AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Erhan Eren




Mesaj Sayısı : 76
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/05/09

Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? Empty
MesajKonu: Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?   Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? EmptySalı Ara. 14, 2010 8:59 pm


Ali İlbey(habervaktim)
Yankee-4 - Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?


Bu ülkede Amerikancılık, cumhuriyetin başında başlayan borçluluk ve güçsüzlük hâli içinde mecburi vaziyete sokulmuş bir siyaset ve âdeta kötü bir kaderdir. 1970’li yıllarda MNP ve MSP ile Amerikan aleyhtarlığını parti programına alan ve zihniyet olarak Batıcılığa karşı olan Erbakan, 1994’de iktidarın ucu görününce kerhen de olsa ABD’ye gitmişti.

Bu zât şu sıralar yeniden başına geçtiği partisinin konuşmalarında yine Amerikan aleyhtarı üslûp kullanıyor.

Turgut Özal, Dünya Bankası’ında çalışmış, fakat inanç bakımından Amerikancı olmayan, “Ortadoğu’da lider Türkiye” fikrine inanan, fakat pragmatik olarak Amerikan eksenli politikadan şaşmayan biriydi. Ülkeyi vesayetçi generallerden kurtarayım derken, Amerika’nın içimizde büyümesine mani olamadı.

Bu millet, Tayyip Erdoğan’ın ruh ve zihniyetiyle, hayat tarzı ve dünya görüşüyle Amerikancı olmadığına, Amerikan eksenli siyasetin berzahında çile çektiğine inanıyor ve onu imtihan ediyor.

AKP’nin bânileri zihniyet ve inançlarıyla Amerikancı değil, olabileceği mümkün bir çizgide ümmetçidirler. Amerikan’ın hâkim olduğu bir kulvarda kerhen yürüyorlar ve hem ABD, hem de milletçe deneniyorlar. Bünyesinde var olan Amerikancıları Truva atı olarak kullandığına şimdilik inandırıyor.

Şüphesiz dün olduğu gibi AKP yoluyla da Simonlaşanlar gemisini yüzdürüyorlar. Millet, ABD’nin, Erbakan ve Refah iktidarını sevmediği gibi AKP’nin belirleyicilerini de sevmediğine kalben inanıyor.

Kerhen Amerikancıların zihniyet ve tavrına, Ali Yurtgezen Hocanın Müslümanlar için tesbit ettiği iki davranış şekliyle bakıldığında karşımıza “müdara” ve “müdahene” kavramları çıkmaktadır. İslâm âlimlerine müracaat ederek bu kavramların mânasını şöyle açıklıyor:
“Fıkıh uleması meseleyi ‘marufu emir ve münkerden nehiy farziyyeti çerçevesinde ele almış, bilhassa münkerin nehyedilmesi gereken yerde sükût şeklindeki bir müdahalesizliği yine niyet ve şartlara göre müdara yahut müdahene diye isimlendirmişlerdir. Münker karşısında dinin icabına göre sükûtu tercih ‘müdara’, nefsin arzularına göre sükût ise ‘müdahene’ kabul edilmiştir. Müdara, asıl duygu ve düşüncelerin dışa vurulması hâlinde taşkınlık yaparak zarar vereceği yahut aşırı alınganlık göstererek husumet güdeceği varsayılan kişilere karşı gönül alıcı tarzda yumuşak davranmak, itici olmamaktır. Muhataba karşı gösterilen güler yüz, tatlı söz ve iltifat, dinî bir endişenin, meşru bir maksadın eseridir. Yanlış anlaşılmaya yol açabilecek tarafı, zahiren ‘müdahene’ ye çok benzemesidir. Müdahene ise basit dünyevî menfaatler uğruna bu menfaatleri sağlayacak olan bir fasık, zâlim yahut kâfire yaranmak, şirin görünmek için onun hoşuna gidecek tarzda davranmak demektir.”

Müslümanların kendi aralarında ve Müslüman olmayanlar karşısındaki iki farklı tavrını izah eden bu çok önemli tesbitten bakıldığında, kerhen Amerikancılar olarak tavsif ettiğim kişi ve partilerin duruşunda “müdara mı, müdahene mi var?” sorusu akla geliyor. Fikrim ve vicdanımın sesi “müdara” diyor.

Çünkü bu şahısların ilk başta kuşanıp sürdürmeye azmettikleri zihniyet ve inançlarında ulusalcı ve Amerikancı bir Türkiye gayeleri olmadığı için. Derûnlarını Allah bilir.

Amerikan gurbetlerinde mecburi gurbetzede olan İslâm âlimlerimiz ile hoca efendileri bu târiflerden âri tutmak akıl, edep ve izandandır. Dahası onları Amerikanizm’le irtibatlı göstermek bir paranoyadır.

“Bâzı İslâmî cemaatlerin Amerikancılığı” suali abestir. Niyet, zihniyet ve icraatın muhtevasındadır Amerikancılık. Darülharp olan memleketlerde ikamet edip de ülkesine ağyar olan İslâmî cemaat var mı? Paris’te ikamet eden Jöntürkler, ülkelerine karşı niyet, zihniyet ve icraatlarıyla Avrupacıydılar. Ârif olana bu misal yeter.

İster askerî vesayet altında olsun, ister sivil, bu ülkede her hükümet Amerika’ya gidip gelecektir. Bu, böyle başlamış, şimdilik böyle gidecektir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti Lozan Antlaşması ile Batı eksenli olmaya imza atmış bir devlet olarak doğdu ve varlığı kabul edildi. Mesele budur.

Ya İran gibi karşı olacaksınız, ya da Amerikan eksenciliği derece derece devam edecektir.

Ta ki, “medeniyet ve iktisadi bakımdan kendimize yeteriz” inancında kavilleşmiş ordu komutanları, birkaç siyasi lider ve kanaat önderleri yüreklerini bir masada birleştirip icma edene kadar.
İlk CHP iktidarının Yankeeciliğini cumartesi günü anlatacağız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Erhan Eren




Mesaj Sayısı : 76
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 17/05/09

Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? Empty
MesajKonu: Geri: Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?   Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? EmptyÇarş. Ara. 15, 2010 5:09 pm

AKP iktidarının cilasının döküldüğü ve işbirlikçiliğinin deşifre olduğu bir demde zorlama teviller.

Yazarın kullandığı argümanları, bilhassa mudara kavramı(ki bu kavramı ençok IŞIKÇI kesim Amerkancılıklarını meşru göstermek için kullanırdı) pekâlâ Kamalist rejimi meşru göstermek için kullanabiliriz..Hemde yazardan daha ikna edici delillerle..Öyle ya İstiklâl harbi akabindeki imkânlar mâlum... "İnkilaplar mudara gereği yapılmıştır"..Yazarın mantığıyla bu tür hüküm vermek hiçte yanlış olmaz...

Kamalistin Batıcılığı küfür dalalet ama AKP'nin ki mudara buna cingözlük derler...

Mantık çift tarafı keskin bıçaktır kullanmasını bilmeyen böyle elini kolunu budar..

Bu saatten sonra hem AKP yi savunup hemde anti-Kamalist olmak samimiyetsizliktir!

Yine bu saatten sonra İslamcı camia içinde birkaç istisna hariç Kamalizmi tenkit etme salahiyeti ve haysiyeti İbda'ya aittir..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? Empty
MesajKonu: Geri: Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?   Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? EmptyPaz Ara. 19, 2010 11:50 pm


Kerhen Amerikanci olanlarin ticareti...
..........

.................

[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/manset.jpg[/img]

[size=24]
Türk İsrail ticareti Artıyor!
[/size]

İki ülke arasında devam eden siyasi krize rağmen Türkiye ve İsrail ticaret hacmi bir önceki yıla göre yüzde 30 artış kaydetti. İsrail' Mavi Marmara katliamına karşılık sanki ödül verilmiş gibi....



Türkiye-İsrail arasındaki ticaret hacmi geçtiğimiz yıl 2.5 milyar dolar civarında gerçekleşmişti. İsrail Sanayi, Ticaret ve Çalışma Bakanlığı ile İsrail'in Ankara'daki Ticaret Ataşeliği'nden derlenen bilgilere göre, her iki ülke de ihracatında karşılıklı olarak yüzde 30'luk bir artış sağladı. En önemli artış kimyevi maddeler ile tarım ve rafine petrol ürünlerinde sağlandı.

Türkiye Mayıs ayında meydana gelen Mavi Marmara olayından sonra İsrail ile askeri, siyasi ve ekonomik alanlarda ilişkilerini gözden geçirebileceği tehdidinde bulunmuştu.


Bu tarihten sonra Türkiye özellikle askeri alanlarda İsrail'e karşı pek çok hamle gerçekleştirmiş, bazı tatbikatlardan İsrail'i dışlamış, İsrail askeri uçaklarının Türk hava sahasını kullanmasını yasaklamıştı. Siyasi olarak da pek çok uluslar arası kuruluşta İsrail'i zor durumda bırakacak girişimlerde bulunmuştu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
GÖLGE

GÖLGE


Mesaj Sayısı : 1231
Reputation : 36
Kayıt tarihi : 16/05/09

Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? Empty
MesajKonu: Geri: Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?   Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır? EmptyPaz Nis. 24, 2011 10:44 pm




[img]http://anadoluhaberim.com/upload/resimler/haber/1303650965_7_bu-ulkede-aclik-yop.jpg[/img]


[size=24]
Kübra Bebek Açlıktan Ölmüş
[/size]

Samsun'un Tekkeköy İlçesi'nde geçen 17 Ocak tarihinde yaşamını yitiren ve 'açlıktan öldüğü' haberleriyle kamuoyunun gündemine oturan 2.5 aylık Kübra Nazar Bakırcı'ya, ölümünden 25 gün önce götürüldüğü hastanede 'beslenme yetersizliği' tanısı konulduğu ortaya çıktı.



Kübra bebeğin ölüm nedeni önce polis bültenine ’beslenme yetersizliği’ olarak yazıldı. Olayın basın tarafından ülke gündemine taşınması üzerine, aynı günün akşamı Emniyet Müdürlüğü bültene ’sehven’ ’beslenme yetersizliği’ diye yazıldığını, ilgili polis memurunun da görev yerinin değiştirildiğini açıkladı. Valilik’ten konuyla ilgili yapılan açıklamada da ’Açlıktan ölümün’ sadece ailenin iddiası olduğu ileri sürüldü. Hastane ve otopsi raporu basından gizlendi.

Ancak ortaya çıkan hastane ve otopsi raporunda Kübra bebeğin ölmeden 25 gün önce hastaneye götürüldüğü ve ’malnutrisyon-kistik fibrozis’ (Beslenme yetersizliği) tanısı konulduğu ortaya çıktı. Küçük kıza yapılan ilk otopsi raporunda da midesinin boş olduğu açık bir ifade ile yazıldı. Bunun üzerine ailenin avukatı Yalçın Korkmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ve Maliye Hazinesi’ne 210 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı. Avukat Korkmaz, "İş kazası geçirip sakat kalan babaya SGK gelir bağlamamış, devlet de sosyal görevlerini yerine getirmemiştir. Dolayısıyla baba çalışamadığı için Kübra bebek adım adım ölüme gitmiştir" dedi.

HASTANEYE GÖTÜRÜLÜRKEN ÖLDÜ

Samsun’un Tekkeköy İlçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde oturan 26 yaşındaki Necla ve geçirdiği iş kazası nedeniyle işsiz olan 30 yaşındaki Murat Bakırcı çiftinin 2.5 aylık bebekleri Kübra Nazar Bakırcı 17 Ocak günü rahatsızlandı. Kübra bebek Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne 112 Acil Servis ambulansıyla götürülürken yolda öldü. Kübra bebeğin hastaneye ölü olarak gelmesi üzerine Cumhuriyet Savcısı, otopsi istedi. Yapılan otopsinin ardından bebeğin kesin ölüm nedeninin tespit edilmesi için alınan parçalar İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Kübra Nazar Bakırcı’nın ölüm sebebi, polis kayıtlarına ’beslenme yetersizliği’ olarak geçti.

BASINDA YER ALINCA ’SEHVEN YAZILMIŞ’ DEDİLER

Olayın basında geniş yer bulup ülke gündemine taşınması üzerine önce Emniyet Müdürlüğü yazılı açıklama yaparak, hazırlanan asayiş vukuat bültenine küçük kızın ölümünün kayıtlara ’sehven’ ’Beslenme yetersizliği’ diye geçtiği ifade edildi. Kısa süre sonra da görevli 2 polis memurunun yeri değiştirildi. Samsun Valiliği’nden yapılan yazılı açıklamada da, minik kızın beslenme yetersizliğinden öldüğü yönündeki iddiayı ailenin ileri sürdüğü kaydedilip, kesin ölüm sebebinin otopsiden sonra belli olacağını açıklandı. Başbakanlık da konuyu yakından takip edip Samsun valiliğinden bilgi aldı.


AÇLIĞIN BELGESİ

Kübra bebeğin ölüm nedeninin belli olması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan gelecek sonuç beklenirken, DHA Kübra Nazar Bakırcı’nın ölmeden 25 gün önce ailesi tarafından Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne götürüldüğünü ve burada yapılan muayenede ’malnutrisyon-kistik fibrozis’ (Beslenme yetersizliği) tanısı konulduğunu gösteren belgeyi ele geçirdi. Basından gizlenen hastane ve ilk otopsi raporunda açık bir dille ’beslenme yetersizliği’nin vurgulandığı ortaya çıktı. 23.12.2010 tarihinde hastane polikliniğinde muayene edilen Kübra bebeğin çok zayıf olduğu ve ’malnutrisyon-kistik fibrozis’ tanısı konularak, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi’ne sevk edildiği belirlendi. Ayrıca Kübra bebeğe Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan otopside küçük kızın, ölmeden bir hafta önce kardeşi tarafından düşürüldüğünün belirtilmesine rağmen, ’tüm kafa kaide kemikleri sağlam bulundu’, ifadesine yer verildi. Midesinin boş olduğunun tespit edildiği açık bir dille vurgulandı.


’ÖZELLİKLE FAKİR AİLELERDE GÖRÜLÜR’

Minik kıza Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nde konulan tanıyı değerlendiren, OMÜ Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Aliye Özenoğlu, Malnutrisyon’un kötü, yetersiz ve dengesiz beslenme olduğunu söyledi. Özenoğlu şöyle dedi:
"Eğer kişi yeterli beslenemiyorsa bu durum oluşabilir, ya da kronik bazı hastalıklar buna neden olabilir. Kistik fibzorist bir kronik metabolizma hastalığıdır. Bu kişilerin aldıkları besinler enzim eksizliği nedeniyle sindirilmeden vücuttan dışarı atılır. Vücut yenilen besinlerdeki vitamin, mineral, proteini alamaz. Malnutrisyon özellikle fakir ailelerde yeterli besin alınamaması nedeniyle görülür."


İKİ KURUMA TOPLAM 210 BİN TL’LİK TAZMİNAT DAVASI

Bakırcı ailesinin avukatlığını yapan Yalçın Korkmaz, Kübra bebeğin ölmeden 25 gün önce rahatsızlanarak hastaneye götürüldüğünü ve burada ’beslenme yetersizliği’ tanısını konulduğunu söyledi. Korkmaz, minik kızın babası Murat Bakırcı’nın 15 Nisan 2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle sağ ayağının bilekten kesildiğini ve çalışamadığını belirterek şunları kaydetti:

"Müvekkilime gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğü’ne ve SGK İl Müdürlüğü’ne 27.08 2008 tarihinde yapmış olduğumuz müracaata rağmen, kendisine herhangi bir maaş bağlanmamıştır. Aile zor şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışırken, 17. 01. 2011 tarihinde 2.5 aylık bebeklerini kaybetmiştir. Murat Bakırcı, daha önce kızını Samsun Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne götürmüş ve burada Kübra bebeğe ’beslenme yetersizliği’ tanısı konulmuştur. Buna göre de tedavi önerilmiştir. Ancak müvekkilim kendisi çalışamadığı için ilkel koşullarda yaşamını sürdürürken, devletin sosyal devlet olmasından kaynaklanan görevlerini yerine getirememesinden dolayı çocuğuna ihtiyaç duyduğu gıda maddelerini alamamış ve kızını kaybetmiştir. Devlet buradaki görevini açıkça ihmal etmiştir. 3 yıla aşkın süredir kendisine gelir bağlamadığı için bu ölüm olayının meydana gelmesinde devletin kusurları bulunmaktadır. Biz de Samsun İdare Mahkemesi’ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Hazinesi hakkında toplam 210 bin TL’lik manevi tazminat davası açtık." ’


’AÇ İNSANIN MEMESİNDEN SÜT GELİR Mİ?’

Olayın basında geniş yer bulmasının ardından Türkiye’nin her yerinden Bakırcı ailesine yardım yağdı. Samsunlu bir işadamı oturduğu evi tamir ettirdi. Yardımseverlerce eve yeni eşyalar alınıp gıda maddeleri gönderildi. Anne Necla Bakırcı, kızını iyi besleyemediklerini söyleyerek, "İşimiz yok. Zor durumda yaşıyorduk. Bu yüzden kızıma iyi bakamadım. Onu besleyemedim. Aç insanın memesinden süt gelir mi? Bundan sonra dolabım dolmuş neyime. Kızım gitti" diyerek gözyaşı döktü.

Baba Murat Bakırcı da, geçirdiği iş kazası sonrasında işyerine açtığı 501 bin TL’lik tazminat davasının devam ettiğini belirterek, "Bu süre içerisinde SGK bana bir maaş bağlamadı. Bir maaşım olsaydı. Belki kızım ölmeyecekti" diye konuştu.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kerhen Amerikancı Olanların Yüzü Kara mıdır?
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kara Panterler lideri: Batı STK'ları politikleştirdi...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Siyaset :: AKP-
Buraya geçin: