istediği” iddiasıydı.

Hiç kuşku yok ki, Cübbeli Hocamız büyük bir iftira ile karşı karşıyadır ve bir yerden emir almışcasına bilgisiz ve belgesiz yapılan bu haberler “karalama operasyonunun” bir ürünüdür.



SAVCI İŞKENCESİ Mİ?

İş geliyor, geliyor ve savcıda kilitleniyor.

İfadesi alınacaklar arasında Cübbeli Hoca’nın ilk olarak getirildiği halde ifade alınmasında en sona bırakılması ve ifade sürecinin geç saatlere kadar sürmesi bin türlü hastalıkla boğuşan Cübbeli Hoca’ya yapılan işkence sürecinin sadece bir parçası olsa gerek.



KASET OYUNU TUTMADI ÇETE VERELİM



Olayın başından itibaren sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yorumlardan şöyle bir kanaatin oluştuğunu anlıyoruz: “Bu bir karalama ve sindirme operasyonudur, hükumeti ele geçiren diyalogcuların son hamlesidir”



Yüzdelik orana vurursak her halde %95’ininbu görüşte olduğunu söyleyebiliriz. Haklılık payı var veya yok ama insanlarımızın kanaati bu yöndedir. Halk atılan iftiraların farkındadır…



Kitap meşguliyetinden, vaaz kürsülerinden evine bile zor uğrayan ilim aşığı insanı ahlaksız ilişkilere yakıştırmak, çete ile ilişkilendirmekle itibarını zedeleyeceğini zannedenler varsa boşa kürek çektiklerini unutmasınlar. Hatırlarsınız bazı gurupların “hizmet” dedikleri şeyleri eleştirince de “ergenekoncu” iftirasını atmışlardı.



UTANMAZ HAKAN!



Gel gelelim çıktığı kabuğu beğenmeyen Ahmet Hakan’a. Arkadaş sen ne terbiyesiz adamsın. Baban ile omuz omuza namaz kılan insanları nasıl da lekeliyorsun. Hiç içeriği hakkında bilgin olmadığı halde nasılda iftira ediyorsun. Şu camiadan hiç mi vicdan kırıntısı kalmadı içinde? Senin hiç mi utanman yok? Sende diyeceksin ki: “Evet yok, bu gece alemleri insanda ne ahlak, ne vicdan bırakıyor, haramlar insanın kalbini taştan katı yapıyor.”



Sen bunu da diyemezsin çünkü o kadar düşmüşsün…



HÜKÜMETİ ELE GEÇİRDİLER



Küçük bir boşlukta hükümeti ele geçirenler bakın nasılda işlere kalkışıyor. Hükümeti elinde bulunduran asıl güçler nasıl da karşısındaki engelleri tahrip ediyor. Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye’ye vuruyor…



Haydi, gün sizin gününüz ey münafıklar, haydi havalara uçun ey bidatçiler. Yaptığınızla övünün ey diyalogcular. Keyfini çıkarın ve Hocamızın düşürüldüğü durumu keyifle sayredin bakalım. Seyredin ki, belki birdaha böyle bir manzara bulamazsınız.



YOLA DEVAM

Efendi Hazretlerimiz: “Hiçbir şey olmayacak, Allah Kerimdir. Kerim olan Allah elbette kapıları açacak” buyurdu.

Dolayısıyla bizim taviz vermeden yolumuza devam etmemiz gerekiyor. Bu ilk değil, biliyoruz ki son da olmayacak. Biz tasavvuf aşığı Hızır Hoca’yı, ilmin kalesi Bayram Hoca’yı feda ettik bu yola. Bir tane ölürse yüz tane yetiştiririz Allah’ın izniyle.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
INSAN

INSAN


Mesaj Sayısı : 892
Reputation : 33
Kayıt tarihi : 17/05/09

Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? Empty
MesajKonu: Geri: Cübbeli Olayinin Altinda Ne var????   Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? EmptyCuma Ara. 16, 2011 2:18 pm


'Cübbeli Ahmet'e destek eylemi
1

Kamuoyunda 'Cübbeli Ahmet' olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü'nün sevenleri, Beyazıt Camii önünde eylem yaptı. Grup, 'Hepimiz cübbeli Ahmet hocayız', 'Metris'e selam direnişe devam' şeklinde sloganlar attı.
Cuma namazının ardından Beyazıt Camii önünde toplanan yaklaşık 500 kişi, Ünlü için dua etti. 'Hocaya uzanan eller kırılsın.', 'Metris'e selam direnişe devam', 'Hocam üzülme Allah seninle' 'Hepimiz cübbeli Ahmet hocayız', 'Hocaya sadakat şerefimizdir' şeklinde sloganlar atan grup, 'Teröristler Meclis'te alimler Metris'te', 'Metris artık cezaevi değil, Metris ilim irfan yuvası', 'Biz bu filmi daha önce izledik' pankartlarını taşıdı.

Grup adına açıklama yapılan açıklamada, Cübbeli Ahmet hoca için eylem yapıldığı ifade edildi.

Basın açıklamasının ardından eylemciler olaysız şekilde dağıldı.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? Empty
MesajKonu: Geri: Cübbeli Olayinin Altinda Ne var????   Cübbeli Olayinin Altinda Ne var???? EmptySalı Ara. 27, 2011 6:37 am

Cübbeli Ahmet Hoca İçeri, Şike Mafyası Dışarı -1-
Cübbeli Ahmet Hoca İçeri, Şike Mafyası Dışarı -1-

AKP’yi aslında...

A(B-D’ci) K(apitalist) P(arti) diye açmak da mümkün ve duruma da çok uygun ama...

Kendileri bunun A(dalet) ve K(alkınma) P(artisi) olduğunu iddia ediyorlar...

En iyisi bu iddianın doğru/haklı ve pratikte görünene uygun olup olmadığına bakmak...

Konumuz AKP’nin (A)daleti olduğuna göre.... Burada sözün uzayacağı açık...

Öyleyse önce (K)alkınma üzerinde kısaca duralım...

AKP’nin “(K)alkınma”sının ne olduğunu Nihal Kemaloğlu’ndan görelim:

[Birkaç yıl içinde pahalı otoyollarla çevrilmiş, rantlı tüp tünellerle delik deşik, beton köprülerle boğazlanmış, binlerce HES projesiyle çöplüğe dönmüş, ormanları satılmış, suyu ticarileşmiş, kurak ve çorak Türkiye, kapitalist kalkınma hırsıyla ödeşmiş olur herhalde!

Binlerce yıllık Anadolu uygarlık tarihi de ‘kalkınmamızın’ çimentolanmış ya da barajlanmış zeminleri olarak bize istediğimiz mekanik desteği sağlayacaktır.

Doğa, kültür ve tarihi varlıkların tek menkul sahibiymiş gibi, sermayeye katmak/satmakta sakınca görmeyen iktidarın kesin kararlılığını Başbakan açıkladı.

Geçen hafta sonunda Boğaz Karayolu Tüneli’nin temel atma töreninde konuşan Başbakan ‘Bundan sonra hiçbir engeli tanımıyoruz ve bunun için her türlü bedeli ödemeye hazırız’ demişti.

Başbakan’ın bu hiddetli çıkışıyla temelini attığı 1 milyar 100 milyon dolara çıkacak 25 yıl işletilecek yap-işlet-devret tüp tünel projesinin İstanbul’a katacağı ulaşım, çevre sorunları ve tarihi yarımadadaki tahribata itirazları peşinen dışlıyordu.

Şehir Planlamacıları Odası ve İstanbul İnşaat Mühendisleri Odası projenin sorunlarının kamuoyundan gizlendiğini temel atılmasının ‘hukuk ve bilim tanımazlık’ olduğunu ve yasal zeminde mücadele edeceklerini söylediler.

Toplu taşıma ve insanı değil ‘otomobili’ önceleyen tüp tünel, imar plansız, ÇED raporsuz, İstanbul’un ulaşımını kitleyecek güzergahı, İstanbul siluetini tahrip edici projesiyle de kalmıyor.

Firmaya yıllık 25 milyon otomobil geçişi garantisi verildiğini ama bunun mümkün olmadığını söyleyen uzmanlar aradaki farkın kamuya yani bizlere fatura edileceğini söylüyorlar.

Muhakkak ki hukuksuz, kurulsuz, ÇED’siz, ‘yap-işlet devret’ projelerinin bitiminde Başbakan’ın bir bedel ödemesi söz konusu değildir.

Geriye dönüşsüz kaybedilmiş tarihi miras, doğal kaynaklar, çevre/hava/su kirliliği gelecek kuşaklara bırakılan çimento ve çelik yığınları çok ağır bedel olacaktır. ] (1)



Aziz Civan’ın şu tespitleri ise Nihal Kemaloğlu’nun tespitlerini tanamlayıcı unsurlar taşıyor:



[Bir aile düşünün.. Üç beş çocuğu olan bir aile..

Evin reisi en büyük çocuğunu çok seviyor. Onun başarılı olması için elinden gelen gayreti gösteriyor. Kazancının neredeyse tamamını ona harcıyor.

En büyük çocuk da babasından aldığı bu destekle fabrikatör oluyor. Başı dara düşünce, babasının mülklerini teminat olarak göstererek krediler çekiyor. Hasıl-ı kelam: Sefasını sürüyor…

Fabrikatörün bir küçük kardeşi üniversite okumak ister ama babasından kendisine maddi manevi bir hayır yoktur. Ağabeyinin ise zerre miktarı faydası yoktur. Kendisi de, ekonomik şartları yetersiz kaldığı için okuyamamış, eğitimini tamamlayamamıştır.

Bir küçüğü ise, hem okumakta hem çalışmaktadır.

Diğer kardeş de ayakkabı boyacısıdır.

Fabrikatör ağabey akşamları eve geldiğinde, kardeşlerinin zor durumunu umursamaksızın, sadece babası ile ticaretten ve paradan muhabbetler yapmaktadır.

Babası da, her defasında bu en büyük oğlunu tebrik etmekte, onu sürekli desteklemekte ve onu ödüllendirmektedir. Ufak evlatlarını ise gündeme bile almadan, onların sıkıntısını, eğitimini, ahlakını ve geleceğini ortada bırakmıştır.

Sormak istiyorum:

Bu ailenin, aylık geliri 10 Bin lira olsa ne olur, 20 Bin lira olsa ne olur?

Babanın destekleyerek zenginleştirdiği büyük evladın, unutulmaya yüz tutmuş diğer çocuklara faydası olmadıktan sonra, bu ağabey ihracatçı olsa ne olur, ithalatçı olsa ne olur. Evin ufak evlatları, açlık ve geçim derdine düşmüşken, büyük evlat, babasının adına çekmiş olduğu kredilerle sefa sürmesi nasıl bir tablodur sizce?



***

İşte bizim hükümetin anlattığı hikayeler de bu tablodan daha öteye gitmiyor.
Türkiye’nin ekonomisi büyüme rekorları kırıyormuş!

Hangi esnafın AKP iktidara geldikten sonra, gelirlerinde artış olmuş? Bunu soran yok.

Başbakan’ın büyüme dediği, belirli milyonerlerin kasasındaki büyüme.. Hükümet bu milyonerleri destekliyor. Onlara dolaylı-dolaysız finansal kaynak sağlıyor. Neymiş? Küresel dünya, küresel ekonomi imiş..] (2)



Bu da her iki yazıyı doğrular mahiyette yeni bir haber:



[Türkiye’nin milyonerlere 1 yılda 9 bin 755 milyoner daha eklendi



Milyonerlerin hesaplarında tuttukları mevduat 50.4 milyar lira artış gösterdi. Türk bankacılık sisteminde ekim ayı itibarıyla 675.3 milyarı aşan mevduatın yüzde 47’sinin milyoner hesaplarında tutulduğu belirlendi.



SON 1 YILDA 50.4 MİLYAR LİRA

Son bir yılda milyonerlerin hesabında tutulan mevduat 50.4 milyar lira arttı. Milyoner mudi sayısına 9 bin 755 kişi daha katıldı. Yurtiçi ve yurtdışı yerleşiklerden oluşan 43 bin 11 milyoner mudi hesabında, toplam 317.6 milyar bulunurken, 51.1 milyon mudinin 10 bin liraya kadar olan hesaplarda tuttuğu mevduat tutarı 31.9 milyarla sınırlı kaldı. Türkiye’de toplam mevduatın 649.2 milyarı yurtiçi yerleşiklerde, 26 milyarı ise yurtdışı yerleşiklerde bulunuyor.



YÜZDE 23 ORANINDA ARTIŞ

Ekim itibarıyla, yurtiçi yerleşiklere ait mevduat hesaplarının yüzde 46.6’sını 1 milyon liranın üzerindeki hesaplar oluşturdu. Yurtiçinde yerleşiklerin bu mevduat hesaplarında tuttuğu para geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 oranında artışla 302.6 milyar lira olurken, 1 milyon lira üzeri hesaba sahip olan mudi sayısı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28.5 artışla 41 bin 540 oldu. Yurtiçinde bulunan milyoner sayısı son bir yıl içinde 9 bin 222 kişi arttı. Yurtiçinde yerleşik milyonerlerin hesaplarında tuttuğu mevduat 2010 yılı sonuna göre yüzde 7.4 oranında, 20 milyar 971 milyon TL tutarında artış gösterdi. Mudi sayısının yüzde 23 oranında artış gösterdiği 10 aylık dönemde, milyonerler arasına 7 bin 783 kişi daha eklendi.

Böylece Ekim itibariyle yurtiçi ve yurtdışı milyonerlerin sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29.3 artışla 43 bin 11 oldu. Son bir yılda milyoner mudilerin sayısı yaklaşık 9 bin 755 kişi, mevduatları ise 50 milyar 440.5 milyon lira artış gösterdi.] (3)



Bu haber kısaca şunu söylüyor...

Ekim 2011 itibariyle Türk bankacılık sisteminde türkiye’de yerleşik şahısların toplam mevduatı yaklaşık 650 Milyar Tl (Rakamın büyüklüğünü anlamak için ABD dolarına çevirelim: Yaklaşık 430 Milyar dolar).

Bu mevduatın yaklaşık yarısı ( 302.6 milyar tl) 41.500 kişiye ait... Bu ülkenin kaymağını yediği anlaşılan bu 41.500 kişiya toplam mevduattan düşen pay, ortalama olarak kelle başı 5 milyon dolardan fazla...

Toplam mevduatın yaklaşık 32 milyar TL’lik bölümü ise tam tamına 51.1 milyon kişiye ait... Ortalama kişi başına yaklaşık 600 Tl (yaklaşık 400 ABD doları) düşüyor.

Bankada hesabı olan milyonerlerle, bankada hesabı olan diğer 51.1 milyon kişi arasında ortalama farkı 12.500 kat...

Türkiyenin nüfusu yaklaşık 73 milyon kişi olduğuna göre, yaklaşık 22 milyon kişinin bankalarda tek kuruşu bile yok..

Tablo bu...

Bu tablonun İktisadî dille ifadesi “gelir dağılımındaki adaletsizlik”...

Bu öyle bir adaletsizlik ki; iktisadî kesimler arasındaki gelir dağılımında uçurumlar oluşturmuş...

AKP işte buna “(K)alkınma” diyor...

Bu kalkınma filan değil düpedüz yağma...

Zaten Kapitalizmin/neoliberalizmin temeli yağma...

Kapitalizm, zenginlerin orta, dargelirli ve yoksulların el emeği, göznuru ve alınterini insafsızca sömürmesi, yağmalaması, kişisel servetine eklemesi ve bu kişisel serveti durduğu yerde durmadan arttıracak banka/faiz/borsa/spekülasyon gibi soygun araçlarına sahip olması demek...

Böyle bir düzende 1 milyonerin ortaya çıkması demek yoksullar ordusuna binlerce yeni kişinin daha katılmasıyla eş anlamlı...

AKP’nin “(K)alkınma”sı bir yılda tam 9.222 yeni milyoner türertmiş... Yani milyonlarla ifade edilebilen yoksul kitleye onbinlerce yeni yoksul daha katılmış 1 yılda...

Merhum Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in:



[Allah’ın bir pulunu bekleye dursun on kul,

Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul,

Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,]



Dediği durumdan bile çok daha vahim değil mi bu tablo?..

“(K)alkınma” sı böyle olan bir partinin “(A)dalet”i kimbilir nasıldır?

(Devam Edecek)



MilliBirlikRuhu.Blogspot



Dipnotlar:

1- Nihal Kemaloğlu, “Biz kalkındık ya siz!” , 05 Mart 2011, Akşam. yazının tamamı için: http://www.aksam.com.tr/biz-kalkindik-ya-siz-1371y.html

2- Aziz CİVAN, “AKP’den büyüme masalları”, 30/04/2011, haberalemi, http://entellektuel.s4.bizhat.com/viewtopic.php?t=3141&mforum=entellektuel

3- 11.12.2011 http://medyaline.com/



Dergimiz / Sayı: 8

www.Dergimiz.Net
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Cübbeli Olayinin Altinda Ne var????
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
»  Türkiye, Amerika'nın Garantisi Altında...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: Cemaat - Parti ve STK'lar-
Buraya geçin: