AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 BATICI REJİMLER YIKILIRKEN

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

BATICI REJİMLER YIKILIRKEN Empty
MesajKonu: BATICI REJİMLER YIKILIRKEN   BATICI REJİMLER YIKILIRKEN EmptyPaz Ocak 30, 2011 11:16 am

Mağripli Gençler Batıcı Diktatörleri Devirirken... -1-

Murad Salih
30.01.2011



[Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..

Adalar´dan mı? Tunus´dan m, Cezayir´den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi

Yeni doğmus aya baktıkları yerden geliyor;
O mübârek gemiler hangi seherden geliyor?](*)

Mağrip?..

Garp/Batı kelimesiyle ilişkisi aşikâr...

Lügatta “Batı taraf. Garb/Batı. Güneşin battığı cihet. Akşam vakti. Afrikanın kuzey tarafı. Türkiye'ye nisbetle garbda bulunan Fas, Tunus, Cezayir tarafı” yazıyor...

Bugünkü mağrip ülkeleri Osmanlı çökerken Batı’nın pemçesine düştüler...

Trablusgarb’ın yakın tarhimizde önemli bir yeri var...

“Vikipedi, özgür ansiklopedi”ye göre bu bölgenin siyasî tarihi kısaca şöyle:

[Mağrip (Arapça: el Mağrib el Arabi), kuzeybatı Afrika bölgesi. Tarihte, Müslüman idaresi sırasında İber Yarımadası, Malta ve Sicilya'yı da içerirdi.
Günümüzde Mağrip, dar manada Tunus, Cezayir, Fas ve Batı Sahra'yı içerir. Libya ve Moritanya'nın da bunlara eklenmesiyle "Geniş Mağrip" diye adlandırılabilecek bölge ortaya çıkar.
Afrika'nın geri kalanından Atlas Dağları ve Sahra Çölü ile ayrılan Mağrip ülkeleri, Akdeniz coğrafi ve kültürel olarak Akdeniz havzasının bir parçası sayılabilir.
Bölge Araplar tarafından fethedilmesinin ardından 8. yy'da merkezi bir siyasi idareye kavuştu. Muvahhidler döneminde (1159-1229) tekrar birleşen bölge ardından tekrar birleşmemek üzere parçalandı. Osmanlı idaresi, doğu Mağrip ülkeleri olan Cezayir, Tunus ve Libya üzerinde hüküm sürdü. Bu dönemde, Türk kültürü ve etnik Türkler de bölgeye yerleştiler.
19.yy'dan itibaren Mağrip ülkelerinin büyük bölümü Fransız idaresine girdiler. Batı Sahra ve Fas'ın bazı şehirleri ise İspanyatarafından ilhak edildi. Buna karşılık Libya, İtalya kontrolüne girdi.
20. yy'da Fas'taki İspanyol şehirleri Ceuta ve Mellila hariç bu bölgeler bağımsızlıklarına kavuştular.]

Tunus (**) Mağrip/kuzey Afrika ülkelerinin tam orta noktasında küçük bir ülke Batısında Cezayir, Doğusunda Libya...

Bütün Mağrip ülkeleri Batıcı Diktatörler tarafından yönetiliyor...

Bu diktatörlerin kimi kral kimi devlet başkanı, kimi cumhurbaşkanı sıfatını taşıyor olsalar daasıl ortak özellikleri başka :

Hepsi Batı emperyalizminin en sadık köpekleri...

Hepsi kendi halkına ve halkının değerlerine kuduz bir köpek gibi düşman ve saldırgan...

Hepsi kaatil, işkenceci ,hırsız, uğursuz, yağmacı, talancı, sefih, ahlâksız, ve karun kadar zengin... Hem de bütün sülaleleriyle birlikte...

Tunus’un cesur yürekli gençlerinin bir tekmede devirdikleri Batıcı diktatör Bin Ali’nin Batı bankalarında yatan şahsî servetinin 5 Milyar dolardan fazla olduğu belirtiliyor...

10 milyonluk bir ülkenin gençleri işsizlikten, halkı yoksulluktan, kıvranırken gözü doymaz hırsızın bu halkktan çalıp biriktirdiği servete bakınca...

O ülkede niçin açlık, yoksulluk ve işşsizliğin devasa boyutlarda olduğunu anlamak için başka bir parametraye başvurmaya ihtiyaç var mı?

Tunus’un nüfüsu 10 milyon civarında...

Batıcı diktatör’ün Batı bankalarında yatan şahsî parası 5 milyar dolardan fazla...

Bu yalnızca nakit serveti...

Gayrımenkulleri şusu busu bu hesaba dahil değil...

Karısının, çocuklarının, kemdi hısım akrabasının, karısının hısım akrabasının Tunus halkından çalıp çırparak biriktirdiği haram servet de yok bu hesabın içinde...

Karısı olacak aç gözlü orospu, kaçarken Merkez Bankası’nı açtırıyor ve oradaki 1,5 ton altını uçağa yüklettikten sonra uçağa biniyor.

Altının gramı 70 lira...

Kilosu 70.000 Lira...

Tonu 70.000.000 lira..

1,5 tonu 105.000.000 lira...

Yalnızca bu şerefsizlerin çaldıklarını geri alıp Tunus halkının yaralarını sarmaya kullansan... Ne açlık, ne işşzizlik, ne de yoksulluk kalır...

Batı, bu köpeğinin cinayetlerine, hırsızlıklarına, uğursuzluklarına 23 yıl göz yumdu...

O göz yumdukça köpeği zenginleşti...

Köpeği zenginleştikçe halkına karşı daha pervasız, daha acımasız, daha saldırgan oldu...

Tunus halkı ise daha yoksul, daha mağdur, daha mazlum hale geldi...

Sonunda bardak taştı...

Tunus’un gençleri “Artık yeter” diye ayaklandı...

Batıcı Diktatör pezevenk çoluğu çocuğu toplayıp kaçtı...

Ama yerine bıraktığı köpek ille de başbakan olacam diye tırmalıyor...

Onu da bir kaç gün içinde herhalde hallederler..

Böylece Devrim’in birinci aşaması tamamlanır...

Ama risk henüz ortadan kalkmış olmaz...

Diktatör bir daha dönemez ama...

Batı emperyalizmi onun yerine daha ılımlı/yumuşak halkın ağzına bir parmak bal çalabilecek güvenilir bir eleman arıyor...

Turgut Özal, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Fetullah Gülen karışımı birini bulsa hemen buyur diyecek...

Batı emperyalizmi bunu ararken...

Hesapta olmayan işler de oluyor...

Tunus’un gençlerinin yaktığı devrim ateşi kıvılcım kıvılcım Bütün mağribi sararken, Mısır’ı da alevlendirdiği Gibi Ürdün’den Yemen’e ve Arnavutluk'a kadar vardı...

Mısır Kilit ülke bir tarafta Süveyş, diğer tarafta İsrail...

Bir düşerse...

Batı emperyalizminin hem kolu hem kanadı kırılmış olacak...

Düşer mi?

Batıcı diktatör Mübarek çoluğu öocuğu Londra’ya postaladığına göre Mısır’ın Cesur Yürekli gençlerinden sağlam tırsmış demektir...

Mısır’ın cesur yürekli gençleri kurtıuluşa doğru attıkları adımı geri çekmezlerse İlâki düşer...

Mısır’ın Batcı diktatörü düşerse...

Yemen’deki de...

Ürdün’deki de...

Suudi Arabistandaki de...

Libya’daki de...

Fas’taki de...

Azerbeycan’daki de

Pakistan’daki de ve diğerleri de düşer...

Batı emperyalizmi bütün düşen Batıcı diktatörlerin yerine; “Turgut Özal, Abdullah Gül, Tayyip Erdoğan, Fetullah Gülen” karışımı birilerini nereden bulacak?

Baksanıza Turgut Özal’ın hesaplanmamış ölümünün doğurduğu krizi aşmak için Natocu generallere 28 Şubat’ı yaptırıp müslümanları bunlara yıllarca hırpalattıktan sonra Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ü ikna edebildi...

Zaten diktatörlerin elinden canı burnuna gelmiş hallkarın başına daha insafsızlarını getiremeyeceğine göre?

Her an siyasî bir krize dönme riskini taşıyan devasa bir iktisadî kriz ile boğuşan ve artık gücünün sınırlarına geldiğini gören Batı emperyalizmin gücü, alev alev devrim ateşinin sardığı ve saracağı ülkelere asla yetmiyecek ve yetişemeyecektir...

Yani Tunus’un cesur yürekli gençleri, umulmadık bir anda -göklerden bir ilham gelmişcesine- başlarında çöreklenmiş Batıcı diktatöre karşı isyan bayrağını çekip devrim ateşini yaktıklarında; bu ateşin önce bütün Mağrb’i sonra bütün bölgeyi sonra da bütün dünyayı sarabileceğini ne hesaplamış, ne planlamış, ne kurgulamış ne de hayal etmiş değillerdi...

Ama Allah onların bu cesaretine öyle bir rahmet ve bereket ihsan etti ki...

Önce kendi diktatörlerinden kurrtuldular...

Sonra da bütün Mağrib’in ve bütün dünyanın Batıcı diktatörlerinin zulmü altında inleyen mazlum halklarının gençlerine ilham verdiler, örnek oldular...

Ve dünya ilk defa örgütsüz, lidersiz, plansız, promramsız, spontane ve zincirleme gençlik devrimlerine şahitlik ediyor...

Kendini dünyanın efendisi zanneden ABD’nin Dışişleri Bakanının Tumuslu gençlerin yaktığı devrim ateşinin ilk kıvılcımlarının düştüğü Mısır hakkında açıklama yaparken suratındaki şaşkın ve çaresiz ifadeyi farkedebildiniz mi?..

Bu devrimler zincirinin AB-D emperyalizminin kurgusu olduğuna dair komik iddilar öne sürenlere rastlarsanız -ki, rastlamanız kaçınılmazdır- bu iddilar; ya Mahir Kaynak ve saz arkadaşlarının yıllardır “görev” icabı ortaya attıkları komplo mavallarıdır.

Burada “Görev” Psikolojik savaş metodlarını kullanarak AB-D emperyalizminin her şeye kaadir bir tanrı olduğunu zihinlere yerleştirerek, bu yolla insanları AB-D’ye itaat ve biata zorlamaktır ...

Veya bu psikolojik savaş yoluyla hasara uğrayan zihinlerden kaynaklanan evham mahsulü iddilardır...

Bu iddilar 11 Eylül’de ABD’nin kendi kendini vurdurdurduğu iddiaları kadar deli saçması ve komiktir...

Bunlara gülüp geçiniz...

Gülüp geçiniz ki...

Batı emperyalizmini kasıp kavuracak bu spontane/kendiliğinden devrimler zincirinin finalini taçlandıracak olan “Büyük Devrim”e katılımcı olma şansını kaybetmeyin...

Dipnotlar:

* Yahya Kemal Beyatlı’nın “Süleymaniye´de Bayram Sabahı” başlıklı şirinden.

** Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis 1556’da Gafsa’yı, 1558’de Kayrevan’ı ele geçirdiler. Tunus’un doğu ve güney sahilleri Türklerin eline geçti. Cerbe Adası deniz üssü olarak kullanıldı. Barbaros Hayreddin Paşa, İspanya’daki Endülüslü Müslümanlardan 100.000 kadarını kurtararak Kuzey Arfika’ya getirdi. Nihayet 1574’te Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini), ele geçirmek suretiyle bütün Tunus, Osmanlı Devletinin bir eyaleti haline geldi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
BATICI REJİMLER YIKILIRKEN
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Mağripli Gençler Batıcı Diktatörleri Devirirken

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: DÜNYA :: SAVAŞ :: Afrika-
Buraya geçin: