POLİS PUSUYA DÜŞTÜ

Samsun'da, devriye gezen polis arabasına ateş açıldığı ve 2 polisin öldüğü bildirildi.

[color:e326=cyan][color:e326=red][size=18][color:e326=cyan][color:e326=red]O yumruk F tipinden mi?[/color] [/color]


[color:e326=#434343][color:e326=cyan]16 Nisan 2010 Cuma[/color][/color]


[color:e326=#000000][b][color:e326=cyan]Ceyhun BOZKURT

Kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’e Samsun’da düzenlenen yumruklu saldırı Emniyet’teki kavgayı da su üstüne çıkardı.[/color][/b]

[color:e326=cyan]Samsun Emniyet Müdürü Muzaffer Erkan’ı koltuktan eden yumrukta poliste varolduğu iddia edilen cemaatçi kadrolaşmanın etkisi olduğu konuşulmaya başlandı.

İddialara göre İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a rağmen Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’i görevden aldı. Bakan Atalay’ın bu kararı cemaatte ciddi bir kırgınlık ve kızgınlık yarattı.

Bakan Atalay, tepkilere rağmen bu göreve Samsun Emniyet Müdürü Muzaffer Ertan’ı getirmek için harekete geçti.

Bakan Atalay. bu düşüncesini çevresine de açtı. Atalay, 2000-2001 yılları arasında İstihbarat Daire Başkanlığı yapan Erkan’ı yeniden göreve atamayı planladı. Bu nedenle de İstihbarat Daire Başkanlığı görevine asaleten atama yapmadı.

Bu koltuğa Muzaffer Erkan’a ayırdı. Ancak uzun süre karara itiraz etmeyen Ramazan Akyürek mahkemeye geri dönüş davası açtı.

Emniyet kulislerinde Muzaffer Erkan’ın İstihbarat Daire Başkanlığı görevine getirileceği yüksek sesle konuşulmaya başlandığı günlerde Samsun’daki yumruklu saldırı meydana geldi.

Bu arada cemaate yakın çevrelerde İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile ilgili de dedikodular arttı. Bakan Atalay’ın görevinden alınacağı ve yerine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu gibi dışarıdan bir ismin atanacağı konuşulmaya başlandı. Atalay’ın koltuktan gitmesine de gerekçe olarak Kürt açılım sürecinde aktif rol üstlenmemesi gösterilmeye başlandı.
[/color]
[/color][/size][/color][/color]

[size=18]Samsun'da öldürülen polisler, AVAZTÜRK sitesinin yukarıdaki haberi...

Diğer yandan son günlerde evlerine tabutlarla dönmeye başlamış olan askerler derken buna polislerin de eklenmiş olması.

Önceki yorumumuzda, Ahmet Türk'ün yumruklanmasuının siyasi bir olay olduğu ve siyasetçilerin bu hadisenin mesuliyetine uygun olarak davranmadığı sürece bu işin faturasının kabarabileceğini, tabutların artabileceğini ve bunun da mesulünün, haliyle mesuliyeti üstlenmeyen AKP, dolayısıyla RTE olacağını döylemiştik.

İşte o yorumumuz:


[color:01a2=red]Son günlerde yaşanan çatışmalarla, tabutla eve dönmeye başlayan askerlerle beraber değerlendirilmesi gereken bir metin...

Ahmet Türk'e yapılan saldırıyla ilgili olarak, AKP-RTE, Samsun Emniyet Müdürü'nü görevden alarak işi kapatabileceğini zannediyor. Oysa bu siyasi bir saldırıydı ve bu saldırı karşısında birilerinden hesap sorulması gerekiyorsa o da en azından İçişleri Bakanı olmalıydı. Hani RTE, İsrail'den laf atan adam için, "O benim muhatabım değil!" diyor ya, işte aynen öyle. Böyle bir siyasi saidırıda muhatap bürokrat değil, siyasetçidir. Burada bürokrat-polis en son mesul tutulması gereken kişidir. Şimdi eğere geçekten kan dökülmesini istemiyorlarsa, o gencecik çocukların tabut içerisinde eve dönemleriini istemiyorlarsa, bir an önce mesuliyetlerinin gereğini yapmalı ve istifa etmeliler. Yoksa PKK, bir siyasi örgüt olarak bu görevden almalarla tatmin olmaz. Siyasi hamlenin muhatablığını siyasetçilerden görmek ister.
Tabi işin bir diğer yönü de bu AKP siyasetçilerinin bürokrat harcamak mecburiyetinde kalmaları. Bu, kontrolü kaybettiklerine delil.
Evet, kendi çocukları gemicik yüzdürürken, garip gurebanın çocukları, bunların hatalarını canlarıyla ödemeye devam etmekte. Adamlarda ne utanma, ne sıkılma.
AKP dönemi biir tarafıyla İttihat terakki dönemini hatırlatmakta. Ama yalnız şu var ki, İttihat Terakki, sapına kadar idealistti ve ferlerinin şahsi-nefsani davrandığını kims eiddia edemez. Her biiri yoksulluk içinde öldü. AKP paşaları ise cukkaları doldurmaktan başka bir işe fırsat bulamamakta.[/color]

[color:01a2=cyan]Şimdi, eve iki tabut daha dönmüş. Hem de yumruun atıldığı Samsun'da.[/color]

[color:01a2=#00ffff]Hem de bu defa asker değil de polis tabutu.[/color]

[color:01a2=#00ffff]Faturanın kabardıkça kabarması bir yanda, işin içindeki bir çok kliğin hadiseden menfaat devşirmeye çalışması diğer yanda...[/color]

[color:01a2=#00ffff]Yapılması gereken belli.[/color]

[color:01a2=#00ffff]Yapması gerekenin ne olduğunu bildiği halde bunu yapmayan da...[/color]

[color:01a2=#00ffff]O zaman kimse cenazelerde timsah gözyaşları akıtıp, kanlarının hesabını sorma sözü vermesin. Asıl ölülerin üzerinden, kan üzerinden siyaset yapmak bu demek.[/color]

[color:01a2=#00ffff]Ölenler ölmüş, belki daha birileri de namlunun ucunda ama balkondakilere ne? Onlar altındaki koltuklara sıkı sıkı yapışmışlar, olan garibanlara oluyor.[/color][/size]

[size=18]Bu Da yine AVAZTÜRK'ten Müyesser Yıldız'ın haberi: [justify][/justify]
[justify][b][/b] [/justify]
[justify][b][color:7041=red]Muzaffer Erkan Ergenekoncu mu?[/color][/b][/justify]
[justify][b][/b] [/justify]
[justify][/justify]
[justify]Ahmet Türk’e saldırı bahanesiyle hedefe oturtulan bir diğer isim ise Samsun Emniyet Müdürlüğü görevinden alınan Muzaffer Erkan oldu.[/justify]
[justify][/justify]
[justify]Erkan’la ilgili kampanyada da cemaat medyası başı çekti. Hüseyin Gülerce, “Emniyetteki Ergenekonculara dikkat” diyerek, isim vermeden Erkan’ın “Ergenekoncu” olduğunu ima ederken, Samanyolu Televizyonu Albay Cemal Temizöz’le “yakın ilişkisini” gündeme getirdi.[/justify]
[justify][/justify]
[justify]“Yakın ilişki” denen, Erkan ile Temizöz’ün geçmişte Denizli’de birlikte görev yapmaları. Biri Emniyet Müdürü, diğeri İl Jandarma Komutanı olan güvenlikten sorumlu iki ismin görüşmesini “suç” saymak herhalde ancak “demokratikleşen” Türkiye’de yaşanabilecek bir hadise.[/justify]
[/size]