AKINCILAR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

AKINCILAR

AKINCILAR FORUM
 
AnasayfaKapıGaleriAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 YERALTI SOHBETLERİ'nden

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YERALTI SOHBETLERİ'nden Empty
MesajKonu: YERALTI SOHBETLERİ'nden   YERALTI SOHBETLERİ'nden EmptyPtsi Nis. 05, 2010 12:55 am

Oturduğum yer, Osmanlı döneminde bahçelik, bostanlık bir bölgeymiş. Sürekli oturulan bir yer değil. Kulübe, baraka benzeri, derme çatma bir kaç yapı var etrafta, hepsi o kadar... Bunlardan bir taneside şu an oturduğum yerde.
Her "yer"in geçmişinde, uzun yıllar sonra, diyelim ki eli ayağı yavaşlamış bir ihtiyarın, müsait zamanlarda, -yaz-kış fark etmezz, ama 'hikayenin kendisi için' gece yarıları, en müsait zamanlardır- etrafına toplayacağı, hikaye dinlemeyi çok seven, ciddiyede alan çocuklara, "Uzun yıllar evvel bir gün burada...işte buralarda bir yerde... belki tam da burasıydı çocuklar, dinleyin" diyerek anlatmaya başlayacağı "bir gün" ya da "bir gece": "bir hadise" mutlaka vardır. Bu yerinde var. Zaten olmasaydı, ben bir tane yakıştıracak, çocukları hikayesiz bırakmayacaktım. Yakıştırdığımı da söylemeyecektim.
Bu yerinde "bir hadise"si var işte.
[b]Sanki başka devletlerin orduları tarih boyunca, hiç krallarını tahttan indirmemiş, hiç bozulmamış gibi, ve bu devletler, orduları her ne zaman disiplinini kaybetse, disiplin altına almak yerine, sanki askerlerin evlerini barklarını topa tutarak topluca yok etme yoluna gitmişler gibi[/b], arkasında, [size=18]“Eğer bu ordu, içindeki çapulculardan arınır, toparlanırsa, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de menfaatlerimizin önünde geçilmez bir duvar olur, ülkeyi yutamayız”[/size] hesabını yapan sömürgeci güçlerin kışkırtmaları bulunan bir karalama kampanyası sonrasında başlatılan bir operasyonla, binlerce yeniçeri askerinin, aileleriyle birlikte, kadın, çocuk, demeden, beşikteki bebelerine varıncaya kadar, evleri topa tutularak vahşice toplu olarak katledildikleri,
Sağ kalanların, sokaklarda sırtlanlar gibi gruplar halinde dolaşan kelle avcılarınca öldürüldüğü,
Karalama kampanyasıyla topluma zerk edilen kin ve nefretin derecesine bakın ki, kanları içilecek asker kalmayınca, bu sefer, Istanbul’un fethi için toprağa düşmüş, kanlarını akıtmış Yeniçeri şehitlerinin kabirlerinin, “Bunlar devşirme piçleridir!... Bunların kanı bozuktur!... Bunlar kâfirdir!” diye günlerce talan edilip, kabir taşlarının kırıldığı,
Mezarlardan çıkarılan şehit naaşlarının sokaklarda sürüklendiği, parçalandığı, köpeklerin önüne atıldığı 1826 yılı Haziran’ının o kara günlerinde, anası, babası, karısı, ve bebeleri kelle avcılarınca doğranan Dobrucalı Deli Çerkes lâkablı genç bir askerle bir grub arkadaşı, sokaklarında asker kanından birikintiler oluşan İstanbul’dan ev ev vuruşarak çıkıp, buradaki barakaya sığınıyorlar
Aç, susuz ve yaralılar.
Kelle avcıları peşlerindedir.
İşte burada,bir müddet saklandıktan sonra, Çanakzadelerden Molla Yezit ve adamları tarafından kuşatılıyorlar. Gece yarısı başlayan müsademe, sabaha karşı Deli Çerkezin’de şehadete ulaşmasıyla bitiyor.
Şu kadarını söyleyeyim, Çerkez Delisi, adamlarıyla birlikte, evin içine giren Yezit’in suratına “Bre sapı silik Yezit!, Ulan uyuz zırzop!” diye bağırıyor,Yeniçeri odalarını ‘Şu paşa, kâfirdir, şu zındıktır, filâncanın sütü, falancanın kanı karışıktır. Haydi Peygamber ocağı aslanları, fetva bizden, kılıç sizden’ diye dolanıp, asker sırtı sıvazlayan, ‘Üçte biri kılıç, üçte biri fetva, geriside dua hakkı’ diye pazarlık yapan sen değil miydin? Daha bir ay evvel, 'Sultan’ın kanıda, dedeleri gibi karışık... Gâvurluğu oradan geliyor' diye ötmüyor muydun din kenesi bezirgân!
Gözleri vel fecri okuyan Yezit'in göğsü hırıl hırıl... Çerkes Delisi söyledikçe, o da, adamlarına, “Söyletmen vurun!... Söyletmen vurun!” diye hırıldamada...
Adamlar duraklıyor gene de. Öndekilerden biri hamle ediyor, edemiyor; ağzının ortasına yanlamasıya silleyi yiyince, çene bir yana, dudak öbür yana kayıp, yıkılıyor.

Çerkez ; “Fethettiğimiz Istanbul’u bize mezar ettiniz. Istanbul’dan attınız. Şimdiki zaman sizin. Ama bunun birde gelecek zamanı var. Bunun birde geleceği var. Binlerce gittik, binlerce geleceğiz. Geleceğiz ve bu şehri bir daha alacağız. Geri geleceğiz Çanakzadelerin Yezitleri, Zırzopları! Geri geleceğiz! Geri geleceğiz!” diye bir solukta haykırıp, diğerlerine fırsat vermeden hançerini şah damarına çalmış.
İnsan kanı dediğin ne kadar bir şey ki... Ayarı güzel tutturunca, boşaldı, boşalır.
Çerkez de böyle gidiyor işte.
Molla Yezit ve adamları, kafaları bir kirli sepete doldurduktan sonra, cesetleri buralarda bir yerlere atıyorlar.
Mezarları belli değil...Yok.
Şimdilik...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vertes
AKINCI MOD
AKINCI MOD
vertes


Mesaj Sayısı : 323
Reputation : 14
Kayıt tarihi : 14/06/09

YERALTI SOHBETLERİ'nden Empty
MesajKonu: Geri: YERALTI SOHBETLERİ'nden   YERALTI SOHBETLERİ'nden EmptyPtsi Nis. 05, 2010 6:49 pm

eline sağlık gönüldaş güzel yazmışsın teşekkür eder devamını bekleriz..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YERALTI SOHBETLERİ'nden Empty
MesajKonu: Geri: YERALTI SOHBETLERİ'nden   YERALTI SOHBETLERİ'nden EmptyPtsi Nis. 05, 2010 7:38 pm

Kıymetli gönüldaş, ilgili yaazı benim değil, Sayın Murat Doğu'nun, "iki Zaman Arasında Düğün" adlı kitap-roman çalışmasından alınmıştır. Yazının tamamı, http://www.dolun-ay.com/book/index.html
adresinden okunabilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
vertes
AKINCI MOD
AKINCI MOD
vertes


Mesaj Sayısı : 323
Reputation : 14
Kayıt tarihi : 14/06/09

YERALTI SOHBETLERİ'nden Empty
MesajKonu: Geri: YERALTI SOHBETLERİ'nden   YERALTI SOHBETLERİ'nden EmptyPtsi Nis. 05, 2010 8:30 pm

alıntın için teşekkür ederiz bizde :))

gönülaş seninde yazabileceğin satırlar vardır mutlaka bekliyoruz..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
AZYA
Admin
Admin
AZYA


Mesaj Sayısı : 2611
Reputation : 38
Kayıt tarihi : 27/03/10

YERALTI SOHBETLERİ'nden Empty
MesajKonu: Geri: YERALTI SOHBETLERİ'nden   YERALTI SOHBETLERİ'nden EmptyPtsi Nis. 05, 2010 9:22 pm

Murad Doğu bu işin pirlerindendir. Bir çok şeyi kendisinden öğrendik. Ta Taraf'tan beri... Ki, kendisi Taraf'ı Taraf yapan mümtaz şahsiyetlerin başında gelir. Mücadele tarihimizde ele alınması gereken başlıbaşına bir mektep şahsiyettir aynı zamanda. İnşallah ileriki günlerde üzerinde uzun uzun duracağız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
YERALTI SOHBETLERİ'nden
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» yeraltı peygamberi -un prophete

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
AKINCILAR :: UMUMİ :: Tarih :: BD - İBDA Mücadele Tarihi-
Buraya geçin: